Jump to content

Deniz Geri Gönder Yavrumu ; Ertuğrul Fırkateyni...


raskolnikov

Önerilen Mesajlar

ertuğrul fırkateyni

 

Ertuğrul Fırkateyni Sultan Abdülaziz döneminde yaptırılmıştır ve 19 Ekim 1863 Pazartesi günü Padişah huzurunda denize indirilmiştir. Makine ve kazanları 1864’te İngiltere’de monte edilmiştir. 1865’te Kosova ve Hüdavendigâr gemileriyle birlikte İngiltere’den yurda dönerken Cherburg, Toulon ve bazı İspanyol limanlarına uğramış, İstanbul’a gelişinde de Beşiktaş Sahil Saray-ı Hümayunu (Dolmabahçe Sarayı) önünde demirli kalmış, bir süre sonra da Haliç’e kapatılmıştır.

 

Gemi 8 adet 15 santimlik Krupp topu, 5 adet 150 librelik Armstrong topu, 2 adet 4, 2 adet 3 fontluk Krupp, 2 adet 5 namlulu Hockins, 2 adet 5, 4 adet namlulu Nordenfeld, 1 adet 12 ve 1 adet 6 librelik roket kovanı, 1 torpido atış kovanı, 2 torpido, 100 Martin Henry tüfeği, 100 Wenchester tüfeği ve 40 adet tabanca taşımaktadır.

 

Ertuğrul 79 metre boyunda, 15,5 metre genişliğinde idi ve 8 metreye yakın su çekiyordu. 60 ton su alıyor, aldığı kömürle de 10 mil süratle 9 saat seyredebiliyordu. Gemi zamanına göre modern araçlarla donatılmış, elektrikle aydınlatılmıştı. Bunlar göz önüne alınarak teknenin çürüklüğünden başka kusuru yoktu denilebilir.

 

 

japonya yolculuğu

 

Ertuğrul’un mürettebat sayısı kaynaklarda farklı olarak karşımıza çıkmaktadır. Süleyman Nutku, subayların ismini ve sayısını ayrıntılı olarak verirken erlerin sadece sayısını vermekle yetinmiştir. 54 subay ve 553 er olmak üzere toplam 607 kişiden bahseder. Bazı çalışmalarda da Ertuğrul’un mevcudu toplam 609, 61 subay ve memur, 548 er ve erbaş olmak üzere toplam 609 kişi; 56 subay 537 er toplam 593; 62 subay 547 er ve erbaş, toplam 609; 61 subay ve memur 548 er toplam 609; 56 subay 537 er ve erbaş, 6 sivil personel olmak üzere toplam 599; toplam 607; 56 subay, 591 er ve bazı sivil teknisyenler olmak üzere toplam 655; 44 subay, 14 mühendis (yüzbaşı), 591 er, 5 sivil ve 1 şair olmak üzere toplam 655 olarak verilmektedir.

 

II. Abdülhamid, 1887 yılında Japonya İmparatorunun yeğeninin bir savaş gemisiyle İstanbul'u ziyaret etmesinin ardından Japonya’ya bir heyet gönderilerek iade-i ziyaret yapılmasını emretmişti. Gemi, II. Abdülhamid’den Japon İmparatoruna mücevherli imtiyaz nişanı ve diğer hediyeleri götürecekti.

 

Ertuğrul Fırkateyni, Temmuz 1889’da İstanbul’dan yola çıktı. Güzergâhı boyunca çeşitli limanlara uğrayarak seyahat ediyordu. Fırkateyn, Singapur’a vardığında kafile başkanı Albay Osman Bey Amiralliğe terfi ettirildi. Kafile, uğradığı ülkelerin halkları ve Müslümanlar tarafından görkemli sevgi gösterileriyle karşılanıyor, gemiyi kimi zaman binlerce kişiden oluşan gruplar ziyaret ediyordu. Gemi, 11 ay sonra 7 Haziran 1890 tarihinde Japonya’nın Yokohama Limanı'na vardı.

 

Japon İmparatoru, Türk amiralini ve heyetini görkemli bir şekilde karşıladı. Şehir halkı Türk amiralinin saray arabası ile İmparatorun yanına gidişini sevgi gösterileriyle takip etti.

