Jump to content

Vampirler ( Guiley Araştırması )


coplukcu

Önerilen Mesajlar

İlk olarak doğruyu söylemek gerekirse siteyi aramadım :rolleyes: Ama genede paylaşmak isterim... İşte gerçek vampirlerle görüştüğünü söyleyen ve onların hakkında bilgi veren Guileyin araştırmasının bir parçası :

 

VVampirler ve VampirizimV

Rosemary Ellen Guiley dunyanin belkide tek vampir arastirmacisi; neredeyse dünyanin yarisini dolasarak, bin sayfalik bir dosya olusturdu. Çesitli ülkelerdeki yüzden fazla vampir dernegi ile görüstü, sayisiz insanla görüstü. Elde ettigi sonuclar öylesine ilginçti ki, ögrenim kurumlari tarafndan kullanlmak üzere ciddi ödemeler yapilarak

satin alindi.

Neyse sozu fazla uzatmadan yazinin onsozunu okuyalim;

Vampir gerçegine hos geldiniz, öyle bir gerçek ki orada vampirler var ve yasyorlar; bu bir düsünce alan ve alternatif bir realite; öyle bir realite ki günlük yasamin içine tamamen nüfuz etmis durumda; zamaniniz rutin islerle ugrasarak geçiriyorsunuz yani yemek, içmek ve rahatlamak gibi ve komsu dairenizde, yândaki apartmanda ya da evde veya yakin bir kasabada veya kentte çok farkli bir yasam sürdüren biri olabilir; bu yasam gizli bir yasamdir çünkü bir Vampir Realitesidir. Kimler bu realitenin içindeler? Öncelikle onlar vampir olarak yasiyorlar; tamamen gerçekler; sizin gibi etten ve kemikten olusmuslar ama ölümsüzler, bazilari ölümden geri dönmüs; ruhlar vampir; bazlari fantastik, bazlari ise vampirimsi; aralarinda gruplasiyorlar; kurbanlar var; vampir avcilari ve aratirmacilar var. Vampir realitesi bir kaleydoskop gibidir; çok yüzlüdür, temelde sabit kalmak sartiyla rengini, seklini sürekli degistirir. Bakan kisi devamli degisen desenler görür; bu belki siradan bir yasam için de geçerli olabilir, biz her ne kadar kolektif ve tanimlanan bir evrende yaysiyorsak da, her birimiz kalbimizin derinliklerinde bir tutam gerçek ve inanç tarz, bu bizim kisisel evrenimizdir, görünümlerin bireylere göre çesitlenen perspektifleridir. Her birey sonuçta gördügü gerçege göre yasar. Vampir Realitesine girerken öncelikle onlarin essiz perspektifini görürüz; iste bu, onlarin öz gerçegidir. Vampir Realitesi bir baskasinin Vampir Realitesinden farklidir; burada dogru veya yanlis yoktur sadece farklilik vardir. Bazilari tüm zamanlarini Vampir Realitesi'ni yasayarak geçirirler, bazlari rüyalarinda, fantezilerinde, o alanda gezinirler ve bilinmeyenle beklenmedik bir anda bulusurlar. Vampir Realitesi'ni ziyaret etmek olasidir. simdi oraya gidiyoruz ve onlarin yasamlarindan kesitler görecegiz. Vampirler, vampir kurbanlari, avcilar, aratirmacilar ve hayalciler iste oradalar...

Vampirler Standart Degildir!

Webster Sözlügü'nü açtiginizda Vampir sözcügünün karsisinda su yazar; Ölü bir insanin canlanmasina veya geceleri mezardan çikmasina inanmak; vampirler uyuyan insanlarin kanlarini emerler.

Guiley, sondaki uyuyan insanlarin kanlarinin emilmesi bölümünün saçma oldugunu söylüyor ve ekliyor; Aslinda tümü saçma, herkes vampir tanimini aynen yapamaz, genelde filmlerden ve kitaplardan etkilenilir. Ortada hep ölümsüz, fiziksel ve seksüel yönden çok güçlü, yapmacik, geceleri yasayan ve dogaüstü güçlere sahip bir yaratigin oldugu sanilir. Bu saçma inançlara göre bir vampir, kötülük doludur çünkü yasayan insanlarin kanlarini emerek yasamani sürdürür, oysa bu dogaüstülük ve ölümsüzlük için ise yaramaz. Sonuç olarak bütün bunlar vampir folklorundan kaynaklanirlar ve gerçekten uzaktirlar.

