Jump to content

Yerel Ağızlarda Kullanılan Bazı Kelimeler


chesterfield

Önerilen Mesajlar

Bulunduğum şehirde çokca karşılaştığım " Yaw ben nerdeyim.Ben niye bu kelimeleri anlamıyorum" dedirten bir kaç kelime. :D

 

abarieee :şaşırma ünlemi

ağıllamak :koyunu kuzudan ayırmak

aletrik :el feneri

andal :tarlanın bölümlerinin her biri.

aşlık :buğday

avşarlamak :bir işi üstünkörü yapmak

ate :hala

baldırcan: patlıcan

ballık : yenilebilen bir tür bitki

bandıkmak :çok sıcaklamak

bannakcak : derme çatma yapılan kapı

baruu : korku ifade eden bir ünlem

batman :8 kiloluk ölçü birimi.

bazar ekmeği: somun ekmeği

bdiminek : yenilebilen bir tür bitki

bocut : küçük testi

boğen : kurumamış koyun pisliği

bolamadı :çoklukla, fazlasıyla

boşanmak :eşeğin zincirini koparıp kaçması

böycü : böcek

bunek : tanayı bağlamaya yarayan ip.

bunelek :yazın hayvanlara muzallat olan bir sinek

cavlak: kabuğu soyulmuş ceviz

cavurdamak : gürültü yapmak

caydak : katıksız

cıncık şeker : akide şekeri

cıngıl :üzüm tanesi

cızlağan :ısırgan otu

ciğerin ağzından gelsin: bir beddua çeşidi

cingil :1-bir çeşit süt kabı

2-burundan dışarı akan sümük.

coruhsuz : çok israf eden

cülük : civciv

çağşak:taşlık alan

çalçap :işi hızlı ve baştan savma yapan

çellav :hırçın yapılı

çepiç :genç keçi

çevirme :üzerine ekmek konulan yuvarlak ahşap sini

çıkrık : yün eğirme aracı

çiğin : omuz, vücudun parçası

çoğzürmek: işemek

çolpa: beceriksiz

çonur: çalı dikeni

çopur: kayalık yamaç

çorten: dam oluğu

çukur: hindibağı bitkisi

dal: sırt, vücudun parçası

dam tanası: aşılanmış cins dana

daylı dert: (annelerinn çocuklara bedduası)

depik: tekme

devre: aksi

deyramber: ayçiçeği, günebakan

dıkaçlı: ağzının içinden konuşmak

diri gün: salı günü

domuşmak: ayakta durmak

dölek durmak: yaramazlık yapmamak

dumacık: aşırı rahatsızlığa yol açan bir tür sinek

ekin yolmak: ekin biçmek

e galem: çıtkırıldım, nane molla.

engel: tarladaki buğday, arpa tutamı

epitmek: yelllenmek

fıs dimedi: hava çok sıcak, hiç rüzgâr esmedi

folu: tavuğun yumurtlaması için bırakılan tek yumurta

fos ciğer: sakatadın akciğeri

fotuk: yeşil renkli burun akıntısı

fotulamak: suyun tazyikli akması

gabala: 1-rastgele

gabış hayvan : tüysüz hayvan

gadem: kardeşim

gağış: kurumuş hayvan pisliği

ganara: doymayı bilmez adam

gaklık: taş oyuğu

gapalı bazar: pazar günü

garağış dumanı çok kederli yüz ifadesi

garık: bağın bölümlerinden her biri

garsamba: gereksiz alet, edavat

geber yatlık: gece yemeği

geğirmedim getlemedim; bağırsağımın ucu pıtladı: tahmin ettiğiniz kadar kötü bir şey yapmadım

geleni: gelincik

getleme: yenilebilen bir tür bitki

gıbal: sima

gırkmak: koyunun yününü kesmek

gırma :1-tüfek

2-tarlada andalın içindeki küçük engel

gıtır vermek: arayı bozmak

gıykımsız: işini hesaplamadan yapan

gocaoğmak: peynirli, soğanlı ekmek parçası yemeği

golan palanı: merkebe sabitlemeye yarayan sağlam ip

golek: yapay su birikintisi

golük: merkep

gosa: tırpan

guğlek: 2 tenekelik ölçü birimi (30 kg civarı)

gumanım: zannedersem

gurk: anaç tavuk

guru: boşuna, beyhude yere

gusgun: palanın bir parçası

gülbündü: kuş burnu

günülemek: bir çocuğun başkasını kıskanması

haftan: koyunların yem yediği tahta havuz

hak: çobanın emekleri karşılığı perânteden aldığı kuzu (1/10)

hakkırdamak : yüksek sesle gülmek.

hangırda: nerede

harar: büyük çuval

harım: harman yeri

hassek: sürüden geri kalmış davar

hazal: kurumuş yaprak

hereni :büyük yayvan kazan

heyden, cesattan kesilmek: takati kalmamak

heyeri: be adam

hındıkmak: bir isteği olmadığı için içten içe üzülmek

hülük: kışın etrafında oturularak ısınılan toprak ocak

ıstar: halı tezgâhı

il iyisi: başkasına yaranmaya çalışan

in: koyunun kulağına yapılan sahiplik işareti

ini : kayın

ississıran: spatula

iteği: ekmek yapılırken serilen örtü

izbet : yorgun, döküntü mal

kaklamak: sıyırmayı küçültmek

gararadert: bedddua

kârden gelmek: gurbetten gelmek

kef :kurumuş burun akıntısı

kele: uyuz dana

kelik: ayakkabı

kemçik: düşünmeden konuşan veya iş yapan

kendir: sağlam urgan

kerme :katmanlaşmış, parçalara bölünmüş hayvan dışkısı

keşli : patavatsız, saçma sapan konuşan

kişşik: imece üsulünde sıra

kitilemek: sinirinden dolayı agresif davranmak

kofere: bal peteği

koken: fasulve, karpuz v.b.nin ağacı

komüs: su bekçisi

kulük: manivela

küpecik: peynir konulan toprak kap

küssük: küçük balyoz

loda: sıyırma yığını

lömpü: ağır, hantal adam

mane vermek: kusur bulmak

mayda: annelerin sinirli iken çocuklara buyurduğu yemek çeşidi (zıkkımın kökü)

