Jump to content

Dan Brown


Siyah karlaR

Önerilen Mesajlar

DAN BROWN

 

http://img35.imageshack.us/img35/4808/88749968.jpg

 

Dan Brown, 22 Haziran 1964 doğumlu ABD'li yazar.

 

Amherst Koleji ve Philips Exeter Akademisi’nden mezun olduktan sonra bir süre eğitim gördüğü bu okullarda İngilizce öğretmenliği yaptı. Şifre çözme ve gizli hükümet örgütlerine duyduğu ilgi, 1996'da ilk romanı Dijital Kale'nin ortaya çıkmasını sağladı.

 

Roman, yayımlanmasından hemen sonra Dan Brown bir anda elektronik kitap listelerinde bir numaraya yükseldi. Amerika Ulusal Güvenlik Teşkilatı'nı (NSA) konu alan roman sivil halkın mahremiyeti ile ulusal güvenlik arasındaki ince çizgiyi irdeliyordu.

 

Yazar tekno-gerilim türündeki ikinci romanı İhanet Noktası'nda da politikada ahlak, güvenlik ve gizli teknoloji konularını işledi.

 

Başkanlık Ödülü'nü kazanmış bir matematik profesörü ile ilahiyat müzisyeni bir annenin oğlu olan Dan Brown, bilim ve din gibi paradoksal felsefelerin egemen olduğu bir ortamda büyüdü. Bu birbirini tamamlayıcı görüşlerden aldığı esinle ünlü romanı Melekler ve Şeytanlar'ı yazdı. Bu yapıt da bir İsviçre fizik laboratuarı ile Vatikan kenti arasında geçen, bilim ve din odaklı bir gerilim romanıdır.

 

Ayrıca, 2003 yılında çıkardığı ve tüm dünyada satış rekorları kıran Da Vinci Şifresi kitabının da yazarıdır.Da Vinci Şifresi ve Melekler ve Şeytanlar kitaplarının filmi de çekilmiştir.

 

Sanat tarihcisi ve ressam olan eşi de araştırmalarına yardım etmekte ve eserlerine fon saglamaktadir...

 

Dijital Kale (1998)

http://img23.imageshack.us/img23/4671/24893730.jpg

 

Eserin Adı: Dijital kale

Yazarı: Dan BROWN

Basıldığı yer ve il: İstanbul-Haziran 1998

Kaçıncı baskı: 3 Kaç sayfa:435

Türü: Roman

Olayın geçtiği yer ve dönemle ilgili açıklama: Romanda yaşanan olaylar üç ayrı ülkede geçiyor.İspanya’nın Sevilla,Amerika’nın Washington ve Japonya’nın Tokyo şehitlerinde olay geçiyor.

Romanda yer alan kişilerin karakter özellikleri: David Beckerürüst,azimli bir insan ve ayrıca çok iyi bir öğretmen. Susan Fletcher:Akıllı sevecen ve analitik bir beyne sahip biri. Trevor Sthratmoreürüst,vatansever,gururlu ve öngörülü bir kişiliğe sahiptir. Ensei Tankado:Akıllı,sadeliği seven,ahlaklı ve çok zeki biri. Greg Hale:Uzun boylu,kaslı,gür saçlı,abartmayı seven bir insan ama aynı zamandada akıllı biridir.

 

