Jump to content

2012’de Ne Olacak?


umuayy

Önerilen Mesajlar

Herkese Merhaba ..bu forumda yeniyim ve herkese tsk etmek istiyorum , herkes cok guzel fikirlerden bahsediyor , bence ogrenmek en guzel sey boylece gercek sonuca kendi fikirlerimizide katarak varabiliriz , 2012 olayini 5 yildan beri arastiriyorum . 1988 dogumluyum. Diyecekseniz bu kadar kucuk yastan baslamis olmak zaman kaybimi yoksa hakkaten bu bir 6.his miydi olacaklar icin bilemem :) neyse 2012 hakkinda bir suru senaryolar var ..mehdi ve dejjal ya da gunesteki bozukluklar..veya hepsi bir anda .. ? ancak arastirdigim herseye gore benim fikrime gore , 2012 london olimpiyatlarin da sahte bir mesih gelme olayi planlaniyor ( uzaydan , ufo fenomeni ) ..kuran dada sahte bir mesihten bahseder..peki bunlarin arkasinda olanlar kim diye soru gelicektir akliniza..cevap biraz kabul edilmesi zor olabilir ancak bunun cevabi tek kisi degil..lucifer e yardimci olanlar , bloodlines ve etc... fakat hikayenin en can alici 3 ismini vermek istiyorum..Vatikan kuklasi , papa. Prens charles ve oglu..obama da buna dahildir malesef . ne kadar iyi gorunsede ..simdi toparliyalim biraz bu aileler amerikanin baslangicindan beri var yani ingiltere nin kurdugu amerika..amerikan basbakanlarinin hepsi OBAMADA dahil ayni aileden geliyor..fox tv obama secildiginde de bunu aciklamisti ancak sonra ne oldu : TARIH ! dejjal kimsenin uyanmasini istemez..bunu arastirirsaniz eger sizde goruceksiniz ( sallamiyorum ) en guzel web site google bunun icin :) ve garip olan sey madonnada bu ailenin icinde..Kuranda deccalin oyunlari cok zor olucak , inanmamak cok zor olucak der..isa yi asanlar : romalilar ve kotu niyetli yahudiler ..gercek isa oldukten sonra hristiyanlik adi altinda yaratip bible i binlerce kez degistirip , sacma baba ogul teorileri koyan kimdi : kotu niyetli yahudilre ve romalilar..kuranda isanin tanrinin oglu diye bir hadis var diyen bir adam cikartin bakalim cikartabiliyormsunuz..bu yuzden muhammed olacaklari biliordu herkese kurani ezberletti..( oraya geliriz sonra lol ) hristiyanlik tamamen dejjal in sistemine donustu..islami hedef aldilar neden cunki islam tek gercek yol..hedef belli idi 2012 de fake messiah getirip israel devletinden kurulustan tutun , mescdi aksakin kazinmasindan da tutun , suleymanin astral kapilari acan tapinagina kadar butun plan inanilmaz bir sekilde islemeye basladi..zetgeist diye bir belgesel cikarttilar..hos ne guzel belgesel 3 parttan olusuyor..HER HANGI KIMI ZEITGEISTI IZLEMISSE BUNDAN EMINIM 1. BOLUMU EN IYI NET SEKILDE HATIRLAR..neden cunki hedef belli gercek isayi horus gibi gosterip , tanri yok mesajini vermek insanlari bu takim dusncelere hazirlayip 2012 london olimpiyatlarinda ( LONDRADA YASAYAN BIR ARKADASIMIZ VARSA BANA MESAJ ATSIN LUTFEN ONA SOKAK ISIMLERI VE SEHRIN PLANI VE STONE HENGE ILE ILGILI BAZI SORULAR SORMAK ISTIYORUM ) SAHTE MESIH GETIRIP INSANLARI KANDIRICAKLAR..OBAMA , ELIZABETH , BUSH VEYA PAPA HEPSI DEJJALIN AILESI..PLAN KIMSENIN RED EDEMEYECEGI SEKILDE ILERLIOR..ha bu olimpyat 2012 21 aralikta olmicak..2012 de ancak aralik ayindan once olacak..seytanin plani cok basit ..2012 aralik ayina kadar bu olayda onca insanin inanc enerjisini alip aralik ayinda boyut kapilari acilinca , aldigi ruhlari kendisiyle goturmek ..bu yuzden kuranda altincag ( kiyametten sonra ) dan bahsederken dunya nufusu baya baya dusmustur..yukarda yazdigniz gibi aydinlanmis olanlar ise baska boyutlarda veyahutta hic bir kotu birsey yasamicaklar..sevgi ve isikla kalin..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

