Jump to content

Edebiyatta Unutulmayan Karakterler


Kinyas

Önerilen Mesajlar

Unutulmaz Kahramanlar/Karakterler

 

Dünya edebiyatında ve Türk edebiyatında öyle baş kahramanlar var ki hepsi birer efsane niteliğinde. Bu kahramanlar; yazarları tarafından öyle ince işlenmiş, öyle ayrıntılı aktarılmış, karakterlerin kişisel özelliklerine, psikolojilerine ve sosyal çevrelerine öylesine derinden yer verilmiş ki; adeta gerçekten yaşamışlar gibi tüm canlılıklarıyla hayatımızda yer edinmişler ve edebiyatın unutulmazları arasında yerlerini alıvermişler. Listemizde belli başlı unutulmayan kahramanlara yer vermeye çalıştık, elbetti ki unutulmaz kahramanlar bir elin parmaklarıyla sayılamayacak kadar çok fazla. Atladığımız isimlerin hoş görülmesi umuduyla bu kahramanlardan bahsetmek isteriz.

http://www.exi26.com/images/icerik/beowulf.jpg

Beowulf

2007 yılında 3D filmi ile daha büyük kitlelerin kendisinden haberdar olması sağlanan kahramanımız. 8. ve 11. yüzyıllara kadar dayanan anonim bir destanın baş kahramanı olan Beowulf gerçek bir şovalye, kibar bir beyefendi, iyi bir savaşçı ve sadık bir dost olduğunu kanıtlamak için pek çok engelle karşılaşmış ve bu engelleri layıkıyla aşabilmiştir. Beowulf gençliğinde dönemin en iyi ahlaki değerlerine sahip bir kahraman, ileriki yaşlarında ise, gençliğindeki erdemlerinin bir yansıması olarak, ülkesini dürüstlükle yönetmiş bir kral olmuştur.

Gılgamış

Edebiyat tarihindeki ve aslında genel olarak tarihteki pek çok insan ölümsüzleşebilmek için çeşitli engelleri aşmış, kendilerine büyük hedefler koymuş ve bu yolda ellerinden geleni ardına koymamışlardır. Ölümsüzleşmek uğruna maceradan maceraya koşmuş, kahramanlıklarına kahramanlık katmış unutulmaz bir efsanevi karakter de Gılgamış’tır. Gılgamış, ilginç bir şekilde tanıştığı yol arkadaşı Enkidu’yu kaybettiğinde hayatın anlamını sorgulamaya başlar ve ölümsüzlüğü bulmanın yollarını arar. Gılgamış ölümsüzlüğü çeşitli maceralar yaşayarak aramaya çalışırken asıl ölümsüzlüğün ne olduğunu ona anlatacak bir ders alacaktır.

http://www.exi26.com/images/icerik/helenoftroy.jpg

Helen

Helen… Uğruna savaşlar açılmış, şehirler yakılmış, insanlar öldürülmüş unutulmaz bir kahraman. Sparta Kralı Menelaus’un genç karısı Helen yasak bir aşka tutulur - Truva kralı Priam’ın oğlu Paris’in aşkına. Kral Priam’ın oğulları Hektor ve Paris, iyi niyetlerle Sparta’ya giderler ve burada gerçekleşen görüşmelerden oldukça memnun bir şekilde Truva’ya dönerler. Ne var ki gemilerinde sadece Paris’in haberdar olduğu davetsiz bir misafir, yani Helen vardır. Hektor, Paris’e çok kızacak olsa da olan olmuştur ve onlara sığınmış birini teslim etmek Truvalılara yakışmayacak bir davranıştır. İşte kahramanımız Helen, Sparta ve Truva arasındaki savaşın tetiklenmesinde rol oynayan güzeller güzeli unutulmaz kahramandır.

http://www.exi26.com/images/icerik/prometheus.jpg

Prometheus

Zincire vurulmuş Prometheus. Asi ve gururlu mitolojik tanrı. Prometheus, Zeus’tan ateşi çalıyor ve insanlara armağan ediyor. Prometheus’a göre bu insanlara yapılmış büyük bir iyilik, Zeus’a göre ise bu insanları yoldan çıkaracak haince bir hareket. Medenileşmek ve bilgiye ulaşmak, insanlar için her zaman yoldan çıkarıcı bir nitelik taşımıştır: Platon’un mağaradan çıkan adamlarının güneşi görünce gözlerinin acıması ya da yasak ağaca dokunan Adem ve Havva’nın bilgiye ulaştıklarında kendilerinden utanmaları gibi. Prometheus da böyle tartışmaya açık bir harekette bulunuyor, fakat insanlığa ateşi vermesi ve bu uğurda çektiği sonsuz çileler ile edebiyat tarihinin unutulmaz kahramanları arasına giriveriyor.