 

Ertuğrul Fırkateyni, Japon sularında kaldığı üç ay boyunca etrafındaki binlerce Japon kayığına 50 kişilik bandosuyla konserler verdi. Nihayet geri dönüş yolculuğu için hazırlıklar tamamlandı. Yola çıkılacağı gün Japon Bahriyesinin tayfun uyarısına rağmen, Ertuğrul Fırkateyni planlandığı gibi 15 Eylül 1890 tarihinde Yokohama Limanı’ndan ayrıldı. Kushimoto açıklarında tayfuna yakalanan Ertuğrul Fırkateyni 16 Eylül 1890’da kayalara çarparak battı. Kazadan sadece 69 denizci kurtulabildi, Amiral Osman Bey de dahil diğer mürettebat hayatını kaybetti.

 

 

Japonya/Kuşimoto'daki Ertuğrul faciası sonrası yapılan şehitlik.Ertuğrul Fırkateyni’nin trajik sonu Türk-Japon halklarını yakınlaştırdı. Yöre halkı, kazadan kurtulanlara büyük yardım ve yakınlık gösterdi. Torajiro Yamada isimli bir Japon, şehit yakınları ve kazazedeler için yardım kampanyası düzenledi. Toplanan para aynı kişi tarafından dönemin padişahına teslim edildi. Hayatta kalan 69 denizci, Japonya İmparatorunun talimatıyla Hiei ve Kongo isimli iki askeri gemi ile İstanbul’a gönderildi.

 

Kazada ölenlerin anısına Kushimoto’da bir anıt yapılmıştır. İlk anıt Japonlar tarafından 1891’de dikilirken, 1929 yılında yine Japonlar tarafından genişletilmiştir. Şehitlik Anıtı, 3 Haziran 1929 tarihinde Japon İmparatoru tarafından da ziyaret edilmiştir. 1937’de Türkiye tarafından restore edilen anıt önünde her yıl düzenli olarak anma törenleri yapılmaktadır.

 

Kushimoto kasabası Mersin ve Yakakent ile kardeş şehirdir. Kushimato’da bir de müze bulunmaktadır. 1974 yılında inşa edilen "Türk Müzesi"nde Ertuğrul Fırkateyni’nin maketi, gemideki asker ve komutanların fotoğrafları ve heykelleri bulunmaktadır.

 

Şehitler arasında Hasan Âli Yücel'in annesi Neyyire Hanım tarafından dedesi ve Can Yücel'in büyükdedesi Kaptan Âli Bey de bulunmaktaydı.

 

vikipedia

 

...........................

 

Ertuğrul Faciası'nın üzerinden 117 yıl geçti. Bugüne dek anlatılan öykülerde ne kaza tarihi ne de şehit sayısı birbirini tutuyordu. Japon tarihçinin araştırması belirsizlikleri gideriyor.

 

Bundan 117 yıl önce Sultan Abdülhamid'den Japon İmparatoruna nezaket ziyareti için gönderilmişti Ertuğrul Firkateyni. Albay Osman Bey komutasında 1889 yılının Temmuz ayında yola çıkan gemi, Devlet-i Âli'nin ayakta olduğunu göstermek maksadıyla limanlara uğraya uğraya yol alıyordu. İmam, doktor, kâtip, fotoğrafçı dâhil 569 mürettebatı taşıyan Ertuğrul'da o yıl Bahriye Mektebi'ni bitiren genç teğmenler de vardı. Gidiş yolculuğu 11 ayda bitti. Gerekli temaslar sağlandıktan sonra 15 Eylül 1890'da eve dönmek için demir aldı Ertuğrul. Ancak Japonya'da tayfun mevsimi başlamıştı. Yola çıktıktan bir gün sonra, 16 Eylül'de yakalandıkları şiddetli dalgalar, gemiyi 500 'Osman oğluna' mezar yaptı.

