Jump to content

adEda

Önerilen Mesajlar

Görünüşte tüm çabası kelebek olmaktı, yine de bir keresinde tırtılın bundan korktuğuna dair bir sır fısıldadığını anımsıyorum. Etrafını saran buhar ve duman, ardındakinin kim olduğunu gizliyordu elbet. Fakat yine buhar ve yine dumandı tırtılın orada oluşunun kanıtı. Sanki hem amacı hem de dile getirdiği gerçek doğası gereği bulanık ve her şeyden önce, var olduğu için bir sırdı. Endişe dolu bakışlarımı sezmiş olmalı. "Benim kafam seninkinden de karışık" dedi, "ama bu denli endişe duymamayı öğrendim.", sonra derin bir nefes aldı ve ardından görüş daha da bulandı. Gözlerim daha az yanıyordu sanki. İlk kez o zaman insanın gerçeğin iki başlılığına ne denli alışabileceğine dair bir fikrim oluştu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Birgün koşudan çok yorulduğumu, bitkin düşüp öksürüklere boğulduğumu hatırlıyorum. Çıkarttığım ses tilkiyi ürkütmüştü. Kuyruğu bir sopa gibi dümdüz kesilip de bana sapladığı bakışları unutmam mümkün değil. Yargılanmak hiç adil görünmemişti o an, epeyce zoruma gitmişti. Karşılaşabileceğim tüm tehditlerin fikri bir bulut gibi başımı sardı. Tilki doğası gereği hemencecik yumuşattı bakışlarını, kuyruğunu indirdi ve yanıma sokuldu, gözlerini kısarak gülümsedi. "Bu ürkekliği kim benden iyi tanıyabilir ki?" dedi. Her şeyin karmakarışık olduğunu söyledim. Bu kez ürkek doğasıyla çelişir gibi dursa da yanıldığımı söylemekten hiç çekinmedi; "Demek buradaki kaosu cehennem sanıyorsun!". Yukarıda düzen karşılığında cennetin vadedildiğinden veya kaosun cehennemden getirilmiş bir ateş olduğuna inanıldığından hiç bahsetmedim, onun yerine "Bu yeryüzünü cennet yapmaz öyleyse?" diye sordum. "Elbette..." dedi, yeryüzüyle ilgilenmiyor, hatta varlığına inanmıyordu sanki.

giphy.webp

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hem sinir olup hem de sevdiğim çizgi filmlerden biriydi Bugs Bunny. En çok da Bugs Bunny'nin evini severdim. Küçükken 'benim de böyle bir evim olsa...' derdim içimden... :D

 

 

Ben neredeyse hiç izlemedim Bugs Bunny, ama sahiden de gıcık bir yanı var. :D

Ben Arnold'ın odasına imrenirdim. Tavanına daha doğrusu. :rolleyes:

https://lh3.googleusercontent.com/proxy/SWo1myHMz7EKRKOKJprXKHd2ZuqE0_F7IogoqlD0_3FRT5V3N1ibaUYhO9_7PS9_YJZ-I7-67ixL8-ro9JrTgnAUvh42H3cxel5SzVtXjQ=w441-h334-nc

