Jump to content

mescalin

Önerilen Mesajlar

POLTERGEİST NEDİR?

 

Poltergeist, genellikle “yaramaz” ve bazen kötü niyetli bir ruhun, sesler çıkararak, nesneleri hareket ettirerek veya insan / hayvanlara hücüm ederek kendi varlıklarını ortaya çıkardıkları paranormal olaya ve bu ruha verilen addır. Poltergeist kelimesi, Almancadaki “poltern” ( vurmak) ve “geist” ( ruh) olan iki kelimenin bileşiminden gelir. Bazı poltergeist vakaları açıklanamadığı gibi gerçek ruhlarla bağlantısı olabileceği düşünülürken, başka vakalarda bu fenomenin, bir kişi tarfından bilinçsiz psikokinezi üretilmesi sonucunda oluştuğu sonucuna varılmıştır.

 

Sıkça raslanan Poltergeist aktiviteleri, taş, pislik ve başka küçük obje yağmurları; hateket eden veya fırlatılan nesneler ( hatta büyük mobilya gibi ); yüksek volumlü sesler ve çığlıklar ; ve iğrenç kokular olarak sayılabilir. Teknoloji geliştikçe poltergeist olaylarının da buna da uyum sağlandığı gözlemlenmiştir. Telefondaki veya elektronik aletlerdeki parazitler ve açılıp kapanması, ışıkların açılıp kapanması gibi. Pazı olaylarda poltergeist'ın, yaşayan varlıklara karşı çimdikleme, ısırma, vurma ve cinsel taciz gibi saldırılarda bulunduğu söylenmektedir. Genellikle poltergeist aktivileri aniden başlar ve aniden biter. Bu olayların devamlılık süresi birkaç saat veya ayı geçebildiği gibi, bazı vakaların birkaç yılı geçkin süredir devam ettiği rapor edilmiştir.

 

Aktiviteler neredeyse daima geceleri bir kişinin huzurunda vuku bulur. Tipik olarak bu kişi “aracı” yani, aktiviteleri çeken veya aktivitelere odak olan kişidir. Birçok paranormal veya psikokinesi olarak belirlenen poltergeist olaylarında “aracı” etmendir. “Aracı” genellikle bayan ve yirmi yaşın altındadır. Poltergeist rahatsızlıkları erken zamanlardan beri tüm dünyada vuku bulmaktadır. 70'li yılların sonlarında Parapsikolojist Alan Gauld ve A.D. Cornell, 1800 yılından beri meydana gelen olayları için bir bilgisayar analizi yaptılar. Analizin sonucunda 63 genel karakteristik tanımladılar. Bunlardan bazıları aşağıdadır;

 

Olayların ;

 

% 64'ü küçük objelerin hareketini içeriyor

%58'inde geceleri daha aktif olduğu belirlenmiş

% 48'i belirgin hafif vuruşları içeriyor

% 36'sı büyük nesnelerin hareketini içeriyor

% 24'ü bir yıldan uzun sürdüğü belirlenmiş

% 16'sı poltergeist ile aracı arasında iletişim kurulduğu belirlenmiş

%12'sinde pencerelerin açılıp kapanması belirlenmiş.

 

19. yy dan evvel poltergeist aktivitelerine şeytanın, iblislerin, cadıların ve ölülerin ruhlarının sebep olduğuna inanılırdı. Gaul- Cornell analizi sonucunda, olaylardan yalnız %9'u şeytan, % 7'si cadılar ve %2'si ölülerin ruhlarıyla ilişiklendirilmiştir. Şeytanla veya cadılarla ilişiklendirilen olayların çoğu batılı olmayan ülkelerde meydana gelmiştir. Seanslarda meydana gelen poltergeist aktiviteleri ise ruhlarla ilişiklendirilmiştir.

 

19. yy.sonları ve 20. yy başlarında artan ve gelişen psişik araştırmalar, poltergesit aktivitelerinin hakiki olduğunu doğrulamakta oldukça yardımcı olmuştur. Bu konudaki ilk araştırmacılarıdan ikisi , Psişik Araştırma Derneğinin kurucuları olan Sir William Barret ve Frederick W.H. Meyers'dir. Özellikle Meyers Poltergeist olaylarının gerşek olduğuna ve hayalet olaylarından tamamen farklı olduğuna inanıyordu.

 

1930'larda ruhbilimci ve parapsikolog olan Nandor Fodor, bazı poltergeist olaylarının ruhlar tarafından değil de, bastırılmış öfke, kin ve seksüel gerilimden dolayı şiddetli acı çeken “aracı” ( olayların odağı olan kişi ) tarafından meydana getirildiği teorisini geliştirmiştir. Fodor birkaç olayda başarıyla teorisini kanıtlamıştır. Örneğin, İngilterede çok ünlü olan “Tormton Heath Poltergeist” olayı. 1938 de araştırdığı bu olayda odak olan kadının bastırılmış duygularının, poltergeist ve vampir saldığıları gibi görünen olaylara sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Spiritualistler Fodor'u acımasızca eleştirmişler ancak Fodor Spiritualist bir gazeteye karşı açtığı iftira davasını kazanmıştır.

 

Durham/ Kuzey Carolina ‘da bulunan Psişik Araştırma vakfının proje müdürü olan William Roll, psikolojik disfonksiyon teorisini ilerletmek için ayrıca araştırdı. 1960'lardan başlayarak , dört asıra yayılan ve yüzden fazla ülkede meydana gelen rapor edilmiş 116 yazılı poltergeist olayı üzerinde çalıştı. Roll "recurrent spontaneous psychokinesis" ( Yinelenen kendiliğinden olan psikokinezi ) ( RSPK) olarak adlandırdırdığı, açıklanamayan ve psişik hadiseler içeren bir şablon farketti. Keşfettiği üzere, çocuk veya ergenlik döneminde olan ve cezalandırma korkusu olmadan istemdışı PK ( psikokinezi) ile kinini ifade eden “aracı” tipi en çok raslananıydı. Bu vakalarda “ aracı” olaylara sebebiyet verenin kendisi olduğunun farkında değildir, ancak bir anlamda da gizlice veya açıkça olayların olmasından memnuniyet duyar.

 

Başka olayları inceleyen ve “Aracı' yı” gözlemleyen başka araştırmacılar ise bu aracılardan bazılarının aklıl veya ruhsal sağlığının strese karşı hassas olduğunu bulmuşlardır. Bu olaylarda poltergeist aktivitelerinin meydana geldiği evle ilgili olarak hastanın ( aracı) duygusal bağı olduğu anlaşılmıştır. Aracı'nın kişiliği incelendiğinde araştırmacılar ankzeyete reaksiyonlar, konuşma hizterisi, fobiler, obsesyonlar ve şizofreni gibi olgular bulmuşlardır. Bu durumdaki bazı olaylarda poltergeist olaylarında azalma görülmüştür. Bütün bunlara rağmen psikolojik disfonksiyon teorisi Gauld ve Cornell gibi araştırmacılar tarafından, yapılan psikolojik testlerin geçerli olmadığı iddası ile kabul edilmemektedir.

