Jump to content

Dünyanin durumu dramatik bir şekilde değişmiştir.


Termevsimi

Önerilen Mesajlar

DÜNYANIN DURUMU DRAMATİK BİR ŞEKİLDE DEĞİŞMİŞTİR.

 

Tıpkı üç yüz yıl önce olduğu gibi, dünya çok büyüktür. Gautama Buda bile tüm insanoğul- larına yaklaşmak isteseydi, bu mümkün olmazdı; iletişim yolları yoktu. İnsanlar birbirinden uzak pek çok dünyada yaşıyordu. Bunda bir basitlik vardır.

 

Bir Yahudi olarak, İsa diğer Yahudiler’le yüzleşmek zorunda kaldı, dünya ile değil. Eşeğine binip dünyayı dolaşması mümkün olmazdı. Küçük Judea krallığını dolaşmayı becerse bile, yeterli olmazdı. İnsanların eğitimi kısıtlı idi. Birbirlerinin varlığının bile farkında değildiler.

 

Gautama Buda, Çin’de Lao Tzu, Atina’da Sokrat — hepsi çağdaştı ama birbirlerinden haber- leri yoktu.

 

İletişimdeki ve ulaşımdaki bilimsel devrimden önce, kendi kendilerine yeterli pek çok dünya vardı. Diğerlerini hiç düşünmezlerdi, başkaları olduğunu bilmiyorlardı bile. İnsanlar birbirle- rini tanıdıkça dünya küçüldü. Artık bir Buda, İsa, Musa ya da Konfüçyus başarılı olamaz. Hepsinin yerel zihinleri, çok yerel tavırları vardır.

 

Dünya artık yerel olamayacağımız kadar küçük olduğu için talihliyiz. Kendine rağmen yerel olamazsın; evrensel olmalısın. Konfüçyus’u, Krişna’yı, Sokrat’ı, Bertrand Russell’ı düşünmen gerekir. Dünyayı tek bir birim olarak düşünmediğin sürece, farklı dâhilerin katkılarını düşün- mediğin sürece çağdaş insanla konuşmayı başaramazsın. Mesafe çok büyük olur — yirmi beş yüzyıl, yirmi yüzyıl ... aşmak neredeyse imkânsız olur.

 

Aşmanın tek yolu bilen insanın kendi bilişinde durmaması, yalnızca kendi bildiği şeyleri ifade etmekle yetinmemesidir. Tüm dilleri bilmek için muazzam çaba harcaması gereklidir.

 

İş engindir ama heyecan vericidir — insan dehasının farklı boyutlardan keşfi. Eğer içinde anlayış ışığı varsa, güçlük çekmeden bir sentez yaratabilirsin. Ve sentez yalnızca dinî gizem- cilerden oluşmayacaktır — bu yalnızca bir kısmı olacaktır. Sentez tüm sanatçıları ve görüş- lerini içerecektir — tüm müzisyenler, tüm şairler, tüm dansçılar ve görüşleri. Yaşama katkısı olan, insanlığı daha zengin kılan tüm yaratıcı insanlar hesaba katılmalıdır. Kimse sanatçıları, onların katkılarının da dini olduğunu düşünmemiştir.

 

Ve en önemlisi bilimsel büyümedir. Bir sentez, yürekle ve dindarlıkla bilimsel büyümeyi bir araya getirmek geçmişte mümkün değildi. Başta, bilim yoktu — ve bilim bin bir şeyi değiş- tirmiştir. Yaşam bir daha asla aynı olamaz.

 

Benim vizyonum bir üçgendir — bilim, din, sanat. Ve onlar o kadar farklı boyutlardır ki — farklı dilleri konuşurlar, birbirleriyle çelişirler; hepsinin içinde eriyebileceği ve bir olacağı derin bir görüşün yoksa yüzeyde anlaşamazlar.

 

Benim çabam neredeyse imkânsız olanı yapmaktır.

 

Üniversitede öğrenci olduğum günlerde profesörlerim ne yapacaklarını bilemezlerdi. Ben felsefe öğrencisiydim ve bilim derslerine giriyordum — fizik, kimya ve biyoloji. O profesörler kendilerini çok tuhaf hissediyorlardı: “Sen üniversiteye felsefe okumak için girdin. Neden zamanını kimyayla harcıyorsun?”

