Jump to content

Satanizm


Guest white_lion

Önerilen Mesajlar

Hiçbir din saçma yahut yanlış olamaz. Eğer herhangi bir dine suçlama getiriliyorsa iki olasılık vardır:

ya Suçlamayı getiren şahıs, suçlamayı getirdiği dinden önce bir başkasına bağlanmıştır, onun mensubudur, ve diğer dini kendi dininin kriterleri çerçevesinde yargılamaktadır ve bu sadece "ilk inanılan din doğrudur" gibi saçma bir sonuç doğurur.

Yada Kişi kendini tanrı yerine koyuyor ve tanrının hangi kuralları koyabileceğini, hangilerini koyamayacağını, bir tanrının nasıl olabileceğini, nasıl olamayacağını önceden belirliyordur.

Dinler ulaşılamayan bir metafizik evrenden söz açarlar. Kabir azapları, günahkar ruhların içinde yüzdüğü alevden nehirler, tanrının kendisi, cennet, melekler, şeytanlar ve öteki dünya... Bunları doğrulamanın imkanı yoktur. Bu anlamda birini diğerine göre üstün tutma, karşılaştırma ve akıl yürütme mümkün değildir.

İlk iki maddenin ortaya koyduğu şey "doğru" dini seçildiğinden asla "emin" olunamayacağıdır, ve bu böyle iken birinin "doğru" olduğu dahi öne sürülemez. :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hiçbir din saçma yahut yanlış olamaz. Eğer herhangi bir dine suçlama getiriliyorsa iki olasılık vardır:

ya Suçlamayı getiren şahıs, suçlamayı getirdiği dinden önce bir başkasına bağlanmıştır, onun mensubudur, ve diğer dini kendi dininin kriterleri çerçevesinde yargılamaktadır ve bu sadece "ilk inanılan din doğrudur" gibi saçma bir sonuç doğurur.

Yada Kişi kendini tanrı yerine koyuyor ve tanrının hangi kuralları koyabileceğini, hangilerini koyamayacağını, bir tanrının nasıl olabileceğini, nasıl olamayacağını önceden belirliyordur.

Dinler ulaşılamayan bir metafizik evrenden söz açarlar. Kabir azapları, günahkar ruhların içinde yüzdüğü alevden nehirler, tanrının kendisi, cennet, melekler, şeytanlar ve öteki dünya... Bunları doğrulamanın imkanı yoktur. Bu anlamda birini diğerine göre üstün tutma, karşılaştırma ve akıl yürütme mümkün değildir.

İlk iki maddenin ortaya koyduğu şey "doğru" dini seçildiğinden asla "emin" olunamayacağıdır, ve bu böyle iken birinin "doğru" olduğu dahi öne sürülemez. :)

:clapping::clapping::clapping::clapping::clapping::clapping::clapping::clapping::clapping::clapping:

lanet olasılar :D ama bunalrı düşünemiyor galiba hala cehennemde yanarlar diyolar ya :D tebrikler ++++++:thumbsup:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Satanizme Din diyen arkadaşlar gördüm....

Kendi kafanızdan uydurduğunuz şey nasıl din olabilir....

Ayağını yere vurduğun dünyada 3 din vardır. Musevilik,(ilkokul) , Hristiyanlık (ortaokul) , Müslümanlık (Lise). Tanrı, insan bilincinin açılması için göndermiştir kitapları,peygamberleri.Demişsinizki yanan alevler,yanan ruhlar kabir azabı.

Seni Tanrıyı sadece korku sembolu olarak görüyorsan Senin gözünde tahtta oturan sakallı göbekli biri olur tanrı.Kahkalar atarak seni yakar.Sen kendi tanrını böyle görçek kadar acımasızsan o senin bilinçaltının bir oyunudur.

Sen aynada kendine sorsan ve desenki aslında ben çok yufka yürekliyimdir.

Aç görsem açıkta görsem yardım ederim,bir hayvana insana herhangi bir varlığa zor durumdaysa yardım ederim,bu benim yapımda var. Bunu herbiriniz en az 1000 kere söylemiştir.Her insan yardımseverdir. (Hasta değilse tabi)

Biz insanlar tanrının bir parçası olduğumuzu kabul edersekki buna hiçbir şüpe yok.

Darwin amcamın saçma teoriyerine bakmassan eğer, Bu yardım severlik,hoşgörü,sevinç,kahkaha,eğlence,aşk,sevgi, bunlar bize tanrının bir parçası olduğumuz için verildi.İşte iblis ademin önünde bu yüzden eğildi,melekler ademin önünde bu yüzden eğildi,biz insanoğlu tanrının parçasıyız,sevebiliyoruz,aşık olabiliyoruz.

Sen tanrı için dünyada kendi egomanyasını yarattı dersin,böyle bişi yapsa sana başkaldırma ve seçme yetkisini neden versin,bizden önce melekler vardı ne severler ne aşık olurlar nede verilen emirin dışına çıkarlar...

