Jump to content

Sürüngen İnsansılar


Buda Jo Red

Önerilen Mesajlar

“Illuminati; dünyayı yöneten komite, binlerce yıl önce dünya dışından gelensürüngen bir ırk ve insanların üremesi sonucu ortaya çıkan melezlerden oluşur.”

David Icke

 

 

Dinazoradamlar (dinosauroids), kertenkeleadamlar (lizardmen), Draconialılarve Saurialılar gibi ifadeler de kullanılmaktadır. Sürüngen insanımsılar,doğaüstü güçlere sahip ve zekaca çok gelişmiş sürüngen-insan karışımıvarlıklardır. Mitolojide, bilim kurguda ve okült çevrelerde geçen birkavramdır. Bu teorilerden bazılarına göre Alpha Draconia adı verilen bir yıldızsisteminden gelmişlerdir. Riley Martin, John Rhodes ve David Icke gibi komployazarlarının kitaplarında bu yaratıklardan bahsedilmektedir.

Komplo yazarı David Icke, dünyayı ve insanlığı kontrol altında tutan birsürüngen insanımsılar grubundan bahsetmektedir. Hayli ileri bir iddiasına göreGeorge Bush ve İngiliz Kraliyet ailesi bu sürüngen insanımsılar soyundandır.

 

 

David Icke, 1990′dan beri, “dünyayı gerçekte kim ve ne kontrol ediyorkonusunun full–time araştırmacısı” oldu.

Icke, Dünyanın “Elit” veya ” Illuminati” olarak adlandırılan gizli bir gruptarafından yönetildiğini söylüyor. Gizli dünya hükümetinin, Babil Kardeşliğiolarak bilinen Reptilian insansılar (sürüngen) ırkından oluştuğunu ve George W.Bush, Kraliçe Elizabeth II ve Kris Kristofferson dahil, bir çok seçkin figürüngerçekte Reptilian olduğunu yazdı.

Icke, Rothschild ailesi olarak bilinen küçük bir Yahudi grubunun da“Reptilian soyundan” olduğunu, Adolf Hitler’i finanse ettiğini ve…NazilerinMusevi katliamını desteklediğini iddia etti. Icke, Rothschild’ların Yahudideğil, reptil (sürüngen) olduğunu belirtti.

 

 

Icke, dünyayı uzaylıların yönettiğini söylüyor. Bu uzaylı sürüngen-insanmelezlerinin de köklerinin Orta Doğu’da, yani Türkiye, İran ve Irak’ın birbileşimi olan bölgedeki dağlarda yerin altında olduğunu ve oradan çoğalıpdünyayı kontrol altına aldıklarını anlatıyor. Tarihin çeşitli dönemlerinde aynıbölgeden tekrar tekrar çoğalıp yayıldıklarını söylüyor. Başka bir yazısında dabunların yerin altındaki mağaralarda yaşadıklarını söylüyordu.

 

 

Gizli hükümet

Icke’nin fikirlerinin kalbinde, dünyanın Rockefellers and the Rothschildsgibi bankerler ve işadamları tarafından finanse edilen gizli bir hükümet tarafındankontrol edildiği, Nazilerin Musevi Katliamının, Oklahoma şehrininbombalanmasının ve 11 Eylül 2001 saldırısının, onlar tarafından finanseedildiği ve organize edildiği inancı vardır. Bu bireyler dünya çapındagerçekleşen olaylar düzenliyorlar, sonra elit kesim halkın ‘bir şey yapılmalı’karşılığını alıyor ve sonra kontrolü/gücü arttırıyorlar. Icke, bundan problem –reaksiyon – çözüm olarak bahsediyor .

 

 

Reptilian İnsansılar

1999′da, Icke, Gezegenin Babil Kardeşliği olarak adlandırılan Reptilian(sürüngen) insansılar ırkı tarafından kontrol edilen Yeni Dünya Düzenitarafından yönetildiğini yazdı. Şöyle yazdı: “Benim kendi araştırmam, Reptiliankontrolünün ve manipülasyonunun başka bir boyuttan dördüncü boyutun altbölümünden yönetildiğini öne sürüyor.