Gerçekten de vampir inanci Slav folklorundan dogmustur; mezardan çikan ölüler, kötü ruhlar, seytani yaratiklar, kan içen dogaüstü güce sahip insanlar, kurt adamlar veya cadilar veya hayvani sekillere dönüsmeler; daha ne ararsaniz arayin; tümünü Slav folklorunda bulabilirsiniz. Ama Guiley, böyle standart özelliklere sahip iddia edilen biçimde bir vampirin olmadigini söylüyor. Aksine vampirler dogal ortama kendilerini uydurmaya muktedirdirler ve gelisimleri sürekli aldatici görünüler halindedir; amaç kolektif insan bilincini yaniltmaktir. Bu tanim, aslinda Vampir Realitesi'nin arzuladigi tanimlamanin dogrultusundadir ve bilinçlidir.

Vampirimsi Vampirler!

Guiley, yillarca süren aratirmasi sirasinda, ne Bram Stoker'in Dracula'sina, ne de Anne Rice'in Lestat'ina veya Armand'ina rastlamadigini belirtiyor. Bunlar gerçekten birer kurgu/fantezi, bu tür tiplemeler aslinda arzulanan istenen vampir tiplemeleri yani toplumun bilinçalti atamalari; güncel sinemada bu daha belirgindir; artik vampirler Klaus Kinski, Christopher Lee veya Bela Lugosi gibi çirkin deil, Gary Oldman, Antonio Banderas veya Tom Cruise gibi yakisikli ve seksidirler, seyirci onlarin kazanmasini açik açik ister ve taraflarini tutar. Guiley'in ideal vampirin elbette dogaüstü olacagini ama bunun alternatif realite geregi anlamina geldigini söylüyor; asil gizem eger dikkat edilirse buradadir ve vampirin dogaüstülügü buradadir yani alternatif olmasinda... Gerçek vampirler her seyden evvel, genelde kan fetisisti degiller. Bireysel olarak bazlari insan veya hayvan kanini siddetle arzu ediyorlar. Bu arzu kan tadini sevmek veya biraz seksüel ya da majikal bir ritüel sonucunda olusabilir, bazlari saglik, uzun ömür ve majikal güç saglamak gibi nedenleri ortaya koyuyorlar. Birçok kan içici, basit ve saf insanlar, vampir inançlariyla ya da dogaüstü güçlerle hiç ilgilenmiyorlar. En iyisi, onlari "vampir gibi" diye tanimlamak çünkü gerçekten geleneksel veya kurgusal vampir gibiler; kan tüketiyorlar. Bazi kan içme olaylarinin içeriginde kurbanlarinin kanini içme faktörü kiskançliktan veya kinden kaynaklanyor. Bunlar gerçek vampir degiller, sadece vahsi bir biçimde öldürüyorlar. Anemi hastaligina tutulmus olanlari hariç tutabiliriz; kan hastalklarinin kan içme tutkusuna neden oldugu görülmüstür ama biz bu olaylari vampirlik saymiyoruz.

Guiley'in kadin ve erkek vampirleri vampir olduklarini açikça söylüyorlar ve uzun zamandir bütünüyle insan olmadiklari inancindalar. Çogu, bir baska vampir nedeniyle vampir olduklarini anlatiyor; vampirlesmenin temel nedeni yapilan ayinlerdeki kan degisiminden kaynaklaniyor; yani kan kardesi olmak gibi... Hiçbirisi yüzlerce yasinda oldugunu iddia etmiyor ama çogu yaslanmanin yavasladigini belirtiyorlar ve bunun nedeni kan içmek deil; neden olarak Kolektif Olusum Alani'ni yani bilinci kosullandirmayi gösteriyorlar. Yine hiçbirisi, havada yarasaya dönüserek uçtugunu iddia etmiyor; sahip olduklari tek dogaüstü gücün, Vampirizm inancinin olusturdugu yogun duyarlilik ve. bazen de önceden algilama oldugunu söylüyorlar. Bazi açiklamalarda, vampir fobileri yok deil, örnegin sarmisaktan korkanlar, suyun içinden geçemeyenler hatta aynadan ödü patlayanlar bile var ama bunlarin nedeni klasik vampir folklorundan psikolojik olarak etkilenmekten geliyor. Guiley bir örnek veriyor:

