Jump to content

Sıradan Büyü ve Yüksek Büyü


nevermore

Önerilen Mesajlar

üyü nedir? Bunu tam olarak anlatmak kolay değil. Aslında ne kadar yazılırsa yazılsın kimse büyünün tam olarak ne olduğunu anlatamaz çünkü büyüyle ilgilenen ne kadar insan varsa o kadar da farklı kavram vardır. En iyisi büyüyü elden geldiği kadar kendi anlayışımız ve diğer insanların görüşleri ile tarif edip, onun ne olduğunu anlamayı okuyucunun kendi görüşüne bırakmaktır.

Büyüyü önce Sıradan Büyü ve Yüksek Büyü veya Yüksek Maji olarak ayırmak gerekir. Bu ayırım burada ele alınacak olan bütün ekoller, ülkeler ve dinler için geçerlidir. Yani hangi ekol olursa olsun bu Sıradan ve Yüksek Büyü ayrımı değişmez. Hepsinin kendi içinde bu vardır. Sıradan Büyü, büyü denilince ilgisiz halk yığınının aklına gelen şeydir. Büyünün dört temel amacı vardır.

1 – Maddi İstekler (Param olsun)

2 – Aşk ve Cinsellik (Sevdiğim bana gelsin veya beni sevsin)

3 – İntikam (Düşmanım kahrolsun)

4 – Sağlık (Sağlığım güçlü olsun)

Ne kadar farklı büyü uygulaması olursa olsun bu dört temel madde değişmez. Binlerce ve binlerce büyü formülü uygulamaları ne kadar farklı olursa olsun sadece bu dört temel maddeden birine hizmet eder. Batı majisine damgasını vurmuş olan, son yüzyılın son büyük majisyeni Aleister Crowley büyüyü şöyle tarif eder"Maji, olacak olan olaylarda isteğe uygun değişiklikler yapma bilim ve sanatıdır”.Yüksek Büyü ise mistisizm denilince akla gelen herşey, İslam Tasavvufu ve Yahudi Kabalası benzeri bir şeydir. Asıl amacı kişinin kendini geliştirmesi ve Kozmik bilinçle bir olmasıdır. Bu yüzden bizim Büyü tarifimiz şu şekildedir "Kişi şayet bir olayı veya bir kişiyi değiştirirse bu onun kendi gücünü gösterir. Şayet kişi kendisini değiştirebilmişse bu büyünün gücünü gösterir". Tabii ki, Yüksek Büyü pratiği yapan bir kimse sıradan büyücülerin yaptıkları ya da yaptıklarını iddia ettikleri herşeyi yapabilirler ama sırada büyücüler Yüksek Büyü pratik eden kimsenin olduğu olamaz ve yaptığı herşeyi yapamazlar.Sıradan Büyü pratiği kolaydır. Kişinin fazla birşey bilmesi gerekmez. Sabırla tekrarlayarak kendisinde ve her insanda zaten mevcut olan güçleri uyarır ve zamanla birşeyler yapmaya başlar. Bunun için kişinin birşey bilmesi gerekmez. İnanması yani iman şarttır. Bunun dışında kişi okuma yazma bilmese bile farketmez. Yüksek Büyü daha farklıdır. Birçok pratik yapmanın yanısıra bazı başka boyut varlıkları ile kontak halinde olmayı gerektirir. En azından kişinin bağlı olduğu ekol böyle bir kaynaktan çıkmış olmalıdır. Biraz genel kültür gerektirir. Kişi kendisine benzeyen çalışmalar yapan veya yapmış olan diğer kişi veya ekollerin ne yaptığını, nasıl sonuçlar aldığını bilmelidir. Aldanmamak için oldukça dikkat etmek etmek zorundadır ki, burada söz konusu olan aldanma bir süre sonra bazı başarılar elde edince kişinin kendisini birşey zannetmesi hatta tanrı yerine koymasıdır. Ayrıca biraz yabancı dil, biraz zeka gerekir. Yüksek Büyü pratiği kişiyi bir ölçüde mutlaka geliştirir ama fizik planda başarılı sonuçlar alan mesela sıradan büyü pratiği yapan birisinin aldığı sonuçları almak ilk zamanlarda daha zordur.