evet, marduk oldukça büyük bir gezegen bu yüzden çekim kuvvetide oldukça fazla, yörüngesini 3600 yılda tamamlayan bu gezegenin 2012 yılında geleceğini biliyoruz sanırım.niburunun, dünyanın yakınından geçeceği, ancak bazı felaktlere yol açacağı anlatılıyor ki buda gezegenin büyüklüğünden ve çekim kuvvetinden kaynaklanıyor.

 

Marduk'un gezegen degil de olu bir yildiz (brown dwarf) oldugunu dusunuyorum ben, cunku uzayda yapilan bir cok gozleme dayanilarak, bir cok gunes sisteminin aslinda gunesler sistemi oldugunu yani en az iki gunesin birbirleri ile olan cekim acilari ile yurudugu ortaya cikiyor. Bizim gunes sistemimiz gibi olan gunes sistemi, yani tek yildizlik gunes sistemi inanilmaz derecede nadir rastlanan bir olay. Eger Marduk varsa, bu benim tahminime gore Gunes'in ikiz kardesi olabilir. 3600 yilda bir gezegen sisteminin yakinlarindan gecen bu olu yildiz, butun dengeleri bozuyor ve haliyle bircok felakete yol aciyor. Brown Dwarf olarak adlandirilmasinin sebebi, buyuklugunden ve cekim gucunden birsey kaybetmemsine ragmen, cok dusuk bir isik sacma gucu olan bu yildizin teleskoplarla saplanmasi cok zor oluyor, o yuzden bunca zamandir saptanamadigi, boyle birsey varsa bile, saptamanin cok zor oldugu soyleniyor.

 

Uzun lafin kisasi, Marduk olarak adlandirilan cisim, Gunes'in kardesidir diyorum ben. Ve gunes'in batidan dogma olayini da destekliyor, cunku dogru acidan yaklasirsa Marduk Yildizi o zaman dunya uzerinden sanki batidan doguyormus gibi gozukucek. Kutup degisimini de destekliyor cunku iki gunesli bir donem de oldugumuz zaman, haliyle kutup kuvvetleri de degisiyor. Magmada olan cekim kuvveti degisiyor ve depremler olusuyor. Bu buyuk dengeler degisince haliyle butun sistem bozuluyor. Benim sagdan soldan duyarak birlestirdigim teori bu.

 

Ama sunu da unutmayalim. Jupiter cok buyuk bir gezegen, en buyuk gezegen. Yuzbinlerce kilometreden bircok meteoru uzerine cekerek dunyayi sanki bir abiymis koruyor (bilim adamlari arasindaki adi "buyuk abi" dir. Marduk'un gelme durumunda Jupiter'de cok buyuk bir rol oynucak. Resmen bir cekim kuvveti, guc savasi olucak. Gunes - Marduk - Jupiter arasindaki bu buyuk cekim savasi haliyle Dunyayi buyuk capta etkilicek.

 

 

Merkur zaten buyuk ihtimalle boyle bir savastan duzgun bir sekilde cikamicaktir. Dunya bir sekilde hayat dongusune devam edebilir ama Merkur yokolur ya da rotasindan sasarsa kimse sasirmasin :)

 

 

Baska bir bakis acisi getireyim dedim :) Saygilar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Foton Kuşağı Etkisi

Karşımıza çıkan herhangi bir sağlam bilimsel veri yok. Tüm kaynaklarda bilimsel bir kanıtın öne sürülmediğinden bahsediliyor, zira geçerli kanıtlar da yok deniliyor. Elde olan tek şey birkaç bilim adamı ve astronomun tezlerinden ve araştırmalarından ibaret. Zaten bu konu üzerinde araştırmalar yapan bilim adamları da bulundukları yerlerden uzaklaştırılmışlar. Elde olan veriler, bilinen döngünün 26.ooo yıl olduğu, bu geçişin belirtisi olan Schumann Rezonansı'nın değişimi ve Foton Kuşağı içerisinde bulunan yıldızların varlığından ibaret. Açıkça bir kanıt ortaya konulamamış. Foton Kuşağı güçlü elektromanyetik radyasyona sahiplik eden yoğun bir uzay boşluğu ve bazı x-ışınlarını da içermekte. Galaksi içerisine akan manyetik bir ışık olarak ta tanımlayabiliriz.

