Jump to content

Hitchcock'tan Sinema Dersleri


schizophrana

Önerilen Mesajlar

http://www.sinemaestro.com/images/stories/Hitchcock%20Says/alfred%20hitchcock.jpg

''Benim amacım, halkı sağlığa yararlışoklara uğratmaktır. Uygarlık günümüzde o denli koruyucu bir hal almıştır ki, artık korkularımızdan içgüdüsel olarak kurtulma olanağımız kalmamıştır. Uyuşukluğumuzu gidermek ve ahlaksal dengemizi canlandırmak için tek yol, şok yaratacak yapay araçlara başvurmaktır. Buna ulaşmak bana öyle geliyor ki, ancak sinema yoluyla olabilir.''

Alfred Hitchcock (1899-1980), hiçbir yönetmene nasip olmayacak kalitede ve çoklukta film çekmiş, büyük bir yönetmen. Herkesçe bilinen polis korkusu, sarışın fetişi ve filmlerinde görünme alışkanlığı gibi konuların üzerinde durmayı yersiz buluyorum. Yönetmen, filmlerinde genellikle Bernard Herrmann'la çalışmış, başarılı keman melodileriyle, filmleri için gerekli gerilim melodilerini sağlamıştır.

 

http://www.sinemaestro.com/images/stories/Hitchcock%20Says/psycho10.jpg

 

Birlikte çalıştığı aktörlerde başı dörder filmle Cary Grant (Suspicion, 1941; Notorious, 1946; To Catch a Thief, 1955; North By Northwest, 1959) ve James Stewart (Rope, 1948; Rear Window, 1954; The Man Who Knew Too Much, 1956; Vertigo, 1958) çeker.

Grant daha çok Bond tipi (zaten bu role ilk teklif ona gitmiştir) rollerde, eğlenceli senaryolarda rol alırken, Stewart, Hitchcock'un tarzına daha yakın yapımlarda rol alır, ona fiziken benzeyen Ray Milland'lı Dial M For Murder'i de sayarsak, Grant'tan bir adım öne geçtiğini söyleyebiliriz. Bu filmler arasında tek bir mekanda geçen Rear Window ve Rope, yönetmenin adeta meydan okumasıdır. Grant'ın en büyük filmi ise hiç kuşkusuz North By Northwest'tir.

 

Aktrislere gelince, üçer filmle başı çeken Grace Kelly ve Ingrid Bergman arasında, üstte saydığım dengeden eser yoktur. Kelly hiç kuşkusuz en büyük Hitchcock aktrisidir.

Stewart'la (Rear Window), Grant'la (To Catch a Thief) ve Milland'la (Dial M for Murder) birer filmi olan Kelly'i, sarışın ve soğuk kadın profilinde ikişer filmle Tippi Hedren (Marnie, The Birds), Madeleine Carroll (The 39 Steps, Secret Agent), Vera Miles (The Wrong Man, Psycho) ve hepsinden öte tek filmle Kim Novak (Vertigo) izler (Vertigo'daki rolü Vera Miles'in hamile olduğu için kaptırdığını ve bir daha Hitchcock'la çalışamadığını söyleyelim. İddiam odur ki bu filmde Miles oynasaydı, -The Wrong Man'i izleyenler bilirler- Novak'tan çok daha başarılı olurdu). Eva Marie Saint de North By Northwest ile iz bırakanlardandır.

 

Ingrid Bergman, Notorious (en iyisi), Spellbound (Dali imzalı rüya sahneleri) ve Under Capricorn ile Hitchcockvari aşkın yoğunluğunu vermiş, fakat gerilim yaratmayı fazlaca becerememiş filmlerde rol alır. Joan Fontaine de Rebecca ve Suspicion ile 2 filmde rol alan aktrislerden biridir.

Anne Baxter (I Confess), Janet Leigh (Psycho), Doris Day (The Man Who Knew Too Much), Nova Pilbeam (Young and Innocent), Alida Valli (The Paradine Case) ve Teresa Wright (Shadow of a Doubt) birer filmde oynamış isimler arasında öne çıkan diğer aktrislerdir.

 

Yardımcı oyuncularda başı ikişer filmle John Williams (dedektif rolünde: Dial M for Murder ve To Catch a Thief) ve Jessie Royce Landis (anne rolünde: North By Northwest, To Catch a Thief) çeker.

