Jump to content

İçimize Yolculuk


nevermore

Önerilen Mesajlar

Etrafımıza baktığımızda birçok şey görmemiz mümkündür. Öncelikle bakmasını bilmek gerekmektedir. Bir deniz kenarında dalgaları seyrederken acaba neler hissederiz? O dalgaların bizde çağrıştırdıkları nelerdir? O hareketler acaba nelerin yansımalarıdır? Sadece dalgalar değil, etrafımızda olan fiziksel olaylardan bireysel olarak karşılaştığımız her türlü olay, görünmeyen alemden fizik alemimize bir yansımadan başka bir şey değildir. Elbetteki atmosferik olaylar belli fiziksel yasalar çerçevesinde gelişmektedir. Ama o fiziksel yasalar da yine ruhsal alemin yasalarının dünyadaki yansımalarından başka bir şey değildir. Bu aslında neye benzer? Duvarda yansıyan gölgemize baktığımızda bizim yüz hatlarımızı seçmemiz mümkündür. Ancak vücudumuzun bütün ayrıntıları duvarda görülmeyecektir. İşte ruhsal yasaların fizik evrendeki yansıması da duvardaki gölge gibidir. Gölgeye bakan kişi “kaynak” hakkında çok genel bir bilgiye sahip olabilir.

ASIL ve KOPYA

İşte insan olarak biz de, duvardaki gölge gibi aslımızın bir yansıması durumundayız. Kendimizi sadece ve sadece duvardaki gölge gibi kabul ettiğimiz için, içimizde ne olduğunu bilmiyoruz. Eski kaynaklarda insanın özüne ait bilgiler mevcuttu. Ancak bu bilgiler herkese verilmez, sadece belli olgunluk ve idrak sınavlarını geçebilenler bu bilgilere erişme imkanına sahip olurdu. Çünkü bu bilgiler, o zamanlarda yaşayanların anlayışlarına uygun olmayabilen bilgilerdi. Bugün ise durum tamamen farklıdır. Dünya insanlığı çetin sınavların ardından daha yüksek idrak seviyelerine ulaşmıştır. Dolayısıyla yüzlerce yıl önce tapınaklarda, gizli yerlerde yemin ettirilerek açıklanan sırlar, bugünün insanları için sır olmaktan çıkmıştır. Bugün hepimiz sırları aramakta özgür durumdayız.

Bu sırları ararken içinde bulunduğumuz durum ise bizim için önemlidir. Eğer insan hırs içinde değilse, hizmet etme arzusundaysa, kendisini aydınlığa çıkaracak bir yola eninde sonunda adım atacaktır. Bunun için insana tavsiye edilen, bir’likten ayrılmayıp çokluktan uzak durması, içindeki ışığa bağlı kalmasıdır. Elde edilen bilgi, bencillikten uzak bir şekilde kullanıldığı zaman, görünmeyen alemlerin kapıları da insana açılacaktır.

İÇİNİZDEN GELEN SESE KULAK VERİNİZ

Yeni Çağın eşiğinde olduğumuz şu zamanda, üstün yeni bilgi, beşeriyetin onu akıl ve sevgiyle kullanmaya hazır olacağı zamanı bekliyor. Yüce sırların açılmasından önce, beşeriyetin kendi üzerinde yapacağı çok iş vardır. İnsanlar ruhsal gerçeğe karşı daha alıcı bir hale gelmeliler. Hayata bakışımız daha ruhsal olmalıdır. İçimizde sonsuz bir güç olarak duran ruhsal güç teşvik edilmelidir. Ruhsal öğrenmenin temeli, kardeşçe bir sevgi olup kestirme bir yol yoktur. Hayat okulunun dersleri iyi öğrenilmelidir. Eskiden gizli okullarda öğretilen sırlar bugün hayatın içinden bilgiler olarak ruhsal gruplarda, derneklerde ve herkese açık olarak verilmektedir. Ancak dejenerasyon etkilerinin yoğunlaştığı günümüzde, bu konularda dikkatli olup sahte ile gerçek arasındaki fark iyi araştırılmalı ve tercih ona göre yapılmalıdır.

Yolunuzu seçerken dikkati elden bırakmayınız. Çok defa görülen laf kalabalığına kanmayınız. Çünkü bilginin kuru laflardan öte, gönülden gelen tesirle aktarılması, hedefe ulaşmak için gereklerden biridir. En güvenilir belirti ise doğal, saf bir sadelik ve altında yatan derinliktir. Size gelecek açıklamalarda hep sadelik arayınız. Ve bulduğunuz hakikatin uygulamasını yapınız.

YOLA ADIMINIZI ATINCA...

“Yol nasıl bulunur?” diye sorulduğunda, içinizdeki mekana girerek ve bilgelik için dua ederek, şeklinde cevap vermek mümkündür. İçsel ışık nasıl bulunacak ve sonra nasıl emin olunacaktır? Buna verilecek en kestirme cevap, hayattaki saflıktır. Bu saflık fizik olarak olduğu gibi mantal olarak da olmalıdır. Esasen mantal saflığı gerçekleştirmeden fizik saflığa da ulaşmak mümkün değildir. Ancak fizik çalışma da bunun için yardımcı olur. Eskiler bunun için doğru yiyip içmek, bedeni usulüne uygun olarak yıkamak ve davranmak gerektiğini ifade etmişlerdir. Bunun paralelinde meditasyon, tefekkür ve dua da mantal bedenleri arıtmak için kullanılan yöntemlerdir.