Edmun Halley tarafından keşfedildi

Keşif, ingiliz astronom Sir Edmund Halley'in (1656-1742) günlerinde başlayan Pleiades çalışmalarıyla başladı. Halley, bu yıldız grubundaki 3 yıldızın Yunanlılar tarafından belirtilen yıldızlar arasında bulunmadığını ortaya çıkardı. Yunan astronomlar ya da Halley yanılmış olabilir miydi? 1991 yılında yayınlanan bir makalede sunulan diagrama göre 6 yıldız; Merope, Atlas, Teygeta, Electra, Coeleno ve güneşimiz Pleiades'in bir yıldızı olan Alcyone'nin yörüngesindeler.Daha sonra Halley şu sonuca vardı: Pleiades takımı belli bir hareket sistemiyle ilerliyordu. Bu tez, Frederick Wilhelm tarafından onaylandı. Pleiades, her yüzyıl için 5.5 saniye kesin bir hareketle döngüsüne devam ediyordu.

Altı gün içinde Dünya'nın tamamen değişeceği iddia ediliyor

Foton Kuşağının merkez alanına girilmesiyle birlikte yaşanılması beklenen fiziksel ilk etkileşimler ise şu şekilde sıralanıyor yayınlanan bir çok raporda:

1. gün:21 Aralık 2012'de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık.

2. gün:Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş'in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu).

3.-4. gün: Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.

5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süperbilinç).

 

 

Foton Kuşağı etkisine ilk kez Atlantis devrinde girildiği sanılıyor

Kuşağın başlangıç noktası, küçük bir atom parçası ve onun yörüngesinde olan bir grup elektrondan ibaret. İngiliz fizikçi Paul Adrian Maurice Dirac, her bir partikül için bir anti-partikül bulunduğunu öne sürmüştü. 1932'de Carl David Anderson bu anti-partikülü buldu ve ona "positron" adını verdi. 1956'da anti-proton ve anti-nötron keşfedildi. Bir anti-partkül şekillendiğinde, sıradan bir partiküller evreninde meydana gelir ve bu, bir elektronla buluşup çarpışmasından önce bir anlıktır. Bu çiftin toplam kütlesi "Foton" formunda enerjiye dönüşür. Bu yeni ve önceden görülmemiş bir enerji kaynağı gücü sunar.

1961 yılında uydu kaynaklı araçlar tarafından bir foton kuşağı keşfedildi. Bu kuşağın gezegenimizden 400 ışık yılı uzakta olduğu açıklandı. Astronom Jose Comas Sola yedi yıldızlı Pleiades takımı üzerinde özel bir çalışma yaptı ve bir sistem oluşturduklarını keşfetti, ki bizim güneşimiz ve daha pek çok yıldız da bu sistemin parçalarıydılar ve her biri kendi gezegensel sistemlerine sahipti. Güneşimiz bu sistem yörüngesini 24.000 yılda tamamlıyor. Bu 24.000 yıl iki bölümde alınıyor; 10.000 yılı karanlık (ya da Galaktik Gece), 2000 yıl ise Foton Kuşağı'nın ışığında geçirildiği sanılıyor. Ve bazı bilim adamları tarafından, bulunduğumuz dönemin ışık bölgesine geçiş olduğu tahmin edilmekte. Tahmin edildiğine göre böyle bir olay dünyanın oluşumundan beri bir kez deneyimlendi ve bu tarihin de Atlantis devrine rastladığı öne sürülüyor.

