Jump to content

İçinizdeki Gökyüzü-Steven Forest


Vithar

Önerilen Mesajlar

İçinizdeki Gökyüzü---Steven FOREST

 

Dünya bir,insanlar bir,

 

eğer bunu hissedebiliyorsanız bu kitap size ithaf edilmiştir.

 

 

Shf. 13

 

Önsöz

 

1950’lerde,küçük bir çocukken,üstünde ne anlama geldiğini bilmediğim bazı şekiller çizili olan bir para makinesine çeyrek dolar attım.Sonuçta,Oğlak burcunun(benim burcum) özelliklerini anlatan bir deste kağıda sahip oldum.Özünde,ana mesaj utangaç,çekingen ve endişeli olduğum,bu nedenle kimsenin beni çekici bulup,benimle ilgilenmeyeceğiydi.Yinede kendimi pratik,çalışkan ve gayretli oluşum ve belkide zengin olacağım bilgisiyle avutabileceğim söyleniyordu. Geriye dönüp düşündüğümde,psikolojik gelişimimin bu bilgiler nedeniyle yaklaşık altı ay kadar ertelendiğini sanıyorum.Çekingenlik ve endişe.bunlar tartışma götürmez.Makine tam hedeften vurmuştu. Çekingenlik günlük gerçeğimin acı dolu ve kaçınılmaz bir bölümüydü. Fakat bu mekanik astrolog daha da ileri gitmişti.Ocak ayının altısında doğduğuma göre,utangaçlık ve endişeliliğin hayatımın geri kalanındada kötü kaderim olduğunu söylüyordu.Kötü kader kelimesi kullanılmıyordu, ama satırlar arasında ben onu okuyordum.

 

 

Shf. 14

 

Makineye çeyrek doları atıp Oğlak burcu hakkında her şeyi öğrenmemin üzerinden uzun zaman geçti.Bu zamanın büyük bir kısmında astroloji çalıştım,onun beni eğitmesine izin verdim.Önceleri rehberim kitaplardı.Ancak insanları daha çok incelemeye başladığımda kitapların insanlardan daha katı olduğunu gördüm.Ben değişiyordum ama oğlak değişmiyordu.Birşeyler yanlıştı.Böylece okumayı bıraktım, gözlemlemeye başladım.Yavaş yavaş farkına vardım ki astronomik güçler bize cevapları değil soruları sunuyor.Bunlara verdiğimiz cevaplar sadece bize ait.

 

 

 

Shf. 15

 

Yüzyıllardır doğum haritamızdan bizim yapımızı kesin bir şekilde tanımlamaya çalışan bazı astrologlar yanlış ağacın kabuğunu soymakla meşguller.Astroloji bize belirli bir alanı anlatır.Bu alanı nasıl kullandığımız bizim kendi işimizdir.

 

 

Shf. 22

 

0n dakika süresince bir astroloji tartışmasına katılın ölçülemez tarışılamaz bazı şeylerle karşılaşırsınız. “Astroloğum diyor ki;bütün bunlarla yüzleşmem gerekliymiş.” Niye?Eğer bunu istemiyorsam ne olacak?

 

 

Shf. 19

 

İnsanlar değişir.

Buna rağmen bir varsayım virüs gibi çoğu astroloji kitabında dolaşıp durmaktadır: “İnsanlar değişmez.”

Akrepler seksidir ama güvenilmezler; oğlaklar çalışkandır;balıklar kozmiktir,ama çek defterlerini dengeleyemezler.”

En ileri düzeydeki kitaplarda bile benzer iddialar bulabiliriz:

“Gerilimli açılar altındaki Venüs rastgele ilişki kurmayı gösterir.” Değişmez katı ifadeler.Doğumda bunlarla kutsandık veya lanetlendik ve ölüme kadar buna hapsolduk.

Bu bir yalandır.

Yaşamda önceden tahmin edilemez belirsiz bir unsur vardır.Bu yabani kart falcılar için bir taç olabilir ama astrolojiye pozitif ve evrimsel yaklaşım için bir kilit taşıdır.