mazer yağı : vazelin

mısmıl :murdar olmamış

mızıklanmak: işi ağırdan alan

miliz: arı

mimbal: sivri uçlu kısa sopa

mürdümüne: boşu boşuna, beyhude

nâkıt: ne zaman

necaset: inatçı, çirkef çocuk

noğrün: hal hatır sorma ünlemi

ohmatsız :gözü doymayan

onese: avlanmak için yapılan mevzi

ötürek : ishal

panus: yük eşeği

papara: soğanlı, domatesli bir yemek

parç : maşrapa

pelezimek: heyecanlı bir şekilde koşmak

perânte: yaylada bir çobana mensup sürü sahipleri

pırtı :1-kumaş örtü

2-düğünden önce kız ve oğlan evinin yaptığı alışveriş

pişkir: havlu

pörüşmek: solmak

sakı : ceket

samarık: kandırmaya elverişli

samırdanmak: uykuda konuşmak

saptan gelmiş golük gibi serilmek: yorgun düşmek

savan: büyükce örtü

savuşturmak: uğurlamak

sındı: makas

sıracalı :yaramaz çocuk

sırçan tüyü: bir renk çeşidi (gri)

sıyırma: hayvanların yediği dikenli bir bitki

sinekli: yavaş iş yapan

sitil: domates, biber fidanı

sokurtu: ağzının içinden konuşmak

söypümek: iyice zayıflamak, seçilmek

suğdu: sinsi insan

süngü: bir çeşit kelek

şalak: karpuz

şaplak: tokat

şarapana: üzüm ezilen havuz

şelek: taşımaya elverişili hâle getirilmiş keven, buğday, sıyırma yığını

şepe: bir tür ekmek

şişek: genç koyun

talvar: gereksiz eşyaların konulduğu çatı bölmesi

teleme az pişmiş yumurta

tetir: ceviz kabuğu

tırık : ishalin şiddetlisi

tızıkmak hızlı koşmak

tingildemek: düzensiz ve hızlı yürümek

tomatis: domates

toklu :6-12 aylık kuzu

topalak: sakatadın böbreği

tospağa:kaplumbağa

tütsü: nazarı savmayı amaçlayan duman

uğra: ekmek açılırken onun yapışmamasını sağlayan kepek

ulu bazar: pazartesi

ummuoo: teessüf ederim

urup: tahıl ölçü birimi (guğleğin 1/4'ü)

üzlük: yumurta saklanan derin çukur

yağlı: ufak bir tür yemek

yallus: açgözlü

yav: yahu

yazağır: yani

yolak: patika, dağ yolu

yoz sığırı: işe yaramaz tembel

yumuş: görev, iş

yün eğirmek: yünü ip haline getirmek

yüzellik: nazar değmesini engellediğine inanılan bir tür bitki

zahra: tahıl

zerrâdar: azıcık

zıbarmak: mecburen uyumak

zımbık: yumruk

zıpırdamak: gürültülü bir şekilde oynamak

zollu: çok iyi

zuğmak: damın akmaması için yapılan toprağı sıkıştırma

 

Bu kelimeleri ve anlamlarını öğrendikten sonra kullanmak o kadar zevkli ki günlük konuşma diline ayrı bir renk katıyor :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hiç duymadığım şeyler var ilginç :huh::D

 

Antalya'nın yerliside ;

Gaktırma:itekleme

Yayan:yürümek,araba v.b şeylere binmemek

 

Bunları hatırladım bende daha çok değişik kelimeler var.:)

 

gı- gız yada hitap şekli

bunuda çok kullanırlar Antalyada :D

 

Paylaşım için sağol.:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çok iyi olmuş bu ya gerçekten çok fazla kullanılıyor bu yerel kelimeler :D:rofl:

Bende etrafımda duyduğumdan ekleyim;

Kez = Kız

İiii = Şaşırma ünlemi

Yok yo = Hayır,yok

AAbuğannüş:Tahin,patlıcan ve yoğurtla yapılan bir tür meze

Acı zeyt:Zeytin posasının kaynatılıp tekrar sıkılmasından elde edilip sabun yapımında kullanılan düşük kaliteli siyah renkli zeytinyağı

Addan: Karar, doz, ölçü, ayar

Adıbelli: Bari

 

Afat:Doğal yıkım,afet

Afrit:Sağlıklı,dinamik,zinde

Agit:Kabadayı,külhanbeyi,

Ağbatkarabat:Bukalemun

Ağe:Samimi hitap sözü.

Ağı:Zehir

Ağız:Yeni doğum yapan büyük ve küçükbaş havyanlardan elde edilen,tatlı ve pide yapımında kullanılan yoğun kıvamlı süt.

Akbili: Darısı

Akislik:Aksilik,huysuzluk,mızmızlık

Akit:Hanımların bacak kıllarını temizlemek için,pekmez kaynatılarak yapılan,yapışkan,koyu sıvı

Alamyon:Alüminyum

Alatirik:Elektrik

Alengirli : Karışık, anlaşılmayan

Allek: Aşırı titiz zor beğenen.

Amanat:Emanet,ödünç

Ammi:Amca

Amti:Hala

Attun: Kendiliğinden tatlanmış iri zeytin

Amtuz:At,eşek,dana gibi hayvanların arka ayaklarıyla geriye doğru attığı tekme,çifte atma.

Anteke:Antakya

Anteri:İlginç ve değişik huyları olan,sıradışı kimse

Arasa:Bir şehirde aynı işi yapan esnafların bir arada bulunduğu çarşı

Arık:Ark,küçük su kanalı

Arıya verme:Zayi etme

Areyiş:Çardak,kamelya

Arsenkers:Altını üstüne getirilmiş,darmadağın edilmiş.

