Jump to content

Dünya dışı mimarlıklar mı?


Pleiades

Önerilen Mesajlar

Linkte yeraltı şehirleri hakkında daha detaylı bilgiler mevcuttur

 

LİNK: http://www.kaymakli.com/yeraltikent.htm

 

KAYMAKLI Yeraltı Kenti

 

MAZI Yeraltı Kenti

 

TATLARİN Yeraltı Kenti

 

SİVASA GÖKÇETOPRAK Yeraltı Kenti

 

DERİNKUYU Yeraltı Kenti

 

ÖZLÜCE Yeraltı Kenti

 

ÖZKONAK Yeraltı Kenti

 

ACIGÖL Yeraltı Kenti

 

 

67.jpg68.jpg

 

69.jpg70.jpg

 

71.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Himalayaların kuzeyinde Hindukuş Dağlarının altında bazı yeraltı kentlerinin bulunduğunu okumuştum tünellerin girişlerinin doğunun kadim kentlerinin bazılarında saklı olduğu tahmin ediliyormuş

 

Azarbeycanda bulunan dipsiz kuyu olayını araştıran sovyet bilginleri kuyunun içine indiklerinde pek fazla bir şey görememişler ama çevredeki yarıkları incelerken burada Gürcistan da bulunan kafkaslar boyunca uzanan daha başka tünellerle bağlantılı olduğu ortaya çıkan akıl almaz tüneller şebekesini ortaya çıkarmışlardır daha sonra yapılan araştırmalarda Gürcistan'da ve tüm Kafkas bölgelerinde bu tür şebekelere rastlanılmıştır

 

Asyadaki tünellerin benzerleri hatta tıpatıp aynıları Amerikada bulunmaktadır bu tüneller özellikle inkalar tarafından kullanılmaktaymış

 

Yerlilerin efsanelerine göre çok uzaklardan gelen Tanrısal varlıklar buralara sığınmış dehlizlerle yer'in kaynayan merkezine kadar inmişler ve orada yerleşmişlerdir

 

Tibetlilere göre bu yeraltı galerileri meçhul bir halkın müthiş bir felaketten sonra hayatta kalan son temsilcilerine sığınak olan kentlerdir bundan binlerce yıl önce sanskrit dilinde yazılmış metinlerde yeraltında yaşayan bilge kişilerden sözediliyormuş

 

Ayrıca

 

brezilya ormanları altında amazon bölgesinde bir çok araştırmacıların belirtmiş olduğu labirentler yapay mağara sistemleri bulunmaktadır

 

Avustralya UFO araştırma derneği başkanı Andrew Thomas " Şambala" adlı kitabında " Değerli taşlarla aydınlatılmış görkemli mağaralarda yaşayan "Yılanlar Irkı'ndan olan Nagalar'ın varlığı Hindistan'ın eski bilgi kaynaklarında kesin belirtilmiştir demektedir

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşlar ben nevşehirliyim birebir orayı gezmişliğim var dedeme soracak olursak o şehri dedemle arkadaşları yapmış :D şaka bi kenara aile büyüklerimiz hala nevşehirde yaşarlar ve dayım rehberdir biraz aydınlatıyım sizi :D arkadaşlar orası antik dönemlerde yaplımıştır özllikleri hat safhada 5 yıldızlı bir otel gibi kışın sıcak yazın buz gibi oluyor. rehberle dolaşmazsanız birdaha dışarıyı görmenize imkan yok dışarıda ki her sesi duyabiliosunuz tabii belli bir yere kadar ama dışarıdayken içeride top atsalar duymanıza imkan yok böle garip bi yer işte

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu yer altı şehirleri bütün dünyaya yayılmış durumda, şu anki insanlığın bilebildiği çok çok azı..Bazı bilgiler, bu yeraltı şehirlerinin Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna kadar yer altından dünyanın her yerine yolu olduğunu söyler. Ancak "neden saklı?" diye sorarsanız, şu an dünya üzerindeki hangi ülke/devlet bu yeraltı yollarını açıklasın ki, her ülke kendi güvenliğine ve bu bakımdan sırlarına düşkün olduğundan devletler bunları kendi halklarından da saklamaktalar diye cevap verebilirim..Kapadokya'daki yer altı şehri ise bilindiğinden çok daha fazla alana yayılmıştır ama çoğunun girişi saklıdır.

