Jump to content

2012 ye nasıl hazırlanmalıyız ???


Vivivan

Önerilen Mesajlar

arkadaşlar bu konu ile alakalı okuduğum yazılarda bilgilenin deniliyor , fakat bu bilgilenmenin nasıl olacağı konusunda açıkçası anlamlı birşey oluşmadı kafamda . eminimki aranızda kültürü ve zekası benden kat kat yüksek ve bu konuları anlamış insanlar vardır , geçiş e nasıl hazırlanacağımız konusunda net bir açıklama istiyorum sizlerden , şimdiden teşekkürler .

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

kişisel gelişimle ne alakası olabilir merak ediyorum.kimse iyi insan olun diğerlerine kötülük yapmayın bunun karşılığını alırsınız 2012 de diye birşey söylemiyor.internet kaç kişinin evinde varki.2012yi nerden okuyacaklar.adaletsizlik var gibi.farklı olma telaşesi ise ben niye 2012ye hazırlanayım ölüp gideyim:D.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Eski insanların yerin altına şehirler inşa etmelerinin bir sebebi olsa gerek ??? Gelin yeraltı şehirlerine bir yolculuk yapalım...

 

 

 

 

 

 

http://www.avanosevi.com/images/s/derinkuyu.jpg

 

 

 

Kapadokya gezisinin belkide en çok ilginizi çekecek bölümü.

 

Kapadokya’da yumuşak tüf kayalara oyularak yapılmış çok sayıda yeraltı şehri bulunuyor. Bunların başlıcaları Kaymaklı, Derinkuyu, Özkonak , Mucur, Örentepe, Gümüşkent, Tatlarin, Ovaören ve Gökçetoprak’ta yer alıyor. Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirleri en büyükleri.

 

http://www.avanosevi.com/images/s/KaymakliG.jpg

 

Nevşehir’in 21 km. batısındaki Kaymaklı yeraltı şehri ile ondan 9 km. sonraki Derinkuyu yeraltı şehrini gezmek için girişten itibaren var olan yön levhalarını izliyorsunuz. Şehrin giriş katında hayvanların bağlandığı yerler bulunuyor. Sonra da yiyeceklerin depolandığı bir başka bölüme geçiliyor. Yeraltı şehrinin her bir bölümü diğerine dar tünellerle bağlanıyor. Ve her giriş değirmentaşı biçimindeki hareketli kaya kapılarla kapatılabiliyor, bu şekilde düşman saldırılarından korunuluyor. Yeraltı şehrinin şarap yapımında kullanılan odaları da var. Şehir toplam 40 metre derinlikte 8 kattan oluşuyor. Şehrin mükemmel bir doğal havalandırma sistemi var. Ortak mutfağı ikinci katta. Gerek Kaymaklı’daki, gerekse Derinkuyu’daki yeraltı şehirlerinin tüm katları henüz ziyarete açık değil. Kaymaklı’nın 20 metre derinlikteki 4. katına, Derinkuyu’da ise 55 metre derinlikteki 8. katına inilebiliyor. Derinkuyu’nun toplam alanı 4.5 kilometrekare. Yaklaşık 20.000 kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Kaymaklı ise Derinkuyu’nun aşağı yukarı yarısı kadar.

 

Yeraltı şehri

 

Yeraltı şehirlerinin yapımına hangi dönemde başlandığı kesin olarak bilinmiyor. Şehirlerin Hitit döneminde var olduğuna, Hristiyanlık döneminde de genişletildiği ve özellikle Arap akınlarına karşı korunmak amacıyla kullanıldığına ilişkin bilgiler var. Şehirlerin yiyecek depolamak amacıyla da kullanıldığı anlaşılıyor.

 

Ayrıca akılalmaz doğal havalandırma sisteminden dolayı uzaylılar tarafından yapılmış olabileceğini iddia edenler bile var.

