Jump to content

Nefes Eğitimi


nevermore

Önerilen Mesajlar

Nefes eğitiminin gevşeme tekniklerini uygulama açısından çok büyük önemi vardır. Bizler gerçek anlamda nefes almasını ve nefesin ne olduğunu bilmiyoruz. Hava alıp vermeyi nefes almak zannediyoruz.

Hindli filozoflar tarafından oluşturulun kayıtlara göre günde 21.600 defa teneffüs etmekteyiz. Teneffüs salınımı normal bir salınımda bulunduğu sürece hayat uzar. Normali aşınca da hayat kısalır. Bütün evrene nüfuz eden Prana (hayat enerjisi) insan bedeninde ciğerlerin hareketiyle tecelli eder ve bu hareket nefes almayı meydana getirir. Nefesin düzenlemesiyle giderek bütün fiziki sistemi ve hatta kozmik enerjiyi egemenlik altına almak mümkün olur.

Nefes almayı bir makinenin volanına benzetebiliriz. Bir büyük makinede ilk önce volan harekete geçer ve sonra hareket daha ufak kısımlara, en ince mekanizması çalışıncaya kadar aktarılır. Nefes alıp vermek, bedenin bütün kısımlarını herekete geçirici gücü verir. Nefes düzenliyse bütün fiziki organizma ritmik ve uyumlu çalışıyor demektir. Nefesin düzenlenmesiyle Yogiler doğaüstü başarılar elde ederler. Bir kaç gün canlı olarak gömülü kalmaları, bir çivili yatakta yatabilmeleri, hastalıkları iyileştirmeleri ve düşüncelerini diğer kişilere aktarmaları bu başarılara örnek verilebilir.

Yoganın iki temel unsuru bedenin duruşu ve nefes alıp verişin düzenidir. Nefesle zihin arasında sıkı bir ilişki olduğu genel bir deneyin olgusudur. Nefes düzensizse, zihin sıkılıylor demektir ve nefes yeniden normalleşirse, zihin de daha dingin hale gelmiş olur. Yogada amaç, genel hayatiyetin güçlendirilmesi, metabolizmanın kuvvtlendirilmesi ve sindirimin kolaylaştırılmasıdır. Sağlıklı bir beden ve uzun bir ömür manevi idealin bu hayatta gerçekleştirimesinde önemli faktörlerdirler.

Kurallarına uyulmadan yapılan nefes alma uygulamaları ciddi fiziki hastkalıklara yol açabilirler. Bu nedenle her türlü nefes çalışmasını tek başına denememekte fayda vardır. Daha ileri düzeydeki çalışmalar mutlaka bir hoca eşliğinde yapılmalıdır.

Gevşeme tekniklerini uygulamada bir sonuç elde etmek için derinden ve muntazam nefes almasını öğrenmeliyiz. Kirli havanın mümkün olduğu kadar ciğerlerimizden çıktığından emin olmalıyız. Aldığımız kesik kesik nefeslerle ciğerleremizin sadece üst kısmını kullanmış, alt kısımlarda gittikçe kirlenen havayı devamlı olarak saklamış oluruz. Ne kadar derinden nefes alıp verirsek beynimize o kadar fazla oksijen göndermiş oluruz. Eğer beynimize yeteri kadar oksijen gönderemezsek, yorgunluk, uyku, hareketlerimizde ağırlaşma, düşüncede zorluk meydana gelir. Bazı başağrılarının nedenleri de oksijensizlikten kaynaklanmaktadır. Diğer yandan düzenli bir nefes eğitimi heyecanları yatıştırır. Birisine canımız sıkıldı ve kendimizi zor zapt edecek kadar heyecanlandık diyelim. Alabildiğimiz kadar derinden nefes alıp bu havayı içimizde bir kaç saniye tutup sonra yavaş yavaş verelim. Bunu birkaç kez tekrarlayalım. Sakinleştiğimizi fark edeceğiz. Özellikle nefes alırken ve verirken acele etmemeye özen gösterelim.

Nefes alıp verme çalışmasının konsantrasyon üzerinde de büyük etkisi vardır. Nefes çalışması ile zihinsel muhtevanın ışığını örten örtü zayıflatılır ve zihin sadece kendine konsantre olur.

Düzgün nefes eğitimine başlamadan önce ciğerlerimizdeki havayı iyice çıkaralım ve içeride hiç kirli havanın kalmadığından emin olalım. Sonra on saniye süreyle ciğerlerimizi temiz havayla dolduralım. Hatta dolduktan sonra biraz daha zorlayalım. Bu aldığımız havayı beş saniye kadar ciğerlerimize hapsedelim. Sonra yine yavaş yavaş yedi saniye gibi bir sürede havayı dışarı bırakalım. Aynı işlemi 5-6 defa tekrarladığımızda sakinleştiğimizi fark ederek kendimizi daha iyi hissederiz. Nefes eğitimini de yatarak yapmak daha uygundur.