 

Psikiyatrist Ian Stevenson, ölü ruhlarının, farkına varılan vakaların daha fazlasında poltergeist aktivitesinin nedeni olduğunu ileri sürmüştür. Üzerinde çalıştığı, ölü ruhlara veya aracıya yorulan birkaç vakada, iki durum arasında belirgin farklılıklar olduğunu farketmiştir. Yaşayan aracıları içeren fenomen vakkalarında bir amaç gözlemlenmediği gibi sık sık şiddet raslanırken, ölü ruhlarını içeren vakalarda akılcıl mesajlar, sebepli olarak nesnelerin hareketi ve çok nadiren küçük boyutlu şiddete rastlanmıştır.

 

Ünlü Poltergeist olaylarından bazıları...

 

Epworth Poltergeist

 

Bu vaka clasik bir poltergeist vakası olarak bilinir. Olay 1716 yılının Aralık ayında, İngiltere-Lincolnshire da Epworth'de meydana gelmiştir. Wesley ailesinin tüm fertleri iki ay boyunca yükses sesli vuruşlar ve sesler duymuşlardır.Bayan Wesley'in tuttuğu notlara göre bazen sesler özel bir karakter içermekteydi. Özellikle bir tanesinde, bay ve bayan Wesley merdivenleri tırmanırken, sanki görünmeyen biri para dolu bir çuvalı ayaklarının dibine boşaltırmışcasına sesler duymuşlardır. Bunu izleyen olaylarda kimi zaman şişe kırılması, ayak sesleri, kükreme sesleri, kapı mandalının kaldırılıp indirilmesi gibi sesler duymuşlardır. Epworth Poltergeist'i İngiliz Psişik araştırmaları tarihinde en iyi belgelenmiş vakalardan biridir. Yine de kaynağı ve nedeni bulunamamıştır.

 

Thornton Heat Poltergeist

 

Bu olay otuz yılı aşkın bir süre önce İngilterede, Thornton Heat ‘de meydana gelmiştir. Olaylar bir ingiliz ailesinin, bir ağustos gecesinde, baş uçlarında bulunan radyonun kapalıyken aniden açılması ve görünmeyen eller tarafından yabancı bir istasyona ayarlanmasıyla başlamış ve dört yıla yakın sürmüş. 1972 senesi noel sezonunda, bir süs eşyası kendiliğinden hareket ederek odayı geçmiş ve evin babasının kafasna çarpmış, noel ağcı şiddetle sarsılmış. Yeni yıla gelindiğinde, içeride kimse olmadığı halde yatak odasından ayak sesleri duyulmuş. Ayno gece evin oğlu gece yarısı aniden uyandığında, karşısında eski giysiler içinde, tehditkar bakışlı bir adam görmüş.

 

Bir gece arkadaşlarını ağırlarken, dış kapıdan gelen şiddetli vuruşlar, salondaki kapının aniden kendiliğinden açılıp kapanması ve evin ışıklarının söndürülüp açılması ile ailenin korkuları gittikçe büyümüştü. Evin kutsanması da fenomenlerin bitişini sağlamadı, Yüksek sesler, hareket eden nesneler. Hatta bazen aile büyük bir mobilyanın duvara çarpıp parçalanmasını andıran sesler duyuyorlar ancak odaya girdiklerinden her şeyin yerli yerinde olduğunu görüyorlar.

 

Olaylar doğrultusunda ailenin danıştığı bir medyum, evin Chatterton adında ölmüş bir çiftçinin ruhu tarafından işgal edildiğini, ruhun aileyi, kendi malına zorla girmiş kişiler olarak gördüğünü açıklıyor. Bunun üzerine yapılan araştırmalar üzerine 18. yy'da Chatterton adında bir çiftçinin o evde yaşamış olduğu ortaya çıkıyor. Adamın ruhu ile birlikte çiftçinin ölmüş karısını da aile tarafından zaman zaman görünüyor. Olaylarla başa çıkamayan aile evden taşındığında Poltergeist aktiviteleri durmuş ve onlardan sonra taşınanlar tarafından evle ilgili başka bir olay rapor edilmemiş.

 

-alıntı-

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Poltergeist Olayları

 

Smurl Poltergeist

 

1974 -1987 yılları arasında, Amerika Pensilvanya eyaletinde, West Piston - Chase caddesinde oturan sıradan bir aile, 13 yıl boyunca açıklayamadıkları ve bir türlü kurtulamadıkları olaylarla karşı karşıya kaldılar. Başlarına gelen olaylar medyaya yansıyıp, yaşadıkları bu çetin sınav “ The Haunted” adı altında hem kitap hem film olarak yayınlandığında, hikayeleri meşhur oldu. Ailenin adı Smurl’du.

http://aycu14.webshots.com/image/29253/2003092383242881807_rs.jpg

 

Herşey , 1972 yılında meydana gelen Agnes kasırgasının, ardıda bıraktığı sel felaketinin yarattığı hasar sonucu, Jack ve Janet Smurl’un yaşadıkları Pensilvanya Wilkes-Berre’den taşınmalarıyla başladı. 1973′de Jack Smurl’un anne ve babasının aldıkları iki katlı dubleks eve yerleşerek beraber yaşamaya başladılar. Jack ve Janet ile iki kızları Dawn ve Heather evin bir yarısında, Jack’in anne ve babası ise evin diğer yarısında yaşıyorlardı. Ev 1896 yılında inşa edilmişti ve orta sınıf , sıradan bir mahallenin ıssız bir caddesindeydi.

 

Yaşayış biçimlerinden mutluydular. Jack ve Janet Katolik inançalarına göre büyümüşler ve Jack’in ebeveyinleri gibi inançlarına sıkı sıkıya bağlıydılar. Birbirlerine bağlı ve sevgi dolu bir aile olmalarından dolayı evi paylaşmaktan son derece mutluydular. Evde bazı tamiratlar yapmışlar ve yeni dekorlar ekleyerek iyice yerleşmişlerdi. Bir süre sonra Jack ve Janet’in yeni doğan ikiz kızları Shannon ve Carin katılmıştı bu mutlu aileye.

http://aycu40.webshots.com/image/27519/2004295814141551917_rs.jpg

Ocak 1974′te, eve taşınmalarından bir buçuk sene sonra birşeyler değişmeye başladı.

 

Olay, küçük fakat kafa karıştırıcı sıkıntılar ve olaylarla başladı. Yeni halılarından birinde çıkarılması mümkün olmayan ve nereden geldiği belirdiz bir leke oluştu; yeni dekore edilmiş banyo eşyalarının üzerinde derin çizikler meydana geldi ; akıtan borular tamir edilmelerine rağmen akıtmaya devam ettiler ve televizyon aniden alev aldı.

 

Zaman geçtikçe olaylar ürkütücü ve korkutucu hale geldi. Jack ve Janet’in kızları Dawn yatak odasında havada yüzer gibi duran insanlar gördüğünü iddia ediyordu. Çekmeceler kendiliğinden açılıp kapanıyor, merdivenlerde kaynağı belirsiz ayak sesleri duyuluyor, fişe bile takılı olmayan radyo ansızın yükses sesle çalışmaya başlıyor, tuvalet sifonları kendiliğinden çekiliyordu.

 

Olaylara yolan her ne idiyse, devam etti ve daha da kötüleşti. Evin içinde korkuç leş kokuları oluşuyordu ve Jack birkaç defa görünmeyen birşeylerin kendisine dokunduğunu hissetmişti. Zaman geçtikçe Poltergeist daha da şeytani olmaya başlamıştı. Tarih 1977′yi gösterdiğinde aile açıklanamayan sıkıntılardan çok daha fazlasıyla karşı karşıya olduklarını anlamışlardı.

