Jump to content

İmajinasyon ve Vizyon


SCARRED

Önerilen Mesajlar

Dünyadaki hemen hemen bütün majikal çalışmalarda "İmajinasyon" ve "Vizyon" önemli yer tutar. Herhangi bir ekol kendi geleneklerinin bünyesine imajinasyon çalışmaları diye birşey eklememişse ve hatta bu tür çalışmalardan haberi bile yoksa bu, o ekolün imajinasyon ve vizyon gibi şeyleri kullanmadığını göstermez. Bu sadece böyle bir ekolün bu tür uygulamaları farkında olmadan veya başka isimler altında uyguladığını gösterir. Çok iddialı gibi görünen bir söz bile olsa şunu demek mümkündür: “Maji imajinasyonla başlar, imajinasyonla biter”.

 

Yukarda da belirtildiği gibi majikal çalışmalarda İmajinasyon ve Vizyon kelimeleri, daha doğrusu bu kelimelerin ardındaki anlamlar çok önemli bir yer tutarlar. Çalışmalarda ve özellikle yeni başlayan ya da fazla bir gerçek deneyimi olmayan kimseler arasında en çok düşülen yanılgı İmajinasyon ve Vizyonu karıştırmaktır. Bu iki konuyu ve farklılıklarını tam olarak ifade edebilmek için önce imajinasyonu ele almamız gerekir. Majikal keşifler, tebliğler ve bazı durumlarda da kehanetler için en önemli şey Vizyon’dur fakat imajinasyon sahibi olmayan bir kimse Vizyon sahibi de olamaz ya da çok zor olabilir. Tabii bu doğuştan vizyon kabiliyetine sahip olan kimseler veya mesela peygamberler ve benzer kutsal kimseler için değil, İmajinasyon ve Vizyon gibi şeyleri sonradan çalışarak elde etmek isteyen kimseler için geçerli olan bir sözdür. Vizyona sahip olabilmenin en kestirme yolu İmajinasyonun geliştirilmesidir. Anlaşıldığı gibi İmajinasyon, onun bir ilerlemiş türü olan projeksiyon ve Vizyon; çalışmalarla geliştirilebilen, sonradan edinilebilen şeylerdir.

 

 

En yeteneksiz kimse bile zamanla ve disiplinli çalışmalarla imajinasyon kabiliyeti kazanabilir. Buna karşılık Vizyon için sadece zihni serbest bırakmayı bilmek gerekir. Vizyon kendiliğinden doğar. Mesela teorik olarak hayvanlarda vizyon olabilir. Buna karşılık imajinasyon kabiliyeti asla olamaz. Zihinsel özürlü kimseler de zaman zaman vizyon yaşayabilirler fakat imajinasyon geliştiremezler.

 

 

İmajinasyonun birbirinden az çok farklı olan bir çok tarifi vardır. Bunlardan biri de, “İmajinasyon bir şeyin ruhta şekillenmesidir” şeklindedir fakat burada, bu şekildeki iddialı anlatımlar yerine anlaşılabilir şekilde, basit tarifler yapmamız daha yerinde olur. İmajinasyon hayal kurmanın son derece ileri ve kontrollü şeklidir.

 

 

İnsanlar hayal kurarlar. Bazı kimselerde bu hayal kurma alışkanlığı o derece ileridir ki, durum “Gündüz rüyası” veya “Uyanık rüya” denilebilecek kadar ciddileşebilir. Kişi çevresinden kopar, olur olmaz zamanlarda hayallere dalıp gider.

 

 

Hayal kurma sırasında insanlar çoğunlukla üzerinde hayal kuracakları konuları kendileri seçerler fakat kafalarındaki hayaller yoğunlaştıkça ipin ucunu kaçırıp olur olmaz hayaller peşinde koşmaya başlarlar. Hayaller birbirleri ile bağlantılı ya da tamamen ilgisiz şekilde peşpeşe akmaya başlarlar. Bu akış kişinin hoşuna giden ilk konuyla ilgili de olabilir, tamamen farklı alanlara da kayabilir. İmajinasyonun hayal kurmaktan farkı belli bir şeyin seçilmesi, onun üzerine yoğunlaşılması ve o şey veya o cisim her ne ise onun sabit olarak görülmeye devam edilmesidir. Gelişi güzel hayal kurmak gibi, düşünülen şey akıp gitmez. Fiziksel gözlerle görülen sabit bir resim gibi yerinde durur veya istek üzerine haraket ettirilir. Bu anlatılanlardan da hayal kurmanın zihni eğlendirmesine karşılık, İmajinasyon çalışmalarının neden sıkıcı şeyler olduklarını anlamak mümkündür.