Kötü adam rollerinde (ki Hitchcock'un sinema anlayışının da olmazsa olmazıdır) parlayan oyuncularsa Robert Walker (Strangers On a Train), Joseph Cotten (Shadow of a Doubt), Barry Foster (Frenzy), Otto Kruger (Saboteur) ve elbette Anthony Perkins'tir (Psycho).

http://www.sinemaestro.com/images/stories/Hitchcock%20Says/Robert%20Walker.jpghttp://www.sinemaestro.com/images/stories/Hitchcock%20Says/Joseph%20Cotten.jpg

Soğukkanlı centilmenler Ray Milland (Dial M for Murder), Claude Rains (Notorious), James Mason ve ayakçısı Martin Landau (North By Northwest), "gücün kötü tarafına geçmiş" kadınlar Judith Anderson (Rebecca), Brigitte Auber (tek genç olanıdır, bir nevi Bond kızı diyebiiriz, To Catch a Thief), Jessica Tandy (The Birds), Leopoldine Konstantin (Notorious) ve "katil komşu" Raymond Burr (Rear Window)'u da anmak lazımdır.

Sinema yaşamı boyunca hiç Oscar kazanmamıştır, Rebecca (1940), Suspicion (1941), Lifeboat (1944), Spellbound (1945), Rear Window (1954) ve Psycho (1960) ile 6 kere aday olmuş, Rebecca ile En İyi Film Oscarı tesellisini yaşamıştır.

Filmlerinin tamamında değil, 61 toplamın 37'sinde gözükmüştür (Lifeboat filminde adadakilerin elinde bir gazetede görünür).

[1922-1934 arası 22 filminin 4'ünde,

1935-1939 arası 6 filminin 3'ünde,

1940-1943 arası 6 filminin tamamında,

1944 ve sonrasındaki 27 filminin (44 ve 45 yıllarında çektiği 3 film harici) tümünde görünmüştür].

Genelde oyunculardan bağımsız göründüğü filmler içinde To Catch a Thief'in ayrı bir yeri vardır. Zaten eğlenceli bir tempoda geçen filmde Hitchcock, Cary Grant ile aynı otobüse biner. Grant yüzünü çevirir, yolcuyu görür, Hithcock oralı olmaz. Sahne ustanın görüntüsüyle biterken, Hitchcock da gag'ını tamamlamış olur..

Hithcock televizyonda da görünür. Alfred Hitchcock Presents (1955-1961 arası 268 bölümün 17'sinde oyuncu olarak görünmüştür) ve The Alfred Hitchcock Hour (1962-65 arası 92 bölüm: yalnız 4. bölümü yönetmiş, 82 bölümde de sunucu ve oyuncu olmuştur) programlarıyla Alacakaranlık Kuşağı tadında kısa öyküler çeken Hitchcock, 50 küsur filme imza atmış, bunların yarısından çoğunu başyapıt mertebesine ulaştırmıştır.

 

Hitchcock'tan sonra gerilim sineması ve uzak/yakın plan çekimleri verimli kullanmak önem kazanmıştır. Öyle ki Stanley Donen'in yönetip Cary Grant, Audrey Hepburn, Walter Matthau, James Coburn ve George Kennedy gibi bir kadronun oynadığı Charade(1963), "Hitchcock'un yönetmediği en iyi Hitchcock filmi" sıfatıyla anılır.

Korku filmleri yönetmeni olarak bilinen Hitchcock'un aslında The Birds ve Psycho dışında bu türde ürünü yoktur, dolayısıyla da bu sığ yorum yönetmen için tamamıyla haksızlıktır. Kendine özgü mizahı, eğlenceli senaryoları, kimi zaman filmin tamamını dolduran aşk hikayeleri ve zamanına meydan okuyan teknikleri ile Hitchcock, gelmiş geçmiş en büyük yönetmendir hiç kuşkusuz. Bu sayıda ve kalitede ürün veren başka bir yönetmen daha yoktur.

 

 

Kaynak ve incelemenin devamı için:

http://www.sinemaestro.com/page,4,70-hitchcocktan-sinema-dersleri.html

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

sinema sanatını başdöndürücü zekası ile dipten çıkarmış bir dahidir benim için :)

''bazı durumlarda mutlu son gerekmez. izleyici, sımsıkı kavramayı başarırsanız, sizin yürüttüğünüz mantığın peşinden gelecektir.

filmin bütününde yeterince eğlendirici olabilmişseniz insanlar 'mutsuz son'u kabul edeceklerdir.''

''kötü adam ne kadar başarılıysa film de o kadar başarılıdır. bu en önemli kuraldır.''

Güzel cümle..:thumbsup:

Birde şu sahne... banyo sahnesi, Freud'un gözüyle baktığınızda o sahne gerçekden rahatsız ediyor....

Ailecek severiz kendisini :D

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...