Jump to content

Meleklerle Diyalog / Gitta Mallasz


nevermore

Önerilen Mesajlar

"I em not the author of “Talking with the Angel,”

I am only the scribe "GittaMallasz

( Ben “ Meleklerle Diyalog “ kitabınınyazarı değil sadece yazanıyım”)

Gitta Mallasz 21 Haziran 1907 doğdu. 103 sene evvel. Babası Macar aristokrasisinden gelmeydi. Avusturya-Macar ordusunda Generaldi. Annesi Avusturyalıydı. 1936 da Macar tabiiyetine geçti . Berlin 1936 Olimpiyatlarına iştirak etmiş bir yüzme şampiyonuydu.

Macaristan Musevileri için tam bir cehennem olmuştu. Konsentrasyon kamplarında yüzlercesi işkenceye tabi tutuluyorlardı.

Bu harbin görülmemiş şiddeti karşısında Gitta ve üç arkadaşı

Hana – Lili ve Joseph insanın nasıl böyle vahşetler yapabileceğini sorgulamaya başladılar. Her şiddet hareketinin arkasından dörttü de Araslarında ve tek tek bu sorunun cevabını etraflarındaki insanları sorgulayarak ve onlardan aldıkları cevapları da kendi vicdanlarında sorgulayarak cevaplandırmaya çalışıyorlardı.

Bu çalışma kısa zamanda hayatlarının bir dönüm noktası oldu.

Bu sorgu – cevap çalışmaları neticesinde zamanlar sonra cevapları da bulmaya başladılar. Bu cevaplar Gitta’nın küçük notlar aldığı kağıt parçalarında gizliydi. Hepsi artık o hale gelmişlerdi ki bir taraftan sorular soruyorlar kendilerine diğer taraftan yine kendileri bunlara en güzel cevapları buluyordu . Onları küçük kağıt parçalarına yazıp saklıyorlardı.

Benlikleri sanki iki ayrı parçaya ayrılmıştı. Bir parçası o harbin ortasında etraflarında oluşan binlerce birbirinden daha acımasız ve korkunç olaylar diğer taraftan da sanki onların ayrı bir parçası veya içlerinde bulunan bir yabancı gibi o sorulara cevap veren kısımları . İki Parçaya bölünmüşlerdi.

Buna “ içimizde ki biz “ diyorlardı.

Arkadaşları Hanna ve Lili kurtarabilmek için Gitta bir askeri üniforma fabrikasında çalışmaya razı olmuştu. Onun sayesinde yüze yakın Musevi erkek esir kamplarına gönderilmekten kurtulmuştu.

2 Aralık 1944 fabrika Macar Naziler tarafından idaresi devr alınmıştı ama bu arada Gitta sayesinde orada çalışan yüz’e yakın Musevi erkeği kaçma imkanı bulmuşlardı sadece 13 kadın işçi kaçamamıştı.

Onlar Gitta ve arkadaşları ile birlikte kalıp ya hep beraber kurşuna dizilmeyi veya Konsantrasyon kamplarda ölmeyi göze almışlardı..

Harpten sonra Macaristan’ı işgal eden Ruslar tarafından Gitta’nın ailesinin bütün malları müsadere edildi ve onun çalışmasına izin vermediler.

 

Fakat Gitta dünya çapında bir yüzme şampiyonu olduğundan onu Macar Milli Balesine dekoratör ve idareci tercüman yaptılar. O 6 lisan konuşabiliyordu son derece akıcı bir şekilde dünyadaki bir çok ülkeyi ziyaret etmiş ve devlet Başkanları ile tanışıp konuşmuştu. Bunlar arasında Çin Devler Başkanı Mao – Tse Dong ve İngiliz Kraliçesi Queen Mary de bulunuyordu.

Macar Balesinin Fransa’da yaptığı bir turneden istifade ederek Macaristan’a dönmeyip Amerika’ya iltica etmeye karar verdi yanında sadece Arkadaşları ile yazdıkları küçük kağıt parçalarını almıştı.

