Jump to content

Yaratıcı imgeleme yapılışı


nevermore

Önerilen Mesajlar

Yaratıcı İmgeleme, hayatta istediğiniz her şeyi yaratabilmek ve yaşantınızı olumlu yönde değiştirebilmek için zihinsel betimleme ve onaylama sanatıdır. Günümüzde artık sağlık, eğitim, iş, sanat, spor alanında ve ruhsal tekamülde, bu tekniğin bilincine varmış kişiler tarafından başarıyla kullanılmaktadır. Günlük yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline gelecek bu meditasyon ile:

Ruhsal gelişiminize hız kazandırabilirsiniz.

Yaratıcılık yeteneğinizi geliştirebilir

Tam bir sağlık, canlılık ve iç huzura kavuşabilir

Zararlı alışkanlıklardan kurtulabilir

Mesleki hedeflerinize ulaşabilir

Refah ve bolluğa kavuşabilir

Ve daha sayısız bir çok aktiviteyi gerçekleştirebilirsiniz.

 

YARATICI İMGELEMENİN İŞLEYİŞ BİÇİMİ

Fiziksel evren enerjidir.

Fiziksel olarak hepimiz enerjiyiz. Hepimiz tek ve büyük bir enerji alanının parçasıyız. Fiziksel anlamda da bizler gerçekten “bir”iz.

Enerji manyetiktir.

Örneğin bazen düşünmekte olduğumuz kişiyle “tesadüfen” burun buruna geliriz. Ve o anda gereksindiğimiz bilgi içeren bir kitabı elimize alırız.,

Şekil fikri takip eder.

Bir ressama önce bir ilham gelir ancak ondan sonra tablosunu yapmaya başlar.

Radyasyon Ve Çekim Yasası.

Bu evrene ne gönderirseniz onun size geri yansıyıcıcı prensibidir. “Ne ekerseniz onu biçerseniz” özdeyişi bu prensibi içerir. Eğer temelde olumlu yaklaşımlara sahipsek hayattan zevk bekliyor ve bunların düşünü kuruyorsak bu olumlu beklentilerimize uyacak kişileri durumları yaratır ve kendimize çekeriz. Böylece o düş yaşamımızda o kadar çabuk bir biçimde gerçekleştirmeye başlar.

BASİT BİR UYGULAMASI

Önce arzu ettiğiniz herhangi bir şeyi düşünün. Kimse tarafından rahatsız edilmeyeceğiniz sessiz bir yerde, rahat bir biçimde oturun veya uzanın. Tüm bedeninizi gevşetin. Ayak parmaklarınızdan başlayarak kafanıza dek her adalenizin teker gevşediğini düşünün. Yavaşça ve derin bir biçimde karnınızdan soluk alıp verin. Ağır ağır 10”dan başlayarak 1”e kadar sayın ve her sayışta daha derinden gevşediğinizi hissetmeye çalışın.

Kendinizi gerçekten derin bir biçimde gevşemiş hissedince, arzuladığınız şeyi tam arzuladığınız şekliyle zihninizde imgelemeye çalışın. Örneğin: “İşte ben dağlarda harika bir hafta sonu tatili geçiriyorum. Ne güzel bir tatil,” Eğer kuşkular eğer kuşkular ortaya çıkarsa onlara direnmeyin, aksi takdirde onları güçlendirmiş olursunuz. Bırakın akıp gitsinler .Bu işleme onu zevk verdiği sürece devam ettirin

Yaratıcı imgelemeyi geceleri uyumadan önce yada sabahleyin uyanır uyanmaz yapmak daha iyidir; çünkü bu saatlerde zihin ve beden zaten derin bir biçimde gevşemiş ve alıcı haldedir. İmgelemeyi yatarak da yapabilirsiniz, ancak uyumaya karşı yatağın kenarında sırtınız dik ve dengeli bir duruşta oturmanız daha iyi olur.

 

NASIL İMGELEME YAPILIR

Gözlerinizi kapayıp derinlemesine gevşeyin. Yatak yada oturma odanız gibi çok iyi bildiğiniz bir odayı düşünün sonra bu odaya girdiğinizi bir koltuğa oturduğunuzu yada yatağa uzandığınızı gözünüzde canlandırın.

Şimdide pastoral güzellikte bir kır ortamında görmeye çalışın kendinizi. Sakin ve sessiz bir ırmağın kıyısında yumuşacık yeşil çimenlere uzanmışsınız. Bu daha önce arzuladığınız ideal bir yer olabilir. Bu sahneleri zihninizde hangi yöntemle canlandırsanız bu sizin imgeleme biçiminizdir.

 

ETKİLİ İMGELEMEDE DÖRT TEMEL ADIM

1-Hedefinizi belirleyin.

2-Net bir fikir düşünün.

3-Sık sık üzerine odaklanın.

4-Ona pozitif enerji yükleyin

 

YARATICI İMGELEME YALNIZ İYİLİK İÇİN ÇALIŞIR

Örneğin, eğer işinizde terfi ettiğinizi imgeliyorsanız sizin üstünüz olan kişinin işten çıkarıldığını hayal etmeyin bu kişinin daha iyi daha doyurucu bir göreve terfi ederek yerini boşalttığını imgeleyin. Böylece her ikinizinde lehine bir imgelemeyle sonuçlanır.

 

ONAYLAMA

Kesinleştirmek, sabitleştirmek, pekiştirmek demektir. Her hangi bir olumlu bildirim bir onaylama olabilir. Sayısız çeşitleri vardır. Örnekler: İçimdeki tanrının ışığı şimdi hayatımın her aşamasında kusursuz sonuçlar üretiyor. Bolluk benim doğal halimdir. Onu şimdi kabul ediyorum. Tanrı içimde yaşıyor ve kanalımla dünyada istediklerini tezahür ettiriyor.