 

 

İmajinasyonun hayalden farklı olan ikinci noktası da onun çok güçlü olmasıdır. Hayallerin zihindeki belli belirsiz şeyler olmalarına karşılık İmajinasyon gene fiziksel olarak mevcut olan bir resim gibi net ve canlıdır. Son derece detaylıdır. İmajinasyon, onu gerçekleştiren kimsenin istediği sürece sabittir. Buna karşılık rastgele hayal kurarken zihin yorulunca hayaller de uçup gider veya daha değişik konulara kayar.

 

 

İnsan, İmajinasyon kabiliyetini nasıl kazanır? Bunu sağlayabilecek olan bir çok değişik yöntem bulunmakla beraber bunların hepsi de sonuç olarak aynıdır. Yapılacak olan uygulamada, kişinin istek ve eğilimlerine göre değişiklikler yapılması mümkün olmakla beraber, imajinasyon geliştirmek için kullanılabilecek olan ana yöntem aşağıda anlatıldığı şekildedir.

 

 

İMAJİNASYON GELİŞTİRME ÇALIŞMALARI

 

 

İmajinasyon geliştirme çalışmaları için şayet mümkünse vücudun dinlenik olduğu saatler seçilmelidir. Bundan daha önemli olarak da, zihinsel olarak dinlenik ve dinamik olmak uykulu veya uykusuz olmamak gerekir. Bu ana kurala rağmen bazı kimselerde az miktarda alınan alkolün de imajinasyon için verimli bir durum oluşturduğu görülmüştür. Ancak bu çalışmaları bir miktar alkolle denemek isteyenlerin alkolü çalışmadan on dakika kadar önce almaları, sarhoş olduktan sonra çalışmaya oturmamaları gerekir. Alkolün zaman zaman denenebilecek bir şey olmasına ve bazı kimselerde fiziksel yorgunluğun engel yerine yardımcı faktör olmasına karşılık uykusuzluk her zaman için önemli bir engeldir. Herşeyden önce insan uyku ihtiyacı içindeyken yapılan bir çalışmada uyuyup kalabilir veya istenen konuya konsantre olmak yerine hayallere dalabilir. En kötüsü de kişinin bunları yaşadığı sırada olanların farkında olmamasıdır.

 

 

Çalışmalar için en uygun zamanlar kişinin uyanıp, zihnini ve dolayısıyla kendisini bedensel olarak toparlamasından sonraki zamandır. Mesela uyandıktan bir saat kadar sonrası imajinasyon geliştirme çalışmaları için ideal zamandır. Tabii çalışan ve sabahları bu iş için zaman ayıramayan kimseler için uygun zaman, işinden eve dönüp, bir süre dinlendikten sonra ve şayet uygun olursa onbeş yirmi dakika uyuduktan sonrasıdır.

 

 

Çalışmaların çok boş bir miğde ile yapılması konsantrasyonu zorlaştırır fakat çok dolu bir miğde de uygun değildir. Sadece imajinasyon değil herhangi bir majikal çalışma veya meditasyon çalışması ya da bunların da dışında herhangi bir zihinsel faaliyet planlayan kimsenin akşamları yapmak istediği herşeyi yaptıktan sonra, televizyonunu seyredip, sohbetini yapıp tam uykusu geldiği sırada, adet yerini bulsun diye, yatmadan önce son yapılan iş olarak çalışma yapması da sadece kendini aldatması ve boşuna zaman kaybetmesi olur. Bu durumdaki kimse için onbeş dakika zihinsel çalışma yapmak yerine bir an önce yatıp onbeş dakika fazla uyumak daha faydalıdır. Bu çalışmalar ciddi konulardır ve ciddiye alınmaları da gerekir. Ciddi şekilde planlanmaları ve zaman ayrılması gereken şeylerdir.