Foton Kuşağı temel olarak 3 elementi içermekte. İlki, "Null Zone" (sıfır bölgesi). Bu bölge, madde ve madde olmayan parçaların kuşağın proton parçalarını oluşturmak için çarpıştıkları bölge. Burası ayrıca Pleiades yıldız sisteminin elektromanyetik alanlarının etkisiz bırakıldığı yer. Bu süreç, bilinçlilik seviyelerimizi değiştirecek ve evren yapısına farklı bir açıdan bakmamızı sağlayacak. Diğer bölme ise foton ırmağı ile sıfır bölgesinin (null zone) iç kenarı arasında olan akım alanı. Bu bölgeye geçişle daha yüksek boyuta geçiş imkanına sahip olunacak.

 

2012'de Işık devrine geçiş yapılacağı söyleniyor

Foton Kuşağı, Dünya ile çarpışmak üzere olan yoğun bir foton(ışık parçacıkları) enerji bandı olarak rapor ediliyor. Ulaştığında 5 günlük bir karanlık, elektriksizlik, yoğun ufo inişleri, insanlık için psişik yeteneklerin ortaya çıkması, insan bedeninde oluşan değişimler (transformasyonlar) ve daha pek çok değişim beklenmekte. Şu anda karanlık dönemin sonunda olduğumuz ve bu dönemin 2012'de son bularak 2000 yıllık "ışık" devrine geçiş yapılacağı söyleniyor. Yıldız aktivasyonu güneş sistemimizin Pleiades (Alcyone yıldızı), Sirius, Arcturus, Orion ve Andromeda ile aynı sıraya dizilmesi ile başlayacak. Yaşanılacağı tahmin edilen en büyük deneyim ise, bu kuşağa girildiğinde, şu anda bulunduğumuz 3. boyuttan 5. boyuta yükseleceğimiz. Bu sıçrayış elbette ki beraberinde bir çok farklılık ve mutasyonlar getirecek. Şimdiden deneyimlediğimiz olaylar da aslında bu sıçrayışı doğrular nitelikte: ciddi iklim değişiklikleri, kıta transferleri, v.s. Ayrıca bu kuşağa girildiğinde bilinçlilik boyutlarının her birine geçiş imkanına sahip olacağımız tahmin ediliyor. Şu anda küresel bilinç değişiminin sonuçlarını da birebir deneyimliyoruz aslında. Dünyayı kasıp kavuran savaş ortamı, toplumlar arası anlaşmazlıklar, politik sürtüşmeler ve olagelen olumsuzlukların da bu geçiş döneminde, ya da "null zone"da bulunmamızdan dolayı olduğunu düşünebiliriz.

Bütün canlılardaki değişim

Yaşadığımız bu dönem ve beklenen değişimler kutsal kitaplarda, mitolojide ve bilim adamları tarafından da ayrıntılı şekilde incelenmişti. Raporlara göre, Foton Kuşağı'na girildiğinde, gökyüzü ateş gibi gözükecek, ancak soğuk olacak. Bu değişim ve yansımalar elbette ki içine girilen kuşağın etkileriyle birlikte ortaya çıkan kimyevi değişimler ve tranformasyonların sonucunda kendilerini açığa çıkaracaklardır. Kuşağa ilk önce güneşimizin girmesi halinde ani bir karanlığın olması da söz konusu, ki bu sürenin 110 saat kadar sürmesi tahmin ediliyor. Güneşsel radyasyon ve Foton Kuşağı'nın arasındaki etkileşim gökyüzünün yıldızlarla dolu gibi gözükmesine neden olacak. Dünya bu kuşağa girdikçe tüm moleküller uyarılmış olacak ve atomlar mutasyona uğrayacaklar. Bu duruma bağlı olarak fiziksel yapılarda (insanla birlikte hayvan ve bitki aleminde de) farklılıkların meydana gelmesi bekleniyor tabii ki.

