Jump to content

Süper kahraman filmlerini neden sevmiyorum


BayParadoks

Önerilen Mesajlar

Evet , bunun için bir konu açtım.

 

 

Bir zamanlar çizgi romanlarını ellerimden düşürmediğim ve sinemaya yansımasını hayal ettiğim süper kahramanları, artık sineme evreninde görmekten bıkmış , kullanış biçimlerinden tiksinmiş durumdayım.

Şöyle genel olarak süper kahraman filmlerine bakıp , birbirinden ayıran şeylere bakmaya çalıştığnızda kötü güçler tarafından ele geçiriliyor olanın bir şehir bir ülke veya dünya olması dışında farklılıklar bulmak zor.

Tanrısal güçleri ve yüzsüz yaratıkları, robotlarıyla dünyayı ele geçirmeye çalışan kötülerin modası geçsin artık demiyorum.

Batıdan yabancılaştırmayı kullanarak siyah beyaz ahlak anlayışlarıyla zayıf,geri zombi olarak gördüklerini ezişlerini kahramanlaştırması dışında bir şey ben zaten beklemiyorum.

İçimizdeki hayvanın toplumun tabularını yıkma ve varoluşunu gerçekleştirme arzusunu , pornolardaki karakterlerin gözünden izleyerek tatmin etmeye çalışması gibi ,

Hayatlarımızda giderek eksilen ; gücü ve anlamı tatmin etmek için süper kahramanları kullanılıyoruz.

Tabi yalnızılığımızı sosyal medya ile tatmin etmeye çalıştığımız gibi durumu yüzeysel olarak dahi çözmüyor.

-Marvel gibi firmaların bu filmleri , bize güçlü karakterler ve güzel görünüşlerin nasıl olması gerektiğine daiir ideal bir portre yada her zaman politik ajanda yapmaya çalıştıklarını düşünmüyorum.

Senaristlerin ve yapımcılarının işlerine politika ve propaganda aracı yerine para kazanmaya devam ettikleri sürece yapmaya devam edecekleri bir yatırım olarak baktıklarını düşünüyorum, yani filmleri ideolojiler için değil , ideolojileri film için kullanıyorlar.

İdeolojileri bir ürün gibi sınıflandırıp bunu sinemada en çok tüketecek insanlara tükettirmeye çalışıyorlar.

Olay sadece süper kahramanlarında değil genel olarak yapılan ;

-Daha önce yapılmış baş rolü erkek olan bir film al ,

-Karakteri kadına çevir.

-Boom! Feminism.

Güçlü kadın örneği olarak empoze edilmeye çalışan kadınlar ise daha erkeksi kadından fazlası değil.

-Baş rolü beyaz olan bir film al.

-Zenci yap.

-Boom! Diversity.

Yeni bir film yapmak yerine olan çizgi romanları/kitapları/filmleri yeniden yapmalarının nedenlerinden bir tanesinin yeni bir hikaye yazmanın , bilinirliği olan bir şeyi kullanmaktan daha riskli olması.

 

Feminism ve Diversity’nin kullanılması ise , eleştiri çapında kredisi olan insanların film eleştirilerini cinsiyetçi ve ırkçı etiketleri korkusuyla yapamayacak olması.

Yaptıkları şey , iş dünyasında beyaz yakalı ofis çalışanı karşılığıdır.

Garantiye ve paraya oynarlar.

Risk ve sanat bir parçaları değildir.

 

Süper kahramanlar markalaşmış tanrılardır.

Belirli kültür ve ideolojilerdeki topluma satılmak üzere tasarlanmış , asfalt yoldan daha az derinlik içeren ürünler.

 

Kahraman anlayışı , kötü kavramı , arketipler , kimlik bunalımı vs. konuyu genişletmeyi düşünüyorum.

 

Yazacak bir şeyler arıyorum çaktırmayın.

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben daha önce bu dizinin fragmanını gördüm fakat anlamamıştım dedim nereden tanıdık geliyor.

Çizgi roman'dan uyarlama bu , bir noktadan sonra çok çirkinleşiyorlar diye bırakmıştım.Dizi yapılmasını bekleyeceğim son şeydi , çizgi romanda süper kahramanlara dayanabilsin diye bazı kadınlara güçlendirici serum veriyorlardı bir genel evde , x-mende okul kurucusu charles xavier'in pedofili versiyonu bu tarz bir çok şey.

Yaparlarsa yenilikçi olur.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Evet , bunun için bir konu açtım.

 

Bir çok noktada yazdığım şeyler gereksiz politika ve başkalarının görüşlerini kendiminki sanarak yazmak olmuş neredeyse her insanın her zamanın yaptığı gibi.

 

Süper kahramanlar markalaşmış tanrılardır.