 

Fenomen sadece evin Jack ve Jabet’in yaşadığı kısımla sınırlı kalmıyordu. Evin diğer yarısında yaşayan Jack’in ebeveyinleri de korkutucu olaylarla karşı karşıya gelmişlerdi. Evin yaşadıkları tarafında, evin içi bazen bir anda buz gibi soğuyor, evin diğer yarısında sanki Jack ve Janet şiddetli ve küfürlü kavgalar ediyorlarmış gibi sesler duyuyorlardı.

http://aycu26.webshots.com/image/29465/2001891927909993132_rs.jpg

Hatta yakındaki komşular bile Smurl ailesinin başıma musallat olan fenomenden etkileniyorlardı. Evde kimsenin olmadığı zamanlarda bile, evin içinden çığlıklar ve yüksek sesli gürültüler geliyordu. Komşuların çoğu alienin başına musallat olan olaylardan üzüntü duyarken, bir kısmı ise, özellikle işin içine medya girdikten sonra, fenomenin ile tarafından yaratıldığını ve aileyi bu iş üzerinden para kazanmaya çalışmakla suçluyorlardı.

 

Bir gün, Jane bodrumda çamaşırları makineye koyarken birinin adını seslendiğini duyuyor ve o da sese cevap veriyor. Sonra ona kimin seslendiğini anlamak için evi dolaştığında evde tamamen yalnız olduğunun farkına varıyor. Sanki bu olay bir katalizör görevi görmüş gibi, olayın ardından kısa bir sure sonra Smurl’ların evini işgal eden güç daha küstah ve daha güçlü hale geliyor. Jane’in mutfağında beliren, siyah, insan şeklindeki varlık duvardan geçerek Jack’in ebeveyinleri olan John ve Mary’nin tarafına geçiyor. Aynı anda fenomene Mary de şahit oluyor.

 

Bundan sonra aileye karşı fiziksel şiddet başlıyor ve gittikçe çoğalıyor. Alman kurdu olan köpekleri işkenceye maruz kalıyor, bulunduğu yerden kaldırılıp defalarca evin içinde ordan oraya fırlatılıyor, Shannon merdivenlerden itiliyor, tavan pervanesi koparak Janet’in oturmuş olduğu yeri milim sıyırarak düşüyor ve şans eseri Janet yaralanmıyor. Ayrıca Janet zaman zaman oturduğ yerden havalandırılıp fırlatılıyordu. Bunun yanı sıra duvarların içinde sürekli tekrar eden vuruş ve tırmalama sesleri geliyordu.

 

1986 tarihinde Ed ve Lorraine Warren yardım amacıyla Janet ile bağlantı kurdular. Warren’ler , daha evvel Long İsland’da bulunan Amityville evini de incelemiş olan tanınmış birer psişik araştırmacı ve demonolojisttiler. Janet onların hakkında çok şey duymuştu ve çaresizlik içinde kuşkuculuğunu bir yana atarak onlardan yardım istemişti. Warren’ler aile ile görüşüp evi incelediler. Vardıkları sonuç evde bulunan 4 varlıktan biri şeytaniydi. Bu şeytani varlığın kendini açığa çıkarması için verilen tüm çabalar sonuçsuz kaldı, bunun yerine aileye karşı şiddet daha da fazlalaştı.Görünüşe göre bir tek kutsal su ve dularak olayların ara ara durulmasını sağlıyordu.

 

Aileye karşı saldırılar ın şiddeti daha da kötüleşti. Jack ve Janet seksüel saldırılara uğradılar, kızları Dawn ise neredeyse varlık tarafından tecavüze uğradı. Carin Smurl ve Ed Warren bilinmeyen bir nedenle hastalandılar, Janet ve Mary Smurl’un kollarında kesikler ve ısırıklar oluştu.

 

Smurl ailesi yardım için Katolik Kilisesine başvurduklarında, Warren’ler şeytan çıkarma ayini için Peder Mc Kenna’yı getirdiler eve. Peder şeytan çıkarma ayini yaptığında bu sadece şeytani varlığı daha da kızmasına sebep oldu. Pederin yaptığı ikinci şeytan çıkarma da işe yaramadı.

 

Şeytani varlıktan kaçmaya çalışmakta bir işe yaramıyordu. Ailece gittikleri kampta varlık tarafından takip edildiler, hatta Jack işte bile varlığın tacizlerine uğruyordu. Aile çaresizlik içinde yardım için medyaya başvurdu. Ancak bu sadece ailenin ve evin turist akınına uğramasına, basının yoğun ilgisine ve olayları kuşkuyla karşılayanların saldırılarına sebep oldu. Kilisenin olaya karışmamak için yardım çağrılarına verdikleri red cevaplarına karşılık, medyanın da desteklemesiyle Scranton piskoposluğu olayı araştırmayı kabul etti.

 

Peder Mc Kenna tarafından yapılan 3. şeytan çıkarma ayininden sonra aktiviteler durdu. Ancak ayinden ve sona eren işkencenin ardından yalnız 3 ay sonra, Aralık 1986′da Jack karanlık bir şeklin kendine işaret ettiğini gördü ve fenomen tekrar başladı. Smurl ailesi evlerini terk ederek başka bir kasabaya taşındılar ve olayla ilgili kitap taşınmalarından kısa bir süre sonra yayınlandı.

 

1991 yılında çıkan ve ailenin başına gelen olayın konu alındığı filmden 3 yıl önce, 1988 yılında kilise 4. şeytan çıkarma ayinini yaptı ve en sonunda başarılı oldu. Yıllarca maruz kaldıkları karanlık şiddetten en nihayet kurtulmuş ve özlemle bekledikleri huzur dolu yaşama kavuşmuşlardı.

 

Enfield Poltergeist

Belki de şimdiye kadar kayda geçmiş paranormal olayların içinde en meşhur poltergeist vakalarından biri Kuzey Londra’daki Enfield olayıdır.

 

Olaylar başladığında, boşanmış bir anne olan Peggy Harper ve dört çocuğundan oluşan beş kişilk aile, Einfield’daki 3 odalı bir evde yaşıyorlardı. Hadiseler Ağustos 1977′de, çocuklardan ikisi olan Janet ve Pete’nin annelerine yataklarının kendi kendilerine hareket ettiklerini söylemesiyle başladı. Peggy çocukların yatak odalarını araştırdığında yatakları herzamanki yerlerinde görünce çocuklarının hikaye uydurduğunu düşünmüştü.

http://aycu40.webshots.com/image/25999/2004173190313263525_rs.jpg

Ancak bir sonraki gece çocuklar tekrar annelerini çağırıp bu seferde odalarının içinde hışırtılar duyduklarını söylemişlerdi.. Bu hışırtılar çocukların tarifine gore bir sandalyenin odanın içinde noydan boya yürüklenerek hareket ettirilmesine benziyordu. Peggy onları rahatlatmak için sandalyenin yerini değiştirip ışığı kapatıp odadan çıkmaya hazırlandığında aynı sesi o da işitir. Işığı tekrar açtığında ses durur. Ancak kapadığında sesi tekrar duyar. O anda olanlar Peggy’nin gözü önünde gelişerek devam edecektir.. Duvardan dört defa yükses sesli vuruş duyulur ve şifoniyer kendiliğinden hareket eder. Peggy’nin şifoniyeri tekrar yerine, duvarın kenarına itmesi bir işe yaramaz ve şifoniyer tekrar hareket eder. Peggy’nin ikinci kez şifoniyeri yerine itmeye çalışması sonuçsuz kalır ve soğukkanlılığını bir anda kaybedeb Peggy çocuklarına yataktan çıkmalarını söyleyerek hep beraber yardım istemek için komşularına koşarlar.

