Jump to content

Can Yücel Şiirleri


Rimmon-ex

Önerilen Mesajlar

En sevdiğim şairlerdendir biyografisini link olarak verip şiirlerine yer vermek istedim.....

HAYATI

 

 

FARZET HİÇ AYRILMADIK

 

Farzet hiç ayrılmadık

Gözümde tütüyor

Gözümü tütsülüyorsun hala

Hep birlikteyiz sanki

Seninle ben ve DÜNYA

 

HERŞEY SENDE GİZLİ

 

Yerin seni çektiği kadar ağırsın

Kanatların çırpındığı kadar hafif..

Kalbinin attığı kadar canlısın

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...

Sevdiklerin kadar iyisin

Nefret ettiklerin kadar kötü..

Ne renk olursa olsun kaşın gözün

Karşındakinin gördüğüdür rengin..

Yaşadıklarını kar sayma:

Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

 

Ne kadar yaşarsan yaşa,

Sevdiğin kadardır ömrün..

Gülebildiğin kadar mutlusun

Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin

Sakın bitti sanma her şeyi,

 

Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer

Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın

Bir gün yalan söyleyeceksen eğer

Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret

Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın

Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın

Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.

Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın

Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.

Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

 

İşte budur hayat!

İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın

Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün

Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun

Çiçek sulandığı kadar güzeldir

Kuşlar ötebildiği kadar sevimli

Bebek ağladığı kadar bebektir

Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

Sevdiğin kadar sevilirsin...

 

KİBRİT ÇAKIYORSUN KARANLIKTA

 

Kibrit çakıyorsun karanlıkta

badem çiçeklerini görmek için

Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift

sarnıç gemisi gözlerin

Bir iş açacaksın sen başımıza

yangın mı olur artık, bahar mı?

 

POETİKA

 

Yalnızlığı sevmiyorum

Yalnız kim ola ki

Kendim...

Kendimin kendini sevmiyorum

Kediler hariç...

Kahve ocakçısı olacaktım ben

Tuttum kavlimi

Yazdıklarımsa hep nafile

Hep nişanlı angaje ısloganlı

Can, diyorlar, bir kahve yap şu dümenin ağzına

Kallavi olsun!

Bende yoksa kahve, yemişçiden tedariklenip

Ve cezveyi ateşe sürüp, üstüne yemeni, şekerini

Taşırmadan pişiriyorum

Biliyorum, bilmez miyim bu kahve ocağınnan

Ocağımızı bucağımızı

Isıtamayacağımı!

İşte onun içinde de içim titreyerek

Cezvenizi sürüyorum ateşe

ÖZLEDİM SENİ..

 

özledim seni...

ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.

beynimi uyuşturuyor özlemin...

çok sık birlikte olmasak bile

benimle olduğunu bilmenin

bunca zamandır içimi ısıttığını

yeni yeni anlıyorum

Yokluğun,

Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp

mütemadiyen bir boşluğa

Sabahları seni okşayarak başlamaları

aksamları her isi bir kenara koyup

seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;

oynaşmalarımızı,

yürüyüşlerimizi,

sevimli haşarılığını,

çocuksu küskünlüğünü...

Nasılda serttin başkalarına karşı

beni savunurken;

ve ne kadar yumuşak

bir çift kısık gözle kendini

ellerimin okşayışına bırakırken

Gitmeni asla istemediğim halde

buna mecbur olduğunu görmek

ve sana bunları söylemeden

''git artık'' demek

''beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk

kavuşacaksın mutluluğa''

demek sana nede zor

seni görmemek ve belki yıllar sonra

karsılaştığımızda

bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...

yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....

SEVGİ DUVARI

 

sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa

kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi

dilimizde akşamdan kalma bir küfür

salonlar piyasalar sanat sevicileri

derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni

yakanda bir amonyak çiçeği

yalnızlığım benim sidikli kontesim

ne kadar rezil olursak o kadar iyi

kumkapı meyhanelerine dadandık

önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi

aramızda görevliler ekipler hızır paşalar

sabahları açıklarda bulurlardı leşimi

öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri

çöpçülerin elleriyle okşardın beni

yalnızlığım benim süpürge saçlım

ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

baktım gökte bir kırmızı bir uçak

bol çelik bol yıldız bol insan

bir gece sevgi duvarını aştık

düştüğüm yer öyle açık seçik ki

başucumda bir sen varsın bir de evren

saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi

yalnızlığım benim çoğul türkülerim

ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

 