Macaristan’da ki ailesine bir şey olmaması içinde Laci Walker diye birisiyle anlaşmalı evlilik yapıyor. Bu evlilik daha sonra kuvvetli bir aşka dönmüştür.

image005.gifKocasıyla beraber , yanında getirdiği küçük notları Fransızcaya tercüme edip bir kitap haline getirmek onların 15 senesini aldı. Nisan 26 , 1976 da Claude Mettra tarafından radyoda yayınlanan Fransız kültür Bakanlığının “ Yaşayanlar ve Tanrı “ adlı programına davet edildi. Program çok büyük bir ilgi gördü bunun üzerine Claude Mettra kitabının yayınlanmasında ona yardımcı oldu . “ Talking With the Angels Meleklerle Dialog “.

Kitap 1976 sonuna doğru yayınlandı ve bir hafta içinde bütün baskı tükendi . 6 ayda 17 baskı yapıldı ve her biri çok kısa zaman içinde tükendi .

1979 da Cordoba / ispanyada bilim adamları ve felsefecilerin bir davetine gitti ve onlara kitabı hakkında bilgi verdi.

1983 de Dünyaca tanınmış Carl – Gustave Jung Enstitüsünün Zürih şehrinde bir konferans veriyor.

Bu onun dünyaya açılışına sebep oluyor arka arkaya konferans ve oturumlara gidip birçok bilim adamı ile tanışıyor.

İnsanlara şu fikri izah edip kabul ettirmeye çalışıyor.” Bizlerin harp esnasında yaptığımızı sizde yapabilir ve hayatınıza bir yeni benlik ilave edebilirsiniz bu yeni benlik size ömrünüzü değiştirip daha mutlu bir hayat yaşamanız için önder olacaktır “ Kitapları 21 dilde tercüme ediliyor.

 

Okuyucuların ona gönderdikleri binlerce maille cevap veremeyeceğine görünce onları bir tasnife tabi tutup en önemlilerinden 99 ayırıp bir kitapta onları cevaplandırıyor. “Les Dialogues - Diyaloglar”

Bu kitabın özeti şöyle “ diyaloglar onları yaşadığım şekilde “

 

Yani harp esnasında başlarında geçen olayları kısaca anlatıp onlar karşısında 4 arkadaş nasıl cevap aradıkları ve daha sonra bu cevaplar onlar tarafından değil sanki onların içindeki bir melek tarafından ( ruhsal varlık ) içlerinde ki ( ve her insanın içinde gizli olan) o benliğin dışa vurumu olarak cevapların kendiliğinden nasıl oluştuğunu anlatmaktadır.

 

1988 de hayatını altüst eden bir trafik kazası yaşıyor. Vücudunda bir çok tehlikeli kırığa sebep olan bu kaza sonunda artık tek başına eskisi kadar hareket edemediğinden Bernard ve Patricia Montaud ‘nun yanına yerleşiyor .

1992 senesinde Bernard ve Patricia’ya şöyle diyor .

“ I have achieved my task on Earth - I’m going to return to my home land “

Ben bu dünya üzerinde ki vazifemi bitirdim – Artık asıl vatanıma döneceğim

 

Dediği gibi 25 Mayıs’ta evinde ölüyor .

image007.gif

Evet bu da Ölümünü bildiren ilanı.

Ölüm ilanında yazmış olduklarını misyonuna ne kadar bağlı olduğunun bir ispatı:

“ Bedenimi terk ettim

Dünyadaki görevimi yapabilmek için.

Bana verilmiş bu faydalı aleti

Zamanla çok yıprandı

Biliyorum ki bana yeni bir beden

Verecekler yeni yapacağım göreve uygun.

Senin de bir görevin var , Özel bir görev

Onu layıkıyla yerine getirmek en iyi şekilde

Göklerin sana bu değerli armağanını

-Dünyadaki yaşamın için verilen BEDEN’i –

Layıkıyla kullanmak gerek

Yoksa BOŞ’a YAŞAMIŞ OLURSUN

Gitta

 

Meleklerle Diyalog - Dialogues Avec l’ange : Haziran 1943 öğleden sonra yer : İşgal edilmiş Macaristan . 4 Arkadaş aralarında bir mevzuu münakaşa ediyorlar birden onlarından bir olan

Hana ayağa kalktı ve kendisine ait olmayan bir sesle ve yine kendisine ait olmayan bir fikri yine kendisine ait olmayan kelimelerle arkadaşlarına izah etti. Bu günden sonra ı7 ay boyunca her Cuma günü kendisine ait olmayan bir sesle yine kendisine ait olmayan fikirleri arkadaşlarına anlatmıştır.

