Jump to content

Dünyamızın İçi Boşmu ?


Jethro

Önerilen Mesajlar

Himalayar'ın bazı bölgelerinde, Hermes'in 22 Arkan'ı ile bazı kutsal alfabelerinin 22 harflerini temsil eden 22 tapınak arasında Agarta, Gizemli Sıfır'ı bulunamazı oluşturur ...

 

Yeraltına uzanan, Yerküre'nin hemen tüm bölgelerini kapsayan kocaman bir satranç tahtası ...

 

(Saint-Yvesd' Alveydre, Mission de I'Inde en Europe, Paris, Calman levy, 1864, s.54 ve 65)

 

Dünyanın altında yedi tabaka olduğuna ilişkin hemen her yerleşik dinde inanışlar vardır. Budizm ve kısmen Hinduizm, Agarta-Şamballa gibi çift yeraltı uygarlıklarına ilişkin sarsılmaz inanç beslerler, İslam verilerindeki Yecüc-Mecüc, Tevrat ve İncil'de Gog, İnsana benzeyen yeraltı ırkları olup, özellikle himalaya dağları altındaki geniş, çok büyük mağaralar-galerilerde yaşadığına inanılır. Bu yaratıkların zaman zaman bir kozmik karışıklıktan dolayı, yeraltı ülkelerinden dışarı çıkabildikleri ileri sürülür ..

 

(Acaba meksikalı çiftçinin bulduğu varlık Bir Yecüc-Mecüc müy'dü ?)

(1690-1700 Aralarında alman koloniciler yerlilerden mağaralara kaçarak saklanmıştır ve kolonicilerin kötü olarak adlandırdıkları varlıklar vardır bu konuyu yarın açıcam...)

 

İslamiyet'te de Kehf=Büyük yeraltı mağaralar şebekesi inancı vardır. Kabala'da "Yedi Yeraltı Dünyası" inancı vardır. Aynı görüşü islami bilimciler de benimsemekte ve desteklemelektedir .

 

"İç Dünya Teorisi"ne göre yaşadığımız Dış dünya kabuğunda bulunan mağaralar sistemi ve geçitler vasıtası ile İç Dünya'ya ulaşılabilir.

Ayrıca yerküremizin her iki kutbunda da büyük açıklıklar bulunmaktadır, İç Dünya'da-aynı Dış dünya'da olduğu gibi denizler, ır ırmaklar, kıtalar ve hayat vardır. İç dünya, dünya küresinin ortasında bulunan merkezi bir güneş tarafından aydınlatılmaktadır.

 

Ünlü "Time" dergisi, 1993 yılında yayınlanan sayılarının birinde, İzlanda'nın altında "Yeraltı dünyası" bulunduğunu iddia etmişti. Altı ay sonra, "Scientific American" dergisinde de benzer bir makale yayınlandı.

 

İnternette yayınlanan kutuplara ait bir uydu foroğrafında, kutup bölgelerinde siyah açıklıklar görülmektedir.

Bu fotoğrafların biri 1963 yılı "Time" dergisinin kapağını süslemiş ve "Holes İn The Poles" (Kutuplardaki delikler) başlığı alıtnda okuyucuya sunulmuştu.

 

İç dünyaya girmek mümkün mü ? İddialara göre, İzlanda'da ki Snaefell joküll kraterinte böyle bir giriş vardır.

Ayrıca dünyamızdaki yedi enerjitik noktalardan birinin merkezi (Bunlara Dünya şakraları'da deniliyor.) de burada bulunmaktaydı.

 

İç dünyaya diğer girişler, Pirenelerde, Mısır'daki Gize piramiti'nin altında ve Lhassa'da (Tibet) bulunmaktadır.

 

"İç Dünya" üzerine yazdığı kitapta Bernard, bu tüneller şebekesinin bir yandan Agarti'ye, diğer yandan da dünya kabuğundaki girişlere bağlı olduğunu ileri sürer. Yazara göre: "İç Dünya"ya egemen olan imparatorluk "AGARTİ" ve başkenti "ŞAMBALLA"

idi.

 

Yorumum : Gerçektende dünyanın içi boştur ve magmayla dolu değildir.

Amerikan hükümeti bu açıklıkları ve dünyanın içinin boş olduğunu insanların bilmemesi için yalan atmıştır.

Ve Disk şeklindeki ufoların buradan geldiği söylenmektedir .. gece olduğu için çok yazamıyorum uykum var ..

Yarın yeni konularla bilgilendirmeye çalışacağım ..

 

KAYNAK : YERALTINDAKİ GİZLİ DÜNYALAR

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

çekirdek olduğunu şahsen düşünüyorum magmaların geldiği bir yer olmalı ama dünyanın altında çeşitli yerler ve tünellerle kaplı olduğunu bende düşünüyorum..

hatta bir çok çizgi film ve roamanlara konu olan bir şey bu bazı gizli okyanus diplerinden girilen gizli atlantis mesela veya bir adadan yer altında dinozorların yaşadığı bir alan bulunuyor felan yer altında kendi enerji kaynağı olduğu söylenen kristallerden hatta yapay güneşlerden söz edildiğinide biliyorum :) düşündüğümüz pek çok şeyin bu dünyada olma olasılığı var düşünceleriniz yoktan gelmiyorlar ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yeraltı uygarlıklarıyla yapılan celselerde vibrasonal seviyeleri yüksek olduğu için görünmedikleri söylenir.Yani aynı dünya arklı boyut.Dünyanın da bir çekirdeği mevcut buna inanabilirsin.Bunu araştıran bir tek ABD değil :) ama yeraltı tünelleri de var.Buda bir diğer gerçek.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

atlantisten kalan karanlık madde oluşturan bir kristalden bahsediliyor maddeyi yok ediyormuş yani karanlık amddeye çeviriyor buda bizim maddi boyutumuzda yok oluyor anlamına geliyor sanırım ..