 

 

Ciddiyetten uzak bir çalışma sadece kişinin başarısızlığı ile sonuçlanmaz. Bu durumun başka ve çok daha büyük zararları da vardır. Kişi bir çalışma programı uygulamaya karar verip buna başladığı zaman uygun olmayan şartlar altında, aşırı yemek yedikten veya ancak uykusu geldikten sonra çalışma yaparsa ya da çalışmaları sadece kendisini aldatmak için yaparsa çok açıktır ki, başarısız olacaktır. Bu başarasızlığın yanısıra kişinin bilinçaltında kendi kendisine küçük düşmesi vardır ki, işte en zararlı olan da budur. Zamanla kişi kendisini hiç bir kararını uygulamayan, disipline gelemeyen, başarı kazanamayan ya da bu konularda başarı kazanamayan ve hatta başarısızlığa mahkum birisi olarak görmeye başlar. Bu durum gerçekleşmeye başladıktan sonra kişi durumu farkedip kendisini toparlamaya gayret etse bile artık başarılı bir sonuç alması sıfırdan başlayan birisinden çok daha zor olur. Bu kendine inançsızlık durumu da zamanla kanserli bir hücre gibi büyüyerek bütün kişiliği kaplamaya başlar ve kişi her alanda, halk arasındaki deyimle “Yalak” bir kişilik haline gelir. Bu yüzden hayattaki herşeyde olması gerektiği gibi hatta çok daha fazla olarak majikal çalışmalarda da disiplinli ve kararlı olmak gerekmektedir. Ya yapmalı, ya yapmamalıdır. “Bir deneyeyim bakalım” asla olmaması gereken yaklaşımdır.

 

 

Yapılacak olan çalışmaların süresi kişiden kişiye ve hatta aynı kişinin değişik ruh hallerine göre değişebilen bir durumdur. En az on dakikadan başlayarak motivasyon ve sıkılma durumlarına bağlı olarak saatlerce çalışılması mümkündür.

 

 

Çalışmalara başlarken kişiden kişiye değişebilecek olan rahat bir konumda oturulur ya da uzanılır. Mesela odanın ortasındaki bir minderin üzerine bağdaş kurularak ya da iki diz üzerinde oturulur. Ya da odanın ortasına yayılmış olan ince bir örtü üzerine, yastık gibi bir cisim kullanmadan sırtüstü uzanılır. Bu pozların yerine rahat bir koltukta arkaya yaslanıp oturmak veya rahat bir divanda uzanmak da mümkündür. Bununla beraber sonuncu tercihte uyuyakalmamaya dikkat etmek gerekir. Baştan beri çalışmalarda uyuyakalmanın olumsuz bir durum olduğundan bahsediyoruz fakat bunun tam tersi olarak, normal gece uykusuna girerken yatakta on, onbeş dakika kadar sırtüstü yatıp imajinasyon çalışması yapmak sonra farkında olarak veya olmayarak normal uykuya geçmek veya istenilen poza dönerek uyumak ya da uyuyana kadar imajinasyon çalışmasını devam ettirmek de mümkündür. Bu durumda insanların uyumadan önce hayal kurmalarının ve mesela cinsel fanteziler üretmelerinin yerini imajinasyon çalışmaları alır. Gene de unutmamak gerekir ki, uyumadan önce kurulan boş hayaller veya cinsel fantaziler de insan için gereklidir. Bunlar bir noktada uyurken rüya görmenin uyanık şeklidir ve beyni, zihni düzenleyip, dinlendirir. Bunların eksikliğinin herhangi bir zihinsel sıkıntıya sebep olup olmayacağı ruh doktorlarının cevaplaması veya araştırması gereken bir durumdur. Bu yüzden burada sadece uyku öncesinde imajinasyon çalışmaları yapmayı alışkanlık haline getirmemek gerektiğini, bu uygulamanın mesela üç, dört gün veya bir hafta boyunca yapılmasını, sonra normale dönülmesini ve daha sonra istenirse tekrar aynı şekilde yapılmasını tavsiye edebiliriz.

 

 

Gene konumuza dönersek, uyuyana kadar imajinasyon çalışması yapmak da verimli olabilir ve çalışmalarla ilgili olan kişisel tercihlerden biridir. İmajinasyon çalışmaları bir tür fiziksel egzersiz gibidir. Yani öyle Astral planlarda tehlikeli de olabilecek çalışmalar değillerdir. Hele ruh çağırmak, Cin çağırmak, korkutucu kontaklar kurmakla hiç ilgileri yoktur. Çalışmalar sırasında kişi korkutucu bir şey görürse bu tamamen onun kendi bilinçaltından ortaya çıkan bir durumdur. Çalışmaları yapan kimse çalışmada uyuyakalırsa, yani son anlatılan uyku öncesi çalışma yöntemini seçmemiş ve uyumaması gereken durumda uyumuşsa bile hiç bir zihinsel ya da ruhsal tehlikeye açık olmaz. Çalışmaların bu şekilde bitmesi veya çok az konsantre olup sonra uyunması ya da herhangi bir şey yüzünden dikkatin toplanamaması sadece çalışmanın verimsiz olmasıyla sonuçlanır. Başka en ufak bir ters etkisi söz konusu değildir.