Bu konuşmalar “ Diyalogue Avec L’ange * Melekle Diyalog “ ismiyle yayınlandı.

Dünyaca meşhur ve saygın “ Psychologies “ dergisinin 79 sayısında Gitta Mallasz bize bunu şöyle izah ediyor :

“ dördümüzden Hanna en mantıklı, kendinden emin olanımızdı. Aynı zamanda en zekimiz. Onun bir özelliği de önsezi duygusunun çok kuvvetli olmasıydı. İşte onun bu konsantrasyon yoğunlaşması bu

Değişik boyutla irtibat kurabilme imkanını sağladı.

Bu kurulan iletişim üzerine birden “ Dikkat edin konuşan ben değilim “ diye bağırarak ve bizi uyarak o gün ilk konuşmasını yaptı. O konuşanın Hana olmadığını gerek ses tonundan gerekse söylediği cümle ve kullandığı kelimelerden anlamıştık. Ama hiçbir şekilde trans altında değildi hatta normal zamanlardan daha uyanık ve açık görür bir durumdaydı. Bu bize nedense hiç garip görünmedi gayet doğal karşıladık. O tarihten itibaren her Cuma günü saat 15 de “ melek “ ziyaretimize geliyordu , bizde onu sanki bir dostumuz gibi karşılayıp konuşuyorduk. Genelde her ruhsal alemle kuran şahıs transa girer bu bütün dinlerde böyledir. Hanna’da böyle bir durum yoktu onun için onun Ruhsal bir varlığın tesiri altında medyumsal ir durumda konuştuğunu iddia edemeyiz. Bunla hiçbir ilgisi yok. Onun durumu normal insanların benliklerinin genelde bulundukları şuur durumundan çok daha gelişmiş bir uyanıklık durumunda olmasından benliği asıl üst benliği ile temas halinde bulunup onun ağzından konuşmaktaydı.

 

1943 de daha Macaristan tam savaşa girmeden 4 arkadaş dekorasyon atölyelerini küçük bir köye taşıyıp orada daha kendilerine dönük bir hayat yaşmak ve iç problemlerini hal etmek isterler. Her ne kadar uhrevi bir bilgi açlıkları varsa da hiç biri Dini vecibelerini yerine getiren insanlar değildiler.

 

Ne zaman ki kendi iç meseleleri üzerinde bir karara ve neticeye varmak için konuşma kararı verseler her biri bir mazeret uydurup bu mevzudan kaçıyorlardı. Ama bu keresinde yine mevzuu açılınca Gatta kaçamak bahaneler ileri sürmüş buna sinirlenen Hanna ise bir den “ Bundan böyle konuşan ben değilim haberiniz olsun “ diye arkadaşlarını uyarıp o değişik sesle değişik cümleler ve kelimelerle

Derdini anlatmağa başlamıştı. Bu Onyedi ay sürdü değişik şekil ve sesi olan ve 4 arkadaşın “ Melekler” veya “ İç üstadlar “ diye adlandırdıkları Hanna’nın ağzından kendilerini ifade ettiler.

Her geçen gün harp daha şiddetlenir ve sonunda arkadaşlardan üçü Hanna , Lili ve Joseph almanlar tarafından Yahudiler için toplama kamplarından birine gönderilirler ve orada bir müddet sonra ölürler. 16 sene sonra Gatta bu dörtlüden tek yaşayan o konuşmaların küçük kağıtlara yazmış olduğu kopyalarıyla beraber Fransa ya göçer ve onları bastırıp dünyaca tanınmalarını sağlar.

 

Bu “ uhrevi düşünceler üzerine bilinmeyen kişilerle yapılmış bir röportaj gibidir. “

“Melekle diyalog” kitabından alıntı

Her konuşmanın altında yeşil renkte Türkçe tercümesi yapılmıştır

Lili:Pouvons-vous quelque chose contre les horreurs de la guerre ?