Bu pratiklerle yaşama bakıldığında günlük sınavların daha fazla farkına varmak mümkündür. Bunları verebilmek için de baş koşul samimiyet ve vicdandır. Kişi her şeyden önce kendisine karşı samimi olmalıdır. Ancak bu söylenildiği kadar kolay olmayan bir şeydir. Çünkü insan kendisinin farkında olmadığı için, kendisine yalan söyler. Bu yalanları ise savunma mekanizmalarımız bize kendi gerçeğimizmiş gibi ortaya koyar. Bunların farkına varmaya başlayan insan gerçekleri anlamaya başlar. Böylece gerçek ruhsal gelişme içten gelir. İçimizdeki tohum gelişmeye başladıkça, zamanla tüm varlığımız ışıkla dolup taşar. İşte o zaman fiziksel olarak da belli tezahürlere yol açabiliriz.

Bir de üzerinde durulması gereken nokta, sevmenin her zaman yumuşaklık, uysallık anlamına gelmeyecek olmasıdır. Gerçekte insanları sevmek, onların yanağını okşamak değil, tekamüllerinde bir mesafe aldırmaktır. Yanmakta olan sobaya doğru koşan çocuğumuzun eline biraz sertçe vurmamız, onu sevmediğimiz anlamına gelmeyip, tam tersine sevdiğimiz için zarar görmesini engellemeye çalışmamızın bir sonucudur. Ama çocuk bu durumu idrak edecek bir durumda değildir. Ona göre annesi, babası eline vurmuşlar ve canı acımıştır. O bu durumu yıllar sonra idrak edecektir. İşte dünya insanı da bu durumdadır. Bizim gelişmemiz için her türlü imkanları kullanarak mizansenler hazırlayan Ruhsal İdarecilerimize, önümüze çıkardıkları olaylar için hep kızarız, annesine kızan çocuk gibi. Oysa kazanılmış liyakat olmadığından bulunduğumuz her yerin sınavlarını vermek zorundayız.

KENDİNİ BİLMEK SIRLARIN EN BÜYÜĞÜDÜR

Bu sınavlar ise kitap okuyarak elde edilen bilgilerle geçilmez. Yolda yürümenin yolu kendi iç tecrübemiz ve günlük hayatımızdaki işlerden geçer. Onun için insanlara hep iç seslerini dinlemeleri söylenmiştir. Bu sesleri dinledikçe ve gerçek biz olmayan şeyleri bıraktıkça gelişme yolunda ilerlediğimizi hissetmek mümkündür. İnsana “ara ve bulacaksın, kapıyı çal ve kapı sana açılacaktır” denilmiştir.

Günlük yaşam içinde sınavlar bizi bunalttığında hatırlanacak şey; onları, yani ışığı isteyenin bizim yüksek şuurumuz olduğudur. İşte insan iyi ile kötü arasında tercih hakkı olduğunu anlayınca ilk uyanış başlar. Küçük de olsa bir ışık yanar. Hemen söylemek gerekir ki küçük ışık güçlü yanar, zayıflayabilir ama sönmez. İçimize yolculuk yapabilmek için öncelikle yapmamız gereken; gerçek ben’i yani ebedi varlığı buluncaya kadar fizik, astral, mantal gibi çeşitli dış katmanları bulmaya, tanımaya ve yavaşça fazlalıklarımızı terk etmeye çalışmak için her gün çalışmaktır.

Bedeni tanımakla başlayan ilk dersin ardından öğrenmemiz gereken düşüncelerimizi kontrol etmektir. Düşüncenin evrende büyük etkisi olduğu için günlük yaşam içinde hep pozitif düşünmek bizim yararımıza olacaktır. Hatırlanacağı üzere insanlara düşüncelerinden de sorumlu olduğu söylenmiştir. Bundan sonra gelen nokta korku ve endişelerden uzak yaşamaktır. Korku, insanı engelleyen en büyük güçtür.

Son olarak söyleyeceğimiz, sırlara giden yolun sevgiden geçeceğidir. Birbirinizi seviniz. Her zaman da hedefinize sadık kalınız. Hedefinizi bilmiyorsanız, içinize dönünüz aradığınızı orada bulacaksınız. Kusurlarınızı bilerek, alçakgönüllü olunuz.

 

 

izmir ruhsal araştırmalar derneğinden üstad

 

İsmet Yalçın'ın yazısıdır

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

mükemmel öğreticiliği olan bir yazı, önemli olan çevremize bakarken baktığımızı çevre olarak algılamak değil tek tek incelemektir.bir masa sizin onu masa gibi görmenizden nasıl rahatsız olacaksa onu tüm perspektifleriyle aldığı açılarla diğer tüm nesnelerle bağlantısına baktığınızda aksine bir o kadar mutlu olur. kısacası odağınızı her değiştirişinizde gördüğünüz şey aslında farklıdır sıradan bir masa değildir.sanırım kendimizi çözmekte bunun gibi birşey; ilk olarak benliğimizi neler oluşturduğunu ve bunlara her baktığımızda gördüğümüz farklılıkları keşfetmemiz lazımki hayatta yol alabilelim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...