 

 

Shf13-14

 

Sanıyorum astroloji bir yerlerde doğru yoldan çıkmış.Doğru kullanıldığında insanlığın en değerli yollarından biri,psikoterapinin en eski biçimi.Ama yavaş yavaş insanlara yardım amacı yerini insanları şaşırtma ve onları etkileme arzusuna bırakmış.

Bu şekilde bir tanımlamadan kim faydalanır?Elbette söz konusu olan insan değil.Muhtemelen o bu anlatılan yönlerini zaten biliyordur.En iyi ihtimalle müşteri böyle bir seansta eğlenecek,astrolog egosunu besleyecektir.En kötü ihtimalle ise müşterinin hoşa gitmeyen ve kendi aleyhine kullandığı özellikleri güçlenecektir.

 

“Tabii,ben kararsızım—ben terazi’yim.”

Oysa astroloji bundan fazlasını yapabilir.

 

 

Shf. 20

 

Bizler robot değiliz.Bizler kadın ve erkeğiz.Bizler doğumda bir daha değişmeyecek şekilde programlanmadık.Pilimiz bitene kadar önceden yazılı olan bir süreci yaşamayacağız.Böyle bir seçenek elimizdedir: mekanik ve sıkıcı olabiliriz.Monoton,önceden tahmin edilebilen bir davranış biçimi sergileyebiliriz.Ama bundan fazlasınıda yapabiliriz. İnsan olmak değişken olmaktır.Değişim kapasitesine sahip olmaktır.Büyümesini bilmektir.

 

 

Shf. 15

 

Büyümek,gelişmek anahtar burada.Gerçek astrolojiyi falcılıktan ayıran nokta bu.Bir terazi karar vermeyi öğrenebilir.Bir oğlak gevşemeyi esnemeyi öğrenebilir.Bu tür değişimler gerçek bir astroloğun hedefleridir.Bir falcı içinse bunlar sıkıntı ve utanç kaynaklarıdır.Kendisistemindeki çatlakların beklenmeyen delilleridir.

 

 

Shf. 21

 

İyi veya kötü doğum haritası diye bir şey yoktur.Gelişmiş haritalar, gelişmemiş haritalar,akıllı haritalar veya şizofrenik haritalar yoktur.

 

 

Shf. 26

 

Sonuçta şu noktaya geliyoruz:astrolojik semboller,isim değil fiildirler.Ben bir oğlak değilim.Oğlaklıyorum.Büyüme.Değişim. Gelişim.İşte bu astrolojinin kalbidir.Kaderciliği ve katılığı falcılara bırakalım.Bizim işimiz başka.

 

 

Shf. 14

 

Doğum haritası zengin yaşayan bir bildirgedir.Bilgilerle uyarılarla yol göstermelerle doludur.Statik hiç değişmez bir kaderi tanımlamaz.Akıp giden dalgalanan seçenekler ve risklerle dolu bir yaşam sürecini anlatır.İşini doğru ve verimli yapan bir astrologla karşılaşmak insanı sadece eğlendirmez.Böyle bir astrolog hayatını belli bir amaca doğru daha dolu dolu ve güvenli yaşamak konusundainsanı yüreklendirir. Hepimizin çok sevdiği o rahatlatıcı yalanlara karşı tetikte olunmasını sağlar.Bir insanın doğum yeri,günü ve saati verildiğinde,bir miktar bu konuda çalışmış birisi,o insanın genel yapısını kesine yakın tanımlayabilir.Bazı hatalar olabilir.Ancak sadece kapalı fikirli bir insan bu portrenin geçerliliğini tartışabilir.

 

 

Shf. 25

 

Ne kazanırız?Kendi özümüze bir göz atma bizi canlılıkla doldurur.Daha iyi tercihler yapmamıza yardım eder.Kendimizle daha etkin bir biçimde ilgilenebiliriz.Gerçekten ne istediğimizle istediğimizi sandığımız şeyleri ayırmayı öğrenebiliriz.En önemlisi bizi neyin mutlu ettiğini anlayabiliriz.Aydınlanma ve kendini gerçekleştirmeden sözetmeye gerek yok.Mutluluk yeterli.Öyleyse bu astrolojinin gerçek hedefi.Gelişmekte olan benliğimize bir ayna tutarak,zaten en derinlerde bildiklerimizi bize anlatmak.Astroloji sayesinde hayatımızı oluşturan detaylardan uzağa uçabiliriz.Kişiliğimizin dışında biryerlerden bireyliğimizin ana çekirdeğini kısa bir sürede olsa görebiliriz.