“Diğer insanlar, bunu alt astral boyut olarak bilir, kara büyü ritüelleri olandemonların ve kötü niyetli varlıkların yuvası…” Icke’ye göre, reptil meleziReptilian – insan DNA’sı, onların eğer insan kanı içerlerse, sürüngenden insanformuna değişmelerini sağlıyor.

 

 

Reptilian grubu bir çok ünlü/seçkin insanı ve pratik olarak her dünyaliderini kapsıyor.Örneğin,İngiltere’nin Ana Kraliçesi, George W. Bush, HillaryClinton, Harold Winson, Tony Blair. Bu insanların ya kendileri Reptilian veyasürüngenler için çalışıyorlar. Rothschilds, Rockefellers, İngiliz Kraliyetailesi ve ABD’nin ve dünyanın geri kalanının idareci politik ve ekonomikaileleri bu AYNI soydan geliyor. Züppelik nedeni ile değil, genetik yapılarınınsağladığını taşımak için – Reptilian – memeli DNA kombinasyonu onların şekildeğiştirmesini sağlıyor çünkü. Icke, Galler Prensesi Diana’nın öldürülmesininnedeninin, Diana’nın, Charles ve Camilla’nın satanik bir ritüel ile kurbanedilen bir çocuğa sahip olduklarını keşfetmesi olduğunu söylüyor.

 

 

Ayrıca, Diana’nın sırdaşı Christine Fitzgerald’a göre, Diana’nın, İngilizKraliyet ailesinin sürüngenler ile bağlantıda olduğunu ve Diana’nın onlarınşekil değiştirdiklerini gördüğünü yazdı. Reptilian olan George W. Bush’un, 11Eylül olayında anahtar bir rol oynadığını yazdı. Icke, ırksal ve etnikbölünmelerin sürüngenler tarafından geliştirilen bir illüzyon olduğuna veırkçılığın Illuminati’nin gündemini ateşlediğine inanıyor.

 

https://www.youtube.com/watch?v=ay6ikFV3g6o

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Başlığı okur okumaz aklıma ilk gelen şey her insanda sürüngen beyinin var olduğu. (Beyin sapı) Sorun şurada, sürüngenler yapı itibariyle insanlar gibi değildir. Karar verme mekanizmaları yoktur, doğada zaten kendilerini rahatlıkla koruyabildikleri için üst düzey beyin fonksiyonlarına ihtiyaçları yoktur. Dolayısıyla bu sürüngen insan muhabbetleri bana fazlasıyla geyik geliyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Başlığı okur okumaz aklıma ilk gelen şey her insanda sürüngen beyinin var olduğu. (Beyin sapı) Sorun şurada, sürüngenler yapı itibariyle insanlar gibi değildir. Karar verme mekanizmaları yoktur, doğada zaten kendilerini rahatlıkla koruyabildikleri için üst düzey beyin fonksiyonlarına ihtiyaçları yoktur. Dolayısıyla bu sürüngen insan muhabbetleri bana fazlasıyla geyik geliyor.

olabilir , tesekkurler yorumunuz icin.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsandaki içgüdüsel, bebekler de bile olan sürüngen korkusunun nedeni nedir? İnsan ile yılan arasındaki kutsal kitaplara bile geçen ezeli düşmanlığın nedeni nedir?

 

Bilinenden daha garip uzantıları olan bir hikayedir bu… Günümüzde devletleri insan kılığına girmiş sürüngenlerin yönettiğine dair bir inanışa kadar uzanacak yazımıza başlayalım.

 

 

KIRLANGIÇ’IN AYRIK KUYRUĞU…

Çocukken kırlangıçların ayrık kuyrukları ile ilgili şöyle bir hikaye dinlemiştim: bir zamanlar cinler, zebaniler, insanlar aynı dünyada yaşarlar. Hayvanlar da konuşabilmektedir.

