Tutankhamon'un Mumyası Gerçekten Lanetli miydi ?

Tutankhamon'un mezari bulunduğunda lanet ortaya çıktı.Mezarı açan aarkeolag lar v yardımcalır teker teker öldü. karın ağrısı, sinek istırması,piskljik nedenlerle dayanamayıp intahar ettiler.Bu gerçekten lanetmiydi yoksa mısırlılar nükleer enerjinin farkındamıydılar? Bazı biliminsanları teoriler sundu bunalrın en inandırcısı mezarların yanına v mumyanın üstüne uranyum bulunmasıydı mezarı bulanalr bu yüzden ölmüşlerdi.Fakat 1 kaç tanesi karın ağrsı çekerek ölmüştü vede madem uranyum vardı öldürüyordu peki denen mumya parçaları insanlara sağlık verirdi.

mumyaların lanetli olma olasılığı çok düşük ve çok saçma birşey lanete inanırım ama mumya üzerinde olduğuna asla inanmam açıkçası olmasını isterdim ama olamayacak birşey bu yani filmlerdeki gibi lent canlanıp öldürme ihtimali çok düşük ama buda bir soruydu yinde senin fikrinede saygılı olunmalı

"Lanet" dediğimiz şeyin Mısırlıların mezar odalarına hırsızlara karşı hazırladıkları biyolojik tuzaklardan ibaret olduğunu biliyorum sadece. Solunumla bir bakteriyi mi ne ciğerlerimize taşıyorduk sanırsam. Pek hatırlamıyorum. Belgeselde izlemiştim. Mezar odalarıyla her hangi bir temasta bulunanların ciğerlerinde mantar hastalığı gelişiyo ondan sonra. Peki ne yapar bu hastalık? Yüksek ateşe yol açar, kişinin solunumunu kilitler ve boğularak ölmesine yol açar.

vahiybekleyenkedi... tmm işe gidelim evelenim para pul vs vs vs fantzi kurmayalım ot gibi yaşayalım.Ben buyum fantastik yaşar düşünür uygularım.Koneseyn de benim yartığım bi karakter ay v güneşin kokusu.Eğer fantsik dünyada yaşamasaydım şimdi koneseyn i kitap haline getirmez ona şarkı yapmaz filmi için uğraşmaz olurdum.İnsan üstündür yeterki keşfetsin kendini!! bnim bloguma gir v bak bn nasıl biriyim anla gerçek dünyayı nasıl görüyorum anla.Hayat bize sunuyor...

Mumyaların laneti..

Size bildiklerimi açıklamaya çalışacağım umarım bir yol gösterir.

İlk mezar soyguncuları, Mezarları yapan işçileri öldürmek tehtidiyle firavunun mezarlarını bulmuşlardı.

mezarı soyup ganimeti paylaştıktan sonra, soyguncular hastalanmaya başladı. Sonunda hepsi paranın zevkini bile süremeden öldüler.

Sonra bu olay kulaktan kulağa firavunun mezarını soyanları firavunun cezalandırdığı yönünde dolaşıyordu.

Sonrada firavunun laneti olarak zihinlere kazındı.

Yakın zamanda olan bir olay ise, bir arkeologun hayatında hep görmek istediği mısır pramitlerini ziyareti esnasında yaşandı. Pramit içlerini gezerken duvarlara dokunmak yasaktır. Çünkü herkes dokunacak olursa aşınmadan dolayı silinmeye yüz tutacaktır. Ama arkeolog dayanamz ve boyalı bir kabartmaya dokunur. Bunu farkeden görevli, hemen müdahale ederek arkeologu dışarı atar ve neden yaptığını sorar. Arkeolog hayatımda ilk gelişim herzaman o tarihe dokunmak istemiştim. Dyanamadım şeklinde bir cevap verir. Eve gittiğinde mutludur. fakat miğde bulantıları baş gösterir. İsal ve su kaybı yüzünden hastaneye kaldırılır. bir kaç gün içinde ise solunum yetmezliğinden ölecektir.

