Jump to content

Septem Sermones Ad Mortous-sermo I / Carl Jung


Xero

Önerilen Mesajlar

- SEPTEM SERMONES AD MORTOUS-

(C.G.JUNG)

 

Ölü Kudüsten geri döndü , aradıklarını bulamadıkları yerden.Onları kabül et-

tiğim için bana dua ettiler sözlerime istirham ettiler,ve böylece ben öğretilerime baş-

ladım

 

dikkatle dinle , ben hiçle başladım ki hiç ,heple aynıdır.Sonsuzlukta hep,hiçten iyi değildir

Hiç,aynı zamanda dolu ve boştur,Hiçlik hakkkında söyleyebileceklerin gibi ,örneğin ,

siyahmıdır,yada beyaz mı ?,tekrar , yada değil ?

 

Sonsuz ve ebedi olan şey niteliksizdir,çünkü her niteliğe sahiptir.

hiçlik ve heplik'i PLEROMA olarak adlandırırız.2'si orda durur ve düşünür ,çünkü sonsuz

ve edebedi olan niteliksizdir.

içinde hiç bir varlık yok,o (sonsuz ve ebedi olan) ,pleromadan ayrı olabilir,tıpkı pleromadan ayrı

bir şey gibi

pleromada hiç'de hepte vardır,pleroma üstünde düşünmek oldukça sonuçsuzdur ve kendi

yok oluşun anlamına gelebilir

 

CREATURA pleromada değil onun kendisindedir .Pleroma yaratılmış olanlar için hem son hem başlangıçtır

Onları kapsar tıpkı güneş o ışığının her yerdeki havayı kapsaması gibi ,Ayrıca pleroma hepsini beraber kapsar

,daha yaratılmamış,onunla bir bağı olmayanı .Yıpkı tamamen şeffaf bir bedenin ne ışık ne de ışığın içindeki karanlık

tarafından kapsandığı gibi.

hernasılsa biz pleromanın kendisindeyiz sonsuz ve ebedi nin birer parçalarıyız, ama onunla bir bağımız olmadan ,sonusuza

kadar, ruhsal veya geçici olarak değil özsel olarak ondan ayrıldığımız için .Creatura özümüz pleromadan ayrıldığı için,zaman-mekan

la sınırlandırılmış

Hala pleromanın parçalarıyız ,pleroma ,içimizde,hatta en küçük noktada bile

ezeli-ebedi ve bütün.Çünkü küçük-büyük nitelikleri içinde zapt olmuştur

bu her yerde var olan ve süre gelen boşluktur.

Pleroma hiçlik olduğu için hiçbir yerde bölünmez,bu yüzden ben her yaratılmışın pleromanın parçası olduğun

ancak figuratif olarak söyleyebilirim

Biz ayrıca pleromanın tamamıyız,çünkü ,mecazi olarak, pleroma

varsayılan en küçük parça içinizde , içimizde yükselen .

Hep-Hiç olduğu halde onunla konuşabilirmiyiz?

ben bir yerden başlamak için konuşuyorum .Sizi içerde ki yada dışardaki yanlış düşüncelerden kurtarmak için

onarılmış bir şey , yada başlangıçta geliştirilmiş .Her onarılmış şey birbiriyle ilişkilidir,

değişim konusu tek başına onarılmış bir konudur.

ne değişebilir sorunun cevabı creatura dır.Ayrıca onarılmış tek şeydir çünkü nitelikler, vardır,

hatta kendisi bir niteliktir

soru : Creatura nasıl oluşturuldu ?

yaratılmışlar oluşturuldu , creatura değil; çünkü yaratılmışlar pleromanın niteliğidir,yaratılmamışlar gibi

ebedi ölüm tüm zamanlarda ve mekanlarda ölüm. pleromada ikiside vardır,

yok oluş ve var oluş

yok oluş creaturadır, yok oluşun özüdür,bu yüzden ayrılmıştır,pleromanın olmayan özelliklerinden.

Pleromanın diğer özelliği olan biz silikleşmişiz,Pleromaya düşüp creatura yı takip etmişiz .Bu creatura nın ölümüdür

Ayrıca ayrılmamış durumda ölürüz.Bu yüzden creatura yok oluş doğrultusunda uğraştı,ilkellikle savaştı,tehlikeli aynılıkla

Buna PRINCIPIUM INDIVIDUATIONUS diyoruz.Bu prensip creaturanın özüdür,Bununla anlıya bilirizki Yok oluş ve sonzu var oluş

creatura için büyük tehlikedir pleroma nın niteliklerinden ayrılmalıyız, farklı yarıların özelliklerinden;

etki-etkisizlik

doluluk-boşluk

yaşam-ölüm

fark-benzerlik

aydınlık-karanlık

sıcak-soğuk

güç-zayıflık

uzay-zaman

güzel-çirkin

tek-çok

 

çeviriyorum devamı gelecek ...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Zıt kutuplar plormanın olmayan niteliklerdir.Çünkü birbirilerini dengelerler.

