Jump to content

Gül Ve Haç Kardeşliği 1.Konu


priory of sion

Önerilen Mesajlar

3. Gül ve Haç Kardeşliği (The Brother of the Rosy Cross)

 

http://m.harunyahya.org/Image/makaleler/127.jpg

 

http://www.sacred-texts.com/mas/md/img/27600.jpg

 

 

A) Kuruluşu

 

Gül ve Haç Kardeşliği’nin anlattığı İsa Mesih ile Kilise’nin resmi belgelerinde ve kutsaal metinlerinde yer alan İsa Mesih’in hiçbir ilgisi ve benzerliği yoktur.Vatikan belgesine göre Christendome’da (avrupa) halen en çok saygı gören kuruluş budur.Bu örgüt her biri 36 yıl süren 3 periyotluk (3×36=108) zaman dilimlerinde dünyaya yön vermeye çalışmış tek Okült örgütüdür.(İsa çiçektir gül ve haçtır) Hz.isa çarmıhtan gerildiğinde hala ölmemişti ve ızdırap çekiyordu.bunu gören bir asken dayanamayıp mızrağıyla isanın göğsüne bir darbe vurmuştu.askerin amacı isanın acı çekmeden ölmesini sağlamaktı.isanın böbreğinden akan kan ayaklarından ve ellerinden çivilenmiş olduğu hacın dibine damlamış ve inanca göre isanın kanının damladığı hacın dibine birden bire güller yeşermişti.işte bu gül ve kan isanın tensel canıydı.isa bir çiçek olmuş açmıştı.bu olayda haç da büyük öneme sahiptir.çünkü haç olmasaydı isanın karnının güle dönüştüğü bilinmeyecekti.bir başka olaysa ünlü ezoterist artwer weistin anlattığına göre gül isanın kanının olmasının yanı sıra hacın esrarengiz mesajı iletmek için kullandığı ışıktır.gül gregçe çiğ damlası demektir.ve bu haliyle isanın hristiyan gnostizimindeki (rafizilik) sembolüdür.ayrı zamanda gül orta çağdaki yazılışıyla ras (rose) kalem demektir.ve sayısal değeri itibariylede R=200, O=75, S=90 ve rose =365'i vermektedir.bu nedenle günümüzde kullanılan takvim sistemini kuran papa gregory tarafındanbir yılın 365 gün olması öngörülmüştür.böylece isanın yılın her gününe damgasını vurması sağlanmıştır.bu sistemle isa yine çiçek olarak değerlendirilmiştir.çünkü nazarteh kentinden geldiği için kendisine nazarenli isa denilen tanrının oğlu nazareth çiçek anlamına geldiği için böyle anılmıştır.işte gül ve haç örgütü bu türden olağanüstü ve mücezevi yönleri bulunduğuna inanmış şövalyeler tarafından 2.yy`da kudüste kurulmuş ve bugüne kadar pek çok dünya olaylarına karışarak gelmiştir.9.yüzyılın ortalarında karolenj (alman) imparatoru büyük karl (şarlman, charlemagne, der grobe karl) gül-haç örgütünü genişleterek almanyada yaydı ve örgütten yararlanarak hristiyanlığı kullandı bu sayede devleti altında yönettiği 10 dan fazla halkı ve 2 den fazla ırkı bir arada tutabildi. ama bunun karşılığında gül-haçlılara olağanüstü yetkiler verdi. devletin önemli makamlarına gül-haçlıları getirdi. karolenj imparatorluğunu gül-haç örgütü yönetmeye başladı.10.yüzyıl ortalarında karolenj imparatorluğunun valilerden, subaylara, subaylardan, rahiplere imparatorluğun en önemli mevkilerinin çoğunluğunu gül-haç örgütü üyeleri yönetiyordu. halktan ve soylulardan bir çok kişi gül-haça katılıyordu.gül-haç üyeleri avrupaya yayılmak amacıyla 11.yüzyıl ortalarında bir çok gül-haç üyesi fransa, italya ve polonyaya gitti. vatikanda bir çok kardinal, fransız soylularının büyük kısmı ve polonyalı subaylar gül-haça katılmaya başladı. gül-haç kutsal-roma cermen başta olmak üzere bir çok devleti yönetmeye başlamış ve tehlikeli bir oluşum halini almıştı.Gül ve Haç'ın yer üstüne çıkması 16. Yüzyıla denk geliyor.1656/1787 yılları arasında Gül ve haç teşkilatı’nın 5856 üyesi vardı.Parecelsus adlı birinin öğretilerinden yola çıkılıyor. Simya ilminin en önemli isimlerinden biri bu adam.Bütün Avrupa'yı dolaşan bir gezgin. 1521 yılında İstanbul'a gelip uzun bir süre kalmış. Onun öğretileri Gül ve Haç'ın doğmasına yol açıyor.Yüzyıllardır olageldiği gibi onlar da Katolik kilisesinin korkusundan yer altındalar! Protestanlar ile Katolikler arasındaki savaşın gizli örgütü bu.Tabii bunlar Protestan.Parecelsus şu sözleri söylüyor ve tarih16.Yüzyıl.Diyor ki, "İnsanoğlu, doğal ebeveynlerine sahip olmadan doğurabilir.Özel bilgiye sahip bir Alşimist'in (simyacı) marifeti aracılığıyla böylesi yaratıklar dişi organizmalarda geliştirilmeden ve doğmadan ortaya çıkabilirler.Modern ekonominin temel taşlarını yaratan düşünceleri de ortaya atmış bu adam. Şöyle diyor,"İnsan tanrının kendisine verdiğini çalışarak öğrenilebilir.tembel zenginlerin malları elinden alınarak onları çalışmaya zorlansın!" Tabii bu fikirler kilisenin hiç hoşuna gitmiyor.