Aparlo:Hoparlör

Apırtmak:Çok kullanmak,tepe tepe kullanmak

Ar olmak:Çok utanmak

Asbab:Giysi,elbise

Aşker:Kumral

Aşret:Girişken,kolay kaynaşan

Aşşık:El ve ayak bilekleri

Atbea:İşçi

Ateb:Sitem

Atebe:Büyük taş,kaya parçası

Attar:Şifalı otlardan ve doğal karışımlardan ilaç yapan kimse,baharatçı.Aktar

Attun:Kendiliğinden olgunlaşıp düşen,hafif tatlanmış ve buruşmuş zeytin

Avırd:Yanakların iç kısmı

Avilcivil:Rengarenk,neşeli

Aynat:İnat,İnatçı

Ayreti:Geçici,iğreti

Ayıkmak: ayılmak,uyanmak,aklı başına gelmek

Azzab:Hizmetçi

 

 

 

 

 

B

Baez:Bazen,bazı

Bağda çekme:Çelme atma

Bahça:Çiftlik

Bahçacı:Çiftlik kahyası

Bahşire:Pazarlık

Bahteniz:Maydanoz

Balcan:Patlıcan

Balkı:Ağrı

Balkımak:Ağrımak,sancımak

Barhana:Tarlada hasadın toplandığı ve tanzim edildiği yer.

Basırık:Sürgü

Bastık:Üzüm pestili

Batman:7 kilo 697 gram ağırlığındaki ölçü birimi

Bayak:Az önce,demin

Baz:Pazu

Bazlama-Bazlambaç:Yufka seklinde açılan hamurun yağda kızartılıp üzerine pudra şekeri dökülerek yapılan tatlı çörek

Bed:Yanak

Beleş:Bedava

Belleğe:Hamamlarda atık suyu uzaklaştırmaya yarayan üzeri açık su oluğu.

Belleme:Hasta ziyareti

Bekere:Halka şeklinde kıvrılmış iplik,tel vs...Makara.

Berbeh:Kiremit

Berdi:Yılan

Berekente:Perakende,tek tek

Berkimek-Berkitmek:Sertleşmek,sertleştirmek,sıkılaştırmak

Bes:Sadece

Beşirlemek:Becermek,Başarmak

Beyirmek:Çok acıkmak

Bezir:Sebzelerin kartlaşmış veya acımış olanlarına verilen ad.

Bıhçı:Ağzı kavisli ve tırtıklı katlanabilen tahta saplı bağ bıçağı

Bıldır:Geçen yıl

Bıllokma:Birazcık

Bırröh:Nara

Bider:Tohumluk,damızlık

Bilbik:Açmamış gül,gonca

Bizir:Kümes hayvanlarının rahminde bulunan döllenmemiş yumurtacıklar.

Boyam:Meyan otu

Böke:Cesur,kahraman,pehlivan,lider

Böy:Bir tür örümcek

Böyrek:Böbrek

Bürün:Zeytin posasından elde edilen bir tür yakacak

C

Cahal:Toy delikanlı

Cambaz:Hayvan pazarlarındaki alıcıyla satıcı arasında anlaşma sağlayan kişi,arabulucu.

Camız:Genellikle sulak yerlerde yaşayan bir tür manda.

Cardın:Büyük fare,lağım faresi

Carra:İçinde genellikle salamura ürünlerin saklandığı,topraktan yapılan dışı sırlı kulplu büyük çömlek.

Ceh:Gösteriş yapmak,hava atmak,fiyaka.

Cehiz:Çeyiz

Celep:Çirkin,sevimsiz

Cepken:İki tarafında cep bulunan yelek.

Cercer:Hayvanın çektiği ilkel döver-biçer

Cevranlamak:Ortalıkta dolaşmak,bir yerin altını üstüne getirmek

Cılban:Hayvan yemi olarak kullanılan bir tür ot.

Cıllıgan:Mızıkçı

Cıncık:Cam kırığı

Cırındırık:Etin yenmeyen kısmı,çöz

Cıvık:Suyu çok konulmuş.

Cicom:Güzelim

Cirtatan:Acıkavun

Culluk:Hindi

Curun:Taştan oyulmuş su kabı,kurna.

Cülhe:Dokumacı

Ç

Çalkanmak:Üzülmek

Çangal:Kanca,çengel.

Çarpana:Kullanılmış,eskitilmiş ayakkabı.çarık,sandalet.

Çatal:Tahta sapan

Çebik:Çabuk

Çebiş:1 yaşını doldurmamış keçi

Çelet:Yaramaz çocuk

Çemremek:Yukarı doğru katlamak.

Çenet:Bir bütünün bölünmesiyle elde edilen parçalardan herbiri

Çerçi:Mahalle aralarında dolaşarak,genellikle mutfak eşyası satan,mallarını müşterilerindeki bulgur veya zahire ile takas da yapan seyyar satıcı.

Çıngı:Kıvılcım

Çıkma:Eski evlerde tabakadan sonra dört merdivenle çıkılan üçüncü kat

Çıkrık:Makara

Çıra:Eski yağ lambası

Çibik:Alkış

Çimmek:Yunmak,yıkanmak

Çirtik:Baş parmak ve orta parmağı birbirine çarptırarak çıkartılan ses ve bu hareket.

Çömçe:Kepçe

Çörten:Toprak damdaki suyu direk sokağa akıtan oluk çıkıntısı.

Çöydürmek:İşemek

Çöz:Etin yenmeyen kısmı

Çükündür:Şeker pancarı

Çüt:Çift,iki tane

Çüt:Tarlayı sürme işi

Çütçü:Çiftçi

D

Dabança:Tabanca

Daman:Tarlayı 1 yıllığına kiraya alma veya verme.

Dambıra:Saz

Damızlık:Katı pekmez

Damkazyan:Yaramaz çocukları korkutmak için söylenen hayali yaratık.

Daraba:Kepenk

Darak:Tarak

Darak:Silah şarjörü

Daraz:Kumaşta eskime belirtisi,çizik

Dayramak:Bir kumaşın veya dikilmiş olan bir şeyin dikiş yerlerinde olan açılma.

Debbe:Su kabı,bidon.

Değinsiz:Densiz,boşboğaz.

Değirmi:Yuvarlak

Dehliz:Çıkmaz sokak

Dehra:Ağız kısmı içe doğru kıvrık,kesici el baltası,tara.

Delha:Yufka inceliğinde,uzun ve genişçe kesilmiş herhangi birşeyin parçası

Dellek:Tellak

Demiryol:Asfalt

Demreği:Ekzama

Denk:Katlanarak üst üste konan döşek,yorgan,şal gibi eşyaların oluşturduğu yığın.