O zamanlar insanlar çok güçlü değildir. Cinler, zebaniler ve bazı hayvanlar, insanları köyüne baskın yapıp hepsini yok etmek üzere anlaşırlar. Bunun için insanların en zayıf anı beklenecektir. Sinek ve yılan gözleme görevini alırlar.

Zaman geçer o gün gelir… İnsanların yöneticisi veya insanları koruyan şey ölür. (Ben hikayeyi çocuklukta dinlediğim, aklımda kalan gibi anlatıyorum, Şahmeran efsanesi de olabilir.)

Sinek ve yılan haberi vermek için hemen yola çıkarlar: sinek uçarak zebanilere, yılan ise sürünerek cinlere gitmektedir. Ama en başından beri bu hain anlaşmayı ve konuşmaları dinleyen biri vardır: kırlangıç. İnsanları kurtarmalıdır.

Önce sineğe yetişir. “İnsanların yok edilmesini ben de istiyorum, çıkar bu güzel haberi taşıyan dilini öpeyim,” diyerek onu kandırır ve dilini koparır. Sinek bundan sonra sadece vızıldayabilir.

Hemen ters yöne uçarak sürünerek gitmekte olan yılana yetişir. Aynı konuşmayla onu da kandırır, dilini çıkarmasını sağlar. Ama tam koparacaktır ki, yılan şüphelenir ve kendini geri atar. Sadece dilinin ortası kopar ve çatallaşır. Yılan bundan sonra sadece tıslayabilir.

Yılan intikam almak için kırlangıcın kuyruğuna atılır. Bu nedenle de kırlangıcın kuyruğu ayrık hale gelir.

Sinek ve yılan artık konuşamadıkları için haberi veremezler ama kırlangıç hemen gidip insanları uyarır. Onlar da silahlarını alıp cinlere ve zebanilere baskın yapar…

http://3.bp.blogspot.com/-EaME4hCZrLs/VNEu-lUWb0I/AAAAAAAAAT0/I4kwdtulQRo/s1600/k%C4%B1rlang%C4%B1%C3%A7.jpeg

 

 

 

CENNETTEN KOVULMA VE GENLERİMİZDEKİ KORKULAR…

İlk insanların yılanın kandırması ile cennetten kovulması herkes tarafından bilinir. Ama insanın yılan ve sürüngen korkusu (veya nefreti) genlerimize işlenmiştir.

Örneğin Robert E. Howard’ın yazdığı Barbar Conan hikayelerinde, Hyboria çağı öncesi insanların Yılan adamların esiri olduğu karanlık zamanlar anlatılır. Yılan adamlar, insan kılığına girerek hala içimizde dolaşmaktadır.

http://3.bp.blogspot.com/-f-qcE7S2wf8/VNEvS24j5CI/AAAAAAAAAT8/5vylzpo-h64/s1600/lizard.jpg

 

 

http://2.bp.blogspot.com/-7sUZ_DimoDk/VNEwckUK9PI/AAAAAAAAAUI/HkUtcr26Aaw/s1600/conan.jpg

 

 

TRT’nin tek kanallı olduğu, siyah beyaz zamanında “The Visitors – V” adlı bir dizide ise dünyayı istila etmek için gelen “insan görünümlü” uzaylıların derisi altında sürüngen vardı. (Bu dizinin yakın zamanda yeni bir versiyonu yapıldı.)

http://3.bp.blogspot.com/-lThfVcrWwnw/VNEwvp_193I/AAAAAAAAAUQ/Vm4cClH1W3M/s1600/mask1985.jpg

 

 

http://2.bp.blogspot.com/-gmbWRf2RtcA/VNExTRzNrRI/AAAAAAAAAUY/qQx_-fAS4L4/s1600/anna.jpg

 

 

Neden fantastik hikayelerde insan kılığına giren sürüngen veya yılanlar vardır hep? Acaba insanlığın şafağında olanlar genetik hafızamıza mı işlendi?

Mitolojide, eski tapınaklarda kabartmaları, oymaları yer alan ejderhalar, tüylü yılan tanrılar, yılan kafalı tanrılar esasında neyi anlatıyor?

