Jump to content

Mevlana Celaleddin Rumi Şiirleri


schizophrana

Önerilen Mesajlar

Ben Bende Değil

 

Ben bende değil, sende de hem sen, hem ben,

Ben hem benimim, hem de senin, sen de benim,

Bir öyle garip hale bugün geldim ki

Sen benmisin, bilmiyorum, ben mi senim.

 

Mevlana Celaleddin Rumi

 

Demedim mi ?

 

Oraya gitme demedim mi sana,

seni yalnız ben tanırım demedim mi?

Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi ben'im?

 

Bir gün kızsan bana,

alsan başını,

yüz bin yıllık yere gitsen,

dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?

 

Demedim mi şu görünene razı olma,

demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl,

onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim mi?

 

Ben bir denizim demedim mi sana?

Sen bir balıksın demedim mi?

Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın,

senin duru denizin ben'im demedim mi?

 

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?

Demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im,

senin kolun kanadın ben'im demedim mi?

 

Demedim mi yolunu vururlar senin,

demedim mi soğuturlar seni.

Oysa senin ateşin ben'im,

sıcaklığın ben'im demedim mi?

 

Türlü şeyler derler sana demedim mi?

Kötü huylar edinirsin demedim mi?

Ölmezlik kaynağını kaybedersin demedim mi?

Yani beni kaybedersin demedim mi?

 

Söyle, bunları sana hep demedim mi?

 

Mevlana Celaleddin Rumi

 

Bu Ayrılık

Kusuruma bakmayın benim, dostlar,

bağışlayın beni.

Ben davullara, bayraklara aldırmayan

bir padişahın yoluna düşmüşüm,

deli divane olmuşum.

Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben,

çok uzaklardan geçen bir hayal gibi.

Ama yok da sayılmam hani,

var olan bir şeyim ben.

 

Haydi ben bensiz geleyim,

sen sensiz gel.

Ne varsa şu ırmağın içinde var,

soyunalım iki can,

dalalım şu ırmağa, hadi.

Bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük,

bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri.

 

Bu ırmakta ne ölmek var bize,

bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert.

Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,

bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret.

 

Durma, çabuk gel, gelmem deme.

Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır, dostum,

senin şânına sadece gelmek yaraşır.

 

Mevlana Celaleddin Rumi

 

Gittin

 

Buradan bir nice acıyla, özlemle gittin,

sonra yalvardın yakardın amma

eline düşmüştün bir kere kaderin,

ne fayda sevgili, ne fayda.

 

Her yanda çareler aradın kendine,

olmadık şeyler yaptın her yanda.

Bulamadın bir çare, sonunda gittin,

ne fayda sevgili, ne fayda.

 

Kucağın güllerle doluydu senin,

ayın öndördü bir yüzün vardı .

Kopup halkasından dostlar meclisinin,

o aşağılık, o bayağı yere sen,

o karıncaların, yılanların yanına

ne oldu, nasıl oldu da gittin?

 

Nerde hani o cânım sözlerin şimdi?

Nerde hani o sırları çözen akıl?

Nerde hani gül bahçesine giden ayak?

Elimizi tutan el nerde hani?

 

Hoştun, güzeldin, eşin yoktu senin,

insanları hemen elde ederdin.

Ama kalktın çıktın bir uzun yolculuğa,

insanları yiyen toprağa gittin.

 

Ağlaya inleye sen gittin ama,

gökler de arkandan durmadı ağladı.

Parça parça etti yüzünü ay.

Gönlüm arkandan kan bağladı.

 

Şimdi ne edeyim, kime sorayım seni?

İyi insanlar arasında mısın orda?

Yani dostlar meclisinde mi?

Yoksa bir kenarda boynun bükük mü kaldın?

 

Öyle bir yere gittin ki bu sefer,

izinin tozu bile belli değil.

Ne kadar da kanlıymış gittiğin yol!

 

Mevlana Celaleddin Rumi

 

Her Gün Bir Yerden Göçmek Ne İyi

Her gün bir yerden göçmek

 

Ne iyi

 

Her gün bir yere

Konmak ne güzel

Bulanmadan, donmadan

Akmak ne hoş

 

Dünle beraber

Gitti cancağızım

 

Ne kadar söz varsa

Düne ait

Şimdi yeni şeyler

Söylemek lazım

 

Mevlana Celaleddin Rumi

 

Mesnevi'den

 

Aşkın şerarı ateşi ta bağrıma düştü,

Ahım işiden yandı deyu başıma üştü,

İmdadıma eşkim ile dide yetişti,

Hepsi kalıp acz dediler: 'eyvah',

Yansın ko dedim, sönmeye söndürmeye Allah.

 

Mevlana Celaleddin Rumi

 

 

 

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

DUYDUM Kİ BİZİ BIRAKMAYA AZMEDİYORSUN ETME

 

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme

Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

 

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı

Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

 

Çalma bizi bizden gitme o ellere doğru

Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

 

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için

Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

 

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi

Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

 

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan

Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

 

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan

Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

 

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer

Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

 

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi

Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

 

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize

O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

 

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle

Huzurumu bozuyorsun sen mahvediyorsun etme

 

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı

Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

 

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil

aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme

 

MEVLANA CELALEDDİN RUMİ

 

 

 

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize

O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

 

O GELİYOR O

 

 

yollara sular dökün,

bahçelere müjdeler edin,

bahar kokuları geliyor,

o geliyor, o

Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.

 

Yol verin, açılın, savulun.

