Jump to content

Seri Cinayetler Ve Cinayetler Üzerine Bir Bakış


raskolnikov

Önerilen Mesajlar

Hasan Hüseyin ÇALI*

 

 

Mustafa ÖZKAVAK**

 

 

GİRİŞ

 

 

 

Aslında çözülemeyecek olay yoktur, çünkü “her temas bir iz bırakır” felsefesince aslında her olayda iz ve ipuçları vardır, ama bu izler görülmeyebilir veya izleri bulma kullanılan yöntemler yeterli gelmeyebilir, o zaman yeni yöntemler geliştirmemiz lazım.

 

Olayları incelerken suçlunun bıraktığı iz ve delilleri çok iyi incelerseniz, çözülemeyecek de cinayet olmaz. Bazen, bu iş çözülmeyecek diye ümitsizliğe kapıldığımız oluyor, ama yine de o ucu bırakmıyoruz. Bazen cinayet failleri çok inandırıcı konuşuyorlar.

 

Olay yerinden çok ayrıntılı delil toplasanız bile kişinin kimliğini tespit edemiyorsanız, zor oluyor. Kimlik tespit edemeyince, araştırma yapmak için kendimize yol bulamıyoruz. Bazı hayatlar çok kapalı oluyor. Geçmişte nasıl yaşamış, askerliğini nerde yapmış, evine kim girer, kim çıkar? Bunları bilinmeyince, zor oluyor.

 

Amerikanın en ünlü seri katili, seri katillerin piri olan Ted Bundy şöyle demiştir, İşimi ilk yaptığımda dikkat benim için en önemli şey idi, ama birden fazla insan öldürdükten sonra dikkatiniz ister istemez dağılır ve daha az önemsiz hale gelir" bu kelimeler Amerika'da yakalanmadan yüze yakın genç kızı öldüren ve uğruna şarkılar yazılan insan.

 

 

 

Seri Katiller Neden Erkek?[1][1]

 

 

 

Aslında tüm seri cinayet işleyen kişiler erkek değil. Kadınların payı %10 civarın da. Psikologlara göre bu erkek oranı yüksekliğinin birkaç nedeni var. Bazı psikologlar bunu erkek çocukların geçmişte anneleriyle olan sağlıksız ilişkisine dayandırıyorlar.

 

Bir seri katilin hem güçlü hem de çok hareketli olması gerekiyor. Anatomik olarak, erkek bu açıdan kadına oranla çok daha avantajlı.

 

Seri katiller günler, haftalar ya da aylar boyunca sükunet döneminde kalıp daha sonra tekrar cinayet işlerler. Ayrıca seri katiller kurbanlarından ya da onların vücudundan bir parça ya da eşya alırlar, bunlar kazanılan zaferin kupalarıdır. Seri katiller kurbanlarını belirli bir sistematiğe göre seçerler. Bu kurbanlar, zenci, fahişe, yabancılar, olabileceği gibi belirgin bir ses tonu, saç stili, vücut yapısı, giyim şekli olabilir.

 

 

 

Kadınları En Çok Eski Kocaları Ve Sevgilileri Öldürüyor[2][2]

 

Beyhan Ceylan (27), İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nde Yüksek Lisans Tezi hazırlıyor. Tez, 2000-2003 yılları arasında İstanbul’da öldürülen kadınları kapsıyor. Tezde 144 kadın cinayeti incelenmiş.

 

Tezde İlginç Sonuçlar Var:

 

* Kadınları en çok kocaları ve sevgilileri öldürüyor. Kocalar eşlerini öldürürken sırtından yaralıyor ama sevgililer sırttan hiç vurmuyor.

 

* Kadınların yüzde 80.6’sý ev veya işyerlerinde öldürülmüş. Evdeki cinayetlerin en fazla işlendiği yer salon, ikinci sırada ise yatak odası var.

 

 

 

* Kadınları öldüren faillerin yüzde 31.2’si kocası, sevgilisi veya birlikte yaşadığı kişi.

 

 

 

* Maktul kadınların yüzde 43.8’i kesici-delici aletler, yüzde 40.3’ü de ateşli silahlarla öldürülmüş, çocukları tarafından öldürülen kadınların tümünün kesici-delici aletlerle öldürülmüş.

 

 

 

* Öldürülen kadınların çoğunluğu 18-40 yaş arasında. Ama özellikle 33 yaşındaki kadınların çoğunluğu dikkat çekiyor ve yine bu kadınların yüzde 20.9’luk gibi önemli bir kısmı Karadenizli....

