Jump to content

Osho Dinamik Meditasyon hakkında detaylı bilgi veriyor...


Termevsimi

Önerilen Mesajlar

Osho Dinamik Meditasyon Hakkında Konuşuyor

Gönderen sang on 2006/5/17 16:03:06 (751 okuma)

Osho Dinamik Meditasyon hakkında detaylı bilgi veriyor...

 

Soru:

 

Aktif (dinamik) meditasyon yapmaya başladığım ilk günlerde kaslarımda gerginlik ve buna bağlı olarak vücudumun her yerinde ağrılar oluştu. Bunu aşmanın bir yolu var mı?

 

Osho:

 

Yapmaya devam et. Aşacaksın.

 

Buradaki nedenler gayet açık. İki temel sebep var. İlki, bu oldukça kuvvet gerektiren bir egzersiz olduğundan, vücudunun uyum sağlaması gerekecektir. Bundan dolayı, ilk birkaç gün tüm vücudun acılar içinde olması doğaldır. Ancak bu durum ilk 3-4 gün içinde aşıldığında vücudun hiç hissetmediğin kadar güçlü olacaktır.

 

Fakat temel neden bu değildir. Buradaki temel neden daha derinlerde bir yerlerdedir ki, günümüz modern psikolojisi de bunun peşindedir. Senin vücudun sadece fiziksel bir şey değildir. Vücudunda, kaslarında kısaca tüm yapında bastırmaya bağlı olarak bir çok şey devrededir. Sen şayet kızgınlığını bastırırsan vücudun zehirlenir. Zehir kaslarına girer, kanına girer. Bir şeyi bastırdığında bu sadece zihinsel bir olay olmaz aynı zamanda bu fiziksel bir olay olur, çünkü sen bir bütünsün. Sen vücut ve zihin değilsin sen "vücut-zihin”sin -psikosomatik. Her ikisisin. Bundan dolayı zihninle yaptığın her şey sonunda vücuda ve vücudunla yaptığın her şey de zihnine ulaşır, çünkü zihin ve vücut aynı varlığın iki ucu gibidirler.

 

Örneğin, kızdığında vücudunda neler olur. Kızdığında bazı zehirli maddeler kanına girer. Çünkü bu maddeler olmaksızın yeterince çılgın bir hale gelemezsin. Senin vücudun belirli kimyasallar salgılayan organlara sahiptir. Bu filozofik değil tamamen bilimsel bir gerçekliktir. Kanın zehirlenir.

 

Bundan dolayıdır ki kızdığında normal olarak yapamayacağın şeyleri yapabilir hale gelirsin...Çünkü çıldırmışsındır. Normal olarak kaldıramayacağın büyüklükteki bir taşı kaldırıp atabilirsin. Hatta bunu nasıl yaptığına sonradan kendin dahi inanamazsın. Normale döndüğünde aynı taşı kaldıramazsın, çünkü artık aynı değilsindir. O esnada belirli kimyasallar kanının içinde dolaşmakta, seni acil durum şartlarında tüm enerjini kullanılabilir kılmaktadır.

 

Bir hayvan sinirlendiği zaman, "sinirlenir". Kızgınlığı, siniri hakkında ahlaki bir değere, herhangi bir öğretiye sahip değildir. En doğal şekliyle kızar ve enerji açığa çıkar. Sen de hayvanlara benzer bir şekilde kızarsın. Fakat aynı zamanda toplum, ahlak, etik,... binlerce başka şeyler de seninledir. Sen kızgınlığını bastırmak zorundasındır. Kızgın olmadığını göstermelisin, gülümsemelisin -yüzde boyanmış gibi duran bir gülücük... Vücut savaşmaya hazırdır -savaşmaya yada kaçmaya, yüzleşmeye yada uzaklaşmaya... Vücut bir şeyler yapmaya hazırdır, kızgınlık bir şeyler yapmaya hazır olma durumudur yalnızca. Vücut sert ve saldırgan olacaktır.

 

Şayet sert ve saldırgan olabilirsen enerji açığa çıkacaktır. Ancak yapamazsın -bu uygun değildir, bastırırsın. Peki saldırmak için hazırlanmış kaslarına ne olacaktır. Sakatlanacaklardır. Enerjin onları saldırgan olmaya iterken, diğer taraftan sen de, saldırgan olmamaları için geri çekersin. Çatışma olacaktır. Tüm kaslarında, kanında ve tüm vücut dokularında bu çatışma olacaktır. Onlar bir şeyi ifade etmeye hazırken sen onları baskılıyorsun. Onları bastırıyorsun. O zaman vücudun sakatlanacaktır.