Robinson Crusoe

Şimdiye kadar bahsettiğimiz tüm unutulmaz kahramanları tekrar gözden geçirdiğimizde şöyle bir ortak yönleri olduğunu açıkça görebiliriz: Hepsi de arzularının peşinden koşmuşlar ve istedikleri şeyleri yapabilmek için ne pahasına olursa olsun çetin mücadeleler vermişlerdir. Robinson Crusoe’nun da en büyük arzusu denizlere açılmaktı. Ne var ki Crusoe, her deniz yolculuğuna çıktığında olmadık engellerle karşılaşan ve başına gelen felaketlerle denizlere açılmaya üst üste tövbeler eden fakat eninde sonunda kendini yine denizlerde bulan bir baş karakter.

 

Felaketle sonuçlanan bir yolculuğunun sonunda, yirmi dört yıl boyunca ıssız bir adada tek başına yaşam mücadelesi veren Crusoe’nun hayatı; adaya yerlilerin gelmesiyle yepyeni ve başka maceralarla dolu bir şekil alır.

http://www.exi26.com/images/icerik/jane_eyre.jpg

Jane Eyre

Muhafazakâr Kraliçe Viktorya döneminde kadın erkek eşitliğine, sosyal eşitliklere inanmış bir baş kahraman. Gururlu, dürüst ve adalet savaşçısı. Yazarı Charlotte Bronte’nin döneme olan kızgınlıklarının somut bir örneği. Prensiplerinin peşinden koşarken ipin ucunu kaçırmamak için her şeyi uzun uzadıya düşünüyor ve bu tedbirli davranışları aşkı dilediği gibi yaşayabilmesini engelleyebiliyor. Aşk mı özgürlük mü sorusu Jane Eyre ile vücut buluyor.

 

 

http://www.exi26.com/images/icerik/anna_karenina.jpg

Anna Karenina

Tıpkı Jane Eyre gibi Anna Karenina da güçlü düşünce ve inançlarının peşinde. Anna Karenina’nın yüzyılları aşarak unutulmaz kahramanlar arasına girme nedenlerinden biri Tolstoy’un onu zeki, prensip sahibi, iyi bir edebiyatsever, çocuk kitapları yazarı ve aynı zamanda eşini aldatabilecek kadar “suçlu” bir kadın olarak portrelemesi. Yani “hatalarıyla” ve “doğrularıyla” Anna Karenina, dönemin kadına atfedilen tüm özelliklerini yıkmış, sosyal çevrelerin ne diyeceğine aldırmadan kendi prensiplerinden asla ödün vermemiştir.

Oblomov

Öyle bir baş kahraman ki, yazıldığı dile ve ardından tüm dünyaya yeni bir terim kazandırıyor: Oblomovizm (Oblomovluk). Uyuşuk, tembel, kendini atalete kaptırmış bir kişiye rahatlıkla “Oblomovluk yapma!” demek mümkün. Oblomov, aynı adı taşıyan kitabın 150 sayfası boyunca odasından dışarı çıkmaz, yattığı yerde, oturduğu yerde pek çok proje üretir, her gün, her sabah yeni bir devir başlatır ve her akşam vakti geldiğinde bu devrin sonunu getirir. Hiçbir zaman ipleri eline alamaz; başkaları tarafından sömürülmeye mahkûmdur. Oblomov, 19. yüzyılın çalışkan Avrupalısı’nın karşısında uyuşmuş ve amaçsız Rus soylusunu temsil eder.

