Jump to content

Mithra Gizemleri


nevermore

Önerilen Mesajlar

İran'daki Köken

 

"Mithra ayinleri, zamanla Dionysos-Sabazius gizemlerinin yerini alırken, Mithra'nın "mağara"ları da, Babil'den İngiltere'ye kadar yayılan bir alanda, eski tanrıların yeraltı tapınaklarının yerine geçiyordu."

M. P. Blavatsky, Isis Unveiledttp://www.hermetics.org/images/figg.gif

 

"Geç Helenistik dönem kötümserliğin egemen olduğu bir çağdı. Bu çağda hem Helen akılcılığı, hem de Doğu'nun otoriter din kurumları iflas etmişti. Her ikisi için de tek çıkar yol, kurulu yasaları yok sayan, akıl ve mantık üstü bir kurtarıcı bulmaktı."

 

"Batı'daki Mithra'nın köklerinin, İran'daki Zerdüşt Mithra'sı inançlarında değil de, Mezopotamya ve Anadolu'da tapınılan "daevic" tanrı kültünde bulunma olasılığı daha fazladır. Batı'nın Mithra'sı, kurtarıcı tanrılar çağında, bir kurtarıcı tanrıydı."

Richard N. Frye, The Heritage of Persia http://www.hermetics.org/images/260_4.jpg

 

"Mithra kültü, eski Ari'lerin Ahura-Mazda tapımlarından türemiş ve yaklaşık olarak İÖ on beşinci yüz yılda eski İran'da ortaya çıkmıştır. "Mihr" (Mithra'nın Farsça karşılığı) yalnızca "güneş" anlamına gelen bir sözcük olmakla kalmaz, aynı zamanda "dost, arkadaş" anlamını da taşır. Bu pagan tanrıya özgün tapımın, yani hem güneş tanrısı, hem de sevgi tanrısı olarak tapılmasının, asıl nedeni belki de bu anlamlardan kaynaklanmaktaydı. İÖ üçüncü yüz yıl başlarında, Pers İmparatorluğunun Batı sınırlarında bulunan askeri yönetimler Mithra'ya "ilahi savaşçı" olarak tapmaya başladılar. Mithra, artık sevgi dolu güneş tanrısı olmaktan çıkıp, gücün dostu, askerlerin "yenilmez" tanrısı haline gelmişti."

 

 

 

"Eski Ermenilerin inançları arasında en evrensel olanı Mithra kültüydü. Mithra bir yandan güneş, yani Helios ile, diğer yandan Apollon ve Hermes ile eşdeğerdi. Özgün olarak bu tanrı, Ahura-Mazda'nın yandaşı olarak savaşan bir ışık kaynağı, bir tür melek biçiminde kabul edilmişti. Mithra'nın savaşçı niteliğini daima koruduğu anlaşılmaktadır...Mithra bayramları, Mithrakana'lar, İran'da her yıl yedinci ayın on altıncı gününde kutlanırlardı. Bu bayram, değişiklik geçirmiş haliyle, İslam'ın doğuşuna kadar devam etmiştir."Barney and Lang, The People of the Hills

Mithra'nın Ahura-Mazda'nın gözü olduğuna ve dünyayı onun yönettiğine inanılırdı. Bu kültün inançlarına göre, en yüce tanrının yerine Mithra geçmiş, İyi ve Kötü arasındaki büyük mücadeleye katılmış ve zaferle sonuçlandırmıştı. Mithra, kendi zaferini güven altına almak için, doğanın prototipi olarak kabul edilen, büyük bir boğa kurban etmişti. Bu kurban edilen boğa sayesinde, doğa verimliliğe kavuşmuştu."

 

Ninian Smart, The Religious Experience of Mankind

http://www.hermetics.org/images/mithra.jpg

"Mithra'cılık Pers ordularının fetihleri ile yayıldı. Pers'lerin muhteşem savaş makinası Suriye, Kalde ve Küçük Asya'ya doğru genişledikçe, Mithra'nın ünü ve etkisi aynı ölçüde gelişiyordu. Ünlü Pers general ve yöneticisi, Darius'un ölümünden sonra bile, Helen kültürünün rekabetine rağmen, Mithra'cılık halkın ilgisini çekmeye devam etti."

 

"Mithra'cılık hiç bir zaman Yunanistan'da değerli bulunmadı ve kabul görmedi. Bu ilgi eksikliği, Helen'lerin Pers'lere karşı hissettiği antipatiden ve iki ulusun aralarındaki unutulmaz savaşlardan kaynaklanıyordu. Ancak, bu antipati yalnızca Helen'lere özgü olarak kaldı; zira Hıristiyanlığın başlangıcında, Mithra inancı, Doğu'da İndüs vadisinden, Batı'da Karadeniz'e kıyılarına kadar yayılmış durumdaydı. Mithra'cılık Anadolu yaylasında büyük ölçüde kabul görmüştü. Roma'lılar, Mithra'cılık ile, Aziz Paul'un memleketi Kilikya'da tanıştılar."

 

"...Roma'lı askerler kısa sürede Mithra inancını başkentlerine taşıdılar. Helenistik dönemde, Doğu'nun dışında pek fazla tanınmayan Mithra'cılık, böylece tüm İtalya'ya yayıldı."Harry Kenison, The Mystery of Mithra

http://www.hermetics.org/images/mithra12.jpg

Kült Uygulamaları

 

"Diğer gizem dinlerinin aksine, Mithra'cılık yalnızca erkeklere açıktı. Bu nedenle, hiç bir bakımdan evrensel bir inanç olarak değerlendirilmesi olası değildir. Mithra, yenilmeyen ve hiç bir zaman da yenilmeyecek olan güneşi (sol invictus) temsil etmekte ve askerlerin cesaret, başarı ve özgüvenini simgelemekteydi. Kültün etik değerleri, bir asker için gerekli olan özdenetim ve benzeri erdemleri içermekteydi. Bu değerler, Mithra'cılığın Roma ordusunda yaygınlaşmasının ana nedeniydi. İmparatorların koruyuculuğu da oldukça etkin olmuştu. İS İkinci yüz yıldan başlayarak, Roma İmparatorları "invictus" unvanını takınmışlardı."