ŞEY GİBİ

 

Fethi Naci'ye

 

Şey gibi herbişeyim yahu

Satır yazamıyorum

 

Sanki kendimle değil

Dünyayla ölüyorum

 

Bağırsam bağırsam bağırsam

Bağırdığımı duymuyorum

 

Tek bir musluk var açık

Onunla akıyorum

 

İstemeden istemeden istemeden

İstiyereeeek

 

Ah sen ölüm denen topal köfte

Buluştuk bak cenabette

 

İçim rakı dışım su

Bu mahmur cinayette

 

Çocuklar çocuklar çocuklar

Sizlen doğmamış mıydık biz birlikte

 

AKDENİZ YARAŞIYOR SANA

 

Akdeniz yaraşıyor sana

Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun

Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında

Hiç dinmiyor motorların gürültüsü

Köpekler havlıyor uzaktan

Demin bir çocuk havladı

Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine

Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir

Denizi tokmaklıyor balıkçılar

Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak

O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği

Hayatta yattık dün gece

Üstümüzde meltem

Kekik kokuyor ellerim hala

Senle yatmadım sanki

Dağları dolaştım

Ben senden öğrendim deniz yazmayı

Elimden düşmüyor mavi kalem

Bir tirandil çıkar gibi sefere

Okula gidiyor öğretmenim

Ben de ardından açılıyorum

Bir poyraz çizip deftere

Bir ada var sırf ebabil

Dönüyor dönüyor başımda

Senle yaşadığım günler

Gümüş bir çevre oldu ömrüm

Değince güneşine

Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını

Gözlerim kamaşınca senden

Ölüm belki sularından kaçırdığım

O loş suda yıkanmaktır

Durdukça yosundan yeşil

Kulaç attıkça mavi

Ben düzde sanırdım yıkıntım

Örenim alkolik asarım

Mutun doruğundaymışım meğer

Senle çıkınca anladım

Eski Yunan atları var hani

Yeleleri bükümlü

Gün inerken de öyle

Ağaçtan izdüşümleriyle

Yürüyor Balan tepeleri

Yürüyor bölük bölük can

Toplu bir güzelliğe doğru

Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize

 

Aslında Can baba'nın "vecizelerini" de paylaşmak isterdim ama (ben dahil) sitedeki kimsenin küfürlü ve argo konuşmaya onun kadar sıcak bakmadığı kesin :D Küfür işçi sınıfının ağzının süsüdür dediği aklımda kalmış konuşma tarzıyla ilgili ilginç bir kişilikti huzur içinde yatsın.....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sen miydin o,yalnızlığım mıydı yoksa

Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi

Dilimizde akşamdan kalma bir küfür

Salonlar piyasalar sanat-sevicileri

Derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni

Yakanda bir amonyak çiçeği

Yalnızlığım benim sidikli kontesim

Ne kadar rezil olursak o kadar iyi

 

 

Kumkapı meyhanelerine dadandık

Önümüzde Altınbaş,Altın Zincir,fasulye pilakisi

Ardımızda görevliler,ekipler,Hızır Paşalar

Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi

Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri

Çöpçülerin elleriyle okşardım seni

Yanızlığım benim süpürge saçlım

Ne kadar kötü kokarsak okadar iyi

 

 

Baktım gökte bir kırmızı bir uçak

Bol çelik bol yıldız bol insan

Bir gece Sevgi Duvarını aştık

Düştüğüm yer öyle açık öyle seçik ki

Başucumda bi sen varsın bi de evren

Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi

Yalnızlığım benim çoğul türkülerim

NE KADAR YALANSIZ YAŞARSAK O KADAR İYİ...

 

çok etkileniyorum bu şiirden...içinde sıcacık bişeyler var değil mi?

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Aygün Uğurlar İçin

 

Ne nimetleri var şu dünyanın

Ekmek peynir zeytin yemiş....

Bir nimeti daha var dünyanın:

İnandıkları uğruna açlıktan ölmek.

 

şiirler

 

Ay!Ay!Ay!

Şu gökteki ay var ya

Şu boktan su yarım ay

Bakarsan bakarsan bakarsan

Bi tek sözüme bakıyor benim

dolunay olmak için

O bana bakıyor

Ben ona.