 

Evet .

Kristal tarihte atlantis-atina lıların birbirleriyle yaptığı savaşta atlantısilier tarafından kullanılmıştır ..

Şimdi ise Bermuda Şeytan üçgeni olarak adlandırılan yerdedir .

Bu kristal gündüz güneş ışığını içinde biriktirir ve gece olduğunda görünmez bir ışın şeklinde salarmış ..

Ve ilginçtirki ordan geçen çoğu gemi esrarengiz şekilde kaybolmuştur ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

dünyanın bir çekirdeği olduğu doğrudur.magmayı barındıran mantonun altında dünyanın çekirdeği vardır,çekirdek demir ve nikel den oluştuğu bilinmektedir.iki kısımdan oluşur ama şaşırtıcı tarafı ise iç çekirdeğin sanıldığı gibi magmaya benzer akışkan bir tarafı yokdur tamamiyle katı demir nikel karşımından oluşmaktadır ve bu yapının dünyanın manyetik alanının oluşmasını sağlar.

 

bermuda şeytan üçgenine açıklık getirelim.bermuda şeytan üçgeninin herhangi bir paranormal tarafı kalmamıştır.vikipedia dan alıntı:

 

Yer altından fışkıran doğal gazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parcalarıdır. Ancak, okyanusların derinliklerindeki bölgelerden çıkmak isteyen doğal gazlar, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşürler ve "hidrat" denilen beyaz ve tebeşirimsi bir madde hâline gelirler. Çok derinlere dalabilen robot kameralarının bu bölgedeki karbeyaz okyanus tabanını ve bazı gemi enkazlarinı resimlemesinden sonra konuya şu bilimsel açıklama getirilmiştir: Bu bölge, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Tabanın bazen ısınması yüzünden, bu "tebeşir gazlar" erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler. O anda, tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalır . O sırada oradan geçen ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibini boylar. Çünkü, yoğunluğu düşen su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erince yoğunluk tekrar eski haline döner ve geride hiçbir iz kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gömülmüş olurlar.

 

Uçakların düşerek kaybolması ise yine aynı sebeptendir. Yüzeye çıkan doğal gazlar, havadan da hafif oldukları için yükselmeye devam ederler. Bu kez yoğunluk azalması, bölgenin üzerindeki atmosferde oluşur. Oradan tesadüfen geçen bir uçak hemen irtifa kaybeder ve motorları durur. Çünkü, motorlardaki benzinin yanması için oksijene ihtiyaç vardır ve düşük yoğunluklu havanın içindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli değildir. Böylece uçak da, hızla okyanus tabanına doğru inişe geçer

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

dünyanın bir çekirdeği olduğu doğrudur.magmayı barındıran mantonun altında dünyanın çekirdeği vardır,çekirdek demir ve nikel den oluştuğu bilinmektedir.iki kısımdan oluşur ama şaşırtıcı tarafı ise iç çekirdeğin sanıldığı gibi magmaya benzer akışkan bir tarafı yokdur tamamiyle katı demir nikel karşımından oluşmaktadır ve bu yapının dünyanın manyetik alanının oluşmasını sağlar.

 

bermuda şeytan üçgenine açıklık getirelim.bermuda şeytan üçgeninin herhangi bir paranormal tarafı kalmamıştır.vikipedia dan alıntı:

 

Yer altından fışkıran doğal gazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parcalarıdır. Ancak, okyanusların derinliklerindeki bölgelerden çıkmak isteyen doğal gazlar, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşürler ve "hidrat" denilen beyaz ve tebeşirimsi bir madde hâline gelirler. Çok derinlere dalabilen robot kameralarının bu bölgedeki karbeyaz okyanus tabanını ve bazı gemi enkazlarinı resimlemesinden sonra konuya şu bilimsel açıklama getirilmiştir: Bu bölge, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Tabanın bazen ısınması yüzünden, bu "tebeşir gazlar" erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler. O anda, tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalır . O sırada oradan geçen ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibini boylar. Çünkü, yoğunluğu düşen su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erince yoğunluk tekrar eski haline döner ve geride hiçbir iz kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gömülmüş olurlar.

 

Uçakların düşerek kaybolması ise yine aynı sebeptendir. Yüzeye çıkan doğal gazlar, havadan da hafif oldukları için yükselmeye devam ederler. Bu kez yoğunluk azalması, bölgenin üzerindeki atmosferde oluşur. Oradan tesadüfen geçen bir uçak hemen irtifa kaybeder ve motorları durur. Çünkü, motorlardaki benzinin yanması için oksijene ihtiyaç vardır ve düşük yoğunluklu havanın içindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli değildir. Böylece uçak da, hızla okyanus tabanına doğru inişe geçer

 

Belki bu bile bir yalandır ne malum ?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Şaman inancına mensup kırgız arkadaşlarımın atalarından devraldıkları alt dünya yolculuğu çalışmalarında astral projeksiyon gibi görünen oysa ki tam bir trans halinde farklı bir boyuta geçtiklerini ve astraldan farklı olarak bu şuur durumunun uzun sürdüğünü iletişime geçtikleri varlıkların ise üst dünya değil alt dünyadan vibrasyonu yüksek varlıklar olduklarını çok dinledim.yukarısı ne ise aşağısida odur sözü bilinmeyenler içinde geçerli demek ki ?

