Jump to content

İzlediğimiz Filmleri Burada Değerlendirelim


MALCOLMX

Önerilen Mesajlar

[h=1]Extremely Loud And ıncredibly Close

 

2012 yapımı Jonathan Safran Foer’in romanından beyazperdeye aktarılan filmde; 11 Eylül saldırılarında babasını kaybeden 9 yaşındaki bir çocuğun öyküsü anlatılıyor. sümüklerimi çekeçeke izlediğim bi film :)[/h]

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Tarihe ve Edebiyata ilgi duyanlar için muhteşem bir Film Anonymous

http://www.imdb.com/title/tt1521197/

Konusu:

 

Kraliçe Elizabeth dönemi İngiltere'sinde geçen hikaye yüzlerce yıldır onlarca entellektüelin kafasını kurcalayan bir soruya odaklanıyor: İngiliz edebiyatının en büyük ismi William Shakespeare'in eserlerinin arkasında başka biri mi vardı? Onlarca edebiyat eseri başka birilerinin kaleminden çıkmış olabilir miydi? Konuya ömrünü adamış uzmanlar, yazılmış onlarca kitap ve üretilen teorilerden sonra şimdi Roland Emmerich, Anononim filmiyle İngiliz edebiyatına aynı soruyu soruyor. Dönemin skandal dolu siyasetine ayna tutarak, Kraliyet ailesinin küstah ve güç tutkunu hali Londra'da 'sahneleniyor'.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Johnny Depp'in büyük hayranı olduğumdan 6-7 kez izledim, süper bir filmdir Tourist.

 

http://www.imdb.com/title/tt1243957/

 

Hikaye, kırık kalbinin acısından kurtulmak için İtalya’ya giden Amerikalı bir turist, Frank (Depp)’in etrafında şekilleniyor. Olağanüstü bir kadın olan Elise (Jolie)’nin yoluna çıkmasıyla işler değişir. Ancak Elise’nin onunla karşılaşması aslında tesadüf değildir. Arka planda Venedik’in nefes kesen manzaraları eşliğinde Frank, bir ilişkinin ardından koşarken aslında etrafında tehlikeli entrikaların döndüğünü fark eder.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Son çıkan filmlerden ;

 

The Last Future. Kıyametten Sonra olarak çevirilmiş. Film tam bir vakit kaybı izlemeyin. Hiç hayal ettiğiniz gibi bir konu çıkmıyor karşınıza. Dünya son bulmuş kabilelere ayrılmış ama siz o kabilelerden birindeki mağara yaşantısını görüyorsunuz. Mutantlar saldırıyor ama mutantlar da yüzüklerin efendisindeki urukaylar gibi mubarek... tamam Sean Bean oynuyor da bu kadar da olmamalı. Tavsiyem hiç bulaşmayın.

 

Intruders. Davetsiz Müsafir olarak çevrilmiş. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum. Mükemmel bir gerilim filmi. Sonunda eeee yani dedirtiyor ama filmi kapatıp da yattıktan sonra gece su içmek ya da wc ye gitmek isterseniz gayri ihtiyari gideceğiniz yere kadar olan kısmı lunapark gibi aydınlattırıyor insana :D

Bir de çok yeni değil lakin Antonio Banderas ' ın The Skin I Live In filmi var. İçinde yaşadığım deri olarak çevrilmiş dilimize. Mükemmel bir film daha karşımızda. Antonio bir kazada ağır yaralanan karısını iyileştirmek için uğraşan bir doktordur. Fakat karısı ölür. Biri de gelir kızına tecavüz eder ve kız da intihar eder. Sonra bu adamı bizim Banderas bulur..... gerisini anlatmıyayım çok enteresan ve güzel bir film.