Burada belirtilmesi gereken bir durum daha var. Bu notları okuyan herhangi bir kimse, ya meraktan öylesine okuyan veyamajikal sanatlarla ilgilendiği için bu notları almış olan birisidir. Şayet meraktan, sadece vakit geçirmek için okuyan bir kimseyse önemli değil6 fakat büyüyü anlamak, çalışmak ve onunla birşeyler başarmak isteyen bir kimseyse şöyle düşünebilir:"Sıradan büyü kolay. Fazla bir şey bilmek de gerekmiyor. Buna karşılık Yüksek Büyü zor. Uzun ve yorucu çalışmalar ve de en önemlisi zeka gerektiriyor. Bu durumda ben en iyisi Sıradan büyü ile uğraşırım. Maksat işimin olması değil mi. Tamam işte". Bu durum özellikle Türk insanının zihinsel tembelliğine çok uygundur. Ancak unutulmaması gereken iki şey var. Bunlardan birincisi, yukarıda da belirtildiği gibi profösyönel büyücü yetiştirmek veya birileri birşeyler öğrenip, işini görsün diye hayır kurumları yararına büyücülük öğretmek gibi bir iddiamız yok. Dolayısıyla bu tür kurnazlıklar içinde olan kimseler yıllar geçse bile hiç birşey öğrenemediklerini görürler. İkinci olarak. Kişi bu tür şeyleri elde etmek için uğraştığı sürece başarması zordur. Sıradan büyü uygulamaları bir gösteri, işinvitrinidir. Mesela İslami tarikat şeyhlerinin kerametleri hakkında bir sürü efsane vardır. Evet şimdiki şeyhlerin varlığı herne kadar islam folklöründen öte gitmiyorsa da, bir zamanlar gerçekten keramet sahibi olan şeyhler vardı. Bu kimselerin yaptıkları işler halk arasında dilden dile dolaşırdı. Ancak bunların bir gâyesi vardı. Halktan kimseler bu kerametlere hayran kalır, kendileri de bunları başarma arzusu ile o dergaha katılırlardı. Eğitimleri sırasında da zamanla şunu öğrenirlerdi. Keramet denilen mucizevi işleri başarabilmek için yıllarca çalışmak gereklidir. Bunu göze aldıktan sonra da şunu anlarlar, keramet önemli birşey değildir. Hatta evliyanın kerameti insanın tuvalete gitmesine benzer. Yani böyle birşeyin olduğu ve yapıldığı herkes tarafından bilinir fakat toplum içinde ve gerekmedikçe olurolmaz yapılması hoş karşılanmaz. Keramet göstermek işin en önemsiz kısmıdır. Bu durumda sadece bir takım fevkaladelikler elde etmek için gelmiş olanlar bir, iki ay ya da bir iki yıl içinde bırakıp giderler. Kalanlarsa sadece gerçekten kendisini gelişmek isteyenler, gösteriş ve basit menfaatler peşinde koşmayanlar olurdu. Bu kimseler sonunda kendileri de keramet gösterebilecek hale gelirler fakat ona ulaştıkları zaman zaten bu gibi şeylerin gözlerinde bir değeri kalmamış olurdu. Özet olarak şeyhin keramet sergilemesi bir anlamda sadece tarikata yeni müridler kazandıran bir vitrindi. Aynı örneğe uyan bir de Uzakdoğu öğretileri olan Karate, Kung Fu gibi savaş sanatları vardır. Herkes bu gibi şeylerle ilgili takımların zaman zaman gösteriler yaptığını elleriyle taş, tahta filan kırdıklarını bilir. Bunları gören hevesliler kendileri de aynı şeyi yapmak veya insanları dövmek için o sporu yapmaya başlarlar veya o savaş sanatının öğrencisi olurlar. Sadece insan dövmek isteyen veya gösteriş peşinde koşan serseriler kısa zamanda o işi bırakıp giderler. Kalanlar ise o işi bir spor, gelişme yolu veya felsefi bir ekol olarak uygulayanlar olur. Bu kimseler de zamanla taş, tahta kıracak veya bir sürü insanla döğüşebilecek hale gelirler faka bunu elde ettikleri zaman zaten bu gibi istek ve kompleksleri kalmamış olur. Sıradan Büyü ile istediğimi kapıp kaçarım diye düşünerek majikal uygulamalara ilgi gösterecek olanlar bunları unutmamalıdırlar.

 

Bülent Kısa.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...