Lili est arrêtée net par un geste fulgurant de défense.

- NON ! LA GUERRE EST L'HABITUEL.

IMPOSSIBLE DE LUTTER CONTRE LE PASSE.

TOURNEZ-VOUS VERS LE JAMAIS-ENTENDU !

Lili : Harbin vahşetine karşı bir şey yapabilir miyiz ?

Sert bir el hareketi ile LİLİ ‘nin konuşması kesilmiş

HAYIR ! SAVAŞ ALIŞILMIŞ BİR ŞEYDİR

GEÇMİŞLE MÜCADELE ETMEK İMKANSIZDIR

SİZ KENİDİNİZİ HİÇ DUYULMAMIŞ ŞEYLERE YÖNLENDİRİN

Je comprends que seule la Force nouvelle à venir peut transformer le vieil instinct de tuer.

Anlıyorum öldürme iç güdüsünü sadece gelecekteki yeni bir kuvvet vazgeçire bilir

 

Tu te mens encore.

Le mensonge est peur.

Mais tu n'as pas de raison d'avoir peur.

 

Sois attentive !

Le chemin n'est pas pesant...

Sois légère !

(...)

Hala yalan söylüyorsun

Yalan korkudur

Fakat korkman için sebep yok

 

Dikkatli Ol !

O yol (ağır) meşakkatli değildir

(hafif ) içini rahat tut !

(….)

Si c'est pesant pour toi, tu t'égares.

 

La ville est coquille vide,

elle n'est plus, elle est malédiction pétrifiée,

même sa poussière est malédiction,

car rien n'y pousse.

 

 

Je vais te dire un secret :

La LUMIERE est même que la lumière,

seule l'intensité est différente.

 

Eğer Senin için ağır( zor) gelirse, şaşırırsın( yanılırsın)

 

Şehir boş bir kabuktur

O yoktur, o lanettin taşlaşmışıdır

Tozu bile lanetlenmiştir

Çünkü orda hiçbir şey yetişmez

 

Sana bir sır söyleyeceğim :

IŞIK , ışığın aynısıdır ( küçük ve büyük harfle)

Farkı sadece aydınlama şiddeti farklıdır

 

JE NE SUIS PRESENT QUE DANS LA JOIE.

 

Le vrai sentiment est immobile,

IL AIME TOUT ET RAYONNE.

 

BEN SADECE NEŞE’nin İÇİNDE VARIM

Asıl duygular hareketsizdir

HER ŞEYİ SEVER ve PARILDAR

 

Chacun est responsable de sa propre voix.

Ainsi elle ne peut pas être fausse.

Le Destructeur ne peut pas s'y glisser

Seul dans le faux il le peut.

 

Herkes kendi sesinden mesuldür

Böylelikle o taklit olamaz

Yıkıcı onun içine sızamaz

Sadece sahtenin içine sızabilir

 

 

LA PAROLE EST PORTEUSE DE LUMIERE.

LA PAROLE VRAIE A SON POIDS.

LA PAROLE MENSONGERE EST SANS POIDS.

Le Destructeur se réjouit de la faille,

lui, le père de tous les mensonges,

il effrite, démolit.

Ce n'est pas la violence qui détruit les murs,

mais le mensonge.

SÖZ IŞIĞI TAŞIYICIDIR

HAKKİKİ SÖZÜN BİR ( AĞIRLIĞI) DEĞERİ VARDIR

YALAN SÖZLERİN HİÇ BİR ( AĞIRLIĞI) DEĞERİ YOKTUR

Yıkıcı çatlaktan memnundur

O bütün yalanların babası

Ufalar , yıkar

Duvarları yıkan şiddet değildir

Fakat sadece yalandır

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gitta Mallasz bu olan olayların bir medyumluk olayı değil ve Hanna‘nın ağzından çıkan sessin de bir ruhsal varlığın sesi değil sadece insanın diğer benliğinin sesi olduğunu iddia etmektedir.

