Jump to content

Cumhuriyet Olmanın Şekil Şartlarına Uymak


Secret_Sun

Önerilen Mesajlar

tesadüf eseri bulduğum bir yazıyı sizlerle paylaşmak isterim..

 

Kurthan FİŞEK

28-10-1997

Hürriyet

 

‘‘Cumhuriyet’’ olmanın şekil şartlarına uymak!

 

 

Sakalını tıraş ettiren ilk Osmanlı padişahı II. Mahmut'tu. Kendisine bu yüzden ‘‘gâvur padişah’’ sıfatı yakıştırıldı.

 

İskemlede yemek yiyen ilk Osmanlı padişahı Abdülaziz'di. Louis Bonaparte'ın 18 Brumaire'inden tanıdığımız Eugenie, Beylerbeyi sarayını ziyarete gelirken, ‘‘ev hediyesi’’ olarak, padişahımıza bir takım iskemle getirmişti yanında...

 

Abdülaziz pek alışamadı iskemleye...

 

İskemlede otururken, eğilip eğilip, nargilenin marpucunu, rakının kadehini yerden almaktan bıktı.

 

‘‘Bıktı’’ ne söz? Belfıtığı oldu.

 

Sinirlendi. Akıl hocalarına sordu.

 

‘‘Gâvurlar bu işi nasıl yapıyor?’’

 

Hemen izah ettiler. ‘‘Masa’’ adı verilen, dört ayaklı, düzlemi göğüsle göbek arasında biten bir ‘‘mahlûkat’’ varmış onlarda...

 

Hemen getirtti.

 

Yer sofrasından kalkıp masaya oturdu.

 

Rahatladı.

 

Ama, onun da adı aynısına çıktı.

 

‘‘Gâvur padişah...’’

 

* * *

 

Yeni cumhuriyetin ön şartlarından biri, ‘‘köylülük’’ tâbir edilen ruh hâlinden, hayat felsefesinden kurtulmaktı.

 

Atatürk'ün ‘‘serpuş’’ (şapka) giymesine o yüzden kızıldı.

 

Şalvarın yerini pantolon, uçkurun yerini külot aldı o yüzden...

 

* * *

 

Geçenlerde parti liderlerinden birinin gezisine şahit oldum.

 

İsmi lâzım değil...

 

Yer sofrasına oturdular, ikramları höpür-höpür götürdüler.

 

‘‘Kentsoylu’’ bir parti üst yöneticisi daha ilk lokmasını alamadan, yer sofrası silip süpürülmüştü.

 

Sızlandı.

 

Sızlanmadı aslında... Özeleştiri yaptı.

 

‘‘Köylülüğü teşhis etmenin beş yöntemi vardır’’ dedi.

 

1. Yer sofrasına, yer yatağına yabancılık çekmez... Yediği yerde uyur.

 

2. Başı açıktır, ne sarık sarar, ne serpuş giyer. İslam-Türk sentezi yapar.

 

3. Çatal-bıçak kullanmada zorlanır, yemeğini eliyle yer.

 

Geliyoruz başka bir önemli noktaya...

 

4. Kendisi ‘‘matruş’’ (tıraşlı), yakın çevresi sakallıdır. Yine, aynı sentez...

 

Son bir tespit...

 

5. Herkes daha ilk lokmasını alırken, önündeki tabağı çekirge afeti gibi tüketip, ikinci-üçüncü porsiyonu alanlar ‘‘köylülük’’ kavramının somutlaşmasıdır. Aç kalma korkusuyla sofrayı bitirirler.

 

Yakın siyasi çevrenize bakının...

 

Sizden hızlı yemek yiyen varsa, siz iki çatal pilav almadan lengeri tüketen varsa, bilin, ‘‘köylülük’’tür.

 

Gözü sizin tabağınızdadır.

 

* * *

 

Ankara'da yarın (29 Ekim) Fener Alayı var. Anıtpark'tan, akşam altıda başlıyor.

 

Ankara'da yarın (29 Ekim) Cumhuriyet Halk Balosu var. Akşam yedide başlıyor.

 

Ankara'da yarın (29 Ekim) Kayahan konseri var. Akşam sekizde başlıyor.

 

Kızılay'da...

 

Dördü de Cumhuriyet'imizin öz malıdır.

 

Beraber olalım... ‘‘Cumhuriyet’’ paylaşmaktır. Eşit paylaşmaktır.

 

‘‘Cumhuriyet’’, köylülükten kurtulmaktır.

 

 

--------------------*-*-*-*---------------*-*-*-*---------------------

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Köylü milletin efendisidir" diye boşuna dememiş Ulu Önder. yazık. nerden ne şekilde geldigini unutan insanlar.. Atasını ötesni bilmeyen , nerden geldiginden haberi olmayan adam tutupta cumhuriyet köylülükten kurtulmadır demeyi bırakın , üzerinde ki kıyafetlerinde kekik kokusu odun kokusu olan bir böyle aşağılayamaz.yazık.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Elbette ıslahatler ve devrimler olmalı.Ancak sınıf ayrımı yapmak bunun bir gerekçesi olamaz!.."Türkiye Cumhuriyeti Devleti"nin kurucusu olan kıymetli insan bile

‘‘Cumhuriyet’’, köylülükten kurtulmaktır.
şeklinde bir laf etmemiştir.Aksine "Köylü,milletin efendisidir." diyerek burnu kaf dağının doruklarından inmeyen,beyni kemikleşmiş varlıklara durumu izah etmiştir.Ancak ne yapsın işte!? Dediğim gibi..."beyni kemikleşmiş!..."

 

Kurthan FİŞEK isimli yazar hakkında bilgim yok.O nedenle yalnızca yazısı hakkında fikirlerimi söyleyebilirim:

Dar bir görüşle,doktriner bir kafayla yazılmış absürd bir yazıdır.29 Ekim'e ithafen yazılmış olması da Cumhuriyet'in özünün anlaşılamamış olunduğunu göstermiştir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

‘‘Cumhuriyet’’, köylülükten kurtulmaktır.

 

Cümlesi sanki köylü insanları aşağılamak gibi algılanabilir yanlış bir cümle.

 

Doğrusu, Köylü Milletin Efendisidir, olmalı.

Çünki oradaki köylü kelimesi Türkün özü,geleneği ve göreneği manasındadır.

Ayağını çağın gelişimine göre uzatırken kendinimizi ne olduğumuzu özümüzü unutmamız aşağılamamız için söylenmiş bir tokattır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Elbette ıslahatler ve devrimler olmalı.Ancak sınıf ayrımı yapmak bunun bir gerekçesi olamaz!.."Türkiye Cumhuriyeti Devleti"nin kurucusu olan kıymetli insan bile şeklinde bir laf etmemiştir.Aksine "Köylü,milletin efendisidir." diyerek burnu kaf dağının doruklarından inmeyen,beyni kemikleşmiş varlıklara durumu izah etmiştir.Ancak ne yapsın işte!? Dediğim gibi..."beyni kemikleşmiş!..."

 

Kurthan FİŞEK isimli yazar hakkında bilgim yok.O nedenle yalnızca yazısı hakkında fikirlerimi söyleyebilirim:

Dar bir görüşle,doktriner bir kafayla yazılmış absürd bir yazıdır.29 Ekim'e ithafen yazılmış olması da Cumhuriyet'in özünün anlaşılamamış olunduğunu göstermiştir.

 

Sonuna kadar size katılıyorum :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...