 

Ninian Smart, The Religious Experience of Mankind

 

 

 

"Mithra'cılık, tanrısal bilginin yedi derecede düzenlendiğini kabul ediyordu. Üyelerin bir dereceden bir sonrakine geçmeleri, her dereceye özgü özel bir inisiyasyon töreni, cesaret ve dayanıklılık sınavları ile gerçekleşmekteydi. Yedi bilgi derecesi, yedi gezegene karşılık geliyor, dereceleri tırmanmak ruhun gezegen katmanlarını aşarak cennete doğru yükselmesini simgeliyordu."

 

Ancient Wisdom and Secret Sects

 

 

 

"Yeni üyenin ölümünü ve bambaşka bir insan olarak yeniden doğumunu simgeleyen inisiyasyonun en düşük derecesi "Sacrement" (dinsel tören) olarak adlandırılırdı."

 

Arkon Daraul, Secret Societies

 

http://www.hermetics.org/images/lionhead_jp40.jpg

Liturgy of Mithra" (Mithra Ayini) adlı, Hermetik Gnostizm'in etkisinde olan bir metinde şu sözler yer alır:"Bugün, senden yeniden doğan kişi, ölümsüzlüğe kavuşan sayısız kişilerden biridir..." ve "Yaşam veren doğumun yinelenmesi için yeniden doğan..."

 

Mircea Eliade, Rites and Symbols of Initiation

 

 

 

"Yükseliş, her biri bir gezegen tarafından yönetilen, yedi inisiyasyon derecesi ile simgeleniyordu: Kuzgun (Merkür), Gelin (Venüs), Asker (Mars), Aslan (Jüpiter), Pers (Ay), Güneşin Habercisi (Güneş) ve Baba (Saturn). En son amaç, kozmosun tüm düzeylerini aşmak ve durağan yıldızlara, sonsuzluğa ulaşmaktı."

 

An Encyclopedia of Archetypal Symbolism

 

 

 

"Mağaralarda gizlice düzenlenen ayinlerde, her bir derece için ayrı bir maske ve giysi giyilirdi."

 

"Adaylar, Mithra kültüne on iki ayrı sınavdan başarı ile geçerlerse kabul edilirlerdi. Bu sınavlar arasında ateş, su, açlık, soğuk, kırbaçlanma, dağlanma ve kan akıtılması gibi zorlu denemeler vardı. Adayları neredeyse tüketen bu sınav süreci yedi hafta kadar sürerdi. Başarılı olanlar, dinin gizemlerini saklayacaklarına and içerler ve ondan sonra vaftiz edilirlerdi."

Adaylar gizlilik andı içtikten sonra, yalnızca kült üyelerinin bildikleri kutsal sözcükleri öğrenirlerdi. Adaya sivri bir başlık, üzerinde takımyıldızların resimleri bulunan bol bir tünik ve burç simgeleri ile süslü bir kemer giydirilir, eline bir çoban değneği tutuşturulurdu. Göğsüne takılan altın bir yılan adayın bir Mithra müriti olarak inisiye olduğunu kanıtlardı."

 

"Mithra törenlerinin arasında en dikkat çeken uygulama, adayın sahte bir ölüm deneyimi yaşamasıydı. Ölüm, yaşamın yenilenmesinin ve tüm manevi değerlerin baştan oluşturulmasının mantıklı bir hazırlığı olarak düşünülüyordu. Mithra'cılıkta ölüm, yeni bir yaşamın başlangıcıydı. Ölüm ve yeniden doğuş özelliği o denli inandırıcıydı ki, İmparator Commodus, ritüelin uygulamasında gerçek bir cinayet işlemekten kendini alamamış ve töreni lekelemişti."

 

Harry Kenison, The Mystery of Mithra

Mithra'cılığın başlıca töreni "taurobolium" idi. Ritüelik olarak bir boğanın kurban edildiği bu törende, Mithra'nın ilk eylemi yinelenir ve anısı kutlanırdı. Adaylar, boğa kanıyla vaftiz edilerek, boğanın yaşam veren özelliklerini kendilerine aktarırlardı. Törenin bu bölümünün, Küçük Asya'nın Büyük Ana'sı olan Kybele kültünün ayinlerine çok benzediğine dikkat etmek gerekir."

 

Ninian Smart, The Religious Experience of Mankind

 

 

 

"Boğayı öldürdükten sonra Mithra ve Sol, boğanın etini paylaştıkları bir ziyafet ile dostlıklarını kesinleştirirlerdi. Bu sırada, hayvan maskeleri takmış kişiler onlara hizmet ederlerdi. Şölenin sonunda, iki tanrı Sol'un arabası ile cennete yükselirlerdi. Bu şölen, inisiyasyon düzeylerini gösteren maskeler takmış bulunan iyilik yandaşlarının hep beraber paylaştıkları bir ortak sofra paradigması oluşturmaktaydı. Aynı biçimde, Mithra'ya iman edenler, boğanın etini yemek ve kanını içmekle, yeniden doğacaklarına ve Mithra ile birlikte güneşin göklerdeki evine yükselerek, ölümsüzlüğe kavuşacaklarına inanırlardı."

 

An Encyclopedia of Archetypal Symbolism http://www.hermetics.org/images/Mithras9.jpg

 

 

 

--------------------

Günümüzdeki gizli örgütlerden bazılarının kökeninde bulunması olası olan Mithra'cılığın, bu tür örgütlerin esasını oluşturan bir çok öğeyi içerdiği görülmektedir. Mithra kültü, mensuplarının üzerinde, yüce bir varlıkla gerçek ya da kurgusal bir ilişki kurma deneyimini yaratmaya çabalayan bir eğitim sistemidir. İnsanoğlunun gücünü aşan bazı olayları sağlamak için birtakım sözcüklerin kudretine inanmak, Mithra'cılıkta bulunan büyüsel yönü göstermektedir."

 

"...Dinin gizli öğretisi, kendi bedeninin üzerinde kudret kazanmak için kendini fiziksel olarak dizginlemekti. Cinsel arzuyu psişik alanlara yönlendirme eğitimi özünde Mithra'cılığın da, tüm mistik akımlarda bulunan disiplin sayesinde tinsel güç kazanma yöntemini izlediğini göstermektedir. Bu bakımdan Mithra kültü, tüm tapımları ayrım gözetmeyen cinsel düşkünlük ve toplu ahlaksızlıktan ibaret olan, daha ilkel ve daha önemsiz akımlardan kesin çizgilerle ayrılmaktadır."

 

Arkon Daraul, Secret Societies

 

Mithra'cılık ve Hıristiyanlık

"Mithra dini ve ayinleri hakkında yeterince bilgimiz olmamasına karşın, Paul'ün mektuplarında kullandığı anlatım tarzının, İncil'lerden çok Mithra kültünün terimlerine yakın olduğunu açıkça görebilmekteyiz."