Bu olay manşetlere mumyann laneti olarak geçer. Birkaç bilim adamı ise bu durumu araştırmaya koyulurlar.

İlk araştırdıkları yer ise priamitin duvarlarıdır.

duvarları incelerken bir bilim adamıda aynı durumda hastalığa yakalanır ve o da vefat eder.

fakat kanı incelendiğinde dahaönce görülmemiş bir bakteriyle karşılaşırlar. Bunun nereden geldiğini anlayabilmek için piramitin içinden örnekler toplayıp araştırmaya koyulurlar.

Sonuçlar şaşırtıcıdır. Boya, bitkilerden yapıldığından üzerinde ürüyen mantarlar bulunmaktadır. yüzlerce sene piramitin içinde hapsolan bu mantarlar başkalaşım geçirerek zamana karşı daha dayanıklı hale gelmişlerdir.

Tabiki insan savunma mekanizmasının buna hazırlıklı olmadığınıda herkes farketmiştir.

İlk girenler havadaki mantarlardan hastalanırken temizlenen havada sonradan gelen ziyaretçiler dokundukları boya veya yerlerden bu mantarı kapmaktadırlar.

Bildiğim kadarı ile ilaçlanarak bütün piramitler güvenli hale getirilmiştir.

lanet konusuna gelirsek vurgulamak istediğim nukleer enerjinin yeni olmayışıydı daha önceden vardı adamlar zekasını kullanıp lanet demiş. Piskolojik baskı altına sokmuş.İnsan bir kez daha üstün olduğunu gösterdi

--------------------

thumperest mezarlarda uranyumda bulunmuştur anlatığınnıda biliyorum ama uranyumun olduğuda söylenir

vahiybekleyenkedi... tmm işe gidelim evelenim para pul vs vs vs fantzi kurmayalım ot gibi yaşayalım.Ben buyum fantastik yaşar düşünür uygularım.Koneseyn de benim yartığım bi karakter ay v güneşin kokusu.Eğer fantsik dünyada yaşamasaydım şimdi koneseyn i kitap haline getirmez ona şarkı yapmaz filmi için uğraşmaz olurdum.İnsan üstündür yeterki keşfetsin kendini!! bnim bloguma gir v bak bn nasıl biriyim anla gerçek dünyayı nasıl görüyorum anla.Hayat bize sunuyor...

hakkındaki düsüncelerimi destekleyici seyler yazmıssın . tabikide koneseyn iyi biseydir . mutluluklar size .

Eğer nükller enerjiye sahip olsalardı reaktörleri ve reaktör çekirdekleri uydular tarafından çok rahat bulunabilirdi.

Fakat böyle bir bilgiye rastlanmamakta. Saklayamazlar çünkü mısırın nükleer geliştirme tesisi zannedip yaptırım yapılırdı.

Piramitlerde uranyum bulunduğunu gösteren bir şey varmı elinde?

nyse uzatmıcam için sevgi dolu olsun yeter

vahiybekleyenkedi hesabın kapatıldı forumlardaki gereksiz mesajların da silinecektir.

Uranyum madenini çıkartmak ile işlemek veya reaktör kurmak farklı şeyler. Nükleer teknoloji derken uranyum madeninin öldürücü etkilerini keşfetmiş olmaları kastediliyor olabilir ve mümkün gözüküyor.

Piramitlerde mezar odaları ve mezar odalarına giden tüneller yaklaşık yerin 30mt kadar altına inmekte ve üzerlerinde 140 mt'ye varan kum taşı ve granit yığını var. Uydu taramasında bu kadar bir uranyum zaten tespit edilemez..

Belki de bu dehlizler yeraltına kazılırken radyoaktif elementlerin bulunduğu yerlerin yakınından geçmiş filan olabilirler dolayısıyla mezar odaları yüksek miktarda radyoaktivite barındırıyor olabilir vs.kim bilir...

