Jump to content

İnanna'nın Rüyası ve Kayıp Mimar


schizophrana

Önerilen Mesajlar

"Bir zamanlar Şukalletuda adında, bahçesi için çok çalışan, ama karşılığını hiç alamayan bir bahçıvan vardı. Karıklarını ve evleklerini özenle suladığı halde bitkileri solup gidiyordu. Öfkeli rüzgârlar "dağların tozunu" yüzüne çarpıyordu. Üzerine titrediği her şey harap oluyordu. Bunun üzerine gözlerini yıldızlı göğün doğusuna ve batısına kaldırdı, kehanetleri inceledi, tanrısal yasaları gözledi ve öğrendi. Yeni bilgiyle donanmış olarak, bahçesinde geniş gölgesi olan ve gün doğumundan günbatımına değin süren bir sarbatu ağacı dikti. Bu bahçecilik deneyinin sonucunda, Şukalletuda'nın bahçesi yeşilin her türüyle doldu."

 

"Günlerden bir gün tanrıça İnanna gökyüzünde ve yeryüzünde dolaştıktan sonra yorgun bedenini dinlendirmek İçin Şukalletuda'nın bahçesinin yakınlarında bir yere uzandı ve derin bir uykuya daldı..."

 

İşte Bu, zamanın bir an için durduğu andır. Karar vermenin gelip çattığı bir an. İyi ile kötünün ayrıldığı bir an. Ve teste çıkmadan önceki son an.

Test etme biraz da, gerçeği gerçek dışı bir deneyle ifade etmedir. Arabanın trafiğe çıkarılmadan önce kapalı alanda test edilmesi, insan ilaçlarının hayvanlar üzerinde test edilmesi, bombaların önce yer altında test edilmesi, orduların savaştan önce tatbikatlar yapması. Ama test etme süreci bundan daha fazlası da demektir. Bahçıvanın özenerek kurduğu bahçenin test edilmesi ise günümüz insanın anlayacağından daha karmaşıktır. Bu karmaşıklık İnanna'nın varlığında kendini sezdirir... Yeşil otlarla bereketini gösteren bahçe, geniş gölgeli bir ağaç, ve çalışkan bir bahçıvan. Bu bileşenler bize doğurgan bir bereketi ifade etmektedir. Tıpkı İnanna gibi. İnanna'nın yorgun bedenini dinlendirmek için Şukalletuda'nın bahçesini seçmesi ise bize bir şeyleri haykırır. İnanna'nın neden yorgun olduğunu, ağacın neden geniş gölgeleri olduğunu, ve sarbatu ağacındaki gizemi fark ederiz.. Bu bir hazırlıktır. Uykuya hazırlıktır, yani teste hazırlıktır.

 

Öte yandan test etme olgusu salt tüketiciye güven vermek açısından değildir. Test etme üreticinin, gerçekleştirmiş olduğu üretim sürecinin bir sonucu olan ürünün kalitesinden emin olma ve bunun sonucunda uyguladığı üretim sürecinin doğruluğundan emin olmaktır aynı zamanda. Burda emin olmak, tanrıçanın gelmesini beklemektir. Ve gelecek tanrıçayı memnun etmektir biraz da. Çünkü başarısızlık uygulanan üretim sürecinin başarısız olması demektir. Ve Tanrıçanın buradan hoşnutsuz ayrılması demektir.

 

Test edilmiş ürünün piyasa sunulması ve tüketicinin buna yönelik kaygılarının giderilmesi , bu test sürecinin sonucu hakkında tüketicinin bilgilendirilmesini gerektirir. Bundan dolayı sertifikalar tüketici üzerinde bir rahatlama etkisi yaratır. Marketten alınan bir gıda üzerinde göreceğimiz bakanlık izinleri, trafiğe çıkan arabanın güvenirliliğine ilişkin belgeler, kullandığımız elektronik eşyaların üzerindeki barkodlar, bize ürünün test edildiğini gösterir. Bahçeye beklenen ziyaretçinin seçkin bir tanrıça olması, ürünün kalitesine duyulan bir güven vurgusu olurken, inannanın uykuya dalması bahçedeki huzur ve gölgenin rahatlığına vurgudur.Bu yolla da tanrıçaya layık bir bahçe mesajı verilmektedir.

 

Bu noktada İnanna'nın uykuya dalması ise bize bir sürecinin başladığını sezdirir. İnanna'nın dışsal gerçeklikten uzaklaşarak rüyalar dünyasına geçmesi, "test etme" olgusunun kendisini ve bu olgunun gerçek dışı bir deneyle kendini nasıl ifade ettiğini gösterir.. Bizi terk eden aşığımızla yine el ele olmak, ölmüş sevdiklerimizle yine beraber olabilmek., sevdiğimize bir türlü seslenememek, uçarken bir türlü yere konamamak, basit şeylere karşı gösterdiğimiz dehşet, gerçekten korktuğumuz şeylere karşı gösterdiğimiz olağanüstü cesaret. Tüm bu deneyimler, bizi İnanna'nın deneyimine ortak eder sanki. Çünkü bu absürd durumlar bize gerçek bir dışı bir dünyada olduğumuzu haykırır.

 

Modern psikolojinin bize öğrettiği en önemli şeylerden bir tanesi de rüyaların yaşanmasının gerekliği ve gerçeğe uyanan insanda bunların olumlu etkisi olduğudur. Rüyalar gerçeğe uyananı gerçek öncesinde test eder çünkü.