 

(tükkkana gideyim bakayım neler gelmiş yenilerden izliyeyim )

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aslında çok yeni değil 1-2 hafta oldu tezgahlara düşeli ama yeni izledim. (uzakdoğulu biri olunca afişte ancak psikolojimi izlemek için hazırlayabiliyorum :D )

 

The Warrior's Way. Savaşçı'nın Yolu olarak dilimize çevrilmiş. İki kabile birbirlerinden yaşayan hiç kimseyi bırakmayana kadar öldürmek için yemin etmişlerdir. Herkesi de öldürür daha filmin başında. Fakat kundaktaki küçük bebeği öldüremez. İçindeki bir şeyler savaşçının bu bebeği öldürmesine izin vermez. Hayattaki , nefes alan son düşmanının canını bağışlayarak kendi kabilesinin öldürülmesi gerekenler listesinin başına kendisini geçirmiştir. Artık tek çare uzaklaşmaktır. Küçük bebeği de alarak kaçar ve macera de böylece başlar. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.

 

Film Amerikan yapımıdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Stigmata

Konusu;

Vatikan bir iddiayı araştırmak üzere Brezilya'nın bir köyüne bir rahip Andrew Kiernan'ı ( Gabriel Byrne) gönderir. İddiaya göre, bir İsa heykelinin gözlerinden kan akmaktadır. Rahip iddiaları araştırıken, aynı anda Amerikanın bir bir şehrinde başka bir ilginç olay gelişir: Frankie Paige isimli bir kadının (Patricia Arquette) vücudunda garip yaralar ortaya çıkar. ve Stigmata teşhisi konur.. İsa zamanından günümüze bir takım mesajlar gelmektedir. Rahip iki olayı biribiriyle ilişkilendirip araştırırken bu arada 1900 yıllık inancını sorgular.

 

Oldukça güzel filmdi tavsiye ederim :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

melankoli kadar saçmasapan bi film görmedim izledim. acayip sıkıcı. olay baştan sona kadar düğünde geçiyo ve o düğün bitmek bilmiyo.. kızın babası 2 hatunla,kızın annesinin olduğu masada cilveleşiyo.. kız desen düğünün ortasında kalkıp duş alıyo.. bide 2011 cannes film festivali en iyi kadın oyuncu seçilmiş asıl kızımız.. TAM Bİ VAKİT KAYBI!:ohmy:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Lars von Trier izleyici ile dalga geçmiş gibi , yoksa akıllı yönetmendir . Zannımca Charlotte Gainsbourg'ya da çok çirkin olduğu için iyi oyuncu deniyor . Hele kadının kocasına john john diye seslenirkenki çıkardığı tını aylardır kulaklarımı tırmalıyor .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://www.diccionariosdigitales.net/CARATULAS/%5BRec%5D%201%20(2007).jpghttp://www.tersninja.com/wp-content/uploads/2010/03/rec-2-balaguero.jpg

 

rec (kayıt) ölüm çığlığı serisinin 1. ve 2. filmi kült filmler listesine girmişti...şimdi serinin 3. filmi genesis geliyor ve bizde merakla bekliyoruz..

 

http://www.dreadcentral.com/img/news/mar12/rec3.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hangi birini değerlendireyim. En sondan başlayalım ufak ufak.

 

Patlak sokaklar: Gerzomat

 

Türk filmi niteliğinde ki Amerikan özentiliğini tii'ye almaya çalışan ancak bunu hiç bir şekilde beceremeyen saçma sapan bir film.

 

The Avengers

 

Abartıldığı kadar olmasa da görsel olarak iyi bir filmdi. Konu biraz vasat kalmış açıkçası. Avengers'ın orjinal konusuna biraz uzak. Birçok ünlü ismi bir arada görebilirsiniz. Hulk rolünde Edward Norton ya da ilk filmde oynayan Eric Bana olsaydı daha etkileyici olurdu sanırım. Mark Rufallo'nun oyunculuğunu pek beğenmedim.

 

Konuya gelecek olursak, kahramanlarımız kötü Tanrı Loki'ye karşı güçlerini birleştirir ve Loki'nin etkisi altına alıp elindeki gücü kullanarak farklı boyutlara kapı açmayı sağlayan makinesini yoketmeye çalışırlar. Ancak kapı açılır ve farklı boyutta ki düşmanlar dünyayı istila etmeye başladığı anda hep birlikte karşı koymaya çalışırlar...