 

 

http://1.bp.blogspot.com/-QfEUAoojvgc/VNExkfUkukI/AAAAAAAAAUg/b-jpYcrJ9bQ/s1600/yilan.jpg

 

 

AMİRAL BRYD, GİZEMLİ KUTUP GÖREVİ VE GÜNLÜĞÜ…

ABD ordusunda amiral olan Richard e. Bryd 1947 senesinde bir kutup görevine gider. Günlüğünde yazdığına göre Bryd’ün uçağı çok gelişmiş uçan araçlar tarafından kontrol altına alınır ve kutuptaki bir oyuğun içine çekilir. Dünya’nın içinde bulunan bir kente götürülür. Orada “Üstad” diye biriyle görüşür ve yüzeydeki insanlara verilen bir mesajla geri döner.

 

 

http://3.bp.blogspot.com/-ocBpcxswkH0/VNEyE6rAVBI/AAAAAAAAAUo/gr7jFz7qRNc/s1600/byrd.jpg

 

 

Üstad´ın mesajı…

İçeri giriyorum, çarpıcı renkler görüyorum, oda büyüleyici ve çok etkileyici. Karşımda çok güzel bir insan var, gördüklerimi anlatamıyorum, bildiğim sözcükler buna yeterli değil. İnsan gibi ama çok daha ötesinde, huzur ve mutluluk yayıyor. Düşüncelerim kesiliyor, melodik ve sıcak bir sesle konuşuyor; "Yerimize hoş geldiniz Amiral" O, bir erkek, yüzünde çok uzun yılların izleri var, uzun bir masada oturuyor sonra kalkıp, bana oturmam için gösteriyor. Oturuyoruz, bana bakıp gülümsüyor ve yine o yumuşak ve melodik sesle konuşuyor; "Sizin buraya girmenize izin verdik çünkü siz dünyanın yüzeyinde tanınan asil birisiniz." Dünyanın yüzeyi mi? diyor ve soluğumu tutuyorum. Gülümsüyor ve; "Evet, şu anda İç Dünya´nın Arianni bölgesindesiniz. Sizi görevinizden fazla alıkoymayacağım, güvenle yüzeye geri döneceksiniz. Ama şimdi Amiral sizi neden buraya çağırdığımızı söyleyeceğim. Irkınızın Japonya´da Hiroshima ve Nagasaki´de patlattığı ilk atom bombalarıyla çok ilgiliyiz. Bu nedenle alarma geçtik ve uçan araçlarımızı yolladık, biz bunlara ´Flugelrad´ diyoruz. Sizi gözlüyorlar ve ırkınızın yüzeyde ne yaptığını araştırıyorlar. Bütün bunlar geçmişte kaldı Amiral ama biz devam etmek zorundayız. Irkınızın savaşlarına ve barbarlığına daha önce hiç karışmadık ama şimdi durum farklı. İnsanlık için uygun olmayan doğal bir gücü yani atomik enerjiyi öğrendiniz. Özel görevlilerimiz dünyanızdaki güçlere mesajlar veriyorlar ama henüz bir tepki vermediler. Şimdi sizi dünyamızın varlığını gören bir tanık olarak seçtik. Irkınızdan binlerce yıl daha eski olan kültürümüzü, bilimimizi göreceksiniz Amiral." Sözünü kesiyor ve benimle ne yapacaklarını soruyorum.

Zamanı geldiğinde...

