Jump to content

nevermore

Önerilen Mesajlar

Yeni başlayanlar için Astral Seyahat

Sanırım bir çok arkadaşımız astral denemelerinde bulnuyor fakat başarısız oluyor.Denemelerde bulunmanız sizin kordonunuzu gevşetmenize yardımcı olur.Astral seyahate ilk denemelerde neredeyse kimse çıkamaz.Bende çıkamadım ve çıkabilen kimseyi tanımıyorum.Şimdi mantığını anlamanız açısından bir konuya değinmek istiyorum.

 

Astral Meditasyon ve Ters Düşünme:

 

Artık sırt üstü yatmayı hafif sağa dönük olmayı yorgun ama uykulu olmamanın gerekliliğini hepiniz anlamışsınızdır.Üsütnüzü örtmemeniz gerektiğinive ellerinizi yanlara koymayı ayaklarınızı üstüste koymamayıda bunlara ekleyelim.Mümkün olan en rahat pozisyonda durmanız gerekmekte.Sola yani kalbinizin bulunduğu bölüme yatık bir şekilde astrale çıkamazsınız.fakat sağa dönük yatışlardada çıkılabilmektedir.ilk etapta sırtüstü yatmak en güzelidir.

 

Meditasyon; hiçbir şey düşünmemek ve yokolmak anlmalarına gelmektedir.Meditasyonun mantığı budur.Basit bir şekilde meditasyon basit bir nesneye odaklanılarak yapılır.bu nesne gerçek olabileceği gibi hayalide olabilir.Gerçek nesne olarak en yaygın kullanılan mum ateşidir.mum ateşine bir süre baktıktan sonra gözlerinizi kapatırsınız , mum ışığını hala görebilir ve gittikçe uzaklaştığını hatta çeşitli şekiller aldığını farkedersiniz.o şekilleri değiştirerek mesela mum ışığını bir dağa dans eden bir insana uçan bir kuşa dönüştürerek beyin frekansınızı düşürür ve düşünmemeyi başarabilirsiniz.astral seyahattede buna benzer bir durum vardır.durgun nesneler kullanabilirsiniz.

 

Basit bir örnek olarak gül kullanılaiblir yada herhangi bir çiçek bir çiçeğe gül yada papatya gibi bir süre bakın fakat ortamın ışığı az olmalı.gözlerinizi kapattığınızda 5 dakika kadar sonra çiçeği görmeye devam edersiniz ve sırtüstü pozisyonda o çiçeğin yeni doğduğunu açtığını büyüdüğünü o çiçeğinbaşına neler geldiğini hayal edersiniz bir süre sonra çiçekten başka düşünce kalmaz kafanızda ve çıkış gerçekleşir.

 

Ters düşünme yönetmi iste çok etkili bir yöntemdir.uğultular ve çınlamalar başladığında lokal çıkışlar yapmaya başlayıp göbek deliğinize bağlı olduğu varsayılan gümüş kordonu gevşetme ve hissetmeli , göbek çakranızda bulunan enerjiyi faaliyete geçirmelisiniz.Şöyleki sırtüstü yatıyorsunuz fakat sanki ayakuçlarınızda kafanız var kafanızın olduğu yerde ayaklarınız varmış gibi davranıp kımıldamadan vegözlerinizi açmadan tabiiki bakmaya çalışın bedeninize.sırtüstü yatarken yüzüstü yatıyormuş gibi davranmak ve kendinize yukardan bakıyormuş gibi davranmakta ters düşünmedir.yada sağa dönük yatarken sanki sola dönük yatıyormuş hissi vermek.

 

Titremeler çınlamalar olacaktır.Bunlar başarmak üzere olduğunuzun habercisidir fakat aa evet oluyor işte şeklinde düşünceye yönelik telkinler verirseniz çıkış iptal olur unutmayın düşünmemelisiniz sadece odaklanmalı ve herşeyi unutmalısınız kendinizi bir bilgisayar olarak düşünürseniz bilgisayarı kapatmalısınız.

 

Diğer teknikleride telkin amaçlı kullanabilirsiniz fakat bir teknikle bir deneme geçirmelisiniz.tekniği değiştirirseniz çınlamalar azalacak ve astral baştan başlayacak ve zaman kaybedeceksiniz.

 

astral seyahate çıkış 5 dakika ile 2 saat arasında gerçekleşir.yani bi sürü zaman geçti olmayacak diye düşünmeyin.çınlamalara odaklanın ve gözünüzde canlanan geometrik şekilleri ve efektlere yoğunlaşın bir süre sonra o şekiller insan şekline gelecektir ve kendi suratınızı o şekiller arasında iki boyutlu olarak göreceksiniz.görüntüler efekt mahiyetinde ve renksiz olacaktır.daha sonra gördüğünüz suratınızın yerine siz geçeceksiniz ve kamera yer değiştirecek.kendinize tepeden bakıyor olacaksınız ve uyuyan bedeninizi göreceksiniz.çıkış gerçekleştiğinde panik yapmayın.herşeyin farkında olacaksınız ve hepsini hatırlıyor olacaksınız.hareket edemediğinizi farkedeceksiniz ve ilerlemek isteyince yerinizde döneceksiniz.bu yüden uçmayı denemeniz daha güzel olacaktır.uçuyorum hissine kapılmanız ve mahallenizin sokaklarında bildiğiniz yerlerde uçtuğunuzu düşünün.astralin bittiğini farkedemeyeceksiniz ve uyanmayacaksınız uykuya geçeceksiniz.uyandığınızda hepsini hatırlıyor olacaksınız.