Kendimize şahit oluruz

 

 

Shf. 21

 

Doğum haritamızda başka bir yerden öğrenemeyeceğimiz hiçbirşey yok.Terapiye gidin,bir Tibet manastırında meditasyon yapın,aşık olun,kayıp bir şehri keşfedin-tüm bunlarda aynı işi yapabilir.

 

Astroloji kişinin kendini tanıma yollarından sadece biridir.Ve diğer bütün yollar gibi onunda avantajları dezavantajları vardır.

 

Astrolojinin temel avantajı hızıdır.

O olmadan yıllarca sendeleyerek düşerek kalkarak kim olduğumuz bilgisini sahte gerçekler ve boş hayaller içinde arayabiliriz.Terapi bu süreci hızlandırabilir.Aynı şekilde dinamik bir evlilikte.Aynı şekilde bütün dayanma limitlerimizi zorlayan,karakterimizin özü dışında her şeyi alıp götüren bir macerada.Ancak tüm bu süreçler zaman alır.Ve hepsinin kendine göre tuzakları vardır.

 

 

Shf. 22

 

Astrolojinin dezavantajları?

 

Astroloji insanı terapiden daha fazla değiştiremez.İnsanlar kendileri değişirler.

 

 

Shf. 21

 

Astroloji bize üç şekilde yardımcı olabilir:

 

-Açık bir şekilde yaşayabileceğimiz en mutlu hayatın portresini çizer.

 

-Bu iş için elimizdeki araçları ve bu araçları nasıl kullanabileceğimizi anlatır.

 

-Ve eğer kendimize bunun dışında bir yol çizersek hayatımızın nasıl bir şeye benzeyeceği hakkında bizi uyarır.

 

Bu bakış açısıyla bütün seçeneklerin bizim elimizde olduğunu,bir planet veya burcun belli bir kaderi ifade etmediğini kabul etmeliyiz.Bunları bildikten sonra doğum haritamızın mesajlarını dinleyebiliriz veya onu yok sayabiliriz.Bu bizim kendi işimizdir.Veonu yok saymayı seçsek bile,yaşamın kendisinin er veya geç aynı mesajı bize ileteceğini bilmeliyiz.

 

 

Shf. 25-26

 

Yedi ilke

 

Gelişime yönelmiş bir bakış açısına sahip astrolojinin iskeletini yedi temel düşünce oluşturmaktadır.Bunlardan ayrı düşen bir insan veya bir metin,astrolojinin geleceğinin bir parçası olmak yerine,astrolojinin kötü “karma” ‘sınınbir parçası olacaktır.

 

1.Astrolojik semboller nötr yani tarafsızdır.İyi semboller ve kötü semboller yoktur.

 

2.Kişiler doğum haritalarını ifade etmelerinden kendileri sorumludurlar.

 

3.Hiçbir astrolog sadece doğum haritasına bakarak bir insanın bu haritaya vereceği tepkiyi tahmin edemez.

 

4.Doğum haritası bir insanın gelişime doğru izleyebileceği en mutlu en doyumlu ve ruhsal olarak en yaratıcı yolun bir plan taslağıdır.

 

5.Doğum haritası tarafından sembolize edilen ideal büyüme modelinden her türlü sapma,değişken düzensiz bir durumdur.Ve genellikle boşluk,endişe,kuruntu ve gayesizlik duygusu içerir.

 

6.Astroloji için kesin olan iki şey vardır:Yaşamın azımsanamaz gizemi ve her insanın bu gizeme bakış açısının kendine özgülüğü.

 

7.Astroloji herhangi bir felsefi veya dini görüşle birleştirildiği zaman zarar görür.Bu sistemde kişinin kendisinin farkına varmasına yoğunlaşılması dışında hiçbirşeyin önemi yoktur.

 

Bu yedi ilkeden her biri temel ilkedir.Birisinin çıkarılması veya uygulanmaması durumunda bütün sistem falcılıkfelaketine uğrar.