Depik:Tekme

Derdeşik:Ufak tefek ihtiyaç

Dereç:Merdiven basamağı

Devirgeç:Debriyaj

Devlip:Değirmen taşı

Devrisi gün:Ertesi gün

Deveme:Topaç

Deynek:Sopa

Deyza:Teyze

Dıbık:Şekerli yapışkan

Dırabızın:Merdiven korkuluğu

Diş:Rüya

Divan:İki veya 3 kişilik kanepe,büyük koltuk.

Dolak:Tülbent,yazma,başörtüsü.

Dolap:Geniş ağızlı büyük su kuyusu

Döğme:Aşurelik buğday

Dölbend:Tülbent

Dulda:Gölge,ayakaltı olmayan yer.

Dulum:Saçın yanak kısmına denk gelen uzantısı,favori.

Dürbeki:Darbuka

E

Ede:Abi

Ehad:Pazar günü

Ehlet:Dost,arkadaş,tanıdık

Elibaşında:Gripin

Ellaç:İlaç

Ellahim:Galiba,sanırsam

Elöpen:Küçük kertenkele

Eksik (Eksiketek):Kadın,kız

Endeze:Pense,kerpeten,çekiç,testere vb. gibi el aletlerinin genel adı.

Enik:Kedi-köpek yavrusu

Enistü:Enstitü

Erbea:Çarşamba

Erinmek:Üşenmek

Erz:Irz,namus

Essah:Sahi

Eşelek:Narın içindeki yenilmeyen yumuşak kısım

Eşkere:Açıkça

Eşki:Ekşi

Eşşik:Kapı arkasında,oda girişindeki zeminden alçakça boşluk

Etbalığı:Yağsız kıymadan yapılıp tavada kızartılan köfte.

Evlek:250 metrekarelik tarla parçası

Eyeyi:Koyunun kaburga bölgesi ve burdan yapılan yemeğin ad

Ezahana:Eczane

F

Fael:Tarım işçisi

Fecae:Facia

Felhan:Ekilebilir toprak

Fennus:Gaz yağı haznesine fitil salınarak ucu yakılan camlı lamba,fener.

Ferik:Piliç

Ferfit:Düzenli olmayan ölçüğe gelmeyen,kalitesiz.

Fermal:Fermuar

Fılcan:Fincan

Fırfır:Rüzgar gülü,oyuncak

Fısırdamak:Hafif sesle konuşmak

Fıstıklı abid:Yer fıstığı

Fış:İç boş

Fıtır:Mayasız hamur ve bundan yapılan ekmek

Fisfise:Sivilce

Firik:Tam olgunlaşmadan toplanıp,hafif yakılarak elde edilen buğday.

Fir'ön:Firavun,gaddar,zalim

Firtmek:Aradan fırlamak

G

Ged:Çentik

Geh:Bazen

Gerebiç:İçine fıstık veya ceviz konularak irmik ve un ile hazırlanan bir tür şekerli kurabiye

Gevelemek:Dişlemek.

Gezgah:Mutfak tezgahı

Gidişik:Kaşınan

Gillabiye:Arap erkeklerinin giydiği etekli,bir tür giysi.

Göpçük:Sap,meyve ve sebzenin dip kısmı

Göresmek:Özlemek

Gülle:Misket

Gün pekmezi:Ev yapımı pekmez

H

Habbe:Üzüm,zeytin,nar,fıstık gibi şeylerin tanesi.

Habbesi:Tel saç tokası,firkete

Habelleş-Tusbağı:Kaplumbağa

Haket:Masal,hikaye

Hakık:Akik taşı

Hakket:Gerçek,hakikat

Hal (Hel):Süslü ambalaj kağıdı,defter kabı veya şekerleme kabı.

Halbise:Halbuki

Halfe:Kalfa

Haleka:Halka

Halevet:Sevimlilik,sıcakkanlılık

Hamayli:Deriden yapılan,içinde ayet ve dua yazılı olan vücudun herhangi biryerinde taşınan kap.

Hambal:Hamal

Hamis:Perşembe

Hanek:Kelime,söz

Hanin:Canayakın,sıcakkanlı

Hapsa:Üzüm suyu ile nişasta bulamacı

Haraba:Harebe,yıkıntı

Harabolmak:Bozulmak,arıza yapmak

Haral:Büyük çuval

Haris (heris):Gece bekçisi

Hareze:Kuyuların ağzını örtmek için kullanılan ortası delikli yayvan taş

Harfene:Kalabalık olarak yapılan bir etkinlikte sonra herkesin kendi hesabını ödemesi

Hasıl:Mutfak içindeki su sarnıcı

Hasıt:Kıskanç

Hasıtlamak:Kıskanmak

Havara:Pekmez yapımında kullanılan üzümün suyunu posasından ayırmada kolaylık sağlayan bir tür doğal toz.

Havış:Eski kilis evlerinde çevresinde mutfak,ahır,tuvalet ve odaların bulunduğu,sokağa kapısı olan evin zemin kısmını oluşturan iç avlu,bahçe.

Hayir:İncir

Hayme:Çubuk,dal vs.ile yapılan çardak

Haytalya:Nişasta ve suyla yapılan şekersiz muhallebi.

Hazna:Evlerde penceresiz,girinti oda

Hecin:Zebani,eşkiya

Hedik:Aşurelik buğday ve nohudu kaynatılıp üzerine şeker dökülerek yenen ev çerezi.

Hel:Kavrulmamış kahve çekirdeği,kakule

Helliye:Deve derisinden yapılan genişçe zilsiz tef,bendir.

Hennas:İçten pazarlıklı,sinsi

Hernakeş:Dağınık,perişan

Hes:Marul

Heybe kilidi:Asma kilit

Heyrad:Fakir fukaraya dağıtılmak üzere yapılan yemek.

Hılfatsız:Hayırsız

Hımırtlak:Kıkırdak

Hımsımak:Ekşimek

Hıntırik:Mızmız

Hıntik:Gereksiz huyları olan,huysuz,çok titiz,ince eleyip sık dokuyan Hıra:Zayıf,cılız,sıska

Hırhana:Sülale

Hırmahış:Perişan,dağınık,yıkık,yorgun

Hırtlak:Gırtlak,nefes borusu

Hırtmak:Bir kişiye duyulan sevginin kaybolması,gözden düşme durumu

Hıshıs:Gizli,gizli

Hızver:Kömür kırıntısı ve tozu

Horaf:Komik,ilginç,acaip

Horanta:Ev halkı

Horsunmak:Küçük görmek,önemsememek

Höcre:Camilerde ana bina etrafında,avlu içindeki küçük odalar.