 

E. Wynn-Tyson, Mithras

 

 

 

"Mithra'cılıkta kıyamet, yargı günü, diriliş ve Mithra'nın bizzat kötülük ilkesini alt ettiği ikinci gelişi dinsel gerçekler olarak kabul edilmiştir. Bir mağarada dünyaya gelen Mithra'ya çobanlar hizmet etmişler ve armağanlar getirmişlerdir."

 

Baigent, Leigh and Lincoln, The Messianic Legacy

http://www.hermetics.org/images/tellus1.jpg

"Tıpkı Hıristiyanlar gibi, Mithra'cılar da kurtarıcılarının göklerden yere indiğine, on iki yandaşı ile son yemeğini paylaştığına, kendi kanını saçarak insanlığı günehlarından kurtardığına ve öldükten sonra yeniden canlandığına inanırlardı. Boğa kanı ile olsa bile, geçmiş günahlardan arınmak için yeni inananları vaftiz ederlerdi."

 

Quest for the Past

 

 

 

"Mithra'nın simgesi olan güneşin doğuşu ve batışı, İsa'nın ölüm ve dirilişini anımsatır. Üstelik, güneş tanrının doğuşunun kutlandığı Mithra bayramı, İsa'nın doğum günü olan 25 Aralık'tadır. Her iki dinde de, vaftiz ile ekmek ve şarabın kutsanması törenleri vardır."

 

Ancient Wisdom and Secret Sects

 

 

 

"Benim bedenimi yemeyenler ve kanımı içmeyenler, böylece benimle birleşmeyenler kurtulamayacaktır."

 

J. M. Vermaseren, Mithras, The Secret God

 

 

 

"Onlar yemek yerken İsa ekmeği alıp kutsadı. Sonra bölüp öğrencilerine verdi. "Alın, bedenimdir bu" dedi. Ardından bir bardak aldı, teşekkür sunduktan sonra onlara verdi. Hepsi içtiler. İsa, "Bu birçokları için akıtılan antlaşma kanımdır"dedi."

 

Markos 14:22-26

 

 

 

Matta İncilinde, İsa'yı Mithra ile eşitleyen son yemek sahnesi yer almaktadır, ancak rahiplerin "Baba" ve başrahibin de "Babaların Babası" biçiminde adlandırılmasıyla ilgili Mithra'cı adet reddedilmiştir."

 

William Harwood, Mythologies Last Gods: Yahweh and Jesus

 

 

 

"Ama sizler Rabbi diye çağrılmayın. Çünkü Öğretmeniniz tektir, hepiniz de kardeşsiniz. Yeryüzünde hiç kimseye baba demeyin. Çünkü Göksel Babanız tektir. Size yönetici demelerine de izin vermeyin. Çünkü Yöneticiniz birdir: Mesih."

 

Matta 23:8-10

Mithra'cıların Kutsal Baba'sı (başrahip) kırmızı başlık ve giysi giyerdi, yüzük takar, bir çoban değneği taşırdı. Hıristiyanların başı da, aynı unvanı aldı ve aynı biçimde giyindi. Hıristiyan rahipler, aynı Mithra rahipleri gibi, İsa'nın kesin yasaklamasına karşın, "Baba" (peder) adını kullandılar."

 

"...Mithra rahipleri, görevlerinin simgesi olarak, uzun bir başlık takarlardı. Hıristiyan rahipler de bu başlığı benimsediler. Mithra'cılar, güneş-tanrının yükselişini anmak için, "mizd" adı verilen, üzeri Mithra haçı kabartmalı, güneş biçiminde bir çörek yerlerdi. Bu çörek de Hıristiyanlığa uyarlanmıştır. Katoliklerde, mayasız ekmek güneş biçimini hala korumaktadır."

 

"Julius Caesar'dan Gratianus'a kadar tüm Roma İmparatorları tanrıların "pontifex maximus"u (büyük rahip, papa) unvanını taşımışlardı. Theodosius, bir Hıristiyan olarak bunun kendi statüsüne uygun olmadığını düşündü ve unvanı reddetti. Bunun üzerine, Roma başpiskoposu bu unvanı kendisine aktardı."

 

William Harwood, Mythologies Last Gods: Yahweh and Jesus http://www.hermetics.org/images/MithraicRitual2.jpg

Mithra'cılık ve Masonluk

 

"Mithra'cılığın masonlar için büyük önemi vardır, zira bu eski gizem dini, masonluğun simgelerinin bir çoğunu içermektedir. Mason bilgeliğinin bazı yönlerinde Mithra'cılığın katkısının bulunması pek olasıdır."

 

Harry Kenison, The Mystery of Mithra

 

 

 

"Mithra'cılık mukaddes masonluktur."

 

Sir Samuel Dill, Roman Society in the Last Century of the Western Empire

 

 

 

"Mason yazarlar, masonlukla Mithra'cılık arasında bir çok benzer noktalar bulunduğunu açıklamışlardır. Bir keresinde, Albert Pike, Masonluğun eski gizem dinlerinin modern mirasçısı olduğunu söylemiştir. Bu benim pek onaylamadığım bir iddiadır. Eski gizem dinleri ile bizim kardeşliğimiz arasında benzerlikler vardır, ancak bu benzerliklerin çoğu yüzeysel niteliktedir ve içerikten çok, örgütlenme ve rit uygulamaları gibi dış özelliklerdedir"

 

"...Yine de, masonlukla Mithra'cılık arasında bulunan benzerlikler şaşırtıcıdır."

 

H. L. Haywood, Mithraism: Freemasonry and Ancient Mysteries

Mithra inancına bağlı Roma lejyonları Almanya, Fransa ve Britanya Adalarına doğru yayılırken köprüler, yollar ve kaleler inşa etmek için mimarları ve duvarcı ustaları yanlarında götürmüşlerdi. Masonluk ile Mithra'cılığın bazı yönlerden benzerlikler içermesi, buradan kaynaklanıyor olabilir."