--------------------

http://www.gnoxis.com/forum/kapadokya-agharta-samballah-ve-hitler-gizemi-t5827.html

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Okuduğum bir kitapta(Gizli Sırlar Öğretisi) bu yeraltı şehirlerinin tüm dünya üzerinde birbirlerine bağlı olduğundan ve bunların ezoterik öğretilerde kullanılan bi nevi gizli okul olduğundan bahsediliyordu...

 

evet, bir çok farklı kaynak ve kişi bunu doğrular..bu konuyu mitoloji adı verilen gerçeklerden, kayıp kıtalardan, farklı teknolojilere ve gelişimlere sahip türlerden ve Agarta ve Şambala'dan ayrı düşünmemek de iyi bir yöntem.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

evet, bir çok farklı kaynak ve kişi bunu doğrular..bu konuyu mitoloji adı verilen gerçeklerden, kayıp kıtalardan, farklı teknolojilere ve gelişimlere sahip türlerden ve Agarta ve Şambala'dan ayrı düşünmemek de iyi bir yöntem.

 

Bilgilendirdiğin için saol mistik:)

 

Işık ve sevgiyle...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Himalayaların kuzeyinde Hindukuş Dağlarının altında bazı yeraltı kentlerinin bulunduğunu okumuştum tünellerin girişlerinin doğunun kadim kentlerinin bazılarında saklı olduğu tahmin ediliyormuş

 

Azarbeycanda bulunan dipsiz kuyu olayını araştıran sovyet bilginleri kuyunun içine indiklerinde pek fazla bir şey görememişler ama çevredeki yarıkları incelerken burada Gürcistan da bulunan kafkaslar boyunca uzanan daha başka tünellerle bağlantılı olduğu ortaya çıkan akıl almaz tüneller şebekesini ortaya çıkarmışlardır daha sonra yapılan araştırmalarda Gürcistan'da ve tüm Kafkas bölgelerinde bu tür şebekelere rastlanılmıştır

 

Asyadaki tünellerin benzerleri hatta tıpatıp aynıları Amerikada bulunmaktadır bu tüneller özellikle inkalar tarafından kullanılmaktaymış

 

Yerlilerin efsanelerine göre çok uzaklardan gelen Tanrısal varlıklar buralara sığınmış dehlizlerle yer'in kaynayan merkezine kadar inmişler ve orada yerleşmişlerdir

 

Tibetlilere göre bu yeraltı galerileri meçhul bir halkın müthiş bir felaketten sonra hayatta kalan son temsilcilerine sığınak olan kentlerdir bundan binlerce yıl önce sanskrit dilinde yazılmış metinlerde yeraltında yaşayan bilge kişilerden sözediliyormuş

 

brezilya ormanları altında amazon bölgesinde bir çok araştırmacıların belirtmiş olduğu labirentler yapay mağara sistemleri bulunmaktadır

 

Avustralya UFO araştırma derneği başkanı Andrew Thomas " Şambala" adlı kitabında " Değerli taşlarla aydınlatılmış görkemli mağaralarda yaşayan "Yılanlar Irkı'ndan olan Nagalar'ın varlığı Hindistan'ın eski bilgi kaynaklarında kesin belirtilmiştir demektedir

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

--Alıntıdır--

Tiwanaku'nun Su Kanalları

attachment.php?attachmentid=2105&stc=1&d=1180551875

Tiwanaku denizden 5000 metre yükseklikte bulunmaktadır.Bir çok kişi şu soruyu soruyor.Uçları hiçbir su kaynağına gitmeyen ( yakında su kaynağıda yoktur) bu su kanallarını insan neden yapsın? Bölgeyi tanımıyorlarmıydı? İlk defamı buraya gelmişlerdi?

 

Bolivya – Tiwanaku arkeoloji alanında, arkeologlar, gelişmiş depo sistemleri, kanallar ve su kanalları gün ışığına çıkardılar.Eserlere bakıldığında bu günkü teknik olanaklarla yapılanlar kadar iyiydirler.