O bana bakıyor

Ben ona,

Hepimiz ama

Hepimiz

Hepimiz

Bakıyoruz hep birbirimize

bakıyoruz hep bakıyoruz

ADAM olmak için hep

Ay! Ay! Ay!

O bana bakıyor

Ben ona.

O bana bakıyor

Ben ona

Canım yanarcasına

Ne zaman

Ama ne zaman olacak bu iş?

Bakıyorum bakıyorum da aya

Bakıyorum da ayın ayaklarına

Yatırmışlar yine Ahmed’i falakaya

 

Aşk Çocuğu

Nezih`e

 

Pencerelerin kenarından

Sarkmış tül perdeleri

Pembe Evin

Uçup uçup yüz sürüyorlar

Karşı tepedeki manastırın selvilerine

 

Rüzgârla eğilip doğruldukça

Sardunyalar,biberiyeler,

Hiç korkma

Karada ölüm yok oğlum sana bugün

 

Leylekler daldı birden göğün acentasına

Gidip-gelme almak üzere Güneye hicret

Sen de gel diyorlar kanatlarıyla,

El sallıyorum ben de yattığım yerden

Leyleklere Leylim-Leylim

Diye diye

 

Güneşle karışık bir esinti geçiyor şakağımdan

Uzatıyorum elimi denizden yeni çıkmış senin serinliğine,

Göğsümün,karnımın,kasıklarımın,bacaklarımın

Tüyleri kamaşıyor sevinçten

 

Uyanıyoruz sonra

Dizine yatırıp beni çingene benlerimi sıkıyorsun

Gümüşlü zurnası dikiliyor havaya çeribaşının

Işıklar bir bahriye çiftetellisi çalıyor yüzümde

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir Sen Eksiktin Ayışığı

 

Bileklerimizi morartmış yeni Alman kelepçeleri,

Otobüsün kaloriferleri bozuldu Kaman'dan sonra

Sekiz saat oluyor karbonatlı bir çay bile içemedik,

Başımızda pirensip sahibi bir başçavuş.

Niğde üzerinden Adana Cezaevine gidiyoruz...

 

Bi sen eksiktin ayışığı

Gümüş bir tüy dikmek için manzaraya!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

BULUŞMAK ÜZERE

 

Diyelim yagmura tutuldun bir gün

Bardaktan bosanircasina yagiyor mübarek

Öbür yanda günes kendi keyfinde

Ne de olsa yaz yagmuru

Piril piril düsüyor damlalar

Eteklerin uça uça bir kosudur kopardin

Dar attin kendini karsi evin sundurmasina

Iste o evin kapisinda bulacaksin beni

Diyelim için çekti bir sabah vakti

Erkenceden denize gireyim dedin

Kulaç attikça sen

Patiska çarsaflar gibi yirtiliyor su ortadan

Ege denizi bu efendi deniz

Seslenmiyor

Derken bi de dibe dalayim diyorsun

Içine dogdu belki de

Iste çil çil kosusan baliklar

Lapinalar gümüsler var ya

Eylim eylim salinan yosunlar

Onlarin arasinda bulacaksin beni

Diyelim sapina kadar sair bir herif çikmis ortaya

Çakmak çakmak gözleri

Meydan ya Taksim ya Beyazit meydani

Herkes orda sen de ordasin

Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarindan

Yürüyelim arkadaslar diyor yürüyelim

Özgürlüge mutluluga dogru

Her isin basinda sevgi diyor

Gözlerin yagmurdan sonra yapraklarin yesili

Bi de basini çeviriyorsun ki

Yaninda ben varim

 

 

MARE NOSTRUM

 

En uzun kosuysa elbet Türkiyede de Devrim,

O, onun en güzel yüz metresini kostu

En sekmez lüverin namlusundan firlayarak...

En hizlisiydi hepimizin,

En önce gögüsledi ipi...

Aciyorsam sana anam avradim olsun,

Ama ask olsun sana çocuk, ask olsun

 

 

 

AKİS

 

Sen çaldıkça Teodorakis

Bir mor yağıyor üstüme...

Dudaklarım öpüşmekten mosmor...

Bir putum sanki ilahilerle

denize fırlatılmış

Ve bir deniz yağıyor üstüme

Bakma sen sevgili Teodorakis

Açgözlü güvercinlerin didiştiklerine!