 

Komşuları evi araştırdıklarında aynı vuruş seslerini onlarda duyarlar. Evi ve bahçeyi araştırmaları sonuçsuz kalır ve bunun üzerine polise başvururlar. Polis geldiğinde aynı sesleri duyar, hatta polis memurlarından biri bir sandalyenin kendi kendine hareket ettiğine şahit olur.

 

Olaylar çoğalarak devam eder. Fenomene aile dışından bir çok kişi şahit olur. Yerel din adamı, polis, yerel medyum ve Daily Mirror gazetesinden gelen muhabirler de bu şahitlerin arasındadır. Sonunda Psişik Araştırma Derneği üyelerinden Maurice Grosse’le olayı araştırması için bağlantı kurar. Grosse Harper ailesinin evinde kaldığı ilk günler içinde herhangi bir olay olmaz. Birjkaç gün sonra çocukların odasındaki bir sandalyenin bulunduğu yerden kaldırılıp fırlatılmasıyla olaylar başlar. Olay olduğunda çocuklardan biri odada uyumaktadır. Sandalyeyi yerine geri koyarlar. Birkaç saat sonra olay tekrarlandığında evde kalan fotorafçılardan biri hareketin fotorafını yakalar.

 

Olay Daily Mirror gazetesinin ön sayfasına yansır ve Londra’daki ana radyo istasyonlarından biri Peggy , Grosse ve olaya şahit olan komşularla birlikte ikibuçuk saat süren bir gece programı yapar. Program boyunca olay konuşulur.Harper ailesi gittikçe ünlenir ve Enfield olayı gün geçtikça daha da ilgi çeker. Yazar Guy Lyon da Grosse’nin, sona ermeden evvel iki sene süren garip olayı incelediği araştırmasına katılar.

http://aycu40.webshots.com/image/27519/2002213335045991641_rs.jpg

Olayların devam ettiği iki sene boyunca, duvarlardaki vuruş sesleri neredeyse günlük olan olaylar haline gelmiştir. Mobilyalar kendi kedilerine hareket eder ve merdivenlerden aşağı fırlatılırlar, objeler odanın bir ucundan diğer ucuna uçar, çarşaflar ve battaniyeler kendiliğinden yataklardan sıyrılır, yerlerde nerden geldiği belirsiz su birikintileri oluşur, çocuklar yataklarından kaldırılıp odanın diğer köşelerine fırlatılır ve bunun gibi bir çok hadise gerçekleşir. Çocukların uğradığı saldırılara Peggy çoğu kez şahit olur.

 

Aktivitelerin çoğu görünüşe göre 11 yaşındaki Janet’te odaklanmıştır. Janet odanın içinde oradan oraya fırlatılır, perdeler boğazına dolanarak boğmaya çalışırlar. Bir süre sonra Janet garip kalın bir erkek sesiyle konuşmaya başlar, söylediği adının Bill olduğu ve o evde öldüğüdür.

 

Doktorlar ve psikiyatristler aileyi muayene ederler. Gerçekten de kalın erkek sesi Janet’in boğazından gelmektedir. Kalın erkek sesiyle saatlerce konuştuğu halde, normal sesine dönebilmesi ve boğazında zorlanmaya dair herhangi bir zarar görülmemesinin sebebi açıklanamaz. Janet akıl sağlığı ve psikolojik durumunda anormallikler olup olmadığı incelenmek üzere 6 hafta güney Londra’daki Maudsley Hastanesine testlere tabi tutulur. Hiçbir anormallik bulunamaz. Ancak Janet’in yokluğunda evdeki hadiseler durmuştur. Bunun üzerine bütün şüpherel Janet üzerine yoğunlaşır.

 

Çocukların odasına gizli kamera yerleştirilir ve bunlardan biri Janet’i elleriyle kaşığı eğip sonra da demir bir çubuğu eğemeye çalışırken görüntüler. Psişik Araştırma Derneğinden gelen diğer araştırmacılar Jane’in odasını araştırmak istediklerinde, yüzelini çocuklardan öteye çevirmeye zorlanırlar. Çocukların gülüşleriyle birlikte objeler havada uçarak araştırmacılara çarpar. Araştırmacılar çocukların yüzlerini çarçaflara gizlemelerinin sebebini, yaptıklarının görülmesini istememelerin olduğunu düşünürler.

 

Araştırmacılardan biri olan Anita Gregory, çocukların amcalarının olaylara Janet’in sebebiyet verdiğine inandığını idda eder. Amcaya göre Janet küçüklüğünden beri ilgi çekmeyi ve insanları korkutmayı sevmektedir. Ona göre fenomenin sebebi Janet’tir.

 

Her şekilde olayalar iki uzun senenin ardından aniden kesilir. Sorular ise cevapsız kalır. Belki gerçek bir fenomen yada çocuklar tarafından yaratılmış bir yalan veya her ikisinin karışımı da olabilir. Çoğu kişinin kanısına göre belirsiz nedenlerele fenomen başlar ve bir süre sonra biter, ilgi çekmek isteyen çocuklar fenomeni kendilerince devam ettirir. Yine de fenomenin iki sene sonra aniden sona erip ailenin normal yaşama dönmelerine izin vermesi akıl karıştırıcıdır.

 

Sahte veya değil, Enfield hala ilgi çeken ve araştırmacıların kafasını meşgul eden en ünlü paranormal olaylardan biridir.

 

Macomb Poltergeist

Amerika’da meydana gelem Poltergeist olaylarının en ünlülerinden biridir. 1948 yılında Macomb İllinois’te yaşanmıştır.

 

Olay gazetelerin baş sayfalarına taşındığında bilinen en ünlü olaylardan biri haline geldi. Ancak bu olayı diğerlerinden ayıran en büyük özellik, hadiseye sebep olan gücün objeleri hareket ettirmek veya sesler oluşturmak yerine yangın çıkarmasıdır.

 

1948 yılında huzursuz bir genç kız olan Wanet, ailesinin kötü bir şekilde boşanması üzerine babasıyla yaşamaya zorlanmıştır. Baba ile kız, babanın erkek kardeşinin Macomb’da bulunan çiftliğine yerleşirler. Wanet çok mutsuzdur ve duyguları açırı derecede hassastır. Bir süre sonra bu hassas duygular en büyük tehlikelerden birine sebep olacaktır. Yerleşmelerini izleyen haftalarda Wanet’in amcasının çiftliğinde çıkan yangınların sebebi Wanet’in ta kendisidir. Zihin gücünü kullanarak yangınları çıkarmaktadır ancak kızın bu fenomeni kendisinin yarattığına dair hiçbir fikri yoktur.

