Jump to content

James Churchward


nameste

Önerilen Mesajlar

http://www.churchward.com/cw/jack/images/cjchurch.jpg

James Churchward (1852 - 1936),

İngiliz asker ve araştırmacıdır.

 

 

1930'lu yıllarda kayıp Kıta Mu ile ilgili Naacal Tabletlerini çözmüş;

The Children of Mu (1931),

The Lost Continent Mu (1933)

The Sacred Symbols of Mu (1935) adlı kitapları ile gündeme gelmiştir.

 

 

Yazarın bu üç kitabı Türkiye Cumhuriyeti kurucusu M. Kemal Atatürk'ün okuduğu kitaplar arşivinde de yer almaktadır. Bilinen en ünlü esrarengiz İngiliz yazarıdır. Aynı zamanda uzman bir balıkçı ve mühendistir.

Atatürk 1930'lu yıllarda Tahsin Bey'i araştırma görevlisi olarak Amerika'ya yollamıştır. Mu kavmi hakkında bilgi edinmesi için birçok rapor düzenlemiştir Tahsin Bey; en ünlüsü 14. rapordur. Ön Türkler ile Mu kavmi arasındaki bağı sorgulamak babında yapılan araştırmalar sonucu Mu ile Meksika'daki kavimler ve Naacal Tabletleri arasında bir bağ bulunmuştur.

 

 

Churchward'a göre, Mu'nun yeri aşağı yukarı şöyledir; kuzeyde Hawaii güneyinde ise Fijis ve Paskalya Adası yer alır.

 

 

Churchward, Mu kıtasının günümüzden 50.000 yıl önce teknolojik olarak çok gelişmiş olduğunu ve 64.000.000 nüfusa sahip olduğunu söylemiştir.

Bu uygarlığın kolonileri arasında Hindistan, Babil, Pers, Mısır ve Maya uygarlıklarının olduğunu araştırmaları ile tespit etmiştir.

 

 

Albay James Churchward, macera ve merak tutkusuyla çok genç yaşlarında, 1883 yıllarında Hindistan'a gitti. Bu gidişin hayatının akışını değiştireceğini ise tahmin bile edemiyordu.

 

Churchward, hayatını değiştiren o Hindistan günlerini sonradan şöyle anlatacaktı;

 

"O sıralar bir eğitim mabedinin baş rahibine çalışmalarında yardımcı oluyordum. Önceleri bilmemekle beraber, bir süre sonra onun arkeoloji ve eski kayıtlarla yakından ilgilendiğini, bu konular hakkında tanıdığım herkesten çok daha bilgili olduğunu gördüm.

Bir gün değişik bir kabartmayı çözmeye çabalarken bana gösterdiği yakınlık, en hakiki dostluklarından birinin başlangıcı oldu. Bana bu özgün yazıları nasıl çözümleyebileceğimi gösterdi ve eğer istersem önüme çıkabilecek daha zorları için özel ders verebileceğini söyledi."

 

Albay J.Churchward, gecesini gündüzüne katarak aylarca tabletleri deşifre etmeye çalıştı ve pek çok tableti de deşifre etmeyi başardı. Ortaya çıkan sonuç gerçekten şaşırtıcı ve heyecan vericiydi. Tabletlerdeki yazılar dünyanın ve insanın nasıl yaratıldığını ve onun ilk olarak ortaya çıktığı yeri ayrıntılı olarak tanımlıyordu. Tabletlerin çözülen dili adeta "Mu" diye haykırıyordu.

Albay Churchward öğrendikleri karşısında büyülenmiş gibiydi. Eğer bu tabletlerde yazılanlar doğruysa dünya tarihi yeni baştan yazılabilirdi. Gerçeğe ulaşmanın tek bir yolu vardı: Yeni kanıtlar toplamak. Churchward'da öyle yaptı. Mabedin dışındaki diğer kayıp tabletlerin peşine düştü, fakat herhangi bir kanıt bulamadı.

Churchward araştırmalarını daha da derinleştirdiğinde elde ettiği bulguları, erken dönem Grek, Kalde, Babil, Sümer, Pers, Mısır ve Hindu medeniyetlerinin Mu uygarlığının uzantıları olduğu biçiminde yorumladı.

 

 

MU Uygarlığı hakkında, İngiliz Albay James Churchward'ın yaptığı kapsamlı araştırmalar sonunda yazdığı dört kitap neşredilene kadar kimsenin bu uygarlık hakkında ciddi bir bilgisi yoktu.

 

Uzun süre Hindistan'da, İngiliz ordusunda hizmet gören Albay James Churchward 1883 yılında Batı Tibet'e gider ve burada misafir kaldığı manastırda, bu manastırın başrahibi aynı zamanda "Büyük Rahipler Kardeşliği"nin önde gelen üyelerinden olan Rishi ile tanışır ve onunla ileri derecede bir dostluk kurar. Bu dostluk karşılığında Başrahip Rishi binlerce yıldır sır olan ve MU Uygarlığı hakkında geniş bilgiler içeren "Naacal Tabletleri"ni Albay James Churchward'ın incelemesine açar. Bu tabletler, ölü bir dil olan Naga-Maya (MU Dili) dilinde yazılmış olduğu için, Albay James Churchward bu tabletleri çözebilmek için iki yıl Tibet'te kalarak Başrahip Rishi'nin de yardımıyla, çeşitli harf ve şekillerden oluşan bu Naga-Maya dilini öğrenerek tabletleri çözer.

