Jump to content

Marat’ın Ölümü – Jacques-Louis David


nevermore

Önerilen Mesajlar

18. yüzyılın en çarpıcı eserlerinden biri olan Marat’ın Ölümü, Jacques-Louis David’in de en ikonik resimlerinden biridir. Peki tabloya adını veren Marat kimdir? Neden ölüdür? Daha doğrusu neden öldürülmüştür?

marat-1.jpg

Jean-Paul Marat

 

24 Mayıs 1743’de İsviçre’de doğan Marat, Fransız bilim ve siyaset adamıdır. Belli bir süre tıp eğitimi alan Marat, 1789’da Fransız İhtilali’nin başlamasıyla bu kariyerini bir kenara bırakıp daha çok siyaset ile ilgilenmeye başlar. Eylül 1789’da L’ami du Peuple (Halkın Dostu) isimli bir gazetede yazdığı keskin ve sivri dilli yazıları ile dikkatleri üzerine çeken Marat, Fransız Devrimi’nde yoksul kesimlerin çıkarları için çalışır.

Halk egemenliğini savunduğu için halk tarafından sevilen bir isim olur ve bu sayede milletvekilliğine seçilir. Bir dönem ülkesi Fransa’dan Londra’ya kaçmak zorunda kalır. Bu esnada kalıcı tedavisi olmayan bir deri hastalığına yakalanır. Hayatının bir döneminde yargı önüne çıkar ve beraat eder.

Bu beraatten sonra halkın omuzlarında “100.000 kişinin kellesi kesilecek” türünden bir söylemde bulunarak şiddet yanlısı olduğu açıkça belli eder.

Paris’e döndükten sonra hastalığı yüzünden banyosunda çalışmaya başlar. Dönemin siyaset ortamının en etkin isimlerinden biri olan Marat, 13 Temmuz 1793’de banyosunda çalışırken Charlotte Corday isimli karşı görüşü destekleyen bir kadın tarafından öldürülür.

Charlotte Corday, Marat’ın evine gelip elinde önemli kanıtlar olduğunu ve göstermek istediğini söyler, Marat’ın eşi her ne kadar bu duruma karşı çıkıp kadını eve almak istemese de Marat onu o sırada çalıştığı banyosuna kabul eder. İkili bir süre konuştuktan sonra Corday üzerinde sakladığı ekmek bıçağını Marat’ın göğsüne saplar.

Marat olayın şoku ile eşine seslense de yarası derindir ve kan kaybından ölür. İşlediği cinayetten dolayı tutuklanıp yargılanacağını bilen Corday, giyotin cezasına çarptırılır ve cinayet için “Ben, 100.000 kişinin kellesini kurtarmak için 1 kişiyi öldürdüm” der.

Jacques-Louis David

 

1748’de Paris’te doğan Fransız ressam Neoklasik akımının öncülerinden biridir.

Fransa’nın siyasi açıdan en yoğun döneminde yaşamış ve Napolyon’un portrelerini yapmıştır. Fransız sanatına katkıda bulunan ve geniş kitleleri etkileyen sanatçıların başında gelir. Roma’da resim dersleri almış, Rönesans’ın büyük ustaları Raphael ve Caravaggio’dan etkilenmiştir.

Jacques-Louis David, Marat’ın yakın arkadaşıdır ve 12 Temmuz günü yani Marat’ın ölümünden bir gün önce onu evinde ziyaret etmiştir. Daha bir gün önce ziyaret ettiği arkadaşının ölümünden çok etkilenen ressam, onu ölümsüzleştirmek adına bu tabloyu resmetmiştir.

marat.jpgJacques-Louis David, The Death of Marat, 1793Marat’ın Ölümü Tablosu

 

Ressam Jacques-Louis David’in başyapıtlarından biri olan Marat’ın Ölümü huzur ve hüznü aynı anda içinde barındıran bir eserdir. Bu eser, birçok sanatçıyı etkilemiş olmanın yanı sıra defalarca kopyalanmış hatta tiyatro sahnelerinde seyirciyle buluşup ikonik bir figüre dönüşmüştür.

İzlediğimiz tabloda ressam, ölen en yakın arkadaşını bir anlamda şehit olarak görür ve onu herkesin bu şekilde hatırlamasını ister. Bu yüzden Marat’ın ölüm anında acı, kan, şiddet yoktur. Onun yerine sade bir arka plan, tek yönden gelen, Marat’ın omzunu ve yüzünü aydınlatan ışık, sakin bir yüz hali vardır.