 

7/10 (oda görsellerden)

 

 

Paris'te Gece Yarisi - Midnight in Paris

 

Oyunculuğunu her zaman beğendiğim Owen Wilson'dan yine güzel bir film. Bu tip oyunculardan çok fazla bir beklenti içine girerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. Ancak günü iyi bir şekilde geçirmek gibi bir hedefiniz var ise Owen Wilson gibi oyuncuların oynadığı filmler birebirdir. Hele ki arada Marley & Me gibi bazı filmler çıkarda beklentilerinizi aşarsa çok daha mutlu olursunuz. Filmin konusuna gelelim.

 

Film Fransa'ya babasının iş ortaklığını fırsat bilerek peşlerine takılan iki nişanlının hikayesi. Yazar olan Gil (Owen Wilson) son derece popüler senaryolar yazmasına rağmen mutlu değildir ve klasik edebi bir eser yazmaya başlamıştır. Ancak kimseye bu konuda güvenmediği için nişanlısı Inez'e dahi okutmaz. Paris'i çok seven Gil bu konuda nişanlısı ile fikir ayrılıklarına düşer ve farklı şeyler yapmaya başlarlar. Bir gece Gil Paris sokaklarında dolaşırken bir araba yanına yanaşır ve onu alarak bambaşka bir dünyaya götürür. 1920'lerin Paris'ine... Burada birçok ünlü yazar ve ressam ile tanışarak onlardan fikirler alır ve eserini tamamlamaya çalışır. Bir yandan da nişanlısı ile arasında ki farklılıkları görmeye başlar...

 

Siz iyisimi okumayın bu tanıtımı. Konuyu anlattım tamamen.

 

 

 

Gizemli Adaya Yolculuk 2 - Journey 2: The Mysterious Island

 

Cüssesine rağmen eğlenceli filmlerde de rol alan Dwayne Johnson'dan yine eğlenceli bir film. Jules Verne'in eserlerinden alıntılarla yolaçıkılan macerada Hank (Dwayne Johnson) üveyoğlunun aldığı bir sinyalin peşine düşmek istemesi sonucunda onun güvenini kazanmak için peşine takılır. Sinyali 2 sene önce kaybolan dedesinin gönderdiğine inanan Sean üveybabasının da yardımıyla koordinatları hesaplar ve gizemli adaya yolculukları başlar...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dün gece biraz eğleneyim diye film izleyeyim dedimdi. Aslında bunun için yanlış bir film seçmişim. Filmin suçu yok aslında, benim kötü seçimim. Yok yok film kötü değildi lakin eğlendirmedi, hayli üzdü ve psikolojimi bozdu.:confused:

Dramdı ama nasıl bir dram... Eski bir film, bu zamana kadar görmemiş olmam benim şanssızlığım dikkatsizliğim.

Herşeye rağmen iyi ki izledim diyorum, izlemeyen varsa bence izlesin.

Filmin ismi Sleepers( Kardeş Gibiydiler), 1996 yapımı bir film.

Konusu:

1960'larda Hell's Kitchen'da büyüyen Shakes, Michael, John ve Tommy adındaki 4 çocuk, eşek şakası yaparken yaşlı bir adamın yaralanmasına neden olurlar. New York'taki Wilkenson Center'da 1 yıla yakın hapsolan 4 arkadaş, buradaki gardiyanların kötü muamelesine maruz kalır. Burada dayak yiyen, onurları zedelenen ve cinsel istismara uğrayan bu 4 arkadaş 13 yıl aradan sonra, Wilkenson Center ve gardiyanlarından intikam alma fırsatını yakalar.

 

Burada çıkardığım sonuç, küçükken gördüğünüz muamele ileriki yaşamınızı büyük ölçüde etkiliyor...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Dün gece biraz eğleneyim diye film izleyeyim dedimdi. Aslında bunun için yanlış bir film seçmişim. Filmin suçu yok aslında, benim kötü seçimim. Yok yok film kötü değildi lakin eğlendirmedi, hayli üzdü ve psikolojimi bozdu.:confused:

Dramdı ama nasıl bir dram... Eski bir film, bu zamana kadar görmemiş olmam benim şanssızlığım dikkatsizliğim.