 

Harry Kenison, The Mystery of Mithra

 

 

 

"Mani'cilik, Mithra'cılığın küllerinden doğmuştur. Roma Katolik kilisesi ve teolojisini düzenlemek için çok çaba harcamış olan Aziz Augustine, önceleri ateşli bir Mani'ciydi. Bu yüzden, Aziz Augustine sayesinde eski Mithra inancının pek çok özelliği Hıristiyanlığa aktarılmıştır. Mani'cilikten Paulisianizm, Paulisianizm'den de Orta Çağın güçlü kültleri olan Kathar'lar, Patari'ler, Waldenses'ler ve Hugenot'lar ile daha nice benzer gelişmeler kaynaklanmıştır. Bu farklı kanallar vasıtasıyla Mithra'cılık Avrupa'da sürüp gitmiştir. Sıkça ileri sürüldüğü gibi, bu eski kültün izlerini mason tören ve simgelerinde bulmak olasıdır. Ancak, bu tür kuramların belirsiz ve kanıtlanması zor olmaları kaçınılmazdır; üstelik bu kuram üzerinde fazlaca tartışılacak kadar öneme sahip de değildir."

 

H. L. Haywood, Mithraism: Freemasonry and Ancient Mysteries

 

 

 

"Masonluk, değişime uğramış Mithracılıktır...ve onun gizli inisiyasyon törenlerinin kalıntılarına sahiptir."

 

http://www.hermetics.org/images/mithras.jpgUrsus Major The Mithraism - Freemasonry Connection

http://www.hermetics.org/images/transit1882_2.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://www.hermetics.org/images/mithra12.jpg

 

Zaman: İS 1-4. yüzyıllar

Mekân: Roma İmparatorluğu

 

"Sabah tanrısı Mithra,

Büyük boğanın öldüğü bu yerde,

Karanlıklar içindeki çocuklarına bak

Kurbanımızı kabul et!

 

Sen pek çok yol yaptın,

Hepsi de ışığa varan.

Ve asker de olan Mithra

Bize ölmesini öğret!"

 

RUDYARD KIPLING, 1906

 

 

Mithra Kültü, bildiğimiz kadarıyla, 1. yüzyılın sonlarına doğru Roma'da ortaya çıkmıştır. Kültün ana esrarı tanrı Mithra'nın bir mağarada beyaz bir boğayı öldürmesidir ve bu eylemin insanlığa kurtuluş getirdiğine inanılmıştır. Boğa öldürme sahnesi ("tauroctony") ülke boyunca tanrının bütün tapınaklarında (mithraeum) çok küçük farklılıklarla betimlenmişti.

 

Bazı mithraeum'larda resmedilmiş bir iki dize ile yakınlarda Berlin'de bulunan bir papirüs parçası dışında herhangi bir ayin metni olmadığı için, Mithra Kültü'nün sırlarını çözmeye yarayacak elimizdeki tek ipucu bunlardır ve bu esrarı çözmek de hiç de kolay bir iş değildir.

 

http://www.bilgilik.com/images/giz263.jpghttp://www.bilgilik.com/images/giz264.jpg

 

Solda) Heddernheim (Roma Nida) boğa öldürme röliyefinin dökme kalıbı. Orta panoda Mithra'nın hayatından sahneler. (Sağda) Nemrut Dağı'ndaki bu röliyefte I. Antiochus başında Frigya şapkası olan Mithra'yı selamlıyor, İÖ I. yüzyıl.

 

KÖKENLER VE KÜLTÜN YAYILMASI

 

Mithra Kültü, genelde bir "doğu" dini olarak tanımlanır. Mithra araştırmalarının kurucu babası Belçikalı bilimadamı Franz Cumont'a göre kült, Doğu'da, herhalde İran'da doğmuş ve sonra batıya yönelerek Roma'ya kadar ulaşmıştır.

 

Mithra gerçekten de köken olarak bir doğu tanrısıydı ve resmedildiğinde de üzerindeki giysiler hep doğu giysileridir. "Frigya" şapkası denilen konik biçimli şapkası, doğu ile ilişkiyi vurgulamaktadır ve İÖ 1. yüzyılda Antik Çağlar'ın Kommagene'sinde (Güney Türkiye) Nemrut Dağı'ndaki röliyeflerde onu böyle giyinmiş olarak Kral Antiochus'u (İÖ 80-32) selamlarken görüyoruz.

 

Ayinlerde kullanılan "nama" ("selam") gibi sözcükler, meşale taşıyan Cautes ve Cautopes ile esrarengiz Ehriman gibi Mithra maiyetindekilerin adları hep İran ya da Mezopotamya kökenlidirler.

 

Ancak bu "doğu" unsurları ne kadar derine işlemiştir? Cumont'un Mithra Kültü'nün doğu kökenli olduğu tezini destekleyen önemli bir unsur Plutarkhos'un Büyük Pompey'in İÖ 67 yılında Akdeniz'de korsanlarla mücadelesini anlatan bir metninde yeralmaktadır.

 

Güneydoğu Küçük Asya'da Kilikya korsanlarının "garip kurbanlar getirdikleri ve Mithra Kültü'nde hâlâ varolan gizli ayinler yaptıkları" bildirilmektedir. Bu metin İÖ 1. yüzyıl ortalarında Doğu Akdeniz'de Mithra ayinlerinin varlığının kanıtı olarak kabul edilmiş ve Kilikyalı korsanların Mithra Kültü'nü batıya taşıyan aracılar oldukları iddia edilmiştir.

 

Ama bu doğru ise, o zaman neden Akdeniz dünyasında Mithra tapınakları ya da boğa öldürme sahneleri Hellenistik dönem boyunca hiç yoktur ve eğer Mithra Kültü'nün kökeni doğuda aranacaksa neden imparatorluk zamanında orada mithraeum'laıın sayısı çok azdır? Ve eğer Mithra Kültü gerçekten İÖ l. yüzyılın ortalarında batıya erişmişse neden orada kanıtlarım bulmamız için bir buçuk yüzyıl geçmiştir?

 

Plutarkhos, Mithra Kültü'nün henüz yayılmaya başladığı 2. yüzyılın ortalarında yazıyordu ve bu nedenle "gizli ayinler"den söz edilmesi bir tarih hatası olabilir: Kilikyalı korsanlar Mithra'yı tanrılarından biri olarak kabul etmiş olabilirler (Antiochus'un komşu Kommagene'de yaptığı gibi) ama boğa öldürme ve Mithra Kültü'nün ritüel ve ayinlerinin tümü o zaman herhalde daha icat edilmiş değildi. Mithra Kültü'nün kökenlerini İÖ 2. yüzyılda Doğu Türkiye'de Tarsus'un felsefe ve bilim çevrelerine yerleştiren alternatif bir görüş de aynı eleştirilere açıktır.