 

Bu eserlerin tarihlenmesi konusu, tarih biliminde tartışmalara yol açmaktadır.Bazılarına göre burası dünyanın ilk yerleşim yeridir.Bazı güçlü göstergelere göre Olmekler, Tiwanaku kültüründen etkilenmişlerdi.

 

Olayın tartışma merkezi bulunan sanat eserleri hakkında değil, bazıları çifter çifter yerleştirilmiş kanallarla ilgilidir.Bu konuda çeşitli fikirler vardır.Daniken’e göre bu kanalların içinden “enerji kabloları” geçiyordu.Bununla tanrılar gelişmiş araçlarına enerji sağlıyorlardı.Bu vatandaş bazen gerçekten uçuyor gibi gelsede biz konuya devam edelim.

 

Ancak gerçekten bazı bulgular gösteriyorki, bu kültür elektriği biliyordu.Bir çok kalıntının arasında bulunan atılmış parçalar, bu insanların lehim yapabildiğini gösteriyor.Ayrıca maden eritimi ve gümüşle kaplama tekniklerinide biliyorlardı.Bu bilgi nasıl ortaya çıktı ve kaynağı nedir hala cevaplanmayı bekleyen sorular arasındadır.

attachment.php?attachmentid=2104&stc=1&d=1180551875

 

 

Machu Picchu

attachment.php?attachmentid=2106&stc=1&d=1180551875

Machu Picchu 1460 ve 1470 yılları arasında yapılmış olabilir.Deniz yüzeyinden 2700 metre yükseklikte kurulmuştur.Kesin olan şey burasının bir inanç merkezi olduğuydu.Ve güneş tanrısı İnti ‘ye atfedilmişti.Bazı araştırmacılar, yapıların bir kısmının M.S. 100 yıllarına ait olduğuna inanıyorlar. Eğer bu doğruysa, neden bu kadar her şeyden uzak ıssız bir yeri yapılarını kurmak için seçmişlerdir?

 

Peru’daki bu inanılmaz şehir ancak 1911 yılında keşfedildi.Bu İnka şehri, çok şükürki insanlık tarafından daha önceden keşfedilmediği için yağmacıları elinden kurtulmuş ve bir çok ayrıntısıyla sadece doğaya direnmek durumunda kalmıştır.Bu yüzden bakire bir antik şehir diyebiliriz.

 

Gelişmiş yapı gurupları, tapınaklar ve gözlem evleri yüzden fazla basamak (taraça) şeklinde yapılmış olup hiç bir yapı harcı kullanılmamıştır.Ayrıca su depoları ve itina ile yapılmış tarım alanları vardır.

 

Araştırmacı Maurice Chatelain’ e göre Machu Picchu’ nun yüksek dağların tepelerine yapılmasının (bu bir çok yapı için geçerlidir) 3 önemli nedeni vardır.

 

1. İnsanlık buz çaı sebebiyle gezegenin orta kısımlarına doğru göç etmiştir.

2. İnkalar’ın çok iyi bildiği astronomik bir sebebi vardı.

3. Çünkü “ uzay gemileri” kutup alanı yerine Ekvator kuşağında bir yere daha kolay iniş yapabilecektir.

 

attachment.php?attachmentid=2107&stc=1&d=1180551875

 

 

Venüs Rasathanesi

 

attachment.php?attachmentid=2108&stc=1&d=1180551875

İsabetli astronomik saat olan Venüs rasathanesi, araştırmacı Maurice Chatelain’in araştırmalarına ışık tutmuştur. Chatelain şu sonuca varmıştır : Binlerce yıl önceki atalarımızın astronomi bilgisi, 300 yıl önceki astronomların bilgisiyle karşılaştırıldığında ortaya devasa bir uçurum çıkıyor.Nasa uzmanı olan bu araştırmacı şunuda ekliyor ; Bir şey çok açık. Atalarımızın bu kadar geniş bir astronomi bilgisine sahip olması, kesinlikle kendi imkanlarıyla olmuş olamaz.