 

Bizler özgürüz.Göksel güçler ve insan iradesi açık ve görevdeş bir biçimde bir arada çalışırlar. Bu beraberliğin ürünleri önceden görülemez.Aynı bir çocuğun doğasının ebeveynleri hakkında bilgiye sahip olmakla bilinemeyeceği gibi.

 

 

Shf. 259

 

Doğumun anonsuna bu bebeğin gerçekte nasıl birisi olduğu ve dünyaya

ne deneyimlemek için geldiği bilgisi eklenir.

 

 

Shf. 24

 

Astrolojik açıdan her kişiliğin ideal bir yapısı formu vardır.Bu form doğum anında planetlerin konumu ile belirlenmektedir.Biz bu formu düzenlemek için içinde bulunduğumuz kültürel yapı ve deneyimlerimizle uğraşırken,bu formun eti ve kemiği başka bir yerden ortaya çıkabilir.Bunlar bizim içimizde çok derinlerdegömülüdürler.Davranış biçimimiz ve stilimizin gösterdiğinden daha derin bir bilinç düzeyindedirler.Bunları binlerce yıldır yaşayan,tekrar tekrar dünyaya gelerek deneyimleriyle biçimlenen bir ruh olarak isimlendirebiliriz.Veya jenetik bir ruletin raslantısal bir seçimi olarak görebiliriz.Hiçbirşey fark etmez.Kökler oradadır.Sosyal kişiliğin akıl sağlığı ve kendisiyle barışıklığıyansıtabilmesi için gerekli ihtiyaçları ve yetenekleri temsil ederler.

Ve hedef huzurdur.Ancak barış otomatik olarak ortaya çıkmaz.Onun için uğraşmalıyız.

 

İçimizdeki özle dışta görünen kişiliğimizi birbirine yaklaştırmalıyız.

 

Bize rahatsızlık veren sosyal senaryoları bir kenara bırakmalıyız.Büyümeliyiz gelişmeliyiz.

 

 

Shf. 260

 

Güney ay düğümü;geçmişi ve geçmişin bizdeki etkilerini sembolize eder.

 

Kuzey ay düğümü ise;bizi çeken geleceği sembolize eder.

 

(Devam edecek)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

İçinizdeki Gökyüzü---Steven FOREST

 

Shf. 286-287-288-289

 

Kısaca güney ay düğümü doğumdan önceki zamanın ve onun kişinin gelişimi üzerindeki etkisinin sembolüdür.Karmanın-veya kişinin bundan önceki enkarnasyonlarından arta kalan kişiliğinin-veya kalıtımsal veya genetik geçmişimizin bizim üzerimizdeki geliştirici ve öğretici baskılarının sembolüdür.Her iki durumdada güney ay düğümü “geçmiş yaşamları” anlatır.Kuzey ay düğümü her zaman evrimsel geleceğimizi temsil eder.İster reenkarnasyon istersek kalıtım açısından yaklaşalım,nereye gitmekte olduğumuzu anlatır.Kuzey ay düğümü;bakir,bize tamamen yabancı bir alanda kaçınılmaz biçimde karşı karşıya kalacağımız meydan okumaların bir sembolüdür.Eğer onlarla yüzleşirsek büyük bir gerilim ve doyum hissederiz.Eğer onlardan kaçmaya çalışırsak anlamsızlık ve tekdüzelik yaşamımıza hakim olur.Kendimizi kral dairesinde kapalı kalan on yaşındaki bir çocuk gibi hissederiz.Ay düğümlerini bu kadar önemli kılan şey nedir?Herzamanki gibi perspektiftir.Ay düğümleri diğer astrolojik faktörlerin niteliklerinden hangilerinin geçmiş deneyimlere dayandığını ve hangilerinin gelişim için bilinçli bir çabayla kullanılmak üzere havada asılı beklediğini gösterirler.Bu bilgi dördüncü kuralımızın temelini oluşturur.

 

Kural dört:Kuzey ve güney ay düğümlerinin doğum haritasının diğer elemanlarını nasıl etkilediğini saptayın.

 

Bu çalışma sonucunda: güney ay düğümünü haritanın bütünüyle karşılaştırdığımızda,”kişinin daha önce yaptıklarıyla” ,şimdiki haritasıyla

başarmaya çalıştığı şeyler arasındaki gerilimleri ve sorunları belirleriz.