 

Osmanlı Japon ilişkilerini başlattığı varsayılan bu kazadan 117 yıl sonra Kushimoto yakınlarındaki Oshima (büyük ada) kıyılarında hummalı bir çalışma yürüyor. Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, firkateynin enkazını ve su altında olduğu düşünülen diğer eşyayı çıkarmak için Ocak ayında bir çalışma başlattı. İlk haberlere göre kalıntılar su yüzüne çıkmaya başladı ve cephaneliğin de yeri tespit edildi. Enkazın tamamının 3 yıl içinde çıkarılması planlanıyor. Buraya kadar bir problem görünmüyor ancak 4 yıldır Japonya ve Türkiye'deki arşivlerde Ertuğrul Firkateyni'ni araştıran Japon Türkolog Nobuo Misawa, son gelişmeleri duyduğunda şaşkınlığını gizlemiyor: "İyi de biz kazadan hemen birkaç ay sonra enkaza inmiş, ne var ne yoksa hepsini çıkarıp Osmanlı'ya göndermiştik zaten…"

 

Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü Organizasyon sorumlusu İdil Reşa ise geminin battığı yerin kayalık bir bölge olduğuna dikkat çekerek bu yıl kazı yapmak niyetinde olmadıkları halde kumun üzerine çıkmış bazı parçalara ulaştıklarını söylüyor. İlk dalışlarda geminin kazan ve şaft gibi ana parçaları olmadığı görülmüş. Reşa, bu parçaların daha önceki bir çalışmada çıkarılmış olabileceğini düşünüyor. Ancak Enstitü, Misawa'nın araştırmasından haberdar değil. Enkazın büyük bölümünün kayaların altında olması heyette kuma gömülmüş çok fazla buluntu olduğu yönünde bir kanaat oluşturmuş. Üç hafta içinde yapılan dalışlarda gemiye ve mürettebata ait çok sayıda kalıntı olduğunu gördüklerini belirten Reşa, sadece gelecek yıla kadar zarar görmesinden endişe edilen parçaları çıkardıklarını hatırlatıyor.

 

İstanbul'da bulunan Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'ndeki eşya listesi, Misawa'yı doğruluyor. Gemideki top ve mürettebatın özel eşyaları dâhil her şey Japon İmparatoru Mikado'nun talimatıyla 1892'de İstanbul'a iletilmiş. Resmî evrak konusunda bir sorun yok ama listede bahsedilen eşyaların nerede olduğu sorusuna ne Misawa ne de Türk müze yetkilileri cevap verebiliyor. İhtimallerden biri o tarihlerde Deniz Müzesi henüz kurulmadığı için, gönderilen eşyanın bir depoya konulduğu ve orada unutulduğu. Diğer ihtimalse şehitlerin acılı aileleri arasında paylaştırılmış oldukları. Eldeki tek kayıt Ertuğrul'da bulunan topun iade edildikten sonra Osmaniye Fırkateyni'ne konulduğu yönünde.

 

Toyo Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nobuo Misawa, yaklaşık 20 yıldır Osmanlı tarihi üzerine araştırma yapan bir Türkolog. 2003 yılında Japonya Başbakanlığı'nın başlattığı 'Tarihteki Önemli Kazalar' projesi kapsamında Ertuğrul Faciası'nı araştırıyor. Sıkça anlatıldığı gibi Japonya ile Osmanlı İmparatorluğu'nu yakınlaştıran ilk temas, 1888'de imparator Mikado'nun amcasının İstanbul ziyareti. Japon İmparatoru bu seyahatin ardından amcasına gösterilen misafirperverliğe teşekkür maksadıyla Sultan 2. Abdülhamid'e bir teşekkür nişanı gönderiyor. 1889 ortalarında İstanbul'dan gönderilen firkateynse, Abdülhamid'in teşekkürlerini ve İmparatora takdim edilecek imtiyaz nişanını iletmek maksadıyla yola çıkıyor.

 

YOLCULUĞUN ERTELENME SEBEBİ KOLERA SALGINI

 

1890 yılının Haziran ayında Yokohama limanına ulaşan gemi, bir ay boyunca gerekli temasları sağlıyor ve en geç Ağustos'ta ayrılmak için hazırlıklara başlanıyor. Misawa, burada Türkiye'de pek bahsedilmeyen bir ayrıntıya temas ediyor. "Geminin ayrılacağı günlerde Japonya'da kolera salgını baş göstermiş. Ülkenin büyük kısmı bu salgın sebebiyle karantinaya alınmış. Maalesef Ertuğrul da karantina bölgesinde kalmış." Bu salgın talihsizliklerin başlangıcı olmuş sadece. Eylül ayı başlarında karantina kalktığında yeni bir sıkıntı çıkmış Ertuğrul mürettebatının karşısına. "Eylül, Japonya için tayfun ayı demektir." diye özetliyor Misawa. Heyetten dönüşü birkaç hafta daha ertelemeleri isteniyor ancak İstanbul'dan 'dönün' emri gelince Ertuğrul 15 Eylül'de Yokohama limanından demir alıyor. Ve bu yolculuk çok kısa sürüyor.

