MurKy Oluşturma zamanı: Ocak 19, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 19, 2007 Eroinin, ilk kez bilim adamları eliyle ve son derece iyi niyetli bir amaca hizmet etmek için üretildiğini biliyor muydunuz? İnsan organizması açısından tüm zamanların en yıkıcı kimyasalı eroinin ilginç hikayesi.... Eroinin, ilk kez bilim adamları eliyle ve gerçekte son derece iyi niyetli bir amaca hizmet etmek üzere üretildiğini biliyor muydunuz? 1897'de Almanya'daki Bayer laboratuarlarında kanser ve tüberküloz hastaları için "ağrı kesici" olarak hazırlanan "eroin hidroklor", dehşet verici yan etkileri farkedilince onu ilaç olarak reçetelere yazan hekimler tarafından derhal terkedildi. Ancak iş işten geçmiş ve "şeytanın tozu" hapsedildiği şişeden kaçıp halkın arasına karışmayı başarmıştı bir kez daha Kimya tarihinin ünlü efsanelerinden birine göre, "eroin" maddesi, adını, bu maddeyi deneme amacıyla kolundan enjekte eden bir Bayer mühendisinin o anda yaşadıklarını tanımlamak için kullandığı şu manidar cümleden almıştı: "Kendimi bir kahraman gibi hissediyorum!" ("I feel like a hero") İşte, o günden bu yana eroin, dünyanın dört bir köşesinde, din, dil, ırk ve sosyal sınıf gözetmeksizin yüzmilyonlarca "kahraman" (!) üretmeye devam ediyor. Yalnız, küçük bir sorun var ki, bu sentetik kahramanların büyük bir bölümü kahramanlıklarını pekiştirecek herhangi bir dünyevî icraat yapmaya vakit bulamadan, hayli zamansız bir biçimde toprağın altını boylamaktalar! Elbette ki, eroin şakası yapılamayacak kadar hassas bir konu. Zaten bizim derdimiz de şaka falan değil, yalnızca bir durum tesbiti yapmak. Ancak, aşağıda aktaracağımız tarihsel gerçekleri okuduktan sonra, şakayı biz mi yoksa şu anlı şanlı bilim dünyası mı yapıyor, ona siz karar vereceksiniz. İnsan organizması açısından tüm zamanların en yıkıcı kimyasal bileşimlerinden biri sayılan eroin, gerçekte son derece iyi niyetli bir amaca hizmet etmek üzere üretilmişti. Saf morfinin asit anhidritle işlenmesi sonucu ortaya çıkan bu ölümcül toz, ilk kez 21 Ağustos 1897 günü, Bayer'in Almanya'nın Elberfeld kentindeki laboratuarında sentezlendi. Sentezleme işlemi, bu tarihten yalnızca bi kaç gün önce aynı laboratuarda "Asprin"i keşfetmiş olan saygın Alman kimyageri Dr. Felix Hoffman tarafından gerçekleştirilecekti. Bayer kayıtları, bizlere bu deneyin hedefinin kuru öksürük, tüberküloz ve kanser gibi önemli hastalıklarda hem şiddetli acıları dindirebilen, hem de tedavi edici yönü bulunan etkili bir ilaç keşfetmek olduğunu bildiriyor. 1868'de Ludwigsburg da doğan Hoffman, Münih Üniversitesi Farmakoloji Bölümü'nden son derece yüksek derecelerle mezun olmuş, geleceği parlak bir kimyagerdi. Nitekim, Alman ilaç sanayiinin duayenlerinden Adolf von Bayer de onu keşfetmekte gecikmedi. Genç kimyageri şirketinin Ar-Ge bölümüne alan Bayer, onun sayesinde farmakoloji tarihinin en büyük buluşlarından biri olan asetil salisilik asiti günümüzde "Aspirin" adıyla bütün dünyada tanınan ticarî bir markaya dönüştürecekti. İşte, eroin tam da o günlerde, şirket çalışanlarının "Aspirin"in keşfinin coşkusunu yaşadığı sırada doğdu. Dr. Hoffman büyük buluşunu kayıtlara geçirmesinden yalnızca 11 gün sonra yine aynı laboratuarda, fokurdayan tüplerinin başındaydı. Bunaltıcı Ağustos sıcağına aldırmaksızın gün boyunca aralıksız çalışan ünlü kimyager en sonunda hedefine ulaştı. Deney