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kafamı tavşan deliğinden çıkarttım. Etrafım birsürü gözle çevriliydi. Daha önce bana değer verdiğini söyleyen bir ses "Demek kaçıyorsun," dedi, "hep kaçıyorsun." Kaçmıyordum. Her şeyin bazen baş edemeyeceğim kadar karışık bir hal almasının nedeni kaçmıyor oluşumdu oysaki. Bunu biliyordum ama anlatamazdım, kanıtlayamazdım; buna gücüm yetmezdi; buna gücüm yetecek olsa, deneyecek hevesim yoktu. Bu yüzden hakkımda söylenen, bir çok şeyden çok zoruma gidiyordu. Düpedüz saldırıydı duyduklarım, kimsenin haberi yoktu. Yine de "Sen öyle sanıyorsun." demek isteği uyanmadı içimde, biraz olsun uyanmadı... Aralarında dolaşmaya devam edecektim yine, biliyordum ama kalbim bu kez daha da çok küsmüştü. Şüphesiz bundan da bi' haber olacaklardı. Konuşsaydım yeryüzünden kaçmak için delikten atlamadığımı söylerdim. "Her şey çok sahte burada, her şey aynı, her şey çok durağan, her şeyin ardını görüyorum sanki... İlgimi ne çekebilir ki? Yüzleşemeyeceğimden değil, yüzleşmeye değer bir şey olmadığından..." derdim. Konuşsaydım herkesi ifşa etmiş olurdum. Konuşsaydım, kendimi savunsaydım bu bir saldırı olurdu. İçim huzursuzca kaynıyordu. Tepkisiz kaldım. "Bu insanlar, kendimle dalaşırken aynada gördüğüm yüz ifadelerinin beşte birini görmemiştir suratımda." diye düşündüm soğukkanlı bir şekilde. Soğukkanlı bir şekilde... ama içim hala kaynıyordu. Soğuk soğuk terliyor olduğumu fark ettim. Telaş içinde gözlerimi açtım. Kafamın üstüne bir spiral dönüyordu. Üzerimde binlerce karınca yürüyordu. Gariptir, sanki hiç biri aynı yönde hareket etmiyordu. Tilki uyandığımı görünce hoplaya zıplaya yanıma geldi. Karıncaları saniyeler içinde defetti. Merakla gözlerimin içine baktı. "Başıma gelenler... ve bir de benim kurup durduklarıma bak..." dedim. Hemen anladı. "Mesele kaderimse Tanrı benden insaflı ya!" diye afilli bir laf edecektim, ağzımdan kederli bir şey çıksın istemedim. Buna gerek yoktu.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi... Ama bitecek! Bitecek, hiç yeniden başlamayacakmış gibi. Öyle başlayacak ki gelecek, geçmişin parçası değilmiş gibi. Biz bunu abartacağız, mızmızlanıp şöyle diyeceğiz: "Bugün, dünün kafesinde!". İnanacağız da buna, sahiden öyleymiş gibi. Bir küsüşüp bir barışacağız hayatla, muhattabıyız sanki...

Anahtar kafanın içinde! Hatta burası kafanın içi belki de... Görünür bir hali."

"Kimsin sen?"

"Söyleyene kadar yalan olurum! Görmüyor musun, değişiyorum?"

 

awm31FtijaWT-Qzn7_SlwJrtQbQh1E2eEwp7vDtfSv1qwYuZedW2d0i4prrpsWfxAiZn086hHZ0Esgn9mUcV1_ZB81U_E76YMLCH-jeF8mrKev_dJZJkdmNrmWrDbuEGWnhMuw=w511-h288-nc

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Breathe, breathe in the air

Don't be afraid to care

Leave, but don't leave me

Look around, choose your own ground

For long you live and high you fly

And smiles you'll give and tears you'll cry

And all your touch and all you see

Is all your life will ever be

Run, rabbit run

Dig that hole, forget the sun

And when at last the work is done

Don't sit down, it's time to dig another one

For long you live and high you fly

But only if you ride the tide

And balanced on the biggest wave

You race towards an early grave

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

"Demek eğlenceli ama pesimist olduğunu söyledi ha?"

"Haklı olabilir elbette ama hayır, böyle düşünmüyorum. Ben tüm bunlardan ibaret değilim ki... Yalnızca memnuniyetsizlikten, bu koşudan, yukarıdaki dünyaya olan öfkemden oluşmuyorum ben. Bunu anlatması oldukça zor, fakat deneyeyim. Mesela bazen insanların üzerimde sahip olabileceği tüm etkiye yok sayıyorum veya eğer çabasızlığı bir an olsun deneyimleyebilirsem aslında hayatın ne kadar da- Heey? Hey! Neredesin? Yine nereye gittin? Aahh! Bu kadar bencil olmak zorunda mısın? Gözlerimin içine bakıyorsun, tam içine! Tüm dikkatinle dinliyormuşçasına tam olarak gözlerimin içine bakıyorsun! Ya sonra? Bir bakıyorum ki yalnızca bir kuyruğa konuşuyorum. Kıvranan bir kuyruk! Sanki anlattıklarımdan kaçmak istiyormuş gibi kıvranan bir kuyruk... Kırıcısın. Bencilsin. Sinir bozucusun! Aklına eseni söylüyorsun ve bir anda ortadan kayboluyorsun. Ben seni anlamaya çalışıyorum ama sen beni gerçekten dinlemiyorsun bile. Bana birini hatırlatıyorsun... Sanki, hatta sanki yukarıdaki herkes böyle yapıyor. İnanamıyorum, bu numarana kanan var mı sahiden? Gerçi her insan buna biraz kanıyor... Ahh! Boşlukta çığlık atmayı yeğlerdim belki. Neredesin? Hangi deliğe girdin?"

286823_thumb.png

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...