Bu felsefeye göre insanların iki benliği var. Bunlardan bir tanesi ön benlik diğeri ise derin benlik bu insan beynin şekline benzemektedir . İnsan beyninin de iki önemli kısmı vardır . Bir Cortex (Korteks) kısmı ki bu beyni etrafını saran dış kabuğu veya zarıdır bu beynin şekli gibi kıvrım kıvrımdır burada günlük yaşamla ilgili olaylar ve değerler muhafaza edilir. İkincisi beynin iç kısmını meydana getiren yumuşak beyaz kısım . Burada milyonlarca neuron ile birbirine bağlanmış gri hücreler dediğim ve insanın yaşamı için gerekli önemli olan şeyler saklanır. İnsanın doğumundan ölümüne kadar onu idare eden özeliklerin saklandığı ve oluştuğu yerdir. İnsanın nefes alma refleksinden , sevmek, görmek , yürümek gibi değerlerin sırları ve onun yanında da yine insanı insan yapan özeliklerin duygu ve motris dataları burada saklanır ve buradan idare edilir.

 

Gitta Mallasz ve üç arkadaşı da ikinci dünya harbi sırasında yaşadıkları inanılmaz vahşet içinde yaşarlarken kendilerine sığınacak ve yol gösterecek bir değer aramışlar ve devamlı sordukları sorular neticesinde iç benlikleri ile iletişim kurup ondan bu cevapları almışlardır.

Bu insanın subconcience denen alt benliği ile temas kurması demek oluyor ki sadece belli çalışmalar sonunda elde edilebilecek bir özelliktir.

İlk defa Jung Freud tarafından ortaya atılan bu teori daha sonradan psikolojide bir ekol olmuş ve halen de bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.

ŞUUR

 

La : Conscientia.

Al : Bewusstsein.

İn : Consciousness.

Fr : Conscience.

Os : Şuur.

Tr : Bilinç.

 

Ruhun kendi hâlleri ve fiilleri hakkında az çok tam ve az açık sezgisi. Öz varlıkta meydana gelen olaylar hakkında edinilen az çok seçik ve kesin bilgi yahut olayların toplamı.

Şuur bütün içsel olayları kapsar. Şuur kendi öz fiillerinin veya dışarıdan aldığı etkilerin ruh veya benlik tarafından tanınmış olmasıdır. Kendi kendimizi gözlemlemek kudretidir. Vasıtasız bir bilgidir. Derin ruhsal olaylara ait bilgidir. Bizim hariçten etki almak fiil ve harekete geçmek tarzlarımızdır.

Her bilgide olduğu gibi her şuurda da bilen ben ile bilinen eşya vardır.

Şuur bir bilgi tavrıdır; bir hükümdür. Biz kendi öz hayatımızın şahidiyiz. Ruhsal hayatımızın şahidiyiz. Ruhsal hayatımızın kendi kendine bir şuuru vardır. Şuur basit ve fazladan bir olgu değildir. Düşüncenin bir ikinci dereceden olayı olmayıp kendi kendini bilmek itibarıyla bizzat düşüncedir.

Her bilgi şuurdan meydana gelmiştir. Fakat her şuur fiili bilgi değildir.

Vasıtasız ya da Kendiliğinden Şuur: Henüz düşünemeyen çocuğun kendi kendisini incelemek emeğini göstermiş olan kimsenin şuurudur. Bu durum benliğimizin faaliyeti hakkında açıklıktan yoksun ve belirsiz bir bilgi gibidir. Benlikten geçenlerden az veya çok haberdar olmaktır. İlkeldir benzeşim ve karşılaşım yapar.

Düşünceli Şuur: Nefsin geçmişe bağlı hâllerine dönüşüdür. İçsel olayların iki kat oluşudur. Ruhun kendini etken ve edilgen olarak bilmesidir. Düşünceli şuur sonradan ortaya çıkar sentetiktir. Şuura şuurdur yani şuurun şuurlu olarak bilinmesidir.

Şuur hayatının önemli özelliği sürekliliğidir. Şuur kendi hududu dahilinde olmak üzere kesin bilgi ve sezgisiyle benliğimiz hakkında birçok hatalara meydan vermez. Maddeciliğe iltifat etmez. Pozitivizme müsait bulunmaz. Sebepler ve sonuçlar zincirinde kendisinin de bir yeri olduğunu bilir.

Şuur öz varlığın (ruhun) maddesel kâinattaki yansımasıdır.