 

Bu tüm duygular için geçerlidir. Bu durum yıllarca gün be gün sürer. Ta ki, sonunda tüm vücudun tamamen sakat hale gelir. Tüm sinirlerin sakatlanır. Artık akmazlar, akışkan değildirler, canlı değildirler. Ölmüşlerdir, zehirlenmişlerdir. Tamamen düğüm olmuş, tüm doğallıklarını yitirmişlerdir.

 

Bir hayvana bak ve vücudunun o eşsiz zarafetini görmeye çalış. Peki insan vücuduna ne oldu? Neden aynı ölçüde zarif değil? Neden? Ona ne oldu? Ona bir şey yaptın, onu parçaladın ve doğal kendiliğindenliğini ve akışkanlığını kaybettirdin. O durağan bir hale geldi. Vücudunun her bir parçasında zehir var. Vücudunun her bir kasında bastırılmış öfke var, bastırılmış cinsellik var, bastırılmış hırs -her şey bastırılmış; kıskançlık, nefret. Orada her şey bastırılmış. Vücudun gerçekten çok hasta...

 

İşte meditasyon yapmaya başladığında tüm bu zehirler açığa çıkar. Vücudun tüm durağanlaşmış kısımları erir, yeniden akışkan hale gelir. Ve bu çok büyük bir çabadır. Kırk yıllık yanlış yollarda geçmiş bir hayattan sonra aniden meditasyon yapmak... tüm vücut ayaklanma halindedir. Tüm vücudun ağrıyacaktır. Fakat bu ağrılar gayet iyidir. Onları buyur etmelisin. Vücudunuz tekrar akmaya başlamasına izin ver. O yeniden zarif ve çocuksu olacaktır, canlılığını yeniden kazanacaksın. Ancak bu canlılık sana gelmeden önce cansız parçaların yeniden düzenlenmelidir ki, bu biraz acı verici olacaktır.

 

Psikologlar bizlerin vücudumuzun etrafında bir zırh yarattığımızı ve şimdi bu zırhın problem olduğunu söylerler. Kızdığında tüm kızgınlığını ifade edebilseydin ne olacaktı? Kızgınlık anında dişlerini sıkar, tırnaklarınla ve ellerinle bir şeyler yapmak istersin. Bunlar bize hayvan geçmişimizin mirasıdır. Ellerinle bir şeyler yapmak bir şeyleri tahrip etmek istersin.

 

Şayet parmaklarınla hiçbir şey yapmayacak olursan onlar sakatlanıp tüm zarafet ve güzelliklerini kaybedeceklerdir. Artık canlı değildirler. Ve zehir oradadır. İşte ne zaman biriyle tokalaşsan gerçekte dokunma yoktur, hayat yoktur, çünkü ellerin ölüdür.

 

Bunu hissedebilirsin. Bir ufak çocuğun eline dokun- arada ince bir fark vardır. Bir çocuk sana gerçekten elini verdiğinde -ki vermek istemediğinde kesinlikle vermez, elini çeker- bir çocuk sana asla ölü bir el vermez, basitçe elini çeker. Fakat bir çocuk sana elini vermek istediğinde, onun elinin senin elin içinde eriyormuş hissine kapılırsın. Sıcaklığı, akışı... sanki tüm çocuk elinin içindedir. Bir dokunuşla çocuk sana tüm sevgiyi ifade etmenin mümkün olduğunu gösterir.

 

Fakat aynı çocuk büyüdüğünde el sıkışırken ellerini ölü bir alet gibi kullanmaya başlayacaktır. Artık orada olmayacak onunla akmayacaktır. Bu blokajlar yüzünden olur.

 

Kızgınlık bloke edilir... gerçekten de ellerin çözülüp yeniden sevgiyi ifade edebilmelerinden önce yaman bir mücadele döneminden geçilmesi gerekir, kızgınlık en derinden ifade edilmelidir. Kızgınlık bu seviyeden açığa çıkarılmadığı sürece blokaj devam edecek ve sevgi oradan akamayacaktır,.

 

Senin sadece ellerin değil tüm vücudun blokedir. Birisine sarılabilirsin, birisini göğsüne bastırabilirsin ancak bu birisinin kalbine yakın olmakla eşdeğer değildir. Bunlar iki farklı şeydir. Birini göğsüne bastırmak fiziksel bir olaydır. Ancak kalbinin etrafında bir zırh varsa -duygularını engelleyen, o insan senden hiç olmadığı kadar uzak olacaktır, dostluk mümkün değildir. Ancak arada bir zırh, bir duvar yoksa o zaman kalbin diğerinde eriyecektir. Bir birleşme bir kaynaşma olacaktır.

 

Vücudun bir çok zehiri atmak zorundadır. Bu yerleşik zehirler yüzünden toksik ve acı çeker haldesin. Şimdi ben yeniden bir kaos yaratıyorum. Bu meditasyon senin içinde bir kaos yaratarak yeniden düzenlenmeni sağlamak ve bu yeni düzeni mümkün kılmak içindir. Sen olduğun halinle imha edilmelisin ki yeni olan doğabilsin. Olduğun halinle topyekün yanlıştasın. Sen imha edilmelisin ki ancak o zaman yeni bir şeyler yaratılabilsin. Acı olacaktır, ancak bu acı çok değerlidir.

