Jump to content

Cezmi Ersöz Şiirleri


MeLankoLi_Awa

Önerilen Mesajlar

Ayna

 

Aynaya bakma sakın

ve saçlarına dokunma.

Rüzgara sesin

Geceye kokun düşmesin.

Sen bu bahar bir başka düşe gir

daha sığ ırmakların olsun

ve açık mavi denizin

beni unuttuğun anılarına sar

ki başka sızılara bulanayım.

 

Yüzümün Aynadaki Boşluğu

Uçurum dibinde nasıl göründüğümü

Merak ederim hep.

Yüzümün aynadaki boşluğuna hep bakmak isterdim.

İnançlarımın kırık döküldüğü yeri anlamak için

kalabalıklar içindeki yalnızlığıma dokunmak isterdim...

Aşktı adın uçurumda, yanı başımda

aynadaki suretimdi yüzüm,

aykırı kanardı bana.

İnançlarımın çoğu yalanmış

alay ederdi benimle.

Çok geç anladım, kalabalıklar arasındaki

senmişsin dokunamadığım...

Yalnızlığım diye küçümsediğim senin sevginmiş,

Geceleri ansızın uyanıp

incitilip durduğum senin yokluğunmuş...

Onca sevişmeden sonra değişememişsem,

sihirli bir aydınlıkta,

içimde bir yer sonsuz hasret kaldığı içinmiş...

İşte onca yalan geçen hayatımda

buymuş tek gerçeğim...

 

Gel...

 

Biliyorum, konuşacak birşeyimiz yok

Ama yine de gözlerini al gel

Elindeki yarayı, suskunluğunu, acemiliğini

Beni biri severse inanmam

Seni biri severse utanırsın

Bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel

Biliyorum konuşucak bir şeyimiz yok

Ama ızdırabım sende, mutlaka al da gel...

 

Bir Hayalet..

 

Bitaneme

 

Bir tek seni sevdiğim doğruydu...

Ve bu doğru yüzünden hayatım yalana battı...

Sen beni dışladığından beri beni sevenlere bir hayalet hediye ettin...

Tepeden tırnağa aşka,tepeden tırnağa özleme batmış bir hayalet...

Kimisi senin beni beklettiğin kapıda beni bekledi.Seni beklemekten yorulur, onunla birlikte çekip giderim diye buralardan...

Ve ben en çok onların sevgisine inandım.En çok onlara derinden üzüldüm.

Ve hep merak ettim, karşılıksız ve onca yıl bir hayaleti nasıl böylesine

sevebildiler diye...

Dünyanın iyi bir yer olduğuna ve yaşamak için çok sebep bulunduğuna,

bu insanların bir hayalete duydukları o akıl almaz, o sonsuz sevgileri

yüzünden bir kez daha inandım...

Seni unutmak için başladığı her aşkı yine seninle aladatan bir

hayalete...

Seninle kendini, bütün düşlerini, çocukluğunu, yaşadığı bütün acıları aldatan bir hayalete...

Bir tek sana duyduğu sevgisi doğru olan,

bu yüzden bütün hayatı bir yalan olan hayalete..

 

Kim Olduğunu Bilmediğim Birine

 

Karşılıksız aşkının zehrini taşıyordu bana

Kokusu sinmişti inatçı ruhuma, kitalarıma, ellerime...

Öyle çok öpüşürdük ki,

Ağzının tadıyla yerdim yemeklerimi...

Öylesine inanıyordu ki dünyadaki son aşkla beni sevdiğine,

Bir gün ansızın korkunç bir özlem duymaya başlamıştım

Kim olduğunu bilmediğim birine...

Şimdi ağzımda karşılıksız aşkın o aç tadı...

Karşımda o...

Yine hüzünlü, yine yenik...

Ama eşitiz artık,

Damarlarımızda karşılıkız aşkın o zehirli kanı...

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili.

O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.

Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.

Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.

Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,

anneler ve korkular yoktur.

Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.

İnsan bir başka ışığa teslim olur...

Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil,

içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir.

Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.

Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.

 

Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın

hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de...

Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının

çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir

sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...

 

Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,

kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı

hakikatlere daha yakınızdır, inan...

Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.

Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda,

gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,

o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim.

Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...

 

Aşk çok eski bir şeydir sevgili.

Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.

Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...

Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.

Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,

hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...

 

İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.

Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır...

Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.

İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde

yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.

Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...

Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...

 

İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda

umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler,

kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının

korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...

 

Birazdan sabah olacak...

Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,

anneler ve korkular başlayacak...

Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve

hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...

 

Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.

Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını,

cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri

alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...

 

Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...

 

Aşkta yarın yoktur sevgili...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Senin sana rağmen bir yüzün var

Herkesin ilk aşkına benzeyen

Beklemek kadar acı , anlamak kadar zor

Nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi

Yok karşılığı yüzünün

 

Senin sana rağmen bir yüzün var

Herkesin ilk aşkına benzeyen

Yaklaştıkça imkansız uçurumlar

Nedensiz hayatların o büyük acısı gibi

Yok karşılığı yüzünün ..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Acıyla Erir Yüzüne Aşık Çocuk

 

Ne zaman yüzüne baksam

yalnızlığın o mutlu gerilimi

 

O öksüz göl hızla derinleşir

biliyorum,acılarım hiç bitmeyecek,bu öyle bir

yeşil

 

Ne zaman gözlerinin içine baksam,biliyorum

ikimizi de aşar,o kapının ardındaki masal

bense yüreğimin bu hallerinden korkar,kalırım

bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi

geçip giden yüzlerine bakar kalırım

 

Ömrün kısalığı çarpar camlara

ateş hızla yayılır içerilere

 

Akşam olur,evler dolar boşalır

acıyla erir,yüzüne aşık çocuk

 

Ne zaman gözlerinin içine baksam,bliyorum

İkimizi de aşar,o kapının ardındaki masal

Cezmi Ersöz

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Eski bir kadınsın sen,

aşkı öğretmek için tekrar tekrar dirilen...

 

Ölümünü bekletiyor şimdi seninle

sevdası yarım kalmış ömürler.

 

Boğulmuş ve kanla karışmış yüzü denizin

sevginle duruluyor...

 

Aşk, unutulmuş bir sanat gibi,

ağırbaşlı bir çileyle öğreniliyor şimdi

 

Eski bir kadınsın sen,

aşkı öğretmek için celladını tekrar tekrar

dirilten...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...