Avluların o en çakırkeyiflisine

Mısır daneleri gibi serpilmişler ama

Mısır danesi değil ki bu adalar

Ne de biz güverciniz...

 

Sekerek o güneş güzeli çakılların üzerinden

Çıplak ayaklarımızın su sesleriyle

Birbirimize

Ve kendimize

Bilakis

 

Sen çaldıkça Teodorakis

Bir mor yağıyor üstüme

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

DOSTLAR IRMAK GİBİDİR KİMİNİN SUYU AZ, KİMİNİN ÇOK

KİMİNDE ELLERİNİZ ISLANIR YALNIZCA

KİMİNDE RUHUNUZ YIKANIR BOYDAN BOYA

INSANLAR VARDIR;

ÜSTÜ NİLÜFERLERLE KAPLI,

BULANIK BİR GÖL GİBİ...

NE KADAR UĞRAŞSANIZ GÖRÜNMEZ DİBİ.

UZAKTAN GÖRÜNÜŞÜ ÇEKİCİ, ALDATICI

İÇİNE DALDIĞINIZDA NE KADAR YANILTICI....

NE ZAMAN NE GELECEĞİNİ BİLEMEZSİNİZ;

SOKULMAKTAN KORKARSINIZ, GÜVENEMEZSİNİZ!

INSANLAR VARDIR; DERİN BIR OKYANUS...

iLK ANDA ÜRKÜTÜR, KORKUTUR SİZİ.

DERİNLİKLERİNDE SAKLIDIR GİZİ,

DALDIKÇA ANLARSINIZ, DALDIKÇA TANIRSINIZ;

YANINDA KENDİNİZİ İÇİ BOŞ SANIRSINIZ.

iNSANLAR VARDIR, COSKUN BİR AKARSU...

YAKLAŞMAYA GELMEZ, ALIR SÜRÜKLER.

TUTUNACAK YER GÖSTERMEZ BEYAZ KÖPÜKLER!

NE ZAMAN NEREDE BIRAKACAGI BELLİ OLMAZ;

BU TİP iNSANLAR BİÇ ÖMÜR DOLMAZ.

İNSANLAR VARDIR; SAKİN AKAN BİR DERE...

iNSANI RAHATLATIR, HUZUR VERİR GÖNÜLLERE.

YANINDA OLMAK BAŞLI BAŞINA BIR MUTLULUK. SESİNDE,

GÖRÜNTÜSÜNDE TATLI BİR DURGUNLUK.

INSANLAR VARDIR; ÇEŞİT ÇEŞİT, TİP TİP.

HER BİRİ BASKA BİR KARAKTERE SAHİP.

GÖRMELİ, İNCELEMELİ, DOGRUYU BULMALI.

HER SEYDEN ÖNEMLİSİ iNSAN, iNSAN OLMALI...

iNSANLAR VARDIR; BERRAK, PIRIL PIRIL BİR DENİZ.

BOŞA GİTMEZ NE KADAR GÜVENSENİZ

DİBİNİ GÖRÜRSÜNÜZ HER ŞEY MEYDANDA.

KORKMADAN DALARSINIZ,

SİZİ SARAR BİR ANDA.

İÇİ DIŞI BİRDİR ÇEKİNME ONDAN.

HER SÖZÜ İÇTENDİR, HER DAVRANIŞI CANDAN...

 

Can Yücel

--------------------

KİM ÖZLERDİ AVUÇ İÇLERİNİN KOKUSUNU

 

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,

arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar

bırakılmasaydı eğer.

 

Dayanılması o kadar da zor değildir,

büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

 

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,

yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

 

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,

çalınan birinin kalbiyse eğer.

 

Korkulacak bir yani yoktur aşkların,

insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

 

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,

hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

 

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,

kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

 

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,

öylesine delice bakmasalardı eğer.

 

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de,

kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

 

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,

son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

 

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,

meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

 

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,

beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

 

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,

tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,

yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,

son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

 

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,

her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

 

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,

dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

 

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,

namussuz cay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

 

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,

dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

 

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,

sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

 

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,

kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

 

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine

belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci dereceden failidir"

denmeseydi eğer.

 

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,

ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

 

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,

kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle

avunmaya kalkmamış

olsaydın eğer.

 

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.

yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canim ellerini

tutmak isterse...