 

Bu kısım hariç. .

 

Bu hikayerler modern mit görevi görüyor ve mitolojideki kahramanlar toplumun değerlerini yansıtıyor. Erdemsiz yada değerleri olmayan bir insan yok kendi değerlerinin farkında olmayan insanlar var.

En basitinden bugün nihilist olarak kendini tanımlayan genç arkadaşların yanında takip ettikleri dizileri sevmiyorum deyin yada karakterleri eleştirin hayatları pahasına argümana girmeye çalışacaklardır.

 

Entertainment (eğlenceyi) değerler pirmamidimizde en üstllere yerleştirdiğimizi sadece toplumda değil kendimde de görüyorum.Hep mi böyleydi? bilmiyorum ama aşağılara göndermek istiyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ben filmlere janraları bazında bakmak yerine yönetmen odaklı olup olmadıklarına bakmayı yeğliyorum. Günümüz sinemasının Hollywood dominasyonunda olduğu bir gerçek ve Hollywood'da iki tür film yapıyorlar. Biri "Yönetmen Filmi" diğeri ise "Komite - Yapımcı Filmleri" . İkincisi gram ilgimi çekmiyor. Konu çizgi roman sineması olduğu için güncel olanlardan örnek verecek olursak "Marvel Cinematic Universe"ün Phase 1 filmleri orta halli, geri kalanı ise hayran söğüşleme filmleri benim için. Suyun karşı yakası DC ise olaya auteur odaklı başlamıştı, Man of Steel, Batman v Superman Dawn of Justice, sinematik evren öncesi çizgi roman filmlerine yeni bir bakış açısı getiren The Dark Knight üçlemesinin etkisi altında (Tabii ki Goyer ve Nolan doğrudan el atması ve Snyder gibi vizyoner bir adamın başta olması sebebiyle) harika bir başlangıç yapmış ancak "Neden gülmüyoruz?" diye ağlayan eleştirmenler sonrası Suicide Squad, Wonder Woman, Josstice Leak, Aquaman, SHAZAM, Birds of Prey gibi görece daha eğlenceli ve basit filmlere dönüş yaptılar. Ancak geçmişe bakacak olursak yine aynı janrada Sam Raimi'nin Spider-Man serisinde (özellikle 2. filmde) dram ağırlıklı, başarılı işler çıkardığını görebiliriz. X-Men filmleri de ha keza iyi başladı, çamura sardı, Logan ile efsane bir kapanış yaptı, Disney'in makasından geçen Dark Phoenix'i saymak istemiyorum. Gelecek olan New Mutants filminden ise Disney sebebiyle hiç bir beklentim yok, 13 yaş izlesinde ne olursa olsun mantığı ile makastan geçmiştir illaki, zaten 10 kere ertelendi. Yine yakın tarihte Webb'in The Amazing Spider-Man'leri cesur filmlerdi, aksiyon-dram harmanı iyi yedirilmişti. Üçlemeye dönüşmemesi yazık oldu. Tekrar eskilere dönecek olursam Blade serisi, Hellboy (Del Toro'nun çektikleri, hoş sonuncu çekilden de gore yönünden sağlamdı) , 300, Watchmen, V for Vendetta, From Hell, Kick-Ass (büyük oranda birinci film) gibi filmler janranın bugün çizilmeye çalışılan sınırları içinde kalmamış, oldukça başarılı filmlerdi. Zaten görece olarak başarılı saydığım filmlere bakarsak Christopher Nolan, Zack Snyder, David S. Goyer, Guilherme Del Toro, Bryan Singer, Sam Raimi, Jon Favreu gibi "Yönetmen odaklı" filmler çeken isimleri görüyoruz. Yoksa mevcut MCU tamamiyle Kevin Feige'nin kukları olan yönetmenlerden ibaret.

 

Süper kahramanlar markalaşmış tanrılardır, söylemine katılmakla beraber normal olduğunu düşünüyorum. Keza bir çoğu yaratılırken, Tanrı, Peygamber gibi dini mitlerden ilham alınarak yazılıyor. Özellikle DC Comics'te Yunan Panteonu'nu çok net hissedebilir herkes. Ben çizgi roman filmlerini seviyorum, hatta küçük çaplı bir DCEU film arşivimde var ancak dediğim gibi içlerinde özel olanlar çok az ki bu da normal bir şey. Binlerce dram filmi çekiliyor ama senede 10 tanesi çok iyi olarak anılıyor. Veya gerilim, aksiyon, komedi janraları da böyle. Çizgi roman filmleri içinde aynı şey geçerli. Yüzlerce çekilmesi çok bir şey ifade etmiyor, içlerinden çok az bir kısmı iyi oluyor. Son dönemde janraya has bir hayran kitlesi oluştuğu için göze batmaya başladı. Keşke hep kaliteli çekilseler ama olmuyor. Cathy Yann gibi auteur odaklı olduğu bilinen, geleceği parlak bir yönetmen bile Berg, Emmerich, Johns gibi yapımcıların altında ezildi ve R-Rated BoP filminde doğru düzgün kan göstermeden mevcut SJW politikalarını pohpohlayan bir film çekti. Margot Robbie gibi dönemin en ünlü yıldızlarından biri baş rolde, Ewan McGregor'un ana kötü olduğu ve çizgi roman filmleri janrasının coştuğu şu zamanda bile 200 milyon dolar gişe yapabildi.