Pleromanın kendisi olarak biz ayrıca bu niteliğe sahibiz,çünkü doğamız yok oluş

kastedilen-

1-bu nitelikler bölünmüş ve ayrılmıştır , bu yüzden dengeli ve sabit değiller ama etkililer,zıt kutupların kurbanları pleroma içimizde geçici olarak kalır

2-nitelikler pleromaya aittir ve ancak yok oluş adına ve onun sayisinde onlara sahip olur ve onları yaşarız.Bu özelliklerden ayrılamayız.Pleomada dengeli ve hareketsiz , bizde değiller.Onlardan ayrılmalıyız onlardan ayrılmak bizi kurtarır

Güzellik ve iyinin peşinden gittiğimizde ,böylece,kendi doğamızı unutarak,yok oluş olan , pleromanın zıt kutuplar niteliğine teslim oluruz.Güzel ve iyinin

peşinde emek harcayınca aynı zamanda kötülük ve çirkiği de takip edebiliriz, Çünkü pleromada güzel ve çirkin birdir.Yok oluş olan doğamıza sağdık kalırsak pleromada yok olmayız ,iyi ve güzelden ayrı kalırız aynı zamanda kötü ve çirkindende ve pleromaya düşmeyiz yok oluş ve hiçliğe

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

SERMO-II

O gece ölü duvara yaslandı ve ağladı ' Tanrıyı bilebilir miyiz ? tanrı nerede ? öldü mü ?

Ölmedi , şimdi ve her zaman ki gibi yaşıyor .Tanrı bir creatura çünkü kesin ve sabit bir şey, ve pleroma’dan ayrılmış.

Tanrı ayrıca pleroma’nın bir özelliğide , creatura için doğru dediğim her şey onun içinde geçerli

Bu konuda her nasılsa yaratılmış olanlardan bile ayrılmış durumda ,o daha belirsiz ve belirlenemez yaratılmış olanlarda.O yaratılmışlardan daha az ayrılmış (pleroma’dan) çünkü onun varlığını temeli etkili doluluk.O ancak belirli ve belirlenebilir olduğu kadar creatura , ve pleromanın etkili doluluğunun ölçüsü gibidir.

Bizim ayrılmadığımız her şey pleromanın içine düştü ve zıttıyla sabitleşti.Eğer tanrıdan ayrılmadıysak etkili doluluk bizden ayrılmıştır.

Ayrıca tanrı pleroma’nın kendisi , tıpkı en küçük noktanın bile yaratılmış yada yaratılmamışların pleroma’nın kendisi olması gibi.

Etkili durgunluk şeytanın doğasıdır.Tanrı ve şeytan pleroma dediğimiz hiçliğin ilk göstergesidir.Her şey dengeli ve durgun olduğu için ,bunun pleroma olup olmaması bir şey fark etmez.Creatura için aynı değil.Tanrı ve şeytan creatura olduğu halde birbirlerinden ayrılmış değiller ama birbirlerinin etkili zıtları olarak dururlar.Varlıkları için hiç bir kanıta ihtiyacımız yoktur.Her zaman onlar hakkında konuşuyor olmamızda yeterlidir.Hatta ikiside creatura olmasa bile , kendi özsel ayrılıkları ,onları sonsuza kadar ve tekrar pleroma’nın dışında tutabilir.

Pleroma’dan ayrılmış her şey zıt yarımlardandır.Tanrı için her zaman şeytan olacaktır.

Bu ayrılmazlık pleroma’nın yok olmazlığı kadar kesindir, yaşamının sana gösterdiği gibi .Bu yüzden ikiside çok yakındır pleroma’ya ,tüm yarılar ayrılmış ve birleşmiştir.

Tanrı ve şeytan doluluk ve boşluk nitelikleriyle ayrılmıştır , var ediş ve yok ediş .ETKİ ikisi içinde geneldir.etki onlarla birleşmiştir .İkisininde içinde yer etmiş ,tanrının içindeki tanrı ,çünkü etki doluluk ve boşlukla birleşmiştir

bu sizin bilmediğiniz tanrı , insan türünün unuttuğu tanrı.Ona ABRAXAS deriz. hala tanrıdan ve şeytandan daha belirlenemez bir halde.Bu tanrı belki belki ondan ayrılmıştır , ona HELİOS yada güneş deriz .ABRAXAS etkidir.Onun zıttı etkisizlikten başka bir şey değildir , bu yüzden etki doğası kendini bu kadar özgürce izah etti .etkisizlik direnmedi Abraxas güneşin karşısında durdu , şeytanın karşısında .Bu mümkün görünmeyen ihtimal, gerçek olmayan gerçeklik.Pleroma bir varlık olmuştur, Abraxas onun tezahürüdür.Bu kendi etkisi , herhangi özel bir etki değil , genel bir etkidir.

Bu gerçek olmayan gerçeklik çünkü belirli bir etkisi yok

Bu ayrıca creatura çünkü pleroma’dan ayrı .

Güneş belirli bir etkisi vardır , yani şeytanında öyle,bu yüzden bize Abraxas dan daha etkili gözükürler ,

bu güç ,süre, değişim

Ölüler büyük bir gururla ayağa kalktı hristiyan oldukları için.

SERMO-III

Bataklıktan yükselen sis gibi ölü yakına geldi ve inledi , yüce tanrı hakkında konuş ;

Abraxas’ın ilahlığını bilmek zor .Çünkü insan bunu hiç anlamadı.Güneş SUMMUM BONUM'dan battı, şeytan İNFİNUM MALUM’dan ama Abraxas hayat, tüm ve kesin , iyi ve kötünün anasıdır.

Küçük ve zayıf hayat summum bonum’dan gözüktü ;

Abraxas ın üstünlüğünü anlamak zor tüm hayatın parlak kaynağı ,güneşin gücünü .