Hökmolmak:Son nefesini vermek,ölmek.

Hökkeze:Baston,asa

Höllük:Bebeklerin poposundaki ve bacak aralarındaki pişikleri engellemek için pudra niyetine kullanılan bir tür yumuşak toprak

Hömbelek:Tümsek,minik tepecik

Hömürmek:Bir yemeğin hepsini yemek,kimseye bırakmamak.

Höngülhöç:Tahterevalli

Hördelek:Yerde tümsek şeklinde yapılan,genellikle ısınmak için yakılan üzeri sıvalı ocak.

Hösmek:Susmak

Hudar:Sebze

Humus:Nohut ezmesi ve tahinle yapılan bir tür meze.

Huylanma:Sinirlenme,öfkelenme

Hulk:Öfke

Hurç:Heybe

I

Iraf:Tahta raf

Ismarış:Sipariş

Istıfıl ol:Bildiğin gibi yap

İ

İdare:Pamuk ipliğinden fitil kullanılarak,gazyağı ile yakılan aydınlatıcı,tenekeden ilkel lamba

İcar:Kira

İsnain:Pazartesi

İşkirmek-İşkirtmek:Dolduruşa gelmek,dolduruşa getirmek

İteyi:İki tarafıda işlenip temizlenmiş,hamur mayasını saklamaya yarayan deri kap,sargı

K

Kabala:Götürü

Kabaltı:Altı halkın kullandığı yol,üstü özel mülkiyet konut olan dar sokak geçidi

Kabben:Tartı aleti,terazi

Kad:Cüsse,boypos,endam.

Kaddüs:Kova

Kadim:Eski

Kahke:Simit

Kal (Kel):Güya

Kalaba:Kalabalık

Kalaz:Deriden yapılmış su kabı

Kalembez:Kalın kabuklu,etsiz,iri çekirdekli,yağ verimi düşük olan bir tür zeytin.

Kalle:Para kutusu,kumbara

Kanne:Cam şişe

Kapkap:Islak zeminlerde giyilen,ahşap ve lastikten yapılan bir tür terlik,takunya.

Karandık:Karanlık

Kari (Keri):yaşlı kadın,kocakarı.

Karbi:Sabahları ve rutubetli havalarda yağan çiğ

Karlambaç:Kar ve pekmez karıştırılarak yapılan bir tür tatlı.

Karmakatma:İnce bulgur ve sebzeli yapılan aperatif yemek,Kısır

Karneb:Su kabağı

Karnı getmek:İshal olmak,mide bozulması,amel.

Kasefet:Kasvet

Kasil:Henüz yeni çımaya başlamış,başakları olgunlaşmamış,hayvan yemi olarak kullanılan sararmamış taze filiz arpa

Kastel:Çeşme

Kassık:Kasık

Kaşmer:Soytarı,komik kişi

Katre:Damla

Katremiz:Büyük cam kavanoz.

Kavlak:Kabuğu soyulmuş

Kavırga:Taze buğday ve bulgurun tuzlanıp kavrulmasıyla yapılan ev çerezi

Kavirtmek:Koyvermek,başı boş bırakmak

Kayme:Kadın tellak,natır.

Kaypmek:Kayma

Kaytoz:Orta yaşın üstündeki erkek

Kazep:Zalim,acımasız,gaddar kimse,okta sapanda durmayan çocuk.

Kazzıklanmak:Defolmak

Kef:Et haşlanmaya başladığı zaman çıkan köpük.

Kef:Eğlence,düğün

Kehriz:Lağım

Kekre:Olgunlaşmamış meyve veya sebzelerin ağızda bıraktığı buruk tat.

Kele:Genellikle bayanların kullandığı samimi hitap sözü.

Keleb:İp ve urgan çilesi

Kelem:Şalgam

Kemmun:Kimyon

Kemre:Yara kabuğu

Ken:İnat

Kendir:Kalın urgan,sicim.

Kenger:Kökü yenilebilen bir tür diken.

Kenne:Genellikle maşraba veya şişe yerine kullanılan topraktan yapılan bir tür çömlek.testi

Kepir:Yumuşak toprak,toprak yol kenarı

Kepmek:Çökmek,çöküntü

Kerkez:Leş yiyen bir tür yırtıcı kuş,Kerkenez kuşu

Kerpiç:Çamur ve saman karıştırılarak yapılan yapı harcı

Kert:Zemindeki girinti ve çıkıntılar

Kesek:Kuruyup katılaşan toprak parçası

Keşefe:Büyük bıçak

Keşmer:Gülünç,soytarı

Kıcık:Hareketleri göze batan,hoş olmayan kimse

Kıh:Koyun,keçi fışkısı(dışkısı)

Kılafat:Erkekler için söylenen boy,pos,endam manalarına gelen kelime.

Kılide:Demet

Kınnep-kıyyık:Çuvaldız

Kırnav:Ergenliği geçiş,cinsel olgunluk.

Kırşak:Kene

Kırtış:Sahan ve tepsilerin kenarına yapılan tırtıklı işleme

Kıs kıs:Gizli gizli

Kıyyık-kınnep:Çuvaldız

Kızdırmak:Isıtmak

Kile:Bir tür tahıl ölçeği ve kabı.Buğday tartısı için bir kile,ortalama 25kg.dır

Kirtik:kullanılmış ve bitmek üzere olan sabun kalıbı.

Kocacık-tandır:Yerdeki çukur içine yakılan köz ateşinin üzerine sehpa ve yorgan örterek yapılan ısınma amaçlı ocak.

Kocuk:Kısa mont

Koltuk:Odun ateşi yanan taş fırının ateşten uzak köşesi

Kopça:Elbiselerde kullanılan küçük kanca

Koruk:Olgunlaşmamış,ekşi üzüm.

Koz:Ceviz

Kömeç:Ebegümeci

Kösnü (Körkösnü):Köstebek

Köşker:Yemeni ve benzeri deri,lastik,köseleden ürünler yapıp satan usta.

Kötek:Dayak

Kötürüm:Yatalak

Köynek:Fanila

Kubur:Mezar,kanalizasyon çukuru

Kuburluk:Tabanca kılıfı

Kudama:Leblebi

Kudüm:Uğurlu,hayırlı

Kumbüz:Bir tür haşhaş

Kurne:Bir odanın veya bir binanın iç kısmında kalan köşesi.