KİTABIN ÖZETİ: Amerika’da bulunan NSA adlı Ulusal Güvenlik Teşkilatı,dünyanın en etkili kuruluşlarından biriydi.Elli yıla aşkın bir süredir bütün dünyada elektronik istihbarat verilerini topluyor ve Amerika’nın gizli bilgilerini koruyordu.Amerikalıların sadece yüzde üçü bu kuruluştan haberleri vardı. Susan Fletcher bu kuruluşta çalışan nadir bayan elemanlardan biriydi.üstün matematik zekası ve analitik beyniyle,NSA tarafından genç yaşında çalışmak için davet edildi.Susan şifrelere duyduğu merak ve ilgi sayesinde kısa sürede yükselerek NSA’nın kıdemli elemanlarından biri haline geldi. David Becker,Georgetown Üniversitesi’ndeki en genç tam zamanlı profesör ve parlak bir yabancı dil uzmanı olan,akademik dünyada büyük üne sahip biriydi.Çeşitli dillere olan ilgisiyle ispanyolca,Fransızca,italyanca’nın yanı sıra 6 asya dilindede uzmanlaşmıştı.Bütün genç profesörler gibi David’in de üniversiteden aldığı aylık orta düzeydeydi.Bu yüzden de üniversitedeki işinin yanı sıra dil çevirmenliği yaparak fazladan para kazanmaya çalışıyordu.Susanla da bu işlerden birinde tanışmıştı.NSA çalıştığı bir şifre üzerinde David’in uzmanlık alanına giren yabancı bir dille karşılaşıyor ve bu yüzden David’i bu dili çevirmesi için davet ediyordu.David kanji yazı sistemini çevirerek onların şifreyi çözmesini sağladı.Bu başarının üzerine Susan,David’i tebrik etti ve bu vesileyle birbirleri ile tanıştılar.David ve Susan kısa sürede birbirine yakınlaştılar.Susan David’in hayatta sevip sevebileceği terk erkek olduğuna inanıyordu.Beraber gittikleri bir tatil sırasında David,Susan’a evlenme teklifi etti.Susan çok şaşırdı,sevinerek kabul etti.Kendi aralarında sözlenerek tatillerini bitirip görevlerinin başına geçtiler. Komutan Strathmore,NSA’nın müdür yardımcısıydı.Kendine güvenen başarılı,zeki ve kararlı bir insandı. NSA,insanların kullandıkları elektronik postaları inceliyor ve kendilerine yarayan bilgilere ulaşabiliyordu.NSA’nın bu bilgileri kullanmasındaki asıl amaç,ulusal güvenliği sağlamaktı.Ancak insanlar NSA’nın bu girişimini öğrendikleri zaman çok kızdılar ve e-maillerini korumak için şifrelemeyi geliştirdiler.İlk dönemlerde NSA bilgisayarları az haneli şifreleri deneme-yanılma yoluyla yani kaba-kuvvet saldırısı diye tabi...

 

Melekler Ve Şeytanlar (2000)

http://img148.imageshack.us/img148/1879/46134708.jpg

 

KİTABIN ÖZETİ: Simge bilimci Robert Langdon bir sabah evinde uyurken telefonu çarlar. Telefonu açan kişi Langdon ’a önemli bir faks gönderir. Faksta eski bir kardeşliğin sembolü ile damgalanmış bir ceset vardır. Telefondaki adam bu sembolün anlamını öğrenmek için Langdon ‘u İsviçre deki CERN-Avrupa Nükleer Araştırma Merkezine getirir.

Langdon CERN ‘e gidince oranın başkanı olan Maximilian Kohler ile CERN de çalışan fizikçi Leonardo Vetra‘nın cesedine göz atar. Vetra eski bir kardeşlik olan Illuminati‘nın sembolü ile damgalanmıştır. Kohler Illuminati yi araştırmaktadır. Langdon’ a göre bu kardeşlik yıllar önce yok olmuştur ve bir daha ortaya çıkması söz konusu değildir. Bu sırada Vetra nın üvey kızı Vittoria CERN ’e gelir. Babasının öldüğünü öğrenmiştir. Kohler cinayetin baba ve kızın üzerinde çalıştığı bir deneyle ilgili olduğundan kuşkulanmaktadır. Vittoria ya deneyi sorar. Vittoria da deneyin son derece patlayıcı olan karşımadde (karşımadde kararsız bir maddedir ve havayla bile temas edemez. Özel bir kutunun içindedir ve o kutu sayesinde 24 saat boyunca patlamaz) ile ilgili olduğunu söyler ve onlara karşımaddenin olduğu yere götürür. Ancak karşımadde çalınmıştır.

