Jump to content

Sunay Akın


MALCOLMX

Önerilen Mesajlar

Sunay Akın 1962'de Trabzon'da doğdu. Lise öğrenimini İstanbul Koşuyolu Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fizik Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu.

 

İlk şiirleri 1984 yılında dergilerde yayınlanmaya başladı. Arkadaşlarıyla birlikte 1989'da Yeni Yaprak şiir dergisini ardından 1990 yılında da Olmaz adlı şiir dergisini çıkardı.

 

Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü'nü 1990 yılında Makiler şiiri ile aldı. 1997 yılında ise Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü Noktalı Virgül adlı dosyasıyla aldı.

 

ŞİİR KİTAPLARI

Makiler (1989), Antikacılar (1991), Kaza Süsü (1993

 

 

BARIŞ

 

Ekmek kırıntıları

 

serpiyorum cephede

 

kumtorbaları üstüne

 

su verirken

 

evinde generalim

 

kuşkonmaz çiçeğine

 

DEVRİM

 

 

 

Temiz kalan tek yerdir devrim

 

bütün bir yıl

 

kirlenen duvarda

 

ama görebilmek icin

 

asıldığı çividen indirilmelidir

 

yapraklari biten takvim

 

 

 

Zorbalara direnmektir devrim

 

bir çocuğun

 

annesinin çantasından aldığı paraları

 

altına gizlediğini

 

söylememiştir dövülen

 

hiçbir hali

 

 

 

İçinde yaşamaktır devrim

 

dikiş kutusunun

 

ve toplu iğneler gibi

 

bir arada olmayı gerektirir

 

karşı koyabilmek icin zulmüne

 

makas denilen patronun

 

 

 

Gece ışıklar arasında koşmaktır devrim

 

ateş böceklerini

 

yakalamak isteyen çocukların

 

peşine takılır gün gelir

 

yanıp sönen mavi ışıkları

 

polis arabalarının

 

 

 

Kağıt bir gemidir devrim

 

bütün gemiler

 

hurdaya çıksa da sonunda

 

taşıdığı özgürlük şiiriyle

 

batmadan yüzer nicedir

 

dünya sularında

 

 

 

Kim bilir kaç yunus görmüş

 

kaç Deniz Gezmiş...

 

SEVMEK

 

 

 

Saçak altına sığınmış

 

göçmen kuşun

 

kar tanecikleri arasında

 

düşen beyaz tüyünü de

 

görebilmek

 

 

 

İşte

 

sevmek

 

-ALINTI-

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ellerine sağlık malcom cok sevrim ben Sunay Akını kendisini tüyap kitap fuarındada görmüştüm.bir kaç şiirde ben eklim dediM..

DENİZ

 

Yaşlı bir devrimci

düşürmez hiç ağzından

özgürlük kelimesini

ve yatmadan önce

bir bardak su yerine

denize bırakıR

AYRILIK

İki rayı gibiyiz

bir tren yolunun

yakın olması

neyi değiştirir

son istasyonuN

AYRILIK ŞİİRİ

Her satırı

Mendireğe dizili karabataklara benzeyen

Bir mektup bırakarak

balıkçı koyundan

sisler icinde uzaklaşan kayık gibi

bir sabah usulca ayrıldın

koynumdan

 

Bütün yolcularını

Boğaz köprüsünün çaldıgı

Araba vapurunun

boş seferleri

gibi yanlızca rüzgâr

gezinir sensiz

yüreğimde

 

Durgun bir sudur aslında deniz

ki çocukların acemi oltalarını denedikleri

kuytu bir iskelenin

tahtaları altına yazdıgım

ayrılık siirini okudukca

dalgalanır...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

daha çok kitabı vardı Sunay Akın ın

mesela 62 Tavşanı

kitabı ilk gördüğümde kapaktaki yazıya hayran olmuştum

"Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen sen

Nasıl sevmezsin eşitliği

Yürürken düşen çoraplarını aynı hizaya getirmek için

Annen değil miydi önünde diz çöken?" diye

bunun dışında "Ay Çöreği ve Deniz Yıldızı" var bildiğim "Kız Kulesi'ndeki Kızılderili", bir de "Kule Canbazı"

ayrıca şu "Antikacılar"ında "Antik Acılar" olduğunu sanıyorum.

Mükemmel insan, az ve öz konuşup iş bitiren cinsten..

TV8 de programı var Yaşamdan Dakikalar diye Hıncal Uluç la filan... aslında 4 kişiler ama diğerlerini ad-soyad bilmiyorum bayaa ilginç akla gelmiyecek konulara değiniyorlar..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ben hep izlerim o programı hatta hergün izlerim bana çok yararı olmuştur nickmickyok daha ne programlar var öle kültürlü mültürlü sunay akında iyi bir hanımefendidir çok kişilikli saygılı bir insandır

 

ufffffffff:nea: :nea:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ben hep izlerim o programı hatta hergün izlerim bana çok yararı olmuştur nickmickyok daha ne programlar var öle kültürlü mültürlü sunay akında iyi bir hanımefendidir çok kişilikli saygılı bir insandır