 

 

İmajinasyon çalışmaları için, zihinsel disiplin açısından belli bir saatin seçilmesi iyidir fakat şart değildir. İnsan isterse imajinasyon çalışmalarını iş yerinde öğle tatilinde veya işine gidip gelirken otobüste veya herhangi bir nakil aracında bile yapabilir. Tabii bunun için bir tek önemli şart vardır. O da aracı kullananın kendisi olmamasıdır.

 

 

Tercih edilen rahat konuma girilir ve gözler kapatılır. Bu durumda ilk önce Kblan Tragna ekolünün derin nefes teknikleri on veya yirmi defa tekrarlanarak zihin boşaltılır, günlük düşüncelerden soyutlanır. Yeterli gevşeme ve sakinlik durumuna ulaşılınca imajinasyon çalışmalarına başlanır. İlk olarak renklerin imajine edilmesi ile başlamak gerekir. En kolay imajine edilen renk de kırmızıdır. Önce gözün önüne kırmızı renk getirilir. Sadece kırmızı renk düşünülür. Bir süre sonra zihnin tamamı kırmızı renkle kaplanınca kırmızı renkli basit cisimler veya geometrik şekiller düşünülmeye çalışılır. Mesela küçük küpler, üçgenler, beş köşeli yıldızlar vs. Bu renkler ve şekiller sadece zihinde tutulan şekiller ve renkler olarak kalmamalı, gözler kapalı olduğu halde sanki gerçekten gözönündeki renk ve şekillermiş gibi görülmelidirler. Kırmızı üzerinde yeteri kadar çalışıldıktan sonra renk değiştirmeli ve turuncuya geçmelidir. Çalışmalar aynen turuncu renkle tekrarlanmalı, sonra sarı, yeşil ve siyah dahil bütün renklerle çalışılmalıdır. Bütün renkler rahatlıkla imajine edilmeye başlandıktan sonra ki, bu günler veya haftalar da sürebilir, karışık renkler ve daha karışık şekiller imajine edilmeye başlanabilir. Mesela parlak lacivert zemin üzerinde kırmızı veya sarı geometrik cisimler ya da herhangi bir renkteki zemin üzerinde herhangi bir renkten oluşan şekiller görülebilir.

 

 

Daha sonra görülen geometrik şekiller şekil olmaktan çıkıp cisim olmalıdır, yani üçgen yerine piramit ya da koni, dörtgen yerine küp gibi. Daha sonra da bu cisimler çok renkli olmalı mesela her yüzü başka renk olan küp veya piramit üzerinde çalışılmalıdır.

 

 

Bu aşamadan sonra çalışmalarda daha karmaşık şeyler imajine edilebilir. Mesela tanıdık bir kimse. Böyle bir kimse imajine edildiği zaman o kimse gerçekten karşıda oturuyormuş gibi aşırı detaylı olarak görülebilmelidir. Bazı kimseler çalışma sırasında, tanıdıkları bir insanı imajine ettikleri zaman o kimsenin yüzünde, elinde ya da farkedilir bir bölgesinde, o zamana kadar bilinçli olarak farkedemedikleri bazı ayrıntıları da farkederler ve sonra o kimse ile gerçekten karşılaştıkları zaman, farkettikleri ayrıntının gerçekten de mevcut oldugunu görürler.

 

 

Görsel imajinasyon tam olarak sağlandıktan sonra ses, tat, koku ve dokunma duyusu imajinasyonlarına geçilir. Ses imajinasyonu için değişik çınlamalar, notalar piyano, gitar gibi aletlerin tınlamaları imajine edilebilir. Koku için de kişi bildiği en aşina olduğu kokularla işe başlamalıdır. En zor imajinasyon ses ve dokunma imajinasyonlarıdır.

 

 

Bütün resim imajinasyonları başarıldıktan sonra sıra hayallere haraket vermeye gelir. Mesela bir kuş yerine uçan kuş görülür. Kişiler haraket ederler. Bu durumda imajinasyon çalışan kişi sanki bir kukla oynatıcısı, imajlar da ipleri çekilerek haraket ettirilen kuklalar gibilerdir. Yani imajlara istenilen herşey yaptırılabilir.

