Jump to content

Yetimler Ağıdı


Sally

Önerilen Mesajlar

2 yıl önce 19 ocak günü 73 şairin Hrant Dink için yazdığı şiir:

 

Yetimler Ağıdı

 

Bunu sana nasıl söylerim

Hata benim günah benim suç benim

 

Dünyalar içinde dünyalar sevgilim

Ateşten çıkardım baktım uzunca kendimdi

Bir de başımın üstünde yok bir ülke; kendimdi

Dilim yola düştü pupa yelken pınarlarım yas içinde, hey hey

Yüzümde kan kalmadı kuraklık can alıyor bir yandan, dan!

 

Bir travmam var kenarı hâreli

Yine hâreli geçti yine zulüm beni

 

Meydan başaklarım kanıyor

Uzun bir yürüyüşüm ben; bakın

Anlarsınız yol yorgunu gözlerimden

Şiircebimden beslenen tedirgin güvercin

Dayamış gagasını yavrusununkine

 

Eyvah ki hrant, bir vakitte

Göğerçinleri yemlemişti, seninki!

 

Kanı gördük okul dönüşünde ders kitaplarında

Seslere karşı çok ilgiliyiz de ondan seslerden olur ölümümüz

Sonra büsbütün çıkarız raydan, her vagon kendi cehennemine

Kalbimiz doludizgin, kimse avutmasın içimizdeki tren düdüklerini

 

Toprak insana gömülüyor, bodina da öldü

Sınırlar biraz daha kırmızı

 

Bütün karakamuları alaşağı eden bir bun

Bir bayraktın düştüğün yerde patikalar’ın açtığı

Bir kısrağın tayını emzirme sesiydi soluğun

Şimdi çığ gürlemesidir aşan zamanı

 

Bembeyaz tırnaklarla kazdığı o görülmedik arkta

Kan ve gözyaşının birbirine değmeyen ortaklığı

 

Yattım yere bakıyorum toprağın hisli eşitliğine

Sular sınırları pasaportsuz geçer

Asıl azınlık yerkürenin kendisidir

Tek millet, gökyüzüdür ölürken yürekli düşünüldüğünde

 

Çan ve ezan arasına gerili mahyada

Acıyı dengeler yazı: ah-ya!

 

Orda hrant, başı dumanlı ararat’ta

Irağı bilmez bir yağız atla vardı oraya

Hrant ki, külü bile nemlendirir çorak dünyayı

Yine de her damlada ürperir yaşlı ararat

 

Ne değişir hayatla karşılaşsan

Hemen yanında arkadaşın ölüme gülerek bakıyorsa

 

Gözün arkada değildi, içerideydi a hrant! gözüm

İçerdeydi ve sözcükler - ki onlardı ve öldüren idi

Ürkekliğin ürperdi karardı boz güruhun

Yırtık tabanaltından kaçtı güvercin ruhun

 

Yaslandığım duvarın uğultusuydun

Beni sessizlikle açıklayan

 

Hüznü giydiğin pabuçlarında bin ahhh!

İçini delmiş kuzeyli bir rüzgârın

Erguvan kalbine kuzu’layan bir güvercin

Beykoz iskelesinde karaya vuruyor göçebe

 

Ağarmış bir gül var yakamda

İçimizdeki bahçelerden goncası

 

Bir yağmur kenti ne kadar ıslatır?

- Kanın insanı ıslattığı kadar ancak!

Neden ayakta ölür aylar?

- Kim bilir!

 

Ölümün yüzüne gülüyorsun

Bedenin kurşun geçirse de

 

Kanamasın yaprakları güllerin

Üşüyen sular ırmakların tenine karışsın

Akımını vurdular sözcüklerden kurulu fırat’ın

Beyaz bere bile ağlar çamurun işine

 

İki damla göz yaşı düştü vurulunca sen

Pülümür’ün yaşsız kadınının gözlerinden

 

Oysa küçük bir çocuktum ben de tren raylarında

Bozuk para gibi ezilen, hiç gelmeyecek sandığım baba

Duydu mu mersinli balıkçı cemal, yağmurun yağdığını

Ölümsüzlük denizine sabaha karşı?