Ruhun tekâmülü onun şuurlanması demektir.

 

ŞUUR ALANI

 

La : Campus ve conscientia’dan.

Al : Umfang des Bewusstseins. Bewusstseinsfeld.

İn : Field of conscience.

Fr : Champ de conscience.

Os : Şuur sahası.

Tr : Bilinç alanı.

Bu terim spiritik dile yeni geçmiştir ve anlamı psikolojidekinden farklıdır.

Şuurun ilgilendiği varlık ve eşya ile kendi sahası arasında kalan kozmik ve yarı maddesel mevcudiyete şuur alanı denir. Şuur öz varlığın (ruhun) kozmik bilgiyi yerleştirdiği yerdir. Ruh şuur alanı vasıtasıyla madde ile ilişki kurar. Maddesel titreşimlerin kodları şuur alanının yarı maddesel yapısı içinden geçerek ruhun öze ait ekranında tamamen madde ötesi bir etkileme olarak belirir. Böylece maddesel bir titreşim etki hâline dönüşerek ruha ulaşır.

Şuur alanı vasıtasıyla ruh bütün varlıklarla ve eşya ile irtibat kurar. Onun genişliği ve titreşimsel kudreti ruhun tekâmül kudretiyle aynı yönde paralel olarak gelişir.

Sempati ruhsal irtibatlar psişik yetenekler düşünce gibi hususlar şuur alanının içinde incelenirler.

Şuur alanı şuurun bir hamlede kucaklayabileceği ruhsal olayların miktarı olarak da anlaşılabilir.

 

ŞUURALTI

 

La : Sub: Altında etkisinde. Conscientia: Şuur.

Al : Unterbewusstsein.

İn : Subconscious.

Fr : Subconscience subconscient.

Os : Tahteşşuur.

Tr : Şuuraltı altbilinç bilinçaltı.

 

Şuurun altında olan zayıf olarak şuurlu olan az belirgin duyulur olan. Eşik kenarında bulunan. Düşünceli şuur tarafından yakalanamayan.

Şuuraltı ile şuurdışı birbirinden farklıdır. Hafızada birikmiş olmakla birlikte o anda kendilerini düşünmediğimiz hatıralar şuurdışı ve gizlidir. Ama şuuraltında değildir. Örneğin alışkanlıklar şuuraltı ile ilgili fiillerdir az hissedilirler. Fakat şuurlu hâle gelebilirler. Şuuraltında olanlar gizilgüç olarak şuurlu demektir. Leibniz bu türlü idraklere belirsiz sağır veya küçük idrakler demektedir. Sahibinin şuuru haricinde olarak açılıp yayılan zihnî faaliyettir. Burada az veya çok zihnî bir düşüncenin ürünleri vardır ve şuurlu kişilikten az çok farklılaşmış bir kişiliğin eğilimlerini ifade eder.

Ruçulukta:Medyomluk çalışmalarında yazıcı medyomların ilk karalamaları ruhsal ayrışma hâlinde görülen imajların önemli bir kısmı sezgisel medyomlukta söylenen sözlerin bazıları şuuraltında birikmiş otomatik hareketler imajlar ve sözler olabilir. Bunları yetişmiş bir medyom ve çok tecrübeli bilimsel değeri yüksek celse idarecisi (operatör) ayırt edebilir kontrol altına alabilir. Bu hususta en iyi yol celsede çok tecrübeli ve geniş bilgisi olan şahsî yüksek sezgisini kullanmada maharet ve ustalık kazanmış liyakatli bir operatörün bulunmasıdır.

ŞUURDIŞI

 

La : Inconscientia non conscius.

Al : Unbewusstes Aussenbewusstsein.

İn : Unconscious.

Fr : Inconscience.

Os : Gayrimeşûr bişuur lâşuur gayrişuur.

Tr : Bilinçdışı şuurdışı.

 

Açık ve belirgin şuur sahası pek dardır. Bu ışıklı mıntıkanın ortasında birtakım sağır hâller az şuurlu ruhsal olaylar âlemi vardır. Buraya şuuraltı eşiği denir. Sübliminal bölge olarak bilinir.

