Jump to content

Atatürk ve Çevre


nevermore

Önerilen Mesajlar

Değerli Atatürk'ümüz tüm meziyetlerinin yanında tam anlamıyla bir doğa aşığı idi. Tarımla uğraşmayı severdi. Ankara'yı hep bahçeli bir şehir olarak görmek istedi. Hayvanlara da ayrıca çok düşkündü. Hastayken ormana gidip dere kenarında küçük bir evde yaşamak istediğini defalarca ifade etti. Yurdunu çöl boşluğundan ıstırap duyardı. Hatta yatağının başına orman manzaralı bir tablo yerleştirildi. Son günlerinde o manzarayı seyrederek avundu. Yatakta iken bir dal badem bahar çiçeği getirmişlerdi. Bahar gelmiş ne güzel dedi. Fakat bu güzel çiçekler meyve vermeden solacak ve sadece birkaç günlük göz zevkimizi doyuracak. "yazık" dedi. Sayın Afet İnan Atatürk'ün ağaç sevgisini şöyle anlatmış.

 

1937 yılının bahar mevsimiydi. Orman çiftliğine Akköprü tarafından gidiyorduk. Çiftliğin o bölümü meyve bahçesi haline konulmuş, fidanlar sıra sıra dizilmişti. Şimdi gölgeliği bol yeşilliği ile çok güzel olan bu yol boyu o zamanlar henüz küçük çelimsiz ağaçların sıralandığı ve yaz mevsiminde dahi pek güzel olmayan bir yerdi. Atatürk bu eski topraklar meyve bahçesi haline getirilmiş olan bu yerlere neşe ile bakıyordu. Şimdi uzun kavak ağalarının bulunduğu yol kenarlarında işçiler çalışıyor, fidanlar dikiyorlardı. Atatürk şoföre birden "dur" diye bağırdı. Yere indiğinde orada olanlara "burada bir iğde ağacı vardı, o nerede" diye sordu.

Kimse iğde ağacını bilmiyordu, çünkü orada çalışanlar yolla uğraşıyordu. Atatürk'ün biraz önceki neşesi kalmamıştı. Çok üzülmüştü Dizine çöktü ve gözyaşlarını tutamadı. Çünkü çiftliğin ilk çorak günlerinin bir yeşillik anısı yerinden çıkarılmıştı. Yol boyunca yürüyerek iğde ağacı aradık. O iğde eski ve çelimsiz bir ağaçtı.

Fakat, yaşayan ve baharda güzel kokularını etrafa saçan bir varlıktı diye sızlandı. Atatürk vatanı yeşil görmek için çalıştı. Yalova ve Florya'yı değerlendirmiş. Bursa'yı gene kendisi kaplıca kenti haline dönüştürmüştü. Çankaya'daki bahçeyi yapan müdürle alanı dolaşıyordu.

Çok yaşlı ve geniş bir ağaç Atatürk'ün geçeceği yolu kaplıyordu.

Ağacın bir yanı havuz bir yanı da dik yokuştu. Atatürk ağacı yaslanarak güçlükle karşıya geçti. Müdür atıldı ve "emrederseniz hemen keseyim efendim dedi." Müdürün yüzüne baktı: "Yahu dedi, sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki, keseceksin." Çocukluğunda doğa ile iç içe geçen ortamı gözler ve dile getirirdi. Harp Akademisi'ndeyken sınıf arkadaşı Ali Fuat Cebesoy ile Alemdağ'ında ormanlık bir alanda pınar başında oturduklarında "insan yaşlandıktan sonra kentlerin gürültülü yaşamından kesinlikle uzaklaşmalı, böyle sakin ve ağaçlıklı bir yere çekilmelidir dediğini Cebesoy onu ölüm döşeğinde görmeye gittiğinde o günleri anımsayarak iyileşir, iyileşmez Alemdağı'na gidelim acaba o asırlık ağacın dalları gölge veriyor mu ? O ufak pınarın suları yine buz gibi soğuk mu ? Yoksa zaman onu da kurutmuş mu diye sordu. Atatürk yaşamı boyunca her uygun anda bir ağaç gölgesinde dinlenip piknik yapmayı severdi. İşte Atamızla ilgili anlatılan başka bir anı. "Atatürk çok beğendiği bir yerde küçük bir köy evi, daha doğrusu onun deyişiyle bir kulübe ve çardak yaptırmak istedi. Fakat kulübe ve çardak için ayırdığı yerde 20 - 30 söğüt ağacı bulunuyordu, bunları kesmek gerekiyordu. Ağaçları bir türlü feda edemiyordu.