 

Özkonak Yeraltı Şehri

 

Avanos'a 14 km. uzaklıktaki Özkonak kasabasında bulunan yeraltı şehri, İdiş Dağı'nın kuzey yamaçlarında volkanik, granit bünyeli tüf tabakalarının oldukça kalın olduğu bir yerde yapılmıştır. Yeraltı şehri henüz tam olarak temizlenmemiş olup temizlendiği kadarıyla ziyarete açılmıştır.

Kaymaklı Yeraltı Şehri

 

Nevşehir'e 20 km. mesafede bulunan Kaymaklı kasabasındadır. 8 katlı olup ilk katı erken dönem tarihlenmektedir. Roma ve Bizans dönemlerinde de diğer alanların oyularak genişletilmesi suretiyle yeraltı şehri haline dönüştürülmüştür. Bugün 4 katı ziyarete açıktır.

 

Tüf kayalara oyulmuş bu yeraltı şehri, bir kitlenin geçici olarak yaşayabilmesi için gerekli barınma şartlarına haizdir. Dar koridorlarla birbirlerine bağlanan oda ve salonlar, şarap depoları, su mahzenleri, mutfak ve erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyuları, kilise ve dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek için kapıyı içten kapatan büyük sürgü taşları vardır.

Derinkuyu Yeraltı Şehri

 

Nevşehir- Niğde karayolu üzerinde ve Nevşehir'e 30 km. uzaklıkta bulunan Derinkuyu ilçesindedir. Kaymaklı yeraltı şehrinde olduğu gibi burada da büyük bir topluluğu içinde barındıracak ve ihtiyaçlarını karşılayacak mekânlar vardır. Bu yeraltı şehri 8 katlıdır. Kaymaklı yeraltı şehrinden farklı olarak burada misyonerler okulu, günah çıkartma yeri, vaftiz havuzu ve ziyaretçilerin ilgisini çeken kuyu mevcuttur.

 

Yeraltı şehirleri sadece Kappadokia bölgesinin jeolojik oluşumlarına özgü yapılar olup diğer bölgelerde bu tür örneklere rastlanmamaktadır.

Mazı Yeraltı Şehri

 

Antik adı "Mataza" olan Mazı köyü, Ürgüp'ün 18 km. güneyinde, Kaymaklı yeraltı şehrinin ise 10 km. doğusundadır.

 

Değişik yerlerde 4 girişi tespit edilebilmiştir; asıl girişi düzensiz taşlarla örülmüş koridor sağlamaktadır. Kısa koridordaki iri sürgü taşı, yeraltı şehrinin giriş çıkışını kontrol altına almaktadır. İç kısımdaki küçük oda, sürgü taşının rahat bir şekilde hareket etmesi için yapılmıştır. Yeraltı yerleşiminin geniş alanlarına yayılan ahırlar, diğerlerinden farksızdır. Ahırlardan kısa bir koridor vasıtasıyla yeraltı şehrinin kilisesine ulaşılmaktadır. Bu mekânın girişi sürgü taşı ile kapatılabilmektedir. Kilise apsisi, köşeye oyulmuştur ve cephesi kabartmalarla süslüdür.

Özlüce Yeraltı Şehri

 

Eski adı "Zile" olan Özlüce köyü merkezindeki yeraltı şehri, Nevşehir- Derinkuyu karayolu üzerindeki Kaymaklı kasabasının 6 km. batısındadır.

 

Girişte bazalttan yapılmış, birbirine geçmeli iki kemerli mekân bulunmaktadır. Daha sonra yine moloz taşlarla örülü 15 m. uzunluğunda bir geçit vasıtasıyla asıl tüf kayaya ulaşılmaktadır. Yeraltı şehrine girişi sağlayan taştan yapılmış mekânlar, asıl yeraltı şehrini oluşturan kaya oyma mekânlara nazaran daha yenidir. Bu koridorun bitiminde 1.75 m. çapında sert granit taştan yapılmış sürgü taşı bulunmaktadır.

