Jump to content

Annesinden ATATÜRK ’e Bir Mektup


chris

Önerilen Mesajlar

Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkü Atatürk Arşivindeki araştırmalarımızda annesinden Atatürk’e mühürlenerek gönderilmiş küçücük bir pusula bulduk. Oysa Atatürk, annesinden ayrı Şam’da, Trablusgarp’ta, Çanakkale’de ayrıca i6.cı Kolordu Komutanı olarak Doğu cephesinde, Yıldırım Orduları Grubu Komutanıyken Suriye’de askerlik görevini yaparken sürekli annesini kollamış, ihtiyaçlarını bulunduğu yerden karşılamıştı. Zübeyde Hanım’a gelince o da Balkan Harbinden sonra, Selanik’in Yunanlıların eline geçmesiyle İstanbul’a gelmiş, kızı Makbule (Atadan) ile birlikte Şişli’deki evde oturmuştu. Oğlunu çok seven, savaşlar sırasında gözüne uyku girmeyen, her an acı haber alacağı endişesiyle yüreği yanan bu “gözü yaşlı bağrı taşlı” asker annesi, Atatürk Anadoluya geçtikten sonra büsbütün huzursuz olmuştu. Bir keresinde Atatürk, yaverini tek başına İstanbul’a göndermişti. Anadolu’ya geçmeden önce zaman zaman yaveri ile birlikte İstanbula gelir, annesini ziyaret ederdi. Zübeyde Hanım bu kez yaveri yalnız başına görür görmez, oğlunun idam edildiği hükmüne vararak düşüp bayılmış, olaydan sonra sağ omuzuna kısmi bir felç gelmiş, uzun süre tedavi görmüştü.

 

Zübeyde Hanım için çileli günler yeniden başladı. Atatürk Anadoluda kurtuluş bayrağını açmış, cephelerde kanlı savaşlar veriyordu. İkinci İnönü Savaşının zaferle sonuçlandığı günlerde oğluna elden bir mektup gönderdi. Daha doğrusu bu bir mektup değil küçük bir pusulaydı. İmza yerinde, üzerinde (Zübeyde) yazılı zarif bir mühür baskısı vardı. Pusulada şunlar yazılıydı:

 

Annesinden Atatürk’e bir mektup

 

Sevgili Oğlum,

 

Bana şimdiye kadar pek iyi hizmetlerinden memnun olduğum bizim Şakir’in amcazadesi yukarda künyesi muharrer Şevket efendiye lâzım gelen muavenet hususunda icap edenlere emir ve himayenizin esirgenmemesini arzu ve bu suretle memnun kalacağım evladım.

 

Valideniz

(Mühür)

 

(Çankaya Köşkü-Atatürk Arşivi, D: 86-F: I/100)

 

 

Zübeyde Hanım’ın, mektubunda (bizim Şakir) dediği, herhalde Atatürk’ün Sofya’da Ataşemiliter iken tanıdığı ve ailecek dostluk kurduğu iş adamı Şakir (Zümre) olmalıydı. Şakir Zümre, ailesiyle birlikte Milli Mücadele’den önce İstanbul’a göçmüş ve ticaret hayatına atılmıştı.

 

Atatürk annesini, Büyük Taarruzdan ancak iki ay önce, 16 Haziran 1922 de gizlice İstanbul’dan Adapazarına kaçırtmış, oradan da Ankara’ya getirmişti. Ne var ki Zübeyde Hanım, Büyük Zafer’den sonra, doktorların tavsiyesi ile gönderildiği İzmir’de 15 Ocak 1923 günü vefat etmiştir.

 

Dr. Mehmet Önder

Kaynak: ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ

 

 

http://photos-g.ak.fbcdn.net/photos-ak-snc1/v4651/141/24/42566217739/n42566217739_1999702_7836167.jpg

 

Alıntıdır

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

oldukça resmi ama sıcak, demek ki samimiyetin göstergesi yavrum kuzum böcüğüm değilmiş:)dikkatimi çekti.hoş:) teşekkürler

bana göre asıl öyle sevenler yapmacık geliyor :rolleyes: o zamanın terbiyesi ve dili mükemmel diyebileceğimiz bi seviyede...imrenmiyor değilim ama öyle olabileceğimizi de sanmam(gelecek nesli bilemem tabii... :) )

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...