Gerek şuurlu olayların şartı ve esası onların ortaya çıktığı pınar; gerek atıldıkları kendileri için sakladıkları uçurum gerekse oluştukları (madde veya kumaş gibi olmak üzere) şuurdışı olayları şuurlu olayların kökeninde ve sonunda mevcuttur.

Bizim gayet geniş olan zihnî bilgilerimizin çoğu şuurun bu karanlık bölgesinde yer almıştır. Şuurlu benliğimiz daima bundan beslenir.

Ruhçuluğa göre şuurdışı hareket ile şuuraltı hareket başka manalar içerirler. Bu ayrımı kısaca gözden geçirelim:

Şuur dışında evrensel bir prensip saklıdır. Halbuki şuuraltı tamamıyla beşerîdir. Şuuraltı bilinen olaylara dayanır psikolojiktir. Ruhun serbest hayatıyla ilgisi olmayıp beden içindeki faaliyetleriyle ilgilidir. Şunu da belirtelim ki şuurumuza katılmayıp zihnî hayatımıza etki eden ve hesaba katmadığımız ruhsal olgulara da şuuraltı diyebiliriz. Fakat bu da bedenle ilgili bir şuurdur. Burada da yine şuurumuzdan gelen olgular söz konusudur; pek çoktur.

Şuur dışında bir evrensellik vardır demiştik. Gerçek şuur beden ötesi bir hayatın bilgisiyle mevcuttur. Şuur dışında ruhun ezelî ve ebedî varlığına bağlı deneyimlerin toplamı olarak aktif bilgiler vardır. Reenkarnasyon bu bilgilerin sağlanması için bir süreçtir. Şuur dışı ruhun bilgi kaynağıdır ve asla yok edilemez. Proje hâlinde hazırlıklarda bulunarak şuura yardım eder. Ruhun derinliklerinde bulunur. Şuurlu ruhun bütün fonksiyonları daha önce şuur dışında oluşmuştur.

Hakikî idrak niyet önceden hissediş şuur dışında yani serbest ruhun şuurundadır.

Görülüyor ki ruhçuluk bakımından şuur dışı ile şuuraltı arasındaki fark bambaşkadır. Yaratılan ruhun “müteal bilgi”si "ilk temel bilgi"si gerçek bilgi kaynağıdır ve varlık dereceleri içinde muhtelif tavırlarla gözükür. Bitkide tropizm (güneşe ışığa yönelme) hayvanda içgüdü insanda maksat ve etki tarzında belirir. Ve hatta denebilir ki varlığın kâinatla olan aşikâr ve gizli ilişkisi etki alışverişi şuur dışı dediğimiz bu en etkin ruhsal zemin vasıtasıyla olmaktadır.

Fikirlerimizin ve hatta hareketlerimizin kökleri bu zeminden beslenir. Bir başka deyişle bir bakıma “enerji akümülâtörü”dür. Şuurun bu enerjiyi sarf etmesi benimsemesi kabul edip uygulaması için şuur dışı denen derin ruhî zeminden gerekli olan yardım gelmelidir. Bir bakıma ilham ve sezginin psikolojik kaynağı şuur dışıdır. Şuura çarpan şeyler izlenim ve hisler ancak şuur dışı tarafından değerlendirilir. Bağlı şuur bunların açık ve seçik sebeplerini bilmez. Şuur dışının çalışması ve şuur yüzeyine gönderdiği kavram imaj sezgi ve rüya sayesinde şuur hayatımız düzen altına girer.

Serbest şuurun insan varlığı ile ilgili (insanlık merhalesi ile ilgili) kısmına şuur dışı diyoruz. Şuuraltı ise bedene bağlı şuurun dünyasal izlenimleri bilgi duygu ve imajlarıyla ilgilidir.

Şuur dışı birçok fazlıdır: Bu fazlarla asıl benliğe diğer varlıklara kâinat etkilerine vs. bağlıdır.