 

Meditasyon yapmaya ve acı duymaya devam et. Vücudun direnmelerine kulak asma ve acı içinde kalmasına izin ver. Bu şiddetli acı senin geçmişinden kaynaklanmaktadır ve gidecektir. Sen hazır olduğunda o gidecektir. Ve o gittiğinde sen ilk defa bir vücuda sahip olacaksın. Şu anda sahip olduğun bir hapishane, bir kapsüldür. Bu kapsülde çevik ve canlı bir vücuda sahip değilsin. Hayvanlar bile senden daha güzel ve daha canlı vücutlara sahipler.

 

Yeri gelmişken, bu bizim neden giysilerle takıntı derecesinde ilgili olduğumuzu da açıklar- çünkü vücutlarımız değerli değildir. Giysilerinle takıntılı haldesin! Çıplakken vücuduna ne yapmış olduğunu görürsün. Giysilerin vücudunu senden saklar.

 

Meditasyon kamplarında bu durumu çok gözledim; kamplarda çıplaklığını sergileyen insanlar sadece güzel vücutlara sahip olanlardır çünkü onlar korkmazlar. Çirkin vücutlular ise gelir ve bu durumdan şikayet ederler. Korkuları doğaldır. Onlar diğerlerinin çıplaklığından değil, gerçekte kendilerinden, kendi vücutlarıyla yüz yüze gelmekten korkarlar.

 

Bu hastalıklı bir kısır döngüdür. Yaşayan, canlı bir vücuda sahip olmadığında onu saklamak ister ve sakladığında da onu daha ölü hale getirirsin.

 

Çağlar boyu giyinme sonucu vücutlarımızla ilgimizi kaybettik. Vücudunla kafası kesik bir halde karşılaşsan eminim ki kendi vücudunu tanıyamazssın. Çünkü ondan haberdar değilsin, ona dikkat etmeden, sadece içinde basitçe yaşıyorsun.

 

Biz vücutlarımıza fazlasıyla şiddet uyguladık. Dolayısıyla bu kaotik meditasyonda senin vücudunu tekrar canlanması için zorluyorum. Bir çok blokaj kırılacak, oturmuş, yerleşmiş birçok şey yerinden oynayacak, bir çok sistem yeniden akışkan hale gelecek. Acı olacaktır. Onu buyur et. O kutsaldır ve onu aşacaksın. Devam et! Ne yaptığını düşünmene gerek yok. Basitçe meditasyona devam et. Aynı süreçten geçen yüzlerce ve yüzlerce insan gördüm. Birkaç gün içinde acı gider. Ve acı gittiğinde vücudunda zekice bir sevinç hissedersin.

 

Şu anda bunu hissedemezsin çünkü acı burada. Sen onu biliyor olabilirsin veya olmazsın fakat acı tüm vücudunu kaplamış halde. O sürekli seninle olduğundan onun hakkında bilinçli değilsin. Her ne ki hep seninledir onun hakkında bilinçsizsindir. Meditasyon sırasında bilinçli hale gelirsin ve zihnin sana "Vazgeç ! Bütün vücudun ağrıyor" der. Zihnini dinleme. Basitçe devam et.

 

Acı bir süre içinde yok olacaktır. Ve acı gittiğinde, vücudun yeniden alıcı olduğunda, blokajlar yok olduğunda, tüm zehirler kaybolduğunda, sürekli olarak vücudunu saran bir neşe ve sevinç hissedeceksin. Her ne yapıyor yada yapmıyor olursan ol, vücudun hep bu akıllı sevincin titreşimleriyle sarmalanmış halde olacaktır.

 

Gerçekten sevinç vücudunun uyum içinde olduğundan başka anlam taşımaz -vücudun müzikal bir ritim içinde, başka bir şey değil. Neşe zevk değildir. Zevk başka bir şeyden türemiş olmalıdır. Neşe, sevinç tamamen kendin olmandır -canlı, enerjik ve hayatının merkezinde. Vücudunun etrafında ve içinde ince bir müzik, bir senfoni. Bu neşedir. Ancak vücudun akarken, bir nehir gibi akarken neşe içinde olabilirsin.

 

O gelecektir, ancak önce acıdan geçmelisin. Bu senin kaderinin bir parçası, çünkü onu sen yarattın. Şayet orta yerde durmazsan o gidecek. Şayet ortada durursan eski düzen yine orada olacaktır. Dört beş günde her şey eskiye döner, yoluna girer, "tamam" olur. Bu "tamam olmaya" dikkat et !

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...