 

Gizemli yangınlar 7 Ağustos günü Amcası Charles Willey’in çiftliğinde başlar. O sıralarda Charles , karısı, kayınbiraderi, kardeşi Arthur Mc Neil ve onun çocukları 8 yaşındaki Jr. Arthur ve 13 yaşındaki Wanet ile beraber yaşamaktadır. Wanet’in annesi Bloomington’a taşınmış ve genç kız özlemle onun yanında yaşamak istemektedir.

 

Yangınlar evin duvar kağıtlarının üzerinde kahverengi noktalar halinde başlar, Noktaların belirmesinden saniyeler sonra duvar alevler içince kalır. Bu küçük yangınlar her gün yaşanmaya başlar ve komşular dahi çıkacak yangınları izlemek ve onları su ile söndürmek üzere yardıma eve gelirler. Su dolu kaplar hazırlık için her yerdedir. Şahitlerin gözü önünde yangınlar tekrarlanır, gönüllüler ise yangınları söndürmek üzere her an tetiktedirler. Macomb’un itfaiye şefi Fred Wilson araştırma için çağrılır. Wilson evin duvarlarındaki tüm duvarkağıtlarının sökülmesini söyler. Duvar kağıtları tamamen sökülür ve şahitler bir kez daha yalın tahtanın üzerinde kahverengi noktanın belirip daha sonra da alev almasını izlerler. Küçük kıvılcımlar tavana sıçrar.

 

İtfaiye şefi Wilson yangının nedenini anlayamaz. 7 Ağustos haftası ön sundurmada yangınlar çıkar, her odada perdeler alev alır, hatta bir yatağın tümünü kaplar. Ulusal Yangın Araştırma Laboratuarı da araştırmaya dahil olur ve sonuçta buldukları ise alev alan duvar kağıdının yangına karşı koruma kaplı olduğudur. Çıkan yangınlar için hiçbir açıklama bulamazlar.

 

Sigorta şirketinden araştırma için gönderilen araştırmacı da yangının çıkışına şahit olur. O hafta 200′ den fazla yangın çıkar ve en nihayet 14 Ağustos tarihinde tüm evi sarar. Willey araziye ailesi için sığınabilecekleri bir yer yapar ve ailesini garaja yerleştirir. Bir sonraki gün oturma odasının hemen ardından ahır yanar. Daha sonraki Perşembe günü kümes yanar ve hemen ardından çiftliğin ikinci ahırı da kül olur. Yangın sönrürme tüpleri işe yaramaz. Görevli bile yangının görülmemiş bir ısı içerdiğini söylemektedir.

 

Aile başka boş bir eve taşınır ancak yangın onları izler ve devam eder. Hatta amerikan hava kuvvetleri bile işin içine karışır. Gizli bir radyasyondan çıkabileceği savını ortaya ataralar ( Rusların sebep olduğu !) ancak herhangi bir yardımda bulunmazlar.

 

Her konudan araştırmacılar çiftliği didik didik araştırırlar ve çeşit çeşit fikirler ortaya atılır. Bunlardan bir tanesi yangınların Wanet tarafından gizlice çıkarıldığıdır. Ancak açıklayamadıkları nokta Wanet’in bu hiç bitmeyen kibritleri nerden bulduğuydu. İtfaiyeci Marshal Burgard ve Eyalet Polisinen Keith Scott Wanet’i bir köşeye çekip saatlerce konuştular. Konuşma sonunda Wanet’in yangınlara sebep olduğunu itiraf ettiği ilan edildi , ancak o odada dahi yokken duvarlarda beliren kahverengi noktalar ve birden alev almalar hala açıklığa kavuşmamıştı.

 

Yüzlerce paranormal araştırma yapılmasına rağmen yangınların neden veya nasıl çıktığına dair kesin bir cevap bulunamadı.

 

Hadisenin başından beri izleyen ve araştıran, Peoria gazetesinin bir köşe yazarı, Wanet tarafından yapıldığı iddia edilen itirafa inanmadığını gazetesinde açık açık belirtiyordu. Aynı şekilde Gizemli Işıklar ve Yangınlar adlı kitabında olayı konu eden yazar Vincent Gaddis de itiraf hikayesine inanmıyordu. Ona göre bu olay poltergeist olayına mükemmel bir örnekti.

 

Willey Çiftiğinde ne olduğu günümüzde de hala büyük bir soru işaretidir. Wanet büyükannesinin yanına gönderildi ve sigorta çiftlik için tazminat ödeyerek amcasının zararını karşıladı. Yangınlar sona ermiş hayat normale dönmüştü. Halka yapılan açıklama ise muhtemelen gerçeklerden oldukça uzaktı.

 

Her gizemli olayda olduğu gibi.

 

Amherst Poltergeist

Aylar boyunca 19 yaşındaki bir gençkız ve ailesi sağır edici gürültülere, korkunç tehditlere ve anlatılmaz şiddetlere maruz kaldılar. Amherst Canada tarihinde meydana gelmiş en ünlü Poltergeis vakasıdır.

 

Nova Scotia daki Amherst’te yaşayan Esther Cox Canada tarihine damgasını vurmuş en korkutucu poltergeis olayının kurbanı olmuştur. Garip olaylar bir çok kişi tarafından şahit olunmuş ve kaydedilmiştir hatta kitap haline getirilmiştir.

 

Sene 1878 ve yer Nova Scotia’nın kuzey merkezinde olan Amherst’teki Princess caddesiydi. 19 yaşındaki Esther Cox kiralık bir evde evli ablası Olive Teed, onun eşi Daniel Teed ve iki küçük çocuklarıyla beraber yaşıyorlardı. Kalabalık ev Esther’in küçük kardeşleri Jannie ve William, ve Dainel’in erkek kardeşi John’a da yuva olmuştu.

 

Aniden bu sıkıcı ve sıradan aile evine korku musallat oldu. Bu paranormal bir güç tarafından ziyade insan olmaktan uzak bir canavar tarafından gerçekleştirildi. Esther tanıdıkları olan Bob MacNeal tarafından neredeyse tecavüze uğradı. Esther’in, kötü şöhretli bu ayakkabıcının ününden haberi yoktu ve saldırıdan hafif yaralarla kurtuldu. Ancak bu olay görünmeyen bir veya birkaç varlık tarafından gerçekleştirilecek başka türdeki saldırılar için bir kapı açmış gibiydi. Amherst Poltergeist olayı başlamıştı.

 

Teed ailesi kalabalık olsa bile kiraya yardım olsuması için zaman zaman eve pansiyoner alıyorlardı. Fenomene ilişkin olaylar başladığında pansiyoner olarak kalan Walter Hubbell bu olayların bazılarına şahit olmuş ve sonradan yayınladığı Büyük Amherst Gizemi adlı kitabı için kaydetmiştir.

 

Bir gece ev halkı korkuç bir çığlıkla ayaklandı. Evin yetişkinleri sesin geldiği yere, Esther ve kız kardeşi Jannie’nin paylaştıkları odaya koştular. Kızlar tam uykuya dalmak üzereyken üzerlerine örttükleri yorganın altında birşeyin hareket ettiğini farketmişlerdi. Esther fare olduğunu düşünmüş ancak her tarafı araştırmalarına rağmen bir şey bulamamışlardı. Kızlar ve diğerleri yataklarına geri döndüler ve o gece başka bir şey olmadı.