Ama evet nükleer enerji dediğimiz şey reaktör gerektiren birşey bir kere,belki mescalin'in dediği gibi bazı radyoaktif elementlerin öldürücü olduğunu fark edip bunları kullanmışlardır.Tabii o coğrafyada var mı yok mu bilemiyorum...

Ama diğer yandan fantaziyle gerçeği karıştırmamak gerekli.Hayal kurmak,birşeyleri senaryolaştırmak yada kendi kurgumuzu oluşturmak ayrı birşey,kurgularımızı gerçeklerden ayırd edemez olmak başka birşey.Eğer "fantazi" yapıyorsan yazılarını okumak isterim,ama ciddi konularda konuşup tartışılıcaksa biraz mantıkçı olmak gerekiyor

Çünkü sitede tartışılan bir çok konu insanların %90'ına fantastik gelen gerçekler ve bu ince ayrımı iyi yapabilmek gerekiyor;"gerçek nerde biter,kurgu nerde başlar..."

Uranyum madenini çıkartmak ile işlemek veya reaktör kurmak farklı şeyler. Nükleer teknoloji derken uranyum madeninin öldürücü etkilerini keşfetmiş olmaları kastediliyor olabilir ve mümkün gözüküyor.

 

Piramitlerde mezar odaları ve mezar odalarına giden tüneller yaklaşık yerin 30mt kadar altına inmekte ve üzerlerinde 140 mt'ye varan kum taşı ve granit yığını var. Uydu taramasında bu kadar bir uranyum zaten tespit edilemez..

Uranyum'un öldürücü etkisi yanıınızda taşırsanız 5- 10 sene içinde kanser yapmasıdır.

Eğer sizin dediğiniz veya yanlış anlamadıysam bahsetmek istediğiniz kısa zamanda radyasyon etki etmesi durumu. Fakat onun için zanginleştirilmiş uranyum gerekli. Uranyumu zenginleştirmek içinde reaktörden arta kalan uranyum atıkları gereklidir.

Uranyum'u ölümcül bir silah olarak mezarlara neden koyduklarıda şüpheli, fakat eğer uranyum olsaydı piramitlerde, gayger ölçeği ile oradan uranyumlar olmasa dahi yıllardır etrafa yaydıkları radyasyon ölçülebilirdi.

Fakat bildiğim kadarı ile böyle bir bulguya rastlanmadı.

Bu uzatmak değildir bence saygı çerveçesinde olduğu sürece güzel bir bilgi paylaşımıdır. Bende bu olayların Eski Mısır'lıların mezar hırsızlıklarına karşı aldıkları bir grup önlem diye biliyorum. Şahsen fazla ayrıntılı bilgiye sahip olmamakla beraber ManjeLoa ve thumperest'in yazdıkları en mantıklıları bence.

hayat var evt şuan gördüklerimiz mantıklılı gibi gelebilir ama ben birde görünmeyen gözüyle bakmayı tercih ediyorum.Bunu yapmak insanı geliştirir. Bloğuma bakarsanız nasıl biri olduğumu v yaşama dair düşündüğümüde göreceksiniz :)Konudanda baya saptık :S

Zenginleştirilmemiş uranyuma dahi maruz kalsanız, 2 hafta içerisinde ölümcül bir tepkimeye neden olabilir. 5-10 sene üzerinde uranyum taşıyıp kanser oluyorsan uranyumun cep telefonundan falan pek farkı yok demektir Uranyum zehirlenmelerini araştırırsan semptomlarını görürsün.

Yalnız bu semptomlar arasında ateş yok, sıtmadan vs de ölmüş olabilirler kim bilir.