Oblomov’a bakarak bir unutulmaz kahraman olmak için illa ki mükemmel, prensip sahibi gibi “iyi” niteliklere sahip olmak gerekmediğini anlayabiliriz. Gerçekleri insanların yüzüne vurarak, bu tip insanların ağır eleştirisini yaparak da unutulmaz bir kahraman yaratmak mümkün.

http://www.exi26.com/images/icerik/madam_bovary.jpg

Madam Bovary

Emma Bovary, tıpkı Anna Karenina gibi, döneminin insanlarının ahlaki değerlerinin kaldıramayacağı özelliklere sahip bir baş kahraman. Evlilik dışı ilişkiler kurarak hayatın anlamsızlığından kaçmanın yollarını arayan Emma, idealleri ve yaşadığı ortamın gerçekleri arasında sıkışıp kalıyor. Madam Bovary, alışılmış çizgilerin dışına çıkıyor ve yaşadığı ikilemler ile unutulmaz bir edebiyat kahramanı olarak karşımıza çıkıyor.

http://www.exi26.com/images/icerik/hamlet.jpg

Hamlet

Unutulmaz kahramanlar arasına aslında Shakespeare’in iyisiyle kötüsüyle neredeyse tüm karakterlerini eklemek mümkün. Ünlü “To be or not to be – Olmak ya da olmamak” sözleriyle 1599 yılından günümüze kadar gelmeyi başarmıştır Hamlet. Sözleriyle ne söylediği kestirilemeyen; sözlerinden çok mu az mı anlam çıkarılabileceği ya da hiç mi anlam çıkarılamayacağı yorumları okuyucuya bırakılan kompleks bir karakter.

 

Babasının ölümü ardından çok kısa süre içerisinde annesinin Hamlet’in amcasıyla evlenmesi konusundaki ikilemlerine ve hayatın anlamını arayışlarına tanık oluyoruz. Hamlet de saydığımız ve sayamadığımız pek çok unutulmaz kahraman gibi karmaşık karakteri, çözülmesi zor problemler ile karşı karşıya kalması ve bazen düştüğü çaresizlikler ve hatalar yani kısacası gerçekçi insani yönü ile unutulmazlar arasına girmiştir. Ve Shakespeare’in yüzyıllar geçse de değişmeyecek insanoğlu sorularına ve evrensel problemlere yer vermesiyle pek de unutulacak bir karakter olacak gibi görünmemektedir.

Don Kişot

Hepimiz onu yel değirmenlerine karşı savaşan kahraman olarak tanıyoruz. Peki hiç düşündük mü Don Kişot neden yel değirmenleriyle savaşıyor? Don Kişot ilk bakışta saçma sapan şeylerin peşinde koşan bir kahraman olarak görülebilir. Don Kişot yaptığı “deliliklerle” aslında kimin deli, kimin normal olduğunu, deliye neden deli dendiğini, nasıl deli olunduğunu, normallerin delileri neden ötekileştirdiğini, ötekinin neden normal olamayacağı gibi soruları sorgulayan derin bir eser. Öte yandan Don Kişot, yaşadığı maceralarla modern bir Beowulf modeli. Dönemin amaçsız yaşayan insanlarının bir portresi. Beowulf ile arasındaki fark ise Don Kişot’un bir Beowulf olabilmek için kendine sudan bahaneler yaratması, Beowulf’un ise gerçekten inandığı birtakım sosyal kodlar çerçevesinde kahramanlaşması.

http://www.exi26.com/images/icerik/harry_potter.jpg

Harry Potter

Bu isme ne zaman geleceğiz diye merak edenler… Şimdi biraz da Harry Potter’dan bahsetme zamanı. O kadar ünlü ki, hayranları onun yeni serüvenlerini dört gözle bekliyor ve onu anlatan yeni kitaplar çıktığında uzun kuyruklarda beklemeyi göze alıyor. Çocukluğundan gençliğine kadar bütün serüvenlerine tanık olduğumuz Harry Potter, çekingen, hassas bir genç çocuktan, yürekli, atılgan bir genç adama dönüşüyor. Yaşadığı fantastik ve büyülü dünya o kadar büyülü ki yazarı J.K. Rowling’in hayatı bile adeta bir büyü yapılmışçasına değişiveriyor.

http://www.exi26.com/images/icerik/thegodfather.jpg

The Godfather (Baba) - Don Vito Corleone

Bir kahraman yıllar sonra bile unutulmayacak kadar derin ve karmaşık ise, bu kahramanın serüvenlerinin de filmleştirilmesi kaçınılmazdır. Onlardan biri de Vito Corleone nam-ı diğer Godfather (Baba). Zeki, tedbirli ve başkalarının aklından geçenleri kolaylıkla anlayabilen bir kahraman olan Vito, güç ile zekâ yekvücut olduğunda bir insanın neler yapabileceğinin somut bir örneği. Ve tabii ki her unutulmaz kahraman gibi onun da ikilemleri yok değil: Dışarıdaki acımasız adam, aile ortamında sevecen bir baba ve eşe dönüşüyor.