 

Onu izleyen gecede ev halkı tekrar çığlıklarla uyandı. Esther ile Jannie bu seferde yatağın altındaki parça kumaşların saklı durduğu kutudan hışırtılar ve garip sesler geldiğini duymuşlardı. Kutuda ne olduğunu anlamak için yatağın altından çıkardıklarında kutunun kapağı kendiliğinden çıkıp kutunun yanına konuvermişti. Kutunun kapağı tekrar hareketlernip konduğunda ise genç bir kadın çığlığı duyulmuştu. Bu noktaya kadar aile olayları iki kızın fazla hayal gücüne bağladılar. Özellikle Esther saldırının ardından oldukça hassastı.

 

Ancak üçüncü gece olanalar Esther Cox’a olanların olağanın dışında birşeyler olduğunu Teed ailesine kanıtlayacaktı. O gece Esther biraz ateşi olduğundan yakınarak erkenden izin isteyerek odasına çekilmiştir. Saat gece on sularında, Jannie kız kardeşiyle paylaştığı yatağa yattığında, Esther bir anda yataktan odanın ortasına fırlayarak elbiselerini yırtmaya ve “Tanrım! Ölüyorum!” diye bağırmaya başlar.

 

Jannie lambayı yakarak kız kardeşinin nesi olduğuna bakmak için yaklaştığında onun teninin parlak kırmızıya dönüştüğünü ve doğal olmayan bir şekilde şişmekte olduğunu korkuyla farkeder. O sırada Olive odaya girer ve kardeşiyle birlikte görünüşe göre boğulan ve nefes almak için mücadele eden Esther’i yatağa yatırırlar.

 

Evdeki diğer yetişkinler de geldiğinde hayretler içinde Esther’in teninin dokunmak için çok sıcak olduğunu, kırmızı bir renk alarak normal ötesinde şiştiğini görürler. Esther’in gözleri buğulanmış ve acı içinde ağlamaktadır. O anda Esther’in yatağının altından gök gürültüsüne benzer bir sesle birlikte oda sarsılır. Birkaç gürültü daha çıkar ve sonra susar. Bununla birlikte Esther’in bedebindeki şişlikler yavaşça söner ve kız derin, çok derin bir uykuya dalar.

 

Dört gece sonra korkutucu olaylar tekrarlar. Esther’in tenindeki şişme ve çektiği işkence yine yatağının altından gelen gök gürültüleriyle sona erer. Bu garip hastalığa çare bulmak için Daniel Esther’i muayne etmesi için yerel doktor Dr. Carritte’yi çağırır. Dr. Carritte o gün gelmiş geçmiş en korkutucu olaya tanık olacaktır.

 

Doktor Esther’in yatağının başında otururken, şaşkınlık içinde kızın başının altındaki yastığın görünmez eller tarafından yapılıyormuş gibi kendiliğinden hareket ettiğini görür. Aynı anda yatağın altından gümbürtüler gelir. Doktor yatağın altını kontrol ettiğinde bir şey bulamaz. Sonra yine o görünmez eller tarafından kızın geceliğinin üzrinden sızla sıyrılıp odanın bir köşesine fırlatıldığına şahit olur. Aynı anda doktor metalin plastik bir yüzeyi kazıması gibi sesler duyar ve Esther’in yatağının baş tarafındaki duvara baktığında harflerin duvar üzerinde kendiliğinden oluşarak belirmesini izler. Harflerin oluşumu bittiğinde duvar üzerindeki yazıyı hayretle okudu. “ Esther Cox, sen öldürmem için bana aitsin” . Bir an sonra duvar üstündeki kağıt yine kendiliğinden yırtılarak odanın öbür tarafına, doktorun ayaklarının dibine fırlatıldı. İki saat sonra ev tekrar sessizliğe bürünmüştü.

 

Dr. Carritte ertesi günü tekrar eve dönerek daha fazla açıklanamayan olaya tanık oldu. Patetesler havada uçuşup bir odadan diğerine fırlatıyor, sağır edici sesler bu sefer çatıdan geliyormuş gibi görünüyordu. Doktor çatıyı kontrol etti ancak yine gürültüye sebep olacak bir neden bulamadı.

 

Tüm bu olayların ışığında doktor seneler sonra meslektaşına yazdığı bir mektupta şöyle diyecekti.

 

“Dürüst davranan septik kimseler bu olayda hiçbir aldatmaca veya sahtekarlık olmadığı konusunda ikna oldular. Senin önerine uyarak, bu olayla ilgili yazıyı medikal gazetede yazdığımda hekimlerin bunun gibi bir mucize olaya inanacaklarından şüpheliyim. Kesinlikle eminim ki eğer tanık olmasaydım ben de inanmazdım”

 

Tabi ki doktorun Esther’e hiçbir faydası dokunmadığı gibi evdeki huzursuzluğu da sona erdiremedi. Olay daha yıkıcı ve tehdit edici boyutlara vararak devam etti:

 

Evin çevresinde açıklanamaz yangınlar çıktı, bıçak ve çatallar görünmez eller tarafından fırlatılarak tahtalara ve duvarlara saplandı, kibritler bir anda havada belirerek yataklara düştü, mobilyalar kendiliğinden yaherek ederek devrilip duvarlara çarpıldı, yüksek sesli tokat seslerinin ardından Esther’in yüzünde kırmızı parmak izleri oluştu, nerden geldiği belli olmayan toplı iğneler Esther’in yüzüne saplandı, komşu çocuğunun elindeki çakı bir anda alınarak Esther’in sırtına saplandı. Ve bunun gibi bir çok korkutucu olayla devam etti.

 

Zavallı işkence altındaki Esther birçok defa bu şeytanı varlıktan kaçmaya çalıştı fakat nereye gitse onun tarafından izlendi.

 

Esther katıldığı bir Baptist töreninde arka sıralardan birinde oturuyordu. Törenin başlamasıyla birlikte tıklamalar ve patırtılar tüm kiliseyi sardı. Sesler görünüşe göre kilisenin ön tarafından geliyordu. Sesler yükseldikçe yükseldi ta ki pederin sesi duyulmaz olana kadar. Olayların sebebinin kendi olduğunu bilen Esther kilise binasını terk eder etmez sesler durdu.

 

Esther ailesini bu şeytani varlıktan korumaya çalıştı. İlk önce komşu eve taşındı bir süre ancak poltergeist onu orada da izledi ve Esther’i eve geri dönmeye zorladı. Teed’lerin ev sahibi olaylardan aileyi sorumlu tutarak ve fenomenin şiddetli doğasından korkarak onları çıkartmaya kalktı .Birkez daha Esther sorumluluğu üzerine alarak yakın çiftliklerden birinde iş bularak evdeb taşındı.

 

Ancak çiftlik ahırı tamamen yanınca, çiftlik sahibi Esther’i kındakçılıktan tutuklattı. Esther 4 ay hapise mahkum oldu ancak sadece 1 ay sonra serbest bırakıldı. Hapsedilmesi tüm başına gelenlerin üzerine tuz biber olarak düşünülse de tam tersi oldu. Esther serbest kaldıktan sonra Poltergeist yavaşlamaya ve kaybolmaya başladı, bir süre ufak tefek olayların ardından tamamen kayboldu.

 

Esther daha sonra iki defa evlendi ve 1912 de 53 yaşındayken öldü. Esther’in ölümünden sonra Walter Hubbell “Büyük Amherst Gizemi adlı kitabını yayınladı. Kitapta olayların yanı sıra 16 görgü tanığının imzaları ve yeminli ifadeleri de vardı.