 

Fazlasıyla geciktin, suyu dinle, aynayla ödeş, toprağa dokun

Buluşmayı bil kemik fırtınasında; sancınla yüzleş

 

Şeytan tiryakilerinin sivilcelerindeki irin,

Ey! kulak zarımı kanatan antik öfke

Topla köpek dişlerini, düşlerini çektir ve git!

Ölüm saklar ölümsüzlüğü yaşamın bildik türküsünde; hrant dink’i de

 

Zehrini yağmalar karanlık

Sis peçesine çakılı çöller

 

Affet! yoksulduk, ezilmiştik; aval aval seyrettik mülk talan kavgasını

Kan revan içinde söktüğümüz hayatlar, sözde şanlar sundu bizlere

Korkumuz kutsaldı gölgemizden, gönüllü kurşun olduk düş kırımında

Sesimizi linç tutup, kazıdık vicdanı, altın ve gümüş kakmalı hançerlerle

 

Bu kez çatlak bulunca suyunu, yasaklandı

İkinci emre kadar dökmek zehirli kanı

 

Ne cehennemi ne cenneti

Gurbeti de sılası da içindedir insanın

Ömrümüzün biriktirdiği onca kavram ve sözcük

Şimdi işgal altında

 

Son pankart sokakta gerili birazdan polis kesip atacak

Hepimizin ölümü en küçüğümüzün elinden olacak!

 

Ah ile eyvah ile geçiyor zaman

Dönsek kardeşliğimizi kutsayacak ardımızdaki kan

Vart’a gül demişler, ağlayan kim

İki kalp, iki zehir, yüz yıllık birikim

 

Bin dereden kanla dolmuş kuyuları hep ıslak

Sen, ben, hrant... bu toprak püskürtüyor sevgimizi

 

Artık kış çiğdemleriyle anacağız seni

Onlara kanınla, terin karıştı

Yüreğindeki tohumlar

Rüzgârlı sözcüklerle girecek türkülere

 

kırık bir zamanda uçan güvercin

üzgün tutar ağzındaki zeytin dalını

 

Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan

Bulutlara rüzgâra asarım suretini her akşam

Her akşam bir mektup yazarım ararat kadar

Unutmadım bırakıp giderken söylediğin sözleri

 

Günler mi ağdı, ah, sular mı boğuldu

Sisten kapılar mı var şehrin gözlerinde

 

 

Göğüslerinin arasını şiirlerle süsledim hayatın

Aranızdan geçerken incinmeler düştü payıma

Güvercin kapaklandığında, yüzüm albatros ve yağmur

Borandır, bahardır, uzar sakallarım çıtırtılarla mavi

 

Kuşların sabahından geçelim hrant

Çiçek tozları havalansın göklerimizden

 

Zalimin gecesi mazlumun gecesiyle birdir

Ve daha uzundur zulme karar verenin gecesi

Bu yüzden sesini düşürmüş kaldırımlar leylak

Kırmızı, kanla gül arasında gidip gelirken kanı çekilmiş yaprak

 

Işık bilir vuracağı yüzü, konacağı kalbi

Güvercin, toprağın düşüne kanat

 

Kimi ölülerin ayakkabısı delik

Ve sakalları saklanmış ertesi güne

Kimi silahlı çiçek taşır öldürdüğüne

Bayrağa sararlar gözsüz yüzünü

Çorabını dikerler suç kime

 

Ak bir güvercin kanıyla çiziyor ölümünde

Ölümsüzlüğün resmini

Çocuksu, muzip, yakışıklı

Yüzün ki

 

Canlar içinde bir can

Kanlar içinde altı milyar insan!