Evet Sevgili,

Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim

uzanmak isterdi ince parmaklarına,

mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık

etmiş olmasalardı eğer!!

 

Can Yücel

 

 

 

BAĞLANMAYACAKSIN

 

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.

"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.

Demeyeceksin işte.

Yaşarsın çünkü.

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.

Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

 

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,

Senin onu sevdiğinden.

Çok sevmezsen, çok acımazsın.

Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.

Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.

Senin değillermiş gibi davranacaksın.

Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de

korkmazsın.

Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.

Çok eşyan olmayacak mesela evinde.

Paldır küldür yürüyebileceksin.

İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,

Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.

Gökyüzünü sahipleneceksin,

Güneşi, ayı, yıldızları...

Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.

"O benim." diyeceksin.

Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...

Mesela gökkuşağı senin olacak.

İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait

olacaksın.

Mesela turuncuya, yada pembeye.

Ya da cennete ait olacaksın.

Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.

Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem

de hep senin kalacakmış gibi hayat.

İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

 

CAN YUCEL

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

biz talebeyken şeydik

iyi arkadaştık şeylen

biliyorsunuz şeylen şey olunmaz

ben şeyi bitirince babam

şey dedi şey partisine girdim

zaten şeyle evlenmiştim

şey şeye gidelim dedi gittik

şeysiz de olmuyor döndük

iki şeyim oldu büyüdüler

doktor sende bir şey var diyor şimdi

tabiy bende bir şey var: sayamadığın kadar

kimse dokunamaz benim şeyime

çünkü ben bir şeyim

her şey de bir şeydir ama

ben başka bir şeyim

ben şeyim

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İlgili aramalar: amatör - can yücel anladım -  can -  yÜcel -  anladım -  şiir








Bunca zaman bana anlatmaya


çalıştığını,kendimi
bulduğumda anladım.

Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu
varmış,

Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat,
okuyarak,dinleyerek değil..

Bildiklerini bana neden
anlatmadığını, anladım..

Yüreğinde aşk olmadan geçen hergün
kayıpmış,

Aşk peşinden neden yalınayak
koştuğunu anladım..

Acı doruğa ulaştığında
gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını
anladım..

Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla
ağlamaktan daha değerliymiş,

Gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde
anladım..

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir
tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,

Çok acıttığında anladım..

Fakat,hakedermiş sevilen onun için dökülen her
damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler
terkettiğinde anladım..

Yalan söylememek değil, gerçeği
gizlememekmiş marifet,

Yüreğini elime koyduğunda anladım..

''Sana ihtiyacım var, gel ! ''
diyebilmekmiş güçlü olmak,

Sana ''git'' dediğimde anladım..

Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum''
diyebilmekmiş sevmek,

Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir
çocukmuş,her düştüğünde zırıl
zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı
sarıldığında anladım..

Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye
haykırmak istemekmiş pişman olmak,

Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,

Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,

Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş
bir gün affedilmeyi,

Beni afetmeni ölürcesine istediğimde
anladım..

Sevgi emekmiş,

Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak
kadar sevmekmiş

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

En uzun kosuysa elbet Türkiyede de Devrim,

O, onun en güzel yüz metresini kostu

En sekmez lüverin namlusundan firlayarak...

En hizlisiydi hepimizin,

En önce gögüsledi ipi...

Aciyorsam sana anam avradim olsun,

Ama ask olsun sana çocuk, ask olsun

 

 

güzel paylaşım:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

özledim seni...

ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.

beynimi uyuşturuyor özlemin...

çok sık birlikte olmasak bile

benimle olduğunu bilmenin

bunca zamandır içimi ısıttığını

yeni yeni anlıyorum

 

 

Bu dizeler mükemmel .. Eline sağlık :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa

kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi

dilimizde akşamdan kalma bir küfür

salonlar piyasalar sanat sevicileri

derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni

yakanda bir amonyak çiçeği

yalnızlığım benim sidikli kontesim

ne kadar rezil olursak o kadar iyi

...................

 

gerisine şimdilik gerek yok...:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY

 

Başka türlü bir şey benim istediğim

Ne ağaca benzer, ne de buluta

Burası gibi değil gideceğim memleket

Denizi ayrı deniz,

Havası ayrı hava..