 

 

B) Gücü ve Olayları

 

Dünyanın en gizli örgütüdür.gnostik masonik bir örgüttür.protestan bir örgüttür,her 108 yılda bir dünyaya yön vermeye çalışan tek örgüttür.Avrupa Birliği(Avrupa Birliği’ni kuran da yine Gül ve Haç Kardeşliği örgütünden olanların bir araya gelerek oluşturdukları ve kısa adı MRA olan Moral Rearmament’tir),NATO,Birleşmiş Milletler,Dünya Bankası ve merkez bankaları gibi uluslararası örgütleri kurmuşlardır.masonlarla,sion tarikatıyla organik bağları vardır.illüminati 1790 dan sonra gül ve haçın içine girmiştir.bu örgütün şatosunda 3 yılda 9.000 alman ve fransızı yetiştirdiler,ve sistemi yöneticek kadroyu belirlediler.sonrada şatonun tam karşısında gül ve haç örgütünün bir kolu olan MRA'ın şatosuna gönderdiler ve avrupa birliğnini kurdular.Yakın dönemlerde dünya siyasetinde etkili rol oynamış yüzlerce kişi bu gizli örgütün (gül ve haç örgütü) üyeleriydiler.Birkaçını saymak gerekirse; General de Gaulle, Valery Giscard d Estaing,Avrupa Birliği’nin kurucularının tamamı,yüzlerce senatör,bakan ve milletvekilileri,CIA’nın 4 başkanı ve 2 NATO Genel Sekreteri,George Washington'dan başlayarak, Gerald Ford'a ( 1962 ) kadar gelen 15 Amerikan Başkan ve 9 Başkan yardımcısı,alman ve fransız devlet başkanları mitterand ve audenaur,türkiye cumhurbaşkanı celal bayar,papalar ve daha yüzlerce seçkin kişi gül ve haç şövalyesiydi.

 

 

C) Gül ve Haç örgütünğn bazı üyeleri

 

Gül-Haç örgütünün amaçlarını pratiğe geçirmeye çalışan kişiler arasında en önemlisi ve en tanınmışı Sir Francis Bacon’dur.Bacon aslında İngiliz Tapınakçıları’nın büyük üstadıdır.Gül-Haç Üstadı olarak, gizli ilimler, özellikle de Kabala,büyü ve simya konularında dönemin en bilgili şahsiyetidir.Bilimsel adı verilen çalışmalarının esas amacı, mistik-doğaüstü güçleri kullanarak doğaya hakim olmaktır.Roger Bacon (öl. 1292) ile başlayan çizgide gelişen Aydınlanma uyanışı Françis Bacon (öl. 1626),Descartes (öl. 1650), John Lucke (öl. 1704), Newton (öl.1727)), Montesque (1729), Voltaire (öl. 1778), Diderort (öl. 1784) Kant (öl. 1801) vb.Aydınlanma çağının mimarları ile devam etti. Bunların hepsi Gül-Haç Cemiyetin üyeleriydiler.Dolayısıyla masondular.Böylece,Aydınlanma’nın İngiltere kısmı,Francis Bacon ve onu izleyen biraderleri tarafından gerçekleştirildi.Alman ve Fransız Aydınlanmaları da,yine aynı şekilde Gül-Haç ya da Mason localarında gelişecekti.

 

 

D) Manevi Cihazlanma Derneği,Morel Rearmanent,Mont Pelerin Society (MPS) (MRA)

 

http://www.cfhs.iofc.org/sites/all/files/images/CFHS_2008_caux_sonchaud.jpg

 

http://www.hoteldesnarcisses.net/photos/caux-postcard-960.jpg

 

http://www.aerodrome-gruyere.ch/photos/albums/userpics/10001/05-Caux_Grand_H%C3%B4tel.jpg

 

 