Alt dünyada farklı bir boyutun olduğuna inanıyorum .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Her ne kadar şaka gibi gelsede sana bu bir gerçek ! ..

Gerçek olmasaydı amerika ve birçok ülke neden gizlemek isterdi .. ?

Gerçek olmasaydı neden uçak seferlerinin kutuplar üzerinden yapılmasına izin verilmezdi .. ?

Gerçek olmasaydı neden o bölgede yaşıyan yerli halk tüm bunlardan bahsederdi ?

Gerçek olmasaydı neden kutuplara açılan çoğu insan gördüklerini anlattıktan sonra deli damgası vurulup içeri atıldı .. ?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

isteyen okusun;

 

agarta ile shamballah aynı değil. iddialara göre shamballah evrenin bilinmeyen bir yerince ve boyutundadır. yerin altı 2 kısımdan oluşur. 1-) insanların oluşturduğu tüneller ve 2-) daha derine inildiğinde farklı bir boyut ve bu boyut inanın bana iyi bir yer değil. bilginiz olsun gerek görürseniz araştırırsınız; birçok geçmişte yaşamış büyük alimlere göre cehennem bu dünya'dır. cehennemin kademesi vardır. bu kademeyi şu çok meşhur yukarı üçgen simgesi oluşturur. bu bizzat masonik çizimlerle sabittir. yani şu masonların ve okultist grupların sıkça kullandığı simge. o masonlara göre iyi olan yukarı üçgendir, kötü olan aşağı üçgendir. kimi masonlar doğrudan kötülüğe taptıkları için aşağı üçgeni seçmişlerdir. aslında kötülük demiyelimde bilinçli olarak yaradanı reddederler. kendilerince aşağı üçgen tanrının dişi versiyonunu temsil ediyordur. yani 2 tanrı vardır. ve şu anda spiritüel olarak yerin altına inenler oradan hayran olarak dönerler ve bilmezler. daha ateş yakılmamıştır. dünyanın bir magması var ama tüm her yeri kaplamıyor. daha ateşe verilmedi. bu yere agarta deniyor ama agarta sözcüğünün etimolojisini bulamadım. o konu hakkında birşey diyemicem.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

piiii amma uçmuşsunuz.ABD nin elinde bu günden +60 belki daha fazla zaman sonra sunulacak tekoloji mevcut.Bunu şöyle düşünün çift çekirdekli bilgisayarlar piyasaya sürüldükten hemen hemen aynı zaman dilimi içerisinde 4 çekirdeklilerin testine başlandı neden çift önce sürüldü piyasaya? para kazanmak için tabiyiki.Ufo dediğiniz cisimlerin çok çok çok büyük bir kısmı da ABD nin yeni yeni basına çıkan uçak modelleri :) Ama cidden biruzaylı koonisivardır.Bunu inkar etmiyorum ama bu koloni de aslında Agartha lılar da olabilir.Yerin altına gelince git bi jeoloji bölümüne gir oku.Sonra stajını da bir araştırma erkezinde yap kendin tested.Veya git bi fizik bölümüne gir.Veya bir üçleme olan String teorisini

 

The Elegant Universe DVD1 - Einstein's Dream

The Elegant Universe DVD3 - Welcome To The 11th Dimension

The Elegant Universe DVD2 - String's The Thing

 

izle.

 

Dünyanın içi boş dierek tüm fizik teorilerine karşı çıkıyorsun.

Yerin altında yaşayan bir kadim halktan söz eder yazıtlar , efsaneler.Buna ben inananlardanım.Bir tünel ağı çevreler yerin altında.Ve vibrasyonel seviyelerini istedikleri gibi ayarlıyabildiklerinden aynı dünyada farklı boyutta ikamet etmektedirler.Bu kavram sıkça kaıştırılmaktadır.

 

bakın size bir alıntı veriyorum ;

 

Önemli not: semiyum bir Agarth lı muhabbetin önesini atladım soru cevapları verdim sadece.

 

Celse 46

 

(27.8.1993)

 

Semiyum: İyi akşamlar dilerim. Suallerinize geçebilirsiniz.

 

Soru: İyi akşamlar. Şimdi nispeten size yakın bir bölgede, Aksaray' dayız. Herhalde bu bölgenin altında şehriniz vardır diye düşünüyorum, ne dersiniz?

 

Semiyum: Yanlış düşünmüyorsunuz. Bu bölgede çok önemli şehirlerimiz mevcuttur. Ama konu yine de düşündüğünüz tarzda değildir. Yani tam anlamıyla "bu bölgenin altında bir şehir vardır" diye düşünmek doğru değildir. Çünkü genel olarak bütün bu bölge Agarta bölgesidir ve bu bölge içinde birkaç şehrimiz mevcuttur.

 

Soru: Kapıların olduğu bölgelerde Agarta alanı çoğalıyor mu, genişliyor mu, diğer bölgelere nazaran efendim?

 

Semiyum: Evet genişlemektedir. Ama bunun ciddi bir espirisi yoktur.

 

Soru: Bir celsemizde dünyada dolaşan Agartalılardan bahsedilmişti ve bunların insanlara kendilerini belli etmeden dolaşmaları söz konusuydu. Bu nasıl oluyor efendim? Yani, şu bildiğimiz sokakta herhangi bir Agartalı zaman zaman yürüyor diyebilir miyiz?