 

Sözün özü, sinema, janradan bağımsız bir sanattır ve hikayesini anlatmak isteyen, düzgün bir mesaj verme kaygısı olan her yönetmen, her filmde bunu başarabilir. Ancak ekmek kapısı diyip, yapımcıların her dediğine he demek zorunda kalıyorlar, orası da bambaşka bir dünya diyebilecek pek bir şey yok.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bıktık artık çünkü, arzumuz vardı ve o kadar çok tatmin oldu ki ya daha üstü daha fazlası olmalı yada yepyeni bir heyecan, biz insanlar haz alma makineleriyiz. Acıdan kaçarız hazza koşarız. Arzular oldukça her şey tatlı gelir heyecanlı gelir fakat arzuladığın şeye ulaştıktan bir süre sonra artık o haz kaybolur ve haliyle artık arzuladığın o şeyi de eskisi kadar arzulamıyor olursun, haz arzu kısacası birbirini iptal ediyor ve tatmin oldukça hayattaki bir çok şey anlamını kaybediyor, sonu gelmez bir bataklık gibi, sürekli bir diğerinden bir diğerine koşa koşa da bu hayatı harcıyoruz işte. Basit kodlanmış bir makine gibi, hazza koş acıdan kaç, bir bakmışsın ömür bitmiş ama koşacağın hazlar bitmemiş. Asıl soru hayatımızın sonuna kadar bir türlü tatmin olamadığımız arzularımızın peşinden koşmak mı? Benim haz aldığım arzuladığım şeyler neye göre belirleniyor ? Arzularımı kendim belirliyor olsaydım eğer gelişmek istediğim bir konuda arzumu odaklar ve her isteyen insan gibi başarıya ulaşırdım. Fakat duyduğumuz arzunun ölçeği pek bizim elimizde değil gibi. Haliyle bu adamlarda yapacak yeni bir şeyler bulamıyor gibiler ve temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp laciverdini önümüze koyuyorlar. Sinema sektörü olduğu gibi bir çok sektör şu an durma noktasında, mesela cep telefonları, yeni olan ne var ? Daha fazla ram daha fazla hafıza daha fazla Mah, Cpu Gpu bla bla bla. Resmen musluğun suyu kesildi ve artık o ilham eskisi gibi akmıyor. Oyunları bile remake yapmaya başladılar, aynı filmleri tekrar çekiyorlar, devamına lüzum olmayna filmlerin devam filmleri geliyor, çünkü yeni bir fikir olmadığı için daha önce işe yaramış olan şeylerin üstünden gidiyorlar çünkü dertleri almak, haz almak, kısacası para kazanmak, kazanacak ki haz alacak. Bu bir çıkmaz ve bir gün patlayacak. Ömrün bittiği gibi bir çok sektörde yavaşlamaya yeni fikirlerle ortaya çıkamamaya başladı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sorun endüstriyel sistemde, bu sistem risk almayı sevmiyor ama sanatçı risk alandır. Bugün Kevin Feige diye bir adam türedi, çizgi roman filmi çekme formülü diye bir şey buldu, formül dediği de aksiyon komedi yeni bir şey değil yani ve algı yaratmakta üstüne olmayan medya bu formülün dışındaki her çizgi roman filmine tu kaka dedi. Geçen Dune filminin görselleri yayınlandığında insanların "Neden çok karanlık?" , "Karakterlere öncelikle solo film çekmeliydiler." , "Herkesin suratı asık, gülmeyecek miyiz?" şeklinde yakındıklarını gördüm, PES! dedim. Ama ne bekliyoruz ki, Ragnarok gibi muazzam bir dram olacak kıyamet hikayesini Recep İvedik tadında komediye çevirdi Taika ve yüzyılın alkışını aldı. Ben firmalara kızmıyorum, ne para getiriyorsa ona koşuyorlar. İnsanlar gerizekalı, kalite değil ucuzluk istiyorlar. Netflix geçenlerde en çok izlenen filmlerini yayınladı, Irish Man, 4 ya da 5. sırada... Ben olsam bende risk almam...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...