 

Taklit edilmesi oldukça zor, mükemmel bir “baba”.

Yossarian

Joseph Heller’ın kaleme aldığı Catch 22 romanının baş kahramanı. Savaş kararları alınmadan önce otoritelerin tanımaları gereken bir asker. Yossarian ile asker olmak ve savaştan nefret etmek ikilemini apaçık bir şekilde görebilmek mümkün. Yossarian askeriyenin içinde bir öteki, bir “deli”. O bir “kahraman” değil, o insanların hayatını kurtarmak için kendi hayatını riske atan bir “kahraman” değil. O hayatını sürdürmeye karar vermiş ve tek isteği tehlikeden uzak kalmak. Pek çok unutulmaz kahraman adını duyurarak ölümsüzleşebilmek için kahramanlıklar yaparken o da yaşadığı kadar yaşayabilmek için kahramanlık yapmaktan kaçınan bir unutulmaz karakter. Don Kişot ile sorduğumuz “Herkes aynı olmak zorunda mı?”, “Normal veya anormalin tanımlarını kim yapıyor?” gibi sorular burada da karşımıza çıkıyor.

http://www.exi26.com/images/icerik/don_juan.jpg

Don Juan

Günlük hayatımızda pek çok kere örnekleriyle karşılaştığımız, pek çok insanı ona benzettiğimiz unutulmaz kahraman. Öyle bir kahraman ki onun hikâyesi sadece bir eserde değil, pek çok eserde anlatılıyor. Kadından kadına koşan, geceden geceye farklı tecrübeler arayan, ardında pek çok üzgün kadın ve kızgın ağabeyler ve babalar bırakan çapkınlar çapkını Don Juan. Bir türlü yorumlanırsa kalpsiz, vicdansız bir zampara; diğer bir yorumla da gerçek sevgi ve güzelliği arayan yalnız bir kalp.

 

 

Unutulmaz Kahramanlar - Türk Edebiyatı

 

Pek çok ismi, bildiğimiz ya da bilmediğimiz pek çok kahramanı atlamış olsak da, unutulmaz kahramanları sen de tanı, hatırla ya da onları daha yakından tanımaya başla diye bir liste oluşturmaya çalıştık. Ve tabii ki Türk Edebiyatı’nda da günümüzde hâlâ uzun uzadıya tartışıp üzerlerine saatlerce konuşabileceğimiz unutulmaz kahramanlar yer alıyor. Bunlara kısaca bir göz atalım:

 

http://www.exi26.com/images/icerik/deli_dumrul.jpg

Deli Dumrul

Oğuz Türklerinin epik destanı Dede Korkut Hikâyeleri’nin kahramanlarından. Öyle bir kahraman ki Azrail’e meydan okuyor.

Deli Dumrul, köyünden bir gencin canını alan Azrail’e çok sinirlenir ve Tanrı’ya Azrail ile onu karşılaştırması için yalvarır. Deli Dumrul Azrail’e karşı savaş açmayı düşünürken aslında kadere karşı bir savaş açmaktadır.

Nasreddin Hoca

Keskin zekâsıyla, olaylara getirdiği farklı bakış açılarıyla, her hikâyesinin sonunda verdiği anlamlı derslerle küçük yaşlardan beri hayatımızda yer alan baş kahraman. İpe un seren, kazanı doğurtan, göle maya çalan fakat her seferinde haklı çıkan, halka anlatmak istediklerini halkın anlayacağı bir üslup ile şekillendiren bir veli.