 

Semiyum: Diyebilirsiniz. Zaman zaman Agartalılar bu şekilde dünyanın bütün bölgelerinde ve şehirlerinde bir maksat üzerine bulunmaktadır. Sizin onları tanımanız adeta imkansızdır. Bugüne kadar bir olay meydana gelmemiştir. Biz nispeten sizin zaman zaman başvurduğunuz kamufle edici tedbirleri almaktayız. Doğal olarak bizim gelişmiş medeniyetimizin imkanları ölçüsünde yapılan kamuflaj, bu kişileri adeta sizden biri durumuna sokmaktadır. Dolaysıyla sizler asla bu ayrımı yapabilecek durumda olmamaktasınız. ama bazı bögelerde kendi doğal halleri ile Agartalı arkadaşlarımız, kardeşlerimiz dolaşmaktadır. Bu, fiziksel çekiciliğin dışında bir ayrıcalık yaratmamıştır. Onları gören insanlar gerçekten güzel insanlar ile karşılaştıklarını düşünmüşler, bunların Agarta' dan gelen, başka medeniyete ait insanlar olabileceklerini akıllarına bile getirmemişlerdir. Çünkü dış görünüşümüz sizinkinden herhangi bir farkılık arz etmemektedir. Saç hususu ise tamamen farklıdır. Ama dünyanızda da nispeten bizim gibi başında saçı olmayan insanlar çok fazladır.

 

Soru: Ama şimdi tamamen saçsız bir Agartalı bayanın insanlar arasında dolaştığını söyleyemezsiniz. O dikkati çeker diye düşünüyorum.

 

Semiyum: Haklısınız. Bu sözlerim daha ziyade erkekler içindi. Ama bu tür örnekler çok olmuştur ve dünya insanlığının yaklaşımı yukarıda söylediğim şekilde olmuştur. Bayanlar için adeta saç veya buna benzer bir şey kullanmak zaruridir ki, arkadaşlarımız bu tür kamufle edici unsurları sürekli kullanmaktadırlar. Ama bunun ayırt edilmesine gerçekten imkan yoktur. Çünkü kamuflaj adeta mükemmeldir.

 

Soru: Peki kamuflajın dışında başka yollar var mı efendim?

 

Semiyum: Evet vardır. Bu sizin anlayışınıza uygun en basit ifade şeklidir. Bizler, sizlerin arasında görünmez bir hale rahatlıkla dolaşmaktayız. Sizleri görmekte, her şeyinizi en yakından incelemekte ama size kendimizi göstermemekteyiz. Bir Agartalının bir anda bulunduğu ortam içinde görünmez hale gelmesi zor bir şey değildir. Bunu hem kendi ruhsal gücüyle yapabileceği gibi, hem de elindeki alete düşüncesi ile anında komut vermek suretiyle vibrasyonel seviyesini bir derece yükselttiğinde, yani vücudunun moleküllerinin birbirinden bir parça ayırdığında sizler için Agartalı o insan görünmez hale gelecektir. Ama onun algılamasında ve gözlemlemesinde hiçbir değişiklik olmayacaktır. Bu çok sık kullanılan bir yoldur. Ama bunu sizin farketmeniz imkansızdır.

 

Soru: Zannedersem bunun dışında dünyanın herhangi bir yerini evinizden, odanızdan, kısaca Agarta' dan rahatlıkla, çok yönlü olarak gözlemleyebilme imkanına sahipsiniz efendim?

 

Semiyum: Bu, konunun bir başka boyutunu ihtiva eder.Sözleriniz doğrudur. Gelişmişlik düzeyimiz buna imkan vermektedir. Bu nedenlerle bizler, sizler hakkında, sizin henüz bilemediğiniz pek çok şeyi bilmeke ve sizi yine aklınıza getiremedğiniz çok çeşitli yönlerden sürekli olarak incelemekteyiz. Bu konu, bahsettiğim gibi bizler için son derece önemlidir ve sırf bu maksada yönelik olarak geniş çalışma gruplarımız oluşmuştur. Bu çalışma grupları siz yeryüzüne gelmediğiniz andan itibaren sizleri sürekli olarak incelemekte, izlemekte ve zaman zaman da sizleri yine farkında olmadığınız bir şekilde hayra doğru yönlendirmektedirler.

Soru: Tabii Adem' den sonrayı kastediyorsunuz, öyle değil mi efendim?

 

Semiyum: Sizler için Adem' den sonrayı kastediyoruz. Ama bundan milyon yıl önce de yeryüzünde yaşayanlar vardı. Onları her türlü incelemeye tabi tuttuk. Bugün de sizlerin dışında yine yeryüzünde yaşayanlar pek çok uygarlığı izlemeye ve incelemeye devam etmekteyiz. Bu maksatlarla hazırlanmış planlarımız, çalışma gruplarımız mevcuttur.

 

Soru: Şuurlu İnanç' ta bir bilgi vardı; "Bir dünyadan bir çok dünyalar halinde istifade" konusuydu bu. Yani sizlerin, bizlerin dışında bu dünyada nispeten denizlerin altında olsun, dağların içinde, dışında olsun, gerek bu fiziki bedenlere yakın bedenlerle, gerekse bunun vibrasyonel olarak bir miktar üst veya alt seviyelerdeki yapılaşmalar içinde de yaşayanlar var. Efendim buna bir sınır koymak mümkün mü?