Tanrı bize önem veriyor...

Siz hala burada oturmuş Tanrının varlığını kabul etmiyen Tanrı katından kovulmuş

bir varlğın fısıldamalarıyla bu satanizm denilen olanaksız şeylere inanıyorsunuz.

Tanrı seni seviyor...Biraz düşünsen anlarsın...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Satanizm diyipte sadece Laveyan Satanizm'ini yazmakta ayrı bir gariplik =)

 

Uzi, lütfen biraz daha geniş bak. Bu kadar basit değil. Din kavramını sadece İslam (veya artık nereden bakıyorsan) bakmadan, hepsini inceleyerek değerlendirmelisin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

:rofl:

evet araplar mesela, çok bilinçli insanlar, muasır bi halk :rofl:

 

Banane araplardan be adam. Okadar şey yazdım sonuç olarak bana arap örneğinimi veriyorsun....

--------------------

Satanizm diyipte sadece Laveyan Satanizm'ini yazmakta ayrı bir gariplik =)

 

Uzi, lütfen biraz daha geniş bak. Bu kadar basit değil. Din kavramını sadece İslam (veya artık nereden bakıyorsan) bakmadan, hepsini inceleyerek değerlendirmelisin.

 

Zaten ilkokul ortakul lise diye belirtmek istememin sebebi hepsinin Tanrı katından geldiğine inanmamdır.Geliş sebebleri var,herbirinin.

He sonradan değiştirildimi değiştirilmedimi (her din için söylüyorum) bu tartışılır tabiki.Ama geliş yerleri ve amaçları ortak bir güçten geliyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

O anlamda değil, ancak evet eğer sen tek gerçeklik olarak İbrahimi dinleri kabul edersen bu dediğin doğrudur. Ancak mesela ben "Tek doğru Din" olarak Satanizm'i görmem. Doğru yola ulaşmanın pek çok yolu vardır bana göre; İlla bir tanrı olmak zorunda da değil.

 

Ha birde "Satanizm denilen olanaksız şeyler" sana göre olanaksız, bu bir inanç işidir. Saygım var, kabul ederim. Ancak yine de, bana "Kul" diye seslenen bir tanrıya tapacak değilim. Görmek istediğin gibi görürsün meselesinden biraz daha öte bence. Kur'an'ı okuduğumda günümüze uymayan (Yada en azından benim kaldıramayacağım) şeyler gördüm, okudum. Bu yüzden inanmıyorum ve eğer tanrı buysa, ona tapmayı da kesinlikle reddediyorum.

 

Hem Satan'ın cennetten kovulmuş olması da bir inanç işidir, benim inancıma göre kimse kimseyi kovmamıştır. İkiside o kadar mutlak değiller.

 

Yine de, bu kadar karşıt olmama rağmen evet dediklerinin kendi içinde temiz ve güzel bir mantığı olduğunu düşünüyorum =)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

satanist arqilerim var bn hiç qötülüqlerini qörmedim onlarında inanjı o sayqı duyarım ama ilqinç tipler ama hepsi chooq iii

 

ya cok ozurdılerım ama bu nasıl bır yazı seklı ya:confused:

wallahı cıdden cok merak ettım hangı alfabe bu.ınsan okurken bıle afallıyor.tatlım neden turkce katılsın ne gerek var boyle seylere.annen baban ogretmenın boylemı yazmanı tavsıye ettı.bu form un kurallarında yazıya hassasıyet getırılsın.

neyse satanıstler aslında sevımlı ve mantıklı bır gurup bence.aslında kurallarını kendı gunluk hayatımıza koysak daha az hata yapar,daha az uzuluruz,daha dogru kararlar verırızcok dıkkatlı okdudum ve cok begendım.bılmedı8gım cok sey ogrendım.paylasımı yapan arkadasa tesekkurler.elıne saglık.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ya cok ozurdılerım ama bu nasıl bır yazı seklı ya:confused:

wallahı cidden cok merak ettım hangı alfabe bu.ınsan okurken bıle afallıyor.tatlım neden turkce katılsın ne gerek var boyle seylere.annen baban ogretmenın boylemı yazmanı tavsıye ettı.bu form un kurallarında yazıya hassasıyet getırılsın.

neyse satanıstler aslında sevımlı ve mantıklı bır gurup bence.aslında kurallarını kendı gunluk hayatımıza koysak daha az hata yapar,daha az uzuluruz,daha dogru kararlar verırızcok dıkkatlı okdudum ve cok begendım.bılmedı8gım cok sey ogrendım.paylasımı yapan arkadasa tesekkurler.elıne saglık.