Şuna dikkat etmek gerekir ki kullanılan şuur dışı terimi yukarıda açıklanan anlamlarda işe yarayacaktır. Yoksa adî şuuraltı anlamını kapsarsa akademik psikolojinin kadrosu içine kapanırız. O zaman da bu şuur dışı terimi yerine "yüksek şuur temerküz etmiş serbest şuur" demek daha doğru olacaktır. Bununla birlikte birçok ruhsal tebliğlerde şuur dışı terimi kullanılmıştır; fakat serbest şuurun insanlık merhalesine yoğunlaşmış şekli olarak...

Araştırıcılar şuur dışını şöyle sınıflarlar:

Otomatik Psikofizyolojik Dinamik Kişisel Kolektif Gizli Etkin Heyecansal Irsî vs. şuur dışı.

 

ŞUURÜSTÜ

 

La : Super ve conscientia'dan.

Al : Uberbewusstsein Superbewusstsein.

İn : Superconscious.

Fr : Superconscience supraconscience surconcience.

Os : Fevkalşuur adi şuur ulvî şuur müteal şuur.

Tr : Bilinçüstü üstbilinç.

 

Psikolojinin kullandığı anlam: Telepati duru görü gibi geleceği bilme olaylarının meydana gelmesine sebep olan şuur dışında bulunan daha yüksek bir şuur hâlidir.

Ruhçulukta: Beden dışı varlık cevherinin şuur hâli. Maddesel etkiden kurtulmuş şuur. Hakikatleri kendinde saklı tutan şuur. Tam serbest teşevvüşten kurtulmuş bütün enkarnasyonlarını bilen tekâmül yolunu seçebilen gerçek bilgiye sahip şuurun durumu. “

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Her birimiz hayatımız boyunca doğduğumuzdan bugüne kadar muhtelif olaylar yaşadık bunlara değişik şeklide tepkiler verdik karşılaştığımız problemlere de değişik çözümler getirdik. Bunları yaparken içimizde birikmiş olan bilgi, anane, adet ve genlerimizdeki şifrelere uyduk. Acaba doğru mu yaptık bu olaylara karşı aldığımız tutumlar ve tepkiler en doğru ve alınması gerekenler miydi.? Bizim halen gerek fiziksel kabiliyetlerimiz gerekse gen değerlerimize göre optimum bir şekilde mi bir hayatımız var . Yoksa elimizde ki bu birikimleri daha iyi değerlendirip şimdiki hayatımızdan çok daha yüksek maddi ve manevi standartlarda bir hayatı yaşayabilir miydik ?

Hatalarımız var mı . Bu hatalarımızı eğer o kararları verirken daha bilinçli hareket etmiş olsak daha aza indirebilir miydik.

 

Bu bir kendi kendini sorgulama metodudur . Hanna ve arkadaşlarının da Harp esnasında yaşadıkları zorluklar karşısında devamlı ne yapmaları gerektiği hakkında soru sormaları ve bunun neticesinde

Gizli benlikleri ile iletişim kurup ondan en doğru şekilde cevaplar almalarını sağlamıştır.

 

Bunu biz de yapıp acaba hayatımızı daha düzgün ve hatasız olarak idare etmemiz imkanı var mı ?

 

Ne dersiniz ? Bunu hiç kendi kendinize gece yatarken veya hafta sonunda istirahat anınızda göz önünüze ; o zaman zarfında yaptıklarınızı ve aldığınız kararları; getirip bir muhasebe yaptınız mı ?

 

Kime danışarak mı ? En yakın sizin yardımcınız Gizli benliğiniz olmalı zira o sizin ana rahmine sperm olarak girdiğiniz andan beri yaptığınız hareketleri aldığınız kararları bire bir beyninizin iç kısmına tek tek kayıt edip muhafaza etmektedir.

İşte Meleğinizle diyaloglar bu bilgilerin değerlendirilmesinden doğan ve sizin ağzınızdan ama benliğinizin süzgecinden çıkan sözlerdir.

Ne dersiniz böyle bir denemeyi yapıp neticesinde çıkacak tabloya göre hayatınıza yön vermeği düşünür müsünüz ?

 

 

 

 

Sayın Burhan Z. SANUS'un mükemmel anlatımını size aktarmak istedim .. Kitab tanıtımından ziyede meleklerle iletişimden şuur ve bilinç kullanımlarına kadar çok çeşitli konularda bilgiler olan bu yazıyı mutlaka okumanızı öneririrm..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...