 

 

 

* Sevgililer de en fazla pazartesi günü öldürüyor (%20). Sevgililerin hiç cinayet işlemediği gün ise perşembe. Toplamda kadınların en az öldürüldüğü günler cumartesi (%7.5) ve pazar (%11.9)

 

 

 

* Kadınların cinayet anında çoğunlukla giyinik oldukları da araştırmanın tespitlerinden.

 

 

 

Cinayet Romanları[3][3]

 

 

 

1. İlk kitabımız 1886-1902 yılları arasındaki Paris Polis kayıtlarından derlenen “Bir Albüm Dolusu Cinayet” yazarı Eugenia Parry, bir antikacı dükkanında bulmuş olduğu kitapta yer alan fotoğraflardaki kırk üç cinayetin hepsine ait o tarihlerde yayınlanmış haberlere ulaşarak, yirmi beş kurgusal hikaye anlatmış.

 

 

 

2. İkinci kitabımız “Nöbetçi Savcı”, yazar Mümtaz Önder, 1960-1990 yılları arasındaki (Türkiye'de) mesleki anılarından aktardığı yaşanmış olayları anlatmış.

 

Önder, bir kaç memurun dışında hemen hiç kimsenin var olmadığı bu coğrafyada işlenen suçlar, kaçakçılık ve Barzani'ye yataklıktan öteye gitmeyen konuları ele almış.

 

 

 

3. Üçünü kitabımız Sevinç Yavuz'un hazırladığı “Kolici”de ise; yakın zamanda tanık olduğumuz seri cinayetler var. Orhan Aksoy adını duyana kadar ABD ve Avrupa'da vuku bulduğunu işittiğimiz ve daha çok da Hollywood filmleriyle Best-Seller romanlardan izlediğimiz seri cinayetlere Türkiye'de tanık olmamıştık.

 

4. Üçüncü kitabımız: Ali Cevdet Akkoyunlu’nun çevirdiği, Julien Salmon’un kitabı “Mükemmel Cinayetler”.

 

Albert de Salvo (Boston Canavarı) , kırk yaşlarında bir İtalyan göçmeniydi. Nazik ve zarifti, insanlarla tanışır tanışmaz onlarda bir sempati uyandırıyor ve çevresinde örnek bir komşu olarak tanınıyordu. Yine de mutsuz bir çocukluk geçirdiğinden, annesinin sürekli uzaklara gittiğinden ve bütün sevgilerinin onu birden terk ettiklerinden yakınıyordu.

 

Dr. Burusel’a bir seri cinayetin faili olan ve “Boston Canavarı” olarak adlandırılan katilin sorgulanmasında ün kazandırmış. 1962 ve 1964 yılları arasında, topu topu yirmi aylık bir süre boyunca, Boston bölgesinde oturan ve yaşları on yedi ile yirmi beş arasında değişen, çoğu tecavüz edildikten sonra boğulmuş on bir kadının cesedi bulunmuştu. Müfettişlerin bütün gayretleri boşa gidince, psikiyatrların oluşturduğu bir kurula danışılmış ve cinayetlerin aynı katil tarafından mı, yoksa farklı kişilerce mi işlendiğinin araştırılması istenmiştir. Cinayetlerin işleniş biçimi, on bir kurbanın da çırılçıplak, aynı aşağılayıcı pozisyonda bulunmaları tek bir faili işaret etse de, aralarındaki yaş farklılıkları ve bazılarının ırzına geçilmemiş olması, aynı anda iki ayrı sadistin faaliyette olduğunu düşündürtüyordu. Müfettişlerce de kabul edilen bu ikinci varsayım psikiyatrlarca doğrulandı. Bir tek Dr. Brussel bu görüşe karşı çıktı ve cinayetlerden en yenisinin, yani altı ay önce işlenenin sonuncu olacağını heyecanla belirterek çevresindekileri şaşırttı.

 

Psikopat katiller bizim için seyirlik olmaktan başka bir anlam ifade etmemişti. Ne var ki bir akşam TV haberlerinde bir kişinin nedensiz yere beş kişiyi benzer yöntemlerle öldürdüğünü öğrendiğimizde Batıdan yaptığımız ithalatın bilgi, teknoloji ve bir takım metalarla sınırlı kalmadığını anladık. İşte Yavuz bu ilk seri cinayetlerin gerçek hikayesini araştırıyor “Kolici”de.

 

Sadece Orhan Aksoy'la sınırlı değil incelediği katil zanlıları; Türkiye'de tespit edilebilmiş diğer altı seri cinayetle dünyada nam salmış önemli katillere de yer veriyor. Bunlar arasında arkasında yüzden fazla insan cesedi bırakanların sayısı bir hayli fazla. Üstelik içlerinde kurbanlarını yiyenler bile var.