 

YARATICI İMGEYİ YAŞAMIN BÜYÜK BİR PARÇASI KILMA

Yazar uygulayarak imgelemede şu iki önemli nokta vurguluyor:

1-Amaçlarımla ilişkimi sürdürmeme yardımcı olan ilham verici ve yükseltici kitapları düzenli bir biçimde okumak.

2-Kendisine daha bilinçli yaşamayı, öğrenmeyi amaçlayan bir arkadaş yada arkadaş gurubu edinme.

 

ÜÇ GEREKLİ UNSUR

1-Arzu

2-İnanç

3-Kabullenme

 

HEDEFLERİ BELİRLEME

Belirli bir şeyi yaratma konusunda çok net ve güçlü bir çabayla neredeyse hemen gerçekleştiğini gördüm.

Alıştırmalar,

1-Elinize bir kalem ve kağıt alıp aşağıdaki kategorileri yazın,

İş / meslek Para Yaşam tarzı İlişkiler Kendini yaratıcı bir biçimde ifade edebilme Şimdi, mevcut yaşam durumunuzu akılda tutarak her kategorinin altına yakın gelecekte sahip olmak, değiştirmek yada geliştirmek istediğiniz şeyleri yazın.

2-Şimdi kağıda”benim beş yıllık hedeflerim” diye yazmaya başlayın. Önümüzdeki beş yıl içindeki ulaşmak istediğiniz en önemli hedefleri sıralayın. Örneğin, şimdi mevcut yaşam durumunuzu akılda tutarak her kategorinin altına şimdi kent dışında güzel bir ev, meyve ağaçları, bir dere olan ve birçok hayvan barındıran on dönümlük bir toprağa sahibim. Artık gerçekten sanata ve sanatçıya değer veren izleyicilerin karşısında kendi şarkılarımı çalıp söyleyerek bolluk ve rahatlık içinde yaşıyorum

3-Yukarıdaki işlemi bir yıllık hedeflerinizi yazarak yineleyin listeyi fazla doldurmayın. Eğer çok fazla hedefleriniz varsa en önemli beş altı tanesinin dışındakileri çıkarın. Bu hedeflerin beş yıllık hedeflerinizle uyum içinde olup olmadıklarını kontrol edin. Şimdi altı aylık, bir aylık, bir haftalık hedeflerinizi kaydedin. Yine sade bir liste oluşturarak en önemli üç dört tanesini seçin. Kısa menzilli hedeflerinizde ne kadar başarılı olacağınız konusunda gerçekçi olun. Yine bunların daha uzun menzilli hedeflerinizle uyum içinde olduklarından emin olmalısınız.

Hedeflerinizi not defterinizde saklı tutmanızı öneririm. Ara sıra belki her ay ya da size yararlı olacağını düşündüğünüz her seferinde not defterinizi açın, hedeflerinizi yeniden gözden geçirip yeniden şekillendirerek bazı işlemleri yeniden yapın. Bunu yaptığınız her seferinde kağıdın üzerine günün tarihini atmalı ve onları defterinizde düzen içinde tutmalısınız; çünkü geri dönüp de bu hedeflerin giderek nasıl geliştiklerini görmek çok ilginç ve aydınlatıcı olacaktır.

alıntıdır

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

konuyla ilgili olarak internette araştırma yaparken güzel bilgilere denk geldim :)

bakın Albert Einstein "İmgeleme (hayalgücü), bilgiden daha önemlidir" demiş ..

 

Michael Talbot ise şunları yazmış;

Avusturyalı psikolog Alan Richardson, yaptığı deneyde, üç grup basketbol oyuncusunu alıp serbest atış konusunda, imgelemenin etkisini inceliyor. İlk grup günde yirmi dakika serbest atış çalışması yapıyor, ikinci grup hiçbir çalışma yapmıyor ve üçüncü grup ise sadece her gün yirmişer dakika kusursuz basket atışları yaptığını düşünüyor. Deney sonucunda hiç bir şey yapmayan grup hiçbir gelişme göstermezken, sadece fiziksel çalışma yapan grup %24 lük bir gelişme gösteriyor. Yalnızca imgeleme yapan grup ise şaşırtıcı bir şekilde %23 lük bir gelişme gösteriyor.

Hebrew Üniversitesi'nden psikolog Shlomo Breznitz, birkaç grup askeri kırk kilometre yürütüyor ancak her gruba farklı bilgiler veriyor. Bazı gruplara otuz kilometre yürütüldükten sonra kendilerine on kilometre daha fazla gidecekleri bildiriliyor. Diğerlerini de altmış kilometre yürüyecekleri bildiriliyor ama gerçekte hepsi kırk kilometre yürüyor. Deney sonucunda Breznitz, askerlerin kanındaki stres hormonu düzeyinin gerçekte yürümüş oldukları değil de, zihnen kabullendikleri uzaklığı yansıttığını bulguluyor. Yani beden, gerçeğe değil de zihnen gerçek kabul ettikleri şeye göre tepki gösteriyor.

Eski bir NASA araştırmacısı olan ve California, Berkeley’de Uygulamalı Bilimler Enstitüsü Başkanı Dr. Charles A. Garfield’in yaptığı araştırmada, dünya sıralamasına girmiş bir atletizm takımını 4 gruba ayırıyor. İlk grup süresinin %100 ünü eğitimle değerlendiriyor. İkinci grup bu sürenin %75 ini eğitimle değerlendiriyor ve geri kalan %25 ini ise elde etmeyi umdukları başarıları gözlerinde canlandırıyorlar(imgeliyorlar). Üçüncü grup ise eğitim süresinin %50 sini eğitimle, diğer %50 sini ise imgelemeye ayırıyor. Dördüncü grup ise bu sürenin %25 ini eğitime, %75 ini ise imgelemeye ayırıyor. Ve şaşırtıcı olan şu ki; New York, Lake Placid’deki,1980 Kış Olimpiyatlarında uygulamada en büyük başarıyı dördüncü grup gösteriyor ve bunu sırasıyla üçüncü, ikinci ve birinci grupları izliyor.