Abraxas güneştir , aynı zamanda durgunluğu sonsuz olarak oburca emen ,aşağılayıcı ve parçalayıcı şeytan

Abraxas ın gücü çifttir ; fakat sen bunu göremezsin çünkü gözlerin bu savaşan zıtlardan ayrıdır.

Abraxas yaşamdan bahseder

Şeytan ölümden

Abraxas kutsanmış ve lanetlenmiş kelimelerle aynı zamanda yaşam ve ölüm den bahseder .

Abraxas gerçeği ve yalanı bedene getirmiştir ,iyiyi ve kötüyü,ışığı ve karanlığı tek kelimede tek harekette bendene getirir.

Ayrıca abraxas korkutucudur , avını yere indirmiş aslan gibi ihtişamlıdır . Yaz günü kadar güzeldir. Pan 'ın kendisidir

ve küçük olan Priapos .

O yer altı dünyasının yaratığı , 1000 kafalı POLYP’dür ,sarılıp düğümlenmiş kanatlı yılanlar ‘dır

O erken var oluşu hermaphrodite’sidir.

Suda doğup karaya çıkan ,şarkıları öğlen ve gece yarısı yükselen kurbağaların efendisidir ,

O boşluk ve birleşmede aranan bolluktur .

O kutsal doğumdur.

O sevgi ve sevginin katilidir.

O aziz ve haindir.

O günün en parlak ışığıdır ,o deliliğin en karanlık gecesidir.

Ona bakmak ,kör eder

Onu bilmek ,hasta eder

Ona tapmak , öldürür

Ondan korkmak , bilgecedir.

Ona direnilmez, o kefarettir.

Tanrı güneşin arkasına oturdu ,şeytan gecenin.Tanrı’nın ışıktan getirdiği her şeyi şeytan geceye emdi.Fakat Abraxas dünya’dır.Gelir ve gider , o tanrıdan gelen her hediye ve şeytandan gelen her lanettir.

Güneş-tanrı’dan istediğin her şey ,şeytana bir senet oldu.

Güneş-tanrıyla yarattığın her şey şeytana güç verdi.

Bu korkunç Abraxas;

En kudretli yaratık ,ve kendi içinde kendini bile korkutan ,

Hiçlik olan pleroma creatura zıtlığının göstergesi.

O oğulların korkusunun anası .

O annenin oğluna olan sevgisi .

O dünyanın zevki ve cennetin zulmü .

Onun onayı olmadan insan taş gibiydi .

Ortada soru ve cevap yokken .

O creatura’nın yaşamıdır.

O ayrılığın operasyonudur.

O insanın sevgisidir.

O insanın konuşmasıdır.

O insanın çehresi ve gölgesi.

O yanıltıcı gerçekliktir.

Şimdi ölüler kızdı ve bağırdı çünkü onlar hatalıydı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

gnostik düşüşten, nurlu alemi terkederek kötülükle yeniden eklemlenişten kurtulmak daha henüz maddi gövdeden itibaren başlayabilir. bunu ise zihinsel ve tinsel anlamda yükselerek, haysiyetlenerek başaracaktır insan..bu tanrısal nura tekrar muktedir olma çabası pleromaya değin sürer...yani tekrar "yekpare ve bütün" hale gelinceye kadar..pleroma'nın anlamı budur..."taşmaya eşlik eden doluluk"tur o...bu aşamada çürümüş dunyayı geride bırakır ruh.iki tür gnostik "pleroma" tecrübesi vardır; biri asketik diğeri ise duyusaldır...ilki dünyadan soyutlanmıs olmaya , ikincisi dünyayı tüketmeye dayanır. asketik kendini dünyadan alıkoyarken, öteki tüm günahları kucaklar, dünyanın rezaleti içinde terler ve ruhunu yokuşa sürerek seyreltir, öyle ki pneuma uçup gidecek hale gelir. tıpkı anka kuşunun küllerinden yeniden doğabilmesi çin öncelikle yanması gerektiği gibi, varoluşun zehrine, gövdenin cehaletiyle bir panzehir bulur.cinsel orjilerin tam ortasında dünyanın çöküşünü iliklerinde hisseder...bu yüzden pleromanın "doluluğu" kendini "hiçlik" olarak da hissettirebilir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Geçen kavramlar ;

Pleroma ;genel olarak gnostik eserlerde tüm tanrısal güçlerin toplamını ve bütün hiçlik ve hepliği ifade etmek için kullanılır

(http://en.wikipedia.org/wiki/Pleroma)

Creatura;creature , yaratığın Latincesidir.

(http://en.wiktionary.org/wiki/creatura)

Abraxas; tanrıyla şeytan arasında bulunan bağdır. Eskiden Yunanların ya da başka milletlerin bir çeşit şeytana verdikleri isimdir.

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Abraxas)

Helios; Antik Yunan’da, Hyperion ve Theia’nın oğlu olan Güneş Tanrısı olup yüzü Apollon’a benzemektedir

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Helios)

Eros; Yunan mitolojisinde Eros, aşk, seks ve şehvet tanrısıdır. Bazen doğurganlık tanrısı olarak da tapılan Eros, erotik gibi kelimelerin de kökünü oluşturur. Eros, genelde Afrodit'le beraber anılır ve Dionysus gibi bazen Eleutherios yani kurtarıcı olarak görülür. Geleneklere göre, Afrodit kadınların erkeklere olan aşkını temsil ederken Eros esasında erkek için olan aşkın temsilcisiydi.