 

 

 

Seri Katiller Neden Doktorlardan Çıkıyor?[4][4]

 

 

 

Eski bir aile hekimi olan Harold Shipman'ın geçen şubat ayında 15 hastasını öldürdüğü gerekçesiyle müebbet hapse mahkum olması ve bu sayının, kanıtlarla birlikte 38'e yükselmesi, tüm dünyada şok etkisi yaratmıştı.

 

Tarihteki doktor cinayetlerinin iki nedeni var: Bir kısmı, Shipman örneğindeki gibi saldırgan güdülerini kontrol edemeyenlerce gerçekleştiriliyor. Diğer bir kısmı ise, sistemli şekilde ırkçı politikalara alet olan ya da toplumsal baskılar altında ezilen kişilerce işleniyor. Örneğin III. Reich döneminde Nazi doktorlar, toplumdaki zihinsel ve fiziksel özürlüleri, ırkçı kaygılar nedeniyle öldürdüler. Dahası, Yahudiler ve Çingeneler üzerinde insanlık dışı tıbbi deneyler gerçekleştirdiler.

 

19'uncu yüzyılda seri cinayetler işleyen Karındeşen Jack'in tıbbi eğitim görmüş olduğu anlaşıldı. Çünkü kurbanlarını öldürme biçimi, anatomik bilgisinin tam olduğunu ortaya koyuyordu. 1910'da Dr. Hawley Harvey Crippen, önce karısını zindana kapattı. Daha sonra da, bedenini parçalara ayırdı. Metresiyle birlikte ülkeyi terk etmek üzereyken yakalandı.

 

Tıbbın cinayete alet edilmesi, savaş dönemlerinde daha da kolaylaşabiliyor. Buna en somut örnek, ''Ölüm Meleği'' lakaplı Nazi Dr. Josef Mengele. Bosnalı Sırpların lideri psikiyatrist Dr. Rodovan Karadzic'in etnik temizlik adı altında işlediği cinayetleri de unutmamak gerek.

 

Doktor cinayetlerinde Shipman kadar sabıkalı bir isim de, Eastborne'da aile hekimliği yapan John Bodkin Adams. 1957 yılında tıbbi teknikler kullanarak dul bir kadını öldürmek suçundan yakalanan Adams'ın, 400 hastanın ölümünden sorumlu olduğu açıklanmıştı.

 

 

 

SONUÇ

 

Bir seri katili seri katil yapan onun düşünceleri, uğruna planlar yaparak işlediği cinayetlerdir. Kurban seçimlerinden kullanılan araçlara ve öldürme işleminin şekline kadar katil hep bu amacın gerektiği gibi hareket eder. Cinayeti işlemeden önce düşünülmesi gereken şey her şeyden önce cinayet işledikten sonrasıdır. Ben bu yolla işleyip cesedi şu yere bırakırsam benim izimi bulabilirler mi veya istediğim kişiye ulaştırabilir miyim düşüncesinden hareketle bir soruşturmacı için en önemli olan şey kendisini o seri katilin yerine koyarak onu ve ilişkilerini yaşayabilmesidir.

 

 

 

 

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

 

 

 

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

*Komiser (Öğretim Görevlisi), Aksaray Polis Meslek Yüksekokulu

 

**Başkomiser (Öğretim Görevlisi), Aksaray Polis Meslek Yüksekokulu

 

[1][1] Alican Kılınç, http://www.maximumbilgi.com/editor/kilinc.htm>, Erişim Tarihi: 12.06.2003

 

[2][2] Şermin SARIBAŞ ın haberi

 

[3][3] Alican Kılınç, a.g.k.

 

[4][4] Alican Kılınç, a.g.k.

 

 

ALINTI...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Paylaşım için teşekkürler.Seri katillerle ilgili konular hep beni cezbetmiştir.Aslında serikatillerin ölüm arzusu duymadan önceki geçmiş yaşamlarında yatan nedenler çözülürse bir nebze bu olayların önüne geçilebileceğini düşünüyorum.Ayrıca her insanda öldürme içgüdüsü vardır.Yazarların serikatiller üzerine kurgusal olarak yazdıkları hikayelerde kendilerini yansıttıklarını düşünüyorum.Bence içlerinde yatan duyguları böylece dışarı vuruyorlar.Çok da iyi bişey yapmıyorlar.Çünkü bir kitaptan,bir filmden etkilenip insanlara zarar verebilecek kişiler vardır.:rolleyes::rolleyes:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

seri cineyetler hakkında tek yorum;can almak insana mahsuz değildir ama hakkeden,topluma zarar veren,mahsum insanları katleden,pislik,adamları öldürmek bence mükemmel birşey şahsen elime fırsat geçse bu konuda profesyonel olu ve hiç canım yanmadan öldürürüm...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...