Null Zone ve Schumann Rezonansı

Bu kuşağa girmeden önce, yani bu zamanda, "Null Zone" (sıfır bölgesi) denilen zaman deneyimlenmekte. Bu dönem boyunca sismik aktivite ve volkanik hareketlenme görülüyor. Ayrıca iklim değişiklikleri ve buna bağlı olarak şiddetli tayfunlar, fırtınalar ve hortumlar gözlemleniyor. "Null Zone", bir başka deyişle, madde ve madde olmayan bütün partiküllerin yok edildiği yer. Oluşacağı beklenen bu foton etkisi çok önemli, zira bize yeni bir enerji kaynağı sunacak. Bu kaynak, doğal olarak fosil yakıtlara bir son verecek ve bunun sonucunda da tahmin edildiği üzere daha yaşanılabilir bir dünya oluşturulmuş olacak. Bu bölgeye geçişin kanıtı olarak gösterilen en güçlü kaynak ise Schumann Rezonansı. Dünya'nın kalp atışı olarak nitelendirilen bu titreşim daha önceki zamanlarda 8.1 iken günümüzde 12.1'e yükselmiş durumda, ve hızla yükselmekte. 13.0 olduğunda ise "Null Zone"un tamamlanmış olacağı rapor ediliyor. Astrofiziksel hesaplamalara göre Foton Kuşağı'na saatte 208.800 km hızla gireceğiz. Kuşağın enerjisi fiziksel sonuçların yanında eterik ve spiritüel anlamda da kendini gösterecek.

Bilimsel veriler, ciddi ve hızlı bir değişim olduğuna işaret ediyor

Rus bilim adamları tarafından açıklanan değişimler de galaksinin merkezinden gelen enerjinin varlığını teyit eder yönde. Dr.Alexey N.Dmitriev'in çalışması gösteriyor ki gezegenlerin atmosferleri, gezegenlerin kendileriyle birlikte büyük bir hızla değişim geçiriyor. Örneğin Mars atmosferi zamanla daha kalınlaşıyor; Ay, kendi atmosferini oluşturmakta. Ya da bu tarz bir değişimi kendi gezegenimizde görebiliyoruz: atmosferdeki HO(hidroksit) oranı daha önce hiç ölçülmediği kadar fazla. Bu oran küresel ısınma, florkarbon emilimleri ya da bu tarz oluşumlar sonucu oluşmuyor; sadece kendilerini gösteriyorlar. İyonosfer tabakasında plazma jenerasyonu, magnetosferde magnetik fırtınalar, atmosferde ise siklonlar aracılığı ile enerji boşalımları oluşumları gözlemleniyor. Daha önceden nadir rastlanan atmosferik yüksek enerji fenomenine artık daha sık ve yoğun rastlanmakta. Gaz-plazma zarfının maddesel birleşimi de transforme olmaktadır. Gezegenlerin manyetik alanları ya da parlaklıkları da hızla değişiyor, artıyor. Jüpiter, Venüs, Uranüs ve Neptün, bu sonuçların alındığı gezegenlerden.

Rus Ulusal Bilim Akademisi Foton Kuşağı üstüne çalışmalar yapıyor

Dünyamızda eyleme geçmiş olan transformasyonlar ise aşikar. Gün be gün artan sismik aktivasyon, volkanik hareketlenmeler ve diğer bir çok doğal felaketler elbette ki gözlerden kaçmıyor. Dr.Dmitriev'in belirttiği ve dikkat çektiği nokta ise bu çeşit bir değişimin dünyada daha önce 10.000 yıl önce görülmesi. Burada göze çarpan ve bazı topluluklar tarafından ortaya atılan konu ise güneş ile dünyanın değişimleri arasındaki bağlantı. Maalesef bu tarz konularda çoğu bilgi ifşa edilmiyor. Bu tarz araştırmaların yapıldığı bir merkez de Sibirya'daki Rus Ulusal Bilim Akademisi. Burada yapılan çalışmalar sonucu edinilen bilgi ise şöyle: Şu anda Güneş Sistemi'nde yaşanılan enerjisel değişimin tek olası sebebi farklı-daha yüksek olan bir enerji alanına giriyor olmamız olabilir. Ve bu yüksek enerjiye geçişin sonucunda DNA spirallerinin kendileri de değişim geçirmekteler. Şimdiye kadar hayatımızda yer alan bilim araştırmaları sonucu elde ettiğimiz bilgilerle ortaya çıkarılan 2 sarmallı DNA yapısı hızla mutasyona uğramaktadır. Bu sıçrayışla da bu sarmalın 2'den 12'ye çıkacağı biliniyor. Bu enerji emiliminin Güneş Sistemi'ndeki tüm maddelerin özünü değiştireceği bekleniyor, ki bir bir de deneyimliyoruz çevremizde.