 

Satanizm konusunda bilgi bile olamayacak kadar kısır ve eksik bir yazı aslında .,

Neyse, sayın brigit Türkçe yazım konusunda Görüp görebileceğiniz en katı kurallara sahip forumlardan biriyiz ama taktir edersiniz ki heryere yetişmek imkansız ,zaten üye aktif olmadığı için gözden kaçmış,olabilir, ancak sizinki gözden kaçmadı :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

O anlamda değil, ancak evet eğer sen tek gerçeklik olarak İbrahimi dinleri kabul edersen bu dediğin doğrudur. Ancak mesela ben "Tek doğru Din" olarak Satanizm'i görmem. Doğru yola ulaşmanın pek çok yolu vardır bana göre; İlla bir tanrı olmak zorunda da değil.

 

Ha birde "Satanizm denilen olanaksız şeyler" sana göre olanaksız, bu bir inanç işidir. Saygım var, kabul ederim. Ancak yine de, bana "Kul" diye seslenen bir tanrıya tapacak değilim. Görmek istediğin gibi görürsün meselesinden biraz daha öte bence. Kur'an'ı okuduğumda günümüze uymayan (Yada en azından benim kaldıramayacağım) şeyler gördüm, okudum. Bu yüzden inanmıyorum ve eğer tanrı buysa, ona tapmayı da kesinlikle reddediyorum.

 

Hem Satan'ın cennetten kovulmuş olması da bir inanç işidir, benim inancıma göre kimse kimseyi kovmamıştır. İkiside o kadar mutlak değiller.

 

Yine de, bu kadar karşıt olmama rağmen evet dediklerinin kendi içinde temiz ve güzel bir mantığı olduğunu düşünüyorum =)

 

 

Teşekkür ederim anlayışın için :)

 

Hani demissinya Kur'an okuduğumda kaldıramadığım şeyler vardı.

Kitabı okurken sindire sindire okumayı dene,soru cevap şeklinde olduğunu anlıcaksın, sonra soruları çözmeye çalış,acaba kitabı yazan ne sorduda bu cevap verildi,belki ozaman daha iyi anlayabilirsin :thumbsup:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Satanizm konusunda bilgi bile olamayacak kadar kısır ve eksik bir yazı aslında .,

Neyse, sayın brigit Türkçe yazım konusunda Görüp görebileceğiniz en katı kurallara sahip forumlardan biriyiz ama taktir edersiniz ki heryere yetişmek imkansız ,zaten üye aktif olmadığı için gözden kaçmış,olabilir, ancak sizinki gözden kaçmadı :)

 

sevgılı moderatorum ben bır yandan calısıyorum dıger yandan fırsat buldukca forumla ılgılenmeye calısıyorum ayrıca benım turkcem turklere gore cok daha ıyı.ben elımden geldıkce ıyı yazmaya calısıyorum ama bu genclık garıp alfabe cıkartmıs.buna kızıyorum sadece ayrıca sız ısınızı ıyı yapmıyosunuz demedım ben sadece o kıza soyledım.sızın acıklama yapmanızı beklemıyordum gerek yoktu.barınakta aksama kadar hasta hayvanların tedavılerıyle ugrasıyoruz.yaptıgım hatalarda olsun artık.tesekkurler ılgınız elestırnız ıcın.dıkkate alınıcaktır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Farkı toplumlar tarafından dillerine karşılık gelen isimlerle çağrılmıştır.Nitekim kitabında da buyurduğu gibi “O” farkı yüzyıllarda,farkı isimlerle anılan biridir.Satan,Lucifer,Şeytan,Enki gibi sıralayabiliriz bu isimleri.Tamamı sembolitenin bir ürünü olup,”O”nu hissetmek bile varlığıyla bütünleşmeye yeterli olabilmektedir.Şeytan veya efendi Enki’yi bütünleşme yoluyla hissedebilmemiz,efendinin bir enerji bütünlü olgu ve bir çok satanistin düştüğü yanılgının tersine,negatif enerjinin değil bütünleştirici enerjinin bir parçası olduğunun kanıtıdır.Enki negatif enerfinin sağaltıcısı ve yaratıcı güce sahip olan bir pozitivist enerji kaynağıdır.İleri sürdüğümüz bu tezin gerçekliğini,diğer tanrıların aksine Enki’nin insan ırkını yoketmek yerine ‘Ziusudra’ ve ailesini – sözde ilahi dinlerin kitablarına Nuh Tufanı oalrak geçmiştir- yıkımdan kurtarmasını ve kendi ürünü olan insanları selecte ederek -genetikleriyle oynayarak- iyileştirmesini gösterebiliriz. Efendi Enki Niburu’da yaşayan diğer tanrılar arasında olup,onu diğer tanrılardan ayıran ve baş tapınma yapan olayın ise insan ırkını evrime uğratması ve günümüzdeki haline getirmesi olarak kabul ederiz.Bilgeliğin vede suyun tanrısıdır.Kutsal ‘me’lerin -bu Kurana Esma-ül Hüsna olarak geçmiş bir metindir-koruyucusudur. Yine türk satanisminin yanılgıları arasında yeralan ‘evrenle birlikte oluşmuş olduğu’ varsayımı gerçek olmayıp,kadim yazıtlarda oluşumdan sonraki tanrılar arasında yeraldığı belirtilir.Nitekim evreni varlaştıran TİAMAT olayını hepimiz bilmekteyiz. Daha sonraları ileri sürülen tek tanrılı dinlerde -nitekim hiç bir zaman tek tanrılı bir din varolmamıştır,tüm tanrılar ve tanrıçalar bu dinlerde değerlerini yitirerek melekler ve diğer varlıklar sınıfına indirgenmiştir- Enki’nin mutlak hakimiyetinin yıkılması için negatif enerjiyle tanımlanmasına gidilmiştir. Daha sonraları Karıl Sargon döneminde,Mısır’dan Sümer topraklarına -yeni Babil- getirilen Yahudi halkı tarafından ileri sürülecek olan yeni dine ve yeni tapınma sistemine kaynak olarak,Enki inancının eserleri alınmış ve kaynak olmuştur.Tarihsel arkaplanda,sistemleştirilen diğer sözgelimi ilahi inançlar da bu yoldan ilerlemiş ve Enki kültü gerçekten saptırılarak yeni bir şekil kazanmıştır.Enki veya Satan bizlere doğru bilgiyi ve becerileri sunarak gelişimimize düşünsel boyutta da el atarak,insan ırkını çok yönlü geliştirme yoluna gitmiştir.Enkiyanizm üzerine inşaa edilen yehova kültünde ise insanın gelişimi değil,bir araç olarak kullanımına gidilmiştir.Salt bunedenle insanlığa ezop kültürü aşılanmıştır.Sevgili kardeşlerim hepiniz neden böyle bir gereksinim duyulmuş veya neden Enki kültü çalınarak üzerine yeni bir sistem kurulmuştur? dediğinizi duyar gibi oluyorum.Çünkü insanlığın “altın çağ”ı olarak nitelenen komünal dönem artık kapanıp ,yerine özel mülkiyete dayalı bir sistem kurulmaya çalışılmıştır.Başlık altında bu noktayıda çözümlememiz gerekir ki anlatılmak istenen olayın tarihsel boyutu irdelene bilsin.Daha önceki çalışmalarımda bu konuya değindiğimden ötürü kısa bir değinmeyle geçeceğim.