Bunun üzerine Kohler e karşımadde ile ilgili bir telefon gelir. Kohler de maddeyi bulmaları amacıyla Langdon ve Vetra yi Roma ya gönderir. Langdon ve Vetra Roma ya varınca farklı bir manzara ile karşılaşırlar. Vatikan’da papa seçimleri vardır ve dört kardinal Illuminati tarafından kaçırılmıştır. Illuminati kardinallerin hepsini öldürdükten sonra karşımadde ile bütün Vatikan‘ı patlatacağını söylemektedir. Bunun üzerine Langdon ve Vetra ölen papanın yardımcısı Camerlengo ile bu işten kurtulma planları yapmaktadır. Langdon ve Vetra karşımaddeden önce birer saat aralıklarla ölecek olan dört kardinalin yerini tespit etmeye çalışırlar. Fakat Leonardo Vetra ‘nın katili olan Haşhaşin dört kardinali de sırala öldürür ve üçüncü kardinali öldürdükten hemen sonra Vittoria‘yı kaçırır ardından Langdon ‘u yaralar. Robert, Vittoria‘yı bulmak zorundadır. Aradan bir saat geçtikten sonra Robert Haşhaşin ‘i dördüncü kardinali öldürdüğü esnada yakalar ama kardinali öldürmesini engelliyemez. Haşhaşin Robert ‘ten kurtulur ve Vittoria‘yı sakladığı yere, Vittoria ile beraber olmak için gider. Robert üstün zekâsı sayesinde Haşhaşinin yerini tespit eder ve Vittoria‘yı kurtarmak için oraya yani Illuminati ‘nın aydınlanma kilisesine gider. Robert oraya varınca Haşhaşini öldürür. Haşhaşin ölmeden önce Robert ve Vittoria ‘ya Illuminati liderini Janus ‘un patlamadan önce din adına önemli bir konuşma yaparak dikkatleri üzerine çeken Camerlengo ’yu öldüreceğini söyler. Bunun üzerine Vatikan ‘a dönmek üzere yola çıkarlar. Ancak onlardan önce oraya giden CERN başkanı Maximilian Kohler ‘i görürler.Daha sonra olaylar aydınlanmaya başlar.İllümünatinin asıl önderi papanın hazine vekili camerlengo dur.Daha sonra karşımadde imha edilir ve camerlengonun yaptıkları ortaya çıkar.Ve mutlu son Türk filmleri misali Vittoria Vetra ile Robert Longdon sevişirken kitap biter!!

İhanet Noktası (2001)

http://img269.imageshack.us/img269/8003/46899744.jpg

 

KİTABIN ÖZETİ: NASA uydusu, Kuzey Kutbu’nda buzların derinliklerine gömülü az bulunur bir nesnenin varlığını belirleyince herkes şaşkına döner. Uzun süredir yeni arayışlar içinde bocalayan Uzay Dairesi bu buluşu bir zafer olarak niteler. Bu durum, ABD uzay politikası ve eli kulağındaki başkanlık seçimlerini derinden etkileyecek bir zaferdir aynı zamanda.

Oval Ofis’in yeni sahibinin kim olacağı belli değildir, ama Başkan, Beyaz Saray Gizli Servis Analizcisi Rachel Sexton’ı, bu yeni buluşun gerçekliğini kanıtlaması için Milne buzuluna gönderir. Karizmatik bilim adamı Michael Tollan ve uzmanlardan oluşan bir ekip eşliğinde Rachel akla hayale gelmeyen ve tüm dünyayı korkunç ihtilaflara sürükleyecek bilimsel bir sahtekarlığı ortaya çıkarır.

 

Rachel, Başkan’la iletişim kurmadan önce, Michael ile birlikte ölümcül görev gücünün saldırısına uğrar. Gerçeği gizlemek uğruna hiçbir engel tanımayan esrarengiz bir güç kırıcı ve suikastçılardan oluşan özel ekip onları ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.

Ekibin, ölümcül olduğu kadar ıssız bir ortamda canlarını kurtarmaya çabalarken, hayatta kalabilmek için tek bir umutları vardır: Bu korkunç tuzağın perde arkasında kimin olduğunu bulmak. Gerçeği öğrendiklerinde ise akıllara durgunluk veren bir ihanet ile karşılaşacaklardır.

 

Ünlü yazar Dan Brown, İhanet Noktası ile okuyucularını çok gizli ulusal keşif dairesinden kuzey kutbunun devasa katmanlarına ve oradan da tekrar Beyaz Saray Batı Kanadı’nın buram buram güç kokan koridorlarına taşıyor.