İsviçre'de,Montrö yakınlarındaki Caux kentinde tarihi bir şato.Umberto Eco'nun romanından çekilen "Gülün Adi" filminin sahnelerini andıran bir Ortaçağ dekoru.1500 kişilik dev salonlar, antikalarla dolu uzun koridorlar.Ve ortalıkta dolaşan siyah cübbelerinin arasında kollarını kavuşturmuş; yaşlı papazlar.Burası bir kilise değil,Hiristiyanlık üzerine ulaslararası çalışmalarıyla tanınan,"Moral Re-Armament'in,yani "Manevi Cihazlanma Derneği"nin karargâhı.Bugünkü Avrupa Birliği'ni kuran Almanya ve Fransa, II. Dünya Savaşı sonrasında düşman kardeşlerdi.Onları yan yana getiren, barıştıran ve AB'nin temellerini atan da böyle bir örgüttür.Adı; Moral Rearmament.Kısaca MRA yani.Örgütün kurucusu Amerikalı Lüteryan papazı Frank Bushman'dı.bu örgüt gül ve haç örgütü tarafından kurlmuştu.Bu örgü,ilk önce 1929'da I. Dünya Savaşı sonrasında İngiltere'de,'Oxford Grubu' adıyla kurulmuştu.(daha sonra isviçre caux kentinde) nazi almanyasında MRA çok gizli ilişkiler kurmuştu.bazı hitlerci sivil ve askeri yetkililer MRA üyesiydi.MRA merkezinin bulunduğu isviçre caux şatosunda(1945-1950 yıllarında) 1983 fransız ve 3113 alman en üst düzey yetkilisi günlerce süren toplantılarda birleşik avrupa fikrini nasıl hayata geçireceklerininin bir yol haritasını hazırlayarak ülkelerine dönmüşler.(bu 3000 ve 2000 kişi daha önce gül ve haçın şatosunda davranış bilimleriyle eğitildi) ilginç olanı alman devlet başkanı yapılan audenaur fransız tarafından ab nin manevi babası sayılan robert schuman ve ab nin baş mimarı sayılan jean monnet başkanlık etmişti.Manevi Cihazlanma Amerika'da en etkili kurumlardan biridir.Bill Clinton yönetiminde çok etkilidir.Butros Gali, Zbigniew Brzezinski gibi ünlü şahsiyetler de derneği övüyor ve Clinton'dan özellikle İslam ve AT konusunda örgütle temas halinde olmasını istiyorlar."Dernek Yahudi aleyhtarıdır.Bünyesine hiç Yahudi almamıştı.derneğin tüm üyeleri üst düzey masondur.Türkiye'deki şubesinde de Yahudi yoktu.Ayrica sanıldığınin aksine Yahudiler Masonları değil. Masonlar Yahudileri kullanır.Almanya'daki 24 bin masondan,sadece 400'ü Yahudidir.Şimdi gelelim MRA’nın İstanbul’daki şubesine;Türkiye’de MRA,“Manevi Cihazlanma Derneği” adıyla,Beyoğlu,Asmalımescit Sokağı’ndaki bir apartmanın üst katında faaliyetlerini sürdürmüştür."Dernek,Caux'daki şatoda eğitilmiş Türkler tarafından kuruldu.40 kişilik kurucu kadrosunun toplantıları Bulvar Palas'ta yapılırdı.Derneğin üyesi ve kurucularından biri,ünlü İstanbul Valisi Prof. Dr.Fahrettin Kerim Gökay‘dır.Gökay,33.dereceden masondu.Sayısız derneğin kurucusu ve üyesiydi.Mason cemaati içinde adı çok geçen bir valiydi.Manevi Cihazlanma Derneği’nin bazı özel toplantıları bu “minik” valinin Kadıköy-Göztepe’deki köşkünde yapılırdı.Derneğin başka bir toplantı yeri de Kadıköy-Selamiçeşme’deki İsmail Agar’ın köşküydü.İsmail Agar,1961′de idam edilen Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu’nun yakın akrabasıydı.Derneğin tüm üyeleri Circle d’Orient’ın (Büyük Kulüp) üyeleriydiler. Derneğin açık propagandası “Anti Komünizm”di ve buna karşı Maaneviyatı” yeniden “Cihazlandırmak” gerekiyordu! Dernek,aynı zamanda İstanbul’da sayısız Güzelleştirme Derneği” açmış ve buralardan “Adam Derlemişti”.1960 yıllarındaki 27 Mayıs darbesinden önce dernek,Menderes hükümetine ilginç bir “Reconciliation” projesi götürmüştü. Buna göre İstanbul şehri,“Dünya Dinlerinin Başkenti” yapıla*caktı. Fener Patrikhanesi, Vatikan gibi bir devlet haline getirilecek,Kariye Camisi bir tür Hilafet Merkezi yapılacak ve Yahudilik de en üst düzeyde yeniden yapılandırılacakt Dönme ve Karaim Yahudileri de böylelikle temsil hakkına kavuşacaklardı. Bu projeyi hayata geçirmek için MRA’nın Türkiye Şubesi,1957′den sonra Menderes’e ünlü “İstimlak ve Onarım”projesini götürmüş ve Ayasofya’da “Ortodoks İbadetine” başlanmasını salık vermişti.Derneğin o dönemdeki başkanı DP Milletvekili Ekrem Tok’tu.Bu derneğin üyelerinin tamamı masondu. İlginçtir ki bu kişiler, İstanbul’u “Dünya Dinlerinin Başkenti” yapmak ideallerini 1963′ten sonra “Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü” toplantıları ile yaygmlaştırmışlardı. Son yıllarda moda olan üç din birliği projesi (İbrahimi Dinler Projesi) de bu örgüt tarafından ilk kez 1957′de mason derneklerinde teklif haline getirilmişti.Manevi Cihazlanma Derneği’nden yetişen veya ona üye yapılmış birçok siyasetçi,bilim adamı,işadamı ve bürokrat vardı. Bunlardan biri daha sonra Türkiye tarihinde önemli rol oyanadı.Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a yakınlığıyla tanınan bu kişi Hazım Atıf Kuyucak idi.İktisat Profesörü olan Kuyucak, 27 Mayıs sonrasında adını unutturdu ve Masonik “Uykuya Yattı”.Kuyucak,masonların en üst kurulu olan “Supreme Council’deki en etkili iki profesörden biriydi diğeri Sahir Erman. Türkiye’nin tüm petrol tasarıları ve anlaşmaları onun elindeydi.Fakültedeki görevini başka bir mason biraderine (Prof. Şükrü Baban’a) bırakarak tüm çabalarını Türkiye’nin Avrupa ile “Bütünleştirilmesi” meselesine adamıştı.Hazım Atıf Kuyucak,masonların en etkili “Spekülatif” locası, Nur Locası’nın” 33 dereceli Maşrık-ı-Âzam’ı idi.Ünlü Bilderberg’in 1959′da İstanbul Yeşilköy’de toplanan gizli oturumunda Türkiye’yi Kuyucak temsil etmişti.İlginçtir ki, Kuyucak,aynı zamanda “Gül ve Haç Kardeşliği” gizli örgütünün de 1964′e kadar başında olan kişiydi.Günümüzde AB-Türkiye ilişkilerinin perde arkasında kalan görüşmelerini masonlar yönetmektedirler.Özellikle Fransız Büyük Doğu Mason Locası’nın Üstadı Alain Bauer ile Türkiye’deki masonlar bağlantılıdır. Gül ve Haç’ın gizli toplantıları İstanbul ve İzmir’de yapılıyordu (İstanbul’da Teşvikiye’de).1964′te Gül ve Haç Şövalyeliği’ne yeni bir isim getirildi. Bu kişi İzmirli bir Avdeti Sabataycı olan Cemal Birik’ti.17.derecede Mason olan Birik’i 1964′te İskoç Riti’nin izniyle önce Tapınak Şövalyeliği mertebesine,sonra da 33 dereceye çıkartarak,Gül ve Haç Baş Şövalyesi tayin edenler Hazım Atıf Kuyucak, Necmettin Erol ve çok ilginç bir siyasetçi olmuşutu: TC Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı vekili ve adayı İhsan Sabri Çağlayangil. Eski bir vali ve istihbaratçı olan Çağlayangil,33 derecedeki siyasetçilerden biriydi.Ünlü Humeyni, Bursa’da zorunlu oturuma tabiyken, Çağlayangil, Ayetullah ile ilgili tüm gizli bilgilerin elinde toplandığı kişiydi.Çağlayangil,MRA’nın Türkiye’deki güçlü ellerinden biriydi.Başta Koç ve Sabancı aileleri olmak üzere kalburüstü kişileri bu İsviçreli örgütle tanıştıran oydu.