 

Peki İnanna gölgenin altına uzanıp derin bir uykuya daldığında, beklediği sadece bir rüya mıydı! Uçan balıklar, devleşmiş böcekler, insanlaşmış zavallı Tanrıça ve belki de daha azı veya daha fazlası... Onun rüyasında neler gördüğünü bilemeyiz ancak hatırlarımızın bize fısıldadığı şey, uyandıktan sonra öfkeye kapılmış bir Tanrıça ve onun arkasından bıraktığı harap bir kenttir.

 

Kanla dolan bütün kuyular, kızıla dönen hurmalıklar, bağlar, yıkıcı rüzgârlar, fırtınalar, ve gizemli kalan üçüncü felaket. Bu üç felaket miti bize daha önce görmüş olduğumuz bir rüyamızı çağrıştırır sanki. Ne zaman gördüğümüzü hatırlamadığımız ama gördüğümüzü hissettiğimiz bir rüya. Kuyu, bağlar ve bilmediğimiz üçüncüsü. Meraklı okuyucuların hepsinin sezdiği gibi bu üçüncüsünün ne olduğunu ise biliyoruz artık.

 

Bu üç şeyin bir arada durması ise yaşam demektir. Bu yaşama dair üç nesnenin mimari karşılığı ise mikro ölçekte yaşam alanı olan ev iken, makro ölçekte ise şehre denk düşer... İnsan evinin üç felakete uğraması ise bizi test etme sürecinin gizemine tekrar sürükler. Bu felaketler dinlere göre tanrının bir sınavı, sosyalistlere göre sınıfsal çelişkilerin bir evrimi, dogonlar için gizemli ruhların bir öfkesidir. Ölmüş kıskanç ruhların öfkesi. Yada İnanna'nın öfkesi.

 

İşte bu noktada sınava çekilen bahçe değildir artık. Sınava çekilen ev de değildir artık. Sınava çekilen sarbatu ağacı da değildir artık. Sınava çekilen bahçıvanın ta kendisidir. Birazdan İnanna'nın ırzına geçecek olan bahçıvanın kendisi. Bir üretim alanı olarak, bir yaşam alanı olarak, bir tanrıçanın uyuma alanı olarak ve bunların hepsi olarak bahçenin bize sezdirdiği şey bir mekan iken, bu mekanı kuran bahçıvanın karşılık geldiği şey mimarın kendisinden başkası değildir. Mimar kimliğinin bir bahçıvanın kimliğinde gizlenmesi bize yazarın bir mimar olduğunu sezdirir sanki. Arzularını açığa vurmak istemeyen bir mimarın hikayesi.

 

Öyleyse Sümerlerin bahçıvanı günümüz modern toplumlarının kayıp bir mimarı mıdır!

 

Ve bu da bize bu bahçeyi ve İnanna'yı günümüzdeki izlerine mi götürür!

 

Kayıp Mimarın bahçesi neresidir. Mimarın gözlediği tanrısal yasalar nelerdir.

 

Dik kenarlar, diyagonel hatlar, cepheler, siliuetler, organik ve geometrik formlar.

 

Bütün bu organik formlardan bir zenginlik yaratan mimar için kalan tek eksik beklenen tanrıça mıdır sadece.

 

Ve son olarak binlerce yıldır süregelen bu tasarım macerasını, bize kayıp mimarın beklediği tanrıçanın henüz gelmediğini mi kanıtlar bilemeyiz ancak, üç felakete karşın İnanna'nın namus düşmanını bulamadığını biliyoruz artık.

 

 

 

Günümüz Çağdaş sanat düşüncesinin gelmiş olduğu bu günden geçmişe baktığımızda ise bu tecavüzün mimarlık olgusu içindeki izleri şaşırtmaz bizi artık. Görkemli bir müze, en şık tasarımlarla donatılmış bir villa, çok ince bir zevkin ürünü olan bir kütüphane binası, en küçük detayına kadar düşünülmüş bir alışveriş vitrini, bir dehanın sonucu olabilecek bir gökdelen, harika planlanmış bir şehir. Bu noktada tüm mimari fenomenlerin bize fısıldadığı şey ise bir kaçağın tasviridir sanki. Özgüveni yüksek, şıklıkta rakip tanımayan, ne istediğini bilen, karizmatik bir insandır o. Ve bu tarzda bir insanın bir kaçak olabileceğini de ilk sezen Frued'tan çok daha önceleri, 18 yy. da polislerin ve ruh hekimlerinin melonkolikler ile manyakların nasıl olur da birbirlerine çok yakın olabildiklerine bir anlam veremediklerini biliyoruz artık.

 

 

 

Tüm bu deneyimler, tanrıçayı bekleyen kayıp mimarın kimliği hakkında bir şeyler anlatmaktaysa da onun nerede gizlendiği hakkında bize rehberlik edecek en önemli ipucu, kraliçenin ırzına geçen Şukalletuda'nın babasının sözlerinde buluruz.

 

 

 

"Oğul, kardeşlerinin kentlerinin yakınlarında kal,

 

Adımlarını kardeşlerine, karakafahlara yönelt,

 

Kadın (İnanna) ülkenin ortasında seni bulamaz."

 

 

Not: Mitoloji kaynaklı olsa da sanatı anlatan bir yazı olduğu için Plastik Sanatlar' a ekledim.

 

 

Kaynak

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...