 

Maya inanç merkezi Chichen Itza’nın ortasında bugükü modern rasathanelere benzeyen Venüs gözlemevi bulunmaktadır.İçeride küçük merdivenle çıkılan kare pencereleri olan gözlem odası bulunmaktadır. Pencerelerin her biri çeşitli yıldız ve gezegenlere odaklanmıştır.Ve öyle sıralanmışlardırki güneşin mevsimlere göre hareketi rahatlıkla izlenebilmektedir.

 

Bir çok araştırmacı ortak bir soruyu kendilerine sormaktadırlar: Neden Mayalar bu kadar karışık ve isabetli bir takime ihtiyaç duysunlar?Bir görüşe göre bu takvim tarım için önemliydi.Fakat, onların gezegen hareketleriyle ilgili bilgileri açıklanamayacak kadar geniş ve dünya yılının hesaplanması bizim hesaplamamızdan dahada isabetliydi.Maya astronomları gökyüzünü bilimsel bir mantıkla incelemişlerdi.Acaba dünyadışı tanrıların tekrar gelecekleri günü doğru olarak hesaplamakmı istiyorlardı?

 

Erich Von Daniken gerçeği görmenin pek zor olmadığını iddia ediyor ve bu gerçeğin hikayesel tanrılar yerine, gerçek dünya dışı ziyaretçilerin olduğunu söylüyor. Mayalar bundan okadar emindilerki, bugün Mars’tan elde edilen veriler ışığında bu teori o kadarda inanılmaz değil.

 

Şimdilik bu kadar, devamı gelecek...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

-Kailasa Tapınağı-

http://ufonet.be/UZAYLISANATI/kailasa/kailasa.jpg

Kailasa Tapınağı, 8 ve 9. yüzyılda yapılmış olup, orjinalinde beyaza boyanmıştı.Bu rengin seçiliş amacı, dağların karlı doruklarını çağrıştırmak istenmesi olabilir.Eğer Mısır’ın büyük piramidinin beyaz kireç taşı dış cephesinin uzaylılar için bir fener vazifesi gördüğünü düşünürsek Kailasa Tapınağı içinde aynı şeyi düşünemezmiyiz?

Hindistan’ın Bombay ( bu günkü adı Mumbai’dir) şehri sınırları içinde bulunan Kailasa Tapınağı, muhtemelen dünyadaki tek parça kayadan yapılmış en büyük yapıdır. Tapınak yaklaşık 800.000 metre kare alana yayılmış ve adını üzerinde bulunduğu Kailasa dağından almıştır.Bu dağ, Tibet platosunda piramit şeklindedir.Eski Hint yazılarına göre burası uzayın orta noktası ve Tanrı Şiva’ nın oturduğu yerdir.

 

Tapınağın anlamı, yapımında gerektirdiği işçilik kadar büyüktür.Von Daniken, içinde , gökten uçan araçlarıyla ( vimana) gelen tanrıların konu edildiği eski hint kitabelerini araştırdı.Bu eski yazılara göre, atalarımız samanyolundan bir yıldızdan gelmişlerdi.Bir çok hindu tapınağında olduğu gibi buradada, tapınak taban planı bir kozmoz’u (uzay) anlatmaktadır.Tapınağın orantısı ancak yukarıdan bakıldığında anlamını kazanıyor gibi.Taki gök tanrıları geri gelince bu yapı kendini belli edecek.Kimbilir bunun için yapılmıştır belkide.

http://ufonet.be/UZAYLISANATI/kailasa/images/1_jpg.jpg

http://ufonet.be/UZAYLISANATI/kailasa/images/22_jpg.jpg

http://ufonet.be/UZAYLISANATI/kailasa/images/12_jpg.jpg

http://ufonet.be/UZAYLISANATI/kailasa/images/25_jpg.jpg

http://ufonet.be/UZAYLISANATI/kailasa/images/4_jpg.jpg

 

-Kitabeler Tapınağı-

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/kitabelertapinagi/kitabeler.jpg

Kitabeler tapınağı bilmecelerle doludur.Araştırmalar sırasında arkeologlar, buldukları mezar odasından, tapınağın iç kısmına giden bir merdiveni takip ettiklerinde tapınağın taban kısmına geldiler.Kimse bu gizli yolun ne amaçla yapıldığını çözemedi ancak bazılarına göre, Mısır Piramitlerindeki gibi mistik anlam içeren gizli yollarla benzerlik gösteriyor.

