Jump to content

05049. DOMUZ


MZ1vdnW0mtQ

Önerilen Mesajlar

spacer.png
Christien Meindertsma 1980, Hollanda'da doğdu. 2003 Yılında Eindhoven Tasarım Akademisi, Endüstriyel Tasarım bölümünü bitiren ablamızın, domuz ürünlerinin sanayide kullanım alanlarına dikkat çektiği koleksiyonudur:
PIG 05049

https://youtu.be/BRETz2F-heQ

Merhaba. Konuşmama iki soru sorarak başlamak istiyorum. İlki:
Burada kaç kişi domuz eti yiyor?
Ve kaçınız gerçekte canlı olarak bu yenilen eti üreten bir domuz gördü?
Hollanda'da, benim geldiğim yerde, gerçekte asla bir domuz göremezsiniz ki bu gerçekten de tuhaf. Çünkü, 16 milyonluk nufus içersinde, 12 milyon domuzumuz var. Ve tabii ki, bütün bu domuzları Hollandalılar yiyemez. Onlar yaklaşık üçte birini yiyor, geri kalanı ise Avrupa'daki çeşitli ülkelere ve dünyanın geri kalanına ihraç ediliyor. Çoğu İngiltere, Almanyaya gidiyor. Tarihsel olarak, bir domuz en küçük parçasına kadar kullanılacak ki hiçbir şey ziyan edilmeyecekti... Bunun hala gerçekten bu şekilde olup olmadığını merak ettim ve yaklaşık 3 yılımı araştırma ile geçirdim. Şu tek domuzu takip ettim: "05049" numaralı domuz. En başından yolun sonuna kadar takip ettim ve hangi ürünlerin yapımında kullanıldığını araştırdım. Bu yıllar içersinde, her çeşit meslekten insanla karşılaştım. Örneğin, çiftçiler ve kasaplar ki mantıklı görünüyor. Ama aynı zamanda alüminyum kalıp imalatçıları ile de karşılaştım, mühimmat üreticileriyle ve her çeşit insan ile. Beni asıl şaşırtan şey ise, çiftçilerin domuzlarından neler üretildiği konusunda en ufak bir fikirleri yok iken, tüketicilerin de (bizler gibi) tüm bu ürünlerin içersinde domuz varlığı konusunda fikirlerinin olmamasıydı. Benim yaptığım şey ise, tüm bu araştırmayı yapmak, ve bu tek domuz için bu bilgileri içeren bir ürün kataloğu oluşturmak oldu. Bu katalog aynı zamanda 05049. domuzun kulak etiketinin bir kopyasını da taşıyor arkasında ve yedi bölümden oluşuyor. Bölüm adları ise şöyle, deri, kemikler, et, iç organlar, kan,yağ ve diğerleri. Toplamda, 103.7 kg ağırlığında...

Size normal bir gün içersinde ne kadar sıklıkla domuz parçalarıyla karşılaştığınızı göstermek amacıyla kitaptan bazı resimler göstermek istiyorum. Gününüze muhtemelen duş ile başlıyorsunuz. Yani, kullandığınız sabunun içersindeki yağ asitleri kaynatılmış domuz kemiği yağlarından imal ediliyor ve bu ürün sertleştirici içerik olarak kullanılıyor. Ama aynı zamanda sabuna inciye benzer bir görünüm sağlıyor. Sonra, banyoda etrafınıza baktığınızda, birçok ürün görüyorsunuz şampuan, saç kremi, kırışıklık önleyici krem, vücut losyonu, hatta diş macunu. O halde, daha kahvaltı öncesinde, domuz ile pekçok kere karşılaştınız. Sonrasında kahvaltıda, domuz bizi takip ediyor, domuz kılları veya domuzun kıllarından elde edilen protein, hamurun zenginleştirilmesinde kullanılıyor. Yani, üreticinin söylemi ile: "zenginleşiyor" bildiğiniz gibi. Düşük yağ oranlı tereyağında, veya aslında düşük yağlı pek çok üründe, gerçek yağı çıkarttığınızda, lezzeti ve kıvamı dışarı atıyorsunuz. Dolayısıyla üreticiler bu ürünlere jelatin ilave ederek kıvamı muhafaza ediyorlar. İşe doğru evinizden çıktığınızda, yolun altında veya gördüğünüz binaların altında, çok muhtemel gazbeton bulunmaktadır, ki bu betonun çok hafif bir çeşididir ve gerçekte domuz kemiği proteinlerini içersinde barındırmaktadır. Aynı zamanda tam olarak tekrar kullanılabilir. Tren frenlerinin içersinde, (en azından Almanyadaki tren frenlerinde) frenlerde bulunan bir parça domuz kemiği külünden imal edilmektedir. Ve çizkek içersinde ve her çeşit tatlılarda, çikolatalı mus, tiramisu, vanilyalı puding gibi, süpermarkette soğutulmuş her şeyde, daha iyi görünmesi için jelatin bulunmaktadır. Çin seramiği (kemik küllü porselen) gerçek bir klasiktir. Elbette, Çin seramiğindeki kemik, porselene kısmi şeffaflık ve aynı zamanda sağlamlılığını vermektedir.