*not: iddia edilen lanette gerçekleşen ölümler ve talihsizlikler zaten uzun süreye yayılmıştır, ayrıca mısırda uranyum madeni bulunmaktadır.

uranyum pramitlerin yapılışı hepsi birer gizem sadece mrk ettim ama bilimisnaları bunlarakanıt sunuyorlar.Lanet olmasa bile piskljik nedenlerdn dolayı da ölümler olmuştur.İnsan oğlunun yaptıkları etkiliyor

neyse bunların hepsi iddia bana kalırsa mısır turizmini biraz hareketlendirip piramitler ve krallar vadisine ilgi çekmek için uydurulmuş hikayeler olması mümkün. Tabi her şey olabilir.

Önemli olan bir tartışmanın nasıl yapılacağıdır, parapsikoloji bölümlerinde boş yorumlar yapılmasına izin vermiyoruz. Konular münazara şeklinde ilerlemelidir (thumperest in yaptığı gibi), saçma-komik vb yorumlar yapılamaz. Bilgi uygunsuz ise nedenleri ile açıklamak veya karşı tez öne sürmek konuların ilerleyişi bakımından önemlidir. Rastgele forumlarda da saçma,komik,emeğine sağlık vs gibi onlarca yorum yapılabilir fakat gnoxiste düşünüp fikir geliştiren insanlara ihtiyacımız var.

evt bnde gelişmek geliştire bilmek için üye oldum v dün üye olmama rağmen çok ii bir site olduğunu anladım.Teşekürler

şunu unutmayalımi piramitlerin en uç noktasında uzayın derinliklerine doğru negatif enerji gitmektedir.

şunu unutmayalımi piramitlerin en uç noktasında uzayın derinliklerine doğru negatif enerji gitmektedir.

ve bu enerji hiçbir şekilde ölçülememiştir.

"Lanet" dediğimiz şeyin Mısırlıların mezar odalarına hırsızlara karşı hazırladıkları biyolojik tuzaklardan ibaret olduğunu biliyorum sadece. Solunumla bir bakteriyi mi ne ciğerlerimize taşıyorduk sanırsam. Pek hatırlamıyorum. Belgeselde izlemiştim. Mezar odalarıyla her hangi bir temasta bulunanların ciğerlerinde mantar hastalığı gelişiyo ondan sonra. Peki ne yapar bu hastalık? Yüksek ateşe yol açar, kişinin solunumunu kilitler ve boğularak ölmesine yol açar.

çok mantıklı saolasın kardeşim başka söze gerek yok bence saygılar ...

--------------------

dostum . fantaziye cok dalmıssın . yasın kac bilmiyorum ama . gercek hayat bu degil . gercek hayatta insanlar yemek yer ise gider okula gider eglenir uyur falan boyle seyler olur . anlasılan bi arayıs icindesin fakat arayısının sonu hayatın gayet dogal oldugunu gormekle sonuc bulacak . insanlar peri degil ne alaka periyle . peri nedir ki demekle sonuc bulacak . lanet diye bisey yok . tutankamon da kim ki lanet li olsun . basına bi iş gelse bende lanetliyim hersey beni buluyo diyecek gibi gorunuyosun . hayır sende bende gayet basit ve sıradan insanlarız . bi bataklıga git . bataklıgın icine gir bogularak ölmezde kurtulursan hastalıktan ölürsün ( cünkü mikrop dolu ) . bu durumda acaba gercekten bataklık lanetlimiydi diye bi soru mu sorarsın . biraz olgunluk .

senin yerin başka bir forum bence hea ne dersin biraz fazla mantık arıyosun insanları kendi deyerlerinde sertçe yargılıyosun yanlış bana göre ...

mısıra gittim hatta kahiredeki 3 buyuk piramitten biri olan mikerinos piramidine girdim ama eger mısıra gitmeden once bu yazıları okumus olsaydım bırak piramide girmeyi mısıra bile gitmezdim o kadar elledim dokundum hem müzedeki şeylere hemde piramidin içindeki duvarlara neyse Allahtan sag saglım donmusuz