 

Tufan olayındn sonra Tanrıların yerküreyi terk etmeleri insanları kaderleriyle başbaşa bırakmalarına neden olsada,gitmeden önce kurtulan insanların yanında tanrılar tarafından öğretilen bilgiler ve yetenekler kalmıştı.İşte insanlık tarihinin en amansız ve sınıflaşmaya,sınıfsal paradigmaların korunmasına dayalı sistemlerin oluşmasına geçiş tam bu dönemde başlar.İsteğe bağlı olarak aşağıdaki başlık okunabilir veya atlanabilir.Önerim kavramları iyi anlayabilmeniz için ve nedenlerini kavraya bilmaniz için aşağıdaki başlığıda okumanızdır.

 

 

Tarihsel arkapalanda ele alınacak olursa,anamalcı toplum ve feodal toplumla birlikte; özel mülkiyete,toplumsal sınıflaşmaya ,sömürü anlayışına sahip olan üç toplum düzeninden biri olan köleci toplum,üretim araçlarının gelişmesi ve teknik becerinin hız kazanmasıyla birlikte,dağılmanın eşiğine getirilen ilkel komünal toplumun nicelik birikiminin nitelik kazandığı sınıflaşmaya dayalı sistemlerin protosu olarak doğmuştur.Üretimi güçleştiren taştan ve tahtadan yapılmış araçlar,yerlerini madenden yapılan araçlara bırakmıştır.Üretimin hız kazanması ve ilk tekniğin üretim kollarına yansıması,üretim tekniklerinin sınıflılaşmasına ve ilk üretim esaslarına dayalı gruplaşmaların şekil bulmasında ön ayak olmuştur.

 

İlk özgürlük mücadelesine,kendini tanıyarak (ilk tanıma ellerin kullanım amaçlarını anlamaktır),başlayan insan;ilk eylemini de doğayla mücadele ederek gerçekleştirmiştir.Bu mücadele,yaşam varlığının devam ettirilmesi amacını doğal bir çıkarım olarak ,insanın doğa karşısındaki özgürlüğünü zorunlu kılmıştır.Tarihsel gelişimi içerisinde toplumlaşa bilen insanlar,artık yeni mücedelelerini doğaya karşı değil,kendilerine karşı vermek zorundadırlar.İnsanlığın altın çağı sona ermiş,tarım ve hayvancılık birbirinden ayrılmış ve ilk sınıflaşmalar gerçekleşmiştir.Tarın ve hayvancılık üretimlerine dayalı sınıflaşmalarda (henüz ortak bir ekonomi anlayışı vardır),kendi başına bir ekonomi biçimi olan ailelere bölünmüştür ,(ekonomik etkileşimler aileler ve onların ait oldukları sınıflar içerisinde sınırlanmıştır). Üretim araçlarının birer özel mülkiyete dönüşmeleri,üretim amaçlarının (ürünlerin) de özel mülkiyete dönüşmesine neden olmuştur.

