Jump to content

Oya Uysal


semuel

Önerilen Mesajlar

KİMSELERİN AKŞAMI

 

Döndün yine yüzünde kırık bir gülümseme, yorgun,

bakışlardaki hasetten gördün ve bildin işte,

zoruna gitse de gururdan ibaret ruhunun.

 

Şimdi sen adının ardında bir soru imi,

kibrinle çevrilmiş bahçende gezin

istenmeyeni oldun nasıl olsa herkesin.

 

Sen. Kimselerin akşamı,

kendi cehenneminden cennet yaratan ermiş.

Başını çevirip baksan

durup soluklanıyor gölgene yetişemeyen

sokak.

 

Döndün yine yüzünde kırık bir gülümseme, yorgun,

bakışlardaki hasetten gördün ve bildin işte,

zoruna gitse de gururdan ibaret ruhunun.

 

 

 

ANNESİ YOK AKŞAMIN

 

 

1.

 

Kararsız bir yağmurun sıkıntısı desem değil,

bir başka şey bu, ama ne. Tanımlamak gerekirse, ezberini unutmuş bir çocuğun

alnından öpen

hüzün.

 

Aşka dair onca hikayeden sonra adı hakikat konulan

sevgili.

Kalbimin ayazında üşüyen

yıpranmış bir hatıra olsan da şimdi

bak bu yağmurdan bir sicime dizilen kolye,

gözyaşlarımdan yapıldı.

 

Kendimle konuştukça ikiye bölünen ben, ben bensem

bendeki öteki kim.

Kendine saklamak sırları, örtmek yaraları,

Ah! silahlı dolaşmak arasında dostların.

 

Annesiz çocuk kedileri kapıma bırakıp kaçan sokak,

girip otursan,

yaslansam dizlerine

konuşsak.

 

Akşamın geceye değen teninde bir ürperti. Akşam ki

gökyüzüne yazdığı bir şiirdir kanatlarıyla kuşların

 

annesi yok akşamın.

 

2.

 

Akşamın geceye değen teninde bir ürperti. Akşam ki

gökyüzüne yazdığı bir şiirdir kanatlarıyla kuşların.

Kime hayrım dokunduysa bir düşman edinen ben,

bir imlâ hatası kadar masum ve suçluyum.

Hayallerimi seyrettiğim aynadan

yüzüme vururken ışık

-Kahramanı olabildim diyorum hayatımın.

 

Hayatın ters yüz edilmiş hali olmalı ölüm. Yani

korkulacak birşey yok, sessizlik sadece, sessizlik

ve sessizce kucaklaşmak

börtü böcekle.

 

Ben yolun bittiği yerde yolu kendinde bulan yalnız,

varılamayan yakın. Ve artık varsam da olur

karanlıklar şehrine

elimde kimsesi kalmamış ölüler için

hayattan toplanmış çiçeklerle.

 

Akşamın geceye değen teninde bir ürperti. Akşam ki

gökyüzüne yazdığı bir şiirdir kanatlarıyla kuşların

 

annesi yok akşamın.

 

3.

 

Yağmurda karar kılan son yazın kasveti çöktü şehre

akşamla tamamlanır artık evler,

eksilirken bir şeyler içimizde.

 

Ben tamamlanmak istemeyen eksik,

kaybetmeyi kabullenmiş mağrur.

Gölgesi ömrümün üstüne düşen,

artık hiçbir şeyim olan reddettiğim suret,

ne zaman sesine bir şefkat tonu verip

seslense

köprüleri yıkılmış bir nehrin karşı kıyısından

sessizlik birdenbire.

 

Yüzünü akşamın göğsüne gömmüş bir bulut,

incecik ağladı penceremde

serinlik birdenbire.

 

Ey! ruhumun benzeri. Kalbimde kabul gören akşam.

Beni kendine çek ve ruhumu kucakla,

-bu sulara bırakılan bedende üşüyen ruhumu-

ruhumda huzur bulan hüznü kucakla

yüzü avuçlarında üzgün çocukluğumu.

 

Akşamın geceye değen teninde bir ürperti. Akşam ki

gökyüzüne yazdığı bir şiirdir kanatlarıyla kuşların

 

annesi yok akşamın.

 

4.

 

İçine ağlayan içli bir çocuk gibi incecik bir yağmurla

indi akşam.

İşte unutuldu sanılan eksik kayıp ne varsa

bir bütünde yerini bulan parçalar

artık anlamını kaybetmiş, aramaktan vazgeçilmiş

yanıtlar.

 

Söz bitti. Annem öldü. Saklanacak karanlığım kalmadı.

Alın yalnızlığımı örtün üstüne,

artık üşümem akşamları.