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Eros_(mitoloji))

Hayat ağacı ; Yaşam ağacı (tree of life ) kökeni tarih-öncesi denilen devirlere kadar uzanan, başta Asya şamanist gelenekleri olmak üzere, pek çok gelenekte rastlanan bir semboldür.

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Hayat_a%C4%9Fac%C4%B1)

MATER COELESTIS; Gökteki anne anlamına gelir .

(http://tr.wikipedia.org/wiki/MATER_COELESTIS)

PHALLOS ; yunan mitolojisinde erkek cinsel organı anlamına gelmektedir

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Phallos)

FALİK; Fallik dönem’ psikoseksüel gelişim evrelerinin üçüncüsüdür

(http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=%C3%96zel:Ara&search=fallik&ns0=1&redirs=0)

-SEPTEM SERMONES AD MORTOUS-

C.G. JUNG

BASİLDES TARAFINDAN İSKENDERİYEDE YAZILMIŞTIR DOĞUNU BATIYA DOKUNDUĞU YERDE

SERMO I;

Ölü Kudüs’ten döndü, aradıklarını bulamadıkları yerden, onları kabul ettiğim için bana dua ettiler ve sözlerime istirham ettiler, ben böylece öğretilerime başladım

Dikkatle dinle, Ben hiçle başladım ki hiç sonsuzda heple aynıdır. Sonsuzlukta hep, hiçten iyi değildir. Hiç aynı zamanda dolu ve boştur, hiçlik hakkında söyleyebileceklerin gibi . Örneğin, siyahmıdır ? Ya da beyaz mı? Tekrar, ya da değil ?

Sonsuz ve ebedi olan şey niteliksizdir, Çünkü her niteliğe sahiptir. Hiçlik ve hepliği PLEROMA diye adlandırırız , ikisi orada durur ve düşünürler ,çünkü sonsuz ve ebedi niteliksizdir.İçinde hiçbir varlık yoktur,o pleroma’dan ayrı olabilir ,tıpkı pleromadan ayrı bir şey gibi ,Pleroma’da hiçte vardır hepte, pleroma üstünde düşünmek oldukça sonuçsuzdur ve kendi yokoluşuna neden olabilir

Creatura pleroma’da değil onun kendisindedir. Pleroma yaratılmış olanlar için hem başlangıç hem sondur, Onları kapsar tıpkı güneş ışığının her yerdeki havayı kapması gibi. Ayrıca o hepsini aynı anda kapsar, daha yaratılmamış, onunla bağı olmayanı bile.Tıpkı tamamen şeffaf bir bedenin ne ışık nede ışığın içindeki karanlık tarafından kapsanmaması gibi.

Biz her nasılsa pleroma’nın kendisiyiz, Sonsuz ve ebedinin birer parçalarıyız, ama onunla bir bağımız yok çünkü, ondan ruhsal veya geçici olarak değil özsel olarak sonsuza kadar ayrıldık .Creatura özümüz ondan ayrıldığı için zaman ve mekan’a hapsedilmiş.

Hala pleroma’nın parçalarıyız, pleroma içimizde hatta en küçük noktada bile ezeli, Ebedi ve bütün bir halde. Çünkü büyük küçük nitelikleri onun içinde zapt edilmiştir. Bu her yer yerde var olan ve süre gelen boşluktur.

Pleroma hiçlik olduğu için hiçbir yerde bölünmez, bu yüzden ben yaradılışın pleroma’nın bir parçası olduğunu ancak figüratif olarak söyleyebilirim. Biz ayrıca pleroma’nın tamamıyız çünkü, Mecazı olarak, pleroma içimizde yükselen en küçük parçadır.

Hep ve hiç olduğu halde onun üzerine konuşabilir miyiz? Ben bir yerden başlamak için konuşuyorum. Sizi içerdeki veya dışarıdaki yanlış düşüncelerden kurtarmak için. Her onarılmış, Ya da geliştirilmiş, birbiriyle ilişkilidir. Değişim konusu başlı başına onarılmış bir konudur.

Ne değişebilir? Sorusunun cevabı Creatura’dır ayrıca onarılmış tek şeydir çünkü niteliklere sahiptir hatta kendisi bir niteliktir.

Soru: Creatura nasıl oluşturuldu?

Yaratılmışlar oluşturuldu creatura değil; çünkü yaratılmışlar pleroma’nın nitelikleridir, tıpkı yaratılmamışlar gibi .Ebedi ölüm tüm zamanlarda ve mekânlarda ölüm. Pleroma’da ikiside vardır; Yok oluş ve var oluş.

Creatura’nın özü yok oluştur bu yüzden pleroma’nın aslında olmayan niteliklerinden ayrılır. Biz silikleşmişiz, pleroma’ya düşüp creatur’yı takip etmişiz. Bu ayrımın olmadığı durumda ölürüz, bu creatura’nın ölümüdür. Bu yüzden creatura yok oluş doğrultusunda uğraştı, ilkellikle savaştı, tehlikeli bayağılıkla mücadele etti.

Buna PRINCIPIUM INDIVIDUATIONS diyoruz, bu prensip creatura’nın özüdür. Bununla anlayabiliriz ki yok oluş ve sonsuz var oluş creatura için büyük tehlikedir. Pleromanın özelliklerinde ayrılmalıyız, farklı yarıların özelliklerinden;

Etki-etkisizlik

Dolu-boş

Yaşam-ölüm

Fark-benzerlik

Aydınlık-karanlık

Sıcak-soğuk

Güç-zayıflık

Uzay-zaman

Güzel-çirkin

Tek-çok

Gibi.