Bilim, tarih ve politikayı harmanladığı ünlü romanı Melekler ve Şeytanlar’dan sonra, Brown hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlatan her köşenin ardından şaşırtıcı sürprizlerle dolu müthiş bir gerilim romanı ile bir kez daha okurlarıyla buluşuyor. İhanet Noktası, ustaca yazılmış bir gerilim romanı.

 

Da Vinvi Şifresi (2003)

http://img87.imageshack.us/img87/9669/71216581.jpg

 

Yazarı: Dan Brown

Yayınevi: Altın Kitaplar

Roman / Amerikan Edebiyatı

 

Paris Louvre Müzesi müdürü Jacques Sauniere, ünlü simgebilim profesörü Robert Langdon ile buluşacağı gece, müzede bir cinayete kurban gider. Otel odasında istirahat etmekte olan Langdon resepsiyondan gelen telefonla uyanır. Telefondaki görevli, polis teşkilatından Teğmen Collet’in kendisiyle görüşmek istediğini söyler. Teğmen Collet, müze müdürü Sauniere’nin cesedinin fotoğraflarını Langdon’a gösterir ve müzeye gelmesini ister.

Langdon’u müzede Yüzbaşı Fache karşılar ve cesedin bulunduğu yere götürür. Langdon, Müdür Sauniere’nin yerde kolları ve bacakları açık, çırılçıplak cesedini görür. Cesedin hemen yanında ise Sauniere’nin ölmeden hemen önce yazdığı bir mesaj vardır. Anlaşılan Sauniere birilerine bazı mesajlar vermek istiyordu. Langdon mesajı çözmeye çalışırken müzeye kriptoloji ajanı Sophie Neveu gelir. Yüzbaşı Fache bir numaralı cinayet zanlısı olarak Profesör Langdon’u görmektedir. Sophie Langdon’a, Paris ABD Büyükelçisi ile temas kurması gerektiğini ve kendisine bir mesaj olduğunu söyler. Araması için kendi telefonunu Langdon’a uzatır. Longdon Amerikan Büyükelçiliğini aradığında karşısına telesekreter mesajı çıkar, mesajdaki ses ise Sophie’nin sesidir. Sophie mesajında profesöre tehlikede olduğunu, Fache’nin cinayet zanlısı olarak Langdon’u gördüğünü söylemektedir. Telefonu kapatan Langdon tuvalete gitti. Bu arada Fache ve Sophie tartışıyorlardı ve Fache Neveu’nun olay yerini terk etmesini istiyordu. Sophie olay yerinden uzaklaştı ama müzeyi terk etmedi. Profesöre yardım etmesi gerekiyordu, gizlice tuvalete gitti. Profesöre cebinden çıkardığı cesede ait bir fotoğrafı gösterdi. Sauniere’nin yazdığı mesajın sonunda “P.S. Robert Langdon’u bul” yazıyordu. Yüzbaşı Fache bu cümleyi sildirmişti. Langdon, neden cinayet zanlısı olarak görüldüğünü şimdi anlamıştı. Eğer geri dönerse Fache tarafından tutuklanacaktı. Sophie, tek çarenin tuvaletteki küçük pencereden Amerikan Büyükelçiliğine kaçmak olduğunu söyledi. Profesör ise kaçarsa cinayeti kabulleneceğini düşünüyordu. Profesörün cebine yerleştirilen ve sinyal gönderen küçük bir aleti bir sabunun içine yerleştirdikten sonra camı kırarak kırmızı ışıkta bekleyen kamyonun üzerine fırlattılar.

 

Yüzbaşı Fache ise Langdon’un kaçtığını zannederek adamları ile birlikte sinyali takibe başlar. Bu sırada Ajan Neveu ve Profesör Langdon olay yerine dönerler. Sophie yerde yatan Sauniere’nin büyükbabası olduğunu söyler. Sophie ve Sauniere uzun süredir görüşmemektedirler. Mesajdaki “P.S.” ise Sauniere’nin torununa taktığı lakap olan Prenses Sophie kelimelerinin baş harfleridir. Sauniere arkasında bıraktığı sırların Profesör Langdon tarafından çözülebileceğini düşünerek torununa bu mesajı bırakmıştır.