Kuşhana:Büyük kazan

Kuttuk:Kısa

Kübülmişe (kübbülmüşviyye):İnce bulgurdan yapılan köftenin oyulup,içine askı yağından harç konulup kapatılan ve mangalda pişirilip yenilen yemek.

Küdret:Kin

Külek:Pekmez ve nevinden sıvılar konulan tahta kazan

Küllük:Çamaşır ve bulaşıkların yıkanmasında kullanılan,su karıştırılarak yapılan kül çamurunun konulduğu duvariçi taştan dolap.

Küncü:Susam

Küp:Eskilerden,içme suyunu soğutmak için topraktan yapılan su kabı

Kürek:Hamuru fırına sürmeye ve pişen ekmeği fırından çıkarmaya yarayan uzun saplı alet

Kürsü:Tahta sandalye

Küşne:Hayvan yemi olarak kullanılan,bezelyeye benzeyen meyveleri olan birtür ot.

Kürtün:Eşek semeri

Küspe:Yağı alınmış susam posası

Küşüm:Utanma,sıkılma,endişelenmek.

Küşşe:Taranmamış saç,karışmış iplik veya yün yumağı

Kütküt:Arpacık

L

Laht:Lahit,ölen kişinin 52.gecesi mezarlıkta yapılan,merhumun ruhu için edilen dua.

Laht gecesi:Cenazenin defninden sonra burun kemiğinin çürüyüp düştüğüne inanılan 52.gece.

Lef:Küçük yapı taşı

Leğençe:Kenarları 4-6 cm yüksekliğinde olan tepsi şeklindeki metal yayvan kap.

Lem'a:Büyük yapıların köşe taşı.

Leska:Yakı

Leymun:Limon

Loğ:Taş silindir

Loğlamak:Toprak damları loğ yardımıyla düzleştirip sıkılaştırmak.

Loğlaz:Lübye,börülce.

Lokis:Piknik tüpünün üzerine takılan aparatla yapılan aydınlatma aracı

Lozi-Mişmiş:Kayısı

Löhme:Kemiksiz lop et

M

Mafrim:Boşu boşuna

Mabal:Günah,vebal

Madda:İç sıkıntısı

Mağara:Bodrum kattaki penceresiz oda,sığınak.

Mahana:Bahane

Mahmil:Eski kilis evlerinde duvara gömme olarak yapılan genellikle erzak saklamak için kullanılan tahta kapaklı dolap

Mahra:Sebze,meyve sandığı

Mahsere:Zeytinin yağının çıkarıldığı değirmen.

Mahsim:Masum,günahsız,zavallı

Makbara:Dolma oyma bıçağı

Malak:Pantolon paçası

Malhıta:Mercimekli çorba

Mantara:Bölge,civar

Marda:Tartmadan,göz kararı satılan mal

Martin:Tekli tüfenk

Maşara:25-30 metrekare büyüklüğündeki ayrılmış ekili tarla bölümü

Matmah:Mutfak

Mayana:Rezene

Mecmae:Küçük metal tepsi.

Mecrefe:Kanal açmada ve zirai sulamada su yollarını düzenlemek için kullanılan uzun saplı, genişçe çapa.

Mehlic:Yorulmak,bitap düşmek

Melhafe:Yorganın üzerine dikilen ve genellikle astar veya dış desenli kısmı.

Mellek:Bir tarafı balta,diğer tarafı çapa şeklindeki küçük el aleti.

Melloz:Çelik-çomak oyunu

Merengiç:Bazı tatlılarda kullanılan,öğütülüp kahveside yapılabilen bir tür baharat,çitlembik.

Meresten:Akıl hastanesi,tımarhane

Mertabanı:Sahandan daha büyük,tepsiden küçük bakır veya metal tabak.

Meses:Ucunda,demirden keski olan kalın sopa

Meskal:Sulama amaçlı kullanılan küçük havuz

Meşefe:Banyo havlusu

Meşlah:Erkeklerin genellikle başlarına veya bellerine sardığı,sıcaktan ve soğuktan koruyan,çok amaçlı örtü.

Meyt (Meyyit):Mevta,cenaze.

Mezzak:Alay

Mıh:Çivi

Mıkımı:Sürekli

Mıkla:Sarmısak ve yoğurtlu yumurta yemeği

Mıkrız:Cimri,nekes,pinti

Mırrık:Zeytinyağının dibe çöken tortusu

Mıyaket:Göz kulak olma,sahip çıkma

Mil:Balçık,katı çamur

Mintan:Genellikle erkeklerin giydiği yakasız uzun kollu bir tür gömlek.

Mişmiş-Lozi:Kayısı

Mişmişi:Turuncu

Mitil.Üzerinde kaplama olmayan,iki yüzü beyaz,kapsız yorgan.

Moraz:Dert

Muhambara:Kırmızı biber,susam,ceviz,zeytinyağı,galete kırıklarıyla yapılan bir tür aperatif yemek.

Murtlanmak:Yıkanıp tertemiz olmak.

Müddo'mim (Müdde-i umum):Baş savcı

Müzevir:Dedikoducu,sır tutamayan,laf taşıyan

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

N

Naerba:Tahtadan yapılan insan gücüyle döndürülen küçük dönmedolap

Nacar:Marangoz

Nahır:Büyükbaş hayvan sürüsü

Nakla:Defalarca

Naled:Lanet

Namazlağı:Üzerinde namaz kılınan halı,kilim gibi dokuma bez,Seccade

Na'met:Ekmek,nimet

Neçe:Nice

Neçim:Niçin,neden

Neçin:Doğrulama,tasdik etme sözü

Neçiye:Kaç para

Nehese:Delikli demir süzgeç

Neninene:Torunun torununu gören kadın.

Neşel:Nasıl

Nevazil:Hastalık,dert,maraza

Nicolmak:Kaybolmak

Nihan:Gayb,kayıp,bilinmeyen.

Nişe:Doğal nişasta

Niza (Nizae):Huzursuzluk,huysuzluk

Nüsübet:Musibet,felaket,büyük kaza

O

Ofurtma:Abartmak.