Tanidigim vampirler kesin ve dürüst inançlilar; bilinç düzeyinde veya altnda vampir olduklarindan eminler. Onlar geceye aitler, gizemi seviyorlar; günisigina karsi duyarlilar ve en önemlisi bireysel yasam seviyorlar, buna karsin siradan insanlarla yasam paylasmaktan hoslanmiyorlar. Ancak, kendilerine benzeyenlerle zaman zaman kan içmek için bir arada olsuyorlar, yasamlarindaki degisimin kontrol disi oldugu inancindalar. Vampire dönüsmenin onlari insanlardan ve hatta kötülüklerden korudugu düüncesindeler. Vampir Realitesi'nde yasayanlarin bazlari ruhsal çalismalarla mesguller, bu gruba Ruhsal Vampirler diyebiliriz, susuzluklarini kanla degil baskalarinin yasam enerjisini bosaltmakla veya emmekle gideriyorlar, Ruhsal Vampirler daha disa dönükler çünkü çevrelerinde insanlara ihtiyaçlari var, kurbanlarini bu yoldan bulabiliyorlar. Onlari tanimak daha kolay, gece tipi olmalari ve musallat olduklari insanlarin birkaç saat içinde tüm enerjilerini yitirmeleri dikkat edilmesi gereken olaylar.

Jung ve Vampirlerin Kaynagi!

Psikiyatrinin babasi Carl Gustav Jung, Kolektif Bilinç Alani kuramini gelistirirken tüm insanligin ortak bir ruh alaninda veya frekansinda bir bütün oldugunu veya iletisimde oldugunu savunuyordu, bu alanda kolektif anlar ve bastirilmis materyal bulunuyordu. Kolektif Bilinçalti zamanin baslangicindan beri, insanlik tarafindan paylasilmakta, bu depoda ilkel anlar ve örnek tavirlar yani Aretipler bulunuyor, iste bu örnekler, bizleri çesitli biçimlerde etkiliyorlar; imajinatif olarak rüyalarida, dini inançlarda, mitlerde, sanatta ve folklorda belirginlesiyorlar. Jung'a göre, seytan kötülügün aretipi olarak tanimlaniyor, Toprak Ana inanci, dogumun, ölümün ve yeniden dogumun aretipi ve vampirler, onlar da kolektif bilinç altinda varlar. Bu yaklasim bilimseldir ama hiç kimse tüm bilinmeyenin bireysel veya kollektif bilinçaltindan kaynaklandigini kesin iddia edemez. Zit bir teze göre ise, kayda deger olaylar vardir çünkü dissal ve alternatif olaylar olusmaktadirlar.

Vampirizm de bu çerçevenin içinde yer alir. Gerçek ise, herhalde iki kuramin arasinda bir yerdedir... ikisi de diyoruz çünkü kolektif bilinçalti kurami günümüzde reddedilemeyecek bir gelisme içindedir, filmler, kitaplar, reklamcilik ve pop/kültür kitalararasi boyutta büyük bir güç olusturmaktadir. Guiley'in Vampir tiplemeleri içinde görülür ki, ayni ilgi alani iki vampirin bulusmalarini saglamaktadir ama bu ilgi bulusmasi bilinç düzeyinde nadir olur, bulusma daha çok bilinçaltinda gerçeklesir.

Iste Gercek Bir Vampir Canli Yayinda!