 

Semiyum: Evet mümkündür. Sözlerinize katılıyorum. Ama fizik bedenli yaşayanları konumuz içinde ele almak daha uygun olur. Bunun dışına çıktığınızda bir anlamda dünyanın da dışına çıkmış oluruz. Sizin dışınızda yine yeraltında, yeryüzünde dağların içinde, denizlerin altında pek çok yaşayan uygarlıklar vardır. Bunların bir kısmının gelişmişlik seviyesi ve şuur seviyesi sizden fazla, büyük bir kısmının ise sizden geridir. Dünyadan sorumlu olan ilahi alem görevlileri tarafından siz insanlardan saklı tutulmaktadırlar. Zamanı geldiğinde bütün bu farklı yaşam biçimlerini tanıma imkanınız olacaktır. Bu konuda biz elimizdeki bilgilerin bir kısmını sizinle seve seve paylaşmaya hazırız.

 

Soru: Peki efendim daha önce konuşmuştuk: Yaklaşık iki milyon yıldır bu dünyadasınız, Agartalılar olarak bu dünyada yaşıyorsunuz. Gelişmişlik seviyenize bağlı olarak Rab' bin emri ile yeraltına indiniz ve yeryüzünü bize bıraktınız. Fakat dünyaya gelmeden önce Agartalılar neredeydi? Sözgelimi Samanyolu' ndaki bir başka gezegende miydiler efendim?

 

Semiyum: Aslına bakarsanız bir tek gezegenden bahsetmek doğru olmaz. Sayı söylemeyeyim ama gerek Samanyolu içinde, gerekse Samanyolu' nun dışındaki kendi bedenimize uygun pek çok Agartalılar bugün de vardırlar. Ama tekrar vurguluyorum "Agartalılar" ismi sadece bu dünyada yaşayan bizlere verilen isimdir. Atalarımızın yaşadığı diğer gezegenlerdeki isimler birbirinden farklıdır. Ama bizce en önemli husus hepimizin insan olmamızda yatmaktadır.Bizler insanız ve insanlık çok geniş bir aile olarak kainatta pek çok fiziki gezegende yaşamaktadır. Bizim "A" veya "B" gezegeninden geldiğimizi söylememizin şu anda ciddi bir önemi yoktur. Belki daha sonra hangi gezegenden buraya geldiğimizi söylemek imkanımız olacaktır.

 

Soru: Ama o zaman şöyle söyleyeyim. Bütün kainatlardaki gezegenlerde yaşayan insan dediğimiz varlığın fiziki kalıbına bir takım farklılıklar var mı efendim?

 

Semiyum: Elbette vardır ama bunlar onun "insan" olma vasfını zedelemeyecek ufak tefek farklılıklardır. Çok daha faklı bedenler vardır ve zaten onlar insan bedeni olmayıp konumuzun kapsamı dışındadırlar.

 

Soru: Peki efendim insanlık ilk kez kainatta bir fiziki gezegende mi üredi?

 

Semiyum: Bu soruya evet veya hayır diye bir cevap vermek mümkün değildir. Çünkü konu sizin dünyasal düşüncenizin bir hayli ötesindedir.

 

Soru: Peki ne demek gerekir efendim?

 

Semiyum: Konu o kadar geniş kapsamlıdır ki, şu aşamada bundan bahsetmek bu konuya ışık tutmak açısından faydalı olmayacaktır. Daha ziyade bu, ruhsal çalışmaların konusuna girmektedir. Bizim konumuzun tamamen kapsamı dışındadır.

 

Soru: Efendim kısa bir celse oldu, daha bir iki sorum olmakla birlikte konu bütünlüğü bozmamak için burada bırakmayı uygun buluyorum.

 

Semiyum: Bizce de uygundur. En kısa sürede görüşmek ümidiyle iyi geceler dilerim.

 

Kaynak: Agarta 2, Yazar: Ö. S. Ayçiçek

 

Celse 68

 

(16.10.1994)

 

Semiyum: İyi geceler dilerim. Suallerinize geçebilirsiniz.

 

Soru: İnsanlık Altınçağ' a geçerken Agartalıların buna karşı ilgileri ve görevleri nelerdir, o konuda konuşmak istiyorum.

 

Semiyum: Buyrunuz.

 

Soru: Efendim, aslında Altınçağ' a geçiş, Yüce Kitabımız Kuran' da yer alıyor ve bu bizim daha önce işlediğimiz, birlikte üzerinde çalıştığımız ayetin, 27/82. ayetin (ki, toplam 19' dur) devamındaki ayetlerde var. Bu bizi ziyadesiyle memnun etti. Hatırlarsanız 82. ayette; "O söz başlarına geldiği zaman onlara yerden bir dabbe (sudan yaratılmış canlı) çıkarırız. O, onlara insanların ayetlerimize içtenlikle inanmadıklarını söyler" diyordu. Şimdi, Agartalılar yeryüzüne çıkıyorlar ve Kuran' da bu ayette bahsedilen, sembolik olarak bahsedilen ilişki içine giriyorlar. Fakat 83. ayette: "O gün her ümmet içinden ayetlerimizi yalanlayanlardan bir cemaat toplarız. Onlar, bütün inkarcılar hep biraraya getirilip tutuklanarak ilahi huzura sevk edilirler." Yani Altınçağ' da, iki binli yıllar arifesinde, "ne kadar inanmayan, yeryüzü sahnesinin terketmesi gereken her ümmetten insan ve cemaat varsa, toplanıp ilahi huzura alırız" diyorlar. Bu dünyayı bıraktırıyorlar. 84. ve 85. ayette de," geldikleri zaman Allah der, ayetlerimi anlamadığınız halde yalanladınız mı? Yoksa ne yaptınız? Zulmetmeleri yüzünden o söz başlarına gelmiştir. Artık konuşmazlar." Kanalların Altınçağ dediği, Mutluluk Çağı dediği olaya iki bin yılı civarında ve iki bin yılından sonra safha safha geçecek toplu göçüşlere, yeryüzünün artık inanmayanlardan arındırılacağı bir çağa geçişe Kuran bu şekilde yer vermiş. Bu öncellikle böyle yorumluyorum. Sonra sizinle bağlantısına geçeceğim, ne dersiniz efendim?