 

 

Bu çalışmaların sonunda mesela bir deniz kıyısı imajine edilirse, manzara tam olarak görülmeli, kıyıya çarpan dalgaların sesleri duyulmalı, suratta rüzgar ve dudaklarda da tuzlu su serpintisinin tadı duyulmalıdır. Anlamlı majikal operasyonlar ve çalışmalar ancak imajinasyon tam olarak geliştirildikten sonra mümkün olabilir.

 

 

İmajinasyonun bir sonraki aşamasıysa projeksiyon ya da bir şeyi projekte edebilme yeteneği kazanmaktır. Bu da ancak imajinasyon yetisi son derece geliştikten sonra yapılabilecek birşeydir ve her kimsede de gerçekleşmeyebilir. Bir imajın projekte edilmesi, imajinasyonun açık gözlerle yapılması ve imajine edilen objenin fizik plandaki eşya ve değişik cisimler içinde sanki maddi olarak mevcutmuş gibi görülebilmesidir.

 

 

Projeksiyon çalışmaları için mesela bir masaya oturulur ve gene mesela oturulan masanın üzerinde duran, su dolu bir bardak imajine edilir. Bardak tam olarak görüldükten sonra gözler açılır ve bardak masanın üzerinde gerçekten mevcut olan bir cisimmiş gibi açık gözlerle görülür. Bu işlem sanki bir projeksiyon makinasının bir resmi perdeye projekte etmesi gibi, düşünülen şeyin gözleri, makinanın merceği gibi kabul ederek projekte etmektir. Bu tür bir çalışmaya Zihinsel Projeksiyon demek de mümkündür.

 

 

VİZYON

 

 

Görüldüğü gibi İmajinasyon kişinin bilinçli olarak elde ettiği bir yetenektir. Görülen şeylerin tamamı kişinin kendi isteği ile yarattığı, görmek istediği şeylerdir. Tamamen kontrollüdür. Vizyon ya da “Görüş” ise bunun tam tersidir. Vizyon ya bir dalgınlık ya meditasyon veya herhangi bir çalışma sırasında kendiliğinden gelen bir görüntüdür. Resimler, manzaralar, olaylar, kişiler veya mekanlar olabilir. Görsel bir durum yerine tamamen sesten ibaret de olabilir. Karışık ya da anlamlı şeyler olabilir. Karşılıklı konuşulan ya da kişiye birşeyler anlatan kimselerin görüntüleri de olabilir. Burada, “Duru Görü, Duru İşiti” gibi isimlerle tarif edilen her şeyi Vizyon ismi altında topluyoruz. Değişik kutsal kitapların bir çok bölümünde anlatılan bir çok şey vizyonlar sonucunda edinilmiş bilgilerdir. Mesela Nostradamus’un ünlü kehanetlerinde anlatılan herşey vizyonlar vasıtasıyla edinilmiş bilgilerdir. Bir insanın vizyon sahibi olabilmesi için imajinasyonunu mükemmel kullanabilir durumda olması şart değildir. Fakat vizyon sahibi olmayan kimseler imajinasyon gücünü geliştirdikten sonra vizyon görmeye daha yatkın olurlar. Vizyon görebilmek için yapılacak ayrı bir çalışma geliştirici bir teknik yoktur. İnsanın zihnini serbest bırakarak beklemesi ya da meditasyon veya benzeri durumlarda olması yeterlidir. Vizyon için yapılabilecek olan çalışmalar imajinasyon çalışmalarından ibarettir.

 

 

İmajinasyon ve Vizyon konularını bitirmeden önce söylenilmesi gereken son şey de şudur: Vizyon asla hayal görmekle karıştırılmamalıdır. Kişi anlamasa bile Vizyonlar daima bir anlam taşırlar. Vizyon’un zihinsel rahatsızlıklardan kaynaklanan hayal görmeyle de karıştırılmaması gerekir.

 

 

 

Bülent Kısa

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

konuyla ilgili çok güzel bir yazı buldum,paylaşmak istedim sizinle:)

http://www.kharium.com/2007/agustos/resim/imajinasyon.jpg

 

İNSAN BEYNİNDE YARATILAN HAYALLER ZAMAN İÇİNDE GERÇEĞE DÖNÜŞTÜ.

HAYALLER - ZAMAN - OLUŞUM

http://www.kharium.com/2007/agustos/resim/image1.jpgBir anıydı , an'dı , arzuydu , düşünceye yol açtı , düşünceler şekilllendi , tasarım yapıldı ve zamana sunuldu , zaman ona ev sahipliği yaptı ve en olmadık hayalleri olura dönüştürdü. Bu yaratıcılığın adı şimdi yeryüzünde imajinasyon diye geçiyor.