Ve onlar vurdukça sana, alışkanlıklarımız çözülüyordu böylelikle

Küçümsediğimiz yollar açılıyordu önümüzde

Güvercinlerin dudaklarındaki sıcak rüya, korkularımızı dolduruyordu

 

Dilini susarken anlıyordum, konuşurken

Birden kendimi bir kardeş çavlanında bulurken

 

Çatılara konan kırmızı

Güvercinin bıraktığı vedayı büyütüyordu

Gölgesi ansız çekilen bir ağaç gibi yıkılırdım

Bir elim ötekini tutmasaydı

 

O ki bir fincan tuz istemişti yalnızca komşudan

Şimdi tuzlu bir nehir akıyor kalan ömürler arasından

 

Şimdi kim

Bu uzak diyen

Diyen bu yalan

Bu burkulan ruhun üşümesiyle kardeşliğin

Şu kurşun dökülmüş zaman

 

Bir ölüm şiirine eklensin diye

Gövdesiyle yazmıştı son dizeyi

 

Sürgüne okunmuş arguvan havası; ki kan

Yüzünü acıya dönmüş duduk, ah! gasparyan

Unutulmuş; ötekinin cenneti değil miydi her insan

Kim yırttı vicdanımızı, sevgimizi kim düğümledi

 

Kaç bin kerre öldük seni

Seni öyle sevdik, bağışla bizi

 

Bu evleri borçlu olduğumuz taş ustaları

Yürüyecek. Anı: hiçbir şey kalmadığında

Su inceliğiyle gülümseyen günahsız kan

Masum yüzünün görüntüsüdür dağılan

 

Kan kabuğun altında fokurduyor yeniden

Usanmış acısını sokakta gezdirmekten

 

Şairleri dinlemek lazım: kabuk, su, tir, naz-

Bir nar ki kırılınca hikâyemiz olacak

Hadi ölümü tuzlayalım sonsuz deniz

Hrant’tan sonra kokmasın bari ülkemiz

 

Aslında ne türk’üz, ne kürd’üz, ne ermeni’yiz

Öyle bir “baba”mız var ki hrant, hepimiz yetimiz!

 

 

ŞİİRE İMZA ATAN 73 İSİM:

 

A.Hicri İzgören, Adnan Satıcı, Ahmet Ada, Ahmet Günbaş, Ahmet Telli, Ahmet Uysal, Akif Kurtuluş, Altay Öktem, Altay Ömer Erdoğan, Arif Damar, Asuman Susam, Ataman Avdan, Aydın Şimşek, Betül Tarıman, Bilsen Başaran, Bülent Güldal, Celal Soycan, Cezmi Ersöz, Cihan Oğuz, Dinçer Sezgin, Enver Ercan, Fadıl Öztürk, Fergun Özelli, Fuat Çiftçi, Gonca Özmen, Gülten Akın, Gültekin Emre, Halim Şafak, Halim Yazıcı, Haydar Ergülen, Hayri K. Yetik, Hüseyin Peker, Hüseyin Yurttaş, İlhan Tülman, İlker İşgören, İ.Mert Başat, Kadir Aydemir, Küçük İskender, Mahmut Temizyürek, Mavisel Yener, Mehmet Atilla, Mehmet Can Doğan, M. Mahzun Doğan, M. Mazhar Alphan, M. Sadık Kırımlı, Mehmet Sarsmaz, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Metin Cengiz, Metin Kaygalak, Mustafa Özturanlı, Muzaffer Kale, Namık Kuyumcu, Nesimi Aday, Nevzat Çelik, Oğuz Tümbaş, Olcay Özmen, Onur Akyıl, Orhan Alkaya, Özkan Satılmış, Özlem Sezer, Pelin Batu, Rahmi Emeç, Salih Bolat, Sedat Şanver, Selim Temo, Sennur Sezer, Sina Akyol, Tarık Günersel, Tuğrul Keskin, Turgay Gönenç, Veysel Çolak, Yunus Koray, Yücelay Sal ve Zeynep Uzunbay

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...