 

Langdon ve Sophie, Sauniere’nin bıraktığı mesajın bir anagram yani şifre olduğunu keşfederler. Mesajda “Leonardo Da Vinci, Mona Lisa!” yazmaktadır. Müzedeki Mona Lisa tablosunun arkasında haçı andıran ve ortasında P.S. yazan bir anahtar bulurlar. Bu anahtarın Sauniere’in Zürih Emanet Bankası’ndaki kasasının anahtarı olduğunu anlarlar ve hemen bankaya doğru yola çıkarlar. Bu arada polis onların peşindedir, ABD Büyükelçiliği’ne giden yol kesilmiştir.

 

Zürih Emanet Bankası Müdürü Andre Vernet ile görüşen Langdon ve Sophie kasayı açarlar ve içinden çıkan kutuyu alırlar. Bu sırada Yüzbaşı Fache ve adamları bankaya gelmişlerdir. Sophie ve Langdon, Müdür Vernet ile birlikte bankanın arabalarından birine binerler ve Vernet sayesinde polisleri atlatırlar. Fakat Vernet, Langdon ve Sophie’yi güvenli bir bölgeye getirdikten sonra silahını onlara doğrultur ve kutuyu ister. Langdon ve Sophie, Vernet’i atlatmayı başarır. Kutunun içinden şifreli bir kripteks çıkar. Şifreyi çözebilmek için Langdon’un arkadaşı Sir Leigh Teabing’e giderler.

 

Teobing hayatını Kutsal Kadehi bulmaya adamış, İngiliz Kraliyet ailesi tarafından kendisine Sir ünvanı verilmiş usta bir tarihçidir. Teabing, Langdon ve Sophie’ye kripteksin İsa Mesih’in “Kutsal Kase”sine ulaşmak için gerekli olan “Kilit Taşı”nın yerini gösteren bir şifre olduğunu belirtir ve Kutsal Kase ile Da Vinci arasındaki bağlantıyı anlatır: 1099 yılında kurulan Sion Tarikatı kardeşlik bağları çok güçlü olan bir tarikattır. Tarikatı yönetenler arasında Leonardo Da Vinci, Isaac Newton, Victor Hugo gibi önemli isimler vardı. Tarikata üye olmak ve güven kazanmak çok zordu. Sion Tarikatında, Hıristiyanlığın aksine kadın çok değerliydi. Tüm bilinenlerin aksine Hz.İsa evliydi ve çocukları vardı. Hz.İsa çarmıha gerilirken, karısı Magdalalı Meryem hamileydi ve İsa’nın soyunu devam ettirmek için Fransa’ya kaçmıştı. Sion Tarikatı üyeleri kendilerini bu gerçekleri korumaya adamışlardı. Tarikatın simgeleri olan Gül ve Kutsal Kâse Magdalalı Meryem’i temsil etmektedir. Kilise yani Vatikan ise yüzyıllarca bu gerçeği saklamıştır ve belgelere ulaşmak için bir çok tarikat üyesini öldürmüştür. Sauniere ise bu tarikatın son büyük ustasıydı ve bu sırrı saklaması için torunu Sophie’yi seçmişti.

 

Kutsal Kase’nin peşinde olanlar sadece Langdon, Sophie ve Teabing değildi. Karanlık bir tarikat olan Opus Der tarikatının başındaki Piskopos Manuel Aringorasa da gizli belgeleri ele geçirmek niyetindeydi. Belgeleri Vatikan’a vererek kiliseden bazı imtiyazlar ve yüklü miktarda para kazanmayı düşünüyordu. Kutsal Kâse’yi bulmak için Silas adındaki tarikat üyesi görevlendirilmişti. Silas ise talimatları “Öğretmen” lakaplı bir adamdan alıyordu. Müdür Sauniere’yi de Silas öldürmüştü ve şimdi de Langdon, Sophie ve Teabing’in peşine düşmüştü.

 

Langdon, Sophie ve Teabing çözdükleri şifrelerden yola çıkarak Kutsal Kasenin İngiltere’deki bir mezarda olduğunu tahmin ederler ve birlikte İngiltere’ye giderler. Fakat Sauniere’nin katili Silas onları bulur ve Sir Teabing ile birlikte kripteksi kaçırır. Langdon şifrelerden yola çıkarak mezarın Isaac Newton’a ait mezar olduğunu tespit eder ve kripteksi çalan kişinin de mezara geleceğini düşünür. Fakat mezara geldiklerinde onları büyük bir sürpriz beklemektedir. Karşılarında Sir Teabing durmaktadır. Öğretmen lakaplı kişinin aslında Teabing olduğunu öğrenirler. Langdon, Teabing’i etkisiz hale getirir ve kendilerini Londra’ya kadar takip eden Yüzbaşı Fache’ye teslim eder. Böylece Langdon ve Sophie de aklanmış olur.