Zıt kutuplar pleroma’nın olmayan nitelikleridir. Çünkü birbirilerini dengelerler.

Pleroma’nın kendisi olarak biz ayrıca bu niteliğe sahibiz, çünkü doğamız yok oluş

Kastedilen şudur ki;

1-bu nitelikler bölünmüş ve ayrılmıştır , bu yüzden dengeli ve sabit değiller ama etkililer,zıt kutupların kurbanlarıdır,pleroma’da içimizde geçici olarak kalır

2-nitelikler pleroma’ya aittir ve ancak yok oluş adına ve onun sayesinde onlara sahip olur ve onları yaşarız. Bu özelliklerden ayrılmalıyız. Pleoma’da dengeli ve hareketsizlerdir fakat bizde değiller. Onlardan ayrılmalıyız onlardan ayrılmak bizi kurtarır

Güzellik ve iyinin peşinden gittiğimizde yok oluş olan kendi doğamızı unutarak, pleroma’nın zıt kutuplar niteliğine teslim oluruz. Güzel ve iyinin peşinde emek harcayınca aynı zamanda kötülük ve çirkinliği de takip edebiliriz, Çünkü pleroma’da güzel ve çirkin birdir. Yok oluş olan doğamıza sağdık kalırsak pleromada yok olmayız, iyi ve güzelden ayrı kalırız aynı zamanda kötü ve çirkindende ve pleromaya düşmeyiz yani yok oluş ve hiçliğe

Bu farklılık ve benzerlikler pleroma’nın özellikleridir. Şimdi sen sorabilirsin; eğer farklılığı takip edersek nasıl olur diye? Kendi

doğamız nasıl takip etmeyebilirmiyiz ? Ayrıca eğer farklılığı takip edersek bayağılaşmış olamazmıyız ?

Unutmamalısın pleroma’nın nitelikleri yoktur. Onları biz düşünerek yaratırız, eğer ki sen farklılığı veya benzerliği takip edersen,

seni pleroma’nın dışına fırlatacak herhangi bir düşünceyi takip etmiş olursun. Pleroma’nın aslında olmayan nitelikleri

ne dair düşünceleri. Bu düşünceleri takip ettiğin kadar tekrar pleroma’ya düşersin, farklılık ve benzerliğe aynı anda ulaşırsın.

Düşüncelerin olmasada, senin varoluşun ayrılıktır. Ayrıca düşündüğün gibi farklılığı takip etmemelisin, KENDİ VAR OLUŞUNU TAKİP ETMELİSİN

Son olarak, burada tek arayış vardır oda kendi doğanı takip etmek. Eğer bu arayışa sahipsen , pleroma hakkında bir şey bilmede

gerek yok yada onun özellikleri hakkında. Senin tek görevin vardır oda var oluşunu izlemektir, çünkü düşünce varoluştan uzaklaştırılmıştır.

Bu sana öğrettiğim öğreti belki düşüncelerinin dizginleri tutmanı sağlayabilir.

SERMO-II

O gece ölü duvara yaslandı ve ağladı ' Tanrıyı bilebilir miyiz ? tanrı nerede ? öldü mü ?

Ölmedi , şimdi ve her zaman ki gibi yaşıyor .Tanrı bir creatura çünkü kesin ve sabit bir şey, ve pleroma’dan ayrılmış.

Tanrı ayrıca pleroma’nın bir özelliğide , creatura için doğru dediğim her şey onun içinde geçerli

Bu konuda her nasılsa yaratılmış olanlardan bile ayrılmış durumda ,o daha belirsiz ve belirlenemez yaratılmış olanlarda.O yaratılmışlardan daha az ayrılmış (pleroma’dan) çünkü onun varlığını temeli etkili doluluk.O ancak belirli ve belirlenebilir olduğu kadar creatura , ve pleromanın etkili doluluğunun ölçüsü gibidir.

Bizim ayrılmadığımız her şey pleromanın içine düştü ve zıttıyla sabitleşti.Eğer tanrıdan ayrılmadıysak etkili doluluk bizden ayrılmıştır.

Ayrıca tanrı pleroma’nın kendisi , tıpkı en küçük noktanın bile yaratılmış yada yaratılmamışların pleroma’nın kendisi olması gibi.

Etkili durgunluk şeytanın doğasıdır.Tanrı ve şeytan pleroma dediğimiz hiçliğin ilk göstergesidir.Her şey dengeli ve durgun olduğu için ,bunun pleroma olup olmaması bir şey fark etmez.Creatura için aynı değil.Tanrı ve şeytan creatura olduğu halde birbirlerinden ayrılmış değiller ama birbirlerinin etkili zıtları olarak dururlar.Varlıkları için hiç bir kanıta ihtiyacımız yoktur.Her zaman onlar hakkında konuşuyor olmamızda yeterlidir.Hatta ikiside creatura olmasa bile , kendi özsel ayrılıkları ,onları sonsuza kadar ve tekrar pleroma’nın dışında tutabilir.

Pleroma’dan ayrılmış her şey zıt yarımlardandır.Tanrı için her zaman şeytan olacaktır.