Üstad delici bakışlarıyla sanki düşüncelerimi okuyor ve bir zaman sonra cevap veriyor; "Irkınız şu anda dönüşü olmayan noktaya ulaştı. Aranızda ellerindeki gücü bırakmaktansa, dünyayı yok etmeyi göze alacak olanlar var." Başımı sallıyorum ve devam ediyor; "1945´de ve sonrasında ırkınızla ilişki kurmaya çalıştık ama düşmanca davranıldı, Flugelrad´larımıza ateş açılıp, düşürüldüler. Savaş uçaklarınız, kötü amaçlarla düşmanca davranarak bizimkileri kovaladılar. Şimdi sana şunu söylüyorum oğlum; dünyanızda çok büyük bir kötülük fırtınası oluşmakta, kara bir öfke ve şiddet yıllardır hiç eksilmeden, artarak birikiyor. Silahlanmanızın bir anlamı yok, biliminizde güvenli bir yer yok. Kültürünüzde açan her çiçek, öfke ve hiddetle ezilip, yok ediliyor, tüm insan canlılar derin bir kaosun içine düştüler. Yaşadığınız son savaş daha sonra ırkınızın başına geleceklerin sadece bir başlangıcı. Biz burada her geçen saat durumu daha açık görüyoruz. Söylediklerimde bir yanlış var mı?" Hayır, bu eskiden de oldu, karanlık çağlar geldi ama beş yüz yıl önce sona erdi, diyorum. Üstad devam ediyor; "Evet, oğlum. Karanlık çağlar asıl şimdi ırkınızın üzerine geliyor, karanlık dünyayı bir örtü gibi örtecek ama inanıyorum ki ırkınızdan bazıları yaşamayı başaracaklar ama buna daha zaman var, fazlası söylenmemeli. Çok uzaklarda ırkınızın yıkıntıları arasından yeni bir dünya doğacak, kayıp efsanevi hazineleri arayacaklar ve oğlum bizim korumamızda güvenlikte olacaklar. Zamanı geldiğinde biz ırkınıza ve kültürünüze yardım edeceğiz, belki savaşın ve çekişmelerin boş yere olduğunu bir gün öğreneceksiniz, ancak bundan sonra ırkınız tekrar kültürü ve bilimi elde edebilecek. Şimdi oğlum, bu mesajla beraber yüzeye dönebilirsin."

 

 

(Bu şehirde gamalı haç veya svastika sembolü vardır, tabii ikinci dünya savaşı sonrası olduğu için hemen bunu nazilerle ilişkilendirenler oldu. Ama belirtmek isterim ki svastika çok eski bir semboldür, tanrıların kutsal işareti. Hindistan’da her yerde görebilirsiniz.)

http://4.bp.blogspot.com/-Ganfw91cb7o/VNEyhC9uF2I/AAAAAAAAAUw/KSrhMFAkN-o/s1600/svastika.jpg

 

 

http://4.bp.blogspot.com/-0goyVqxun5M/VNEy0cUGquI/AAAAAAAAAU4/4NT2XDZko24/s1600/svastika1.gif

 

 

 

 

DÜNYA’YI VE İNSANLARI KORUYAN YERALTI UYGARLIĞI…

Çeşitli mitolojik öykülerde yeraltı uygarlığı öyküleri vardır. Şüphesiz en ünlüsü Agarta inanışı… Ergenekon davası zamanlarında da çok gündeme gelmişti Agarta…

Ergenekon destanında Türklerin dağlar arasındaki bir vadiden çıkışı anlatılır. Kıyamet alametleri arasında ise demir bir setin arkasında çoğalan Yecüc ve Mecüc adlı yaratıklar anlatılır. Bu set yıkıldığında Yecüc ve Mecücler dünyaya yayılıp insanlara saldıracak.

Peki yeraltındaki uygarlık insanların düşmanı mı? Amiral Bryd’ün günlüğüne göre onlar dünyanın esas sahipleri ve koruyucuları…

Bir Kızılderili efsanesinde ise Dünya büyük bir felaket uğradığında (bir meteor çarpması gibi) yeraltından çıkan varlıkların, insanları aşağı götürüp sağ kalmalarını sağladıkları anlatılır.