 

Boğa öldürme sahnesine benzeyen en eski gönderme, Domitianus'un saray şairi Statius'un 92 yılında yayınlanan bir şiirinde "bir Pers mağarasının kayaları altında inatçı boğanın boynunu büken" dizesidir. Tauroctony'nin ilk tasviri de şimdi British Museum'dadır ve bunu imparator Trajan'ın (98-117) muhafız alayı başkanının kölesi Alcimus yaptırtmıştır.

 

Bu nedenle kült, Roma'da entelektüel gruplar arasından çıkmış olabilir. Bunlar kurtuluş vaad eden kültlerin ve bir ölümden sonraki dünyanın geleneksel devlet dininden daha umut verici olduğu bir zamanda yeni bir din "yaratmış" olabilirler.

 

Mithra Dini, 125 yılından sonra özellikle kuzey sınırları boyunca ve Roma'nın limanı olan Ostia gibi kozmopolit yerlerde hızla yayılmıştır. Ostia'da 16 mithraeum bulunmuştur. Dinin ordu ve tüccar sınıfı arasında pek popüler olduğu anlaşılmıştır, ancak her şeyden öte yalnızca erkeklerle sınırlı olduğu için, (Hıristiyanlık gibi) evrensel bir cazibesi olmamıştır.

 

http://www.bilgilik.com/images/giz265.jpg

Roma'da San Clemente Kilisesi altında bir mithraeum, iki yanda sıralar ve alçak kubbeli tavan.

 

http://www.bilgilik.com/images/giz266.jpg

Ostia'da Felidssimus mithraeum'undan yer mozaiği ve Mithra Kültü'nün yedi derecesi (önde tas ve Merkür'ün asası ile Kuzgun).

 

BOĞA ÖLDÜRME SAHNESİ

 

Tauroctony hızla standart hale getirilmişti ve bir iki bölgesel farklılıklar varsa da tablo imparatorluğun her yerinde aşağı yukarı aynı idi. Mithra boğanın sırtında çömelmiş, hançerini hayvanın boynuna saplıyor. Bu pozun esin kaynağı hiç kuşkusuz Roma'da Trajan Forumu'nda ve diğer yerlerdeki röliyeflerde görülen Zafer'in, sırtına abanarak bir boğayı zaptetmesi sahnelerinden alınmıştır.

 

Tanrı omzu üzerinden güneş tanrısı Sol'a bakar. İkisinin arasındaki güneş ışını aralarındaki yakın ilişkiyi gösterir ve Sol' un kuşu olan kuzgun da çoğunlukla oradadır. Ay tanrıçası Luna'nın bir büstü Sol'un büstünü dengeler. Meşalesini havaya kaldırmış Cautes ışığı, meşalesini aşağı çevirmiş Cautopates karanlığı temsil ederler ve boğa öldürme sahnesinin iki yanında yer alırlar. Işık ve karanlık arasındaki bu ikilik Mithra Kültü'nün temel unsurudur.

 

Boğanın altında bir akrep, bir yılan (derisini değiştirdiği için toprağın ve yenilenmenin sembolü) ve genellikle boğanın yarasından akan kanı yalamak için sıçrayan bir köpek vardır. Boğanın kuyruğundaki buğday başakları Mith-ra'nın bu kahramanca eyleminden doğan yeni hayatı temsil eder.

 

Ren ve Tuna nehirlerinin sınırlarındaki tasvirlerde boğanın altındaki bir aslan ve bir kap (şarap karıştırmak için) herhalde ateş ve suyu simgeler (ve böylece yılanın simgelediği toprakla bir üçlü oluşturur). Bu bölgedeki tauroctony'lerde Mithra'nın diğer işleri de görülür: Mithra'nın kayadan doğması, Sol ile anlaşma, su mucizesi (havaya bir ok fırlatmak), boğanın yakalanışı, mağarada Sol ile birlikte boğanın etinin yenmesi ve diğerleri.

 

Boğa öldürme sahnesindeki unsurların çoğu astrolojik sembolizm ile yakından ilişkilidir (örneğin, Taurus [boğa], Leo [aslan], Scorpi [akrep]) ve Mithra tauroctony'si bir "yıldız haritası" olarak görülmüştür: Bir kurama göre bu, bahar gündönümü Boğa burcundayken gök ekvatorunda bulunan bazı yıldızların sembolik tasviridir. Mithra ve onun kozmos üzerindeki hâkimiyeti kültün temelidir. Gökyüzünün yıldızları sırtındaki pelerinde ve mithraenum'ların kubbeli tavanlarında görülür.

 

http://www.bilgilik.com/images/giz267.jpg

 

Boğa öldürme ya da "tauroctony" sahnesinin en eski heykeli. İmparator Trajan'ın muhafız alayı başkanının kölesi Alcimus tarafından yaptırılmış. Bugün British Museum'dadır.

 

TAPINAKLAR ve AYİNLER

 

Mithra tapınakları dört köşeli ve genelde küçüktürler: Bilinen en büyüğü Romanya'da Sarmizegethusa'da olup 26 metre boyundadır. Bunlar genellikle bir giriş, uçtaki Tauroctony'ye uzanan bir ana salondan oluşur: Tapınanlar iki yandaki yüksek platformlara uzanırlar. Bu nedenle mithraeum, kült üyelerinin toplantı odaları olup gizli ayinlerin yapıldığı bir yerdi: Hıristiyan kilisesine benzer ama yalnızca tanrının heykelinin bulunduğu ve törensel kurban olayının dışarıda açık havada bir sunakta gerçekleştiği putperest tapınaklardan farklıdır.

 

Bir Mithra tapınağında neler yapıldığı ise bilmemektedir. En alttaki Kuzgun'dan yerel Mithra cemaatinin lideri olan en üstteki Pater'e (Baba) kadar yedi derece olduğunu biliyoruz. Dördüncü derece olan Aslan'ın özellikle önemli olduğu anlaşılmaktadır ve bazı metinlerde tapınaktan leonteum olarak söz edilir.

 

Bir dereceden diğerine geçmek bazı sıkıntıları gerektirir: Adayın gözleri bağlanır (bazı fresklerde meşale ile damgalamalar ve kılıçla açılan yaralar görülmektedir), bir tapmakta (Hadrianus Duvarları'nda Carrawburgh) bir işkence çukurunun olduğu ve adayın burada sembolik olarak yakıldığı söylenmektedir.

