Jump to content

Evrenin derinliklerinden gelen esrarengiz ses


dogon

Önerilen Mesajlar

Evrenin derinliklerinden gelen kükreme sesi bilim adamlarını şaşkın açevirdi.

 

Şimdiye kadar evrenden kaydedilen tüm seslerden 6 kat daha kuvvetli olduğu açıklandı. Kaynağının ne olabileceği konusunda tüm olasılıklar gözden geçirildi ama hiç birine uymadı. Bilim adamları, evrenin derinliklerinden gelen bu ses karşısında şaşkınlıklarını gizlemedi.

 

ABD'de düzenlenen 213. Amerikan Astronomi Birliği'nin konferansında bu ses enine boyuna tartışıldı. Evrendeki her türlü nesnelerin radyo dalgaları yaydıkları belirtilirken, bu sesin de radyo dalgaları incelendi ve yıldızlar, kuasarlar hatta galaksilardan gelen hiçbir radyo dalgasına benzemediği kararına varıldı.

 

"YENİ VE İLGİNÇ BİR ŞEY VAR"

 

Bu sesi ilk keşfeden NASA'nın Godard Uzay Uçuş Merkezi'nden Alan Kogut, konferansta yaptığı konuşmada "Evrende yeni ve ilginç bir şey var" dedi.

 

Temmuz 2006'da, atmosferin en üst katmanına (36 bin 500 metre yüksekliğe), yeni nesil yıldızlardan gelen ısı dalgalarını ölçmek amacıyla gönderdikleri ARCADE (Absolute Radiometer for Cosmology, Astrophysics, and Diffuse Emission) adlı uzay aracının bir süre önce, tesadüfen bu sesi kaydettiğini açıklayan Alan Kogut ve ekibi "Evren bize gerçekten yeni bir denklem gönderdi. Çözmeye çalışıyoruz" dedi.

 

"GERÇEKTEN NE OLDUĞUNU BİLMİYORUZ"

 

Olayı ayrıca incelemeye alan NASA'nın Kaliforniya'daki Psadena Jet Propulsion Laboratuvarları'ndan uzman Michael Seiffert da "Şu anda gerçekten ne olduğunu bilmiyoruz. Şimdiye kadar rastladığımız hiçbir sese benzemiyor. Kaynağı olabilecek tüm olasılıklar devre dışı kaldı. Ama bilim işte bu yüzden çok heyecan verici" dedi.

 

kaynak: Hürriyet

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Uzayın tipik olarak çok sessiz bir yer olduğu düşünülür. Ancak bir astronom ekibi umulandan altı kat yüksek gürültü çıkaran garip bir kozmik parazit keşfetti. Gürleme uzak bir kozmostan geliyor Ona neyin neden olduğunu hiç kimse bilmiyor.

 

 

 

Şüphesiz, ses dalgaları vakumda yolculuk yapamaz (uzayın büyük bölümü vakumdur) veya en azından çok etkili olarak yolculuk yapamaz. Ama radyo dalgaları yolculuk yapabilir.

 

Radyo dalgaları ses dalgaları değildir, ama hala düşük – frekansta ve ışık spektrumunun sonunda yerleşik olan elektromanyetik dalgalardır.

 

Evrendeki yıldızlar ve kuasarlar da dahil bir çok nesne radyo dalgaları yayar. Yuvamız Samanyolu galaksisi bile statik bir tıslama yayıyor (ilk kez 1931’de fizikçi Karl Jansky tarafından belirlendi).

 

Ancak bugün burada Amerikan Astronomi Topluluğunun 213 ncü toplantısında tanımlanan, yeni belirlenen sinyal astronomların umduğundan çok daha yüksek.

 

NASA’nın Greenbelt’teki Uzay Uçuş Merkezi’nden Alan Kogut, “evrende yeni ve ilginç bir şeyler oluyor” dedi.

 

Kogut’un yönetimindeki bir ekip sinyali ARCADE isimli, balon tarafından taşınan bir enstruman ile belirledi.

 

Temmuz 2006’da enstruman texas’taki NASA’nın Columbia Bilimsel Balon Tesisi’nden fırlatılmıştı ve atmosferin uzayın vakumuna inceldiği, 36,500 metre yüksekliğe ulaşmıştı.

 

ARCADE'nin misyonu yıldızların ilk neslinden gelen zayıf ısı sinyallerini araştırmaktı, ancak bunun yerine evrenin uzak mesafelerinden gelen gürlemeyi işittiler.

 

Kogut “Evren gerçekten bizi bir dönemece fırlattı” dedi. “Bulmayı beklediğimiz zayıf sinyalin yerine, herhangi birinin tahmin ettiğinden altı kat daha yüksek olan bir gürleme sesi vardı”.

 

Sinyalin ayrıntılı analizleri, kendi galaksimizin dış halesindeki gazı, en eski yıldızları veya herhangi bilinen radyo kaynaklarını diskalifiye etti.

 

Diğer radyo galaksileri de bu parazit için hesaba katılamaz – onlardan yeterince yok. Ekip üyesi “Maryland Üniversitesi’nden Dale Fixsen, “Bunları evrene sardalye gibi istif etmek zorunda olurdunuz” dedi. “Bir galaksi ve sonraki galaksi arasında herhangi bir boşluk kalmazdı.”

 

Sinyalin, evrendeki tüm bilinen radyo kaynaklarının birleşik emisyonundan altı kat daha parlak olduğu ölçüldü.

 

Şimdilik, sinyalin kaynağı bir gizem olarak kalıyor.

 

“NASA’nın Pasadena, Kaliforniya’daki Jet Propulsion Laboratuarın’ndan ekip üyesi Michael Seiffert, “bunun ne olduğunu gerçekten bilmiyoruz” dedi.

 

Ve bu, astronomlara sadece yeni bir bilmece sunmakla kalmıyor, en erken yıldızlardan gelen sinyallerin arayışını da engelliyor. Ancak kozmik statiğin kendisi, evren çok genç iken, şu andaki yaşının yarısından daha genç iken galaksilerin gelişimine önemli ipuçları sunabilir. Çünkü radyo dalgaları ışık hızında yolculuk yaparak, uzaklardan geliyor, bu nedenle bu dalgalar evrendeki daha eski bir zamanı temsil ediyorlar.

 

Seiffert, “Bilimi bu kadar heyecanlandıran budur” dedi. Bir şeyleri ölçmek için yola çıkıyorsunuz – bu vakada, en başlangıçtaki yıldızlardan gelen ısı – ama tamamıyla başka, bazı açıklanamayan bir şeye tesadüf ediyorsunuz.”

aynı konunun Andrea Thompson yorumu Kaynak: Space.com /

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...