Guiley, güncel vampirleri tanimlarken, dogaüstü yanlari bir yana hemen tümünün entelektüel, gösterisli, ukala ve çok kotu olduklarini söylüyor; siyah rengi tercih ediyorlar ve bazlari gecelerini klasik müzik türünden konserlere giderek geçiriyorlar, sosyo/politik olarak bir irka, bir inanca, bir partiye, bir millete ve hatta dünyaya bagimli olmaktan hiç hoslanmiyorlar, kendilerini bunlarin disinda görüyorlar. Bir sey daha var; ne olursa olsun ölümden sonra dirileceklerinden eminler. Guiley'in aratirmasinin bir örnek ailntiyla bitirmek gerekiyor: Örnek vampir ABD'nin dogu kiyisinda yasiyor ve 30 yaslarinda, takma adi Kevin: ''Benim öyküm 8 yasimda basladi, daha sonraki dönemde lise arkadaslarimin arasinda dogaüstü konularla ilgilenenler vardi. Bir tanesi Mike'ti ve vampir oldugunu söylüyordu, yüzü daima makyajli gibiydi. Lisa adli bir kiz arkadasi vardi ve Lisa benimle de seksüel ilsikiye girmisti ama Mike buna aldirmiyordu. Lisa onunla sevistiginde çevrelerinde isiklarin olustugunu söylüyordu ama benimleyken böyle olmuyordu. Sonra Mike bana yaklasmaya basladi, cinsel degildi ama onun gücüne hayret ediyordum; çok kuvvetliydi ve beni tek eliyle dakikalarca havada tutabiliyordu. Ama onunla her beraberlikten sonra, kendimi çok güçsüz hissediyordum ve bir sabah uyandigimda Mike'i basucumda buldum. Garip bir sekilde gülümseyerek bana dün gece kanla beslenmeye gittigini anlatti, kiskanmistim, ben de bunu yapmak istedim. Birden gözleri degisti, parlak yesile dönüsüyordu; bunu hiç unutamiyorum, 'gözlerin' diye bagirdim ve o gülmeye basladi, sonra beni isrmasina izin verdim. O günden sonra beni yönlendirmeye basladi. Lisa'da aramizdaydi, üçümüz bir arada yasamaya basladik, geceleri bulusuyor, bazen birbirimizin kanini emiyor, bazen de hastanelerden çaldigimiz insan kanlarini ve küçük hayvanlarin kanlarini içiyorduk. Onlar yokken, kimseyi istemiyordum, gün sgndan nefret ediyordum, dairem daima los ve sessizdi. Bir gün, evden çikitm ve yürümeye basladim, tam üç gün hiç durmadan yürüdüm. Bir daha da ne Mike'i, ne de Lisa'yi gördüm. Simdi burada yasiyorum. Bazen kendimi yitiririm, kimse duygularimi anlayamaz, dis dünya beni hiç ilgilendirmiyor; bana kalan mirasla bu evi aldim, baska bir konuda parayla hiç isim yok. Sadece kanla beslenmek bana yetiyor. Nasil mi? Bu bir sir. Yalnizlik bir sorun ama kan sayesinde bunu giderebiliyorum. Bu uzun yillardir böyle sürüyor çünkü Mike'i idealize ediyorum ama benim kisiligim ondan daha zayif, bazen onun gibi baskalarinin dikkatini çekmek istiyorum ama tam o anda buna niye kalktisgimi anlayamiyor ve vazgeçiyorum. Evet, aslinda ben Mike'a benzemiyorum, eminim o bir vampirdi ama farkli deneyimleri vardi ve o daha basarliydi. Simdi amacim diger vampirleri bulmak, bu uzun zaman alacak biliyorum ama vaktim çok. Korktugum tek sey var; AIDS; bizim için en tehlikeli sey, bu nedenle kan saglarken çok dikkatliyim. Tek bir dostum var, benim gibi ama ona bir sey açiklayamam, biraz konusmaya çalistim ama anlamiyor ve sanirim asla neler oldugunu bilemeyecek...

Ve Artik Count Dracula Geliyor!