 

Hikâye'nin buraya kadarki kısmı nispeten aşina. Misawa'nın Japonya'daki arşivlerde yaptığı çalışma daha çok kaza sonrasını aydınlatmayı hedefliyor. Japonca kaynaklara dayanan ilk araştırma olma niteliği de taşıyan rapor, henüz Türkçeye çevrilmese de Misawa yaklaşık bir yıldır Türkiye'de konuyla ilgili tüm evrakı elden geçirmeye çalışıyor.

 

Bir arkeolog heyetinin fırkateynin enkazı üzerinde çalıştıklarını basından öğrendiğini söylüyor. Nobuo Misawa, Japonya'daki iki Ertuğrul araştırmacısından biri. Buna rağmen kendileri ile temasa geçilmemesini yürütülen araştırmanın arkeolojik nitelikte olmasına bağlıyor: "Enkazın çıkarılması çok önemli. Yapılan işi tenkit etmiyorum fakat Türkiye'de Ertuğrul kazasıyla ilgili bir takım yanlış bilgiler var. Bunların düzeltilmesi gerekiyor." Öncelikle firkateynin Titanik gibi okyanusun ortasında batmadığını hatırlatıyor. Yola çıktıktan yaklaşık iki gün sonra fırtınaya yakalanan gemi, Oshima kasabasına doğru sürükleniyor ve kayalıklara çarparak batıyor. Bu yüzden enkaz kıyıdan yalnızca 10-15 metre açıkta ve 11-25 metre derinlikte bulunuyor. Çarpmanın etkisiyle su alan gemide can kaybının bu kadar fazla olmasının sebebi ise kazan dairesinde meydana gelen patlama. Mürettebat boğularak değil, patlama sebebiyle hayatını kaybetmiş.

 

JAPON KAYNAKLARINA İLK KEZ BAKILIYOR

 

Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü'nün Ocak ayı içinde 3 hafta süren çalışması, gemi aksamının çıkarılmaya başlanması ile gündeme geldi. Misawa, enkaza ilk kez iniliyormuş gibi bir hava uyandırılmasını anlamakta zorlanıyor. "Bu firkateyn imparatorun misafiriydi ve kazada geminin kaptanı da kaybolmuştu. İmparator Mikado, ne olursa olsun Kaptan Osman Paşa'nın bulunması talimatını verince deniz altında 5 ay kadar arama yapıldı ama maalesef Osman Paşa'nın cesedi bulunamadı. Bu esnada çıkarılan toptan nişana, paradan özel eşyalara kadar bütün parçalar Hariciye Nazırlığı tarafından İstanbul'a gönderildi."

 

Japon Dışişleri Bakanlığı'nın hazırladığı liste ile birlikte gönderilen eşyaların nasıl bir rota izlediğini arşivlerdeki belgelerle anlatıyor Misawa. Üçü denizaltı uzmanı 628 kişinin katıldığı arama çalışması sonucunda toplanan her şey, 18 Kasım 1891'de Yokohama'ya, oradan da 28 Aralık'ta bir Fransız posta gemisiyle İstanbul'a gönderilmiş. Listedeki bilgiye göre teslim edilenler arasında 8 büyük 4 küçük top, 182 adet tüfek ve nişan, para, kılıç gibi şahsi eşyalar bulunuyor. Osmanlı Hükümeti'nin 1893'te teşekkür maksadıyla kurtarma çalışmasına katılan heyete gönderdiği nişan ve paranın belgesi de yine Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde.

 

Türkiye'de yayımlanan araştırmalarda kazanın tarihi, ölü ve yaralı sayısı gibi pek çok konuda muhtelif rakamlar dikkat çekiyor. Detaylar konusunda dönemin Oshima kaymakamının günlüğünden faydalanan Misawa, kazanın ayın 18'inde değil 16 Eylül'de saat 21.30 civarında meydana geldiğini söylüyor. Kaynaklardaki ihtilaf, Japon basınının olayı farklı tarihlerde vermesinden kaynaklanıyor. Yine bu araştırmaya göre şehit sayısı 495 ya da 497. Bu bilgi ise kazadan hemen önce tutulan ve şimdiye kadar hiç kullanılmayan karantina raporuna dayanıyor. Türkiye'deki kayıtlarda ise bu sayı 538'le 600 arasında değişiyor.