spacer.png


 İç dekorasyonda, domuz gerçekten çoğu yerdedir. Duvardaki boyanın içersinde, ama aynı zamanda parlaklık vermesi için. Zımpara kağıdında, kemik yapıştırıcısı aslında zımpara kağıdında kum ve kağıt arasındaki yapıştırıcıdır. Boya fırçalarında, domuz kılları kullanılır. Boya fırçaları için biçilmiş kaftandır çünkü kolay kolay yıpranmazlar.

spacer.png

 Bugün aslında size herhangi bir et ürünü gösterme planım yoktu çünkü tabii ki kitabın yarısında et ürünlerinden bahsediyorum. Hepiniz zaten hangi et ürünleri olduğunu biliyorsunuz. Ama bunu kaçırmanızı istemedim. Çünkü bu ürüne "porsiyon kontrollü et parçaları" deniyor ve süpermarketlerin dondurulmuş ürün satılan bölümlerinde satılıyor. Peki bu nedir...aslında biftektir. yani bi çeşit sığır eti, ama bir sığırı kestiğinizde ne olur (en azından endüstrüyel fabrika çiftçiliğinde) bir sürü küçük biftek parçaları ellerinde kalır bunları biftek olarak satamazlar. Yaptıkları şey ise bu küçük parçaların hepsini birleştirmektir. Bunun için domuz kanından elde edilen fibrin madddesini kullanırlar devasa bir sucukta birleştirirler sonrasında dondururlar ve ince dilimler halinde keserler ve bunu biftek olarak tekrar satarlar. Bu durum, ton balığı ve istiridyeler için de geçerlidir. Şimdi bifteğinizle beraber bir bira içiyor olabilirsiniz. Biranın mayalanma safyasında içersinde istenmeyen pek çok madde bulunur. Bu istenenmeyen maddelerden kurtulmak için bazı şirketler, birayı bir çeşit jelatin süzgeçten geçirirler. Bu sayede istenmeyen maddelerderden kurtulurlar. Bu yöntem, şarap hatta meyve suyu üretiminde dahi kullanılır. Aslında Yunanistan'da bir şirket var; hani şu sigara üreticisi olan... sigara filtrelerinde domuzlardan elde edilen hemoglobini kullanıyorlar. Onlara göre bu filtrede yapay bir akciğer yaratıyor. Yani bu aslında sağlıklı bir sigara. :) Enjekte edilebilen kollajen (veya 70 lerden bu yana domuzlardan elde edilen kollajen) kırışıklıkların içine enjekte edilmek suretiyle kullanılıyor. Aslında bunun temel sebebi domuzların insanlara oldukça benzer yapıda olmaları buna kollojen de dahil elbette. Şimdi bahsedeceğim şey ise, sanırım bulduğum en ilginç şey olmalı. Bu bir mermi. ABD deki çok büyük bir mühimmat şirketinden geliyor ve ben kitabımı yazarken tüm bu şirketler ile temas kurdum ve bana gerçek örnekler göndermelerini talep ettim ve gerçek numuneler. Sonra, bu şirkete bir e-posta gönderdim:
"Merhaba. Ben Christien. Bir araştırma yapıyorum. Rica etsem bana bir mermi gönderebilirmisiniz?"
Aslında onların benim epostama cevap vereceklerini dahi beklemiyordum. Ama cevapladılar ve şöyle dediler:
"Neden, epostanız için teşekkür ederiz. Ne kadar ilginç bir hikaye. Hollanda hükümeti ile bir bağlantınız var mı acaba?"
Bunun oldukça tuhaf olduğunu düşündüm, sanki Hollanda hükümeti birilerine e-posta gönderiyormuş.