Oruk (öruk):İnce bulgurla ve bol yağlı kıymanın karıştırılmasıyla yapılan ve mangalda pişirilen bir yemek.

Oturtma:Düğünden önce sadece erkeklerin katılımıyla yapılan içkili eğlence.

Ö

Öcce:Bir tür mücver

Ödürlü:Çok korkmak

Ölbe:Yuvarlak tahta kutu

Öleş:Leş,kokuşmuş ceset.

Öndüc:Ödünç

P

Pancar:Pazı

Panga:Banka

Paskil:Baskül

Pasvant:Pazubandı,muska

Patata:Patates

Pat-sat:Tek tük

Pavraşanı:Yavşan otu

Pereventi:Zeytin hasadında,ağaçtan dökülüp uzağa sıçrayan zeytinleri elle toplama işi

Peşekar:Önemli bir kişiye yaranmaya çalışan kimse,(argo karşılığı yalaka)

Peşkir:Havlu

Peyriktirmek:Kovalayıp uzaklaştırmak,gelemeyecek hale getirmek.

Peyvaz:Piyaz,salata

Pin:Kümes

Pine:Yemeninin veya ayakkabının altına yapılan yama.

Pir:İnce zeytin dalı

Pirkap:Kamyonet

Pirket:Briket

Pirpirim:Semizotu

Piskiled:Bisiklet

Piskivet:Bisküvi

Pissik:Kedi

Pof:Kesilmiş hayvanın akciğeri.

Pompa:Akaryakıt istasyonu

Potuk:Ayı yavrusu

Pöç:Oma kemiği

Puhara:Baca

Puşt:Cinsel sapkınlığı huy edinmiş,alışkanlık yapmış kimse.

Pürçüklü:Havuç

Pürtük:Düz olmayan yer

R

Rahen:Fesleğen,reyhan

Reabul:Kapora,ön ödeme

S

Sako:Ceket

Salahana:Mezbaha

Salangaç:Salıncak

Sallama:Büyük ahır

Salmak:Yollamak

Salıklamak:Tarif etmek,tavsiye etmek,önermek

Saksı:Faraş,küçük kürek

Satıl:Çeşitli boylarda metal kova.

Sehra (sahra-sahre):Açık arazi,düz ova

Selase:Salı günü

Sekerat:Ölüm döşeği,kişinin ölmeden önceki son anları.

Semsek (Semirsek):Pide

Sep:Cumartesi

Seybana:Piknik

Sıçırtma:Közlenmiş patlıcanın lahmacun arasına konulmasıyla yapılan dürüm

Sıkı:Göze veya kulağa damlatılan damla

Sıkırcın:Rahatsız edilmek

Sındı:Büyük terzi makası

Sındak:Eğri,gedik

Sille:Hayvan yemi olarak kullanılan,meyveleri mercimek benzeri yabani ot.

Silleme:Tokat,şamar

Silik:Karaktersiz,güvenilmez.

Simit:İnce öğütülmüş bulgur.

Sin:Mezar

Sitti simidi:En küçük boy öğütülen bulgur.

Siyeç:Toprağın yükseltilmesiyle uzunca bir hat oluşturularak belirlenen bahçe sınırı

Siyen:Çamur

Soku:Taş dibek

Sokum:Lokma

Somurmak:Emmek

Söbe:Oval,elips

Söbek:Musluk

Söğülme:Közlenmiş patlıcan yemeği

Sucuk hamra:Mumbar dolması

Summak:Yemeklerde kullanılan bir tür ekşimsi baharat,sumak

Sumsuk:Yumruk

Supara:Kur'an elifbası

Suppa:Merkep yavrusu,sıpa

Susazmak:Susamak

Suvak:Sıva

Suvakçı:Sıvacı

Suvarmak:Sulamak

Süğük:Toprak damların kenar kısımlarına konan odun,çalı

Süğürt:Koş,yetiş

Süllüm:tahtadan yapılmış seyyar merdiven.

Sümsürmek:Su veya mendille burun temizliği

Sümsürük:Burun ifrazatı,sümük

Süneber:Çam ağacında yetişen bir tür fıstık.

Ş

Şaef: Taş kırıntısı

Şahne:Ağa yardımcısı,kahya,çiftçibaşı

Şakka:Kesilmiş hayvanın ortadan ikiye ayrılmasıyla elde edilen parça

Şarmıta:Kötü yola düşmüş kadın

Şamı tud:Kara dut

Şapşak:Kulplu metal su tası

Şapata:Elde açılan,odun ateşi ve taş fırında pişen yufkadan daha kalınca ekmek

Şapta:Uzun değnek,sopa

Şava (şevvayye):ızgara

Şeb:Şap

Şehra:Vücudun kasıktan ayağa kadar olan bölümü.

Şekerdenlik:Şeker ve şekerleme konulan süslü kap

Şememe (şemmame):çok güzel

Şerbelenme:Coşma,ilham alma.

Şerbetlenme:Dış etkilere karşı bağışıklık kazanma,efsunlanma.

Şeyirt:Çırak,yardımcı

Şıllık:Yufkanın kavrulup şerbetlenemesiyle yapılan tatlı.

Şıttıf: Küçük üzüm salkımı

Şikleme:Saplama,batırma

Şilif:Genellikle at,katır gibi hayvanların üzerinde kullanılan,yekpare,ağız kısmı genişce heybe.

Şire: Üzüm suyundan elde edilerek yapılan,sucuk,bastık,muska gibi mamüller

Şirik:Susam yağı

Şiriklenmek:Şımararak nazlanmak

Şirincelik:Tatlı

Şişberek:Mantı

Şitil:Fide

Şöyku:Ay ışığı.

Şukka:Serilerek kurutulan pestil,pekmez gibi ürünlerin kurumuş ama işlenmemiş hali.

T

Tabaka:Tütün kutusu

Tabaka:Eski Kilis evlerinde dışarıdan merdivenle çıkılan 2.kat

Tağa:Pencere

Tağar:Duvara ve yere yere sabitlenen,altında musluğu olan büyük küp.

Tah(Teh):Kendiliğinden kuruyan,dalında çürüyen üzüm ve pekmezi

Tahne:Tahin

Tahta:10-15 metrekare büyüklüğünde ayrılmış ekili tarla parçası.

