Jump to content

Kaside-i Hamriyye - İbn-ül Farid


theangelofdeath

Önerilen Mesajlar

KASİDE-İ HAMRİYYE

 

Sevgiliyi anarak şarab içtik

Onunla sarhoş olduk daha şarab yaratılmadan

 

Ayın ondördü onunkasesiydi, kendi güneş,çevresinde bir hilal

Nice yıldızlar parıldardı bir damla su karışsa

 

Rayihası olmasa ben meyhaneye nasıl yol bulurdum

Parlaklığı ise, zihnin onu temsiline imkan mı var?

 

Zaman ondan hiçbirşey bırakmadı, son bir damladan başka

Sanki onun kayboluşu insan aklının göğsüne gizlenmek gibi

 

Kabilenin içinde onun adını ansan halk sarhoş olur

Ama ne bir suç işlemiş, ne bir edebsizlik etmişlerdir

 

Testilerin ta dibinden süzülüp gelmiştir o

Ama ondan geriye kalan sadece bir ad

 

Birinin bir an için bile zihnine uğramış olsa

Sevinçle dolar baştanbaşa, hüznü kaybolur

 

Eğer dostlar onun testisi üstündeki mührü görseler

Daha içindekini tanımadan sarhoş olurlardı

 

Bir ölünün kabir toprağına serpilseydi ondan

Ruh bedene geri döner, canlanırdı ölü

 

Asmasının bittiği duvar gölgesine yatırsalardı hastayı

Ölümcül de olsa hastalık, hemen kurtulurdu

 

Onun içildiği meyhaneye götürseler kötürümü, yürürdü

Rayihasından söz edilse dilsiz dile gelirdi

 

Bir nefes kokusu şarka doğru esmiş olsa

Ta batıdaki burunsuz yeniden koku almaya başlardı

 

Onun kadehine dokunanın eli kızıla boyanır da

Elinde öyle bir yıldızla geceleyin yolunu şaşırmazdı

 

Doğuştan kör olan birine gizlice açılsaydı gözleri görür

Sağır onun şırıltısıyla yeniden işitirdi

 

Onun yetiştiği yere doğru bir kervan çıkarılsa

Ve aralarından birini yılan soksa zehir boşa giderdi

 

Büyücü onun adının harflerini mecnunun alnına yazsa

O harfler yetişirdi iyileştirmeye çılgını

 

O harfler bir ordunun sancağına yazılsa

O bayrağın altındaki herkes kendinden geçerdi

 

Safa ehlinin hallerini doğru yola koyar

Ve kararını kaybedenler onun sayesinde kendine gelir

 

Eli hiç cebine gitmeyen kimse onunla cömertliği öğrenir

Tahammül nedir bilmeyen, öfkelenince kendini tutmaya başlar

 

Kabilenin en aptalı dudaklarını onun süzgecine bir dayasa

Şarab ona kendi kalitesinin özünden birşeyler verirdi

 

Bana "bize o şaraptan haber,çünkü sen iyi bilirsin" diyorlar

Gerçekten ben onun vasıfları hakkında birşeyler bilirim

 

Saftır ama su değil hafiftir ama hava değil

Parlaktır ama ateş değil ruhtur bedene girmiş değil

 

Onun sözü ezelde bütün varlıklardan önce edildi

Hiçbir şekil ve hiçbir dış iz bulunmadığı bir zamanda

 

Ve herşey onunla varlığa büründü bir hikmetle ki

İdraki kısır olandan gizlenmiştir gerçek

 

Aklım onun aşkıyla öyle karıştı ki ikisi

Birbirine karışıp bir oldu,ama bir bedenin öbürüne girmesi değil

 

Üzüm asması yok şarap var Adem bana baba olduğu olduğu zaman

Asma var şarap yok asma bana anne olduğu zaman

 

Kabın inceliği gerçekte içindeki hakikatin inceliğidir

Ve içerdeki hakikatler kaplarla çoğalır

 

Araya ayrılık girdikten sonra bütün yine birdir ama

Ruhlarımız artık şarap bedenlerimiz asma olmuştur

 

Ondan önce bir "önce" yok ne de ondan sonra bir "sonra"

Bu şarap öyle ki bütün sonraların öncesi

 

Onun yapıldığı üzüm daha zaman başlamadan sıkıldı

Ve babamız ondan sonra dünyaya geldiği halde o bir yetimdi

 

Övgücülerini onu övmeye sevkeden işte bu güzelliktir

Ve ne güzeldir onun için yazılan şiir de nesir de

 

Onu bilmeyen ismi anıldığı zaman sevinçten titrer

Tıpkı Na'mın sevgilisi onun adı geçince nasıl titrerse

 

"Sen onu içmekle günah işledin" dediler yok, hayır

Benim içtiğim şey içilmemesi günah olandı

 

Manastır halkının sıhhatine,Ne kadar sarhoş olmuşlardır

Ama onu içmiş değiller ki, sadece heves ederler.

 

Ama ben benim başım onunla daha doğmadan döndü

O sarhoşluk hep sürecek, kemiklerim çürüse bile

 

Onu saf tut. Ama karıştırmak istersen

En kötüsü sevgilinin ağız suyuna sırt çevirmendir

 

Onu meyhanede ara; orada onun kendini göstermesine bak

Güzel ezgiler içinde çünkü onunla müzik ne yüce ödüldür

 

Şarap hiç bir zaman hüzünle bir arada bulunmadı

Keder de tadlı müzikle hiç birlikte olmaz

 

Sana verdiği sarhoşluk bir an içindir, ama boş ver

Göreceksin zaman senin emrinde bir köledir ancak

 

Ayık yaşayana bu dünyada mesele yok

Ayık ölen ise hikmete giden yolu hiç bulmayacak

 

Bırak kendi için ağlasın, hayatı boşuna geçmiş

O şarabı az veya çok tadmadan giden

 

 

Kaside-i Hamriyye

İBN-ÜL FARİD

 

*eser için Serena'ya teşekürler :thumbsup:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...