Sonunda düşünmüş taşınmış söğütleri yanlara taşıma kararı vermişti.

Kendisi için çok önemli bu işi bizzat yapacaktı. Çiftlikten yeteri kadar işçi seçildi, bir gün kendisi başta işe geçildi. İlkin yerleri değiştirilecek ağaçlar için yeni çukurlar açtırdı. Sonra ağaçları söktürüp hazırlanan çukurlara dikmeye başladı. Sabahları erken saatte işe geliyor. Akşam oluncaya kadar işçilerle birlikte çalışıyordu.

Öğlen yemeklerini de orada yiyordu. Paydos zamanlarında ise yere serilen hasır ve kilimler üzerinde dinleniyordu. Günlük resmi işlerini de oradan yürütüyor, hazırlanan evrağı yine orada imzalıyordu. Böylece birkaç gün çalışıldı. Bir akşam iş bitmiş kulübe için seçtiği yer açılmıştı. Kendisi memnun olmakla birlikte yere çömelmiş etrafı gözden geçiriyordu. Ben ayakta durdum. Başını kaldırıp sordu: "Ne dersin çocuk acaba bu ağaçlar tutacak mı ? "Kesin bir şey söyleyemem Paşam"

dedim. Yerlerini değiştirdiği bütün ağaçlar tutmuştu (...) Sık sık oraya gider, bazen orada yemek yer, sonra ot minderli sedire uzanarak rahat ve sakin uyurdu.

 

Atatürk'ün Alev ve Can adında iki tane köpeği Hacı adında yaralı bir kargası vardı. (İ. Hakkı Baltacıoğlu, 1973). Foks Atatürk'ün son köpeğinin adıdır. İnce ruhlu insanlar gibi Atatürk de hayvanları severdi. Kurban kestirmezdi. "Ömrümde bir tavuğun boğazlandığını görmedim" derdi.

 

Atatürk hastalıktan ölen bir tay karşısında gözlerinden yaşlar aktığını, odasına canlı olarak getirilen bıldırcının önüne konulmasından duygulandığını, ondan sonra bıldırcın eti yemediğini arkadaşlarından öğreniyoruz.

 

Ayrıca Sofya'da Kral parkında küçük bir kuşa eziyet eden çocuktan kuşu satın alarak gökyüzüne salarak azat etmişti. (Nezihe Araz, 1989)

 

Atatürk'ün kuşların kafese alınmasına hiç tahammülü yoktu. (Birsel Sancar, 1992)

Atatürk'ün kaldığı Çankaya Köşkü'nde şu hayvanlar vardı. Ada tavşanları, iki küçük ayı yavrusu, Malatya'dan gönderilmiş iki ceylan, bir küçük maymun ile tavus kuşları pek çok da tavuk vardı. Ahırda birkaç at ve tayları gördüm. İçlerinde bizim suvari kolordusunu teftiş ederken bindikleri Sakarya adlı al renkteki çok güzel arap atını öptüm ve sevdim. (Fahrettin Altay, 1967, Sayfa 60)

 

Keşke hepimiz Atatürk gibi bir ağaç için gözyaşı dökebilsek, onun gibi ekosisteme önem versek. Atatürk'ü sevmek onun izinde gitmekle olur. Sırf konuşarak değil.

Orhan Kural

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...