 

Özel mülkiyete dayalı ilk köleci toplum,varolan kabile düzeninde sistemleşebilmek için,kendinden önceki kabile düzenini yıkıma uğratmak zorunluluğundaydı.Nitekim sınıfsız ve komünaliteye dayalı kabile toplumu, mülkiyetleşmenin bencil çıkarcılığı ve komün üretimin yağmalanmasıyla parçalanmış, bu temeller üzerinde yeni bir üretim anlayışıyla birlikte,yeni bir toplum sistemi kurulmuştur.

 

Üretim güçlerinin değişimi toplumsal yapıya,salt bu nedenle insan ilişkilerine de yansımıştır.Daha fazla kar,daha fazla üretim için iş verimliliğinin artırılması peşinden köleci toplumu sürüklemiştir.Köleci üretimin toplumsal düzenini belirleyen köleci toplumdan önceki toplumsal düzenlerde,üretim güçlerinin daha fazla sömürülmemesi için,savaş tutsakları öldürülürken veya hapsedilirken; köleci toplumla birlikte savaş esirleri köleleştirilmiş ve satışa sunulmuşlardır.Nitekim köleci düzenin dinmesiz gelişimi Afrika ve Asya’da köleci toplumun oluşumunu hızlandırmıştır.Köleci toplumun ilkel evrelerinde, henüz komün anlayışın asimile edilemeyen bir tepkisi olarak ilk köleler toplumun ortak malı olmuştur.Bu üretim şekli,kölecilik için köle arayışını kısıtladığından olacak ki üretim alanlarındaki iş verimliliği bakımından köle emeği önemli bir boyut kazanamamıştır. Kölecilik anlayışı,üretim araçlarının karmaşıklaşmasıyla karmaşıklaşmış ve olgunlaşmıştır.

 

Toplumun büyümesi (insan sayısındaki artış),üretimin artmasına,üretim araçlarına olan gereksiniminde fazlalaşmasına neden olmuştur.Bu da savaşlar aracılığıyla köle kazanımını,doğal bir çıkarım olarak köle toplumlarının savaşçı olmasını zorunlu kılmıştır.Savaşçı düzen ilk olarak Afrika ve Asya köleci toplumlarını devletleştirmiş olup,köle sahibi aileleri ilkel bir milliyetçilik duygusuyla,köle düzeninin kontrolcüsü,devletin organlarına,kabile federasyonlarına dönüştürmiştir.Bu oluşum Sümer toraklarının istilalara mağruz kalmasıyla,Akad,Babil,Asur,Hitit v.b. devletler aracılığıyla ilerlemesine neden olmuştur.

 

Devletleşme tarihinin ikinci yarısında Sümer devletlerinin yayılmacı politikası,topraklarının yeni komşularına karşı olmuş,onları güçsüzleştirmek ve kısmen kullanmak amaçlanmıştır.Sümer topraklarının istilalara mağruz kalması ise köle arayışı içerisindeki kabilelerin,verimli Mezopotamia toraklarının Akad,Babil gibi köleci devletlerin pazarı haline getirmiştir.Bu toplumların gelişkin ve son şekilleri de Antik Yunan ve Roma köleciliğidir.

 

Köleci toplumun üretim mantığına ait olan,kölenin iş gücünün yanında bir bütün sahibi olmak (köle üratim aracı olarak algılanır),algılayışından önce çalışanların iş gücü üretim amaçlarının ortak aracı olarak,bir bütünsellik içerisinde toplumun malıydı.Nitekim köleci toplum ve onun üretim anlayışı,bir sınıfın (köle sınıfının),tüm iş alanlarında gücüne sahip olmayı gerektirir.

 

Birey sayısındaki artış ve köle emeğine sahip olma oranındaki aileler-soylar arasındaki farklılıklar,toplumsal düzeni daha da karmaşıklaştırmış,kölenin toplum içerisindeki konumunu ve bu konumun aşağılıklığını haklı kılacak temellere dayandırılan,benim verdiğim isimle toplum için kölecilik felsefesini temellendirmiştir. i.ö.1.yüzyıl’da Romalı Varro üretim araçlarını üçe ayırır ve bu ayrışmayı;sessiz aletler (araçlar),söz söyleyemeyen sesli araçlar (hayvanlar) ve söz söyleyebilen sesli araçlar (köleler) şeklinde ileri sürmüştür.

