Jump to content

Ahmet Uysal Hayatı ve Şiirleri


schizophrana

Önerilen Mesajlar

1938 yılında Balıkesir'de doğdu. Savaştepe İlköğretmen Okulu'nu, Gazi Eğitim Enstitüsü Eğitim Bölümü'nü bitirdi. İlkokul, lise, eğitim enstitüsü öğretmeni olarak çalıştı. İlköğretim müfettişliğinden emekli oldu.

Edebiyat dünyasına şiirle giren Uysal, ilk ürünlerini Şairler Yaprağı, Demet, İmece, Çaltı, Türk Sanatı, Varlık gibi dergilerde yayımlattı. Daha sonra çeşitli gazete ve dergilerde eğitim, edebiyat ve çocuk kitapları üzerine yazılar yazdı (Cumhuriyet, Politika, Akşam, Yeni Halkçı adlı gazetelerde; Yeni Toplum, Yeni Dönem, Dönemeç, Türk Dili, Sesimiz, Oluşum, Türkiye Yazıları gibi dergilerde).

1975 yılından sonra çocuk edebiyatına yöneldi. Çocuklara Öykü (Bursa 1975, 4 sayı) adlı bir dergi çıkardı. Çocuklar için pek çok masal, öykü şiir ve roman yazdı. Kitaplarından bazılarının adları şöyledir : Alaca Baykuş (öykü), Çöpçü Martı (öykü), Keloğlan'ın Diliyle (masal), Yaban Kedisi (öykü), Çöp Toplama Yarışı (öykü), Anası Bulut Babası Yağmur (roman), Mağara Gölünde Serüven (öykü), Ayda Yaz Uykusu (bilimkurgu roman), Keloğlan'ın Düşü (masal)... Yaban Kedisi adlı kitap, Almanya'da Türkçe/Almanca olarak iki dilde basıldı (1989).

GECE SÖZLERİ

Geceyle dinlemeli genişleyen

Bir ağacın gövdesini

 

 

Üzerine yıldız sekerken

Su vermeli gülün toprağına

 

 

Şiir geceyi sever çünkü

Aşk geceyle açıklar kimliğini

 

 

Eski bir ırmak yatağında

Yeni bir serüvendir gece

 

 

Ve bir kadın sevilmeyi bekler

Gecenin en ince yerinde

 

Ahmet Uysal

ŞEHİRLERDİR ACITAN KALBİMİ

Şehrini arayan bir nehirdim

Arar gibi eski bir sevgiliyi

Her yanım toprak, tuz ve kum

Köpüğü dağılmış bozkırda

Çoktan unutmuş çıktığı vadiyi

 

 

Kadınlar da görmüş yalnızlıkta

Gözleri kırık bir söğüt dalı

Kan mıydı sızan gözyaşı mı

Uzak bir yıldız gibi kaymış

Elinden, nehrimin suları

 

 

Nasıl akar giderdim oradan

Sürüklenen bir nehirsem de

Savrulan birkaç su damlası

Kalsın isterdim kirpiklerinde

İşte öyle bir sevgi anısı

 

 

Suya değen ince otlara

Uzanırdım, ah bir tutunsam

Ama, bir nehirdim ben

Akıp giden kırgın göçebe

Bin yıldır batık şehrini arayan

 

 

Şehrini arayan bir nehirdim

Gözü tutmayan hiçbir şehri

Ayaklarına dolanan köprülerin

Birinden ötekine geçip gitsem de

Şehirlerdir acıtan kalbini

 

Ahmet Uysal

DÖRTLÜKLER

Geceyi aldattım suç ortağı

arıyorum kendime

Geçen ömrümü aldattım aşklar

kapatmadı yaramı

Bir çocuk ağlıyordu içimde

yaz yağmuru sandım

Ah, yaşlanarak mı silsem onun

ıslak yanağını

 

 

 

Uzun koşu bitti yarısını bile

geçemedim çölümün

Deli dikenli kaktüsün tutamadım

yasak yemişini

Yenildim bu kuşatmada da uzun

mızrağım kırıldı

Yere düşürdüm aşk burcundan

 

Ahmet Uysal

 

 

İNCE BİR HANÇER

Issız bozkırda usul esen

yaz yelidir hançer

Bütün eski kalıtların yanılmaz

belleğidir hançer

 

 

Ayrı kalınca kınından yitik

gümüş kabzasıyla

Zaman içinde çürüyüp gidecek

eğri demirdir hançer

 

 

Yıkım günlerinde odur öfkeli

imgesi şairlerin

Pul pul döker pasını birden

umutla devinir hançer

 

 

Ay ışığını sever ne de olsa

gecenin dostudur

En çok bir kadın koynundaysa

sevinir hançer

 

 

Islak bir parıltı ya da kan

izi bırakır ardında

Yasak sevişmelerin ölümcül

bedelidir hançer

 

 

Ne zaman kaygan bir kın

içinde düşünsem onu

Şiirin ipeksi dokusuyla

kendine bilenir hançer

 

Ahmet Uysal

SİSLİ ŞEHİRLERDE KALAN

Sisli şehirler bıraktın bana

Erken ölümünü kuşların

Ay ışığı da görünmez oldu

Çiçeksiz, yarım balkonumda

Uçuşan eteğini bulamadım

 

 

Kalbimi acıtıyor tenimin yarası

Her gece amansız bir sorgulama

Elimde kalan kırık dal ucu

Yırtıyor dokunduğu yeri

Kanlı bir hançer yatağımda

 

 

O kırgın yağmur sokağı da

İşte kaybetti ince yağmurunu

Silindi penceremdeki ıslak gölge

Yakıcı öpüşlerin sıcaklığı

Tuzun eski tadı unutuldu

 

 

Sivri bir hançer bıraktın bana

 

Ahmet Uysal

 

SONSUZ VE BÜYÜLÜ

Yarım ve kırgın bir umudu

ekliyor günlere

Güzle ürperen ince su

gömleği sevgilinin

 

 

 

Onun o çocuk sokuluşu

arıtıyor şimdi

Kentlerin kalın örtüsüne

takılan ömrümü

 

 

Kar sularını geçiyoruz

onunla yeniden

Yeni imgelere ulaşıyor

aşk ve umut

 

 

Otların ve kuşların anladığı

sözler üretiyoruz

Yalnız yüzler, eski gizler taşıyor

yağmur bulutu

 

 

Yanan kentlerin üzerine

düşüyor hüznümüz

Uzak yazlardan gelip geçen

yüzlerin parıltısı

 

 

Karla çoğalan sular

ağartıyor ovamızı

Sonsuz ve büyülü bir iklim

 

oluyoruz onunla

 

Ahmet Uysal

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...