 

Semiyum: Yorumlarınız tamamen doğrudur. Biz daha önceki bir celsemizde "Kuran'da herşeyin var olduğunu" söylemiştik. Bu ayetin, okuduğunuz bu ayetlerin birinci dereceden anlamında gerçekten yeni bir çağa geçişten bahsedilmektedir. Ve bu geçişin nasıl olacağı o şekilde belirtilmektedir. Bu ayetleri bu şekilde yorumladığınıza son derece sevinmiş bulunmaktayız. Çünkü birinci dereceden anlamı bunu işaret etmektedir.

 

Soru: Tabii bu ayetlerin başında Agartalılardan bahseden ayetimiz var; "O söz başlarına geldiği zaman onlara yerden bir dabbe çıkartacağız ve onlar insanlara gerekeni söyleyecekler" diyor. Ve 83. ayette "O gün ümmet içinde ayetlerimizi yalanlayanlardan bir cemaat toplarız." diyor. Şimdi, bu iki ayet birbirine bağlantılı. Bu toplama işinde Agartalıların rölü, yeri nedir? Yani kısaca Altınçağ' a geçiş olayında Kuran'da var olan bu olayda Agartalılar olarak sizin vazifeli olduğunuz ortaya çıkıyor. Bu konuyu biraz açar mısınız?

 

Semiyum: Düşündüğünüzün çok ötesinde biz zaten bu olayın içinde yer almış bulunuyoruz. Uzunca bir zamandan beri Agartalılar olarak her türlü imkanlarımız ile bu geçişin en hayırlı biçimde gerçekleşmesi için hizmet sunmaktayız. Öncelikle bunun bilinmesi gereklidir. Bizlerin son aşamada yeryüzündeki bütün insanların bilgisi dahilinde ortaya çıkacak olmamız vazifemizin görünür hale gelmesi anlamını taşımaktadır. Zaten yaptığımız bu çalışma, dikkat ederseniz bu son devreye denk gelmektedir. Neden biz insanlığa kendimizi bu devirde açıklamak ihtiyacını duyduk? Bunların tamamı birbiriyle bağlantılıdır. İnsanlığın Agartalıları bu şekilde tanıyacak olması en hayırlı yol olarak tespit edilmiştir. İnsanlık bu şekilde kendilerine yaptığımız yardımların idraki içinde tam olarak girecektir. Bizler kendimizi daha önceki celselerimizde belirttiğimiz gibi dünya insanına gösterdikten sonra, onların Yüce Kuran' da az önce ayetlerde okuduğunuz gibi kötü niyetli olanlarının, yeryüzünden ayrılması gerekenlerinin toplanıp yukarı aleme intikal işine karışmayacağız. Açıkçası bir yeryüzündeki bu geçişe fiziki manada yardımcı olmayacağız. Yani insan öldürmeyeceğiz. Bu bizim görevimiz değildir. Bize düşen görev değildir. Ama onların ilahi aleme intikalinde her türlü yardımcı görevleri yapıyoruz. Aslında o olay şu anda bile cereyan etmektedir. Ama ciddi ölçüde, herkesin ciddi ölçüde farkına varacağı toplu geçişler henüz başlamamıştır.

 

Soru: Şimdi, o zaman göçenlere, geçenlere her yönüyle yardımcı olacakken, kalanlara ne şekilde yardımcı olacaksınız efendim? Ondan bahsedebilir miyiz, burada kalanlarla ilişkiniz nasıl olacak?

 

Semiyum: Aslında o ilişki şu anda bile başlamış durumdadır. Bir kişiyle de, birkaç kişiyle de olsa başlamış durumdadır. Ve bu ilişki, artık siz insanların yeryüzü sahnesinden çekilinceye kadar devam edecek uzun bir ilişkinin başlangıcıdır. O yönüyle konuya bakarsanız biz yeryüzünde bu çağ değişikliğinden sonra kalacak insanlarla çok yönlü olarak ilişkiye geçeceğiz. Adeta onlara "abilik" yapacağız.

 

Soru: Ama geçiş sırasında kalan insanlarla ilişkiler nasıl olacak efendim?

 

Semiyum: Bu konu o kadar önemli değildir. Geçiş sırasında zaten herkes kendi derdine düşmüş olacaktır. İnsanlık bu aşamada zaten maddi manevi problemlerini devam ettiriyor durumda olacağı için bizimle son derece şuurlu ve yapıcı ilişki içinde olmaları beklenmemelidir. İstisnalar hariç olarak konuşuyorum.

 

Soru: Efendim, Yüce Kuran' da, "O gün her ümmet içinden ayetlerimizi yalanlayanlardan bir cemaat toplarız" deniyor. Biz kendi kaynaklarımızdan biliyoruz ki, 8 milyarın üzerinde nüfus var. Bu şekilde göçtükten sonra kalanlar olacaktır. Onlardan Kuran dolaylı olarak bahsediyor. "Kötüleri tutuklayıp götüreceğimize göre iyiler kalacaktır." diyor.Önce şunu soralım, efendim bu toplama nasıl olacak? Bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz?

 

Semiyum: Aslında bu bizim Agartalılar olarak görevimiz değildir. Bunu az önce söylemiştik. Bu sorunun cevabı yine ruhsal çalışmaların içindedir. İsterseniz konuya bu yönüyle bakalım. Bu soru bizim kitabımızın konusu değildir.