 

Sol ve Mithra'nın boğa eti yemelerinin sembolü olarak da (bazı mithraeum'larda bulunan kemiklere bakılırsa) pahalı sığır eti yerine koyun ya da tavuk yenilirdi. Kimi zaman boğanın eti ve kanı yerine ekmek ve şarap kullanılırdı ki, bu da Mithra Kültü'nü Hıristiyanlık'la çatışmaya sokmaktadır. 4. yüzyıl başlarında Hıristiyanlığın resmen kabul edilmesiyle Mithra Kültü de çöküşe geçmiş ve tapınaklar, büyük bir olasılıkla Hıristiyanlar tarafından yıkılmıştır.

 

http://www.bilgilik.com/images/giz268.jpg

(Haidelberg'de bir mithraeum örneği.)

 

MİTHRA SÖZCÜĞÜNÜN KÖKENİ

 

Sanskrit dilindeki Mitra Avesta ve Pehlevi dillerinde Mithra, Yunanca ve Latince'de Mithras olarak yazılırdı. Tanrısal köken olarak, Hinduizmin Veda Döneminde Adetya tanrılarından biriydi; ayrıca Zerdüşt dini öncesi İran'da da güneş, adalet, antlaşma ve savaş tanrısıydı.

 

Mithra ilk kez İÖ 1400 tarihli Veda metinlerinde geçmiştir. Hindistan'dan Pers topraklarına, Persler'in Büyük İskender'e yenilmesinden sonra bütün Yunan dünyasına sıçrayan Mithra'nın Roma dönemi esrarını hâlâ korumaktadır.

 

http://www.bilgilik.com/images/giz269.jpg

 

Kuzey İngiltere'de Carrawburgh'da Mithra tapmağı. Brocolitia Roma kalesi dışındaki tapmak I949'da kazılmıştır.

 

(kaynak:gizliilimler)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

“Mithraizm her şeyi üst üste koyar,

Her şeyin kendinde barıştığını kabul eder.

Fanatizm ve toleranssızlık ona yabancıdır,

Din yayma gayretleri yoktur.” der Vıktor Novella.

"Mitra" ifadesi en eski olarak, Hinduizm dininde Vedalarda kullanılmıştır. Daha sonra çeşitli versiyonları türemiştir, sonradan türeyen versiyonlarından en önemlileri Pers Mitraizmi ve Roma Mitraizmi'dir. Mithraizm’in temel felsefesi, iyi ile kötünün çatışmasıdır.

Perslerin Işık tanrısı Mithra daha geç bir dönemde, İ.Ö. II. yüzyılda yaygınlaşmaya başlamıştır. Mithra kültü, yaşamın başlangıcını Mithra tarafından yakalanan ve kurban edilen kutsal boğaya bağlamaktadır. Mithra, kendi zaferini güven altına almak için, doğanın prototipi olarak kabul edilen, büyük bir boğa kurban etmiştir. Bu kurban edilen boğa sayesinde, doğa verimliliğe kavuşmuştur. Pers kaynaklarına göre, kutsal boğa, ölümü ile göklerin, gezegenlerin, yeryüzünün, bitki ve hayvanların doğumunu sağlamıştır; böylelikle Mithra yaşamın yaratıcısı durumuna yükselmiştir. Mithra'cılıkta ölüm, yeni bir yaşamın başlangıcıydı. Boğayı öldürdükten sonra, boğanın etinin paylaşıldığı bir ziyafet düzenlenirdi. Mithra'ya inananlar, boğanın etini yemek ve kanını içmekle, yeniden doğacaklarına ve Mithra ile birlikte güneşin göklerdeki evine yükselerek, ölümsüzlüğe kavuşacaklarına inanırlardı.

Işık -Tanrı Mithra yaratıcı olmaktan çok, Büyük Güneş-Tanrıyla “Ahura Mazda”, insanlar arasında bir aracı durumundadır. İnsanların ruhlarını kurtarmaya çabalayan elçi, konumundadır. Bir ateş kılığına bürünüp karanlıkları yok edecek, insanlığı aydınlığa kavuşturacaktır. Bu nedenle ateş kutsaldır ve törenlerde önemli yer tutar. Mithra, Işık-Tanrı olarak kötülüklerle sonuna kadar savaştıktan sonra, Güneş-Tanrıyla birleşip göğe çıkmaktadır. Mithra tanrı olarak göklerdeki yerinden, insanların kötülüklerle savaşında onlara yardımcı olmaktadır. Her insan tanrının yardımıyla başarıya ulaşabilir. Bu nedenle her insanın ölümünde onu bir” yargılama” beklemektedir. Bu yargılamadan başarıyla çıkanlar, kurtuluşa ve ölümsüzlüğe kavuşmakta sonsuza kadar yaşamak için göğe yükselmektedir.

Mithra kültü, eski Ari'lerin Ahura-Mazda tapımlarından türemiştir. Mithra'nın Farsça karşılığı olan "Mihr" yalnızca "güneş" anlamına gelen bir sözcük olmakla kalmaz, aynı zamanda "dost, arkadaş" anlamını da taşır. İ.Ö. üçüncü yüzyıl başlarında, Pers İmparatorluğunun Batı sınırlarında bulunan askeri yönetimler Mithra'ya "ilahi savaşçı" olarak tapmaya başladılar. Mithra, artık sevgi dolu güneş tanrısı olmaktan çıkıp, gücün dostu, askerlerin "yenilmez" tanrısı haline gelmişti."

Mithra bir yandan güneş, yani Helios ile diğer yandan Apollon ve Hermes ile eşdeğerdi. Özgün olarak bu tanrı, Ahura-Mazda'nın yandaşı olarak savaşan bir ışık kaynağı, bir tür melek biçiminde kabul edilmişti. Mithra savaşçı niteliğini daima korumuştur.

Mithra'nın Ahura-Mazda'nın gözü olduğuna ve dünyayı onun yönettiğine inanılırdı. Bu kültün inançlarına göre, en yüce tanrının yerine Mithra geçmiş, İyi ve Kötü arasındaki büyük mücadeleye katılmış ve zaferle sonuçlandırmıştı.

Paulus, Mitra kültünü yeni inançla harmanlamaya çalışan ilk din adamıdır.

Avrupa Hıristiyanlığı benimsemeseydi, bugün için dünyaya Mitra Kültü egemen olurdu. Mithra kültü zaman içinde Romanya, Yugoslavya, Avusturya, Almanya, Polonya ve İngiltere’ye kadar yayılmıştır. Roma imparatoru M. Aurelius da Viyana yöresindeki Altenburg da bir Mithreum yaptırmıştır. Batıya yayılan Mithra inancı, Zerdüşt’ten de etkilenen dönemin uzantılarıdır.