 

 

wishdropper

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Astral projeksiyon konsepti uzun zamandır var olmasına rağmen, günümüze kadar insanlığın çoğundan saklanıyordu. Şimdilerde ise, astral projeksiyonun da yardımı ile oluşan bilgi ve gücün yeni kademeleri fiziki vücudu içerisindeki insanoğlunun hayatı ile ilgili ezeli sorunun cevabını bulabilmemizi sağlıyor. Ölümün, var olan bir başka boyuta ya da yere geçiş olduğunu fark etmeye başladığımızda, ölüm farklı bir anlam kazanıyor. Astral projeksiyonu öğrenerek kendimiz hakkında birçok şey öğrenebilir ve geçmişte doğru olduğunu düşündüğümüz birçok şeyden kurtulabiliriz. Bu bizim fiziki vücutlarımızın sadece bütün özümüzün bir parçası olduğunu ve varlığımızın görünenden fazlası olduğunu anlamamızı sağlar!

 

Sınırlı farkındalığımızda, dünya üzerinde güzel manzaraları, dağları nehirleri, dereleri, hayvanları ve böcekleri ile yaşadığımız ve nefes aldığımız gerçeği bir çiçeğin taç yapraklarıyla karşılaştırılabilir. Gördüğümüz çiçeğin bütünü değildir, sadece bir parçasıdır. Çünkü insanoğlu kendi belleğini kullanmak yeteneğini kaybetti. İnsanoğlu gerçeğin sadece fiziksel dünyada olduğu yanılgısına vardı. İnsanoğlu, yaşamının bireysel olduğuna, yapacağı her şeyin et ve kemikten oluşan vücudu ile yapacağına inandı ve duyguları ona katı ve gerçek “hissettiğini” söylediği için fiziki dünyanın da katı ve gerçekten oluştuğuna inandı. Bellek fiziki dünyanın beş duyusunu aşacak yeteneklere sahiptir. Şu anda deneyimlediğimiz çiçeğin taç yaprağı, fiziki dünya ya da varlığımızın fiziki yüzeyidir. Bu kademedeki her canlı ile aynı oranda, kendine özgü bir vibrasyonu vardır. Bu nedenle, nereye gidersek gidelim bu kademedeki her şey katı objeler görünümündedir. Gökkuşağının ışığın değişik vibrasyonlarının etkilerini yansıtması gibi ve piyano melodilerinin değişik notaların etkisiyle oluşması gibi, bütün kâinat değişik oktavlar ya da oranlarda vibrasyon içerir. Bu evrensel armoniler varlığın değişik kademelerini oluştururlar.

 

Böylece, üzerinde yaşadığımız dünya yüzeyi birçok farklı boyuttan biridir. Üzerimizde ya da altımızda olarak tanımladığımız başkaca katmanlar vardır. Aslına bakarsanız bunlar altımızda ya da üstümüzde değil, aksine her zaman etrafımızdadır, etrafımızdaki her şeye nüfuz ederler. Astral projeksiyon, bizlere bu diğer diyarlarda var olan insanlar ve nesnelerin de dünya yüzeyindeki kadar sert ve gerçek olabileceğini keşfetmemize olanak sağlar. Ve eğer bir başka kademeden “aşağı” bu diyara bakacak olursak, aslında katı olmayan bir dünya görürüz. Şu anda, yaşadığımız her dakika bir başka boyuttaki insanlarla birlikte var oluyoruz ve bir başka boyuttaki insanların ve nesnelerin içinden geçiyoruz! Bir kişi astral projeksiyonda diğer sınırları görebilir. Fiziki dünyaya doğduğumuzda bizlere görevlerimizi yerine getirebileceğimiz fiziki vücutlar sağlandı. Astral projeksiyon bizlere varlığımızı vücudumuz dışında, değişik bir düzleme, astral düzleme yansıtmamıza olanak sağlar. Bunu yaptığımızda, bizler “astral vücut” olarak adlandırılan bir başka vücut içerisinde oluruz. Bütün diğer insanlar, hayvanlar, yaratıklar ve dünya üzerindeki her şeyin olduğu gibi biz de bu astral vücuda sahibizdir.

 

Astral vücudun bazı muhteşem özellikleri vardır. Yerçekimi nedeniyle yerde duran fiziki vücudun aksine, astral vücut bu sınırlamayı sadece düşünce yoluyla aşabilir. Vücudumuzun dışındayken bizler fiziki vücut içinde olduğumuz gibi etrafta dolaşamayız ama ağaçların altında ya da uzayda süzülürüz. Astral vücudun bir başka özelliği de yaralanmamasıdır. Dünya üzerindeyken en büyük korkularımız acı çekmek ve yaralanmaktır. Vücudun dışındayken, bu normal insani tepki bilinmeyebilir çünkü orada astral vücuda zarar verebilecek hiçbir şey yoktur! Diğer boyutta ateş, bıçaklar, silahlar, yükseklerden aşağı düşmek, elektrik şokları, hastalıklar, vahşi hayvanlar ya da asfalt düzleme makinesiyle kovalanmak zarar veremez. Birçok insan rüyalarında buna ilişkin rüyalar görerek ders alırlar. Rüyalarınızı izleyin, çünkü orada her zaman kurtulacağınızı keşfedeceksiniz.