Bu ayrılmazlık pleroma’nın yok olmazlığı kadar kesindir, yaşamının sana gösterdiği gibi .Bu yüzden ikiside çok yakındır pleroma’ya ,tüm yarılar ayrılmış ve birleşmiştir.

Tanrı ve şeytan doluluk ve boşluk nitelikleriyle ayrılmıştır , var ediş ve yok ediş .ETKİ ikisi içinde geneldir.etki onlarla birleşmiştir .İkisininde içinde yer etmiş ,tanrının içindeki tanrı ,çünkü etki doluluk ve boşlukla birleşmiştir

bu sizin bilmediğiniz tanrı , insan türünün unuttuğu tanrı.Ona ABRAXAS deriz. hala tanrıdan ve şeytandan daha belirlenemez bir halde.Bu tanrı belki belki ondan ayrılmıştır , ona HELİOS yada güneş deriz .ABRAXAS etkidir.Onun zıttı etkisizlikten başka bir şey değildir , bu yüzden etki doğası kendini bu kadar özgürce izah etti .etkisizlik direnmedi Abraxas güneşin karşısında durdu , şeytanın karşısında .Bu mümkün görünmeyen ihtimal, gerçek olmayan gerçeklik.Pleroma bir varlık olmuştur, Abraxas onun tezahürüdür.Bu kendi etkisi , herhangi özel bir etki değil , genel bir etkidir.

Bu gerçek olmayan gerçeklik çünkü belirli bir etkisi yok

Bu ayrıca creatura çünkü pleroma’dan ayrı .

Güneş belirli bir etkisi vardır , yani şeytanında öyle,bu yüzden bize Abraxas dan daha etkili gözükürler ,

bu güç ,süre, değişim

Ölüler büyük bir gururla ayağa kalktı hristiyan oldukları için.

SERMO-III

Bataklıktan yükselen sis gibi ölü yakına geldi ve inledi , yüce tanrı hakkında konuş ;

Abraxas’ın ilahlığını bilmek zor .Çünkü insan bunu hiç anlamadı.Güneş SUMMUM BONUM'dan battı, şeytan İNFİNUM MALUM’dan ama Abraxas hayat, tüm ve kesin , iyi ve kötünün anasıydı.

Küçük ve zayıf hayat summum bonum’dan gözüktü ;

Abraxas’ın üstünlüğünü anlamak zor tüm hayatın parlak kaynağı ,güneşin gücünü .

Abraxas güneştir , aynı zamanda durgunluğu sonsuz olarak oburca emen ,aşağılayıcı ve parçalayıcı şeytan

Abraxas ın gücü çifttir ; fakat sen bunu göremezsin çünkü gözlerin bu savaşan zıtlardan ayrıdır.

Abraxas yaşamdan bahseder

Şeytan ölümden

Abraxas kutsanmış ve lanetlenmiş kelimelerle aynı zamanda yaşam ve ölüm den bahseder .

Abraxas gerçeği ve yalanı bedene getirmiştir ,iyiyi ve kötüyü,ışığı ve karanlığı tek kelimede tek harekette bendene getirir.

Ayrıca abraxas korkutucudur , avını yere indirmiş aslan gibi ihtişamlıdır . Yaz günü kadar güzeldir. Pan 'ın kendisidir

ve küçük olan Priapos .

O yer altı dünyasının yaratığı , 1000 kafalı POLYP’dür ,sarılıp düğümlenmiş kanatlı yılanlar ‘dır

O erken var oluşu hermaphrodite’sidir.

Suda doğup karaya çıkan ,şarkıları öğlen ve gece yarısı yükselen kurbağaların efendisidir ,

O boşluk ve birleşmede aranan bolluktur .

O kutsal doğumdur.

O sevgi ve sevginin katilidir.

O aziz ve haindir.

O günün en parlak ışığıdır ,o deliliğin en karanlık gecesidir.

Ona bakmak ,kör eder

Onu bilmek ,hasta eder

Ona tapmak , öldürür

Ondan korkmak , bilgecedir.

Ona direnilmez, o kefarettir.

Tanrı güneşin arkasına oturdu ,şeytan gecenin.Tanrı’nın ışıktan getirdiği her şeyi şeytan geceye emdi.Fakat Abraxas dünya’dır.Gelir ve gider , o tanrıdan gelen her hediye ve şeytandan gelen her lanettir.

Güneş-tanrı’dan istediğin her şey ,şeytana bir senet oldu.

Güneş-tanrıyla yarattığın her şey şeytana güç verdi.

Bu korkunç Abraxas;

En kudretli yaratık ,ve kendi içinde kendini bile korkutan ,

Hiçlik olan pleroma creatura zıtlığının göstergesi.

O oğulların korkusunun anası .

O annenin oğluna olan sevgisi .

O dünyanın zevki ve cennetin zulmü .

Onun onayı olmadan insan taş gibiydi .

Ortada soru ve cevap yokken .

O creatura’nın yaşamıdır.

O ayrılığın operasyonudur.

O insanın sevgisidir.

O insanın konuşmasıdır.

O insanın çehresi ve gölgesi.

O yanıltıcı gerçekliktir.

Şimdi ölüler kızdı ve bağırdı çünkü onlar hatalıydı.

SERMO-IV

Ölüler inlemelerle ‘Melun ! bize tanrılar ve şeytanlardan bahset ‘diye söylendi

Güneş-tanrı en büyük iyilik,ve şeytan onun zıttı.İki tanrı olmasına rağmen daha birçok büyük iyilik ve kötülükler vardır .Bu iki tanrı-şeytan’dan biri YANAN ve diğeri BÜYÜYEN’dir.