Bu bilginin hayati bir önemi vardır.

 

Bize hangi planetsel konuların kör noktalar-Bireyin “açık seçik ortada duran” ‘ı görebilmek için başını duvara vuracağı konular-olacağını gösterir.

 

Ama işin birde parlak tarafı vardır:güney ay düğümü hızlı bir gelişim için kullanılabilecek planetsel fonksiyonların altını çizer.Niçin?Çünkü bu bilgi kişide zaten mevcuttur.Kişi bu bilgiyle doğmuştur.

 

Şöyle düşünün:Banço çalan birisi muz kabuğuna basıp kayar,düşer ve hafızasını yitirir.6 ay sonra ikibin kilometre ötede eline bir banço alır.Birkaç hafta sonra sanki daha annesinin karnındayken birisi ona banço çalmayı öğretmiş gibi mükemmel bir şekilde banço çalmaktadır.Ama onu bilgisayarın başınaoturtursanız,veya araba montaj fabrikasına yerleştirirseniz iş değişir bütün beceriksizliği ortaya çıkar.Güney ay düğümünün çalışma biçimi böyledir:bazı girişimlerimiz unutulmuş olan geçmiş deneyimlerimiz tarafından desteklenmektedir.Diğer girişimler belkide bizim için daha önemli olanlar,aynı destekten yoksundur.Kuzey ay düğümünün etkisi daha belirsizdir.Geçmiş değişmezdir.Aynen yaşandığı gibidir.Güney ay düğümü bunuyansıtır:bizi tahmin edilebilecek yollarla etkileyen sabit birşeydir.Kuzey ay düğümünde ise her şey değişkendir.

 

Eğer güney ay düğümü eskiden ne olduğumuzu anlatıyorsa,

 

kuzey ay düğümü de gelecekte ne olmamız gerekeni anlatır.

 

Ne olacağımızı değil.

 

Kaderi değil.

 

Kısmeti değil.

 

Sadece yönümüzü anlatır.

 

Bu sadece bir öneridir, hepsi bu kadar.

 

Kuzey ay düğümünde top bizdedir.Onu ileri atabiliriz veya yere bırakabiliriz.Doğum haritasında kuzey ay düğümünün mesajları çok güçlü meydan okumaları temsil ederler.Bir bakıma kum üzerine inşa edilmiş kalelere benzerler.Geçmişten bize miras kalmış karmik veya genetik hiçbirşey onları kavramamıza yardım edemez.Buna rağmen bizi büyülerler.İçten gelen dayanılmaz merak duygusu bu egzotik alanları keşfetmemiz için bizi uyarır.Bunu yaparken bizi utandıran gülünç duruma düşüren olaylar yaşayabiliriz,ama aynı zamanda bir değişim ve büyüme duygusuyla dolarız.Yaşamı sürekli tadı çıkarılması,hazmedilmesi gereken muhteşem bir mucize gibi hissetmeye başlarız.

 

Broadway’de bir kadın oyuncusunuz.Yağmurlu bir Salı gecesi.Başınız ağrıyor.Sahne 112 oyun için açılıyor.Sürekli tekrar sayesinde edinilmiş bir hünerle,rolünüzü hatasız oynuyorsunuz.Alkışlardan sonra eve gidip yatıyorsunuz.Güney ay düğümünde yaşam böyledir:rutin,kesin ve genellikle etkileyici.

 

İlk bisikletini almış bir çocuksunuz.Düşüyorsunuz tırmanıp yine biniyorsunuz. Ve yine düşüyorsunuz.İki üç saat sonra kendi başınıza bisikleti sürmeyi öğreniyorsunuz.Gözleriniz faltaşı gibi açık,ailenizin önünden bisikletinizin üstünde geçiyorsunuz.Kendinizi dünyanın başladığı gün Tanrının hissettiği gibi hissediyorsunuz.Kuzey ay düğümündeki duyguda böyledir:tehlikeli,yepyeni, değişik ve zafer dolu.