 

Hepimizin ziyaret edebileceği bir sonraki kademede arabalar, trenler, uçaklar ve ana caddeler gibi bize tanıdık gelecek çok şey var. Bu dünya üzerinde var olan her şey astral düzlemden geliyor. Birçok insan bunu çağdışı olarak algılayabilir. Onlar astral düzlemin dünyadan şekillendiğini düşünürler. Gerçek ise dünyanın astral boyut kökenli fikirler ve buluşlarla şekillenmiş olmasıdır.

 

Bizler vücudumuzun dışındayken, iletişim düşüncelerle gerçekleşir. Buna bir başka deyişle telepati diyoruz. Bir başka deyişle, isteğimizle yapabilecek olmamıza rağmen duyulmak için dudaklarımızı kıpırdatmamıza gerek yok. Bazen sadece düşünce olduğunu düşündüğümüz şeyi duyduğumuzda, aslında birisi bizimle astral boyuttan iletişim kuruyordur.

 

Var oluşun bu diğer düzlemi filozoflar ve çok eski dini kişiler tarafından araştırılmış ve bu konu üzerine tartışmalar yapılmıştır. Şimdiye kadar bu durum, bu konuya gönül veren kişiler dışındaki herkes için bilinmezliğini korudu ve keşfedilmekten kaçındı. Sadece düzeltmek için kendi hatalarına, dış yerine içe bakan ve kendisine davranılmasını istediği şekilde diğerlerine davranan kişiler bu kapıları ardına kadar açık bulacaklardır.

 

Bunu keşfetmeye başladığımızda ilk olarak çeşitli şekillerde karşımıza çıkacak olan korku engelini aşmalıyız. Ölüm, acı, yaralanma, bilinmeyen, kötülük, demonlar, cehennem ve Şeytan korkusu bizlere önceleri daha korkunç görünüyor olabilir. Kafamızda bu korkularımızın üstesinden gelmeliyiz, böylece aniden yok olacaklar. Bizler akli yaratıklarız ve bir diğer boyutta bizler etrafımızda istediğimiz her şeyi yaratabiliriz. Eğer orada bizi kandıracak ya da dolandıracak bir şeytanın olacağına inanırsak ve öncesinde zihnimizde şeytanın neye benzediğine ya da ne yapmayı planladığına ilişkin düşünceler resimlediysek en kötü korkularımızın gerçekleşmesine şaşırmamalıyız. Diğer boyutta yarattığımız şeytanlar katı ve gerçektirler çünkü onları biz yarattık. Astral düzlemde sevdiklerimizle ya da korktuklarımızla karşılaşabiliriz. Eğer hiçbir korkumuz yoksa korktuğumuz varlıklarla karşılaşma gibi bir sorunumuz da olmayacaktır. Bu kadar basit… Böylece bu tür saçmalıkları aklımızdan çıkararak kendimizi bu sorundan koruyabiliriz. Bedenimizin dışındayken bizi incitecek hiçbir şeyin olmadığını hatırlayın. Bu öğretilmiş korkular yeterince uzun zamandır insanların akıllarını bağladılar! Bunun keşfedilmesinin kendi düşünce alışkanlıkları tarafından köşeye kıstırılanlarda öfkeye neden olacağı kesin. Kendimizi korkunun dehşetinden kurtarmalı ve özgür bırakmalıyız.

 

Astral düzlemde, bizler daha önce bu tarafa geçiş yapan sevdiklerimizle görüşebilir, onlara yüz yüze yeni çevreyi beğenip beğenmediklerini sorabiliriz. Bizler okullar, üniversiteler görebilir, hatta kendimizi bir sınıf içerisinde bir eğitmeni dinlerken bulabiliriz. Yine burada dünyanın ve yaşamlarımızın tarihini keşfedebiliriz.”Kayıt Salonu” şu anki hayatlarımızı olduğu gibi geçmişimizi de kapsar. İçerisinde bütün başarılarımız ve başarısızlıklarımız kaydedilir. Burada, kiliselerde genelde koruyucu melek olarak adlandırılan ruhani öğretmenlerimizle karşılaşarak onlardan problemlerimiz için nasihat vermelerini isteyebiliriz.

 

Astral düzlem, var oluşun geniş bir boyutu ve bolluk içinde bir hayat içerir. Dünya düzlemindeki yasalarla yürütülmez ve birçok şey dünyada imkânsızken astral düzlemde genellikle mümkündür. Genelde herkesin güçlü bir zihni vardır. Renkler daha güzeldir ve görülüp keşfedilecek yeni ve ilgi çekici sonsuz büyü deneyimlememiz mümkündür.

 

Yüzyıllar boyu kiliselerin gizem öğretileri katıydı ve sorgulanamazdı. Havva’nın bilgi ağacından yemesi ve bunu müteakip cennet bahçelerinden kovulmaları bunun kanıtı olarak gösteriliyordu. Bu hatalı yorumlama cahil ya da insanların baskı altında boyun eğmelerini isteyenler tarafından yapılmıştı.