Zerdüşt'ün geliştirdiği öğretinin kökeninde güneşin ve ateşin kutsallığına inanan eski İran dinleri "Zervanizm" ve "Mitraizm" yatmaktadır. M.Ö. 5.YY'da Anadolu'da Ege kıyılarında ortaya çıkan doğacı felsefe öğretisini de etkilemiştir. Mithra kültü, Romalı lejyonerlerce büyük ilgi ile karşılanmıştır. Mithra'cılık lejyonerlerle birlikte İran'dan Roma'ya, Tunus'a, Ren nehri boylarına kadar yayıldı. Mithra kapalı bir çevrenin gizli bağlarına göre oluştuğu bir kardeşlik topluluğuydu. Mithra'cılık, Roma İmparatorluğu'nun toplumsal yapısının içine yayılmış ve güçlü sadakat gerektiren bir sistem haline gelmiştir.

Mütevazı bir çevrede, ücra bir köşede, bir bakireden doğup; çilelerle dolu bir yaşamdan sonra, halkını kurtaran ve fedakârca bir ölüm yaşayan kahraman mitinin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Budha, Dionysos, Attis, İndra, Adonis, Krishna ve Mithra. Hepsi bir bakireden doğma ve hepsi de İsa’nın öncülleri. Firavunlar da dâhil, kralların tanrı soyundan geliyor olması neredeyse tüm kültürlerde görülen bir gelenektir. Mithraism, daha eski bir Pers kültü olan Zoroaster’in Suriye’de filizlenen şeklidir ve Roma İmparatorluğu, Mithraism ile M.Ö. 67 de tanışmıştır. Doktrinleri arasında, Vaftiz, ayinsel yemek, ölümsüzlük inancı, yeniden doğuş, bir son yargı, cennet ve cehennem vardır.

Mithra öğretisi, kendi bedeninin üzerinde kudret kazanmak için kendini fiziksel olarak dizginlemekti. Mithra'cılık bu disiplin sayesinde tinsel güç kazanma yöntemini izlemektedir. Mithra'cılıkta kıyamet, yargı günü, diriliş ve Mithra'nın kötülük ilkesini alt ettiği ikinci gelişi dinsel gerçekler olarak kabul edilmiştir. Bir mağarada dünyaya gelen Mithra'ya çobanlar hizmet etmişler ve armağanlar getirmişlerdir. Mithra'cılar da kurtarıcılarının göklerden yere indiğine, on iki yandaşı ile son yemeğini paylaştığına, kendi kanını saçarak insanlığı günahlarından kurtardığına ve öldükten sonra yeniden canlandığına inanırlardı. Mithra bayramı, 21 Aralık’ta ışığın yükselişi ile başlar, İsa'nın doğum günü olan 25 Aralık' ise Mithra’nın da doğumudur. Her iki dinde de, vaftiz ile ekmek ve şarabın kutsanması törenleri vardır.

Mithra tapınaklarında yer alan merdivenler gibi, birçok simgeler bugün birçok ezoterik sistemde kullanılmaktadır. Masonlukla Mithra'cılık arasında birçok benzer noktalar bulunduğu ve Masonluğun eski ezoterik sistemlerin modern mirasçısı olduğunu yazarlar tarafından dile getirilmektedir.

Akıl ve hikmetin efendisi Mithra, ışık krallığına hükmederek, karanlıklar tanrısı Ahriman etrafında toplanan kötülük güçlerinin karşısında durmuştur. 21 Aralıkta yükselmeye başlayan ışık; bilginin, ilahi nurun temsilcisidir. Mithra kültünde temel düşünce, insanlar arası eşitlik, kardeşlik ve sevgidir. İyi düşünce, iyi söz, iyi çalışma, ilkeleri vazgeçilemezdir.

Mithra'cılık, tanrısal bilginin yedi derecede düzenlendiğini kabul ediyordu. Üyelerin bir dereceden bir sonrakine geçmeleri, her dereceye özgü özel bir inisiyasyon töreni, cesaret ve dayanıklılık sınavları ile gerçekleşmekteydi. Yedi bilgi derecesi, yedi gezegene karşılık geliyor, dereceleri tırmanmak ruhun gezegen katmanlarını aşarak cennete yükselmesini simgeliyordu. Bu yedi derece sırasıyla: "Corax" (Kuzgun), "Nymphus" (Damat), "Miles" (Asker), "Leo" (Aslan), "Perses" (Pers), "Heliodromus" (Güneşin Habercisi) ve "Pater" (Baba) dır.

Mithra'cılık yalnızca erkeklere açıktır. Mithra, yenilmeyen ve hiç bir zaman da yenilmeyecek olan güneşi yani “sol invictus”’u temsil etmekteydi. Kabul edilen yeni üyeye ölümünü ve bambaşka bir insan olarak yeniden doğumunu simgeleyen inisiyasyon uygulanmakta idi. Aday, gizlilik andı içtikten sonra, yalnızca kült üyelerinin bildikleri kutsal sözcükleri öğrenirdi. Göğsüne takılan altın bir yılan adayın bir inisiye olduğunu kanıtlardı.

Tören diğer inisiyelerin kardeşi olarak ve Baba’nın oğlu olarak adlandırılan ve kabul edilen yeni inisiyenin iki eline yapılan dövmelerle mühürlenerek tamamlanırdı. Capoue’deki bir mağarada bulunan kabartmalarda, adayın kabul töreninde sınamalardan geçişi canlandırılmıştır. Tapınaklar dikdörtgen şeklindedir, İki yanda oturma sıraları, ortada Atlar vardır. Tapınaklar genel olarak yeraltında, mağaralarda yapılmıştır. Mağara göğü sembolize eder. Tavan yıldızlarla süslüdür, Ay öküzün çektiği arabada yer alır. Pencereler görünmez bir şekilde yapılır ve alaca karanlık bir mabet olması sağlanmıştır. Oturma yerlerinin duvarları genelde mozaiklerle süslenmiştir. Mithra’nın fonksiyonu, kurtarıcı ve yaratıcıdır. Boğanın ölümü yeni hayatın doğmasına sebep olur.

Mircea Elliade şöyle der: “ Yeni uygarlıklar ve inanç sistemleri, bir önceki uygarlıkların ve onların inanç sistemlerinin kalıntıları üzerine kurulur”. Günümüzdeki inanç, töre ve dinlerin temelinde, geçmiş inanç, töre ve dinlerin izleri bulunmaktadır.