Herşeye rağmen iyi ki izledim diyorum, izlemeyen varsa bence izlesin.

Filmin ismi Sleepers( Kardeş Gibiydiler), 1996 yapımı bir film.

Konusu:

1960'larda Hell's Kitchen'da büyüyen Shakes, Michael, John ve Tommy adındaki 4 çocuk, eşek şakası yaparken yaşlı bir adamın yaralanmasına neden olurlar. New York'taki Wilkenson Center'da 1 yıla yakın hapsolan 4 arkadaş, buradaki gardiyanların kötü muamelesine maruz kalır. Burada dayak yiyen, onurları zedelenen ve cinsel istismara uğrayan bu 4 arkadaş 13 yıl aradan sonra, Wilkenson Center ve gardiyanlarından intikam alma fırsatını yakalar.

 

Burada çıkardığım sonuç, küçükken gördüğünüz muamele ileriki yaşamınızı büyük ölçüde etkiliyor...

Demek suskunlar bu filmden çalıntı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Evet uyarlama bir yapımmış Suskunlar:thumbsup:

Hollywood'un yaptığı; uyarlamadır, (her zaman olmasa da) senaryoya sadık kalmaktır. Türkiye'de olunca o uyarlama değil, çalıntı oluyor malesef. Filmler değil de özellikle dizileri bölüm bölüm kopyalıyorlar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hollywood'un yaptığı; uyarlamadır, (her zaman olmasa da) senaryoya sadık kalmaktır. Türkiye'de olunca o uyarlama değil, çalıntı oluyor malesef. Filmler değil de özellikle dizileri bölüm bölüm kopyalıyorlar.

 

Bir iki bölümünü izledim dizinin ama çok da fena değil. Sadece biraz dram fazla abartılıyor dizi versiyonunda o kadar. Filmde de var ama bu şekilde değil. Nasıl anlatsam kadınların akşam çekirdek çitlerken ağlayabileceği şekilde bir dram bu. Aşk faktörü biraz abartılıyor, pembe diziye kaydırmışlar sanki biraz. Filmde o kadar belirgin değil. Ben ne olacağım diye haykıran bir kız yok mesela filmde. :rolleyes:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir iki bölümünü izledim dizinin ama çok da fena değil. Sadece biraz dram fazla abartılıyor dizi versiyonunda o kadar. Filmde de var ama bu şekilde değil. Nasıl anlatsam kadınların akşam çekirdek çitlerken ağlayabileceği şekilde bir dram bu. Aşk faktörü biraz abartılıyor, pembe diziye kaydırmışlar sanki biraz. Filmde o kadar belirgin değil. Ben ne olacağım diye haykıran bir kız yok mesela filmde. :rolleyes:
Türk dizilerinin ortak özelliğidir zaten, bütün karakterlerin mi hayatı darmadağın, ağlamaklı olur... :D
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aslında çok yeni değil 1-2 hafta oldu tezgahlara düşeli ama yeni izledim. (uzakdoğulu biri olunca afişte ancak psikolojimi izlemek için hazırlayabiliyorum :D )

 

The Warrior's Way. Savaşçı'nın Yolu olarak dilimize çevrilmiş. İki kabile birbirlerinden yaşayan hiç kimseyi bırakmayana kadar öldürmek için yemin etmişlerdir. Herkesi de öldürür daha filmin başında. Fakat kundaktaki küçük bebeği öldüremez. İçindeki bir şeyler savaşçının bu bebeği öldürmesine izin vermez. Hayattaki , nefes alan son düşmanının canını bağışlayarak kendi kabilesinin öldürülmesi gerekenler listesinin başına kendisini geçirmiştir. Artık tek çare uzaklaşmaktır. Küçük bebeği de alarak kaçar ve macera de böylece başlar. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.

 

Film Amerikan yapımıdır.

Geçen yıl izlemiştim ben bu filmi hoşuma gitmişti adını unutmuşum afişi görünce hatırladım :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...