 

Falcı astrologlar kuzey ay düğümüne fazla özen göstermezler.Onlar kişinin sahip olduğu “özellikleri” bilmek isterler ve kuzey ay düğümü bu konuda çok az bilgi sağlar.Evrimsel astrologlar ona farklı bir gözle bakarlar.Felsefelerinin yaşam kaynakları değişim ve büyümedir.Onlar için potansiyelleri ve olasılıkları vurgulayan kuzey ay düğümü,doğum haritasındaki en önemli semboldür.Bunun dışında her şey(burçlar,planetler,evler) araçlardır.Kuzey ay düğümü ise amaçtır.

 

 

 

Shf. 261-262-263-264

 

Her yaşamda yeni şeyler kavrarız.-ama aynı zamanda olumsuz alışkanlıklar ediniriz.Bu kavrayışlar ve alışkanlıklar,her doğumda yeniden ortaya konan,geçmişin damgalarıdır.Birlikte,içimizde,yeni eğilimler oluştururlar ve bu eğilimler şimdiki zamanda verdiğimiz kararların altını çizerler.Hintliler bu eğilimlere karma derler.Bu sözcük oldukça uygundur ve bu kitaptada kullanılacaktır.

Reenkarnasyon modelinde,güney ay düğümü karmamızı sembolize eder.Ve,gerçekte işlevi genetik modeldeki ay düğümü ile aynıdır.Her koşulda “geçmiş yaşamları” temsil eder.18. yüzyılda,Norveçte yaşamış olan büyükannenizin,büyükannesinin,büyükannesinin yaşayan bir imajı olabilirsiniz.Veya siz 18. yüzyılda Norveçte yaşamış olabilirsiniz. Farketmez hangi modeli seçerseniz seçin,o kadın,içinizde sizinle beraber yaşamaya devamediyordur.Reenkarnasyon geçerliliği olan bir kavrammıdır?Bunu cevaplamak astroloğun işi değildir.Hem birey kendi inanç sistemini kendisi cevaplandırmak zorundadır.Belki birçok yaşamımız vardır.Belkide bir kere yaşarız.Her koşulda geçmiş bugünü şekillendirir ve güney ay düğümünde geçmişin etkisini örten perdeyi aralayabiliriz.Güney ay düğümü doğum haritasında bir burç ve evde yeraldığı için onu inceleyebiliriz.Planetlerleaçı yapar(sadece 3-4 derecelik bir orb kullanmamız gerekir.)Bir başka deyişle,planete benzer bir işlevi vardır.0nu herhangi bir birim gibi yorumlarız.

 

Güney ay düğümü otomatik ve içgüdüsel bir yaşam biçimini gösterir.

 

İçinde yer aldığı ev kişinin sorgusuz sualsiz,doğal biçimde yaşamın akıp gittiği,aktivite alanını temsil eder.Güney ay düğümünün burcu buna nasılı ve niçini ekler;spontane bir biçimde gelişen ve eğer dokunulmazsa sonsuza dek sürebilecek bir motivasyon sistemini anlatır.Bir insanın sadece iyi veya sadece kötü bir geçmişi olamayacağı gibi güney ay düğümündede bütünüyle iyi veya kötü bir şey olamaz.Tüm diğer semboller gibi olağanüstü yüce potansiyelleri ve indirgenmiş çarpıklıkları bir arada barındırır.Yorumda her iki kutubada bakılması zorunludur.Unutulmaması gereken nokta güney ay düğümünün geçmişi temsil ettiğidir.O bitmiştir insanınoradaki işi tamamlanmıştır.Temsil ettiği bilgi ve davranış düzeyi mükemmelden çok uzak bile olsa,birey ilerlemelidir.Yaşamının o alanında yapabileceği her şeyi yapmıştır.Gelecek başka biryerde bulunmaktadır.Güney aydüğümünü bırakıp ilerlemek asla kolay değildir.Genelikle onu net olarak göremeyiz bile.Bir adam yeni doktoruyla görüşmek üzere içeri alınıyor.Doktor bir kadın.Adamın ilk sözleri “hemşire hanım doktor nerede?” oluyor. Aslında kimseyi kırmak istemiyor.Ama algılaması bilinçsiz bir önyargı ile biçimleniyor.Sadece erkeklerin doktorluk yapabilecek niteliklere sahip olduğunu varsayıyor.Bu,güney ay düğümünün nasıl işlediğine bir örnektir-güney ay düğümü sübjektif bir takım veriler düzenini çalıştırmaya başlar.Bunlardan kurtulmak istek ve irade gerektirir.Ama sadece bunların bilincinde olmak bile ilk anda yeterlidir.Eğer güney ay düğümünün işaret ettiği bilinçsiz önyargıları tanımakta yetersiz kalırsak bu eski davranış biçimlerini hiçbir noktaya varmadan sürekli yineleriz.Dünyada başarıya ulaşabiliriz.Güney ay düğümü iyi becerebileceğimiz bir şeyi sembolize ettiğine göre,genellikle bu olasıdır.