İnsanoğlu kıymetli büyük inisiyelerini de ancak onlar öldükten sonra yüceltmiş; onların düşünce sistematikleri üzerine tapınaklar yapmış ve putlaştırmıştır.

Bizler, hiç bir düşünce, inanç, din ve felsefeye bağımlı olmadan, geçmiş öğretilere çağdaş bir bakış açısından yaklaşımla, aklın ve mantığın süzgecinden geçirerek, diyalektik açıdan inceleyerek gerçeğe ulaşacağız. Bu yaklaşım bizi, kısır çekişmelerin ve çatışmaların tuzağından koruyarak, zaman içinde gelişen düşüncelere ve dünyaya uyum sağlamamıza yardımcı olacaktır. Böylece düşüncelerimiz dogmalaşmadan ve bizler onların tutsağı olmadan gelişme fırsatı bulabileceğiz.

Zerdüşt şöyle der: "Hum'ata, Hak'ata, Hve'sta” “Düşünce İyi Düşünülsün! Söz İyi Söylensin! İş İyi Yapılsın!"

Ve şöyle bitirir:

“Kötü her yerdedir, senin beynindeki düşüncede senin dilinde ve senin eyleminde. Kötüyü ara ve ona diren içine dön, içini dinle.”

Yolculuğumuz ışığa doğrudur; tekâmül yaşamın gerçeğidir. İyi, doğru ve güzele giden yol zorluklarla doludur. Bizlere düşen çalışmak ve ışığımızı taşımaktır; bir gün gelir ışığı arayanlar ve bu ışığı taşıyan eller yorgun düşer; o noktada ışık ölümsüzdür; yeni kuşaklar ışığı devir alacak ve bu evrimi devam ettireceklerdir.

alıntı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Mitra kültü, Persli ateş büyücüsü Zerdüşt'ün karmaşık öğretilerinin basitleştirilmesidir. Romalı askerler arasında hızla büyümüştür ve fetihler sırasında lejyonlar tarafından Avrupa'nın hemen her yerine taşınmıştır.

 

Alexander Wilder "Philosophy and Ethics of the Zoroasters" (Zerdüştlerin Ahlakı ve Felsefesi) adlı eserinde Mitra kelimesinin güneş yerine geçen bir zendi isim olduğunu söyler. Mitra'nın bu parlak küre içinde ikamet ettiğine inanılıyordu. Güçlü, parlak Mitra Yazata'ların en yücesiydi. Mitra ismi ile tanrı dişi ilkeyi simgelerdi ve evren onun sembolüydü.

 

Perslere göre sonsuzlukta bir arada var olan iki ilke mevcuttu; Ahuramazda (Hürmüz) ve Ahriman. Hürmüz, iyiliğin ruhu idi ve ondan çeşitli güçlerde birçok iyi ruh çıkmıştır. Ahriman da saf ve güzel ruh olmasına rağmen, Hürmüz ışığı arattığında onu görüp kıskanmış ve ona karşı isyan etmiş, bundan ötürü kötü ruh olmuştur. Hürmüz insan ırkını yarattığında Ahriman insanın aşağı doğasına bedenlendi ve kötülük ruhu onu ele geçirmeye çalıştı. 3000 yıl boyunca Hürmüz göksel alemleri ışık ve iyilikle yönetti. Sonra insanı yarattı. 3000 yıl da insanı bilgelik ve bütünlükle yönetti. Sonra Ahriman'ın gücü ortaya çıktı ve insan ruhu için mücadele sonraki 3000 yıl boyunca devam etti. Sonuncu 3000 yıllık dönemde Ahriman'ın gücü yok edilecektir. İyilik tekrar yeryüzüne dönecek, kötülük ve ölüm yok olacaktır. Hürmüz ile Ahriman savaşırken, Mitra, Akıl Tanrısı ikisi arasında arabulucudur.

 

Hristiyanlık ile Mitra Kültü arasında ciddi benzerlikler vardır. Britannica Ansiklopedisi, Mitra Kültleri ve Hristiyan Gizemleri için şunları söyler;

"İlk toplulukların kardeş örgütleri olup demokratik ve mütevazi bir ruha sahip olmaları, tapınma nesnesinin ışık ve güneşle kişiselleştirilmesi, birçok yeteneğe sahip çoban efsanesi, tufan ve gemi, sanatta ateşten savaş arabası temsilleri, kayadan su çıkarma meseli, çan ve mumun kullanılması, kutsal su ve Aşai Rabbani ayini, Pazar günü ve 25 Aralık günlerinin kutsallaştırılması, ahlaki davranış konusundaki ısrar, perhiz ve öz hakimiyet konusundaki vurgu, cennet - cehennem, ilksel vahiy, ilahi kökene sahip kelamın aracılığı, iyilik ve kötülük arasında süregelen savaş ve iyiliğin galebe çıkacak olması, ruhun ölümsüzlüğü, kıyamet-kıyamet günü ve bedenin yeniden dirilecek olması, evrenin yok edilecek olması, bütün bunlar gerçek veya görünürde olsun Mitraizmin Hristiyanlığa uzun süre direnmesini sağlayan benzerliklerden bazılarıdır."

 

Mitra ritüelleri mağaralarda gerçekleştirilirdi. John P. Lundy, "Monumental Christianity" (Anıtsal Hristiyanlık) adlı eserinde Mitra mağaralarını şu şekilde tasvir eder;

 

"Bu mağaralarda Yengeç ve Oğlak burçlarının sembolleri olurdu. Yaz ve kış gün dönümleri, bu hayata inen veya Tanrılar katına yükselişlerinde bu hayattan çıkan ruhların kapısı olarak çok önemliydi. Yengeç inişin, Oğlak çıkışın kapısıydı. bu iki alan fanilerin yeryüzünden gökyüzüne, gökyüzünden yeryüzüne geçiş yerleriydi."

Roma'da Aziz Petrus'a ait olduğu söylenen koltuğun Pagan Gizem Okullarından birinde kullanıldığına inanılır. "Anacalypsis" adlı eserinde Godfrey Higgins, 1662 yılında bu koltuk temizlenirken üzerinde Herkül'ün On İki İşinin temsilinin bulunduğunu, daha sonra Fransızların da aynı koltuk üzerinde kelime-i şahadetin Arapçasını bulduğunu söyler.

 

Manly P. Hall

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...