 

İnsanoğlunun kurtuluşu son tahlilde kendisine dair bilgisinden ve komşularına olan sevgisinden gelecek, cahilliğinden değil. Astral düzlem şu anda dünyada olmayan birçok şey barındırır. Bazıları gelecekte dünyada ortaya çıkabilir ya da bazıları geçmişte dünyada var olmuş şeylerdir. Dünya üzerinde nesli tükenmiş birçok değişik türde hayvan astral düzlemde halen varlıklarını sürdürmekteler. Unutmayın, ölüm diye bir şey yok. Astral projeksiyon bizim beynimizin aktif olmayan ya da uyuyan kısmını kullanmamızı sağlar. Bu bölümü uyandırabilir ve çalıştırabiliriz. Bu, bilinçaltı olarak adlandırılır ve kendimizle, dünya üzerindeki amacımızla ve tanrı ile olan ilişkimizle ilgili aradığımız bilgileri bize vermesi için kullanılabilir. Birçok insan zihinlerinin sadece farkında oldukları kısım ya da bir başka deyişle uyanık zihinden oluştuğunu sanırlar. Söylenene göre zihnin sadece %10’luk bir kısmı kullanılmaktadır ve %90’lık kısmı bilinçaltıdır. Bu %10’luk kısmı geliştirmeyi öğrenebiliriz. Astral düzleme herkes gece uykudayken gider. Bunu bir düşünün! Astral projeksiyon bunun farkında olmayan bir kimsede bile yer alıyor! Tuhaf ve inanılması güç, bu doğru… Astral projeksiyonu araştırmaya başlarken her gece gördüğünüz rüyalara da dikkat edin. Nihayetinde astral bir düzlemde yer aldığınızı ancak bunu o anda fark edemediğinizi fark edeceksiniz.

 

Öncelikle ilk adımda çeşitli boyutların mümkün olduğunu ve astral projeksiyonun gerçekliğini kabul edersek, sonrasında onu anlamak, keşfetmek ve bu şeyleri deneyimleme yollarına odaklanabiliriz. Bu sayede bizim en vahşi imgelememizin ötesinde onun muhteşem ve geniş varlığına uzanan kapıyı açabiliriz.

 

Jerry Gross

 

Alıntıdır.

 

 

 

(Yazar Hakkında; Jerry Gross iradesiyle vücudunu terk etme yeteneği ile doğmuştur. Tanınan bir astral OOB öğretmeni ve pratisyeni olarak ABD ve dışındaki ülkelerde astral projeksiyon üzerine atölyelerde çalışmalar yapmaktadır.)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yardımcı olursanız çok sevinirim ... daha önce ne lucis rüya için nede astral seyhat için bir denemem yada bir çabam olmadı .dün gece rüyamda şurum yerine geldi ve rüyada olduğumun farkına vardım ve farkına vardıktan sonrada uyandım yani gözlerimi actım ama gözlerimi acmamla kendimi yavaşça vücudumdan uzaklaştığımı yukarı doğru çekildiğimi hissetim bütün odamı ve vücudumu görebiliyordum bir an öldüm mü? diye düşündüm ve dehşet bir korkuyla vücudma geri geldim ..kendime geldimde sakinleştim biraz ve müthiş bir duyguydu .. bu istem dışı bir astral seyahatti yine olur mu ? yada kendimi nasıl astral seyahat srasında sakin tutabilirim ?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Nevermore,bilgilendirme için teşekkürler.Ben astral seyahat hakkında yani herkes yapabilir mi? konusu üzerine ''eğer doğa bizi astral seyahate kabul görmeyip,reddediyorsa o kişi ne kadar istese de astral seyahat yapamaz'' diye duymuştum.Ayrıca tehlikelerine gelince ''beden değiştirme,kordonun kopartılması ve bedenle ruhun tamamen ayrılması gibi iyi olmayan olaylar olduğunu duydum.Daha çok bu beden değiştirmeyi yaşı ilerlemiş Tibet'teki meditasyoncular yaparmış.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Fiziksel beden uykuya daldıktan sonra astral beden daima fiziksel dünyaya projekte olur. Bir kere enerji beden genişlediğinde astral beden serbestçe süzülür ve fiziksel bedenin üzerinde, genişlemiş enerji bedenin etki alanı içinde asılı kalır. Bu alan içinde, kordonu aktivitesi alanı olarak bilinir, astral beden eterik madde alanı içinde olduğundan dolayı fiziksel dünyaya yakın durur.

 

Bilinçli bir astral projeksiyon esnasında sanki doğrudan astral plana (aleme) projeksiyon yapıyormuşsunuz gibi görünebilir. Ama fiziksel plana yakın bir astral beden olarak varlık gösterdiğinizde, başlangıçta her zaman bir ara safha vardır. Bu, projeksiyonun gerçek zamanlı bölümü eğer projeksiyon anında bilincinizi kaybederseniz kaçırılabilir. Kordon aktivitesi alanı dahilinde olan bedenin etrafındaki alan eterik maddeyle doludur ve bu alan içinde astral beden fiziksel plana yakın olarak gerçek zamanda tutulur.

 

Eterik Madde Eterik madde, sadece yaşıyor olmak suretiyle tüm canlı varlıklar tarafından üretilen yaşam gücüdür. Fiziksel madde ve astral madde arasında arasında, yarı fiziksel yarı astral bir malzemedir. Bu eterik madde asli bir ağırlığa sahiptir. Madde ve eneri arasında bulunan çok rafine bir maddedir ve kuzeni, ektoplazmaya benzer. Bu fenomen üzerine bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Hastanelerde ölmek üzere olan hastaların yatakları, ölüm öncesi hassas tartıların üzerine yerleştirilmiş ve bu hastalar EEG ve ECG izleyicilerine bağlanmıştır.