 

gercekten inanamıyorum sana sunay akın hem kişiliğiyle hem yazılarıyla hemde yakışılıklılığıyla muhteşem bir erkektir. bak sana resmini göstereyim..Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen sen nasıl sevmezsin eşitliği yürürken düşen çoraplarını aynı hizaya getirmek için annen değil miydi önünde diz çöken Sunay Akınİstanbul'da yaşamak, İstanbul'la konuşmak gibi... Ben İstanbul'la konuşuyorum, İstanbul bana bütün sırlarını anlatıyor.Kız Kulesi İstanbul'un uyur gezer kızıydı. O düşlerden uyandı; uyandırıldı. Oraya gitmenin, orada mönülerden yemek seçip salt yemek yemenin, arkadaşlarla buluşmanın hiçbir anlamı ve güzelliği yok...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

daha çok kitabı vardı Sunay Akın ın

mesela 62 Tavşanı

kitabı ilk gördüğümde kapaktaki yazıya hayran olmuştum

"Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen sen

Nasıl sevmezsin eşitliği

Yürürken düşen çoraplarını aynı hizaya getirmek için

Annen değil miydi önünde diz çöken?" diye

bunun dışında "Ay Çöreği ve Deniz Yıldızı" var bildiğim "Kız Kulesi'ndeki Kızılderili", bir de "Kule Canbazı"

ayrıca şu "Antikacılar"ında "Antik Acılar" olduğunu sanıyorum.

Mükemmel insan, az ve öz konuşup iş bitiren cinsten..

TV8 de programı var Yaşamdan Dakikalar diye Hıncal Uluç la filan... aslında 4 kişiler ama diğerlerini ad-soyad bilmiyorum bayaa ilginç akla gelmiyecek konulara değiniyorlar..

 

evet bence de seviye anlamında yaşamdan dakikalar adlı program kalbur üstü bir program ve tabi ki sunay akın'a ayrı bir yer acmak gerekiyor. o programdan bir alıntı ile arkadaşları nasıl bir program oldugu konusunda fikir sahibi etmek isterim.

(...ve sunay akın o güzel hitabı ile anlatmaya başlar)

yıl 1900 lü yılların başıdır. fransa'da teknolojinin son harikası olan ucağın tanıtımı için her ülkeden temsilciler cagrılıp izlenmesi istenmiştir. devrin önemli şahsiyetlerinde osmanlı paşası Ali Rıza paşa ve genc yaveri de davetlidir. ucak ilk kalkısını yapar ve izleyenler hayran kalır. pilot ikinci kalkış için arkasındaki boş yere gönüllü ister. bu binen için ilk olacaktır. tarihe gececektir. paşanın yaveri atılır. kıyafetleri giyer ama paşanın içine doğan his yaveri engeller. onu kolundan tutar ve "gitme evlat" der. yaver sıkılır ama emir paşadandır, dinler. derken ucak havalanır bir manevra esnasında havada patlar ve iki kişide hayatını kaybeder. paşa kabarmıştır. yaverine muzaffer komutan edası ile bakar. yaver ise başı önde mahcuptur. ve ilginç olan şudur ki o gen yaver mustafa kemal atatürk'tür...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ayrılık Şiiri

 

Her satırı

Mendireğe dizili karabataklara benzeyen

Bir mektup bırakarak

balıkçı koyundan

sisler icinde uzaklaşan kayık gibi

bir sabah usulca ayrıldın

koynumdan

 

Bütün yolcularını

Boğaz köprüsünün çaldıgı

Araba vapurunun

boş seferleri

gibi yanlızca rüzgâr

gezinir sensiz

yüreğimde

 

Durgun bir sudur aslında deniz

ki çocukların acemi oltalarını denedikleri

kuytu bir iskelenin

tahtaları altına yazdıgım

ayrılık siirini okudukca

dalgalanır...

 

Sunay Akın

--------------------

Ayrılık

 

İki rayı gibiyiz

bir tren yolunun

yakın olması

neyi değiştirir

son istasyonun

 

Sunay Akın

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

saol paylasim icin gururlandigimi soyleyebilirim sahsen e hakkim sanirsam boyle bir insanla hemseriyim Trabzon un adinin hep kotu seylerle anilmasi bizi gercekten uzuyor ama insanlar sunu dusunmeli bunun sehirle alakasi yok bu bir Isatnbul danda Erzurumdan da Antalyadanda cikabilirdi Allah tan boyle Sunay Akin Nihat Genc gibi aydinlarimiz var

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

evet Nihat Genç.... ama o adam da biraz fevri:D sanki.....

--------------------

Dudak Payı

 

Çay bardağında

Bırakılan dudak payı

Kadar bile

Uzak kalamam

Gözlerine

 

Yakın olsun isterim

Ellerime ellerin

Yanındaki beton binaya

Yaslanması gibi

Köhne bir evin

 

Seni bir çivi

Gibi çaktım

Çünkü beynime

Ve toplayıp

Bütün kerpetenleri

Attım denize

 

Sunay Akın

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

püffff :( ((( ya bak attığım bütün şiirler için hep aynı yorumu yapıyosun üzülüyorum :( senmi hep kötüsün yoksa gerçekten zamanlamamda mı hata var??

(ben ilk şıkkı seçiyorum ama yinede vicdan azabı işte)

 

Kağıt Gemi

 

Deniz kıyısında

bir martıyla konuşurken görüyormuş

dostlarım beni sürekli

bir kaptanım çünkü

kağıt gemilerden

emekli

 

Kılları uzadıkça ellerimin

unuttum kağıtlardan

nasıl gemi yapıldığını

ki yaşlılığa uzanan

birer iskeledir parmaklarım

çözüldü uçlarından

nice kağıt geminin

palamarı

 

Çocukluğumun tahta atını

bozarak yaptığım iskeleye

küçük bir kağıt gemi

yanaşır mı dersiniz

kazısam ellerimdeki

bütün kılları ! ...

 

Sunay Akın

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...