Beri durun, beri.

Yüzü apaydınlık, akpak,

bastığı yeri ardında gündüzler gibi bırakarak

O geliyor, o.

Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.

 

Gökler yeryüzünü kapladı, örttü bir anda.

Bir anda dört yanı misk gibi bir koku sardı.

Bir anda bir velvele, bir kıyamet koptu cihanda.

O geliyor, o.

Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.

 

Bir anda can geldi bağlara, bağlar ışıdı.

Bir anda açıldı baktı bağlara gözler.

Bir anda bizde ne gam kaldı, ne dert kaldı, ne keder.

O geliyor, o.

Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.

 

Yayından fırladı ok.

Hedefe ha vardı, ha varacak.

Bahçeler selama durdu.

Selviler ayağa kalktı.

Çayır çimen yollara düştü.

İşte konca, ata binmiş geliyor.

Biz ne duruyoruz,

O geliyor, o.

Ay parçamız, sevgilimiz, yarimiz geliyor.

 

Sen bizim yöremize gelirsen göreceksin, ey şems,

Huyumuz sadece susmak olmuş bizim, susmak.

Senin güzel gözlerinçin işte canım pusuda.

Rahatım kaçtı benim,

geceleri uykum kalmadı gitti ama,

bak işte o güzel günler yola çıkmış geliyor.

 

 

 

 

Ağıt

 

Göz gamın ne olduğunu bilseydi,

gökyüzü bu ayrılığı çekseydi,

padişah bu acıyı duysaydı;

göz gece demez gündüz demez ağlardı,

gökler yıldızlara, güneşle, ayla

gece demez gündüz demez ağlardı.

padişah bakardı ününe,

tacına, tahtına, tolgasına, kemerine,

gece demez gündüz demez ağlardı.

 

Gül bahçesi güzün geleceğini duysaydı,

uçan kuş avlanacağını bilseydi,

gerdek gecesi bu özlemi görseydi;

gül bahçesi hem güle hem dala ağlardı,

uçan kuş uçmaktan vazgeçer ağlardı,

gerdek gecesi öpüşmeye, sarılmaya ağlardı.

 

Zaloğlu bu zülmü görseydi,

ecel bu çığlığı duysaydı,

cellâdın yüreği olsaydı;

Zaloğlu savaşa, yiğitliğe ağlardı,

ecel bakardı kendine ağlardı,

cellât, yüreği taş olsa, ağlardı.

 

Kumru, başına geleceği duysaydı,

tabut, içine gireni bilseydi,

hayvanlarda bir parça akıl olsaydı;

kumru selviden ayrılır ağlardı,

tabut omuzda giderken ağlardı

öküzler, beygirler, kediler ağlardı.

 

Ölüm acılarını gördü tatlı can,

koyuldu işte böyle ağlamaya.

Olanlar oldu, gitti dostum benim.

şu dünya bir altüst olsa, aülasa yeri var.

öylesine topraklar altında kalmışım.

 

Mevlana Celaleddin Rumi

--------------------

Olduğum gibi kim görebilir beni

 

Olduğum gibi kim görebilir beni

Ne rengim var benim, ne nişanım

Benim de bildiğim sırlar var diyeceksin ama

Hem o sırlarım ben, hem de o sırları saklayanım

Bu gönül ne vakit durulacak bilmem

Ama şu anda hiç kımıldamadan duran da benim

Yürüyüp giden de ben

Ben bir denizim, kendi varlığı içinde taşan

Uçsuz bucaksız, alabildiğine geniş, kıyısız, hür bir deniz

 

 

İki dünya da yok oldu gitti bende

Artık ne bu dünyadan sorsunlar beni, ne o dünyadan

Sen bizim aynımızsın dedim ey can!

Amma yaptın dedi, o da ne demek

Şu gördüklerin hep benim

Yoksa dedim sen O musun?

“Hey, kendine gel! Sus!” dedi.

“Benim ne olduğum dile gelmez..”

Öyleyse dedim sana işte dilsiz, dudaksız konuşan biri

Yoklukta ayaksız yürümedeyim, gökteki ay gibi

İşte sana elsiz ayaksız durmadan koşan biri

“Böyle koşup durmak,” dedi bir ses, “senin nene gerek?”

Bak bana, apaçık ortadayım da gene gizliyim

Sen beni gör asıl beni!

Eşi bulunmaz bir gizli maden olmuşum

Eşi bulunmaz bir deniz olmuşum ben

Tebrizli Şems’i gördüm göreli

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Başka Yarınlar

 

Bugün yüzünde bir başka güzellik var senin,

bugün dudağında başka bir tad var,

boyunda başka bir yücelik.

Bugün kırmızı gülün bir başka daldan.

 

Ayın gökyüzüne bugün sığmamış.

Göklere benzeyen göğsün bugün daha geniş.

Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle,

bir başka kavga var dünyada senin yüzünden,

dünyada bir başka gidiş

 

Biz senin gözlerinden gördük

arslanlara meydan okuyan o ceylanı,

Başka bir ovası var o ceylanın bugün

iki cihandan da dışarı

 

Seven insanın ayağı mı yok,

işte ona ölümsüzlük kapandı.

Yukarlarda onunla uçar gider.

 

Gözlerinin denizinde onu arama.

Oinci bir başka denizde.

 

Bakarsın bugün sever bu yürek,

yarın sevilir bakarsın.

 

Yüreğimin özünde başka yarınlar var.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...