 

Girişteki ana mekân, yeraltı yerleşiminin en geniş alanı olup iki bölümden ibarettir. Büyük mekânın sağında erzak depoları, solunda ise oturma odaları bulunmaktadır. Oldukça uzun olan galerilerin kenarlarında hücre tipi odalar, tabanlarda ise tuzaklar yer alır. Henüz ziyarete açılmamıştır.

Tatlarin Yeraltı Şehri

 

1991 yılında ziyarete açılan yeraltı şehri ise, mekânlarının büyüklüğü, erzak depolarının sayısının ve kiliselerin çokluğu nedeniyle askeri garnizon ya da manastır kompleksini akla getirir. Yeraltı şehri oldukça geniş alanlara yayılmış, ancak küçük bir kısmı temizlenebilmiştir. Halen iki katı gezilebilen yeraltı şehrinin en önemli özelliği diğer yeraltı şehirlerinde pek bulunamayan tuvalete sahip olmasıdır.

 

------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Yer Altı Şehri : Aksaray İli, Güzelyurt İlçesi Manastır Vadisi girişinde yer alan Yeraltı şehri Bizans dönemi yapılarındandır. Giriş kısmında hayvan barınağı bulunur, yaklaşık 5x10= 50 m2 alanındadır. Yan duvarlarında kaya oyma yemlikler ve bağlama yerleri görülmektedir. Buradan başlayan tünel küçük bir mekana ulaşıyor. Üst kattaki diğer mekan ahırla merdiven irtibatladır. Ayrıca dışardan da girişi bulunur. Bu mekandan taş merdivenlerle çıkıldığında (merdiven sonunda kapak mevcut) üst kattaki gözetleme mekanına ulaşılır. Gözetleme mekanından yukarı doğru devam eden tünelde sürekli su akıntısı olması nedeniyle ilerlemek mümkün olmamıştır.

 

Kuluk Alinin Evi-Yer Altı Şehri : Aksaray İli, Güzelyurt İlçesi Manastır Vadisi girişinde yer alan Yeraltı şehri Bizans dönemi yapılarındandır.

 

Gezilebilir haliyle üç katlıdır. Bir kısmı kapalıdır. Girişte genişçe bir mekandan sonra 2. bir mekana geçilir. Burada tandır duvar nişleri ve mutfak yer alır. Mutfak (niş şeklinde) duvarlarında çeşitli kullanımlar için küçük nişçikler oluşturulmuştur. 2. mekandan aşağı kata asansör bir merdivenle iniliyor. Duvarlarında kücük nişler bulunuyor. Duvar dibinde derin bir su kuyusu görülmektedir. Ayrıca wc olabilecek yapıda bir nişte dikkat çekmektedir. Bu kattan yine bir alt kata daire planlı bir asansör merdivenle iniliyor. 60/100 kesitli bir tünelden devam edildiğinde dışarıya açılan bir kapıya ulaşılıyor. Yeraltı şehri giriş mekanının hemen solundaki üst kata çıkan merdivenler kapatılmış durumda(örülü). Giriş mekanında şıra havuzu ve toplama haznesi dikkati çekmektedir.

 

Gözyaşı Yer Altı Şehri: Aksaray İli, Güzelyurt İlçesi Gözkayası mevkiinde yer alan Yeraltı şehri Bizans dönemi yapılarındandır.

 

Yer altı şehri girişi iki türlü oluşmaktadır. 1- büyük kaya bloğu üzerinden kaya merdiven basamaklarıyla (açık merdiven şeklinde) 2- zeminden düz bir giriş girişin son kısım basamakları yıkılmış durumdadır. Zemin girişi ise çeşitli kaya kopmaları sebebiyle tam olarak çözülememiştir. Yeraltı şehri 20 metre derinliktedir. sol koldan devam eden tünel koridor girişi görülmüştür. 20 metre uzunlukta 2,5 metre genişlikte ve 3 metre yükseklikteki eğimli koridorda zeminin kaygan ve çok dik olması nedeniyle ilerlemek mümkün olmamıştır.