Elbette sadece imgeleme gücüne dayanmayı savunmuyorum. Ancak bilinmesini istediğim; zihinde bir olayı canlandırmanın fiziksel performansa etkisi olduğu ve hayatta girişeceğimiz işler için, eğer zihnimizde yarattığımız modelin ‘kusursuz işlediğini’ ve ‘tam da istediğimiz gibi olduğunu’ imgelediğimizde potansiyelimizin de o oranda artacağıdır.

Yaratıcı İmgelemenin fiziksel performansa etkisi de yukarıdaki yazıda açıkça gölüyor..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

“İmgeleme (hayalgücü), bilgiden daha önemlidir.”

Albert Einstein

 

 

İmgeleme; kişinin zihninde istenilen durum için kendisinin gördüğü, hissettiği, duyduğu bir canlandırma yapması, benzetme yaparsak bir video oluşturmasıdır. İmgeleme; gerek Tamamlayıcı Tıp'ta iyileşmek için zihin tedavi olarak, gerek bizde oluşmasını istediğimiz davranış modelini yaşamımıza geçirmek için (NLP- Hipnoz), gerek de spor gibi fiziksel hareketleri daha kolay öğrenmek için zihnimizde önceden canlandırma yaparak gerekli sinir bağlantısını beynimizde oluşturmak amaçlı kullanılır.

 

 

 

 

Burada ilginç olan, beynin gerçek olanla gerçekmiş gibi olan şeye aynı ya da benzer ölçüde tepki vermesidir. Zihindeki gerçeği algılayış tarzımızın sağlığımızı da etkilediği bilimsel bir gerçektir. Örneğin hastaya verilen plasebonun (hastanın ilaç sandığı gerçekte şekerden oluşan ve bedene hiçbir etki yapmayan hap) iyileşmeye etkisi gibi. Bu imgelemenin iyileşmeye etkisidir. Hipnoz gibi tedavi yöntemlerinde de bilinçaltındaki gerçekleri, değiştirmek için kullanılır. Kişisel gelişim bilgilerinde yaratıcı imgeleme; motivasyonu arttırmak ve güçlü hafıza için kullanılır. Kuantum Kodlama gibi enerji çalışmalarında da, yaşam enerjisini istediğimiz şeyin olma olasılığını arttırmak ve o şeyi yaşamımıza çekmek için kullanılır. Ancak şimdi, bunun fiziksel performansa etkisini inceleyeceğiz.

 

 

 

 

İMGELEMENİN FİZİKSEL PERFORMANSA ETKİSİ

 

 

Avusturyalı Psikolog Alan Richardson, yaptığı deneyde, üç grup basketbol oyuncusunu alıp serbest atış konusunda, imgelemenin etkisini inceliyor. İlk grup günde yirmi dakika serbest atış çalışması yapıyor, ikinci grup hiçbir çalışma yapmıyor ve üçüncü grup ise sadece her gün yirmişer dakika kusursuz basket atışları yaptığını düşünüyor. Deney sonucunda hiç bir şey yapmayan grup hiçbir gelişme göstermezken, sadece fiziksel çalışma yapan grup %24 lük bir gelişme gösteriyor. Yalnızca imgeleme yapan grup ise şaşırtıcı bir şekilde %23 lük bir gelişme gösteriyor.

 

 

 

 

Hebrew Üniversitesi'nden Psikolog Shlomo Breznitz, birkaç grup askeri kırk kilometre yürütüyor ancak her gruba farklı bilgiler veriyor. Bazı gruplara otuz kilometre yürütüldükten sonra kendilerine on kilometre daha fazla gidecekleri bildiriliyor. Diğerlerini de altmış kilometre yürüyecekleri bildiriliyor ama gerçekte hepsi kırk kilometre yürüyor. Deney sonucunda Breznitz, askerlerin kanındaki stres hormonu düzeyinin gerçekte yürümüş oldukları değil de, zihnen kabullendikleri uzaklığı yansıttığını bulguluyor. Yani beden, gerçeğe değil de zihnen gerçek kabul ettikleri şeye göre tepki gösteriyor.

 

 

 

 

Eski bir NASA araştırmacısı olan ve California, Berkeley’de Uygulamalı Bilimler Enstitüsü Başkanı Dr. Charles A. Garfield’in yaptığı araştırmada, dünya sıralamasına girmiş bir atletizm takımını 4 gruba ayırıyor. İlk grup süresinin %100 ünü eğitimle değerlendiriyor. İkinci grup bu sürenin %75 ini eğitimle değerlendiriyor ve geri kalan %25 ini ise elde etmeyi umdukları başarıları gözlerinde canlandırıyorlar. Üçüncü grup ise eğitim süresinin %50 sini eğitimle, diğer %50 sini ise imgelemeye ayırıyor. Dördüncü grup ise bu sürenin %25 ini eğitime, %75 ini ise imgelemeye ayırıyor. Ve şaşırtıcı olan şu ki; New York, Lake Placid’deki, 1980 Kış Olimpiyatlarında uygulamada en büyük başarıyı dördüncü grup gösteriyor ve bunu sırasıyla üçüncü, ikinci ve birinci grupları izliyor.