 

Tüm vakalarda, tam ölüm anında, bir ons'un yaklaşık çeyreği kadar bir ağırlığı kaybolduğu gözlenmiştir. Bunun nedeni, fiziksel ölüm anında çok miktardaki eterik maddenin astral vücuda nakledilmesidir. Bu durum, bedenin ölüyor olduğunu zannettiği yakın ölüm deneyimleri esnasında oluşan eterik maddenin aniden astral bedene nakledilmesi olayına benzer. Bu ani, yoğun eterik madde transferi ölüm sürecinin başlangıcıdır. Ektoplasma Ektoplasma üzerinde buna benzer bir şekilde çalışılmıştır. Materyalizasyon medyumları hassas tartıların üzerine çıkarılmış ve bir başka bir hassas tartının üzerinde ektoplazma oluşturmaları kendilerinden istenmiştir. Bu medyumların, tartılan ektoplasmanın ağırlık kazanması oranında hafifledikleri gözlenmiştir. Medyum ektoplazmayı yeniden absorbe ettiğinde ise ağırlık nakli tersine dönmüştür. Ektoplazma çakralar tarafından üretilir. Medyumun vücudunun fiziksel kütlesinin bir kısmı bir başka maddeye, ektoplazmaya dönüşür. Planlar Arası Tezahür Herhangi bir fiziksel olmayan veya ölmüş varlık, astral bedende dahil olmak üzere, fiziksel plana (alem) yakın olarak gerçek zamanlı fonksiyon gösterebilmesi için eterik maddeye sahip olmalıdır. Eterik madde olmaksızın fiziksel olmayan varlıklar kendi ait oldukları plana doğru kaybolurlar. Eterik madde sadece fiziksel dünyanın canlı sakinleri tarafından üretilebilir.

 

Enerji Akışı Ünlü ''gümüş kordon'' [not: astral bedeni fizik bedene bağlayan "göbek bağı"] sadece iki bedeni birbirine bağlamaktan daha fazla işe yarar. O gerçek bir göbek bağıdır, fiziksel ve seyyal bedenler arasında veri ve enerji gönderir. Bazı projeksiyon yapanlar tarafından görülür bazıları tarafından ise görülmez. Bazen göbekten bazen de alından çıktığı görülür. Kordonun çıkıyor göründüğü yer çakra aktivitesine göre değişebilir. Hangi çakra daha güçlü ve aktifse, o seyyal bedenlere enerji akışını kontrol ediyor olabilir. Aynı zamanda projeksiyon yapanın inanç sistemi ve bilinçaltının yaratıcı gücü de düşünülmesi gerekmektedir. Kordon genelde siz onun nerede olduğuna inanıyorsanız orada olacaktır, bilinçaltının keyfine göre. Bir kere astral beden, astral plana girdiğinde bu planla kuvvetli bir şekilde etkileşime geçebilmek için çakralardan gelen iyi bir astral enerji tedariğine sahip olmalıdır. Net astral hafıza büyük ölçüde varolan enerji miktarına dayanmaktadır. Astral plan astral bedenin doğal ortamı olduğundan dolayı, o enerji eksikliği sebebiyle eriyip bitmez. Aynı şekilde bir insanın birkaç gün boyunca birşey yiyip içmediğinde bir başka plana doğru çözülmeyeceği gibi. Sadece yorgun ve bitkin kalır ve fiziksel dünyayla yeterince kuvvetli etkileşime giremez.

 

Sonuç olarak durum şundan ibarettir:

 

Astral zihin güçlü ve canlı anılara sahip olabilmek için yeterli enerjiye sahip olmalıdır. Bu astral anılar fiziksel beyinde hacimli bir kıvrım oluşturacak kadar kuvvetli olmalıdır, böylece fiziksel zihin uyandığında onları hatırlayabilir. Örneğin, birkaç gündür uyumadınız ve yorgun ve bitkinsiniz. Gerçekle olan etkileşiminiz zayıf ve belirsiz olacaktır.

 

Bu yorgun haldeyken bir film seyrettiğinizde ondan geriye pek az anı hatırlarsınız. Daha sonra ondan sadece bölümler hatırlayabilirsiniz ve onun hakkındaki anılarınız belirsiz bir bulanıklık olur. Yalnız, eğer iyi dinlenmiş, canlı ve enerji dolu bir halde film izlerseniz, bu sefer durum farklı olur. Film hakkında herşeyi alırsınız ve keyfini çıkarırsınız. Anılarınız kristal berraklığındadır. Bu durum düşük güç seviyesindeki bir astral seyahatten sonra olanlara benzer. Astral bedenin güç eksikliği vardır böylece seyahat hakkında yeterli berraklıkta izlenimlere sahip değildir. Böylece fiziksel bedene döndüğünde kendi anılarının baskın olmasını sağlayamaz.