 

 

E) Son 100 yılda Türkiyedeki Gül Haç şövalyeleri

 

· 1861'de Hali Paşa

 

· 1909–15'te Aziz Ahmet Paşa

 

· 1928–31'de Yargıtay Başkanı Fuat Hulusi Demirelli

 

· 1945-55'te Doktor Mim Kemal Öke

 

· 1955-67'de Prof. Hazım Atıf Kuyucak,onun isteği ile şovalye olan DP milletvekili Ekrem Tok

 

· 1975-84'te Prof.Mukbil Gökdoğan

 

· 1984-95'te Prof. Sahir Erman

 

· 1966-67'de Doktor Enver Necdet Egeran

 

· Içişleri eski Bakanı Tevfik Rüştü Aras

 

· Ankara eski Valisi Nevzat Tandoğan

 

· Istanbul eski Valisi Ord.Prof.Dr Fahrettin Kerim Gökay

 

· Meclis Başkanı Kazım Özalp

 

· Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar

 

· Özbekler Tekkesi Şeyhi Ataullah Efendi

 

· Amiral Mehmet Ali Paşa,

 

· Yazar Servet Yesari

 

· Başbakan Hasan Saka

 

· Devlet Şurası eski Başkanı Mustafa Reşit Mimaroğlu

 

Bunların tamamı 33 dereceden Masondu.Kimi Kadoş Şovalyesi,kimi Tunç-Yılan Şovalyesi,kimiyse Gül ve Haç Şovalyesi unvanını taşıyordu.Ama Türkiye bu kişilerin gerçek kimliklerini hiçbir zaman bilemedi.

 

F) Mitterand'tan Chirac'a

 

Bugünkü AB'nin mimarlarının tamamı bu örgütten yetişmiş kişilerdir.Robert Schumann'dan başlayarak, F.Mitterand'a ve Valerie Giscard d'Estaing'e kadar hepsi bu iki örgütle bağlantılıydılar. Örneğin Fransa'nın unutulmaz başkanı F. Mitterand, Sosyalist Parti'nin amblemini bile değiştirmiş ve sembol olarak 'gül'ü" kullandırmıştı. Mitterand (1916-1996) Tapınak Şövalyeleri'nin iki gizli merkezinden biri olan JARNAC'ta doğmuştu ve bu kentte günümüzde de varlığını sürdüren gizli öğreticilerle eğitilmişti. Kendisini politikaya sokan Alain Ponler de Gül ve Haç Şövalyesi ve üstad masondu. Mitterand, Fransa Cumhurbaşkanı olmadan önce ve sonrasında dört kez Tapınakçılar'ın merkezi Rennes Le Chateau'ya giderek bâzı gizli toplantılara katılmıştı. Hâttâ Deistler'in ve Tapınakçılar'ın sembolik tanrısı "Evrenin Yüce Mimarı Asmodeus'un şatodaki heykelinin önünde ona saygısını sunarken çekilmiş fotoğrafları bile vardı. Mitterand, ayrıca AB'nin perde gerisindeki gizli mimarlarından olan Priory of Sion adlı Gül ve Haç bağlantılı gizli örgütün lideri Pierre Plantard de Saint Clair ile de çok yakın dosttu ve ilişki içindeydi.

 

http://shadowtheatre13.com/images/renneslechateau/photogalleryrlc/originals/merid_mitterrand.jpg

mitterand ve asmodeus

 

http://img.over-blog.com/403x530/2/00/54/05/Rennes-le-Chateau/Article-5/Miterrand-lundi-2-mars-1981.jpg

mitterand tapınakçıların mekanında.

 

 

G) gül ve haç teşkilatı,tapınak şövalyeleri,masonlara bağlı bazı ünlü isimler.

 