 

 

 

 

Elbette sadece imgeleme gücüne dayanmayı savunmuyorum. Ancak bilinmesini istediğim; zihinde bir olayı canlandırmanın fiziksel performansa etkisi olduğu ve hayatta girişeceğimiz işler için, eğer zihnimizde canlandırdığımız modelin ‘kusursuz işlediğini’ ve ‘tam da istediğimiz gibi olduğunu’ düşündüğümüzde potansiyelimizin de o oranda artacağıdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ibadete karsılık cenneti alacaksam soracagım sana bağış mı ticaret mi diye.dinle alakalı butun dusuncelerimin ozeti.çok begendım bu sözü.ama su an aklıma şey geldi, insanlar ibadetin önemini kavrayamamışken onların ruhsal iyiliği için onlara ibadet ettirmenin yolu korkutmak yada odullendırmek olabilir belki.ama keske bu sekılde bısey sunulmasada bu gereklı bısey sızın gelışımınız ıcın kendiniz ıcın yapın gibi bişey olsa..dusuncemı paylaşmak ıstedım yazıyı gorunce .)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yaratıcı imgeleme, yaşamınızda olmasını istediğiniz şeyleri yaratabilmek için hayal gücünü, düş gücünü kullanma tekniğidir. Yaratıcı imgeleme yeni, yabancı, olağandışı bir şey de değildir. Çünkü onu her gün, daha doğrusu her dakika kullanıyorsunuz zaten. Bu sizin doğal düş gücün üzdür, ki o, evrenin, farkında olarak ya da olmayarak daima kullandığınız temel yaratıcı enerjisidir.

Geçmişte çoğumuz, yaratıcı imgeleme gücümüzü nispeten bilinçsiz bir biçimde kullandık. Çünkü, yaşamla ilgili içimizde derin bir biçimde yer etmiş olumsuz kavramlar yüzünden otomatik ve bilinçsiz bir şekilde yaşamdan hep yoksunluklar, engeller, sorunlar ve zorluklar bekledik; bunların kaderimiz ve kısmetimiz olduğuna inandık ve hayalimizde hep bu tip sahneleri canlandırdık. Böylece de, yaşamımızda şu ya da bu ölçüde onları yarattık.

Bu kitap yaşamınızda gerçekten istediğiniz şeyi sevgiyi, doyumu, hazzı, başarıyı, iyi ilişkileri, ödüllendirici işleri, kendini ifadeyi, sağlığı, güzelliği, mutluluk ve refahı, iç huzurunu ve uyumu... yürekten arzuladığınız herhangi bir şeyi elde etmek için doğal yaratıcı olan hayal gücünüzü bir teknik olarak, daha bilinçli bir biçimde kullanmayı öğretmektedir. Yaratıcı imgelemenin kullanımı bize yaşamın doğal iyiliğine ve cömertliğine ulaşmanın anahtarını sunar.

İmgeleme, zihinde bir fikir ya ra resim yaratına yeteneğidir. Yaratıcı imgelemede, gerçekleşmesini istediğiniz bir şeyin açık ve net görüntüsünü yaratmak için düş gücünüzü kullanırsınız. Sonra, nesnel bir gerçek olana dek, bir başka deyişle, düşlediğiniz şeyi elde edene dek bu fikir ya da resime düzenli bir biçimde odaklanmayı ve pozitif enerji vermeyi sürdürürsünüz.

Fiziksel, duygusal, zihinsel ya da ruhsal düzeyde herhangi bir şeyi gerçekleştirmeyi amaçlayabilirsiniz. Kendinizi yeni bir evde, yeni bir işte ya da güzel bir ilişkiyi sürdürürken veya sakin ve huzur içinde hissederken ya da gelişmiş bir bellek ve öğrenme yeteneğiyle hayal edebilirsiniz. Ya da kendinizi, zor bir durumun üstesinden fazla zorlanmadan gelirken resmedebilirsiniz. Veya kendinizi, sevgi dolu, neşe saçan bir varlık olarak görebilirsiniz. Her düzeyde çalışabilirsiniz ve hepsi de sonuç verir. Ancak, sizin için en işe yarayan imge ve teknikleri deneyim yoluyla, giderek bulabilirsiniz.

Örneğin, diyelim ki, bir türlü geçinemediğiniz bir kişiyle aranızda daha uyumlu bir ilişki yaratmak istiyorsunuz.

Derin bir biçimde gevşeyip, sakin, huzurlu, meditatif bir ruh haline eriştikten sonra, hayalinizde ikinizi açık, dü¬rüst ve uyumlu bir ilişki ve iletişim içinde canlandırın. Ve bu zihinsel görüntünün mümkün olabileceğini hissetmeye çalışın; daha doğrusu, dileğiniz çoktan gerçekleşmiş gibi hisset¬meye çalışın.

Bu kısa ve basit alıştırmayı sık sık yineleyin; günde ikiüç kez ya da her aklınıza geldiğinde olabilir. Eğer arzu ve amacınızda samimiyseniz ve değişime gerçekten açıksanız, ilişkinizin giderek kolaylaştığını, daha akıcı olduğunu ve söz konusu kişinin de daha hoş ve kolay iletişim kurulabilecek hale geldiğini görürsünüz. Sonunda sorunun kendi kendini şu ya da bu biçimde, her iki tarafın da yararına olacak şe¬kilde tümüyle çözümlediğine tanık olursunuz.

Ancak burada hemen belirtmeliyim ki, bu teknik baş¬kalarının davranışlarını "yönetmek" ya da kendi iradelerine aykırı bir biçimde davranmalarını sağlamak amacıyla kul¬lanılamaz. O, herkesin en olumlu yanlarıyla isteklerini ger¬çekleştirmesine izin veren öz benliğimizi idrak etmemizde ve doğal ahengi engelleyen içsel sınırlarımızı yok etmekte et¬kili olur.

 

'Yaratıcı İmgelemenin 'Tcmcl Unsurları

Yaratıcı imgelemeyi kullanmak için metafiziksel ya da spiritüel düşüncelere inanıyor olmanız gerekmez; ancak bu tür kavramların mümkün olabileceğini kabullenmeye de açık olmalısınız. Yine de kendi dışınızda herhangi bir güce "iman etmeniz" gerekli değildir.

Gerekli olan tek şey, bilgi ve deneyiminizi zenginleş¬tirme arzusuna ve olumlu bir ruh haliyle yeni bir şeyi dene¬mek için de yeterince açık fikirliliğe sahip olmanızdır.

Açık bir zihin ve yürekle ilkeler üzerinde çalışın, teknikleri deneyin, ondan sonra size yararlı olup olmadıklarına kendiniz karar verin.