Lobsang Rampa nefes almayı bir sanat olarak görüyor ve nefes alma sanatı hakkında şunları söylüyordu:

“Nefes alış ve verişin süresi kalbin altı kere atışındaki süre ile aynıdır. Nefes alıp vermede başlıca 4 yöntem vardır.

1- Yukarıdan solunum: Fazla bir değeri yoktur. Çünkü göğüs kafesinin ve ciğerlerin yalnızca üst kısmını ilgilendirir.

2- Orta solunum: Bu da pek fazla değerli bir yöntem değildir. Burada diyaframın tamamen hareketsiz kalması söz konusudur.

3- Aşağıdan solunum: Diğerlerine oranla biraz daha üstün bir yöntemdir. Ancak ne var ki, burada da ciğerler tam olarak dolmuş değildir. İçerideki hava tamamen yenilenmiş değildir, giderek de kirlenir.

4- Tam solunum: Burada burun deliklerinin rolü çok büyüktür. Bu nedenle onları sürekli temiz tutmak gerekir. Yalnızca burundan nefes alınıp verilmelidir. Öncelikle rahat bir pozisyonda ya oturulmalı ya da yatılmalıdır. Önemli olan dik durmaktır. İşin tüm sırrı buradadır. Nefes alıp göğüsü iyice şişirmek lazımdır. Göğsü ileri uzatın ve karnınızı da şişirecek şekilde diyaframı aşağı indirin. Burada bütün olay ciğerlere mümkün olduğunca fazla hava almak ve yenilemek amacıyla bunu tamamen boşaltabilmektir. Bütün nefes yöntemleri 3 ana temel üzerine kurulmuştur. Nefes almak, nefesi tutmak ve nefes vermek.”

Nefes alma tekniklerinde özel bir yeri olan diğer bir yöntem de arıtıcı nefes tekniğidir. Bu tekniği şöyle uygulamak mümkün: Önce derin bir nefes alalım. Üç kere üst üste. Ciğerlerimizin havayla iyice dolduğundan emin olup bu havanın tüm vücudumuzu dolaşmasına izin verelim. Havayı yaklaşık 4 saniye içerde tutup tıpkı ıslık çalar gibi dudaklarımızı yuvarlatarak havayı kuvvetlice dışarı üfleyelim. İkinci bir nefes almadan önce bir kez daha üfleyip tüm havanın çıktığından emin olalım.

Nefes eğitiminin zihinsel gevşeme üzerinde de büyük etkisi vardır. Kendimize en uygun gelen bir teknikle gevşedikten ve nefes tekniğini uyguladıktan sonra artık zihni gevşetmeye geçebiliriz. Önce zihni düşüncelerin üzerinde toplamak gerekir. Her hangi bir müdahalede bulunmadan önce işleyişlerini incelemek yerinde olur. Bu şekilde düşüncelerin ne kadar önemsiz ve küçük şeyler olduğunu görmeye çalışalım. Sonra onları durdurup başka düşüncelerin gelmesine engel olalım. Siyah bir kare düşünelim. Bu kare yokluk olsun ve düşünceler bunun içine kendilerini atmaya çalışsınlar. Başlangıçta bazıları sıçrayabilirler. Onları arayıp geriye getirip yokluğun içine yeniden atlamalarını sağlayalım. Bu boşluğu gerçekten görmeye çalışalım. Böylece zihinsel ve bedensel gevşememiz tamamlanmış olacaktır.

Davranışlarımızdaki dengeyi sağlayan iki unsur sevgi ve bilgidir. Düşünce ise bu iki unsura yön verir. Eğer bu üçü uyum içinde ise, yapılan hareket, davranış sonuçta mutlaka büyük bir mutluluk ve iç huzur getirecektir. Çünkü bildiğimiz gibi düşündüğümüz zaman elektrik üretiriz. Sakin sakin düşünen bir beyinden bu elektrik dalgaları gayet tatlı eğriler çizerek etrafa yayılır. Beyin dalgalarındaki fazla iniş çıkışlar orada düşünmemizi dahi engelleyen birşeyin olduğu anlamına gelir. Bu nedenle yapmamız gereken şey, beyin dalgalarındaki bu derin iniş ve çıkışları azaltmaya yani iç huzura ve sakin bir tabiata sahip olmaya çalışmaktır. Eğer kabul edersek sakinlik ve iç huzuru bizlerle birlikte olacaktır.

arkadaşlar konu ile ilgili uzman Sayın DUygu Güner'in yazılarından derlemedir..

 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...