 

Kaza sonrasına dair yaygın hatalardan bir diğeri de Japonya'da toplanan yardım paraları ile ilgili. Doç. Dr. Misawa, Japonya'da büyük kaza ve felaketlerde yardım kampanyası başlatmanın eski bir gelenek olduğunu söylüyor. Fakat 1890'a kadar yalnızca yurtiçindeki olaylar için yardım toplanmış. Ertuğrul Faciası'nın ardından kazada hayatını kaybedenlerin yakınlarına ulaştırılmak üzere kampanya başlatılması bu anlamda bir ilk kabul ediliyor. Yaklaşık bir ay süren kampanyalarda 5 bin yen, o devirdeki karşılığı ile 20 bin frank, Japonlar için çok anlamlı bir gösterge olan pirinç fiyatı üzerinden hesaplandığında ise bugünkü karşılığı ile 400 bin YTL toplanmış. Bugüne ulaşan bilgilere bakıldığında yardımlarla birlikte anılan tek isim Torajiro Yamada. Oysa Misawa en başarılı kampanyanın Jichi Shinpou gazetesi tarafından yürütüldüğünü söylüyor. Kaza sonrası hayatta kalan 69 kişiyle birlikte gazetesi adına İstanbul'a gelen Shotarou Noda, Yamada'dan çok daha önemli bir isim Misawa'ya göre. Sultan Abdülhamid'le de görüşen, padişahın teklifi üzerine iki yıl İstanbul'da Harbiye öğrencilerine Japonca dersi veren Noda'nın ülkesine dönmeden önce Müslüman olduğu biliniyor.

 

Nobuo Misawa başkanlığında hazırlanan Ertuğrul Faciası Raporu, 2005 yılında Japon Hükümetine sunulmuş. Yaklaşık bir yıldır Türkiye'de bulunan Misawa, şu anda kazanın yabancı basındaki yansımalarını inceliyor. Gelecek yıl tamamlanması planlanan çalışma bittiğinde bu konuda şimdiye kadar yayımlanmış en kapsamlı araştırma olacak.

 

Ertuğrul efsanesi Bodrum'a taşınıyor

Batıktan çıkarılan eserler temizlendikten sonra Kuşimoto'daki Türk Müzesi'nde sergilenecek.

 

Japonya'nın Kuşimoto kenti açıklarında 117 yıl önce fırtınaya yakalanarak batan, 550 denizcinin şehit olduğu Ertuğrul Firkateyni kazı çalışmalarının ilk bölümü sona erdi. Batıktan çıkarılan parçalar konservasyon çalışmaları için Bodrum'a getirilecek. Kazı başkanı Tufan Turanlı, eserlerin temizlendikten sonra Kuşimoto'daki Türk Müzesi'nde sergileneceğini belirtti. Kazılarda çıkarılan eserler bir toplantıyla tanıtıldı. 40 mm. top mermisi, geminin motor ve yelken makaralarına ait parçalar, filika parçaları, tüfek ve mermiler, musluk başı, komutan kılıcı kabzası, fener parçaları ilgi topladı. Eserlerin Türk Müzesi'nde sergilenmesini, Ertuğrul efsanesinin kitap ve belgesel haline getirilmesini hedefleyen projeye, Japon medyası büyük ilgi gösterdi.

 

Dünyanın gözü Ertuğrul'da

 

İkinci Abdülhamit'in Japon İmparatoru'na iyi niyet göstergesi olarak gönderdiği ve dönüş yolunda Japonya'da batan Ertuğrul Firkateyni'nde inceleme ve kazı çalışmaları ilk sonuçlarını verdi

 

İkinci Abdülhamit tarafından Japon İmparatoru'na iyi niyet göstergesi olarak gönderilen ve dönüş yolunda Japonya'da batan Ertuğrul Firkateyni'nde inceleme ve kazı çalışmaları başladı.