 

Böylece on binlerce yıl sır olarak saklanan bu bilgilerin bilinmeyen bir nedenle 19. yüzyılda açıklanmasına izin verilir. İncelenen bu tabletlerin bir kısmının kırık ve kayıp olmasına rağmen, yinede bu tabletlerden elde edilen eksik bilgilerle bile MU Uygarlığı ve kıtası hakkında ilk defa yoğun bilgi edinilir. 15.000 yıl önce yazılmış olduğu tespit edilen bu tabletler MU ülkesi ve MU dini hakkında geniş bilgiler içerir.

 

On beş yıl çeşitli bölgelerde MU hakkında incelemelerini sürdüren Albay James Churchward, Amerikalı Jeolog William Niven'in de 1921 - 1923 yılları arasında Meksika'da ortaya çıkardığı Maya Tabletlerinden haberdar olur. Doğruca Meksika'ya giderek bu tabletleri de inceler. Meksika Tabletleri de Tibet'teki tabletlerde belirtilen bilgilerin aynısını teyit etmektedir. Artık araştırmalarının sonucunda tümüyle ikna olan J. Churchward bu araştırmalarının sonucunu dört kitap halinde neşreder. Bu kitaplar 1930-1931 yıllarında yayınlanır.

 

Bu kitapların Türkiye ile olan ilişkisine gelince; Atatürk, Batılıların bize dikte ettirdiği yazılı tarihimize itiraz ediyordu. Zira bu tarihçiler, Türklerin Anadolu'ya girişini 1071'den başlatıyorlardı. Atatürk ise, Türk tarihinin çok eski olduğunu ve aslının Uygur Türklerine, hatta MU'ya dayandığını ispatlamaya ve yeni bir Türk tarihi yazdırmaya çalışıyordu. Bunun içinde işe önce Meksika'dan başladı. Burada Maya'larla olan ilişkilerden ve oradaki kayıtlardan yola çıkmak istiyordu.

 

Bu maksatla 1931 yılında Türk Tarih Kurumunu ve 1932 yılında da Türk Dil Kurumunu kurdu.1935 yılında Emekli General Tahsin Bey'i (Tahsin Mayatepek) MAYA Toplumunun dil ve kültürü ile Anadolu insanının dil ve kültürü arasındaki benzerlikleri araştırması için Meksika'ya Büyükelçi olarak gönderdi . Zira Atatürk Maya'ların da , Türklerin de Asya kökenli olduğundan çok emindi.

Tahsin Mayatepek Atatürk'e düzenli olarak gönderdiği raporlarda, Maya Kültürü ve dili ile Türk Kültürü ve dili arasındaki pek çok benzerlikleri tespit ederek bildirdi. Ayrıca J. Churchward'ın neşredilen kitaplarından da birer adet gönderdi. Atatürk hemen 60 kişilik bir tercüme heyeti kurarak bu kitapları Türkçeye çevirtti ve incelemeye başladı. Bu arada Tahsin Mayatepek'den araştırmalarıyla ilgili sürekli raporlar almaya devam etti. Bu yoğun çalışmalarını ölümüne kadar sürdürdü. Ömrü vefa etmediği için Türklerin gerçek tarihini dünyaya ispatlayamadan aramızdan ayrıldı.

 

Bugün 21. asırda Atatürk'ü anlayamayanlar kadar, o gün kendisinin kurduğu teşkilatın yöneticileri ve kader arkadaşları bile Atatürk'ü anlayamamışlardı. Atatürk'ün ölümüyle beraber bu çalışmaları bir daha gündeme getirilmemek üzere raflara kaldırıldı. Atatürk'ün çok değer verdiği o kitaplarda Atatürk'ün üzerine kendi el yazısıyla düştüğü notlarla Anıtkabir Müzesine kondu. Bütün bu çalışmalara inanmasalar bile, başta İsmet İnönü olmak üzere hiç kimse Atatürk'e saygı duyma adına da olsa bu kitapları bastırmayı düşünmedi. Yazıklar olsun, Atatürk'ü anlayamayan ve sevmeyen küçük beyinlere...