 

Köleci üretime dayalı toplumlarda iki karşıt toplum sınıflaşmasının (köle sahibi-köle)dışında kalan,zanaatkarlar ve köylü sınıfları yeni üretim anlayışının olumsuzluklarına maruz kalmışlarsada,eski toplumun son üretim ilişkilerinin kalıntılarıdır.Bu iki sınıfın altında da köle olmayan lumpen proleterya sınıfı vardır.

 

Köle emeğinin hızlandırdığı üretim tekniği,daha fazla üretim için tekniği mekanikleştirmeye başlamıştır.İlkel mekanik köle üretimi olarak adlandırdığm bu üretim tekniğinde,kendisinden daha fazla iş gücü sarfetmesi beklenen kölenin,daha fazla üretmesini ve üretimin çabukluğunu sağlamak için doğa güçlerinin yanı sıra ilk karmaşık aletlerden faydalanılmıştır.Kumaş veya deri giysi üretiminde,tahıl ürünlerinin öğütülmesinde veya saklanılmasında köle emeğini destekleyecek ve daha verimli olmasını zorunlu kılacak teknik gelişmeler gerçekleşmiştir.

 

Bu gelişim,köle sahiplerinin köle emeğinden arta kalan iş gücünü kendi özel işleri için veya başka iş kollarında kullanmalarını olanaklı kılmıştır.Örneğin;bir maden ocağının sahibi,maden ocağında çalışan kölelerin bir bütün sahibi olduğu gibi,maden ocağında arayışı içerinde olduğu madenin de aynı oranda sahibidir.Özel mülkiyetinden çıkarttığı maden üzerindeki hakimiyeti sonlu olup,satın alma bedeli karşılığında el değiştirirken,kölenin değeri efendisine kazandırdığı maden kadar olmayıp,kullanılabilirliğide satın alma bedeli karşılığında el değiştirebilir.Nitekim çalışamayacak düzeydeki kölelerin sonu ölümdür.

 

Teknik gelişimin etkisiyle mekanikleşen;mekanik köle iş gücü,kol emeğine dayanan iş kollarının özgür yuttaşlarca hor görülmesine neden olmuştur.Bu hor görü özgür yurttaşın çalışmasının ayıpsanmasına,doğal bir çıkarım olara da özgür yurttaşın boş kalan iş gücü yerine daha fazla kölenin arayışı içine girilmesine neden olmuştur.Asıl anlamda bazı sınıfların çalışmadan soyutlanmaları ve tüm iş kollarının köleler tarafından yürütülmesi,bu dönemde temellendirilecek olan,köeleliği haklı kılan dinlerin ve din adamlarının türemesine neden olacaktır.Bu da köleliği halk zihninde doğallaştırmanın ve köle sınıfının gerekli bir statü olduğunun bilincini aşılamanın bir yolu olarak,çok tanrılı dinlerin üzerinden yeni bir tapınma sistemi kuulmasıyla gerçekleştirilmiştir.Son tahlilde,kölecilik düzeninin kalıcılaşması ve halk kitlelerine empoze edilmesi amacıyla köleliğe dayalı toplum sistemleri ve köleliğre dayalı din rejimleri şekillenmiştir.Tek tanrı ve tek tanrının köle kitlelerini avutan yaptırımları,insanların duygu ve düşün dünyalarını uyuşturmuştur.

 

Bu dinlerin başı ve diğerlerinin taklit ettikleri ( bu dinde kadim Enkiyanizm’in taklit edilmesi ve Enki kültünün çalınmsıyla kurulmuş,aşağılık bir varsayımdır),Yahudiliktir.Tevrat’ta şöyle yazar:”köleni yapabileceği işlere sür”,”saman,değnek ve yük eşek içindir;ekmek,öğüt ve çalışmaksa köle için”,”köle için para harcadığını ve o kaçarsa para kaybedeceğini hatırla”.İlk sömürü biçiminin köle emeğinin sömürüsü olduğunu belirtmiştik,oysa ki Yahudilikle birlikte sömürü alanı emeğin ötesine geçmiş,bir bütün olark insanın iç dünyasına kadar ulaşmıştır.Köle sömürüsünün ilk şekillerinde,sömürü bilhassa eski Yunan sitelerinde “ergasteras” ismi verilen iş yerlerinde toplanan ve el birliğiyle iş verimleri artan kölelerin emeğiyle gerçekleşiyordu.Bu sömürü din etkisiyle giderek Feodaliteye dönüşecek ve neticede en üstün aşamasına anamalcı düzene ulaşacaktır.