kabının dibine çökelen beyaz toz, bir süredir kafayı taktığı o yepyeni formülün işe yaradığının da en somut kanıtıydı. Aspirin ve eroinin ortak mucidi: Dr. Felix Hoffman baz morfinden sekiz kat daha güçlü bir uyuşturucu elde eden Dr. Hoffman, bunun kontrollü şekilde kullanımıyla yukarıda anılan hastalıkların tedavisinde çok önemli bir ilerleme kaydedebileceğini düşünüyordu. Kobaylar üzerindeki deneme çalışmaları bir yıl kadar sürdü ve toz eroin, "heroin hydrochlor" ticarî markasıyla şişelenmiş olarak 20. yüzyılın hemen arefesinde Bayer şirketi tarafından piyasaya sürüldü. Bugün için inanılması bir hayli güç olmakla birlikte, eroin o dönemde başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde eczanelerde rahatça satılıyordu. Hekimler, birçok ağır vak'ada hastalarını "mutluluktan uçuran" bu toza önceleri büyük ilgi gösterdiler. Eroin yalnız tedavi umudu olanlar için değil, tedavisi imkansız görülen ve ölüm döşeğinde birazcık huzur isteyen hastalar için de gerçek bir umut gibi görülmekteydi. Ancak, madalyonun öteki yüzü kısa sürede ortaya çıktı. Yalnızca bir iki kullanımın ardından "şeytanın tozu"na müptela olanlar şuursuzca ecza depolarına, laboratuarlara saldırıyor ve kendilerine daha fazla ilaç temin etmeye çabalıyorlardı. Eroin yasal olarak son kez 1. Dünya Savaşı yıllarında ağır yaralı askerlerin tedavisinde kullanıldı, ardından da tıp dünyasındaki güçlü bir konsensus sonucu tedavi prosedürlerinden tümüyle kaldırıldı. İnsanları çok seven ve mesleğine aşık bir kimyager olan Dr. Hoffman, 8 Şubat 1946'da son nefesini verirken, ilk kez onun laboratuar kaplarında dünyaya gözlerini açan "diasetilmorfin" artık çoktan bir ilaç olmaktan çıkmış, alım-satımı ya da kullanımı bir çok ülkede en ağır şekilde cezalandırılan lanetli bir maddeye dönüşmüştü. Bir daha da hiç bir güç önünü kesmeyi başaramayacaktı... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Dolunay Yanıtlama zamanı: Ocak 19, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 19, 2007 bilgisayar virüsleri de öyle iyi niyetle yapılıp kötüye kullanılan bir icat demi? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MurKy Yanıtlama zamanı: Ocak 19, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 19, 2007 aradaki fark sadece o teknolojik bu biyolojik olması . . Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Dolunay Yanıtlama zamanı: Ocak 19, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 19, 2007 hımmmm doğru.İnsanlar hem iyi hem kötüler işe bak.İyi niyetle üretende insan kötüye kullanan da.Koca dünya böyle zıtlıklar üzerine kurulmuş.Bazen isyan edesi geliyor insanın.Teşekkürler bilgi için:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ametist Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2007 aslında bayer dava edilirmiş yani! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cambaz Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2007 Einstein da E=mc2 formulunu atom bombasi yapilsin die kasfetmemisti ama sonucu onun bekledigi gibi olmadi tabi ayni sey Alfred Nobelin buldugu Nitrogliserin icin de gecerli... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mescalin Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2007 ecstasy 'nin üretim hikayesi de benzer.. Güzel konu olmuş sağol, ilk eroini bayerin ürettiğini bilmiyordum.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.