Gnostik düşünce tarzı son 2000 yıllık tarihi içinde çoğu zaman Katolik Kilise'sinin baskısı altında kaldıysa da özellikle 1876'dan itibaren kendisini bu baskıdan kurtardı. Günümüzün ünlü Gnostiklerinden Harold Bloom'un sözleriyle açıklarsak, ABD'nin gerçek dini ( bunun İngilizcesini de yazmak zorundayım ) ''the self concealed core of the American Religion is Orphic, Gnostic and Millenarian'', Rafizi öğretilerden oluşmaktadır. Gnostik/Rafizi görüşleri benimseyerek dışsal olarak ''İyi Katolik/Hıristiyan'', içsel/batıni/Ezoterik olarak da ''İyi Gizli Örgüt Üyeleri'' (!) olan ünlüler saymakla bitmez. Kısa bir liste vererek bitireyim. Rene d'Anjou ( 1418 - 80 ).Rönesans'ın kurucularından sayılan Rene d'Anjou, İsa'nın tilmizi Joseph Arimathea'nın soyundan geldiğini ve Davut Peygamberin kanını taşıdığını öne sürerek Avrupa'nın en güçlü soyluluk hanedanı olan Lorranie ve Guise'i kurmuştu. Ezoterist ve Hermetistti. Nicolas Flamel ( 1330 - 1380 ) En ünlü Alşimistlerden biriydi.Kabbala'nın şifrelerini çözmüş ve ''Altın'' üretmeyi başarmıştı. Flamel, ''Hz. İbrahim'in Gizli Yazılarını'' tarih sahnesine çıkartarak bu kitaptaki şifreleri kullanmasıyla tanınmıştı. Adi metallerden Altın üreterek Gnostik Kiliselere büyük bağışlar yapmıştı.Sandro Filipepi ( 1463 - 1510 ). Daha çok Botticelli adıyla tanınan ünlü ressam. Venüs tablolarında Ezoterik Şifreler gizlidir.Leonardo Da Vinci; Robert Fludd ( 1595 - 1637 ) Gül ve Haç üyesi Ezoterist, ünlü Dr. John Dee'nin ( Kraliçe'nin casusu ) öğrencisi; Robert Boyle; Isaac Newton; Charles Radclyfee ( 1727 ) İskoç Riti'nin kurucularından Kral Naibi; Charles Lorranie ( 1746 - 80 ), Kutsal Roma İmparatoru François'in kardeşi; Charles Nodler ( 1801- 44 ); Balzac; Victor Hugo; Lamartine; Musset; Delacroix; Verval ve T. Gauiter'nin hocası; Claude Debussy ünlü besteci; Jean Cocteau, ünlü yazar ve tasarımcı ve daha niceleri. Bu kişilerin tamamı Gül ve Haç bağlantılı örgütlerden Tapınak Şovalyeleri ve Masonlara bağlıydılar.Tüm eserlerinde ve çalışmaların bu gizli örgütlerin ''Yeni Kudüs'' düşünü hayata geçirmek için uğraştılar. Bu grupların yakın zamanlardaki siyasi liderleri ise Charles de Gaulle, F. Mitterand ve Valery Giscard'dır.ABD Başkanlarından George Washington'dan başlayarak, Gerald Ford'a ( 1962 ) kadar gelen 15 Başkan ve 9 Başkan yardımcısı Gül ve Haç bağlantılı Masondu.John Marshall'dan başlayarak ( 1800 ) 11 Devlet Bakanı, 8 Genelkurmay Başkanı, 7 Yüksek Mahkeme Başkanı, 34 Yüksek Mahkeme Başkan Yardımcısı,sıradan Mason değil,ünlü ''Supreme Council'' üyeleriydiler.Bunların emrinde çalışmış on binlerce küçük dereceli Mason vardı! Türkiye AB'nin, ''Tarihinde vardır ama Kültüründe yoktur.'' Bu tarih ise ''Türk Tehdidine Karşı Oluşturulmuş bir Tarih'tir. AB Kültürü'nün bugünkü gerçek sahipleri Seküler, Deist ve Gnostik topluluklardır.Onların oluşturdukları ve Vatikan tarafından yüzlerce yıl baskı altında tutulmuş olan bir Kültür Türk İnsanına olabilecek en uzak ''Din Karşıtlığı Noktasındadır.'' Günümüzde AB içinde bu gruplarla Yerleşik Din Temsilcileri arasında bir mücadele vardır. İlginç olan ise her iki grubun da üzerinde anlaştığı tek ortak hususun Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olmasıdır. Durum budur ve gerisi de Hıristiyan Takiyyesi ve Kırmızı Başlıklı Kız masalıdır Christendome'da yaşayan ve kendilerine ''Avrupalı'' diyen toplumlar, ''Myhtos'' ( yarı gerçek yarı masal efsane ) yaratmaya, sonra da kendilerinin yarattıkları bu ''Masallara'' gerçekmiş gibi inanmaya çok düşkündürler. Avrupa Birliği bu ''Myhtos''lardan ( Ütopya ) en geniş kapsamlı olanıdır. ''Avrupalı'' toplumlar ''Myhtos'' olmadan varlıklarını ve kültürlerini sürdüremezler. Başka toplumların ve toplulukların belki de birkaç bin yıldır bildiklerini, bunlar yeni keşfederler ve sanki bu müthiş (!) keşif kendilerine aitmiş gibi bunu bir ''Üst Tasarım'' olarak dünyaya kabul ettirmeye çalışırlar. Bunu yaparken de müharref İncil'de İsa'nın ağzından nakledilen şu sözlerinden yola çıkarlar: ''Yüce Tanrı Baba, Dünya Seni Tanımıyordu Ben Tanıyordum ve Seni Onlara Ben Tanıttım.'' ( John: 17:25-26 ) Gerçekte Gnostiklerin ve Yahudilerin ve diğer Pagan toplumlarının yüzyıllardır bildikleri ''Tanrı''yı bile bunlar en az 1000 yıl gecikmeyle tanımışlardı.

 

 

H) Gül ve Haç Kardeşliği örgütündeki gül neyi temsil ediyor.

 

Yahudiler için kutsal kitapta geçen gül, “beklenen kurtarıcıyı” simgeler. Aynı gül kodu Hıristiyanların Katolik mezhebinde “Bakire Meryem’e” verilmiş olan adlardan biridir. Mitolojide ise güle çeşitli anlamlar yüklenmiştir.Eros, tanrılara gül sunar ve bunu başlarının üstüne koyar. Bu, başına gül konulmuş olan kişinin ya da tanrının sırlarının saklanması gerektiğini sembolize eder. Bu nedenle günümüzde özellikle gizli kalması gereken sırların konuşulması yasaktır ve buna hem diplomatik dilde hem de ezoterik örgütlerde “Subrosa” yani “gül altı” ya da “gülün altında” denilir. Ayrıca yine mitolojiye göre ilk güller “Tanrıça Afrodit”in sevgilisi Adonis’in kanayan yarasından akan kandan doğmuştu. Daha sonra bu efsane, İsa’nın çarmıha gerilişi sırasında böğründeki yaralardan akan kan damlacıklarından oluşan güller inancına dönüştü.

 

j) Avrupa birliğinin kodu

 

Avrupa Birliği üzerinde 13 yıldız ve 13 harften oluşan iki kod ve şifre vardı. 12 yıldız AB'yi, son yıldız da bu 12 yıldızı yönlendiren masonluğu simgeliyordu. Fransız Büyük Doğu Mason Locasının mührü G.O.D.F harfleri ile simgelenmişti. Buradaki F harfi, Gül ve Haç örgütünün anayasası sayılan FAMA'nın baş harfidir. Bu mühürdeki her harfin arasına üçgen oluşturan üç nokta konmuştur. Bu da Mason tanrısının kodudur.

 

 

k) İzmir Palasın Sırrı

 

http://cdn.internethaber.com/gallery/24777/10.jpg

 

Teşvikiye’deki İzmir Apartmanı eski adıyla İzmir Palas, önünden geçenler için tarihi eski bir bina görünümünde. Ancak başınızı kaldırıp yukarıya, binanın en üst katına baktığınızda enteresan bir yapı dikkatinizi hemen çekecektir. Binanın diğer katlarından farklı olarak küçük bir kubbeyi andıran ve sütunlar üzerine oturtulan bu küçük yapı binanın gizli bir sembolü aslında.Gül ve Haç Kardeşliği’nin İstanbul’daki toplantılarına ev sahipliği yaptığı için binada örgütün gizli sembolleri kullanıldı.Apartmanın kapısında yeşil çiniler üzerindeki gül motifleri de yine örgütün simgesiydi.

 

 

L) Teşvikiye'den başka yerlerde de var.