Ortaçağ’da kalan bir gravürde ise 1561 yılında Nuremberg üzerinde yaşanan bir ufo savaşı var. Acaba bu ufo savaşı kimler arasında gerçekleşiyordu: belki de uzaylı istilacılar ile yeraltındakiler arasında…

http://4.bp.blogspot.com/-JuZtUCeRHp4/VNEzKqzHhMI/AAAAAAAAAVA/ZeaoaThwonE/s1600/ufo%2Bsavas%C4%B1.jpg

 

 

http://1.bp.blogspot.com/-RslJtFTKPRc/VNEzWQ2c13I/AAAAAAAAAVI/6coxiY1MvJ0/s1600/Nuremberg1561.jpg

 

 

 

 

Bütün kültürlerde ama en çok Hint inanışlarında gök kentleri, bunların arasındaki savaşlar anlatılır. Özellikle Mahabbaratha efsaneleri bilim kurgu hikayeleri gibidir. Uçan araçlar, nükleer silahlar, gökyüzünden düşen kentler vardır.

 

 

http://4.bp.blogspot.com/-Dc4-G_4bQ30/VNEznodm22I/AAAAAAAAAVQ/AQahBWbstmI/s1600/mahab.jpg

 

 

Ama her şey bu kadar değil…

DÜNYA’YI YÖNETEN SÜRÜNGEN IRK…

Eskiden futbolcu, sakatlığı sonrası haber spikeri olan David Icke’nin yaydığı bir Reptilian inanışı var. Bu inanışa göre devletlerin yönetim kademelerinde, zenginler ve ünlüler arasında, insan kılığında sürüngenler var. David Icke ve takipçileri birçok “video” ile inanışlarını destekliyor. (Gerçi daha sonra ortaya koyduğu bu komplo teorisini reddedecek kıvama geldi.)

David Icke’nin teorisi eski Mısır’dan gelen masonluk, illuminati, dünyayı yöneten kan ve sürüngenleri birleştiriyor. Buna göre:

- Bugün İngiltere’nin kraliyet ailesinin kanı eski firavunlara kadar uzanıyor.

http://1.bp.blogspot.com/-B54Z3nQKPIs/VNEzu7rfzVI/AAAAAAAAAVY/4LgAVe_Z-ow/s1600/ingiliz%2Bkralice.jpg

- İngiltere kraliyet ailesi Avrupa’daki bütün kraliyet aileleri ile akrana dolayısıyla, birbirleriyle akraba olan bu kan dünyayı yönetiyor.

- Yetmiyor ABD başkanlarının bazıları, ABD’de zenginlerinin ve ünlülerin önemli kısmı bunlarla akraba…

ZEKİ SÜRÜNGEN IRK…

İlk insansıların 2.5 milyon yıl kadar önce ortaya çıktığı, 200 bin yıl evvel bugünkü insana benzerlerin görüldüğü, 25 bin yıl önce neandertallerin yok olduğu söyleniyor.

Ama dinozorlar 150 ile 200 milyon yıl kadar dünyanın hakimiydiler.

Eski çağlara ait filmlerde gösterilenin aksine dinozorlar ile insanlar aynı dönemde dünya üzerinde değildi. Yani mağara insanları dinozorlarla savaşmadı, avlamadı.

Ama bu doğru mu? Zira Güney Amerika ve Güneydoğu Asya’da artık orman içinde kalmış bazı kalıntılarda insan ile dinozorların aynı dönemde yaşadığını anlatan oymalar, kabartmalar var.

http://4.bp.blogspot.com/-xC_jflF2OZ0/VNE1x_LqikI/AAAAAAAAAVk/DKDhgEWFgpQ/s1600/dnop.jpg

Bu tapınakları yapanlar çoktan soyu tükenmiş denilen dinozorları nereden biliyordu, nasıl resmettiler?

Bir soru: Dünya üzerine 150-200 milyon hakim olan bir türün içinden, memeliler de olduğu gibi zeki bir tür çıkmış olamaz mı?

150-200 milyon ile karşılaştırıldığında 200 bin yıl Dünya'nın atomik saatinde sadece birkaç saniye...

 

İHTİMALLER...