 

Langdon ve Sophie, son şifreyi de çözerler ve Rosslyn Şapeli’ne giderler. Rosslyn’de Kutsal Kadehi ararlarken yanlarına genç bir adam gelir ve onları Rosslyn Vakfının başkanı ve büyükannesi olan Maria’nın yanına götürür. Maria Sophie’nin büyükanesidir ve Sophie’yi hemen tanır. Sophie büyükbabasının küçükken kendisini buraya birkaç kez getirdiğini hatırlar. Maria tüm gerçekleri Langdon ve Sophie’ye anlatır. Ailenin Hz. İsa’nin soyundan geldiğini, güvenlik amacıyla soyadlarını değiştirdiklerini söyler. Sophie’nin anne ve babası esrarengiz bir trafik kazasında ölmüşler ya da öldürülmüşlerdir. Sauniere de eşini, Sophie’yi ve kardeşini buraya yerleştirir.

 

Sophie, büyükannesi ve kardeşini bulmuştur. Ama Profesör Langdon ise hala Kutsal Kadehin yerini aramaktadır. Langdon şifreleri takip eder ve Kutsal Kasenin Louvre Müzesinde olduğunu anlar. Ama bu gerçek onunla saklı kalacaktır.

 

Kayıp Simge (2009)

 

Hayran kaldığım yazarlardan, romanlarını beğeni ile devamlı okurum, (Tavsiye edebileceğim yazarlardan ilk sırada):thumbsup:

 

KaynaK ve İnternetten Derleme

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

okuduğum ihanet noktası ile melekler ve şeytanlardı. her kitabıyla farklılık yaratmış bir isim hele ki kurgularında düşünemediğin belki de düşünemeyeceğin ilginçlikler buluyorsun. filmden önce mutlaka kitabı okunması gerek :thumbsup:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

4 kitabını da zevkle okudum.. oldukça sürükleyici ve kurgu ve filmden önce kitabın okunması konusunda philadelphia katılıyorum.. bol aksiyonllu sahnelerde (kitapta geçen..) filmde yer verilmediğini rahat görebilirsiniz.. neyse film konusunu kapatayım..

kısacası harika bir yazar..

 

paylaşımın için çok teşekkürler..:thumbsup:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

''Da Vinci Şifresi'', ''Kayıp Sembol'', ''Melekler ve Şeytanlar'' ile ''İhanet Noktası'' kitapların yazarı Dan Brown, son kitabı için İtalya'nın Floransa kentinde yaptığı çalışmalarda Dante'nin eserlerinden etkilendiğini belirtti.

Brown'ın, ''Melekler ve Şeytanlar'' kitabında okuyucularıyla tanıştırdığı ve Harvard Üniversitesi'nde simge bilim profesörü olan Robert Langdon'ın karakterini bu romanında da kullanacağı bildirildi.

Kitabın Mayıs ayının ortasında okuyucularla buluşacağı bildirildi. Brown'ın 2004 yılında büyük başarı kazanan ''Da Vinci Şifresi'' kitabı 40 dilde yayınlanmıştı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

son kitabi Inferno yu gectigimiz hafta okudum. Yine ilginc bir konu, yine cok guzel ama ilk defa birazcik sikildim sanki okurken. Cok cok fazla Italya tarihi ve Italyanca isimlerle doluydu, bir de diger tum kitaplarinda surekli bir heyecan vardi, cok cesitli karakterlerle doluydu, kim suclu cikicak sonunda tahmin etmek zordu. Inferno o acidan yavan kalmis. Tabi yine en iyilerden biri bence.

Turkiye ile ilgili kisimlarini da ulkenin Muslumanligini ya da icinde bulundugu siyasi vs kosullari hic dile getirmeden son derece guzel ve tarafsiz anlatmis, cok takdir ettim.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...