Düşüncelerin sonsuz - sınırsız potansiyeli içerisinde bilinç düşünce gücünü kullanarak , sonsuz sınırsız alternatifler çercevesinde yeni yeni oluşumlara sebebiyet veriyor.

Beyin , bilincin kullandığı robotik vasıtanın , insan vücudunun en önemli aygıtlarından bir tanesi , ama insan yüzde yüz kapasitesi olan bu aygıtın ancak yüzde beşini kullanabiliyor , beyinde kapalı kalmış mahpes kalmış aşikare çıkarılamamış olan proğramları , beyindeki dna'ların çekirdeklerindeki nöronların birbirleriyle iletişim keyfiyetleri olan , bu mucize organımızı ne kadar tanıyoruz ve ne kadar farkındayız.

Gerektiğinde insanı kendi hakikatine ulaştıracak , selim aktif proğramlarını açarak kendini evrensel insan statüsüne kavuşturacak bu organı ne şekilde kullanabiliyor?

Beyin deyince , insanların aklına sadece fiziksel bir görüntü geliyor , oysa derununda fiziksel olanın ötesinde , görünmeyen yönünü günümüz ilmi fazla kurcalamıyor onlar için elle tutulur gözle görülür kanıtlar ve ispatlanmalar isteniyor, oysa manevi olanı elle tutup gözle göremezsiniz ama manevi olanı , içsel manevi gözünüzle görüp , elle tutulur manevi dünyaya indirebilirsiniz.

Bunların hepsi beyinde oluşur , sonra madde dünyasında elle tutulur gözle görülür hale gelirler , Düşünme melekesi , sadece insanda vardır , Düşünen insan düşünebildiği kadar yücelebiliyor , beyin deki dnalarda , sonsuz sınırsız mahiyetler cercevesinde düşünsel duyarlılıklar meknuz halde açılmayı bekliyor.

İnsan yoktan var etme kapasitesine sahip , bir tekerlek , bir ampul , bir telefon yoktu , bunlar önce insanın beyninde , zihninde , belirdi , önce bir düşünce oluştu sonra o düşünceye istinaden manevi aleminde zihninde bir görüntü oluşmaya tasarlanmaya başladı sonra o tasarım maddi dünyada şekil buldu.

İmgeleme yada imajinasyon gündelik hayatta çoğumuzun bilinçli yada bilinçsiz bir şekilde hergün kullandığımız bir olgu .

Domates dediğimizde beyin hemen onu size anımsatan rengiyle dokusuyla şekliyle kokusuyla bütün bu duyularınızla görüntüsel olarak size bu bilgiyi sunar ,bunun için özel olarak bir çaba harçamanıza gerek kalmaz , çünki beyin onu ilk gördüğünde her türlü tanımıyla , kayıtlamıştır. Beyin ilk defa gördüğü bir nesneyi önce algılar sonra onu daha önceden edindiği başka tecrübe ve bilgilerle kıyaslayarak tartarak yeni gördüğü nesneyi tanımlar ve kayıtlar , artık bu nesneyi tekrar gördüğünde unutmayacaktır, eğer beyin gördüklerini kayıtlamasaydı o nesneyi her gördüğünde tanımayacak ilk defa görmüş gibi olacaktı.

İmajinasyon dediğimizde bilinçli yapılan imajinasyonlarda belli bir nesne yada obje bu her ne ise ona yoğunlaşarak zihinde tutma ve bu nesneye odaklanarak beyindeki nöronların bu mahiyetteki proğramlarını açarak bu yönde tesir ederek gerekli yaratımın sağlanmasında efor gösterilmesidir.

İmajinasyon bütünsel birliğin hayrı için kullanılmalıdır , kişisel , bütüne hizmet etmeyen egosal imajinasyon ancak kişinin kendi beyinsel nöronlar arası iliteşiminde kısırdöngüye uğramasına ve kendi gelişimini ketlemesine neden olur.

Yeni çağ vizyonu olarak sunulan birçok bilginin içeriğindeki durugörü , duruişiti, imgeleme,telepati,teleportasyon,çakra çalışmaları,şifa terapileri gibi alternatiflerin temel dayanak noktası Bütüne Hizmet kaynaklı , adım ile başlar.

Beynimizde bilinçli olarak oluşturduğumuz görüntünün kendimize dönük değilde hep başkalarının iyiliğine ve yardımına olması dileğiyle

KHARİUM isimli dergiden alıntıdır

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...