 

Belediye yetkilileri burada temizlik çalışmaları yapıldığını ve 45 metrelik bir kısmının temizlendiğini belirtmişlerdir. Göz kayasının en üstünde bir yel değirmeni olduğu da söyleniyor. Tepede satıhta düzgün harabe halinde dağınık taşlara rastlanılmıştır.

 

Saratlı Yer Altı Şehri: Aksaray İli, Gülağaç ilçesi Saratlı Kasabası Aksaray İline 25 km uzaklıkta olup Aksaray-Nevşehir Karayolundan 2-3 km içeridedir.

 

Yer altı şehri Kasabanın güney tarafında yer almaktadır. Giriş güney taraftan yapılmaktadır. Bu girişlerin bazılarında yaklaşık birbirine yakın ölçülerde 1,5 mt. çapında yuvarlak tırhaz taşları kullanılmıştır. Bunlardan bir kısmı orijinal yuvasında olup, bir kısmı ise yerinden çıkarılmıştır. Giriş kısımların dar olması mekanlara girişi güçleştirmektedir. Odalar düzensiz dikdörtgene yakın veya yuvarlağa yakın oval biçimli olup, düzenli plan vermemektedir. Yer altı şehrini iç kısımlarına dar ve engebeli koridorla ulaşılmakta iç kısımlarda sığınıldığında kullanılan odalar ve su ihtiyacını karşılamak için açılmış, kayaya oyulmuş, görünen kısmı 8 metre derinliğinde olan kuyu yer alır. Kuyunun ağız kısmı suyu alabilmek için derin niş şeklinde açılmıştır. Kare şeklinde olan kuyu temizleyebilmek için içine inme amacına yönelik ayak basma yerleri açılmıştır. Yer altı şehri içerisinde bulunan mekanların birbirine bağlantısı dışında kapatılmış veya duvar ile örülmüş gezilemeyen çok sayıda bölümünün var olabileceğini gösteren kısımlar tespit edilmiştir.

 

Ozancık Yer Altı Şehri: Aksaray İli, Ortakmöy İlçesi Ozancık Kasabası sınırları içerisinde yer alan Yeraltı şehri Bizans dönemi yapılarındandır.

 

Ersele höyüğünün güneyinde, kırk gözler mevkii yaklaşık 2,5 kilometre karelik bir alana yayılmış, mülkiyeti köy tüzel kişiliğine ait olup, halen mera işlevi görmektedir. Üst kısımda mezarlık alanı vardır. En az 7 tane girişi tespit edilmiştir. Çevresinde ve iç kısımlarda bulunan havalandırma bacalarından buranın en az 5 katlı bir yeraltı şehri olabileceği sanılmaktadır. Kapladığı alan itibarı ile çok büyük bir yerleşim alanına sahiptir. Şehrin içinde karakteristik tırhaz taşları ve mekanlar, depo odaları ve kurumuş su yolları çevresinde stilize mezar kabartmaları vardır.

 

 

alıntıdır...

 

 

 

Bence yeraltına inelim en güvenli yer orası ayrıca soğuk olmaz ... :polling:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yukarıyı kirlettik şimdi de aşağıları kirletelim :) Bilinçli olabilsek tamam yapalım ama biz yapmaktan çok yıkmayı biliyoruz... Vazgeçtim ben yeraltı sularını kirletiriz daha büyük sorunlara yol açarız... Türkiyede sığınakların sayısı çok az bence tüm binalara sığınak zorunlu olmalı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kalbinin sesini dinle.

 

Çoğu kişinin kafasında bir kıyamet senaryosu. Yok marduk çarpıcakmış yok bilmem ne. Kardeşim çarpacak olsaydı 26.000 yıl önce çarpardı. Saçma olan nedir? Bilimsel olarak gözlenen ve geçiş yılları hesaplanmış bir gezegen mi?

