Jump to content

Şişme Kuramı ve paralel evrenler (sonsuz yaşamın müjdesi)


fulyaxxx

Önerilen Mesajlar

Andrei Linde, atomaltı parçacıklar arası etkileşimlerin kuramında kullanılan skaler alanları evrenin ilk anına taşıdı.Skaler alan; bir sıvının akışkanlığının ölçüsü olan vizkoziteye benzer bir özelliğe sahip.Daha kıvamlı sıvıların daha yüksek vizkoziteye ( Bir akışkanın (sıvı veya gaz)
viskozitesi
, akışkan üzerine uygulanan kaydırma kuvvetinin karşılaştığı sürtünme direncinin bir ölçüsüdür.
…)
sahip olması gibi, yüksek enerjili alanlar da yüksek vizkoziteye sahip. Linde, bir alanın enerjisi çok yüksek olduğunda, uzay-zaman genişleyerek gerilse de enerji değişiminin vizkoziteden dolayı az olduğunu, bunun şişme dönemini mümkün kıldığını fark etti. Ancak evren şiştikçe skaler alanın vizkozitesi azalıyor,sıfırlanmasıyla da şişme dönemi sona eriyordu. Bu noktadan sonra da Standart Büyük patlama denklemleri görevi üstleniyordu.

Linde,evrenin başlangıcında skaler alanın olabileceği her türlü enerji değerini göz önünde bulundurdu ve hangi durumların şişmeye neden olabileceğini hesapladı. Skaler alan göl gibi pürüzsüz ve düz değil, okyanus gibi çalkantılıydı. Daha bilimsel ifade ile, vakumu oluşturan skaler alanda sürekli olarak enerji iniş çıkışları,kuantum dalgalanmaları meydana geliyordu. Bu dalgalanmalar kısa sürdükleri ve minicik oldukları için gözlenememelerine rağmen aniden şişerek makroskobik boyuta ulaşabiliyor, yani
yeni evrenlerin oluşumuna
olanak sağlıyorlardı. Fakat dalgaların üst üste bindikleri noktalarda enerji yoğunluğu artarken bazı bölgelerde azalıyordu. Böylece evren bazı yerlerin sıcak, bası yerlerinde soğuk olduğu benekli bir yapı alıyordu. Enerjinin yoğun olduğu bölgeler genişlemeyi kesiyor, patlayıp şişiyordu. Soğuk benekler ise ise genişlemeye devam ediyordu. Yoğun enerjili uzay – zaman bölgelerinin patlayıp şişmesi ise yeni evrenlerin yaratılması demekti.Böylece Mega-evren okyanusunda sürekli evren adaları oluşuyordu.

Şişme kuramı bu açıklamaları ile evrene ve evrendeki varlığımıza yönelik bakış açımıza ciddi değişiklikler getiriyor. her şeyden önce bütün bunlar,Büyük Patlama nın bir sefere mahsus olmadığını,Mega Evren’inin tarihinde birçok patlamanın meydana geldiğini ve gelecekte de birçoklarının olacağını öngörüyor.Bu ise içerisinde yaşadığımız evrenin
Mega-Evren
denen büyük okyanusun içindeki evren adalarından sadece biri olduğu manasına geliyor. Bu modele göre uzay-zaman genişledikçe yeni evrenler için yer açılıyor. Hali hazırdaki evren sayısı sonsuz. Sonsuzdan bahsettiğimiz an da muhtemel her şeyin gerçekleşmesi gibi bir durum söz konusu olduğu için imkansız diye birşey kalmıyor.Örneğin bu model,bir yerlerde tarihi ve geleceği bibim evrenimizin tıpa tıp aynısı olan başka evrenler sunduğu gibi aynı kaderi paylaştığımız kopyalarımızın da varlığını öngörüyor. Yani uzaklarda bir yerlerde bu sene yaşadığınız tüm deneyimleri yaşayan,sizinle aynı şeyleri hisseden bir ikiziniz ya da ikizleriniz var..

Her bir evrenin kaderi başlangıç koşullarıyla belirleniyor. Değişik başlangıç koşulları bizimkinden tamamen farklı fizik sabitlerine sahip evrenler doğuruyor. Bunların bazıları herhangi bir yaşama olanak sağlamazken bir kısmı bizimkiyle aynı,organik kimya temelli yaşam koşulları sunabilir.Bir kısmında ise bizimkinden çok farklı yaşam koşulları bulunabilir. Bu durumda Mega-Evren’nin bir yerlerinde Dedekorkut hikayelerinde bulunan tepegöz,belinden yukarısı dişi balık görünümlü insanlar, iki başlı ejderhalar bulunabilir.Olasılıkları genişletmek mümkün.Aklınıza gelebilecek hertürlü fantastik kurguyu yapabilirsiniz.

Büyük Patlamadan önce ne vardı, her şey nasıl yoktan var oldu. Linde’nin şişme kuramına göre Büyük Patlamadan önce skaler bir alan vardı ve her şey, evrenimiz ve diğer evrenler, bu kuantum dalgalanmaları neticesi ortaya çıktı.Bu durumda yoktan varoluş sorusu, ‘’ Mega-Evren’’ denen skaler alan nasıl varoldu? Sorusuna dönüşüyor. Bu konudaki çalışmalarıyla bilinen kuramcı Alexender Vilenkin kuantum tünelleme ve dört boyutlu bir küre modellemesi ile yoktan varoluşun matematik denklemlerine ulaştığtığını söylüyor. Vilenkine göre başlangıçta sadece matematiksel formüller vardı. Her şey matematiksel formüller formatındaydı.

Çoklu evren öngörülerine karşı çıkan bilim insanlarının en büyük gerekçesi ise,tahmin edildiği gibi deneyle ispatlanamaması.

 

 

Bu arada bu bilim insanlarının, insan olma nokasında ki başarısıdır. Hiç bir kanalın v.s resi değilidr. Diğer yazdıklarımda taşıdığım endişelerden biri de bu tip bilimsel başarılarda dahi kendilerine pay çıkarmak istemeleridir.

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...