Eğer yararlı bulursanız, onları kullanmaya ve geliştirmeye devam edin; çok geçmeden, kendinizde ve yaşamınızdaki değişiklikler başlangıçtaki düşlerinizi de aşacaktır.

Yaratıcı imgeleme, sözcüğün en yüksek ve gerçek anla¬mıyla sihirdir. O evrenimizin işleyişini yöneten doğal pren¬sipleri anlamayı, onlarla uyum içinde olmayı ve bu prensip¬leri en bilinçli ve yaratıcı şekilde kullanmayı içerir. Eğer daha önce hiç göz kamaştırıcı bir çiçek ya da harikulade bir güneş batışı görmediyseniz ve biri size bunları betimlese, duyduklarınızı mucizevi şeyler (ki aslında öyledirler!) olarak değerlendirebilirdiniz. Ama bunları kendiniz de gözlerinizle görüp, ilgili doğal yasalar hakkında bir şeyler öğrenince, nasıl oluştuklarını anlamaya başlarsınız ve artık bunlar si¬zin için gizemli olmaktan çıkar doğal görünmeye başlarlar.

Aynı şey yaratıcı imgeleme süreci için de geçerlidir. Rasyonel düşüncemizin aldığı çok sınırlı eğitim tipine ilk ba¬kışta şaşırtıcı ya da olanaksız görünen bu süreç, onun te¬melini oluşturan kavranılan öğrenip uyguladıkça son derece anlaşılır gelmeye başlar.

Bir kez bunu başarınca, artık yaşamınızı mucizelerin yönettiğini düşünebilirsiniz... ve gerçekten öyle olacaktır.

 

Kaynak : SHAKTi GAWAiN - Yaratıcı İmgeleme Kitabı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yaratıcı imgelemenin işleyiş biçimini anlamak için, birbiriyle ilişkili birkaç prensibi bilmek gerekir:

Fiziksel evren enerjidir:

Bilim dünyası metafizik ve ruhçuluk hocalarının yüzyıllardır bildikleri şeyi henüz keşfetmeye başlıyor. Fiziksel evrenimiz gerçekte herhangi bir "madde"den oluşmuyor; onun temel yapıtaşı enerji diye adlandırabileceğimiz bir çeşit güç ya da öz'dür.

Nesneler, fiziksel duyularımızın genel olarak onları algıladıkları düzeyde katı ve birbirinden ayrı görünürler. Ancak daha ince ve hassas düzeylerde, atomik ve atomaltı düzeylerde görünüşteki katı madde, partiküller içindeki daha küçük partiküller olarak görünür; ve giderek küçülen bu zerrecikler sonunda saf enerjiye dönüşürler.

Fiziksel olarak, hepimiz enerjiyiz; içimizdeki ve dışımızdaki her şey de enerjiden oluşmaktadır. Hepimiz tek ve büyük bir enerji alanının parçasıyız. Katı ve bizden ayrı olarak algıladığınız şeyler gerçekte, hepimizi kapsayan aslî enerjimizin değişik biçimleridir. Fiziksel anlamda da bizler gerçekten "bir"iz.

Enerji farklı hızlarda titreşir; bu yüzden de inceden yoğuna farklı niteliklere, çeşitlere sahiptir. Düşünce nispeten ince, hafif ve bundan dolayı da çok hızlı ve kolayca değişebilen bir enerji şeklidir. Madde ise nispeten yoğun ve bu yüzden de ağır hareket eden ve ağır değişim gösteren bir enerjidir. Madde de kendi içinde büyük çeşitlilik ve farklılık

 

Yaratıcı Imjjefemenin 'Temel'Unsurları

gösterir. Bedenlerimizi oluşturan madde nispeten incedir, çabuk değişir ve birçok şey tarafından kolayca etkilenir. Bir kaya ise çok daha fazla yoğunluğa sahip bir şekildir, yavaş değişir ve zor etkilenir. Bununla birlikte kaya bile en sonunda değişir; örneğin daha ince ve hafif olan suyun enerjisi tarafından etkilenir. Tüm enerji şekilleri birbiriyle karşılıklı ilişkidedir ve birbirlerini etkileyebilirler.

Enerji manyetiktir (mıknatıs özelliğine sahiptir);

Enerjinin yasalarından biri de şudur: Belirli bir niteliğe ya da titreşime sahip enerji, kendisine benzer bir nitelik ve titreşime sahip enerjiyi çekme eğilimindedir.

Düşünce ve duygular da manyetik enerjiye sahiptirler; bunun sonucu olarak da benzer yapıdaki enerjiyi kendilerine çekerler. Bu prensibi uygulamada da görebiliriz; örneğin, bazen az önce düşünmekte olduğumuz kişiyle "tesadüfen" burun buruna geliriz ya da "işimiz rast gider" ve o anda gereksindiğimiz bilgiyi içeren bir kitabı elimize alırız.

Şekil fikri takip eder:

Düşünce hızlı, hafif, devingen, değişken ve akışkan bir enerji şeklidir. Madde gibi daha yoğun şekillerden farklı olarak hemen, bir anda belirir.

Bir şeyi yaratırken, onu önce bir düşünce şeklinde yaratırız. Bir düşünce ya da fikir daima o olayın gerçekleşme1 sinden önce gelir, önce oluşur. "Akşam yemeğini hazırlamam gerek" fikri yemeğin hazırlanmasından önce oluşmuştur. "Yeni bir giysi istiyorum" fikri de gidip bir giysi satın almadan önce gelir; "Bir iş bulmalıyım" fikri de iş arayıp bulma eyleminden önce oluşur ve bu örnekler sonsuza dek çoğaltılabilir.

Bir ressama önce bir fikir ya da ilham gelir, ancak ondan sonra tablosunu yapmaya başlar. Bir inşaatçı önce bir fikirden kaynaklanan bir plân çizdirir, ondan sonra binayı yapmaya girişir.