Dünya’yı yöneten gizli güçler, tarikatlar her zaman komplo teorilerinin gözdesidir. Buna insan kılığındaki, insan olmayan yaratıklar katılınca daha renkli oluyor tabii.

http://3.bp.blogspot.com/-5xsooFy4htc/VNE2aIiP4rI/AAAAAAAAAVs/gT8c-rFCdy8/s1600/repjolie.jpg

İnsanlık tarihinin bilim insanlarının kabul ettiğinden farklı olduğu kesin. Örneğin arkeoloji bildiğimiz uygarlığın temellerini milattan önce 4 bin ile 10 bine kadar götürüyor ama o zaman Japonya açıklarındaki şu an denizin altında kalan devasa taşlar olan kent kalıntısı nedir?

Hind efsanelerinde olduğu sanılan bir kentin kalıntıları da deniz altında bulundu. Bu kentlerin buz çağında var olması lazım ki, buzlar eriyince yükselen suların altında kalmışlar. Yani bilinen tarihten çok eskiler.

(Kabil, kardeşi Habil’i öldürdükten sonra lanetle işaretlenir ve Doğu’ya gidip bir şehre yerleşir orada soyu ürer. Yani Hz. Adem ve Hz. Havva ilk insanlar deniyor ama Doğu’da, bugünkü Hindistan’da şehirler var? İlginçtir ki bugün Dünya’da sadece o bölgede yılana karşı büyük saygı beslenir ve hatta Kral Kobra kutsaldır. Anlatıya göre bu “şehirlerin sakinleri” ve Kabil soyu Nuh tufanı ile helak olur.)

Tek tanrılı dinlerdeki Hz. Adem ile Hz. Havva’nın yaratılışı ve cennetten kovulma hikayesi, Sümer mitolojilerinde bir gen mühendisliğidir. Uzaydan gelen ve dünyadan maden çıkarmak isteyen bir uygarlık, dünya şartlarında kendileri için çalışacak bir işçi ırk seçer.

http://1.bp.blogspot.com/-oeEUyftwD6M/VNE2t622DpI/AAAAAAAAAV0/MDCmJ2BJ91M/s1600/adam-eve-serpent.jpg

Enki tarafından seçilen (Tek tanrılı dinlerin Şeytan’ı) Kuzey Afrika’daki bu tür baş tanrı Enlil’in emriyle, dünya yörüngesindeki bir istasyonda laboratuvarda gen mühendisliği ile geliştirilir. İlk başarılı örnekler yörüngedeki özel odada eğitilmektedir. (İlk insanlara giyinme eğitimi verilir. Ama insanları geliştiren bilimden sorumlu subay cennet bahçesine girdiğinde çıplak oldukları için utanırlar filan. Tanıdık hikayeler…)

Zamanı geldiğinde bu işçi tür, “inşa edilme” amaçlarına uygun olarak Dünya’ya indirilir. Şüphesiz ki o ilk insanlar için istasyondaki korunaklı ortamdan alınıp, Dünya’nın zor koşullarına bırakılmak cennetten kovulma olarak anlaşılırdı. Bir hata yapmış olmalılar ki cezalandırıldıklarını düşünmüş olmalılar.

Peki ama bu uzaylılar sürüngenlere benziyor muydu?

Birçok eski kültürde görülen sürüngene benzeyen, insana yardım eden tanrı inancı nereden kaynaklanıyor?

http://4.bp.blogspot.com/-YDSUxZEOHzI/VNE3Awf2drI/AAAAAAAAAV8/n1Y1GvY8PZw/s1600/serpentgod.jpg

Belki de şu ihtimali düşünebiliriz:

Sürüngenler içinde zeki bir tür çıkar. Ama o zamanki dünya atmosferi bugün olandan farklıdır. Yeryüzünün yaşadığı ve çoğu dinozor türünün, hatta canlıların büyün kısmının yok olduğu felaketlerden korunmak için yeraltına çekilirler.

Onlar yeraltında uygarlıklarını geliştirirken, yeryüzünde memelilerin hakimiyeti başlar. Sürüngen ırk belki insanlara yol gösterdi, yardım etti, belki kullandı, hatta eziyet etti… İnsan hafızasına kazınan ama yitip giden zamanlar oldu.

