Çağın Vebası Hakkında Bilinmeyen Gerçekler

[Demon Hunter]

AIDS’in ölümcül bir hastalık tablosu olduğu yıllardır biliniyor. Ancak HIV ve AIDS kelimelerinin anlamları sıkça karıştırılıyor. Her HIV taşıyıcısının AIDS olmadığı bilinmelidir. HIV bir virüs, AIDS ise hastalıklar bütünüdür

Avusturya’nın başkenti Viyana’da 18-23 Temmuz tarihleri arasında 25 bin kişinin katılımıyla 18’inci Uluslararası AIDS Kongresi düzenlendi. Kongrede, ‘HIV ve insan hakları’, ‘Damgalanma ve ayrımcılık’, ‘Tedavi ve ilaçlara erişim’ konuları ele alındı. Eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın da katıldığı kongrede, global ekonomik krizin HIV araştırmaları ve tedavisi için yapılan bağışlara olumsuz etki yapmaması konusunda çağrıda bulunuldu. Toplantılarda HIV tedavisine ihtiyaç duyan 15 milyon kişiden sadece beş milyonunun hayat kurtaran ilaçlara erişimi olduğu bildirildi. HIV ve AIDS kelimeleri bir arada anılsa da anlamları farklı. Aradaki farklı belirtmek için işe her ikisinin tanımlamarıyla başlayabiliriz.

HIV (Human Immunodeficiency Virus), Türkçe’de ‘İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü’ olarak nitelendirilir. Bağışıklık sistemini zayıflatan virüs, vücudun kolaylıkla direnç gösterebileceği hastalıklara açık ve savunmasız hale getirir. AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome), Türkçe’de ‘Edinilmiş Yetersiz Bağışıklık Sistemi Sendromu’ olarak adlandırılan hastalıklar bütünüdür.

Tedavi olmayan HIV taşıyıcısı AIDS tablosu geliştirir. HIV, vücuda girdikten sonra uzun yıllar belirti göstermeden varlığını sürdürebilir. Doğru zamanda ilaç tedavisine başlayan ve ilaçlarını düzenli alan HIV pozitifler, AIDS evresine gelmeden yaşamlarını sürdürebilirler.

 

 

Bulaşma yolları

Korunmasız cinsel ilişki: HIV’in en yaygın bulaşma şekli. Korunmasız oral, anal ve vajinal cinsel ilişki sırasında virüs vücuda girebilir.

Kan ve kan ürünleri: Virüs barındıran kan veya kan ürünlerinin nakli ya da doku ve organ nakilleriyle bulaşma mümkün. Ortak enjektör kullanımı ve HIV pozitif kanla kirlenmiş aletler kan alışverişine neden olabileceğinden bir başka bulaşma yoludur.

Anneden bebeğe: HIV gebelik sırasında, doğumla ve emzirmeyle bebeğe geçebiliyor. Gerekli önlemler alınmadığı taktirde bulaşma oranı yüzde 20-30. Ancak bu oran tedbir alındığında yüzde bire kadar düşebiliyor. Anne, bebeğini emzirmeyerek bulaşma riskini azaltabilir.

 

http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaberIciResim/2010/07/25/fft16_mf754605.Jpeg

 

Nasıl korunurum?

- Her türlü ve her cinsel ilişkide prezervatif kullanın.

- Kontrol edilmiş güvenli kan ürünleri kullanın

- Enjektörü ortak kullanmayın

- Gebelik öncesinde HIV testi yaptırın.

 

HIV belli grupların hastalığı değil

Bilinenin aksine HIV’nin bulaşmasında etnik köken, meslek, yaş, kadın ya da erkek olarak gruplama yapmak mümkün değil.

Tüm dünyada halen 34 milyon kişi HIV’le yaşıyor. Bu sayının 15 milyondan fazlasını kadınlar oluşturuyor. Yılda iki milyon kişi AIDS nedeniyle yaşamını kaybederken her yıl 2.7 milyon yeni vaka ortaya çıkıyor. Bunların 430 binini çocuklar, 910 binini gençler oluşturuyor. HIV pozitiflerin yüzde 40’ı bu virüsü taşıdığından habersiz. Yaklaşık 2.2 milyon Avrupalı HIV’le enfekte. Ancak üçte biri, HIV’le enfekte olduğundan habersiz. Sahra altı Afrika olarak adlandırılan, dünyada HIV pozitifin en yoğun görüldüğü ülkelerdeyse HIV’le yaşayanların sayısı 22.4 milyon kişi.

 

 

Aktivitesi bol kongre

Kongre boyunca Viyana sokaklarında, çeşitli aktiviteler vardı. En büyük aktivite ise tarihi Heldenplatz Meydanı’na doğru gerçekleştirilen yürüyüştü. Pankartlar, düdükler ve vuvuzelalar eşliğinde halkla birlikte yürüyen eylemciler, “Tedavi insan hakkıdır”, “Seks işçiliği de iştir”, “Hakları koruyun, AIDS’i durdurun”, “Cinsellik insan hakkıdır” gibi sloganlar attı. Yürüyüşün ardından BM iyi niyet elçisi, şarkıcı, eylemci Annie Lennox konser verdi. Lennox, Avusturya hükümetini küresel fona az miktarda katkıda bulunduğu için eleştirdi ve “Bu konferans Viyana’ya 45 milyon Euro kazandırdı. Bu para küresel fona aktarılmalı” dedi.

 

Alıntı......