Yanan ateş formundaki EROS’tur. Alev’den emdiği ışığı verir.

Büyüyen ise HAYAT AĞACI’dır.Tomurcuklanır ve yaşamla ilgili şeyleri büyütür.

Eros yandı ve yok oldu , fakat hayat ağacı sonsuza kadar yavaş ve sürekli olarak büyüdü .

İyi ve kötü alevde birleşti.

İyi ve kötü ağacın büyümesinde birleşti,Ayrılıkları yaşam ve sevgi’nin zıtlığında devam etti.

Yıldızlar kadar şeytanlar ve tanrılar vardır ; Her yıldız bir tanrı ve her yıldızın doldurduğu boşluk bir şeytandır.Fakat bütün olarak bu doluluk ve boşluk pleroma’dır.

Bütünün tüm hareketi, zıttı sadece etkisizlik olan Abraxas’dır.

Dünyanın dört ölçüsü olarak 4 tane ana tanrı vardır ;

İlk olarak ,güneş-tanrı.

İkinci olarak çift’i gömüp kendini ışığa yaymış Eros’tur.

Üçüncü boşluğu maddesel formla dolduran hayat ağacı’dır.

Dördüncü her saklıyı açan , maddesel doğayı yok eden,her şeyin yok edicisi Şeytan’dır.

Bana göre Tanrıların birden fazlalığı ve ayrı oluşunu bilmek iyidir.Fakat bu zıt çokluğu tek bir tanrıya dönüştüren üzülsün.Bunu yaparak anlayamamaktan doğan acıyı ortaya çıkardın ,amacı ve doğası ayrılık olan yaratılmışı sakatlamış oldun.Nasıl çok olanı tek’e dönüştürmeye çalışırken kendi doğanla çelişmeyebilirsin ?Tanrıların sana yapabileceği neyi sen onlara yapabilirsin ?Kendi doğanızı sakatlamadan hepiniz eşit olamazsınız.

Eşitlik ,insanın iyiliği için tanrı üzerine gelip gelmemelidir.Tanrılar çok iken insanlar azdır.Tanrılar güçlü ve tesirleri daimi’dir.Tıpkı yıldızların birbirlerinden büyük uzaklıklarla ayrılmış ve yalnızlıkla beraber riayet etmeleri gibi .Ama insan zayıf ve kopyalanmış doğaları daimi değildir.Bu yüzden kendi ayrılıklarına dayanmaları için bir araya gelip topluluk halinde yaşamaya ihtiyaçları vardır.Kurtuluş adına size ret edilmiş gerçeği öğretiyorum. ,ret edildiklerim adına.

Tanrıların birden çokluğu insanın birden çokluğuna tekabül eder.

Sayısız tanrı insan hale geçmeyi bekler.Sayısız tanrı insan haline geçmiştir.İnsan tanrıların doğasını paylaşır.Tanrılardan gelir ve onlara gider.

Bu sayede bunun pleroma’ya yansımamasını sağlar,bu tanrıların çokluğuna tapınılmamasını sağlar, en küçüğün bile ilk tanrı ,etkili bolluk ve summum bonum a tapmasını sağlar.Dualarımızla , ekleyecek veya çıkarak bir şey yok ,çünkü etkili durgunluk her şeyi yuttu.

Gökte parlak tanrılar vardır.Bu çoğaltılmış ve sonsuz genişleyen dünyayı Güneş-tanrı yönetir.

Yer altı dünyasında karanlık tanrılar vardır.Basit , azalan ve geri çevrilen.Şeytan yer altı dünyasının en aşağıdaki yöneticisi ,ayın ruhu dünyanın uydusu,küçük,soğuk ve dünyadan daha ölüdür.

Gökteki tanrıların ve yer altındakilerin ihtişamları arasında hiçbir fark yoktur.Ölçüsüz hareketlerle gökteki tanrılar artırır , yer altındaki tanrılar azaltır.

SERMO-V

Ölü alayla ağladı ‘bize kutsal kominyonun aptallığını anlat !’

Tanrılar dünyası ruhsallık ve cinselliğin tezahürüdür.Gökte olanlar ruhsallık ,yer altında olanlar cinsellikle ortaya çıkar.

Ruhsallık,anlayış ve benimseyiştir.Kadınca olanına MATER COELESTIS deriz.Gökteki anne

Cinsellik yaratmak ve doğurmaktır.Erkekçe olanına PHALLOS, yerdeki baba deriz.

Erkeğin cinselliği daha çok yeryüzüdür.

Kadının cinselliği daha çok ruh’tur.

Erkeğin ruhsallığı daha çok cennet’tir.Daha çok büyür.

Kadının ruhsallığı daha çok yeryüzüdür. Daha çok küçülür.

Yalan ve pervasızlık erkeğin küçülen ruhsallığıdır.

Yalan ve pervasızlık kadının büyüyen ruhsallığıdır.

Her şey yerinde kalmalı,

Erkek ve kadın ruhsal yollarını ayıramadıklarında birbirlerinin şeytanı olurlar, Zira yaratılan varlıkların doğası her zaman farklılığın doğasıdır.

Erkeğin cinselliği bir yeryüzü yönelimi vardır,Kadının cinselliğinde ruhsal bir yönelim vardır.