 

Önceden belirttiğim gibi eğer bir kıvrım fiziksel beyine nüfuz ettirilecekse ve deneyim hatırlanacaksa canlı ve net anılar gereklidir. Çakraların Kullanımları Çakraları tamamen geliştirme ve onları kontrol etmeyi öğrenmek, doğal yeteneğe bağlı olarak seneler sürebilir. Yalnız, bu durum, gelişiminizin başlarındayken onları en temel şekillerde kullanmanıza ve BDD ve lusid rüyalarınızı arttırmanıza engel olmaz. Enerji arttırmak ve çakraları canlandırmak gayet basit bir iştir. Arttırılmış enerji, projeksiyon öncesi ve süresince otomatik olarak astral bedene akacaktır. Enerji arttırmayı ve çakralardan geçen güç akışını kontrol etmeyi öğrendikçe , rüyalarınızın doğası, lusid rüyalarınız ve BDD'leriniz değişecektir. Canlı ve unutulmaz deneyimlere dönüşeceklerdir. Bu, bir nevi size eğlenebileceğiniz, öğrenebileceğiniz ve onlardan destek alıp gelişebileceğiniz zengin deneyimlerle dolu ikinci bir yaşam verecektir. Yüksek Seviyeler ve Sınır Bölgeleri Genel olarak kabul görmüş yedi varoluş seviyesinin en düşükten en yükseğe kadar, olanlar şunlardır: Fiziksel, Astral, Mental, Budik, Atmik, Anupadaka ve Adi. Bu yüksek planlar yapısal olarak astral plana benzer ama çok daha üst seviyeli bir bilinç seviyesindedir ve astraldan tamamiyle ayrıdır.

 

Farklı seviyelerin aralarında bazen alt planlar olarak da adlandırılan ara bölgeler veya sınır bölgeleri bulunmaktadır. Değişik planlar ve onların sınır bölgeleriyle ilgili uygun bir analoji dünyanın atmosferidir. Eğer dünya atmosferindeki hava astral plansa, stratosfer sınır bölgesi ve uzayın vakumu da zihinsel plan olacaktır. Dünya atmosferinde normal bir uçakla/astral bedenle uçabilirsiniz. Staratosfere gidebilmek için kuvvetli bir jet uçağına ihtiyaç duyarsınız ve uzayda yolculuk yapmak içinde bir uzay gemisine/zihinsel bedene ihtiyaç duyarsınız. Bu, değişik varlık seviyelerine seyahat etmek için neden farklı seyyal bedenlere ihtiyaç duyulduğunu açıklar.

 

Yüksek Seviye Projeksiyonu Çakralar üzerinde yeterli kontrol sağlandığında, bu yüksek seviyelere uygun enerji üretilebilir. Belli bir tip enerjinin üretimi bilinci o seviyeye yükseltecek ve ona denk gelen seyyal bedene enerji verecektir. Bu genelde bilinç arttırma meditasyonuyla veya çakralar üstünde ileri seviyede bir çalışmayla yapılır. bilinç bundan sonra o farkındalık seviyesini deneyimleyebilir. Eğer yeterli enerji varsa ve şartlar müsaitse meditatör, o sözkonusu seyyal bedeni doğrudan kendi doğal boyutuna projekte edebilir. Uygulayıcının beceri ve doğal yeteneğine bağlı olarak, eğer yüksek bir bedene enerji verilir ve projekte edilirse, genelde, düşük seviyedekilere de aynısı olur.

 

Astral beden içinde tüm diğer seyyal bedenleri barındırır ve bir projeksiyon esnasında mental bedeni mental plana projekte eder ve bu şekilde diğer bedenleri de. Bu durum bazen bir projeksiyon esnasında birden fazla anıya sebebiyet verir.

 

Genel kural şudur:

 

hangi seyyal beden daha fazla enerji miktarına sahipse, o en güçlü anılara sahip olacaktır. Atıl haldeki bu anılar, fiziksel beden uyanık hale geldiğinde fiziksel zihin tarafından tutulacak olanlardır. Astral plandan daha yukarıdaki seviyelere bilinçli olarak projeksiyon yapmak yüksek seviyede yetenek gerektirir. Hem bilinç arttırmada hem de çakra kontrolünde etkin olmalısınız, yine de bu durum ulaşılabilirdir. Ben, şimdiye kadar , Astral, mental, budik ve atmik varlık seviyelerine projeksiyon yaptım. Genellikle bir insanın astral, mental, ve budik seviyelere projeksiyon yapabileceği ve yüksek Adi ve Anupadaka seviyelerine giremeyeceğine inanılır. Bu planlar adlandırılmış ve tanımlanmıştır, demek ki birileri oraya gitmiş olmadır yoksa onları bilmiyor olurduk. Eğere zihnin gerçek doğasını açığa çıkarırsanız anlarsınız ki sınırlar yoktur.

 

Bir zamanlar ses duvarının asla aşılamayacağı söyleniyordu. Not: Bu planlarda üzerinde şu tür yazıların olduğu levhalar bulunmamaktadır '' Astral plana hoşgeldiniz, ta...... taa!'' veya ''Zihinsel plan, aman zihne dikkat!''. Bu yüzden yüksek seviyeleri tanımlarken bu kabul edilmiş adları kullanıyorum. Astral Plan Burası Alis harikalar diyarındaki gibi baş döndürücü bir dünyadır. Herşey objektif (gerçek) görünür ana değişebilir ve akışkandır. Orada herşey bulunabilir, tabanda, seksüel enerjiyle dolu kaba düzeylerden; çok güzel, spiritüel uyumla dolu sakin yerlere kadar.