 

 

http://www.exi26.com/images/icerik/calikusu.jpg

Çalıkuşu

Usta yazar Reşat Nuri Güntekin’in karakterleri de her zaman unutulmazlar arasında olmuştur. Çalıkuşu yani Feride de bu unutulmazlar arasındadır. Feride dışarıdan bakıldığında hareketli, yaramaz, kıpır kıpır bir genç kızdır fakat iç dünyasında duygusal ve çekingendir. Güzelliği ile herkesin aklını başından alır fakat onun aklında her zaman kaderin cilveleriyle bir türlü kavuşamadığı maşuku Kâmran olacaktır. Feride samimiyeti, iyi niyetliliği ve azalıp tükenmeyen aşkıyla okuyucuların kolay kolay unutamayacakları bir karakter olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.

http://www.exi26.com/images/icerik/incememed.jpg

İnce Memed

Çukurova köylüsünün çektiği çileler Türk Edebiyatı’na her zaman ilham kaynağı olmuştur. Ağasının zulmünden bunalan İnce Memed de Yaşar Kemal’in çekilen bu çileleri anlatmak için kaleme aldığı gerçek bir kahramandır. İnce Memed’in hikâyesi ağalık sistemine bir başkaldırıdır. Ağanın adeta köle gibi çalıştırdığı köylüler, ağaya karşı gelememektedir. İnce Memed sonunda hiç kimsenin yapamadığı şeyleri yapar ve özgürlük uğruna sevdiği pek çok şeyi kaybedecek olsa da bu uğurda ilerlemeye kararlıdır.

 

 

Alıntıdır.

 

Örnekler eklenilerek, konu devam ettirebilir... Karakter tahlili de yapılırsa konu daha kapsamlı olarak ilerler.

Kinyas tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bir roman kahramanı olsa onu da eklerdik okyanussue :)

 

 

Jean Babtiste Granouille

Koku / Patrick Suskind

 

Patrick Suskind'in Koku ( Das Parfume ) eserinde tüm insani duygulardan yoksun olarak büyüyen ve kendine ait bir kokusu olmayan kahramanı. Granouille kendine özgü bir kokuya sahip olmamasına rağmen diğer tüm kokuları çok güzel ayırt edebilmektedir. Kokular bir saplantıya dönüştüğünde yedi yıl bu güdüsünden uzak şekilde saklanır. Ve geri döndüğünde aradığı kokuyu yaratmak için cinayetler işlemekten çekinmeyecektir. İdam günü geldiğinde yarattığı koku ona hiç beklemediği şeyler yaşatacaktır.

 

Hannibal Lecter

 

Ed Harris ' in Kızıl Ejder ( Red Dragon ), Kuzuların Sessizliği ( Silence Of The Lambs ) ve Hannibal kitaplarındaki entellektüel , centilmen ve karşı konulamayacak kadar karizmatik seri katil.

 

Zebercet

 

Yusuf Atılgan'ın sinemaya da aktarılan Anayurt Oteli romanındaki kendisini dış dünyadan soyutlamış ve bir gün seveceği kadının geleceğine inanarak onu bekleyen - ve bu bekleyiş sırasında yavaş yavaş aklını yitiren- kahramanı.

schizophrana tarafından düzenlendi
Ardarda Atılan Mesajlar Birleştirildi
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Beowulf

 

ile ilgili yapılan animasyonu daha geçen hafta izledim..Antony Hopkins olsun,Angelina Jolie olsun,gerçekten güzel oyunculuktu.Büyüleyici bir atmosferde işlenmişti hikaye açıkcası.İzlenmesini tavsiye ediyorum...

 

bunun yanısıra benim unutamadığım roman karakteri de Raskolnikof'tur...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar sizlerinde de paylaşımlarınızı bekliyorum :)

 

David Caine nam-ı diğer Yağmur Adam

 

OlasılıkSız / Adam Faver

 

David Caine eski bir üniversite öğretim görevlisi ancak geçirdiği epilepsi nöbetleri yüzünden görevinden uzakta. O' na Yağmur Adam denme sebebi ise hiç hesap makinası kullanmadan bütün olasılıkları hesaplayabilmesi. Ayrıca çok iyi bir poker oyuncusu. ( Ve söylemeden geçemeceğim Faver'ın yeni kitabı Empati'nin sonunda Caine'e hoş bir gönderme var )

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Irazca..

 

Yılanların Öcü/Fakir Baykurt

 

Karataş Köyündeki hiyerarşik düzene baş kaldırır. En asi roman karakterlerinden biridir. Öyle ki; Hakkını aramak adına köyle gelecek olan kaymakamın yolunu kesip aba altından sopa göstermiştir.