 

At gözlüklerinizi çıkartın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

şu an ben şundan eminim hayat bu moroton işe gidip gelen ve iç içe bir birinden haberdar olmayan her koyun kendi bacağından asılır zihniyetindeki insan topluluklarından çok daha farklı ve gerçek olmadığı düşünülen ancak asıl hayatın gerçeği olan bu doğa üstü olayların var olduğu ve milonlarca insanın yaşadığı ancak sadece 100/1 inin anladığı ve göz yanılgısı diyip geçmediğidir yani aslında çok şey var çok ilginç bir dünya bence macera dolu saçma gelebilir ama bana göre sıkıcı bir dünya değil yani böle moroton değil yani hangi insan çıkıp doğanın sesini dinliyor yada akşam dışarda ekipmanları ile araştırma yapıp gök yüzünü izliyor? mesela her yıl tonlarca olay gerçekleşiyor bilim tıkandı açıklayamıyor ama bir çok din bastırıyor bunları insanlar şudur budur diyor yada hiç takmıyor çünkü kendi sorunalrı ile boğuluyor aslında onlar bu düzenin bize dayadığı sorunlar şu an bu istedeki bir çok kişinin yaşı gençtir bize en başta dayatılan öss adında bir sistem var insanları bölüyor düzen için gerekli bir gerçek sanki bir kaç kişi akıllı geri kalanı aptal gibi çalışan ile çalışmayanı ayırma adına oluşturulmuş bir kene gibi kanımız emiyor her sene daha artıyor insanlar intahar ediyor en basiti bu bana göre hiç bir insan aptal değildir sadece alanı farklıdır ilgi alanına göre eğitim yok ama bu dünyada ya çok zengin olacaksın yada fazla şanslı yani böle saçma bir düzen var ki savaşlar ve ülkeler arası bu gerginlikler de ayrı bir saçmalık bana kalırsa hala dünya birliği sağlanamadı kimseninde sesi çıkmıyor kimse kimseye saygı göstermiyor şu an bir örtü bile sorun oluyor ama şu an olmak zorunda çünkü düzen böle istiyor biz ülkemizi savunmak için karşı çıkıyoruz ama aslında hiç bir sorun değil gerçekte yani dünda birliği olsa ülkeler olmasa çıakr menfaat olmasa o da sorun olmaz hatta kimse onu kullanmaz çünkü öle bir sorun oluşmayacak yani basit şeyler savaşa dönüşüyor bir kağıt parçası için insanlar ölüyor bence bir kağıt parçası için bırakın insanları öldürmeyi bir tartışmaya girmek bile aptallıktır bunu değiştirecek kimse yok ama hep sözde kalıcak buraya yazıcam ve cevaplaya tıklayacağım okursa 100 kişi okur okumazsa okumaz hep laf olucak bendede lafta kalıcak bir eylem oluşsa ama izin yok sizce insanlar mutlumu bence dünyada herkes bu düşünceyi savunur baştaki vampirler istemezler çünkü rahatlar sizleri bizleri emerken mutlular onlar bizden besleniyorlar ben telefonla konuştuğum zaman para ödemek istemiyorum bu dünya bizim teknoloji,yiyecekler,eğitim,sağlık bence evrenseldir yani herkesin yararlanması gerekmektedir o budur bu şudur diyipte torpil yapmak yada ayrım oluşturmak saçmalıktır ve buna boyun eğiyoruz neden? öle isteniyor çıkamıyoruz bu düzenden çıkarsak yok oluruz reddemiyoruz parayı gerekiyor ve böle böle kanımıza işliyor ve yok ediliyoruz sizce buna sessiz kalmalı ve bir tarihi mi beklemeliyiz? yani anlattıklarım umarım anlaşılmıştır bence bu saçma sapan düzen yıkılmalı dünya barışı sağlanmalı ve eğitim de buna göre verilmeli çocukalrın beyinlerini yıkıyarak değilde onları isteklerine göre teşvik ederek dünya teknolojisinden herkesin yararlanmasını sağlayarak bunlar zor geliyor ama şöyle bir düşünün kökten bir değişim ile bunalr mümkün olucaktır :) zaten para kalktımı bir çok şey ortaya çıkar insanlar mutlu olucak üretecekler bence bu ütopyanın ötesinde bir gerçekliktir sizlerin fikirlerinide beklerim yani insanlar bir birlerini alttan alsa pozitif olsalar yani bir birlerini ezmek öne geçmek gibi bir ihtiyaçta olmayacak zaten kısacası böle bir düzen herşeyi ortaya çıkaracak ve kendini sağlamlaştıracaktır çünkü herkes mutlu olacaktır özgürlük budur herkes araştırma yapabilecektir yani 3 5 kişinin araştırması beklenmeyecek sırlar olmayacak her şey bilinecek ver 1 beyin değil 1000 beyin düşünecek yani bu şekilde hızlı gelişim sağlanacak herkes herkesin düşüncesine saygı gösterecek zaten ona göre eğitim ile ailelerde yani sonraki nesilde pozitif ve o eğitimi almış olacaklar onların çocukları bu eğitimi almış ailelerden gelicek ve kötü huylu katil yada benzeri insanlar ortaya çıkmayacak yani zaten gerekte olmayacak bana göre kötü ruh diye bir şey yoktur zaten insanlar ve çevreleri bu hale getirir filmler sayesinde bu tür insanlar özenti olarak ortaya çıkıyor.. bunu düşünelim okuyan ve dikkate alanlar olarak birç ok yerde bu tür yazıları paylaşsak ve insanları bilinçlendirsek damlaya damlaya göl olur ata sözüne dayanarak bu tür bir akım oluşturacağımıza aslında zaten böle bir akım var ancak hız kazanacağına inanıyorum ben.. saygılarla adonai!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Şuanda gidişat olacağını gösteriyor.