 

Burada zamanın biçimi bozulmuş ve genişlemiştir. Astraldeki bir saat burada, fiziksel dünyada sadece birkaç dakika gibi görünebilir. Fiziksel dünyayla karşılaştırıldığından çok daha yüksek bir frekanstadır. Her ne kadar oradayken bunu fark etmeseniz de bu durum, bir video kasetini normal hızından 20 kat daha hızlı göstermeye benzer. Astral rüya havuzları arasında gezinmek pek çok projeksiyon yapan kişi için genelde bir deneme yanılma olayıdır. Belirlenmiş realitelere planlanmış yolculuklar yapmak çok deneyim gerektirir. Bu planda sonsuz sayıda realite, düzlem, krallık ve rüya havuzu bulunmaktadır. Daha önceden belirttiğim gibi, bunlar doğal olarak ayrılır ve onlarla ilişkili düşünce havuzlarına yerleşirler.

 

Uykuda veya lusid rüyada, bilinçaltı genelde sizin için özel bir tane yaratır, yani sizin kişisel rüya tiyatronuzu. Rüyada farkındalığı sağladığınız zaman onun üzerinde kontrol sahibi olursunuz. Bu kontrol güçlü bilinçaltından alınmıştır. Onun güçlü kontrol etkisi olmadan, sizin rasgele yaratılmış krallığınız değişecektir. Astralin diğer duygudaş bölümlerine kendinizi ayarlamaya başlayacak ve içinde bulunduğunuz realite farklı bakış açılarından gelen diğer realitelerle karışacaktır. Astral plana yapılan bilinçli bir projeksiyonda, onun herhangi bir bölümüne kendinizi ayarlayabilir ve değişik realitelere, diğer rüya havuzlarına ve bunlardan pek çoklarının karışımına seyahat edebilirsiniz. Bunu yapmanın bazı yolları vardır ve bunların hepsi bir şekilde bilinçaltı zihni yolundan çıkarıp, sizi değişik bir astral realiteye taşıması konusunda kandırmakla ilgilidir. Bazı projeksiyon yapan kişiler ellerine bakar ve eriyişlerini seyreder. Diğerleri kendi etrafında dönerek sağ solun ters dönmesine sebep olurlar.

 

Tüm bu metodlar zihni yolundan alır ve onu astralin bir başka bölümüne kendini ayarlaması konusunda onu kandırır. Seviyeler arasında nasıl gezinildiğini anlatmak çok zordur, bunu gerçekten de deneme yanılma yöntemiyle kendiniz öğrenmelisiniz. Bilinçaltını kullanmak ve kontrol etmenin ve onu belirili bir sonuç elde etmek için kandırmanın yöntemini öğrenmelisiniz. Sanal Gerçeklik Projeksiyonu İşte basit ve güvenilir bir metod. Kendi kişisel dünyanızı yaratabilmeniz için bunu geliştirdim: Hoş bir sahne posteri lın, parlak ve güneşli bir şey olsun. Ne kadar büyük olursa o kadar iyi olur, ama standart poster boyutu işinizi görecektir.

 

Projeksiyon yapacağınız odanın veya yakındaki bir başka bir odanın duvarına asın. küçük bir spot ışık alın ve onu ana ışık söndürüldüğünde posteri aydınlatacak şekilde yerleştirin. Normal bir yönü değiştirilebilir başucu lambası işinizi görecektir. Işığı posterin altına veya üstüne yerleştirin böylece ışık, onu sanki bir sinema ekranıymış gibi hafif dağınık bir ışıkla aydınlatacaktır. Kendi yaptığınız dünyaya girmek: Projeksiyon yaptığınızda zihninizi boş tutarak postere doğru ilerleyin. Ne yapıyor olduğunuz hakkında düşünmeyin, sadece ona doğru bakın ve ilerleyin.

 

Bu şekilde yaklaştığınızda bilinçaltı zihniniz aynen posterdeki gibi bir astral dünya yaratma hatasına düşecektir. Sadece posterin içine doğru ilerleyin. Bu bir başka dünyaya girmek gibidir. Bu dünyadaki her şey aynen posterdeki gibi olacaktır. Gerçeğinden ayrıt edilemeyen normal, üç boyutlu bir dünya gibi görünecektir.

 

Bu dünyada değişiklik yapmak için:

 

bu dünyada sizinle birlikte bulunmasını istediğiniz nesnelerin veya insanların küçük resimlerini kesin ve bu postere yapıştırın. Postere bütün bir resmi kesip yapıştırmayın. Makası alın ve objenin veya kişinin çevresinden kesin. Posterle aynı derecede resimler bulmaya çalışın. Eğer yaşayan veya ölü, birisinin küçük bir resmini yapıştırırsanız, bilinçaltınız onların bir düşünce formu kabuğunu oluşturur ve onlar sizi orada bekliyor olurlar. Bu ölmüş insanlarla konuşmak için şahane bir yol olabilir. ciddiyim .. deneyin bunu :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Astral seyahati gerçekleştirdikten sonra bu foruma üye olmayua karar verdim.Vücudumu gevşettim ve ilk denememde astral seyahate çıkabildim.Ama sanki çok tecrübeliymişim gibi odada degil hatta evde de degil düşündügüm yerlere gidebildim.Balıkesirde yasıyorum ama izmirdeki yakınlarımın yanına gidebildim.Ve ben seyahate çıkmadan öncde de bir takım sesler frekanslar şeklinde duyuyordum.Seyahatten sonra bu sesleri yine cok sık olmamakla beraber daha anlaşılır duyabiliyorum Bunu neyle ilgisi olablir?(seyahatte hiç bir varlıkla karsılasmadım)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