 

Bir başka yolculuk dalından düşmek yere

Yaşadığından uzun

 

Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere

Ağacın yüksekliğince

Dalın yüksekliğince rüzgarda

Ve bir yeni ömür

Vardığın çimen yeşilliğince

 

Nerde gördüklerim

Nerde o beklediğim

Rengi başka

Tadı başka..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

BİR ÖLÜM İLANI

 

 

Zaten hayalet olan

Gölge yazar Oğuz’un ölümü de

Herhalde kendinden rivayet

 

Oğuz’un cenazesi mi

Hayret!

 

Hem o hiç uyumaz ki

Belki de ilk kez oradan

Kendi kendini Türkçeye çevirecek

Yeni dikilmiş bir kalem selviyle

Ya da en eski daktilosuyla gecenin

Yıldızları tuş

 

 

KAYIP ÇOCUK

 

Birden işitilmez olsun ayak seslerim;

Gölgem bir başka sokağa sapıversin;

Unutayım bir anda her şeyi,

Nerde oturduğumu,

Bir tuhaf adem olduğumu Can adında.

Aklım arayadursun başka kapılarda kısmetimi,

Ben, bilmediğim sokaklarda bir başıma;

Gönlüm öylesine geniş, öyle ferah,

İlk defa görmüş gibi dünyayı,

Bir şaşkınlık içinde, yeniden doğmuş gibi;

Hatırlamam artık değil mi, dostlar,

Hatırlamam artık garipliğimi

--------------------

Yeşilmişik

 

 

 

Bir çift yaprakmış dalında yumuşacık

Tutmuşum tutmuşum ellerinden senin

Düşmüşüz yavaşça bir sakin derenin

İçindeymişik yeşilmişik sazmışık

 

Balıklar gibiymiş sessiz ve karanlık

Yüzermiş saçların yüzermiş nefesin

Susarmışız öyle bir sakin derenin

İçindeymişik yeşilmişik sazmışık

.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"susurluk" ismi su sığırından geliyor

"manda" demek yani

3 kasım 1996 da

susurluk yolunda

o iblis mercedes in

masum kamyona çarpmasıyla

gazi tarafından vaktiyle

vaktinde sittir edilip de

sonradan harimimize

sinsi sinsi sokulan

manda var ya

işte o manda göle sıçtı

--------------------

.

.

.

.

.

.

diyelimki yağmura tutuldun bir gün

bardaktan boşalırcasına yağıyor mübarek,

öbür yanda güneş kendi keyfinde

ne de olsa yaz yağmuru

pırıl pırıl düşüyor damlalar

eteklerin uça uça bir koşudur kopardın

dar attın kendini karşı evin sundurmasına

işte o evin kapısında bulacaksın beni

 

diyelim için çekti bir sabah vakti

erkenden denize gireyim dedin

kulaç attıkça sen

patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan

ege denizi bu efendi deniz

seslenmiyor

derken bi dibe dalayım diyorsun

içine çil çil koşuşan balıklar

lapinalar gümüşler var ya

eylim eylim salınan yosunlar

onların arasında bulacaksın beni

 

diyelim sapina kadar sair bir herifçıkmış ortaya

çakmak çakmak gözleri

meydan ya taksim ya beyazıt meydanı

herkes orda sen ordasın

herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından

yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim

ozgurluge mutluluga dogru

her işin başında sevgi diyor

gözlerin yagmurdan sonra yaprakların yesili

bi de başını çeviriyorsun ki

ben varım

--------------------

ya aklin baska yerdeydi ya yuregin..

 

Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?

Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek..

 

Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?

''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda

boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek...

 

Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?

Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek.

Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...

 

Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?

Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak.

Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak..

 

Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?

Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana...

Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte.

Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek.

Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek..

 

Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?

Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak...

Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin

şiirlerin her mısrasında seni bulmak...

 

Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?

Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz

duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek.

Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak.

Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde.

Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime...

 

Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?

Nereden bileceksin?

Sen benimle hiç olmadın ki.

Olsaydın avuçlarım terlemezdi...

Isırmazdım dilimin ucunu...

Özlemezdim seni yanımdayken...

Kıskanmazdım.

Korkmazdım yollarda yürümekten.

Islanmazdım yağmurlarda...

Yıldızlara aya dert yanmaz,

böyle her şarkıda sarhoş olmazdım.

Korkmazdım seni kaybetmekten

ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize...

Ve her kulaçta haykırırdım seni..

Ama sen hiç benimle olmadın ki...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...