 

Rosenheim Poltergeist

Rosenheim Poltergeis olayının dünyaca ünlü olmasınınen büyük sebeplerinden biri birçok görgü tanığının olması ve pek çok kişi tarafından araştırılmış olmasıdır. Bu olayda odak Almanya, Rosenheim kentinde bir hukuk firmasında sekreter olarak çalışan 18 yaşındaki Anne-Marie Schneider idi. Poltergeist 1967 yılında başladı ve hemen hemen iki sene sürdü.

 

http://aycu35.webshots.com/image/28914/2001050770845605654_rs.jpg

 

Önceleri elektrik ve telefon hatlarında meydana gelen garip arızalarla başladı. Ofisteki ampullerin ışığı göz kırpar gibi azalıp çoğalıyor veya aniden parlıyordu. Bazı ampuller ise soketlerinde kendiliğinden dönüyor, ve soketten kurtularak yere düşüyordu. Bazıları ise kapalı oldukları halde durup dururken patlıyordu. Kontrol edilmek üzere teknisyenler çağrıldı ve teknisyenler kontrolleri sonucu binanın içine kaynağı belirsiz aralıksız güçlü elektrik dalgaları geldiğini tesbit ettiler.

 

Telefon faturaları bir anda kabul edilemez rakkamlara ulaşmıştı. Telefon şirketine göre birkaç gün içinde bir numara yüzlerce defa aranmıştı. Ancak bir nokta vardı ki aranılan numara bir dakika içinde altıyüz defa aranmıştı. Bu onyedi saniyede bir tekrar rekrar aranması demekti ki o zamanın teknolojisiyle bu mümkün değildi.

 

Telefon problemi sadece onunla da kalmadı, telefonlar bilinmeyen bir nedenle aniden kesiliyor veya santralde görünmediği halde hepsi bir anda çalmaya başlıyordu.

 

Lokal gazete olayla ilgilenmeye başladı ve çok uzun sürmeden televizyon şirketleri de olayla ilgili programlar yapmaya başladılar. Sabrı tükenen hukuk firmasının sahipleri bu garip olaylara sebep olan şakacı kimse hakkında polise başvurduğunda polis de işin içine girdi. Rosenheim olayı sürdüğü iki sene boyunca kırkın üzerinde görgü tanığı olmuştu.

 

Freiburg Üniversitesi Parapsikoloji Bölümü profesörlerinden Hans Bender Rosenheim olayını araştırmaya başladı. Bir süre sonra olayları Anne- Marie ile bağdaştırdı. Garip olaylar Anne-Marie’’nin ofiste olduğu zamanlarda meydana geliyor ve ampullerin altından geçtiğinde hareketleniyordu. Prf. Bender Annie - Marie’ye Psi test uyguladığında sonuçlar kızın telepatik olduğunu gösteriyordu. Ayrıca olaylar olduğu sırada Annie-Marie’nin duygusal ve zihinsel durumu iyi değildi. Nişanlısıyla kavgalıydı ve büyük aile problemleri yaşıyordu.

 

Bu arada ofiste başka fenomenler de gerçekleşmeye başladı. Duvardaki resimler kendiliğinden döndürülüyor, ağır dosya dolapları hareket edip çekiliyor, fotokopi toneri bir anda dışarı fırlayıp heryere dağılıyordu. Hukuk firmasının sahipleri sabırlarını yitirerek Anne-Marie’yi işten uzaklaştırdılar. Anne-Marie ofisten gider gitmez fenomenler durmuştu.

 

Bell Witch Poltergeist

Tennessee, Adams’ta geçen olay Amerika tarihinin en ünlü Poltergeist aktivitesi barındıran hadiselerinden biridir. Olayda tayf halinde varlıkların görünmesinden tutun, kaynağı belirsiz sesler, poltergeist aktiviteleri ve en nihayetinde John Bell’in ölümü vuku bulmuştur. Hem de efsanevi Bell Witch ( Bell Cadısı )’nın elinden.

 

Doğaüstü olayların tarih kayıtlarına göre, Bell Witch hikayesi 1817 tarihinde, Tennessee’ de çiftçilik yapan Bell ailesinin evlerinde garip fenomenlerin olmasıyla başlamıştır. İlk önceleri evde vuruş, patırtı ve tırmalama sesleri başladı.

 

Örtüler yatakların üzerinden çekiliyor, aile fertleri görünmez varlıklar tarafından tekmeleniyor, tırmalanıyor ve saçları çekiliyordu. Özellikle 12 yaşındaki Betsy Bell işkencenin odak noktasıydı. Küçük kız tokatlanıyor, çimdikleniyor, derisi morartılıyor ve iğneler batırılıyordu. İlk önceleri John Bell bu garip olayları saklamak konusunda kararlıydı. Ancak olayların gelişimiyle bir arkadaşına açıldı. Bell’in arkadaşı bir komite toplayarak evi araştırmaya başladı ve nihayetinde Bell2in arkadaşları evde ürkütücü derecede zeki garip bir gücün bulunduğunu öğrendiler. Bu süre sonra bu varlığın bir de ses kazanmasıyla beraber huzurun sessizliği sonsuza dek kaybolacaktı.

 

Sesin sahibi olan varlık kendini Cadı Kate Batts olarak tanıtacaktı. Yerel halkın “Kate” diye adlandırdığı varlık Bell evindeki görünmelerini günlük hale getirmişti artık. Her seferinde hasar ve kargaşa yaratıyor ailenin her bir ferdine çeşitli eziyetler yapıyordu. Bir süre sonra cadının Robertson ilçesinde hemen her yerde görülmesi ve garip seslerini duyulmasıyla birlikte bölgedeki insanların tamamı cadıyı öğrenmişlerdi

 

Varlık o kadar ünlü olduki zamanın generallerinden Andrew Jackson bile ziyaret edip görmek istedi. Ziyareti sırasında o da cadının oyunlarından nasibini aldı ve atlı arabasının tekerlekleri cadı bırakana kadar yerlerinden kımıldamadı.

 

John Bell “Kate” in sebep olduğu düşünülen garip bir hastalığa yakalandı. Bell hasta yatağında yatarken varlık küfürler edip dürtükleyerek ona rahat vermedi. Bir gün yatağa yattı ve bir daha iyileşemedi. Bir sabah John yatağında tamamen hissiz bir şekilde uzanırken bulundu ve yanında garip bir şişe bulundu. Adamın ağzında şişede bulunan siyah sıvıdan vardı. Sıvı bir kedinin diline damlatıldı, bir süre sonra kedi ölmüştü. Ardından John da kediyi izledi ve öldü. Geride “Kate” zafer çığlıkları atıyordu. Hatta zavallı adamın cenazesinde de görünerek, güldü, küfürler etti ve şarkılar söyledi.

 

Düşman ilan ettiği kişinin ölümünden sonra da kaybolmadı “kate”. Betsy Bell’e musallat olarak, kızın gerçek sevgiyle bağlandığı adam Joshua Gardner la evlenmemesi için tehdit etti. Nedenini söylememesine rağmen daha sonra kızın yerel bir öğretmen olan Richard Powell ile evlenmesine izin verdi. Hemen ardından varlık 7 sene sonra döneceğine söz vererek ortadan kayboldu.