 

Bu insanlar bu binalarda1930'lara kadar kalıyorlar.Ama daha öncesinde Gül ve Haç'ın Galata'da bir yeri var.Teşvikiye'deki yerde üstatlar toplanıyor(Nişantaşı İzmir Palas,Maçka'da, Maçka Caddesi üzerinde,İtalyan Sefarethanesi olarak inşa edilen Anadolu Teknik Lisesi karşısındadır.7 katlı apartman,İzmirli işadamı Şerifzade Ahmed Süreyya Bey (ö.1932) tarafından, Cumhuriyet döneminin ilk 10 yılı içinde yaptırılmıştır),Galata'daki yerler ise arşiv binaları.Yoksulların bakıldığı yerler var.mesela buralarda. Kont Bernarditi 1877'den itibaren bu konakta Gül ve Haç'ın en büyük üstadı olarak yaşıyor.İstanbul dünya başkenti olduğu için.izmir palasın karşısındaki lisedede o dönemki lideri kont bernard oturuyordu.

 

 

M) Gül ve Haç'ın, başkent olarak İstanbul'u seçmesinin nedeni ne?

 

Yaptıkları araştırmalara göre İstanbul şehrinin üzerinde, gökyüzünde kesişen enerji akımları var.Bunlara radyo akımları deniyor. Dünyanın etrafındaki bu radyo dalgalarıyla 'insan temas kurabilirse bilincin çok yükseğe çıktığına' inanıyorlar.Dünyada böyle yedi bölge var ve bunlardan biri İstanbul'da. Burada yapılan törenlerde amaç, dünyanın etrafındaki görünmeyen ama kaplayan o enerji dalgalarıyla bütünleşmeyi sağlayabilmek.1919'dan itibaren aslen Gürcü olan Gurdgieff diye bir adam yönetiyor İstanbul'daki Gül ve Haç'ı. Rusya'dan kaçıp gelmiş, Stalin ile aynı köyden.Gurdgieff önce Kars'a sonra İstanbul'a geliyor. Bu adam İslami Rufai ve Hurufi tarikatları tarafından yetiştirilmiş bir adam. Bu iki tarikat, İslam'daki okült tarikatları.Gurdgieff, tarikatın öğretilerini en iyi bilen adam.Taksim Sıraselviler'de bir yer tutuyor kendine ve orada müritler ediniyor.Ortodoks asıllı tarikat şeyhi oluyor. Bunlar Gül ve Haç'ın buradaki temsilcileri oluyorlar.Sonra Paris'e gidiyorlar ve Fontain Bleu diye bir enstitü kuruyorlar. Bu enstitü bugün de var,Gurgdieff ismiyle. Bugün ruhsal terapi ile uğraşan çok ünlü bir sağlık merkezi.burada ilişkin olduğu türklerden bir tanesi çok ilginçtir. Dr. Rıza Nur diye, aslında hayli ilginç bir adamdı. Hatıratı da yayınlanmıştı.Rıza bey aynı zamanda Lozan Konferansı'nda İsmet Paşa ile birlikte Türkiye'yi temsil eden heyetin ikinci başkanı. Ve Bu Gurdgieff ile de bağlantılı. Fikri bir yakınlıkları var. Rıza Nur ve Gurdgieff'in hayatını inceleyen bizim bir hocamız vardı.Cavit Orhan Tütengil.

 

 

N) Gül Ve Haç Gizli Örgütüne Bağlı Papa ve yakın türkiye dostları

 

20. yüzyılın Papaları arasında "Gül ve Haç" gizli örgütüne bağlı olduğu bilinen en az bir Papa vardır. Bu Papa, ilginçtir ki çok güzel Türkçe konuşurdu. Uzun yıllar (1930'larda) yurdumuzda kalmış ve bazı gizli dostlar edinmişti. En yakın dostlarından biri daha sonra T.C. Devleti'nin Cumhurbaşkanı olmuştu , Aynı dönemde Ankara'da görevli olan ve Papalığı sırasında "Gül ve Haç" sembollü Baston Asa taşıyan bu kardinal de Papa seçilivermişti. Kadere bakın ki biri Müslüman diğeri Katolik bu iki eski dost iki devletin başına geçmişlerdi.. Ve bunlardan Türk olanı Türklerin tarihinde asla rastlanmamış bir girişimde bulunarak tüm dünyayı ve eski dostunu şaşırtmıştı. Türk'ün bu girişiminden sonra Papa da Türk dostuna ömrü boyunca unutamadığı bir iyilikte bulunmuştu.

 

 

Gül ve Haç olsun, Templar olsun, bu tür örgütler Vatikan tarafından "Kİlise içinde Kilise" olmakla suçlanmışlardır. Dolayısıyla bunlarla o ve diğer Masonik Localarla ilişki kurulması Vatikan tarafından şiddetle cezalandırılmıştır. Nedir ki Vatikan'da, günümüzde de bu tür örgütlerin üyeleri vardır. Mason Kardinaller ve papazlar vardır.bu ruhbanlar her ne kadar katolikseler de örgütleri bakımındanda daha çok eski Hıristiyanlığı temsil eden Kopti Kilisesi'ne yön veren Aziz Mark'ın gizli İncil'inden etkilenmişlerdir.Eski BM Genel Sekreteri Butros Gali'nin üyesi olduğu bu Kilise tüm iskoç ve Keltik geleneği belirlemiş olan Kilisedir.Piskopos Angelo Roncalli de işte böyle bir ruhtandı. Önemli bir Katolik gazetesi olan The Universer(Evren)ün baş editörü olan Pier Compton'un açıkladığına göre Roncalli, sembolli Gül ve Haç olan bir örgütün üyesi yapılmıştı. Roncalli 1935'e kadar Sofya'da Vatikan'ın Diplomatik Servisi'nde (Vatikan'ın Gizli istihbarat Örgütü) çalışmış, sonra da Apostolik Temsilci olarak Türkiye'ye gönderilmişti.O yılllarda Türkiye'de Vatikan Büyükelçiliği yoktu, işte Compton'un belirttiğine göre Roncalli, ilk kez istanbul'da, bu şehirde bulunan gizli Gül ve Haç Örgütü üst yöneticileri tarafından bu örgüte alınmıştı. ilginç olan Roncalli'ye bu örgüte girdikten sonra ilerde Papa olacağının söylenmiş olmasıydı.