 

Ama duygular hoşnutsuzdur.Boşa kürek çekiliyor gibi hissederiz.Hayat mekanik ve amaçsızdır.İçimizde derin bir açlık doyurulmamıştır.Temelde bıkkınlık duyarız.

 

Bunun antidotu?Kuzey ay düğümüdür.

 

Kuzey ay düğümü gelişimimizin en üst düzeyini sembolize eder.Bir açıdan doğum haritasındaki en önemli noktadır.

 

Her zaman güney ay düğümünün 180 derece karşısında geçmiş üzerine gücü azalmadan baskı yapan noktayı temsil eder.Eğer kendimize onu deneyimlemek için izin verirsek,tamamen yabancı ve egzotik bir gerçekliğe açılırız.Kırılma noktasına doğru esneriz.Zihinsel devrelerimiz korku ve büyülenme arasında bölünüp yenik düşerler.Uyarılırlar,heveslenirler.Ama kırmızı ampuller yanıp sönmektedir.içimizde bir şey deneyimi reddetmektedir.İçimizde bir şey “başlama!” diye bağırmaktadır.Oğlak burcunda,onbirinci evde bir güney ay düğümü nü alalım.İster karma olsun ister kalıtım,bu insan içgüdüsel ve otomatik olarak “tuttuğunu koparan” ‘dır.Oğlak’ın etkili özdisiplini,kendisini hedeflerin planların evinde ifade etmektedir.Bu insan dünyaya gelir ve kendine hemen bir yaşam stratejisi oluşturur.Bu stratejinin önünde duran her şey ya bastırılır yada imha edilir.

Bu güney ay düğümünün karşısında insanın evrimsel geleceğidurmaktadır. Kuzey ay düğümü yengeçte ve beşinci evdedir.Buradao insanın yaşam hakkındaki tüm kabullerini tehdit eden deneyimleri görürüz.Bunlar ürkütücüdürler.Bunlarla yüzleşince insan kendisini beceriksiz hisseder.Bunlar nelerdir?Yengeç kanalıyla zihnin kırılgan ve müşfik duygular seli altında kalması ve beşinci ev kanalıyla,yaratıcılık,sevgi,kendini ifade gibi aktivitelerdeyoğunlaşılması görülür.Güney ay düğümünün aksine yaşam bugünde sürmektedir.

 

Geçmiş ve geleceğin arasında boşlukta kalan insanın bir seçim yapması gerekir.

 

Büyümek için kuzey ay düğümüne ihtiyacı vardır.Ama oraya ulaşabilmek için gerilmek esnemek belki yardım istemek ve mutlaka mahçup olmak gerekir.

 

Ve her zaman diğer seçenekler havada sallanmakta,kişiyi kolay yolu seçmek için tahrik etmektedir.”Bu güney ay dramalarını bir defa daha oyna.Güvenli hissetiğin yerde kal.” demektedir.

 

Eğer insan buna kanarsa yaşamının efendisi gibi görünür,

 

ama bir aptal gibi hissederek ölür.

 

 

 

Shf. 112

 

Bir erkek çocuk olarak,büyücüyü,

Her şeyi yapabilecek biri olarak düşündün.

Bir zamanlar bende öyle düşünmüştüm.

Hepimiz öyle zannettik.Oysa doğru şu ki,

Bir insanın gerçek gücü büyüdükçe ve bilgisi genişledikçe,izleyebileceği yol-ta ki en

sonunda hiçbirşeyi seçmeyeceği,sadece ve

tamamen yapması gerekeni yapacağı kadar-

daralıyor.

 

----Ursula K. LeGuin----

 

Alıntıdır

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...