Fikir de bir plân, bir proje gibidir; o, gerçekleşecek şeklin bir görüntüsünü yaratır; bu görüntü sonra, fiziksel enerjiyi manyetize ederek ve yönlendirerek bu şekle akmasını sağlar ve en sonunda da fiziksel dünyada onu tezahür ettirir.

Fikirlerimizi gerçekleştirmek için doğrudan fiziksel eylemde bulunmadığımız zaman da aynı prensip geçerlidir. Sadece bir fikri ya da düşünceyi alıp onu zihninizde tutmak bile bir enerjidir ve bu enerji bu şekli kendine çekip onu maddi düzlemde yaratmaya girişecektir. Eğer sürekli hastalık konusunda düşünürseniz, eninde sonunda hastalanırsınız; eğer güzel bir insan olduğunuza inanıyorsanız, gerçekten güzelleşirsiniz.

Radyasyon (bir merkezden yayılarak dağılma) ve çekim yasası:

Bu, evrene ne gönderirseniz onun size geri yansıyacağı prensibidir. "Ne ekerseniz, onu biçersiniz" özdeyişi bu prensibi içerir.

Bu prensibe göre, hayatta en çok düşündüğümüz, en güçlü biçimde inandığımız, en derinden beklediğimiz ve/veya hayalimizde en canlı şekilde canlandırdığımız şeyleri kendimize çekeriz. Olumsuz duygular içinde, korku dolu, güvensiz ya da endişeliyken, kaçınmaya çalıştığımız aynı deneyimleri, durumları ya da kişileri kendimize çekeriz. Eğer temelde olumlu yaklaşımlara sahipsek, hayattan zevk, doyum ve mutluluk bekliyor ve bunların düşünü kuruyorsak, bu olumlu beklentilerimize uyacak kişileri, durumları ve olayları yaratır ve kendimize çekeriz. Böylece, kurduğumuz düşlere ne kadar fazla pozitif enerji yüklersek, o düş yaşamımızda o kadar çabuk ve yoğun bir biçimde gerçekleşmeye başlar.

Yaratıcı imgelemeyi, kullanmak:

Değişim süreci yüzeysel düzeylerde, sadece "olumlu düşünme" vasıtasıyla gerçekleşmez. O yaşama karşı en temel ve derin yaklaşım ve eğilimlerimizi araştırmayı, keşfetmeyi ve değiştirmeyi gerektirir. İşte bu yüzden yaratıcı imgeleme yaratıcı İmgelemenin 'Temel Unsurları

yi kullanmayı öğrenme, derin ve anlamlı bir gelişme süreci haline gelebilir. Bu süreç esnasında, sık sık kendimizi nasıl engellediğimizi, korkularımız ve olumsuz kavramlarımız yüzünden, elde edebileceğimiz doyum ve başarıyı nasıl kısıtladığımızı keşfederiz. Bir kez açıkça görüldüler mi, bu sınırlayıcı eğilim ve yaklaşımlar yaratıcı imgeleme yoluyla yok edilebilirler. İşte ancak o zaman, mutluluğu, doyumu ve sevgiyi bulup gerçekten yaşayabiliriz.

İlk başlarda, yaratıcı imgelemeyi belirli zamanlarda ve belirli hedefler için uygulayabilirsiniz. Onu uygulamayı bir alışkanlık haline getirince ve onun sağlayabileceği yararlara inandıkça, yaratıcı imgelemenin düşünme sürecinizin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini göreceksiniz. O artık, yaşamınızı daima kendinizin yarattığını bildiğiniz bir bilinç hali, sürekli bir farkındalık olacaktır.

Yaşamımızın her anını düşleyebileceğimiz en iyi, en güzel, en doyum verici yaşamı doğal biçimde seçtiğimiz harikulade bir yaratma anına dönüştürmek işte yaratıcı imgelemenin en son ve en yüksek noktası budur...

 

Kaynak : SHAKTi GAWAiN - Yaratıcı İmgeleme Kitabı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu bölümde size, yaratıcı imgelemenin temel tekniğini içeren bir uygulama sunuyorum:

Önce, arzu ettiğiniz herhangi bir şeyi düşünün. Bu alıştırma için kolayca gözünüzde canlandırabileceğiniz basit bir şey seçin. Bu sahip olmak istediğiniz bir nesne, gerçekleşmesini arzuladığınız bir olay, içinde bulunmaktan hoşlanacağınız bir durum ya da geliştirmek istediğiniz bir yaşam koşulu olabilir.

Kimse tarafından rahatsız edilmeyeceğiniz sessiz bir yerde, rahat bir biçimde oturun ya da uzanın. Tüm bedeninizi gevşetin. Ayak parmaklarınızdan başlayarak kafanıza dek her adalenizin teker teker ve sırayla gevşediğini, tüm gerginliğinizin akıp gittiğini düşünün. Yavaşça ve derin bir biçimde karnınızdan soluk alıp verin. Ağır ağır 10'dan l'e kadar sayın ve her sayışta daha derinden gevşediğinizi hissetmeye çalışın.

Kendinizi gerçekten derin bir biçimde gevşemiş hissedince, arzuladığınız şeyi, tam arzuladığınız şekliyle zihninizde canlandırmaya (imgelemeye) başlayın. Eğer bu bir obje ise, kendinizi bu objeyle birlikteyken; onu kullanırken, arkadaşlarınıza gösterirken, ona hayranlıkla bakarken, onun zevkini çıkarırken imgeleyin.

Eğer bu bir durum ya da olaysa, kendinizi bu durum ya da olayın içinde görün ve her şeyin istediğiniz gibi geliştiğini hayal edin. İnsanların neler söylediklerini ya da bu sahneyi daha canh ve gerçek kılacak herhangi bir ayrıntıyı imgeleyebilirsiniz.