Tahtil:Tatil

Takım:İki tarla arasındaki sınırı belirleyen toprak yok.

Talamak:İstila etmek

Taman:Bir işin yerine getirildiğini,yapıldığını anlatan ünlem.

Tandır-kocacık:Yerdeki çukur içine yakılan köz ateşinin üzerine sehpa ve yorgan örterek yapılan ısınma amaçlı ocak

Tapan:Yağı alınacak zeytin dolu çuvalı ezmek için kullanılan metal pres kalıbı

Taşkala: Telaş

Taydaş: Yaşıt,akran

Tazillemek:Azarlamak

Tekmillemek:Eksik olanı tamamlamak

Telbis:Pekmezhanede yapılan ve kuru üzümden elde edilen pekmez

Tellüs:Kalın örme çuval

Tembeki:Nargile

Teng:Kebaplarda kullanılan lezzet artırıcı salça ve baharat karışımı,terbiye

Tenirşek: Telden çember

Tepir: Hasırdan örgülü,yuvarlak yer sofrası

Terlik:Namaz takkesi

Teşt:Kenarları 8-10 cm yüksekliğinde olan genellikle bakırdan yapılan tepsi benzeri büyük geniş kap.

Tevir:Çeşit

Tıskiyt: Aşağılama sözü

Tib:Olgunlaşmamış ham incir

Tike:Kuşbaşı doğranmış kebaplık et parçası

Tilf:Posa

Timinneyi: Kile'nin yarısı

Tiyara:Uçak

Tiyek:Bağ asması

Tohtur:Doktor

Tolu:Dolu

Tokaç:Suda yün yıkamak için kullanılan ağaçtan yapılmış,saplı,geniş tokmak

Toklu:1 yaşını doldurmamış koyun

Top: Pekmez yapılmak için hazırlanan üzüm topacı

Topaç:Salamura olarak kavrulup saklanan tuzlu ve yağlı kıyma

Töhüd:Cenazenin arkasından,ölen kişinin ruhu için camide toplanıp 70 bin defa LAİLAHEİLLAH tesbihinin zikredilmesi ibadeti

Töleb:Ters taraf

Töz:Kulak kepçesi

Tudya:Saç dış cephe kaplaması

Tuluk:Su taşımak için kullanılan,iç kısmı işlenmiş deriden yapılan kap.

Tuman:Uzun,paçalı kilot.

Turudu:Aşırı yaramaz çocuk

Tusbağı-Habelleş:Kaplumbağa

Tuvarlak:Yuvarlak

Tüskeliye: Görmeziye,bilmeden uluorta konuşmak,plansız yapılan iş.

U

Udum: Beceri

Uluk,ulmak:Olgunlaşıp yumuşayan meyve sebzenin çürümesi

Uraplağı: Kile'nin 1/4ü.6kilo 250gr.

Urgun:Gizli

Urup:Çeyrek,çeyrekaltın

Uşakdevşek:Çoluk çocuk,babaya göre ev halkı

Utuzmak:Kumarda kaybetmek

Ü

Üvez:Bir tür küçük sinek

Ütme:Dağlama yöntemiyle kelle-paçayı dışındaki tüylerden arındırma

Verev:Dik olmayan,eğri duran

Vesvese: Evham,şüphe

Vezirin yağı:Vazelin

Y

Yabane:Evcil olmayan güvercin

Yağlık:El bezi

Yaho:Yahu

Yapma:En ince bulgurdan yapılan,taş fırında pişirilen kimyon da konulan etsiz köfte.

Yazı:Kırsal bölge

Yelkinmek:Geriye doğru gerilerek kuvvet elmak.

Yenice:Henüz üzüm vermeyen genç bağ asması

Yepelek:Kanatlanmış güve

Yerenlik:Şaka,latife

Yığalamak:Biriktirmek

Yılık:Aralık,yarı açık

Yırak: Uzak

Yingel:Sevilerek yenilen,çok tüketilen yiyecek

Yirik: Yırtmaç

Yirilmek:Yırtılmak

Yitmek:İtmek,iteklemek

Yohyoh:Düğün ve eğlencelerde erkeklerin hep bir ağızdan bağırarak söylediği sevinç nidası

Yonucu:Ev yapımında kullanılan taşları yontma ustası.

Yorum:Samimiyetle kullanılan hitap sözü

Yörep:Meyilli zemin

Yukka:Yufka

Yüksünmek:Bir işi küçük görmek,tenezzül etmemek

Yük yeri:Odalarda duvara gömme olarak yapılan,yatak yorgan koymak için kullanılan kapaksız dolap.

Z

Zahar: Herhalde,galiba.

Zahter:Kekik

Zahter:Nohut,karpuz çekirdeği,susam,limon tuzu tozlarının karışımından elde edilen bir tür kahvaltılık

Zambır:Sinir,asab bozukluğu,kızgınlık.

Zaptıya:Kolluk kuvvetleri zabit,zabıta.

Zarlamak:Çok beklemek

Zarıncı:Sabırsızlanmak

Zatı-Zatan:Zati-zaten

Zavır:Homurdanma.

Zembil:Kalın lastikten yapılan,genellikle tarımda ve inşaatlarda kullanılan bir tür taşıma kabı

Zeng:Genellikle üzümlerde görülen bir tür zirai hastalık,üzüm kabuğundaki nasırlaşma.

Zevzir:Sığırcık kuşu

Zeyt:Zeytinyağı

Zıbar: Defol,sus,git yat

Zılgıt: Bayanların ağız ve dilleriyle çaldıkları şenlik nidaları

Zırh:Kıyma çekmekte kullanılan satır benzeri kavisli büyük geniş bıçak.

Zibil: Süprüntü,hayvan gübresi

Zifir: Yağ bulaşığı

Zindiyan:Çok koyu çay demi

Ziyarat:Türbe,evliya kabri.

Zoypuntu:Kadınlarla gereğinden fazla ilgilenen,ilgisinden rahatsız olunan kişi.

Zöhn:Zihin,anlak,hafıza.

Zulumat:Bulutların güneşi kapatmasıyla oluşan geçici yarı karanlık.

Zukum:Zıkkım

Züngül: Pestilin yumurta ve una bandırılıp,zeytinyağıyla kavrulup,şekere bulanarak yapılan bir tür ev tatlısı.

:wacko:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...