Erkek ve kadın cinsel yollarını ayıramadıklarında birbirlerinin şeytanı olurlar.

Erkek azı, Kadın çoğu bilmelidir.

Erkek kendini ruhsallıktan cinselliktende ayırmalıdır. Ruhsallığa ‘anne’ demeli ve onu dünya ve cennet arasına kurmalıdır. Cinselliğe Phallos demeli ve onu kendi ve dünya arasına kurmalıdır.Çünkü anne ve Phallos tanrılar dünyasını ortaya koyan şeytan’lardır.Onlar bizim için diğer tanrılardan daha etkilidir.Çünkü onlar bizim doğamızla yakından ilgilidir.Kendini cinsellik ve ruhsallıktan ayırmamalısın ve ona önündeki ve arkandaki doğa gibi saygı göstermemelisin ve böylece onları pleroma’ya geri iade etmiş olursun.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

SERMO-VI

Cinsellik şeytanı bir yılan gibi ruhumuza yaklaştı. Bu yarı insan şehvet-düşünce olarak ortaya çıktı.

Cinsellik şeytanı ruhumuzun derinliklerine beyaz bir kuş olarak nüfuz etti. Bu yarı insan şehvet-düşünce olarak ortaya çıktı.

Bu yılan dünyasal bir ruhtur, yarı şeytan, ölülerin ruhlarıyla yakından ilgili.Bu yüzden dünyasal şeyleri sarmış,birbirimizden korkar halle getirmiş ve ayarsız bir şehvetle bizi delip geçmiştir.Yılan kadının içindeki gibi bir doğaya sahip.O her zaman dünyanın büyüsüyle burada tutulan ve yalnızlığa giden yolu bulamamış ölüler ortaklığını aradı.Yılan bir sürtüktür .O şeytan ve kötü ruhlarla muziplik yaptı ,o yaramaz zorba ve eziyetçidir ,her zaman en kötü ortaklığı azdırır.Beyaz kuş yarı göksel insan ruhudur.O zaman zaman azalırken Anneyle bekledi.Kuş erkeğin içindeki gibi bir doğaya sahip ,ve o etkili düşüncedir.O iffetli ve yalnızdır, Anneden bir mesajcı.Dünyanın üstünden uçup geçmiş.O yalnızlığı emreder.Bize daha önce ayrılmış ve mükemmelleşmiş ayrılmış olanlardan bilgelik getirir.

O bizim dünyamızı Anne ye yönetir. Anne aracılık yapar, O uyarır, ama tanrılara karşı hiç bir gücü yoktur. Anne güneşin kayığıdır. Yılan gitti ve kurnazlıkla FALİK şeytanı etkisizleştirdi ya da onu tahrik etti. Dünyasal olanın kurnazca fikirlerinin üstünden yarar sağladı. O her delikte sürünen ve şehvetle her şeye yapışan düşüncelerdendir. Şüphesiz bunu istememiştir, fakat bunun bize yararı dokundu. Ok hızıyla anlayışımıza girip bize insan düşüncelerimizle bulamayacağımız yolu gösterdi.

Küçümseyici bir göz gezdirişle ölü konuştu; tanrılar , şeytanlar ve ruhlar hakkındaki konuşmayı kes . Bu bizim için uzun zamandır bilinen bir şey.

SERMO-VII

Gece geldiğinde ölü hüzünlü bir çehreyle tekrar sordu, hala bahsetmediğimiz bir şey kaldı, insan

İnsan şeytanların tanrıları ve ruhların olduğu iç dünyaya açılan kapıdır, dıştaki büyük olandan içteki küçük olana.Küçük ve geçici olan insandır.Halihazırda içinde olandır, bir kez daha kendini sonsuz uzayda buldun en içteki yada en küçük sonsuzlukta.Ölçüsüz uzaklıkta zirvede tek bir yıldız durur.

Bu o insanın tek tanrısı , bu onun dünyası onun pleroması onun tanrılığı.

Bu dünyadaki insan Abraxas’tır.Kendi dünyasının yaratıcısı ve yok edicisi.

Bu yıldız insanın tek tanrısı ve tek amacı.

Bu tek yol gösteren tanrı. Onun içinde insan dinlenir.Onun arkasında ruh ölümden sonraki uzun seyahatine gider.Onun içinde insanın büyük dünyadan getirdiği ışık parlar.Bu tanrı insanın dua etmesi gereken tek tanrıdır.

Dua eden yıldızın ışığını arttırır.Ölümün üstüne bir köprü kurar.Küçük dünya için yaşam hazırlar ve büyük dünyanın umutsuz şehvetini azaltır.

Büyük dünya soğuduğunda ,yıldızı yakar.

İnsan gözlerini Abraxas’ın garipliğinden alabildiği sürece, O ve onun tanrısı arasında bir şey bulunmaz.

İnsan burada, tanrı orada

Güçsüzlük ve hiçlik burada , sonsuzluk ve yaratıcı güç orada

Burada hiçlik ve nemli karanlıktan başka hiçbir şey yok

Orada tüm güneş var.

Ölü, sessizce gecede sürüsünü koruyan çobanın ateşinin üstünde ki duman gibi yükseldi.

ANAGRAM :

NAHTRIHECCUNDE

GAHINNEVERAHTUNIN

ZEHGESSURKLACH

ZUNNUS

bu kadar parça parça yaptığım için özür dilerim çevirmesi uzun sürdü

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...