 

yaratıcı İmgelemenin 'Temel Unsurları

İmgeleme işini nispeten kısa ya da uzun bir zaman sürdürebilirsiniz -önemli olan yaptığınız imgelemenin içinize sinmesi, doyum vermesidir. Ayrıca, her seferinde bu sürecin tadını çıkarmaya çalışın. Bu bir çocuğun doğum gününde almayı umduğu armağanı düşlemesi gibi baştan sona tam anlamıyla zevk veren bir deneyim olmalıdır.

Şimdi fikri ya da imgeyi zihninizde öylece tutarak, (sesli ya da sessiz) kendinize son derece olumlu, yapıcı bildirimlerde bulunun. Örneğin:

"İşte ben, dağlarda harika bir hafta sonu geçiriyorum. Ne güzel bir tatil," ya da,

"Artık ile mutlu bir ilişkimiz var. Birbirimizi

gerçekten anlamayı öğreniyoruz."

"Onaylama" denen bu olumlu ifadeler, yaratıcı imgelemenin çok önemli bir parçasıdır. Bu konuyu daha sonra ayrıntılarıyla inceleyeceğiz.

İmgelemenizi daima aşağıdaki gibi, kendi kendinize yaptığınız şu kesin bildirimle bitirin:

Bu ya da daha iyi bir şey.

şimdi benim için ue ilgili herkesin

en yüksek iyiliği adına,

tümüyle doyum verici ue uyumlu yollarla

gerçekleşiyor."

Bu ifade başlangıçta düşlediğiniz, olmasını istediğiniz şeyden daha farklı, hatta daha iyi bir şeyin gerçekleşmesine izin verir ve bu sürecin yalnızca herkesin ortak yararına işlediğini hep hatırlamanızı sağlar.

Eğer kuşkular ya da aykırı düşünceler ortaya çıkarsa, onlara direnmeyin ya da ortaya çıkışlarını önlemeye çalış mayın. Böyle yaparsanız onları güçlendirmiş olursunuz yalnızca. Bırakın bilincinizden akıp gitsinler, sonra olumlu bildirimlerinize ve imgelerinize geri dönersiniz.

Bu işleme, onu zevk verici ve ilginç bulduğunuz sürece devam edin. Bu beş dakika da olabilir, yarım saat de. .Ancak her gün ya da yapabildiğiniz kadar sık tekrarlamanız iyi olur.

 

Gördüğünüz gibi, temel işlem nispeten basittir. Bununla birlikte, onu gerçekten etkin bir biçimde kullanmak, genellikle biraz anlayış ve arınma gerektirir.

 

Gevşemek Önemlidir

 

Yaratıcı imgelemeyi kullanmayı öğrenirken derin bir biçimde gevşemeyi de öğrenmek gerekir. Bedeniniz ve zihniniz derinlemesine sakinleşip gevşediğinde, beyin dalgalarınız ge/çekten değişir ve yavaşlarlar. Bu daha derin, yavaş düzey genelde, alfa düzeyi ( her zamanki uyanık, meşgul ve faal bilincinize beta düzeyi denir) olarak bilinir ve bu düzeyin etkileriyle ilgili yoğun araştırmalar halen sürdürülmektedir.

Alfa düzeyi, zihin ve beden üzerindeki gevşetici ve sakinleştirici etkisi nedeniyle, çok sağlıklı bir bilinç hali olarak değerlendirilmektedir. Ve çok ilginçtir ki alfa düzeyi, imgeleme yoluyla, sözde nesnel dünyada gerçek değişiklikler yaratma konusunda, daha aktif olan beta düzeyinden çok daha etkili bulunmuştur. Bunun ulaşmak istediğimiz hedeflerimizle ilgili anlamı şudur: Eğer derin bir biçimde gevşeyip yaratıcı imgeleme yapmayı öğrenirseniz; düşünerek, endişelenerek, plânlar yaparak ve başka kişileri ve şeyleri yönlendirmeye çalışarak hayatta elde edebileceğiniz değişikliklerden çok daha etkilisini başarabilirsiniz.

Eğer derin bir biçimde gevşemek ya da sessiz, sakin, meditatif bir hale ulaşmak için kullandığınız ve alıştığınız belirli bir yöntem varsa rahatlıkla onu kullanabilirsiniz. Yoksa, bir önceki bölümde verdiğini yöntemi uygulayabilirsiniz -yavaş ve derin soluk alıp vererek, bedeninizdeki her a-daleyi sırayla teker teker gevşetmek ve bu arada ağır ağır 10dan l'e kadar saymak. Eğer fiziksel olarak gevşemekte zorluk çekiyorsanız, bu konuda yardımcı olabilecek yoga ve meditasyon tekniklerinden yararlanabilirsiniz. Ancak, genellikle bir süre pratik yaptıktan sonra gevşeme işlemini kusursuz hale getirebilirsiniz.

Tabii tüm bunların sağladığı yararlardan biri de, derin gevşemenin zihinsel ve fiziksel sağlığınıza önemli katkılarda bulunmasıdır.

Yaratıcı imgelemeyi gecelen uyumadan önce ya da sabahleyin uyanır uyanmaz yapmak daha iyidir; çünkü bu saatlerde zihin ve beden zaten derin bir biçimde gevşemiş ve alıcı haldedir. İmgelemeyi yatarak da yapabilirsiniz, ancak uykuya dalma olasılığına karşı, yatağın kenarında ya da bir koltukta rahat bir biçimde sırtınız dik ve dengeli bir duruşla oturmanız daha iyi olur.

Omurganızın dik olması enerjinin akışına ve derin bir alfa dalga yayınına ulaşmaya yardımcı olur.

Gün ortasında yapılan kısa bir meditasyon ve yaratıcı imgeleme ise sizi rahatlatacak, canlandıracak ve gününüzün daha pürüzsüz geçmesini sağlayacaktır.

 

Nasil imgeleme Yapmalı?