 

Roncalli Türkiye'de bulunduğu yıllarda (1935-45) çok iyi Türkçe öğrenmişti. O dönemde Türkler tarafından Kurtuluş-Pangaltı'da bulunan Vatikan temsilciliğine bazı gizli ziyaretler yapılmış ve bunlar Türk istihbarat elemanlarınca saptanmıştı. Roncalli, son derece halim selim bir adam olarak tanınmıştı.Kendisinden hiç kimse olağanüstü bir girişimde bulunacağını sanmıyordu. Tam bir bürokrat gibi davranmayı seviyordu. İtliye sütlüye karışmadan olabilecek en pısırık tavırlarla köşesinde oturup emekli olmayı bekleyen bir Tapu Kadastro memuru gibiydi. Ama bunların hepsinin maske olduğu sonradan anlaşıldı.

 

Kardinal yapılan Angelo Roncalli, Türkiye'de çok yakın ilişkiler kurmuştu. Bunlardan biri de 1930"lu yıllarda tanıştığı genç ve gözünün pekliğiyle tanınmış bir politikacıydı. Bu genç politikacı daha sonra İsmet İnönü'yle mücadeleye girdi ve Demokrat Parti'yi kuran üç kişiden biri oldu. Celal Bayar adlı bu politikacı 1950 yılında Demokrat Parti'nin seçimleri kazanmasıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti'nin 3.Cumhurbaşkanı seçildi. Kardinal Roncalli'nin Türkiye'deki en yakın dostlarından biri işte oydu. Celal Bayar, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Gül ve Haç üyesi dostu Roncalli'nin ricasını kırmadı ve Vatikan'ın Türkiye'de bir Büyükelçi açması için gereken emirleri vardı. 1958'e gelindiğinde Roncalli,beklenmedik şekilde Papa seçildi ve 23. John adını aldı. Ve ilk işi de II. Vatikan Konseyi'ni toplamak oldu. Bu konsey Katolik aleminde bomba gibi bir etki yaptı. 1963'de, 23. John öldü ama 1965'de tamamlanan Konsey çalışmaları Papanın adını ölümsüzleştirdi. Bu konseyde olan kararlar günümüzde Katolik alemine ve Papalığa yön vermektedir.

 

Celal Bayar ile Roncalli'nin dostluğu Türkiye tarihindeki bir ilke de imzasını atmıştır. Celal Bayar eski dostu Roncalli Papa seçilince Vatikan'a giderek onu bizzat makamında kutlayan-ilk Türk ve Müslüman Devlet Başkanı oldu. O güne kadar hiçbir Müslüman devlet başkanı, Papanın ayağına gitmemişti.bu sürpriz ziyaret vatikan ile türkiye arasındakl ilişkilerde Ortodoks alemine karşı bir gözdağı oldu.istanbullu Papa, Bayar'ın bu cesur girişimini karşılıksız bırakmadı. 1960'da yapılan askeri darbede Yassıada'ya gönderilen ve daha sonra da idama mahkum edilen Celal Bayar'a çok anlamlı bir jest yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri adına Celal Bayar'ı idama mahkum eden Sıkı Yönetim Mahkemesi idamdan birkaç saat önce idamdan vazgeçti. Bir gece önce Anka-ra'ya gelen ve bizzat Papa 23. John'un mesajını ileten bir Kardinal, darbeci subaylara Celal Bayar idam edilirse Papayı ve tüm Katolik alemini karşılarında bulacaklarını en sert dille bildirdi. Sonuçta zavallı Adnan Menderes ve arkadaşları asıldılar, komitacı Celal Bayar daha uzun yıllar yaşadı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Ü) Gül Ve Haç Bağlantılı Bazı Örgütler.

 

Gül ve Haç Kardeşliği Örgütü’yle tarih ve “Cult” bağlantıları olan örneklerden bazılarını görelim.

 

Colıımbus Şövalyeleri: 1882’de Connecticut’ta kuruldu. Kilise tarafından mason localarına üye olmak yasaklandığı için, bu tarikata giren Katolik soylulardan oluşmaktadır. Tarikatta tüm ritüeller masonik sisteme göre yapılır. I. Dünya Savaşı’nda Katolik askerleri yönlendirdiler. 1967’de Şövalyeler Amerikan Büyük Locası’yla bütünleştiklerini açıkladılar. ABD’li yazar ve düşünür Irving Berlin, bu örgütün bağlantılı olduğu New York’ta ki “Munn Locası’na” kayıtlıydı.

 

Druidler: 1718’de Londra’da kuruldu. 1833’te “Birleşik Kadim Druidler Tarikatı” adını aldı. Özellikle yoksulluğu işleyen yayınları yönetirler. Üç dereceden oluşur ve birbirlerini Gnostik-Hıristiyanlığın öngördüğü şekilde, “Grove” sıfatıyla anarlar. (NOT: Grove, itaat etmeyen, katılımcı, şifacı vd. anlamında kullanılır.) 1908’de Alman Druidleri Birliği kurulmuş, bunu Kanada ve ABD’deki Druid örgütleri izlemiştir. Druidlerin, Müslümanların Kâbesi gibi kutsal saydıkları bir Taş Tapınağı vardır, bu, İngiltere’deki “Stone Henge”dir. Druidler, büyü ve sihir ustalarıdır, taşlardan ve belirli bitkilerden (Ör: Melissa, St. john’s Wart) şifa amacıyla yararlanırlar. Halen dünyadaki en güçlü “Din-Dışı” okült örgütlerinden biridir. Günümüzde İngiltere Kraliçesi Elizabeth, Druidlerin “Onursal Baş rahibesi”dir. Sir Winston Churchill de (1874-1965) 24 Mayıs 1901’de “Studholme” Mason Locası’na üye yapılmış, sonra da Druidlerin ağırlıkta olduğu Rosemary Locası’na 2851 kayıtlı üye olmuştur.

 

Freetkinkers (Özgür Düşünenler): Mason entelektüellerinin toplandıkları özel bir locadır. 1930’larda ABD’de “Sekülerleşmeyi” temin etmek için manifestolar yayınlamış ve çok büyük toplumsal çalkantılar oluşturmuşlardı. 1970’lerde eski manifestolarını yenilediler ve “Sekülarizmi” Yeni Dünya Düzeni’nin Yeni “Dini” ilan ettiler. Bunu mahkeme kararlarıyla devletin din siyaseti haline getirdiler.Özellikle ABD’de ve İngiltere, İsviçre ve İsveç’te devlet siyasetini belirleyen locadır. AB’de “Din/Devlet” ayrımcılığını yönetirler.Bertrand Russell üyeleriydi. Sherlock Holmes’un yaratıcısı Sir Conan Doyle (1859-1930) bu örgütün Phoenix Locası’ndaydı.