 

Diyordum ki, “Benim kimyayla hiç ilgim yok; ben yalnızca kimyanın ne yaptığı, fiziğin ne yaptığı konusunda açık bir fikir edinmek istiyorum. Detaylara girmek istemiyorum, yalnızca özündeki katkıyı istiyorum.”

 

Nadiren kendi derslerime girerdim, çoğunlukla kütüphanede olurdum. Profesörlerim devamlı şöyle diyordu, “Bütün gün kütüphanede ne yapıyorsun? Çünkü kütüphaneci kütüphaneye ilk giren olduğundan ve günün sonunda zorla çıkarılabildiğinden şikâyet edip duruyor. Bütün gün oradasın — ve yalnızca felsefe bölümünde değil, kütüphanenin seninle hiç ilgisi olmayan bölümlerinde dolaşıp duruyorsun.”

 

Onlara şöyle diyordum, “Size açıklamam güç ama gelecekteki çabam; içinde biraz gerçeklik taşıyan her şeyi sentezleyip bir bütün yapmak olacak. Her şeyi içeren, tartışmalara ve çelişkilere dayalı olmayan, insan bilgisine, insan bilgeliğine yapılan tüm katkıların özüne dair derin bir görüşe dayanan bir yaşam tarzı yaratmak.”

 

Delireceğimi düşünüyorlardı — seçtiğim iş herkesi deliliğe götürebilirdi, o kadar engindi. Ama benim için deliliğin mümkün olmadığının, zihni çok geride bıraktığımın farkında değil- lerdi; ben yalnızca bir izleyiciydim.

 

Ve zihin öylesine narin ve karmaşık bir bilgisayardır. İnsan büyük bilgisayarlar yapmıştır ama henüz hiçbiri insan zihni ile karşılaştırılamaz. Tek bir insan zihni dünyanın bütün kütüp- hanelerini içerme kapasitesine sahiptir. Ve tek bir kütüphane — British Museum Kütüphanesi — öyle çok kitaba sahiptir ki, onları bir duvar boyunca, teker teker dizersen üç kez dünyayı dolaşır. Ve bu tek büyük kütüphanedir. Moskova’nın da benzer bir kütüphanesi vardır, hatta belki daha büyüktür. Harvard’ın da benzer bir kütüphanesi vardır. Ama tek bir insan zihni bu kitaplarda yazılan her şeyi içerme, ezberleme kapasitesine sahiptir. Tek bir beyinde milyon- larca hücre vardır ve her hücre milyonlarca bilgi parçası içerme kapasitesine sahiptir. İnsan zaten zihninin dışında durmuyorsa, kesinlikle delirir. Meditasyon durumuna ulaşmadıysan, delilik kesindir. Haksız değillerdi ama benim meditasyon yönündeki çabamın farkında değil- diler.

 

Bu yüzden dünyanın her yerinden gelen tuhaf kitaplar, tuhaf yazmalar okuyordum ama ben yalnızca bir izleyiciydim çünkü beni ilgilendirdiği kadarıyla eve gelmiştim. Onca okumadan öğrenecek bir şeyim yoktu; o okumalar çok farklı bir amaç içindi ve amaç mesajımı evrensel kılmak, onu yerel sınırlamalardan kurtarmaktı. Ve bu konuda tamamen başarılı olduğum için mutluyum.

 

İnsanlar beni sevdiği için bana “ustaların ustası” dediler. Bunu yapmalarının sebebi sevgiydi. Beni ilgilendirdiği kadarıyla, ben yalnızca kendimi bağımsız kılacak, her tür koşullamaya direnecek, hiçbir dine bağlı olmayacak, hiçbir siyasi partiye bağlı olmayacak, hiçbir ulusa, ırka ait olmayacak kadar inatçı, sıradan bir insan olarak görüyorum. Ve bu bana öylesine çok bütünlük, bireysellik, hakikilik ve tatmin olmuşluğun muazzam mutluluğunu verdi.

 

Ama zaman gerekliydi. Benden sonra, usta olmak isteyen herhangi biri benim yaşadığım her şeyi yaşaması gerektiğini bilecek; aksi halde ona usta denemez. Yalnızca yerel kalacak — bir Hindu öğretmen, bir Hıristiyan misyoner, bir Müslüman imam ama insanoğulları için bir usta değil. Benden sonra usta olmak gerçekten güç olacak!

 

 

 

Provokatör Mistik

Omega Yayınları

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...