 

Palenque’ deki en meşhur Maya piramidi, en büyük sırrını 1952 yılında Meksikalı arkeolog Alberto Ruz Lhuillier ‘e gizli bir bölmede gösterdi.Kazılar sırasında ünlü lahit odası ortaya çıktı.Tapınağın yapısı dikkat çekicidir.Şu anda 25 metre olan tapınak o zamanlar çatısında 13 metre yüksekliğinde tarak şeklinde bir eklentiye sahipti.Anlaşılan uzaktan görülmesi için yapılmıştı.

 

Bu basamaklı tapınaklar, gök tanrılarının sunduğu bilgilere dayanılarak bire bir yapılmıştı.Bunun sonucunda bir çok astronomik ve matematiksel olgular ortaya çıkmıştır.Örneğin her basamak 52 yılı sembolize ediyordu.Von Daniken’in düşüncesine göre Mayalar bu gelişmiş şehirleri terk etmişlerdi çünkü, Yapıların inşası bittiğinde gök tanrıları geri geleceklerdi.Ancak o gün gelip, gelen gidenin olmadığını görünce inançlarını yitirip oraları terketmişlerdi.

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/kitabelertapinagi/images/temple%20of%20the%20inscriptions_jpg.jpg

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/kitabelertapinagi/images/Templo%20de%20las%20inscipciones_jpg.jpg

 

-El Castillo Tapınağı-

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/elcastillo/el1.jpg

Hala bir çok insan, burayı, yılan tanrısının gökten piramidin gölgesi aracılığıyla nasıl geldiğini görmek için ziyaret etmektedir.Bu tanrıları mistik kişilikler olarak görüyoruz ancak her geçen gün, dünya dışından ziyaretçilerin gelip eski kültürleri etkilediğine dair kanıtlar bulunmaktadır.

 

Meksika – Chichen Itza’ nın önde gelen piramidi dikkati çeken bir Maya astronomi bilgisini yansıtıyor.( Daha sonra bu bölgede yaşamış olan Azteklerin kana susamış gizemli tanrılarıyla karşılatırıldığında, birbirinden ne kadar farklı iki kültür oldukları anlaşılıyor.) Eski efsanelere göre, birzamanlar gök tanrıları Jaguar gibi vahşi hayvanları insanların üzerine salıyorlardı. Alan Alford’ın iddiasına göre El Castillo, vahşi hayvanlara karşı olan korkuyu simgeliyor. Ve yılan tanrısının dramatik bir şekilde dünyaya inişi ve tekrar ayrılışı konu edimiş.Şu saptamayı yapmış kendisi: “ İlkbahar ve sonbahar zamanlarında saat 17:00 ‘de piramitten yere dogru ielerleyen yılana benzer gölge belirir.Bu gölge yere ulaşınca tekrar basamaklardan yukarıya doğru çıkar. ”Bu teori piramidin içinde bulunan jaguar sunağı tarafından da desteklenmektedir.Eğer tapınak insanların tanrılara karşı olan korkularını ifade ediyorsa bu görevini layıkıyla yapıyor.Sadece güneşe olan bağlantısı ile değil, insan kurban etmeler ilede bu tapınak ilginçtir.

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/elcastillo/el.jpg

Tapınaktaki freskler

 

-Angkor Wat-

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/angkorwat/angkorwat.jpg

Angkor Wat 1860 yılında, tanrıların, gökyüzünün bir kopyası olarak yaptığı eski şehir hakkındaki duyumları alan Fransız Henri Mouhot tarafından yeniden keşfedildi.Sık yağmur ormanları tarafından saklanmış olan bu yapı bir çok soru işaretlerinide beraberinde getiriyor.

 

Angkor Wat Kamboçya’ da bulunan, 12. yüzyılda Khmer uygarlığı tarafından inşa edilmiş, dünyanın en büyük tapınak topluluğudur.Ayrıca gelmiş geçmiş en büyük inşaat emeği olarakda kabul edilmektedir4.Yapı Suryavarman II zamanında yapılmıştır. Hidistan’daki Hindu tapınaklarıyla büyük benzerlikler göstermektedir.Tapınak gökyüzünü simgelemektedir,Aynı zamanda göktanrıarının oturduğu yer olan Maru dağının fizik ve ruhsal gücünüde temsil etmektedir.