 

İyi de biz marduk gelip anamızı belleyecek , hepimiz öleceğiz demiyoruz ki. Marduk gelip geçer yapacağını yapar ve size "nooldu lan hani ölecektik" gibisinden bir cevap hakkı doğar. Siz bir kere ölmeyi kafanıza koymuşsunuz. Sözüm sana değil quantes. :) Genel olarak konuşuyorum. Foton kuşağına gireriz ve belki o ışık bedenlerinizle yine inanmak istemezsiniz. Seçim size kalmış. Ölmek isteyen hiç durmasın.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Yazı hakkında benim söyleceklerim var. Öncelikle Mardukun dünyadan 4 kat daha büyük olduğu söyleniyor doğrudur fakat bu büyüklük sadece volkanizma ve sular üzerinde etki bırakıcak. Aksi olsaydı (yörüngeden çıkma , çarpma vs.) şuanda dünyada olmazdık zaten.

 

Olacak olanların en kötüsü çekim sayesinde depremlerden yıkılan binaların aynı şekilde çekilen sularla üzerinin örtülmesidir.Kötü bir ölüm şekli. :) Bunun için yiyecek ve içecek stoklarının 2-3 yıl olduğu yer altı sığınakları işe yarayabilir.Okyanus altında olunsa daki yaşam destek sistemi kusursuz 3-4 yıl çalışabilmelidir.

 

Bu tarz birşeyin dışında pekte işe yarayacak bir sığınma sistemi bilmiyorum. Bu söylediğim okyanusa yakın olan kişiler içindir. Ben İstanbul'da yaşadığım için böyle korkularım ve sıkıntılarım olmuyor.

 

Marduk geliş yönü ve dünyanın konumu belirlenirse nerelerin etki altında olduğu anlaşılabilir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

yazıya yorum yapmamışsınız :confused:

n'olur yorum yapın bende düşüncelerim hakkında başkalrının düşüncelerini öğreneyim..