 

Soru: Şimdi o zaman şöyle bir kavram çıkıyor ortaya. Daha önce yüz yirmi milyon insan kalacağından söz etmiştik. Siz bu sayıyı onaylamıştınız. Bu, şu anda ne dereceye kadar net olabilir efendim? Çünkü insanlığın durumu değişiyor. Bu bilgiyi de biliyoruz. Ne söyleyebilirsiniz?

 

Semiyum:"Yüz yirmi milyon insan" sözü genel bir ifadedir. Bütün çaba insan sayısının arttırılmasına yöneltilmiştir. Hem bizim, hem ilahi alemin bu yönde çok ciddi çalışmaları olmuştur. Olmaya devam etmektedir. "Yüz yirmi milyon insan" sözünü genel olarak ana hatlarıyla kabul edebiliriz. Ama inşallah o sayıyı daha yukarıya çıkartma imkanı olur. Yüz yirmi değil de yüz elli olur. Ama görünen o ki, daha yüksek rakkamlara çıkmak için insanlığın çok ciddi atılımlar içinde olması gerekecektir.

 

Soru: Tabi, bu geleceğe yönelik bir bilgi, bir hareket olduğu için daha fazlasını söyleyemiyorsunuz. Aslında kesin sayıyı siz bütün bu aglılamalarınız neticesinde zannedersem biliyorsunuz efendim.

Semiyum: Öyledir ama çok yerde okuduğunuz gibi, bu konularda baştan son söylenemez. Zaten yukarıda söylediğimiz gibi bu bizim çalışmamızın, kitabımızın konusu değildir.

 

Soru: Efendim, tabi sıkıntı olacak. Bu toplama işinde kuruyla yaş birbirinden nasıl ayrılacak. Bir felaket gelecek, bir bomba atılacak, (misal olarak veriyorum) savaşlar olacak. Bir aileden bir fert ölecek, ötekinden bir fert kurtulacak. Veya denizler kabaracak, dev dalgalar bir ülkeyi istila edecek. Onun içindir ki, insanlar nasıl kurtulacak? Bunlar hep cevap bekleyen, benim zihnimde cevap bekleyen sorular. Yani şöyle tahayyül ediyorum, ben son anda ne bileyim kurtarılması gereken, sözgelimi Agartalıların gemilerine çekilip alınabilir, ışınlamayla bir başka yere alınabilir diye tahayyülatımda bir imaj var. Bu imaja karşı yaklaşımınız nedir?

 

Semiyum: Hayır, düşündüğünüz gibi değildir. Düşündüğünüz manada mucizeye benzeyen hadiseler söz konusu olmayacaktır. Ama yeryüzünde kalması gereken, kısaca genel olarak "iyi" dediğimiz insanların bu şekilde mucizeyle korunmasına ihtiyaç olmayacaktır. Bunu ilahi alem görevlileri, herşeyden önce Azrail dediğiniz güç rahatlıkla ayarlayabilecektir. Bu konuda hiçbir endişeniz olmasın. Azrail yeryüzündeki insanın canını almak istememişse onu hiçbir güç öldüremez. Kişi kendini öldüremez. Sözgelimi kişi o tür düşünce içinde olamaz. Çünkü Azrail o düşüncesini bile engeller. O iş ilahi alemin, Tanrı' nın vazifeli kıldığı Azrail' in diğer meleklerin koordineli çalışmasının ürünüdür. Bu tür mucizelere, gemilerimize çekmelere gerek kalmayacaktır. Yani Yüce Allah iyi ile kötüyü birbirinden çok rahatlıkla ayırt edebilecektir.

 

Soru: Bir tarih, toplu göçüşlerde son nokta, son bir tarih mi yoksa muallaklık mı var?

 

Semiyum: Muallaklık bazı seviyeler açısından vardır. Çok yukarı seviyeler açısından öyle bir hadise söz konusu değildir. Nihayet biz Agartalılar, kendi imkanlarımız ile pek çok tarih öngörebiliriz. Ama müsaade ederseniz size bir tarih vermeyelim. Pek çok kaynakta geçtiği gibi iki bin yılından sonra safha safha Altınçağ' a geçilecektir. Ve safha safha bu geçişler olacaktır.

 

Soru: Yine akla şu geliyor efendim. Yani bu geçişte ve geçiş öncesinde sizin Agartalılar olarak insanlığa yaptığınız yardımlar, hizmetler gizli olarak yürütülüyor.

 

Semiyum: Genel olarak öyledir. Ama yeryüzündeki pek çok insan toplu geçişler öncesi sizin yayınladığınız bu kitaplar vasıtası ile Agartalıları tanımış olacaktır. Aslında tanımaya başlamışlardır bile. Doğal olarak az önce sözünü ettiğiniz Yüce Kuran' da bahsedilen ayetler hükmünü icra ettikten sonra safha safha insanlığın Agartalılarla olan ilişkileri artacaktır.

 

Soru: O zaman Kuran' da az önce sözünü ettiğimiz ayetlerde bahsedilen Agartalıların etkisi şu anda yapılan yardımları ağırlıklı olarak içeriyor efendim.