 

Bir çok yapı gibi burasıda çeşitli gizemler sunmaktadır bizlere.Çünkü Khmer topluluğu gelişmiş depo sistemlerine, kanallara ve halka açık binalara sahipken birden bire ortadan yok olmuşlardır.Angkor Wat yüzlerce yıl yağmur ormanlarının içinde ıssız bir şekilde öylece durmuştur. Buranın yerini bilen tek topluluk, buranın tanrılar tarafından yapıldığına inanan Budist Moniklerdi.Onların bu konuda haklı olup olmamaları bir yana burası bir çok gizemi barındırmaktadır.

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/angkorwat/images/14_jpg.jpg

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/angkorwat/images/11_jpg.jpg

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/angkorwat/images/15_jpg.jpg

 

-Anasazi Yerlilerinin Kaya Evleri-

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/anasazievleri/anas.jpg

Bazı kızılderili mitolojilerine göre askerler ve kız çocukları yıldız tanrılarından etkilenmişlerdir.Ayrıca ekin çemberleri konusunda bunarın yıldız insanları tarafından yapıldıklarına inanırlar.

 

Anasazi’ nin anlamı “ eski” dir.Bu isim Navajo yerlilerinin soyundandır.Bu eski topluluk 1300 yıllarına kadar Colorado’ da varlıklarını sürdürmüşlerdir.Anasaziler, içinde gerçek bir sosyal topluluğu bir arada barındıran, gelişmiş kaya evleri yapmışlardır.Yerli inancına göre onların geldiği yer eski bir uygarlığın olduğu merkezinde güneş bulunan bir yerdi.Bir çok geleneksel hikayeye göre yıldız insanları yeryüzüne bir çok işaret getirmişlerdi.Hemen hemen her kabile “gökyüzü ipleriyle” dünyaya gelen ziyaretçiler hakkında hikayelere sahiptir.

 

Kuzey Amerika’nın en erken yerleşimcileri hakkında çok az bilgiye sahip olmamız bütün bu konular hakkındaki soruları cevaplamamızı engelliyor.Tabiki diğer kültürlerde karşımıza çıkan insan – dünya dışılı ilişkisi buradada göze çarpıyor.

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/anasazievleri/images/19_jpg.jpg

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/anasazievleri/images/12_jpg.jpg

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/anasazievleri/images/3_jpg.jpg

 

-Cajamarquilla-

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/cajamarquilla/cajamarquilla.jpg

 

Her ne kadar en göz alıcı dünyadışılıların izleri olmasada, yazı dizimizi Peru’nun başkenti Lima’da bulunan bu yere kazınmış garip izlerle bitirmek istiyorum.Kimler tarafından ve ne amaçla yapıldığı bir sır.Orada yaşayan yerli halk turistlere buranın bir buğday ambarı olduğunu söylüyor.Fakat buğdayları bir kaç büyük çukurda taplamak yerine neden bu kadar çok ve küçük çukurlar açılsınki.

 

Bu çukurlar 21.yüzyılda olduğumuz halde hala ne olduğunu bilmediğimiz bir anlam taşıyorlar.

 

Hangi amaca hizmet etti bu çukurlar? Neden bu kadar çok sayıda çukra ihtiyaç duymuşlar? Ne anlam ifade ediyorlar? Bilim, tarihimizin derinliklerini aydınlatamadığı sürece bunun gibi sorular cevapsız kalacak.Ön yargısız bir kafayla, dünyadışı bir uygarlık veya uygarlıklar tarafından etkilendiğimizi kabul etmek o kadar zormu? Bilimadamları, (olmayan) maymundan insana geçiş yaratığını bulmak için uğraşsınlar veya evrim şarlatanları ürete dursunlar, geçmişimizi gerçekten anlamak için önyargılarımızdan kurtulmamız şart.

http://www.ufonet.be/UZAYLISANATI/cajamarquilla/cajamarquilla1.jpg

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...