 

Firkateynin su altındaki tespiti, kalıntıların çıkarılması ve şehit 550 denizcinin anısının canlandırılması amacıyla 'Ertuğrul Firkateyni'ni Gün Işığına Çıkarma Projesi İnceleme ve Kazı Çalışmaları' hazırlandı. Firkateynden çıkarılacak parçalar Japonya'daki Türk Müzesi'nde sergilenecek.

 

Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü (Instute Of Nautical Archaelogy-INA), Yapı Kredi Emeklilik ortaklığı ve Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı'nın (TINA) katkılarıyla Kuşhimoto kentinde başlatılan projeye dünyaca ünlü arkeologlar da destek verdi.

 

INA Başkanı Kaptan Tufan Turanlı başkanlığındaki 12 kişilik teknik heyetin yer aldığı kazı ekibinin çalışmaları, 20 bin nüfuslu balıkçı kasabası Kuşimoto'ya büyük hareketlilik getirdi. Kente iki haftada pek çok ülkeden 12 bin yerli ve yabancı turist gitti. 28 gazete, Japonların ulusal televizyon kanalı NHK ile sekiz televizyon kanalı, kazı çalışmalarına geniş yer ayırdı.

 

Cephaneliğin yeri tespit edildi

 

8 Ocak'ta başlayan araştırmalarda Ertuğrul Firkateyni'nin battığı yer, yapılan elektromanyetik dalgalar, manyometre ve sonar çalışmaları sonucunda kıyıdan 100 metre açıkta, 25-60 metre derinlikte tespit edildi. Yaklaşık 3 bin metrekare alanın taraması yapıldı, haritası çıkarıldı. İki haftada 40 saate yakın yapılan dalışlarda firkateynin yelken makaraları, subayların kılıç kabzaları, dev bakır yemek kazanı ve 200'e yakın Wincehster marka tüfeğin bulunduğu cephaneliğin yeri tespit edildi.

 

Türk ve Japon arkeologlar dün önemli parçalara ulaştı. Cephanelikte üstünde ay-yıldız ve Arapça yazı olan 40 mm. çapında ağır makineli mermisi, bir musluk başlığı, gemiye ait bir fener parçası ve firkateyne ait filikanın demir aksamları çıkarıldı.

 

Tarihi batığın 116 yıl sonra ilk kez rölevesi ve dip envanteri çıkarıldı. Kuşimoto Belediyesi kullanılmayan bir ilköğretim okulu binasını da Ertuğrul Firkateyni Sualtı Araştırmaları Merkezi yapılmak üzere Tufan Turanlı'ya teslim etti. Türkiye'nin Tokyo Büyükelçiliği'nde görevli askeri ataşe Deniz Kurmay Albay Murat Saka da çalışmaları izlemek üzere Kuşimoto'ya gitti.

 

Saka, "2010, Türkiye'de Japonya yılı. Kazı çalışmalarının aynı yıl bitirilmesi ve Ertuğrul'un eserlerinin tüm dünyaya sergileyerek tanıtılması hem bizler hem de Japonlar için büyük önem taşıyor. Dışişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı'na öneride bulunarak 550 denizcimizin şehit olduğu bu olayın okul kitaplarında yer almasını sağlamaya çalışacağız. 2010'da Japonya'yı ziyaret edecek donanma gemisinde şehit denizcilerimizin torun veya çocuklarının da olması için çaba harcayacağız" dedi.

 

Tufan Turanlı da üç yıl sürecek ve 3 milyon dolara mal olacak projenin dünyada bilinip desteklenmesine rağmen Türkiye'de yeterince tanınmadığını söyledi ve şöyle devam etti: "Türk denizcilik tarihinde ilk kez bir donanma gemisi Türkiye'den binlerce mil uzakta gün ışığına çıkarılacak. Amacımız öncelikle firkateynin batığının tespiti ve kalıntıların çıkarılması. 550 denizcinin hatıraları canlandırılacak, bir belgesel film ve kitapla yeni kuşaklara aktarılacak. Projeyi Türk halkının tarihle buluşması olarak da adlandırabiliriz."

 

Ertuğrul'la canlanan anılar

 

 

 

Ertuğrul Firkateyni'nden sağ çıkan Ali Bey, kazadan sonra Japon giysileriyle fotoğraf çektirmiş.