 

Semiyum: Öyle söylenebilirse de olayın bizi ilgilendiren yönü; bu vesile ile Agartalıların kendilerini insanlığa gösterip örneklemesi suretiyle insanlığın idrakındaki, fikirlerindeki, görüşlerindeki büyük değişikliklerin ortaya çıkacak olmasıdır. Ayetlerde bu mana da mevcuttur. Şu anda insanlık kendisini dünyanın tek sahibi sanmaktadır. Bizi gördüğü zaman bırakın dünyanın sahibi olmayı, dünyanın çok kısa süreli bir konuğu olduğunu idrak edecektir. Bizim onlara söyleyeceğimiz Yüce Kuran' daki sembolik halde geçen sözler aslında bunlardır. İnsanlık bizi görüp tanıdıkça söylenecek söz ile kasdedilen idrak uyanışı devamlı olacaktır. Biz insanlara "siz Kuran' ın ayetlerine inanmıyordunuz" gibi söz ile bir şey söylemeyeceğiz. Onlar bizi gördükçe kendileri alması gereken ibreti, dersi böylece alacaklardır. Kısaca biz kendimizi onlara örnek olarak sunacağız. Böylece ayetin hükmü yerine getirilecektir.

 

Soru: Peki efendim, Altınçağ'a geçiş ile birlikte Agartalıların ortaya çıkışı ve insanlığa kendini göstermesi arasındaki bağlantıyı Kuran' da peşpeşe yazılı olduğu için önemli gördük. Ama neden böyle? Onu tekrar sorabilir miyiz?

 

Semiyum: Nedeni zaten sorduğunuz sorunun içindedir. Bu köhne, cahil devir işini bitirip yerini bilgiye bırakmaktadır. Bu bilginin içinde Agarta' yı da düşünebilirsiniz. Doğaldır ki, Kuran, Yüce Kitabımız, Yüce Kitabınız bu iki bilginin bir arada olmasını öngörmüştür. Bizlerin, sizlerin bu vesile ile yaptığımız bu iş, Kuran' ın çok ezelden hazırlanmış bu ayetlerinin hükmüne uymaktan başka bir şey değildir. Şuradaki kutsallığı, ilahiyatı, herşeyin ne kadar ince hesaplar üzerine inşa edildiğini sanırım idrak ediyorsunuzdur. Bu yönüyle celsemiz son derece isabetli ve hayırlı olmuştur. Ne sizlerin bizi tanımanız, ne insanlığın yeni bir çağa geçişi hesapsız olmamaktadır ve bu hesap Yüce Kuran' da ta ezelden belirtilmiştir. Bizler insanlık olarak ister dünya insanlığı, isterse Agartalı insanlar olalım, alemlere rahmet olarak en güzel surette yaratılmış olsak bile yine de Allah' ın yüce ilmi karşısında bir zerreden öteye hiçbir anlam ve değer taşımıyoruz. Tabi buradan bizim değersiz, anlamsız olduğumuz neticesine asla varmamanız gerekir. İnsanlık değerli ve anlamlıdır ama bütün değerli ve anlamlı olan yaratılmış herşeyin Allah' a ve onun ilmine karşı kıyası bir zerreden öteye gitmez. Bunu ayrıca belirtmekte yarar vardır.

 

Soru: İsabetli sözlerinize katılmamak elde değil efendim. Benim bu akşam başka sözüm yoktur. Size iyi geceler dilerim.

 

Semiyum: Biz de size iyi geceler dileriz.

 

Kaynak: Agarta 2, Yazar: Ö. S. Ayçiçek

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Konudan uzaklaşmak istemiyorum ama verdiğin bilgilerin dayanağı nedir ? Kötülüğe tapan masonlar ? Bilinçli olarak tanrıyı reddeden masonlar . Disi ve erkek tanrıya inanan masonlar ?

Ve bahsettiğin simge :) onu biraz daha araştır bence , üçgen dediğin şey neymiş tarafsız bilgileri bul öyle araştır..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Agarthalılar ve diğer varlıklarla nasıl bir iletişime geçerek bu celseler oluşturuluyor? Hâlâ anlamış değilim. Muhabbet o kadar ince detaylıki adeta karşı karşıya oturup muhabbet eder gibi duruyor. Bu konuda bilgisi olan var mı?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Agarthalılar ve diğer varlıklarla nasıl bir iletişime geçerek bu celseler oluşturuluyor? Hâlâ anlamış değilim. Muhabbet o kadar ince detaylıki adeta karşı karşıya oturup muhabbet eder gibi duruyor. Bu konuda bilgisi olan var mı?

 

celseler zaten görüşme şeklinde birebir oluyor.Kaynak belirttim yukarıda kitaba ulaşabilirsin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yerin altında cehennem var diolar ya :D hani bilmem hatırlayan varmı, bi kaç bilim adamı deprem araştırması için yerin bilmem kaç kım altına sondaj sokuolar ve sonra garip garip bagırma sesleri gelio ve gülme sesleri gelio...:D millet ona kaya gıcırtısı demişti taa ozamanlar..bilim adamları dinini degiştirmiş filan filan..yerin altındaki yaşamdanmı geliodu acaba o sesler:D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

sadece bağırma sesleri geldiği iddia edildi. ayrıca o konuda bilimadamlarından sağlam bir yorum da gelmişti. gelen sesler çok önce kazı yapılan yerde yaşamış insanlara aitti. ses hiçbir zaman yok olmaz. o bağırışma seslerinin sebebi bu denmişti.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

celseler zaten görüşme şeklinde birebir oluyor.Kaynak belirttim yukarıda kitaba ulaşabilirsin.

 

Açıkçası kitabın e-bookunu bile indirmeye üşendim şimdi : ) Benim merak ettiğim şey bu görüşmeleri nasıl yapıyorlar? Bir çeşit ritüelle şahsı herhangi bir açıdan yani nefs ruh veya bedenli birşekilde çağırıyorlar mı yoksa bu otomatikyazma gibi birşeye mi dayanıyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...