Bulduğum bence en güzel şey ise (en azından benim en güzel bulduğum) kitabımda, stent. Aslında düşük teknoloji ürünü.. Aynı zamanda yüksek teknoloji ürünü olan düşük teknoloji. Çünkü aslında bir domuzun kalp kapakçığı. Ama yüksek teknoloji ürünü bir parçaya oturtulmuş metal bir kabuk. Bu, insan koroner damarlarına yerleştirilebiliyor açık kalp ameliyatına gerek duyulmadan ve doğru yere konulduğunda dış kabuk çıkartılıyor ve stent şu şekli alıyor. Bu noktada atmaya başlıyor, anında sihirli bir an adeta. Bunu yapan aslında bir Hollanda şirketi. Onları aradım ve sordum:
"Sizden bir kalp kapakçığı ödünç alabilirmiyim?"
Bunu üretenler çok heyecanlandılar şöyle cevapladılar:
"Peki, sizin için formalin ile beraber bir kavanoza koyarız, ve bunu ödünç alabilirsiniz."
Süper! Sonrasında haftalarca onlardan haber alamadım. Sonunda aradım ve sordum:
"Kalp kapakçığı verecektiniz ne oldu?"
Şöyle dediler:
"Şirket müdürü bu kalp kapakçığını almanıza izin vermedi. Çünkü ürününün domuzlarla ilişkilendirilmesini istemedi"

Kitabımdan size göstereceğim son ürün ise yenilenebilir enerji. Aslında ilk sorumda gösterdiğim domuzların hala son parçasına kadar kullanıldığının hala doğru olduğunu gösteriyor. Çünkü herhangi bir şey için kullanılamayan herşey, yakıta dönüşüyor ve yenilenebilir enerji kaynağı olarak kullanılabiliyor. Toplamda 185 ürün buldum. Bunların bana gösterdiği ilk şey, bizim bu domuzlara kral ve kraliçe olarak davranmayışımızın garip olduğuydu. İkincisi ise, bizi çevreleyen ürünlerin neden yapıldığı konusunda en ufak fikrimizin olmayışı. Siz benim domuzlara çok düşkün olduğumu düşünebilirsiniz. Ama aslında ben daha çok genel olarak hammaddeye düşkünüm. Düşünüyorum ki, ürünleriminiz arkasındaki şeylere daha iyi bakabilmemiz için yani, canlı hayvan, hasat, bitkiler, yenilenemeyen ürünler, ama aynı zamanda bu ürünleri üreten insanlar ilk adım tüm bunların varlığının bilincinde olmaktır.

Çeviri: Ersan Gunes
Gözden geçirme: Sancak Gülgen

 

spacer.png

Neyse ki ülkemizde helal/kaşer uygulamaları nedeniyle domuz ürünlerinin yerini sığır alıyor. Endüstriyel gıdalarda kıvam arttırıcı olarak, sığır jelatini. Sabunlarda sığır yağ asitleri (özellikle beyaz sabunlar), sosis, salam, sucukta inek memesi gibi kullanışsız doku parçaları... gibi.

MZ1vdnW0mtQ tarafından düzenlendi
youtube ekleme zımbırtısı nerde bulamadım?
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...