 

İlk sömürü düzeni olan köleliğin,ilk toplum düzeni olan komünal düzenin üzerine,komünalitenin parçalanması ve zor kullanılarak geçtiğini belirtmiştik.Köleliğin din aracılığıyla güçlendirildiğini ve köle sınıfının toplumsal bir gereksinim olduğnun ileri sürülüşünde din kaynaklarının kullanıldığı da belirttik.Nitekim komünal düzenin komünal inancı olan çok tanrılı kadim inanç,sürekli geliştirilen ve baskısı artan bir kölelik düzenini desteklemediğinden,değiştirilen toplum düzeniyle birlikte dinde ,tanrılık kültü de değiştirilmiştir.Temelinde çok tanrılık olan tek tanrılık,ilk örneklerinde olduğu gibi,kutsal olduklarını ileri sürdükleri (tamamen çalıntı ve alıntılarla oluşturulan metinlerinde),çok tanrılık ve tek tanrılık arasında sıkışıp kalmışlardır.Metinlerin farklı kaynaklara ait oldukları,bunları yorumlayan yazıcıların,farklı kaynakları köleliği haklı kılacak biçimde yorumlamaya çalışırken sürekli çelişkilere düşmelerinden anlamak mümkündür.Örneğimizi daha anlaşılır kılabilmek için,Tevrat’ı ele alacağız.Tevrat üç bölüme ayrılır.İlk bölüm Musa’nın beş kitabıdır ve çok tanrılı kadim dinden alıntıdır.Nitekim bu beş kitab bir araya getirilerek Tevrat oluşturulmuştur.Tevrat’ın ilk şekli budur.İlk beş kitab Tekvin,Çıkış,Levililer,Sayılar ve Tesniye adlarını taşır.Çağımızda bunlara Yeşu’nun kitabıda eklenmiştir.İlk beş kitabın yazarları,iki farklı anlatımı birbiriyle karıştırmaksızın toplamıştır.Bu iki ayrı hikayenin birinde tanrının adı Elohim (ruhlar demektir-diğer tanrıların da varlığı kabul edilir),öbüründe Yehova (varolan)’dır.Bu birleştirilmiş iki metine Elohim metin ve Yehova metin denilmektedir.Birinde insanın yaratımı bitkilerin yaratımından çok önce,öbüründe sonradır; Elohim aynı zamanda erkek ve dişiyi yaratmışken,Yehova ise önce erkek sonra dişiyi yaratmıştır.Birinde tanrı Elohim’ken yani bir çok tanrıdan biri iken,öbüründe tek tanrı olarak tapılması gerektiği belirtilir,bu örnekler çoğaltılabilir.

 

Tevrat köleliği ilk olarak ruhsal boyutta gerçekleştirmiştir.İnsanları köle kılması, köleliğin tanrı adına insanlar için, köle sahipleri için gerçekleştirilmesi gerektiğini savunmuştur.Efendisine karşı çıkan köle tanrısına da karşı çıkar,kendisini yönetenlere (devlete) karşı çıkan yurttaş tanrıya da karşı çıkmıştır ve sonu cehennem azabıdır,( bu varsayımlar olduğu gibi Hristiyanlık ve İslamiyet’e de geçmiştir, bu dinlerin Yahudilik’in tekrar tekrar yorumlanması ve Yahudilik’in de kadim Enki kültünün çalınması ve üst sınıfların paradigmlarını koruması olarak gerçekleştiğini belitmiştik).Sümerler tarafından yazıya geçirilen,daha sonra Tevrat yazılırken kullanılan tabletlerde,Tanrıların Niburu’nun yıkımını engellemek adına maymundan evrimleştirdikleri insanları işçi olark kullandıkları ve bu anlaşmanın sadece tanrılar için yapıldığı yer almaktayken ( nitekim bu adil bir anlaşmadır,karşılığında insan ırkı geliştirilmiştir),Tevrat işçiliği-köleliği insanın diğer insana karşı yükümlülüğü olark belirlemiştir.

 

 

 

Yukarıdaki analizi okuduysanız,evet şeytan extra-terrestral’dir.Bunun aksini iddia etmek kendimizle çeliştiye düşmemiz anlamına gelir.Efendi Enki veya Şeytan diğer tanrılarla birlikte varsa ve dünya dışı bir varlıksa elbette ki enerji bütünlüğü tek olamaz.Şeytanın enerjiden yoksun olduğunu ileri sürmekte çok büyük bir yanılgı olur.Çünkü diğer tanrılarla birlikte ölümsüzlüğe erişmiş ve çok ileri düzeyde olduklarına göre,enerjilerimizi alabilmekte ve bizlerle iletişime geçebilmektedir.Ülkemizdeki çarpık ve hayal ürünü olan, neticede hiç bir tahrihsel dayanağı olmayan bazı grupçuklar,Şeytanı sadece enerji olarak ele almak gibi bir yanılgı içerindedir ve onunla birlikte ne yazık ki Yehova’ya da tapmaktadırlar.Şeytan dual olarak kavranabilir.