Belki uzaydan gelen istilacılarla savaştılar, belki insanları korudular. Belki ufo dediklerimiz uzaylıların değil, bu sürüngen ırkın araçları.

Belki de Amiral Bryd’e dedikleri gibi ikinci dünya savaşında atom bombası kullanımı sonrası sadece gözleyici politikalarını terk ettiler ve insan görünümünde aramıza girip, yönetmeye başladılar.

(Birbirlerini tanımayan uzaylılar tarafından kaçırılma hikayelerinde bazı benzer temalar var. Mesela sürüngensilik, üreme, melez ırk yaratma çabaları… Acaba bu sürüngen ırkın üreme problemi mi var, ya da insanların arasına sokmak için melez tür mü üretiyorlar.)

İnsanlığın genetik hafızasında iki korku çok etkili: yılan ve robotlar… Makinelere karşı korkunun da kaynağı da eski çağlardan kalan inanışlarda var.

Doors'tan Jim Morrison, "Ben kertenkele kralım, her şeyi yapabilirim," demişti. Ben bu tür komplo teorilerine kurgu malzemesi olarak bakarım, yani bir roman konusu olabilir. Gerçek bilinmez ama şu illuminati simgesi, üçgenin içindeki her şeyi gören gözün bir sürüngene ait olması beni çok düşündürüyor doğrusu.

http://2.bp.blogspot.com/-qKaWHhUByxk/VNE3kSTvBgI/AAAAAAAAAWE/_MCEudU4byw/s1600/illu.jpg

http://2.bp.blogspot.com/-mrPQ-EgWIFg/VNE4NdEGWVI/AAAAAAAAAWM/Drn2cZyUsl0/s1600/Illuminati-Eyes.jpg

http://1.bp.blogspot.com/-pFD4yQ7idYs/VNE4y0Jk2BI/AAAAAAAAAWY/3itlMg8W_sw/s1600/abd%2Bparas%C4%B1.jpg

Bu her şeyi gören göz de başka bir yazının konusu olsun. Sauron'u hatırladınız mı?

http://3.bp.blogspot.com/-uUEcNwW2_vs/VNE5An9UWuI/AAAAAAAAAWg/YCAcnqyfh-s/s1600/sauron.jpg

Konu merakınızı çektiyse "reptilian", "reptilian shapeshifter" diye arama yaparak birçok yazı ve görsele ulaşabilirsiniz. Çoğu sahte ve saçma ama özellikle youtube'daki şu video benim en garip bulduğum:

araştırma yaparken böyle bir bilgi buldum belki ilginizi çeker .
ALINTIDIR

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İnsan ırkını genetik olarak müdahele eden ırk orion zeta retucili sitemlerindeki kendine hizmet eden yani negatif ırk olduğu için bir sürü psişik algıları kapatılmış aptal köle işçiler sömürülenler olmaya programlanmış maalesef.Çok uzun zaman önce dünyada fizikisel oalrak ilkel görünen ruhsal olarak çok ileri düzeyde insanlar yaşamış sonra bu yılan soyu geliyor insanları bilgiden uzaklaştırıyor cennetten düşme miti nin aslı budur.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sürüngen insansılar; çok fantastik gerçekdışı geliyor kulağa.Ama sürüngenlerden korkmayan insan çok azdır sanırım.

 

Büyüklerimden duyduğum kadarıyla da yılan ve keler(kertenkele)öldürmenin uğursuzluk getirdiğine inanılıyor.Özellikle her evin temelinde bir yılan yuvası olduğunu ve evin koruyucusu olduğu söylenir.Kazara yılan öldürülürse eşinin intikam almak için geleceği düşünülüyor, eskiler bunu önlemek için;ölen yılanın üzerine un serpermiş,ki kabahat işledi ondan öldü gibi:)

 

Batıl inanç mı yoksa gerçeklik payı var mıdır bilemiyorum ama nesilden nesile bu bilgiler gelmiş.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...