Aslında tüm bunlar, hücresel ya da ruhsal boyutta olsun, bize pek yabancı değil. Çevremizde her an deneyimlediğimiz olayların dökümü sadece. Kainata dikkatlice baktığımızda ve onu içsel sesimizle dinlediğimizde bunlardan farklı bir şey duymayacağımız da aşikar. Hergün yaşadığımız ve gün geçtikçe artan doğal felaketler, politik sürtüşmeler, savaşlar, içsel değişimler binlerce yıldır beklenilen dönemin getirileri elbette. Bunların hepsi asırlardır bekleniyordu; kutsal kitaplarda olsun, kadim medeniyetlerin yazıtlarında olsun her zaman karşımıza çıktılar. Şimdi ise bu değişime tanık oluyoruz ve yeni dönemin getirdiği farklılıklara yaşamlarımızı adapte etmeye hazırlanıyoruz. Zira başka seçeneğimiz de yok; ya değişimi kabul edecek ve "bir" olacağız, ya da eski enerji ile birlikte savrulmayı göze alacağız.

Kaynaklar:

http://www.sanctusgermanus.net/current%20message/Photon%20Belt.htm

http://www.bibliotecapleyades.net/esp_cinturon_fotones_4.htm

http://www.burlingtonnews.net/photonbelt.html

http://www.tmgnow.com/repository/global/planetophysical.html

http://www.diagnosis2012.co.uk/new.htm

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

benim asıl merak ettiğim şu; 2012 gelip geçtiğinde ve biz hala iş güç okul koşturuyorsak o zaman satanistinden tutunda bilim adamına ilgilisinden ilgisizine inançlarımız da ne gibi değişimler olacağı, çünkü görüyorumki hep bi dini kitaplardan alıntılar örneklemeler iddalar var.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ban size ne olacağını söyleyim;

egoda indirimli bileti alabilmek için sonuna kadar sınırları zorlıcam:D

bn ölene kadar öğrenci kalcam anlıcanız önemli olan siz ölene kadar ne olmak istiyorsunz ve ne olacağınız;)

dünya eninde sonunda batacak yoksa...ne zaman olacağı sadece süreci değiştirir olacakları deil

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Mülk Suresi, açik açik, uzaydan saldiracak bir türden; uzaylilardan söz ediyor. Bunlarin özel kimlikler tasiyan varliklar oldugunu ayet metninde yer alan 'men' sözcügünden anliyoruz. Ayette geçen 'men fi'sSemai' ifadesinde men, kim sorusuna verilen cevaptir. Eger bu ayet gökten basimiza inecek ilahi belalar veya bir yildiz çarpmasi olsaydi, 'men' yerme 'ma' kelimesinin kullanilmasi gerekirdi. Arapça'da 'men' ingilizceöeki 'Who' sözcügünün karsitidir... "Ma* ise that' sözcügünün... Demek ki, uzayda bizimle teke tek karsilastirilacak varliklar vardir ve var olmalidir.

 

alıntıdır.. 2012 den sonra değildir tabii ki ama bu anı yaşıyacağız sanırım..ya da bilemiyorum yorum yok...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşlar şimdi bu konuyu okuyunca korktum :( bu arada paylaşımla bilgilendirdiğin içi teşekkürler inşallah böyle bir olay olmaz diye düşünüyorum:(:(:(

 

---------

 

uzaylılar felanda bilgilendiriyor bazı konuları araştırdım dünyaya inmiş herhalde baktım korkuyorum :)

 

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Şahsi fikrim, Dünyanın fazlasıyla tozuttuğu ne olacak ise bir an önce artık olmalı... Hergün 10-20 şehit veriyoruz, e Ortadoğu'nun da hali ortada... Dünya'nın heryerinde bir çok masum can gidiyor. Ha belki o bunların hayat karmaları... Öyle de olsa çok acı hele bir de görüpde ses çıkaramamak en acısı... Ne olacaksa olsun artık kıyamet veya başlangıç ...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...