 

 

Arkadaşlar sizlerinde de paylaşımlarınızı bekliyorum :)

 

David Caine nam-ı diğer Yağmur Adam

 

OlasılıkSız / Adam Faver

 

David Caine eski bir üniversite öğretim görevlisi ancak geçirdiği epilepsi nöbetleri yüzünden görevinden uzakta. O' na Yağmur Adam denme sebebi ise hiç hesap makinası kullanmadan bütün olasılıkları hesaplayabilmesi. Ayrıca çok iyi bir poker oyuncusu. ( Ve söylemeden geçemeceğim Faver'ın yeni kitabı Empati'nin sonunda Caine'e hoş bir gönderme var )

 

 

Ayrıca David Caine, Laplace'in Şeytanı'dır bir bakıma:)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Schindler'in Gemisi-Oskar SCHİNDLER

 

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/thumb/8/8a/Schindler%27s_Ark_cover.png/200px-Schindler%27s_Ark_cover.png http://tr.wikipedia.org/skins-1.5/common/images/magnify-clip.png

Schindler's Ark

 

Schindler'n Gemisi

Kitap, Nazi Partisi üyesi Oskar Schindler'in bir kahramana dönüşme hikayesini anlatır. Savaşın sonuna dek, Schindler 1100 Yahudiyi Polonya ve Almanya'nın her yanında yer alan toplama kamplarından kurtarmıştır. Yazarın bu kitaptan önce ve sonra da bir çok başarılı romanı olmasına rağmen,diğer tüm kitapları bu anıtsal eserin gölgesinde kalmıştır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Usta yazar Sabaattin Ali'nin, en güzel romanı; Kürk Mantolu Madonna'dan Raif Efendi:

 

Eser'de ana karakter olan Raif Efendi'nin kendi halinde keskin sükunetinin ardında gizlediği hayatını ve sevdiği kadına kendi tabiriyle Kürk Mantolu Madonna'sına ulaşmak için verdiği tutkulu mücadele anlatılıyor. İnsanların ruh perdesinin ardında neler yaşadığı, kimsenin göründüğü gibi olmadığı ve derinine inilince ortaya çıkan ayrıntılar dahilinde işlenen bir karakter yaratılmıştır romanda. Eşsiz anlatım, ruha dokunuş, kaybediş, umutsuzluk...

 

Albert Camus'nün, Yabancı adlı romanındaki Mersault:

 

Mersault' a göre; dünya boş ve manasız, her şey, insan, hayat, toplum saçmadır. Evrensel bir saçmalıktır bu. Bunu düşünmek çok yorucu, hayattan bezdiricidir. Yaşamın tekdüzeliği altında, makinalaşmış bir dünyada makinalaşmış insan, ölümü bile rahatlıkla kabul eder. Hayat yaşamaya değmez. Yabancı’yı okurken, bütün olağan dışılığına rağmen öykünün doğallığı, kahramanın ölümü kabullenişindeki doğallık rahatsız edicidir, dünyanın saçmalığı vurgusunu kuvvetlendirir. Mersault’un yaşama sıkıntısını paralel bir sıkıntı okuyanda da meydana gelir.

Efsane yönetmen Stanley Kubrick'in yönetmenliği ile sinemaya da uyarlanan, Anthony Burgess'ın romanı Otomatik Portakal'ın baş kişisi Alex:

 

Günümüzde varolan insanların beynini yıkama ve insanları yönlendirme uygulamasının devlet eliyle ne şekilde gerçekleştirilebileceğine dair önemli ipuçları vermektedir. Kurban etme ve kurban edilme arasındaki o ince çizgiyi güzel bir şekilde yansıtan roman, toplumun aykırı unsurlarının aslında toplumca kurban edilen kesim olduğunu, şartlandırmaların insanın önünde gerçeği görmede en önemli engel sayılabileceğini anlatmaktadır.Bir süper toplumun parıltılı görünümü altındaki yalnız ve umarsız insanın, ekonomik ve politik topografyasını çizerken, ruhsal yıkımlarda bile yeni bir dünya yaratma ülküsünü alabildiğine canlı tutuyor. Alex' de kitapta bu durumun temsilcisi niteliğindedir. Hayatını şiddet, cinsellik, umursamazlık,suç gibi unsurların üzerine kuran Alex, rehabilitasyon adı altında denek olarak kullanılıyor. Denekliği bittikten sonra eski haline dönüşü ve topluma uyumunun sağlaması ile insanların çevreye göre şekillendirmeleri, toplumun baskısı çok güzel bir şekilde gözler önüne seriliyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Jean Babtiste Granouille