 

Birçok insan "imgeleme" teriminin tam olarak ne anlama geldiğini merak eder. Bazıları ise gözlerini kapayıp imgeleme yapmaya çalışırken gerçekten zihinsel bir görüntü ya da resim "göremedikleri" için kaygılanırlar.

"İmgeleme" terimine saplanıp kalmayın sakın. Zihinsel olarak bir görüntü, bir resim görmek kesinlikle gerekli değildir. Bazıları gözlerini kapayıp bir şeyleri imgelediklerinde çok net ve keskin görüntüler gördüklerini söylerler. Diğerleri ise gerçek anlamda bir şey "görmediklerini," yalnızca arzuladıkları şey "hakkında düşündüklerini" ya da o şeye baktıklarını hayal ettiklerini veya bir hissin izlenimini aldıklarını hissederler. Bunların hepsi de kusursuzca işlev görür. Hepimiz hayal gücümüzü sürekli kullanırız; kullanmamamız mümkün değildir; bu yüzden, imgeleme yaparken kullandığınız her yöntem geçerlidir.

Eğer hâlâ imgelemenin ne anlama geldiğinden emin değilseniz aşağıdaki alıştırmaları okuyun; sonra gözlerinizi kapayıp okuduklarınızı uygulamaya çalışın:

Gözlerinizi kapayıp derinlemesine gevşeyin. Yatak ya da oturma odanız gibi çok iyi bildiğiniz bir odayı düşünün. Sonra, halının rengi, eşyaların yerleştiriliş biçimi, ne kadar aydınlık ya da karanlık olduğu gibi odanın iyi bildiğiniz ayrıntılarını hatırlamaya çalışın. Sonra bu odaya girdiğinizi, bir koltuğa oturduğunuzu ya da yatağa uzandığınızı gözünüzde canlandırın.

Diğer bir alıştırmada ise. son birkaç gün içinde geçirdiğiniz hoş ve zevkli bir deneyimi hatırlayın; bu özellikle lezzetli bir yemek yemek, masaj yaptırmak, serin bir suda yüzmek ya da sevişmek gibi güzel fiziksel, duygular içeren bir deneyim olmalıdır. Deneyimi mümkün olduğunca canlı bir biçimde hatırlamaya ve verdiği hazzı bir kez daha hissetmeye çalışın.

Şimdi de pastoral güzellikte bir kır ortamında görmeye çalışın kendinizi; sakin ve sessiz bir ırmağın kıyısında yumuşacık yeşil çimenlere uzanmışsınız ya da güzel, bol ağaçlı bir ormanda geziniyorsunuz. Bu daha önce gitmiş olduğunuz ya da gitmeyi arzulayabileceğiniz ideal bir yer olabilir. Ayrıntılar üzerinde düşünün ve sahneyi istediğiniz şekilde yaratın.

Bu sahneleri zihninizde hangi yöntemle canlandırdıy-sanız, işte bu sizin "imgeleme" biçiminizdir. Aslında, yaratıcı imgeleme iki farklı yöntemle gerçekleştirilir. Biri edilgen (alıcı, kabullenici) öteki ise etkin (aktif, değiştiren) yöntemdir. Edilgen yöntemde, sadece gevşer ve imgelerin ya da izlenimlerin gelmesine izin veririz. Bu durumda görüntülerin ayrıntılarını biz seçmeyiz, yalnızca geleni alırız. Etkin yöntemde ise görmek ya da imgelemek istediğimiz şeyi bilinçli olarak seçer ve yaratırız. Bu iki yöntem de yaratıcı imgelemenin önemli bir parçasıdır. Edilgen ve etkin yeteneklerinizin ikisi de uygulamayla güçlenir.

imgelemeyle ilgili Özel Sorunlar

Bazen, imgeleme yeteneğini kendisi bilinçdışı engellemekte olan ama "yapamıyorum işte" diye yakınan kişilerle karşılaşabiliriz. Bu tip bir engelleme genellikle bir korkudan kaynaklanır ve eğer kişi istekli olursa bu korkunun üstesinden gelinebilir.

Genellikle kişi, kendi içine döndüğünde karşılaşacağı şeylerden uygunsuz bulup onaylamayacağı duygulardan korktuğu için yaratıcı imgeleme yeteneğini engeller.

Örneğin, derslerime katılan erkeklerden biri, sürekli olarak imgelemeyi başaramıyor ve meditasyonlar sırasında da uyuyakahyordu. Sonunda, derindeki nedeni ortaya çıka-

 

'Yaratıcı İmgelemenin Temel unsurlan

rabildik: Bu insan daha önce bir imgeleme çalışması sırasında çok derin bir duygusallık yaşamıştı ve o günden beri de başkalarının önünde aynı şekilde duygusal görünerek mahcup düşmekten korkar olmuştu.

Gerçek şu ki, içimizde bizi incitip üzecek, bize zarar verecek hiçbir şey yoktur; yalnızca kendi duygularımızı yaşamaktan, onlarla karşılaşmaktan duyduğumuz korku bizi engeller.

Eğer meditasyon sırasında olağandışı ya da beklenmedik herhangi bir şey ortaya çıkarsa, yapabileceğiniz en iyi şey ona bütünüyle bakmak, mümkün olduğunca onu hissetmeye, yaşamaya çalışmaktır. Sonunda, sizin üzerinizdeki olumsuz gücünü yitirdiğini göreceksiniz. Korkularımız yüzyüze gelmekten kaçındığımız şeylerden kaynaklanır. Bir kez bütünüyle ve derinlemesine bu korkunun kaynağına inmeye, onunla yüzleşmeye cesaret edersek, o zaman o gücünü yitirir.

Çok şükür ki imgelemeyle ilgili bu tür sorunlara çok seyrek rastlanır. Kural olarak, yaratıcı imgeleme doğal bir biçimde gerçekleşir ve uygulama yaptıkça giderek kolaylaşır.

 

Kaynak : SHAKTi GAWAiN - Yaratıcı İmgeleme Kitabı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...