 

Ertuğrul Firkateyni projesiyle 117 yıllık fotoğraf ve anılar da gün ışığına çıkıyor. Türk askerlerini kurtaran Japon balıkçıların kızları ilk kez konuştu

 

Biri 97, diğeri 98 yaşında. Söze dökülürken canlanan anıları da babalarının, dedelerinin anlattıklarından miras... Onlar, 117 yıl önce, II. Abdülhamit tarafından Japon İmparatoru Meiji'ye iyi niyet elçisi olarak gönderilen ve orada batan Ertuğrul Firkateyni'ndeki 69 Türk askerini kurtaran Japon balıkçıların kızları.

 

'Facia kaderimizi değiştirdi'

 

Yıllarca, Japon gazetecilerin röportaj taleplerini Türk askerlere saygısızlık yapmamak için reddeden kadınlar, olanlarla ilgili ilk kez konuştu. Ertuğrul Firkateyni, 15 Eylül 1890'da ziyaret dönüşünde kayalıklara çarparak batmıştı. Belgesel çalışması için bölgede bulunan 'Ertuğrul Firkateyni'ni Gün Işığına Çıkarma Projesi başkanı Kaptan Tufan Turanlı, Askeri Ateşe Deniz Kurmay Albayı Murat Saka ve Türk heyeti balıkçı Rinmatsu Hamaoka'nın kızı Tokue Tanioka'yla Seijiro Fukushima'nın kızı Takiyo Tanioka'ya teşekkür plaketi ve nazarlık hediye etti.

 

Plaketi alırken duygulanan Tokue Tanioka "Facia Kuşimoto halkının kaderini değiştirdi. İyi kalpli Türkleri bize tanrının gönderdiğine inandık. Hiçbir ülkenin insanını bu kadar sevdiğimizi hatırlamıyorum" diye konuştu.

 

Tanioka, babası ve dedesinin anlattıklarını şu sözlerle aktardı: "Büyük bir patlama duyarak sahile koşan balıkçılar alevleri görmüş. Bazıları Türkleri kurtarmak isterken ölüm tehlikesi atlatmış. Cesetler çok iriymiş, kayıklarımıza güçlükle sığmış. Karaya çıkan, askerlerin ıslak elbiselerini değiştirmek istemişler, fakat kısa boylu babalarımızın elbiseleri uymamış. Battaniye ve çarşaflardan yenileri yapılmış. Denizciler kendilerine gelince, köy halkı uzun boylarından korkmuş, ama bir ay kalan askerler sonra çok sevilmiş.

 

Türk askerlerine karşı binlerce yıl geçse bitmeyecek kadar büyük sevgi ve saygı duyuyoruz. Türk Müzesi açıldıktan sonra 15 yıl müze yanında ziyarete gelenlere çiçek verdim, şimdi çocuklarım bu geleneği sürdürüyor. Sizler de bizim evlatlarımızsınız. Bu dostluğun gelişmesi için ne gerekiyorsa yapın."

 

kaynak:2007 sodev raporu

 

...................

 

Japonya'nın Oşima Adası'nda 2007'de başlatılan 'Ertuğrul Fırkateyni: Japonya'da bir Türk Gemisi' projesi kapsamında arkeolojik çalışmalarda, şehit olmuş bir askerin kalıntısı iskelet parçaları halinde bulundu. İskeletin güvertede sıkıştığını tahmin ettiklerini söyleyen Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü Başkanı Tufan Turanlı, iskeletlerle ilgili Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'yla da görüşüp dini açıdan gerekli işlemleri sorduğunu açıkladı.

Turanlı, "Prof. Bardakoğlu, kalıntıların diğer Ertuğrul denizcilerinin de gömülü olduğu Ertuğrul Şehitliği'ne gömülmesinin dinimiz açısından en doğrusu olacağını belirtti ve Tokyo Camii imamını görevlendireceğini söyledi. Muhtemelen gelecek cuma dini ve askeri törenin ardından şehitliğe gömeceğiz" diye konuştu.

1854 Kırım Savaşı sırasında sipariş edilip 1864'te hizmete giren Ertuğrul Fırkateyni, 1890'da II. Abdülhamit'in iyi niyet göstergesi olarak Japonya'ya gönderilmişti. Dönüş yolunda tayfuna yakalanan Ertuğrul, Oşima Adası açıklarında kayalıklara çarparak parçalanmış, yaklaşık 550 gemici şehit olmuştu.

 

 

radikal

 

.............

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...