 

Bir ağaç düşünün ki; terk edilmiş olsun yalnızlığına

uçurum kenarında

eğik, cılız,

tutunamadı dallarıma.

 

Ah! haksız yere hırpalanmış sahipsiz çocukluğum.

Birer deniz feneriyken karanlıkta anneler

fırtınada kaybolan bir gemiydi henüz zaman

fırtınada bir gemi,

bir gemi kâğıttan.

 

İçine ağlayan içli bir çocuk gibi incecik bir yağmurla

indi akşam.

Saklanacak karanlığım kalmadı. Söz bitti. Annem öldü.

Alın yalnızlığımı örtün üstüne,

artık üşümem akşamları.

 

Akşamın geceye değen teninde bir ürperti. Akşam ki

gökyüzüne yazdığı bir şiirdir kanatlarıyla kuşların

 

annesi yok akşamın.

 

 

YILDIZ KOKUYORDU GÖKYÜZÜ

 

Bir aşklık yer aradık güvertede iliştik

ayışığına tuttuk yüzümüzü.

 

Uçuştu

saçlarımıza serpiştirilmiş tek tük ağarmış tel

açık kalmış göğün penceresinden.

Yıldız kokuyordu gökyüzü.

 

Işıklarını sarkıtmış suya

 

kımıldıyor şehir

seçilmiş düşler tutturulmuş yakaya

el tersiyle itilmiş sığıntı dün.

 

İskelede

dantelli buluzumun fırfırıyla oynaşırken rüzgâr

çekip gitti “kalın sağlıcakla”sız vapurumuz

usuldan içime dönmüştüm bile

çoktan çimdiklenmişti hüzün.

 

(Yıldız Kokuyordu Gökyüzü)

 

 

UÇURUMA DÜŞEN NEHİR

 

Sende bu yükseklik korkusu,

boşluğunun kıyısından geçmişe baktığın gün mü başladı

oturduğun yerden seyrettiğin kuşlar bile ürpertiyor içini.

İçin ki uğultulu bir orman. Ruhunu çizen, kanatan dallar ve rüzgâr...

 

- Ah! kalbin sürgün günlerinden kalma hüzün

 

diyorsun

yüzünde güzden gölgelerle karşılarken akşamı

kucağında yalnızlığına sürtünen kedin.

Tanımlamak gerekirse bir imgeyle seni

 

uçuruma düşen nehir... Oysa şehir

aşağıdan seni çağırıyor.

 

(Uçuruma Düşen Nehir)

 

 

SOKAKLAR

 

 

Ne zaman yürüsem kendime, dalgın,

gözlerimin içinden dalıp gidiyor uzaklara sokak. Ansızın

kar kokusu, ansızın yüzünde ya dönmezse korkusu.

 

Sokaklar, sokaklar...

Kırık hayallere çarpıp dönen bir çığlık olsam da, sokaklar

sevdim, sokaklar terk ettim sonu karanlıkta kaybolan

acının dilinden hüzne çevrilmemiş bir romandı henüz

zaman.

Ölü kuşları okşayan iyi kalpli rüzgâr,

ruhumu önüne kat,

hayatımı

-yolunu kaybetmiş kör bir sokak kadar yoksun hayatımı-

yalnız ve yaşlı bir keşişin gözleriyle seyrettiğim hayatı.

 

İşte bırakıp gidiyorum. Bırakılmış bir keder dolaşıp dursun

odalardan odalara artık.

 

Artık buğulu gözleriyle

yüzü

henüz kurumamış suluboya bir resim

olmayan birine bakar gibi uzaklara bakar sokak.

 

 

(Mevsimini kaybetmiş rüzgâr)

 

 

 

GECE VE YOLCU

Hayallerin tükendiği yerde başlıyor karanlığa yolculuk

yol mu düşüyor peşine yolcunun, bir uzun yolu mu

yürüyor yolcu. Rüzgârda sönüyor sonra mum,

hepsi bu.

 

Sen, sessizlikte karar kılmış yolcu!

İçindeki geceden dön de ışıyan geceye arala pencereni,

hayata kapalı bir kapı olsan da çık ve dinle

gecenin kalbinden geçenleri.

 

 

Gidip de dönmeyen sokağın boşluğuna dalıyor gözleri,

fazla ömrü kalmamış bir keşiş kadar ıssız. Bir ses,

bir koku, ansızın unutuldu sanılan hatıra lekeleri,

avcunda, karanlıkta korkmuş küçük bir kızın eli.

 

Hayallerin tükendiği yerde başlıyor karanlığa yolculuk

yol mu düşüyor peşine yolcunun, bjr uzun yolu mu

yürüyor yolcu. Rüzgârda sönüyor sonra mum,

hepsi bu.