çok garip bu siteye farklı bi konu için üye olmuştum daha fazla bilgi sahibi olabilmek benim gibi deneyimlere sahip olanların verdiği tepkiler vs. ama forma bakarken konu başlığını gördüm ve merak edip tüm bilgilendirmelerinizi okudum ve bişi farkettim yatakta sallanır gibi hissetmek sürekili öne arkaya geldiğini hissetmek ve bunu kontrol etmek gıri ve mavimsi bi boşluğun içinde kendimi dış dünyadan koparmak bunları ben zaten yapıyordum yani çok nadir kafam dinç olduğunda sadece sarsıntıların mideme ve gevşememe yartım etmesi ve o kayma duygusu hoşua gittiği için ama bir süre sonra sarsıntılar hızlandığında okardar çok korkup heyecanlanıyodum ki gözlerime benliğime gözlerini aç geçecek talimatı veriyodum. demem o ki bilinçsiz yaptığım bu deneyimi bilinçli hale çevire bilirmiyim yada yaptığım ve yaşadığımın konunuzla ilgisi olabilirmi ? bu konu hakkında bilgim yok olumlu yada olumsuz bu konu hakkında yardımcı olabilirseniz sevinirim şimdiden teşekkürler.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

astral seyahat hakkin güzel paylaşımlarinz için tşkler bir konuda hakkinda kafama takildi acaba doğa sesleri yardimi ile astraya çıkabilir miyiz örneğin kuş sesi eşliğinde hava sesi deniz yağmur biliyorsunuz bu gibi sesler huzur verici sesler acaba etkisi olabilir mi daha rahat astral seyahata çıkmak için ?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

elinize sağlık çok detaylı ve aydınlatıcı bir yazı olmuş.

ben bilinçsiz olarak arada bir dağların üzerinde uçarım ve rüzgarın yüzümü okşadığını hissederim ama bilinçli çıkmaya hep korktum açıkçası düşük enerji seviyeli varlıklarla karşılaşıldığına dair yazılar okumuştum siz korkacak bir şey olmadığı ifade etmişsiniz teşekkür ederim...

deneyeceğim başarırsam paylaşırım

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu dünyada değişiklik yapmak için:

 

bu dünyada sizinle birlikte bulunmasını istediğiniz nesnelerin veya insanların küçük resimlerini kesin ve bu postere yapıştırın. Postere bütün bir resmi kesip yapıştırmayın. Makası alın ve objenin veya kişinin çevresinden kesin. Posterle aynı derecede resimler bulmaya çalışın. Eğer yaşayan veya ölü, birisinin küçük bir resmini yapıştırırsanız, bilinçaltınız onların bir düşünce formu kabuğunu oluşturur ve onlar sizi orada bekliyor olurlar. Bu ölmüş insanlarla konuşmak için şahane bir yol olabilir. ciddiyim .. deneyin bunu :D

peki sen bunu denedin mi ? Merak ettim..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bakın astral alem tamamen düşünce formundan oluşur .. Ne kadar yoğun hissederseniz okadar netleşir düşünceler .. sürekli gözününzün önünde olan bir eşya / cisim yada şahsın formunu astral alemde yansıtmak daha kolaydır .. yukarıda ki teknik gayet kolay .. bunu farklı şekillerde de deneyebilirsiniz ..

Projeksiyon evrelerinde düşünce formunu oluşturduğunuz eşyaları görebilir kişilerle konusabilirsiniz .. (onların sesleri beyninizin içinde yankılanacaktır) Eğer bunu yapacak kadar kadar tecrube sahibi olmuşsanız bunu farkli amaçlar için de kullanabilirsiniz :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben ilk denediğimde baya bi korktum.Kulaklarım çınlamaya başladı o an cok sevındım.Fakat çınlama sesi beni çok rahatsız etti.Bir an önce bitsin istedim.Çınlama devam edince bırakmak zorunda kaldım.Fakat vucudumu hareket ettıremedım bır sure.Kolumu kaldırmak istedim kaldıramadım ve ağlamaya başladım.Fakat bu yazıyı okuduktan sonra kendime yeniden bi özgüven geldi.Busefer başarmak istiyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsan varlığı okültistlerce üç prensipten meydana gelmektedir bunlar Fiziki Beden, Astral Beden ve Ruh olarak 3' madde halindedir.

Astral beden; ruh ile maddesel beden arasındaki aracı rolü oynar. Ve bilimsel olarak doğrulanmış ve yapılması mümkün olan bir olaydır.

Astral Seyahat ise tam anlamı ile; şuurumuzun fizik bedenimizin dışına yansıması ve şuurluluk alanımızın genişleyerek astral beden aracılığıyla fizik mekan yada ötesi ile yaptığı ziyaretlerdir.

İki bardak alsak ve onları ağzına kadar tamamen suyla doldursak ve biraz kumu - bir çay kaşığı diyelim - da dolu bardaklardan birine dökelim. Bu durumda su ve kum, aynı uzayı paylaşamayacakları ve bu yüzden birsinin bardaktan ayrılmak zorunda kalacağı ortaya çıkacağından su taşacak ve kenardan aşağıya doğru akacaktır. Kum, daha ağır olduğu için suyun dibine çöker, böylece bardağın içindeki su seviyesi taşma noktasına yükselir. Bu olayla, iki nesnenin aynı alanı kapsayabileceğini kanıtladık :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...