 

Albay J. Churchward'ın kitaplarında bahsedilen MU Uygarlığı Pasifik Okyanusunda büyük bir ada kıtasıydı. Doğudan batıya 8.000 km. , kuzeyden güneye 5.000 km. uzunluğundaydı. MU Uygarlığı bu kıta üzerinde 70.000 yıllık bir geçmişe sahipti. Günümüzden 12.000 yıl önce , çeşitli şekillerde rivayet edilen nedenlerle tüm kıta batmak suretiyle yok olmuştur. Kendisi ile birlikte Atlantis ve Uygur İmparatorlukları da yok oldu. En güçlü iddia, yer kabuğunun altında sıkışan gazların şiddetli deprem ve volkanik hareketlerle yeryüzüne çıkması esnasında büyük çatlaklar açarak , Kıtanın parçalanarak batmasına neden olduğu şeklindedir.

 

 

 

 

KİTAPLARI;

  • 1. St.Lawrence'ın 1000 Adası arasında Balıkçılık (1894)
  • 2. Büyük Oyun ve Kuzeydoğu Maine Balıkçılık Rehberi (1897)
  • 3. Kayıp Kıta MU İnsanın Anavatanı (1926)
  • 4. Mexico City yakınlarındaki Santiago Ahuizoctla'da William Niven tarafından bulunan Taş tabletlerin kopyaları (1927)
  • 5. Altın Çağın Kitapları (1927)
  • 6. MU'nun Çocukları (1931)
  • 7. Kayıp Kıta MU (1931)
  • 8. MU'nun Kutsal Sembolleri (1933)
  • 9. MU'nun Kozmik Güçleri (1934)
  • 10.MU'nun Kozmik Güçleri İkinci Kitabı (1935)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kayıp Kıta Mu kitabını yeni bitirdiğim zat. Severek,merek ederek,sorgulayarak, ''OHA'' diyerek okuduğum birçok nokta vardı kitapda. En hoşuma gidende,attığı her teoriye mantıklı bir kanıt sunabilmesiydi. Devam kitabı olan Mu'nun Çocukları da elimde mevcut. Yakın zamanda bu seriye devam edeceğim.

 

Dipnot: Atatürk ün bilinmeyen yönlerini araştırınca karşıma çıkmıştı bu adam. İyikide Atatürk ü araştırma merakında bulunmuşum ve bu zat ile karşılaşmışım diyebiliyorum.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

James Churchward'ı ben de Anıtkabir ziyaretimde kitabının açık şekilde sergilenmesi neticesinde iyice merak edip alıp okumuştum. İnsanı hayretler içinde bırakan, zihni birçok kuşkuyla dolduran kitapları var ve insan Mu Kıtasının varlığını sorgulamaz hale geliyor bir süre sonra... Keşke tahmin ettiği yerde şu kıta bulunsaydı da, daha ciddiye alınsaydı bilim çevrelerinde...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

bu kış arkadaşım kayıp kıta mu kitabını hediye etti , şahsen kitap beni baya etkiledi diğer kitaplarinida aldim yazın okurum diye ama sadece bi tanesini okuyabildim :rolleyes: , ve yanlış hatırlamıyosam populer science de okuduğum bir yazıya göre , bir grup bilim adamı tarafından tekrar bir grup oluşturulup mu kıtası hakkında araştırmalara başlıcaları bir yazı okumuştum ama daha sonra ne oldu bilemiyorum :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kitaplarını ben de büyük hayranlıkla ve nefes nefese okudum, bir çırpıda bitirdim hepsini üst üste. Okuyalı 3 sene kadar oluyor şimdi bir düşündüm de, tekrar okumam gerekiyor. En yakın zamanda tekrar alacağım elime eserleri.

 

Bu arada, Mu Kıtası varsa (ki bence de kesinlikle var) dahi "bulunacağına" ve dünya halkına "bakın bizden önce böyleleri vardı, yüzbinlerce yıldır dünyayı gizliden gizliye yönetiyoruz size açıklamıyoruz. Spiritüel yolculuğumuzda dünya aşamasını tamamladık ve bedensiz yaşama geçmemize rağmen sizi gözetlemeye devam ettik ama çok sıkıldık arkadaş! Şimdi de size bunları açıklamaya karar verdik" diyeceklerine hiç ama hiç emin değilim.

 

AurorA'nın da dediği gibi, böyle bir şey Dünya halkına ayan beyan sunulsa, tüm dünya sistemi çökecektir ve bu da muhtemelen uygarlık düzeyimizi "tekrar" yüzbinlerce sene geriye götürecektir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

neden gelişmişliğimiz bir anda çöksün anlamadim ama şunu söylemek istiyorum , biliyorsunuz şu an 11 ve daha fazla boyutun olabileceği konusu uzun zamandır dillerde , ve biz şuan sadece 3 boyutlu algılayabiliyoruz , eğer ki bu varlıklarla insanlık olarak iletişime geçebilirsek ( ki zaten iletişime geçiyoruz ,isimlerini cin , melek vesaire koymuşuz bu varlıkların) bizde algısal olarak bi üst seviyeye çıkabiliriz diye düşünüyorum hatta , mu kıtasının da bizim algı biçimimizin üstünde bir boyuta tasinmis olabileceği görüşü de var :) yani boyut kavramında bir gelişme gösterebilirsek , sırların yavaş yavaş çözülebileceğini düşünüyorum

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...