 

Goodtempler Tarikatı: Topluma yön vermek arzusunda olan bu “İyilik / Doğruluk” Tapınağı adlı masonik örgüt 1852’de New York’ta kurulmuştur. Geleneksel olarak tüm New York belediye başkanları bu tapınağın üyeleri sayılmışlardır, Papa XIII. Leo’nun Katoliklerin Mason olmalarını yasaklayan 1883 tarihli fetvasına karşı çıkan bu tarikat, ağırlıklı olarak “Alkoliklerin” tedavisi amaçlı vakıflar kurmuş ve bu vakıflar aracılığıyla çok büyük bir servet ve etki alanı açmıştır.Tarikattaki tüm ritüeller mason locaları tarafından düzenlenmektedir. Masonluğu yaymak için kullanılan paravan bir “Hayırseverlik” kurumu gibi çalışmış ve çalışmaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde locaları vardır.

 

B’nai Brith: 1843’te New York’ta kurulmuş olan bu Yahudi örgütü sadece erkek üyelerden oluşmaktadır.Üç derecelidir. B’nai Brith, kadın üye olmadığı halde perde arkasından feminist hareketlere en çok para ve destek veren masonik örgüt olarak tanınır.2. Dünya Savaşı sonrasında Almanya’yı tazminat ödemeye mahkûm ettirmiş ve 50 yıl süreyle İsrail’e para akıtmıştır. 1980’lerde Berlin’de ve Frankfurt’ta da localar açmış ve özellikle Müslüman işçilerin izlenmesini sağlayan gizli yönetmelikler çıkartmıştır. AB içindeki en etkili 12 lobiden biridir.AB projesinin baş mimarlarından siyasetçi ve gazeteci Henry Bernhard , Brith’le doğrudan bağlantılı Berlin’deki “Büyük Frederick” Locası’na kayıtlıydı.

 

 

J) Resimler

 

http://v3.arkitera.com/UserFiles/Image/news/2010/09/14/como.jpg

 

gül ve haç örgütü tarafından tasarlanan invisible collage(göze görünmeyen akademi) daha sonra 1670'lerde ünlü royal academy olarak ortaya çıktı.newton ve boyle gibi örgüt üyeleri tarafından yönetildi.bu tasarım örgüt üyesi theophilus schweighart tarafından 1618'de çizilmiştir.

 

http://www.manlyphall.org/wp-content/uploads/paracelsus-palengenesis.jpg

 

paraceilus gül ve örgütünün tarihsel önderi.

 

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/9/9f/Observations_upon_the_Prophecies_of_Daniel.png/364px-Observations_upon_the_Prophecies_of_Daniel.png

 

ünlü matematikçi ısaac newton gerçekte bir alşimist ve hermetistti.yukarıda incilden çözümlediği kitabı var.bu kitabı kendisinin öldükten sonra yayınlaması için abisine verdi.newton hem gül ve haç kardeşliği örgütünün üyesi hemde üstad masondu.bir iddaya görede sion tarikatının leonardo da vinciden sonra seçilen 3 gizli yöneticisinden biriydi.(bu kitap bende var pdf'e çevirince foruma linkini koyarım.)

 

Royal Society

 

Francis Bacon’ın ölümünden bir süre sonra, ömür boyu düşlediği bilimsel reform tasarısı Royal Society’nin kuruluşuyla gerçekleşti (1660). 1645 yılında İç Savaş’ın ortasında, Royal Society’nin temelini atan toplantılar yapılmıştı. İlk çekirdeği oluşturan kişiler arasında, Beyaz Dağ felaketinden sonra Palatinat’tan kaçarak İngiltere’ye sığınan, Samuel Hartlib ve Comenius’la, Théodore Haak ve Dr. John Wilkins gibi birçok kişi vardı. Dr. John Wilkins, Rozikrusyen Manifestolar’ da yer alan düşünceleri çok iyi biliyordu. Robert Fludd ve John Dee’den esinlenerek yazdığı Mathematicall Magick (Matematik Büyüsü, 1648) adlı kitabında Fama Fraternitatis ve Confessio Fraternitatis’ten söz ediyordu. Topluluğun üyelerinden Robert Boyle’un, bu topluluk için Görünmez Kolej” terimini kullanması ilginçtir. Bu terim, o dönemde çoğunlukla, Rozikrusyenler’i nitelendirmek için kullanılırdı.Royal Society’nin kurucu üyelerinden, simya tutkunu Robert Moray’se, Thomas Vaughan’ın (1622-1666) koruyuculuğunu üstlenmişti. Vaughan, 1652 yılında Eugenius Philalethe takma adıyla Fama Fraternitatis ve Confessio Fraternitatis’ in ilk İngilizce çevirisi olan The Fame and Confessio’yu (Ün ve İtiraf) yayımlayacaktı. Bu düşünürler, eskilerin felsefi ve dini mirasını artık bir kenara bırakmak istiyordu. 1660 yılında “Görünmez Kolej”in toplantıları Royal Society örgütünü doğurdu.Ne evrensel bir reform ne de eğitim söz konusuydu artık, önemli olan tek konu bilimdi. Yine de Royal Society’nin, Bacon’ın esinlendiği Rozikrusyen görüşlerin bir kısmını benimsediğini söylemek yanlış olmaz. Thomas Sprat, Royal Society Tarihi (1667) adlı kitabında bunu açıklamaktadır. Kitabın kapak resmi, İngiltere Kralı II. Charles’ın büstünün yanında Royal Society’nin ilk başkanı William Brouncker’le Francis Bacon’ı göstermektedir. Bacon’ın başının üzerinde yer alan kanat, bir kez daha Sub Umbra Alarum Tuarum Jehovah deyişini anımsatmaktadır. Kapak resminin çizeri olan John Evelyn, Bohemya’dan İngiltere’ye göçmüş bir ressamdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...