Koku / Patrick Suskind

http://img24.imageshack.us/img24/3826/parfum500500xu1.jpg

 

Patrick Suskind'in Koku ( Das Parfume ) eserinde tüm insani duygulardan yoksun olarak büyüyen ve kendine ait bir kokusu olmayan kahramanı. Granouille kendine özgü bir kokuya sahip olmamasına rağmen diğer tüm kokuları çok güzel ayırt edebilmektedir. Kokular bir saplantıya dönüştüğünde yedi yıl bu güdüsünden uzak şekilde saklanır. Ve geri döndüğünde aradığı kokuyu yaratmak için cinayetler işlemekten çekinmeyecektir. İdam günü geldiğinde yarattığı koku ona hiç beklemediği şeyler yaşatacaktır.

 

parfüm; filmi de kitabı kadar güzel ve kaliteli olan bir kitaptır.Okuduğum bütün kitaplardan farklı bir konusu ve kurgusu vardır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Gustave Flaubert'in Madam bovary'sinden Emma Bovery

Tolstoy'un Anne Kareninnası

Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu'sundan Bihter ve Firdevs hanımlar

.................................

Zaten o kadar çoklar ki çevremizde böyle insanlar unutmak mümkün değil.

.................................

Anne Rice'sın Pandora'ından Pandora'yı unutamam,

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Jane Marple, AgathaChristie tarafından yaratılan kurgusal İngiliz amatör dedektif karakteridir. Hercule Poirot ile birlikte, Christie'nin ünlü karakterlerinden biridir ve 12 romanda ve 8 kısa öyküde boy göstermiştir. Jane Marple Agatha Christie'nin ilk olarak Ölüm Çığlığı romanında, son olarak da Uyuyan Ölüm adlı romanında yer almıştır.Jane Marple İngiltere'de küçük bir kasaba olan St. Mary Mead'de yaşamaktadır. Görünüşte sıradan yaşlı bir kadın gibi gözükmektedir ama aslında zekası ve sahip olduğu insan doğası ile ilgili bilgisiyle çevresinde gelişen cinayetleri İngiliz polislerini utandıracak kadar hızlı ve mantıklı bir şekilde çözümlemektedir.

Miss Marple ekranlara, filmler ve diziler için, Margaret Rutherford, Angela Lansbury, Helen Hayes, Joan Hickson, Geraldine McEwan, Julia McKenzie gibi çeşitli aktrisler tarafından aktarılmıştır.

 

Hercule Poirot AgathaChristie tarafından yaratılan kurgusal Belçikalı dedektif karakteridir. Miss Marple ile birlikte, Christie'nin en ünlü ve uzun süreli karakteridir ki 33 romanda ve 54 kısa öyküde boy göstermiştir.Poirot ekranlara, filmler ve diziler için, Albert Finney, Peter Ustinov, Ian Holm, Tony Randall, Alfred Molina ve en ünlüsü,David Suchet gibi çeşitli aktörler tarafından aktarılmıştır.Tiyatro dünyasındaki en önemli temsilcisi ise,Charles Laughton'du

Popülaritesi Poirot'la ilk tanıştığımız roman The Mysterious Affair at Styles (Ölüm Sessiz Geldi-Styles'daki Esrarengiz Cinayet) 1920'de ve son romanı Curtain (Ve Perde İndi...) 1975'dedir. Poirot tarihte kendisine ölüm ilanı verilen tek kurgusal kahramandır. NewYorkTimes'da "Hercule Poirot is Dead; Famed Belgian Detective" ("Hercule Poirot Öldü; Meşhur Belçikalı Dedektif") denilmiştir.

Poirot, düzen hastası ve tutkunuydu.Bir çok vakayı da bu tutkusu sayesinde çözmüştür.Bunun yanında Poirot, bir çok vakada Arthur Hastings, Başmüfettiş Japp, Albay Race, Ariadne Oliver ve Başkomiser Battle ile birlikte çalışmıştır.

Christie onu 1930'da 'çekilmez biri' olarak tanımladı ve 1960'daysa onu 'nefret uyandıran, gösterişli, can sıkıcı ve ben merkezcil' olarak resmetmiştir. Fakat halk Poirot'u sevdi ve Christie onu öldürmeyi reddetti, ki bunu halkın sevdiği şeyi üretmenin kendi görevi olduğunu iddia ederek yaptı. Ve halkın sevdiği şey Poirot'tu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...