 

7 sene sonra geri döndü ve iki hafta boyunca tekrar aileye musallat oldu. Tekrar kaybolmadan evvel John Bell Jr.’nin evinde görünerek uyarılarda bulundu. Uyarılar gerçekleşti, İç savaş ve dünya savaşı çıktı. “Kate” 107 yıl sonra geri döneceğini söylemişti ancak 1935 olaysız geldi ve geçti.

 

Bell Cadısının kim veya ne olduğu hiçbir zaman çözülemedi. Gerçekten yaşamış birinin hayaletimiydi? Yoksa sadece nefret dolu bir varlığın yarattığı bir kimlik miydi? Yada Betsy Bell’i odak alan bir poltergeist olayı mıydı? Kimse gerçeği bilemeyecek. Ancak birçoklarının inancına göre Bell Cadısı hiçbir zaman Tenessee Adams’ı terketmedi.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Corbada benim de tuzum bulunsun

 

Felsefe Doktoru ve bir Biyolog olan Lyall Watson’ un 1974 yılının Haziran ayında,Endonezya’nın doğusundaki Timor Timur adındaki adaya yaptığı yolculukta birebir yaşadığı fenomendir. Watson, aslında bu adaya başka bir fenomeni incelemek için gelmiştir, ama bölgeye gelmeden önce yakın bir köyde bir poltergeist vakası yaşandığı söylenince bu yeri öncelikle ziyaret etmeye karar verir.Bu evde ise, karı-koca, iki çocuğu ve bir de adamın kız kardeşi yaşamaktadır. Akşam birlikte yemek yerlerken bir ara, aniden evin sekiz yaşındaki çocuğu bir çığlıkla elindeki fincanı masaya düşürür. Watson hemen çocuğun elini incelediğinde, elinin üstünün nedensiz bir biçimde kanayan ve çocuğun diş izinin çapından büyük bir diş izi olduğunu görür.Olay bu kadarıyla da kalmamıştır.Tam o sırada lambanın alevi maviye dönüşerek birden parlar.Bununla birlikte,materyalize olayları da oluşur ve tuz yağmaya başlar. Bu olaylara garip sesler de eşlik eder ve masa da, içinde yabani bir hayvan olan kutu kapağı gibi sallanmaya,sıçramaya başlayarak devrilir. Watson, olaylar bitince yaptığı titiz ve ayrıntılı araştırmalar sonucunda hiçbir hile bulamaz. (Zaten hile yapılacak karakterde bir fenomen olmadığı gibi, bulunulan yer de buna uygun değildir.)

 

Ayrıca,bazı poltergeist vakalarında yine materyalize ile cisimlerin hareket ettirilmesinin sınırlı birkaç gün boyunca sürmesi ve buna neden olan kişinin tespit edilmesiyle, kovma işlemi olmaksızın birden sona ermesinin sebebi,bulunulan ortamdaki enerjinin o insanların beyinleri üzerindeki tesirleri ve Astrolojik etkilerin kişilerin koruyucu melekelerini zayıflatmasıyla birlikte,etkileşimi altında kaldıkları cinlerin o beyinler üzerindeki tesirlerinin artıp azalmasıdır. Çünkü bu tür etkileşimler, tamamıyla beyinle ilgili olduğu için, bir önce anlattığımız olaylarda da görüldüğü üzere çok daha güçlü (şiddetli) ve uzun, hatta anlatılan nedenlerden dolayı ömür boyu sürerken, kimilerinde de belirli bir süre,kiminde de çok çok kısa sürede olmaktadır. Bu sebepledir ki,etkilerin tamamı göz önüne alınmadığı ve olaylara tek bir açıdan bakılarak değerlendirilmediği için etkileşimlerin türü farklı olsa da mekanizması hep aynıdır.

 

Buna destek veren örneklerin biri de,poltergeist vakalarına katlanamayan ve bunalan insanların,rahatsızlık veren bu varlıklara kendilerini rahat bırakmaları için güçlü bir biçimde bağırmalarıyla olayların sona ermesidir ki,bunun oluşum şekli de,içten gelen bir biçimde yani şiddetli bir konsantrasyonla,beyindeki ilgili hücreleri, dolayısıyla koruma melekelerini harekete geçirmek suretiyle bu tür varlıklara blokaj oluşturmasıdır. Ya da olaya neden olan kişilerin o ortamlardan uzaklaştırılmalarıyla vakalar sona ermekte, ancak o kişi üzerindeki etkiler ( de bazılarında kalkmış gibi görünse de)aynı veya biçim değiştirmiş şeklinde devam etmekte ve ışınsal varlık(lar) kendini o kişiye mutlaka hissettirmektedir.

 

Bununla ilgili bir örnek de ünlü Amerikan kanalı Reality TV’de yayımlanmıştı. Programda, bir aile, benzer türden saldırıya uğrar ve belli bir süre sonra bu duruma dayanamayarak ev değiştirmeye karar verir. Ama nafile, olaylar sona ermez.Yine evde bıçaklar, kesici aletler havada uçuşmakta,bazen bulduğu yumuşak yerlere saplanmakta bazen de ev halkı merdivenlerden, yüksek yerlerden görünmeyen bir güç tarafından itilmekte, evdeki giyim eşyaları ve kumaşlar hiçbir neden yokken kesilmekte ya da kesilmiş bulunmaktadır. Eve bu konuyla ilgili din adamları çağrılır ancak, güçleri yeterli olamadığından başarılı olamazlar. Aile yine çareyi ev değiştirmekte bulur ve bu yer değiştirme on bir kez tekrarlanır. En sonunda kendileri özel bir ev yapmaya karar verirler ve tekrar Eyalet Üniversitesinden konuyla ilgili bir bilim adamı çağrılır.Bilim adamı ise birtakım enerji ölçer aletlerle evi inceler ve sonucunda evde ani enerji(ısı)sapmaları,değişimlerini saptar. İpuçlarını da dikkâtlice inceleyerek daha önceki diğer araştırmacıların da belirttiği gibi, bu insanların halüsinasyon türünden şeyler yaşayan insanlar olmadıklarını ortaya koyar.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Hayaletlerle ya da aklınıza gelen başka birşeyle karıştırmamaya çalışın...

 

İnsan beyninin ne kadar üstün olduğuna bir kanıttır aslında...

 

Bazı esrarengiz olaylara açıklama getirebilir, ya da tamamen psikolojisi bozuk insanların yaşadıkları bişeydir...

 

POLTERGEIST

1-Kendini ses çıkararak, eşyaları kımıldatarak ve insanlara saldırarak gösteren, zararlı, hızlı hareket eden, insan ruhu...

2-Bir kişinin; genellikle ergenlik çağındaki bir kızın zihninin, yoğun duygusal baskı altında ortaya çıkardığı paranormal enerji...

 

Bunu daha iyi anlamanız için "An American Haunting" isimli filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum... FILM GERCEK HAYATTAN ALINMISTIR...

 

Bu filmde anlatılan olayların çoğu yirmiden fazla kitapta belgelenmiştir ve doğru oldukları iddia edilmektedir...

 

Bu paranormal olaya ilişkin bu filmde sunulan açıklama, en makul teorilerden biridir...

 

Bu durum halen dünyanın çeşitli yerlerinde meydana gelen ve halen çözülmemiş en eski gizemleriden biri olarak kabul edilir...

 

Linkhttp://www.anamericanhauntingonline.com/

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...