Yolunuz Romanya'ya düserse ve tabiki vampirlere merakliysaniz eger, Wallachia bölgesinde yani ünlü Transilvanya'da, Arges Irmagi'nin kaynagina dogru gidin ve sorun; size tarif edilen yerde bir sato yikintisi bulacaksiniz; iste orasi Count Dracula'nin ya da asil adiyla Vlad Tepes'in satosudur. 1456'da Vlad, buraya hakimdi, satonun stratejik uygunlugu çok isine yariyordu, sarp kayalarinin tepesinde ulasilamaz bir yerdeydi. Vlad'in amaci ''Boyarlar''i kölelikten kurtarmakti. O dönemde, Wallachia'da iki sinif vardi; köleler ve Boyarlar yani aristokrat sinif. Osmanlilarin baskisi ve etkisi nefes aldirmiyordu; Osmanli tahtinda Fatih Sultan Mehmet vardi ve ''Bizans''i yok eden genç Sultan'in gözü Balkanlardaydi. Boyarlarin silahlanmasina ve ordu kurmalarina izin vermiyordu.

Vlad Tepes, bazi Boyarlar'in Türklerle iyi geçinmelerine kiziyor, gizli gizli örgütleniyordu. 1457 yilinda Vlad Tepes bir darbe hazriladi, bir gece yarisi Osmanli taraflisi Boyarlarin satolarnini tek tek basarak tümünü aileleriyle beraber esir aldi ve vahset o gece basladi. Esirlerini aylar boyunca dolastirarak birer birer öldürdü, inanilmaz iskenceler yapiyordu, kadin çocuk dinlemiyor; anadan dogma soyuyor, uçurumlardan atiyor, derilerini yüzüyor, açliktan öldürüyor, buzlu sularda bogduruyordu. Sonunda haberler Fatih'e ulasti ardindan Osmanli birlikleri bölgeye girdiler.

Vlad Tepes, önce birkaç çatismayi kazandi ve esir ettigi Türkleri feci sekilde öldürttü; çogunun kavuklarini baslarina çiviletmis ve sonra da kaziga oturtmustu. Tam anlamiyla çildirmisti; ya kazanlari kaynatyor, insanlari içine canli canli atiyor, kesik baslardan kuleler yapip karsinda oturup sarap içiyordu, iste ''Kazkli Voyvoda'' unvanini o zaman kazandi çünkü esirlerini canli canli yaglanmis kaziklara oturtuyordu. Böyle bir ölüm günlerce sürüyordu..

Sonunda Osmanli ordusu, Tepes'i satosunda sikistridi ama satoyu almak çok zordu; bes kulesi vardi, konumlari ve sarp kayalari top atesini engelliyor, Türkler sürekli çapraz ate altinda kaliyorlardi.

Efsaneye göre, satoda uzaklara açilan gizli geçitler vardi, Osmanli askerleri canla basla savasirlarken, çevreden Tepes'in baska yerde oldugu haberlerini aliyorlar ve moralleri bozuluyordu ve sonunda Voyvoda'nin orada olmadigindan emin olarak geri çekildiler ama savas bitmemisti. Sürekli Türklerle savasan Vlad Tepes,1462'de kaça kaça geriledigi Poenari'de kusatildi, karsi kuleden irmaga atlayarak intihar etti. Ama Tepes yine kaçmayi basararak yeniden örgütlenmeye baslamisti ki, öldürüldü, söylentilere göre bir suikaste uramisti. Efsaneye göre, basi kesilerek, bedeni kayalardan asagi atildi, cesedi toplayan rahipler bir Snagov Manastiri'nin gizli bir mahzenine gömdüler. Ama 1931'de yaplan kazilarda bir sey bulunamadi. Türkler sonunda satoyu da ele geçirerek yakip, yiktilar, öç alinmisti. Kalintilar 1940'taki bir depremden sonra iyice kayboldu. 1960'a kadar satonun yeri bilinmiyordu; Raymond T. McNally ve Radu R.Florescu satoyu buldular. Sonra restore edildi ve Romanya icin önemli bir gelir kaynagi oldu.