 

Mystick belki bir kitapla açıklanabilecek birşwyi çok güzel özetlemişsin ellerine sağlık. Dediğin gibi bu hayat bir kısır dögü halini alıyo ve bu şekilde gitmeyeceği de açık. Ve de dediğin gibi insanların bazı konularda bilinçlenmesi ve onların da bilinçlenmesi için bizim de birşeyler yapmamız lazım. Bu amaçla ben filmler bölümüne Zeitgeist The Movie adında bir belgesel konusu açmıştım. Özellikle 2. belgeseli(Addennum) izleyecek olan arkadaşlar senin yazdıklarında ne kadar da haklı olduğunu görsel olarak da görmüş olacaklardır. Çok güzel bir yazı olmuş.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşlar yaa lütfenn söyleyinn inanmayan insanlar varr bu şeyleri söylediğiniz zamn delimisn yaa diorlar e malum türkiye burası...bunun içinn ne yapmak gerek..unutmayın bilinçli insanlar hep bilinçsiz insanlar yüzünden yok yere yok olurlarr...uyandırmak gerek ama nasıl??? eminim bunu türkiyede sadece 70 milyondan 1 milyonundan dahi az kişi inanıordur...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşlar yaa lütfenn söyleyinn inanmayan insanlar varr bu şeyleri söylediğiniz zamn delimisn yaa diorlar e malum türkiye burası...bunun içinn ne yapmak gerek..unutmayın bilinçli insanlar hep bilinçsiz insanlar yüzünden yok yere yok olurlarr...uyandırmak gerek ama nasıl??? eminim bunu türkiyede sadece 70 milyondan 1 milyonundan dahi az kişi inanıordur...

 

Kendini riske atma. Halk arasında kafir diye linç edilirsin. .Zamanı gelip gökler gemilerle dolunca inanmayan kalmayacak. ;)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

mystick ciiim o kdr uzun yazmışsın ki okumadım ama sendeki enerjiden ötürü iyi niyet ve temenniler içeren bi yazı olduğunu düşünüyorum ( hızlıca bakarken gördüüm 10 kelimede bu enerjiye sebebiyet vermiş olabilir :) )... Keşke dediğin gibi olsa :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

saol monkeybusiness insanlar şu an için çevredeki insanları bilinçlendirse ve zincir reaksyonu halini alsa bazı şeyler başarılı olacaktır.

her koyun kendi bacağından asılır zihniyetini ırakalım artık beraberklik olmadan bir şey oluşmaz eğer o günah işler onun boynuna diyen dinler,insanlar yada başka şeyler varsa hepsine karşıyım o zaman çünkü her koyun kendi bacağından asılmıyor malesef onun bunun şunun sokağa attığı çöpler bir ekosistemi yok ediyor bütün bunlar bizlerin suçu o yaptı diyemezsiniz herkes üzerine sorumluluk alsın ve bişiler yapsın mesajlar atılsın 1 kişi uyansa 3 kişi uyandırsın bunu başarabilen insan ban agöre kutsaldır..

hiç bir insanı ne olursa olsun dışlamayalım ön yargı elbetteki sistemin getirdiği alışkanlık ötürü olucaktır ama lütfen abkış açımız değişsin şu an yeni nesil küçükler bu dünyayı değiştirecek olanalr bizler onlara ışık tutalım bizler altın çağının çocuklarıyız dünya en kritik zamanında kaderin yol ayrımındayız birden fazla öngörü var ama iki temel öngörü birleşiyor ya cennet gibi bir dünya yada cehennem gibi seçim bizim bişi yapamayız diyip oturup insanların,hayvanların katledilip mutsuzluğun hakim olduğu ve bir kaç kişinin öne çıktğı bir dünya mı yok insanların özgür oldukları ve eşit oldukalrı bir dünyamı uzun yazımda var açıkaldım üzerinde düşünlünce olabileceği ortaya çıkıyor aslında imkansız bile değil bence basit bir olgu sistemin dayaması zor gibi gözüküyor!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...