İşlediği konu açısından ürkütücü olsa da bu tablo izleyen kişide korkunç bir izlenim bırakmaz. Eserde şiddet ögesi taşıyan iki şey vardır; Marat’yı öldüren bıçak yarası ve cinayet aracı olan, yerdeki kanlı bıçak.

Ressam cinayet silahı olan bıçak ve Marat gibi bir gazetecinin “silahı” olan kalemi yan yana resmederek aralarında bir anlam bütünlüğü oluşturmuştur. Aynı zamanda bu bıçak ve kalem akıl ve şiddet ikilisine bir gönderme de olabilir.

siyah-696x343.jpgJacques-Louis David, Marat’ın Ölümü, DetayTabloya baktığımız zaman dikkatimizi çeken ilk şey hüzünlü ifadesiyle Marat oluyor. Marat’yı göğsüne bir bıçak darbesi almış halde, beyaz çarşaflı küvetinin içinde son nefesini vermiş olarak görüyoruz.

Marat, bir dönem kralın askerlerinden kaçıyor ve kanalizasyonlarda saklanıyor. Bu kaçış onda tedavisi olmayan bir çeşit deri hastalığına yol açıyor. Yakalandığı bu hastalığı yatıştırmak için gününün çoğu vaktini evde, su dolu küvetinde geçiriyor. Kafa derisini rahatlatmak için ise sirkeye batırılmış bir örtü kullanıyor.

mart.jpg

Küvetteki vakitlerini yazarak değerlendiren Marat’yı bu eserde de çalışma masanın başında görüyoruz. Küvet onun için bir nevi çalışma odası haline geliyor. Tabloda gördüğümüz, üzerinde “A Marat, David, I’an deux” yazan çalışma masası küvetinin hemen bitişiğinde. Ressam “A Marat, David, I’an deux” yazarken bunu sadece bir imza olarak yazmamış, bu aynı zamanda tabloyu arkadaşına ithaf etme şekli. Marat‘ın devriminin 2. yılına bir gönderme.

Ölümün Keskinliği

 

Ressam arkadaşının ölüm anını ölümsüzleştirirken gereksiz detaylardan kurtulmuş, ön plana Marat’yı çıkarmış. Bunu hem ışıkla hem de arka plandaki sadelikle gerçekleştirmiş.

İzlediğimiz ölüm anı çok taze. Marat’ın son nefesinin üzerinden saniyeler geçmiş, bedeni yaşam ve ölüm arasında. Özellikle figürün kayıp giden kolu ölümün keskinliğini en çok yansıtan ayrıntı. Marat’ın bedeninde ölümün sıcaklığı ve canlılığı okunuyor.

Bedeni esnekliğini yitirmemiş gibi, mektup hala ellerindeyken sağ kolu güçsüz bir şekilde yere uzanmış. Bu kol bize Klasik Roma dönemi heykellerini anımsatmasının yanı sıra Marat’ın politik duruşunu da bir gönderme yapıyor.

Neoklasizm akımının öncülerinden olan ressam, Marat figürü ile klasik Rönesans figürlerine atıfta bulunuyor. Onlardan esinlendiği çok açık. Marat’ın duruşu ve bedeni Michelangelo’nun Pieta’sını ve Caravaggio’nun “İsa’nın Mezara Konulması”nı akıllara getiriyor. David için arkadaşı Marat da tıpkı İsa gibi bir şehit.

dfg-696x376.jpg

Figürün dudaklarındaki acı-tatlı gülümsemesi de çarmıhtan indirilen İsa’yı akıllara getirmekte. O da İsa gibi hüzünlü ve huzurlu.

Marat‘ın sol eliyle tuttuğu kanlı kağıt, Corday‘ın kendisiyle görüşmek için yazıp eve giriş için kullandığı dilekçedir. Corday, dilekçesinde “13 Temmuz 1793. Marieanne Charlotte Corday’dan yurttaş Marat’a. Mutsuz olduğum için sizin kaderinizi tayin etmeye hakkım var.” diyor. Masada görülen kağıtta ise şu satırlar yazılı; “… bu çek, kocası bu ülkeyi savunurken ölmüş beş çocuk annesine verilecek.”

ka%C4%9Ff.jpg

Marat’ın ölüm yılı olan 1793 yılına tarihlenen tablo günümüzde Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi’nde sergilenmekte.

“David için Marat, korkakça öldürülmüş bir devrim kahramanıydı.”

 

KÜBRA NUR KALKAN

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...