 

Günaydın Sevgili Gece)

 

 

AŞINMIŞ EŞYA DEPOSU

Kendi rüzgârında savrulan bir hayat bu benimkisi

öyle usul, sessiz, belli belirsiz.

Gün günden çoğalırken içi boş bir ev şimdi şehrim

sokaksa, kimi kimsesi kalmamış

çocuk

bakışlarında yağmur.

İşte yerini değiştirdi kederle,

yersiz yurtsuz ruhumda bir yer edinen hüzün.

Eteklerime sürtünen kedi terk edip gitti evi,

aşınmış eşya kokusu, ürperti,

akşam!

uzanıp uyusam da örtse üstümü biri.

Kendi rüzgârında savrulan bir hayat bu benimkisi

öyle usul, sessiz, belli belirsiz.

 

Hürriyet Gösteri, Ocak 2006

 

 

 

AYIŞIĞINDA KAĞIT GEMİLER

 

 

Sabah

 

Yalnızlığa bakan bir balkonumda

 

bir çift güvercin sevişti

 

dudak izin silinmiş bedenimde bir ürperti...

 

 

 

Şimdi

 

vişne bahçesinde sırtüstü uzanmıştır nisan,

 

şiir ezberletir böceklere.

 

Dağınık, ıslak ve soğumuş içine,

 

bir gün ışığı edin. Sarkıtır renklerini gökkuşağı,

 

çalkantılı iç denizine

 

yüzünün acıya değen yerine.

 

 

 

Tuhaf bir biçimde tutunduğum hayatın

 

sayfa kenarlarını desenleyen

 

ayışığı

 

usulca gezindi ayva tüylerimde.

 

 

 

Kağıt gemiler süzülürken uzak imgelere

 

bir gül sığındı dikenine.

 

 

 

(Milliyet Sanat, 365)

 

KESİT

 

şimdi hüznümü vermem kimseye

bana lazım

 

sevdayı katla şimdi sırası değil

sözünde dur ve sok cebine elini

üçlü bir tragedyadayız

ezberle sıranı

 

bak defterimin arasında kurşun kalem

bekliyor nasıl küçülmeyi

orada bir adam var temmuza uzanmımş

seslensem sedef gülüşlere boğacak beni

biriktirme umudu

 

hüznü yastık yaptım kabarttım

ayışığı

uzun sürdü görünmen

 

Oya UYSAL

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Şair hakkında;

 

Şair. İstanbul, 24 Mayıs 1952. Mecidiyeköy Lisesi’ni bitirdi. Banka memuru olarak çalışıp (1972-1992), emekli oldu. BİLSAK kurucu üyeleri arasında yer aldı. Yaşamını İstanbul’da sürdürüyor. 1968’de Sesimiz dergisinde yayımlanan ilk şiirinin ardından Yazko Edebiyat, Varlık, Yaşam İçin Şiir, Adam Sanat, Milliyet Sanat, Hürriyet Gösteri, Düşler, Yeni Biçem, Yaşasın Edebiyat, Yasakmeyve, Kitap-lık ve başka dergilerde şiirlerini yayımladı. Uçuruma Düşen Nehir adlı kitabı 1997 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'ne, Mevsimini Kaybetmiş Rüzgâr ise, 1999 Cemal Süreya Şiir Ödülü'ne değer bulundu.

 

ESERLERİ

İkili Düşünceler (1972), Büyük Düşlerin Türküsü (1974), Savaş Çocukları (1976),Elim Sende Ayışığı (1994) - İnkilap kitabevi -, Yıldız Kokuyordu Gökyüzü (1994), Uçuruma Düşen Nehir (1998) - Can Yayınları -, Mevsimini Kaybetmiş Rüzgâr (1999) – Can Yayınları -, Günaydın Sevgili Gece (2003) - Can Yayınları -Kimselerin Akşamı (2008) - Yapı Kredi Yayınları...

 

 

 

 

Ne zaman yürüsem kendime, dalgın,

gözlerimin içinden dalıp gidiyor uzaklara sokak. Ansızın

kar kokusu, ansızın yüzünde ya dönmezse korkusu.

 

Sokaklar, sokaklar...

Kırık hayallere çarpıp dönen bir çığlık olsam da, sokaklar

sevdim, sokaklar terk ettim sonu karanlıkta kaybolan

acının dilinden hüzne çevrilmemiş bir romandı henüz

zaman.

Ölü kuşları okşayan iyi kalpli rüzgâr,

ruhumu önüne kat,

hayatımı

-yolunu kaybetmiş kör bir sokak kadar yoksun hayatımı-

yalnız ve yaşlı bir keşişin gözleriyle seyrettiğim hayatı.

 

 

Bu en sevdiğim şiiridir. Ve kendi sesinden dinleme fırsatına sahip oldum. Soyadı gibi uysal bir tınısı var sesinin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...