 

 

 

Diğer kitablar köleliğin bir sistem olarak kalıcılaşması için kullanılan beyin afyonları olduklarından,hayvansal bir iç güdüyle Şeytanı karalamaktadirlar.O denli ki bu hayvansal savunma mekanizmalarını kendilerine karşı da kullanmaktan çekinmemektedirler.Her yeni gelen kendinden öncekini yalanladığı ve bozulmuş kabul ettiği gibi,her önceki kendinden sonrageleni tanımamış ve sapıklıkla atfetmiştir.Bu hayvansal savunmayı doğal olarak Enki’ye karşı da kullanmışlardır.Öte yandan bu kitablarda yazan tanrıyı,tanımamaktayız ve onun bir insan ürünü olduğunu da bilmekteyiz.

 

alıntdır

boynuzsuzgeyikler tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

satanist arqilerim var bn hiç qötülüqlerini qörmedim onlarında inanjı o sayqı duyarım ama ilqinç tipler ama hepsi chooq iii

 

 

sen neyce konusuyorsun...anlamadıysan soyle soylıyeyım...

 

shen neyche qonuşuyhosun yhaaaaaaaaa...

 

 

ya sabır....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bız seytana tapmıyoruz demıs arkadas...satanist nedır ozaman neye tapar.... taptıgı hıcbırsey yok ise....

 

in nomine dei nostri satanas luciferi excelsi (bizim tanrımız ilahi şeytan lucifer adına ) denir....

 

satanistliğe saygı beklıyorsunuz ateistlere saygılısınız ama muslumanlara nedense degılsınız yada hrıstıyanlıga.

 

ve satanıstım deyıp bır cok budala bırını kesıp seytan ıstedı dıyebılıyor.hepsi degıl bunlar zıhınsel engellı olanlardan kastım (yanı satanıst olmayıpta canılıgıne satanıstım dıyerek ort pas etmeye calısanlar)..zaten mantıken tanrı olarak saydıgınız bırının sızınle ıletısıme gecmesı pek bır anormal...adak olayına gelınce muslumanlıkta onu bende anlamıs degılım acıkcası...

 

son olarak da sunu sorucam adak ayın yok denmıs 1978 halkın tapınagındakı katliam degılmıydı?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Paylasim icin tesekkurler ama emin ol ki cok yetersiz, kesinlikle cok eksik bilgilendirme yapmissiniz. Eger bu konu hakkinda yazacaksaniz, aynı oranda masonluktan da bahsetmeniz gerekiyor, cunku masonluk satanizm'in en buyuk kollarindan biridir. Konuya daha fazla giris yaparsam, orneklendirmem, aciklamalar sunmam gerektigi icin kisa tutuyorum. Sanirim konuyu acan arkadas daha da ayrintili bilgi vermeyi tercih edecektir

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Paylasim icin tesekkurler ama emin ol ki cok yetersiz, kesinlikle cok eksik bilgilendirme yapmissiniz. Eger bu konu hakkinda yazacaksaniz, aynı oranda masonluktan da bahsetmeniz gerekiyor, cunku masonluk satanizm'in en buyuk kollarindan biridir. Konuya daha fazla giris yaparsam, orneklendirmem, aciklamalar sunmam gerektigi icin kisa tutuyorum. Sanirim konuyu acan arkadas daha da ayrintili bilgi vermeyi tercih edecektir

 

Buyur seni dinliyoruz :) masonlukla nasıl bir bağlantı kuracaksın merakla beklemekteyiz ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Buyur seni dinliyoruz :) masonlukla nasıl bir bağlantı kuracaksın merakla beklemekteyiz ..

 

Kilise öğretileri sanırım kanki :D bahsettiği masonları ve zamanında tapınak şovalyelerini de karalamak için yapılan söylemler olsa gerek.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bırakın ya dalga mı geçiyosunuz. Hayvanca yaşamanın adı yeni bir din mi oldu? Herşeye ama herşeye saygı duyarım ama buna asla yukarıdakileri okuyunca midem kalktı resmen böyle din mi olur ya? Tabi bu benim düşüncem sizi bilemem ama...

yukarıdakiler dediğin hangileri?ve hayvanca olduğu izlenimine nereden ulaştın?

 

ilk sayfadaki yazı çok fazla eksik ve yanlış bilgi barındırdığı halde ben diğer dinlerde olduğundan daha fazla bir vahşet unsuru göremedim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yorum yaparken neye göre yaptığınızı bir düşünün..

Bir inanç sisteminde bahsediyoruz .. Hemde var olan en eski sistemlerden biri.. Kimse din demiyor :) ayrımı bilmiyorsanız araştırın..

Ayrıca satanist denildiğinde satanizm denildiğinde Black metal dinleyip kız tavlamak için siyah giyinip saç uzatan yada siyah oje sürüp hail satan diyen teyyare arkadaşların oluşturduğu iblistapar gruplar ile yukarıda bahsedilen sistem arasında uçurum var ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...