Bu iki arastirmaci ayni zamanda da, efsanevi Count Dracula'nin tarihi tiplemesini de yaratmis oldular; Florescu buldugu bir belgede, Vlad Tepes'in kurbanlarinin kanini ictigini ve olumsuzluk pesinde oldugunun yazili oldugunu acikladi. Bram Stoker'in Dracula'si da ayni çizgide oldugu icin, artik Dracula efsanesi tamamlanarak saglam temellere oturtulmustu. Stoker'in Dracula'si 1897'de yazildi; ortada kesin kanitlar olmasa da, Stoker'in Vlad Tepes'le ilgili tarihi kaynaklari bir sekilde ele gecirdigi saniliyor. Tepes, Stoker'm Dracula'sinin prototipiydi. Dracula ''Seytanin Oglu'' veya ''Ejderhanin Oglu'' anlamindadir; Tepes'i daha prensken babasi ''Dracula'' adiyla çagiriyordu; vampir ve seytan tanimlari sonradan eslestirildi; Dracula'nin vampirlerle baglantisi ise Stoker'in kitabiyla basladi. Stoker, bir vampir romani yazmak istemisti. O donemde bu tur romanlar yazmak biraz da modaydi. Mekan olarak Transilvanya'yi tercih etti; kutuphanelerde yaptigi uzun çalismalarda Vlad'in ve Dracula Satosu'nun tarihini bulmus ve oradan yola cikmis olmali ama Transilvanya'ya hiç gitmemisti ve isin garibi bir sinema ve korku edebiyati mitosu yaratacagi aklina gelmemisti...

515 Yil Sonra Isirdi!

1977'de cok garip bir olay oluncaya kadar, Dracula bir korku filmi kahramani, Vlad Tepes ise, tarihin karanliklarinda kalan bir isimdi. Amerikali bir gezgin olan Vincent Hillyer, izin alarak bir gece Dracula'nin satosunda kaldi, o gece saldiriya ugrayarak boynundan isirilinca bir efsane daha dogdu. Guiley bizlere vampirlerin gercekten var olduklarini kanitliyor ama bunlar bildigimiz beyaz perde vampirlerine hic benzemiyorlar, aramizdalar ama bizim gibiler fakat farkli yasiyorlar. Dracula Efsanesi'nin temelinde Osmanlilarin bas dusmanlarindan olan Romanyali Voyvoda Vlad Tepes var. Anlasiliyor ki, Guiley'in insan vampirleri disinda olusan vampir efsanesi, ticari bir ana fikirden dogarak basarili olmus ama bu sonucu bilinmeyen olaylari göz ardi etmeye engel olmuyor. Guiley'in anlattiklari, gerçekten de düsündürücü. Bir an düsünüyoruz, yukaridaki tariflere uyan tanidiklarimizi, ya onlarin icinde bir vampir varsa..

(Kaynak: FENOMEN Dergisi Ekim 1996)

sirius tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Eğer enerji akışı doğru yönlendirilirse insan göz,ten ve saç rengini değiştire bilir ve enerjisi yüksek insanların insanların gözlerini yanıltacak şeyler oluşturabildiği biliniyor demek ki bu arkideş psişik enerjisi yüksek bir vampir :) aynen beni de ısırsınlar bu arada :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsanların vampirlere inanma hususundaki bu çabasını anlamıyorum. Keşke olsa da dünyamıza renk katılsa; ama maalesef günümüzde özellikle ergen gençlerin hasretini çektiği hollywood pazarlaması vampirler yok. Bir kere kimse emin değil ki vampir nedir, ne değildir? Kan içmesi dışında kimse bir mutabakata varamıyor bile.

 

Vampir gerçekse, winnie the pooh da gerçek.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu mitlerin pek çoğunda vampirler cinsel yönden çekici hatta karşı konulamazdır ve eğer dünya mitlerine biraz bakarsınız dünyanın her yerinde vampir, kurtadam mitleri vardır bu iş yanlız drakulayla edwardla jacobla bitmiyor ayrıca guiley yanlızca Romanya İngiltere ve ABD'de araştırma yaptı daha ne hikayeler var başka ülkelerde

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...